Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi gecesi MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığındaki (JÖAK) eylemlere ilişkin 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı.
03.06.2017 11:52 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi gecesi MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığındaki (JÖAK) eylemlere ilişkin 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı.
31 Mayıs'taki gelişmeye göre, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Ender Coşkun'un hazırladığı ve Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, eski Jandarma Genel Komutanlığı Maliye Başkanı Tuğgeneral Celal Şahin bir numaralı şüpheli olarak geçerken, eski Jandarma Kurmay Yarbay Sami Balcı, o dönem Jandarma Lojistik Komutanlığı MEBS Grup Komutanlığında görev yapan eski jandarma muhabere teğmenler Cemre Nazlum, Gökhan Aytaç, Halil İbrahim Kocamaz ve Kudret Kösem, eski astsubaylar Mehmet Akif Çolak, Sinan Darakcı, Turgut Gözütok, Bilişim ve Teknik İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli Yasin Sancak ve Jandarma Lojistik Komutanlığı'nda görevli Zafer Savaş Öztekin de şüpheliler arasında yer aldı.
Sanıklardan Nazlum, Kocamaz, Kösem ve Gözütok'un, FETÖ'nün gizli haberleşme programı ByLock kullandığının tespit edildiği belirtilen iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığında meydana gelen eylemlere destek olmak amacıyla diğer jandarma unsurlarının bulunduğu yerleşkelerde de FETÖ üyeleri tarafından birtakım faaliyetlerin gerçekleştirildiği, Güvercinlik'te bulunan MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve JÖAK'taki yasa dışı faaliyetlerin soruşturmasının yapıldığı kaydedildi.
Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi'nin FETÖ mensubu kişiler tarafından enterne edilerek Jandarma Genel Komutanlığı komuta kademesinde zafiyet oluşturulmaya çalışıldığı, Jandarma Genel Komutanlığının yapısı, yurt çapındaki görev ve yetki alanları, personel sayısı göz önünde bulundurularak darbe teşebbüsünün başarıya ulaştırılmak istendiği belirtilen iddianamede, Jandarma Genel Komutanlığı Eğitim Komutanı emekli Korgeneral Mustafa Kemal Alataş, emekli Korgeneral Harun Ocaklı ile Korgeneral Ata Kalkan, Korgeneral Arif Çetin, Tümgeneral Güray Alpar ve Yarbay İrfan Tüten'in üstün gayretleri ve darbeci şüphelilere karşı gelmeleri sayesinde, Jandarma Genel Komutanlığının taşra teşkilatının darbe teşebbüsüne katılmasının engellendiği ifade edildi.
Korgeneraller Mustafa Kemal Alataş ve Harun Ocaklı'nın JÖAK'ta konuşlanarak emir komutayı resen devraldıkları, bahsi geçen korgeneraller ile eş zamanlı olarak JÖAK yerleşkesinde olmayan Arif Çetin'in de bulunduğu yerden olaylara müdahil olduğu, darbenin gerçekleşmesine yönelik faaliyetlerin önüne geçtikleri vurgulanan iddianamede, JÖAK'ta bulunan Mustafa Kemal Alataş ve Harun Ocaklı'nın hızla mevcut durumun tahlilini yaparak, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi ve Kurmay Başkanı Korgeneral İbrahim Yaşar'a da ulaşamamaları sebebiyle inisiyatif alarak olaylara müdahale ettiği anlatıldı.
Alataş ve Ocaklı'nın, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde bulunan jandarma personelinin hukuka aykırı eylemlerinin önüne geçmek ve meydana gelen darbe teşebbüsü faaliyetini bastırmak amacıyla saat 03.00'ten itibaren sözde sıkıyönetim direktifinin hükümsüz olduğuna dair mesajları jandarma birliklerine gönderdikleri belirtilen iddianamede, Tümgeneral Arif Çetin'in de söz konusu sıkıyönetim direktif mesajının emir komuta zinciri dışında Jandarma Genel Komutanı'nın ismi kullanılarak çekildiği, kanunsuz ve hiyerarşi dışında emirleri yerine getirenler hakkında tereddüt edilmeden işlem yapılacağı yönünde birliklere mesaj çektiği ifade edildi.
İddianamede, Jandarma Genel Komutanlığının darbecilerden kurtarılması amacıyla JÖAK personeline öncelikle Arif Çetin'in, ardından da Mustafa Kemal Alataş ve Harun Ocaklı'nın emir komuta ettiği ve bu komutanların başarılı faaliyetleriyle Jandarma Genel Komutanlığının darbecilerden kurtarıldığı, Türkiye genelindeki tüm jandarma birliklerinin ikaz edilerek, yönlendirilerek darbeye iştirak etmelerinin önlendiği, darbeciler tarafından gönderilen darbe emrine uymamalarının sağlandığı, Jandarma Okullarındaki nizamiyelerin işgalinin sona erdirildiği, Kara Havacılık Okulunun kontrolünün darbecilerden alınarak buradan kalkan taarruz helikopterlerinin darbe teşebbüsüne olan desteğinin ortadan kaldırıldığı belirtildi.
İddianamede, 'Demokrasiye ve hukuka bağlı, darbe teşebbüsünün engellenmesi için görev alan birçok kahraman jandarma personelinin önderliğinde, darbe girişimine karşı durmaları için Türkiye'deki bütün Jandarma Bölge Komutanlıkları veya vekilleri aranarak bu darbenin hukuka aykırı olduğu, jandarma teşkilatının demokrasinin ve devletin yanında bulunduğu ve gönderilen darbe emrine iştirak edilmeyeceği belirtilerek, MEDAS sistemi üzerinden de mesaj yolu ile tüm jandarma teşkilatı bilgilendirilerek çok büyük katkıyla, jandarma birliklerinin darbeye kalkışma eylemine katılmalarının önüne geçildiği, ayrıca darbecilerin ele geçirmeye çalıştığı jandarma birliklerine müdahale edilerek darbe teşebbüsünün başarısızlıkla sonuçlanmasının sağlandığı anlaşılmıştır.' denildi.
İddianamede, şüphelilerin 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Silahlı terör örgütüne üye olma', 'Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
(03 Haziran 2017, 11:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: