1000 yıllık süreç için yola çıkan tanklar 10. yılda Ergenekon´da palet attı. ´28 Şubat 1000 yıl sürecek´ diyenlerin 2002 yılındaki AKP iktidarıyla birlikte hızla etkilerini yitirmeye başladıkları bir gerçek. O zamandan beri Meclis ile 28 Şubatçılar arasında yaşanan soğuk savaş Ergenekon soruşturmasıyla birlikte sıcak savaşa dönüşmüş durumda. Özellikle son dalga operasyonlarda 28 Şubat´ta en etkin rol oynayan bazı generallerin tutuklanması, 28 Şubatçıların hırsını, gerçekleştirdikleri postmodern darbeyi sürdürme isteklerini, sarıkız-ayışığı ve benzeri kod adlarıyla planlamaya çalıştıkları darbe girişimlerini birkez daha gözler önüne sermiş oldu. 28 Şubat süreci sonrasında ortaya çıkan bir başka ilginç gerçek ise darbecilerin Türkiye´nin geleneksel Batı´ya dönük yönünü Doğu´ya, İran-Rusya-Çin istikametine çevirmek üzere olduğu idi. Muhtemelen işte tam bu noktada devreye giren iç ve dış dinamiklerin AK Parti hükümetinin yanında yeralmasıyla başlatılan Ergenekon operasyonu, 28 Şubat cuntacılarının 1000 yıllık ömür hayalini 10. yılında suya düşürdü. Türkiye son 2-3 yıldır müthiş bir değişim yaşıyor. 28 Şubatçıların bu değişimden hiç hoşlanmadıkları ve etkilerini hızla yitirdikleri bir gerçek. 28 Şubatçıların yeni darbe girişimlerine direnişiyle sembol haline gelen Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün demokrasiden yana tavır koymasıyla ve sonrasında gelen Genelkurmay Başkanları Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ´un Başbakan Erdoğan´la başbaşa yapılan ikili görüşme sonrasında ikna olarak aynı şekilde demokrasiden yana taraf olmalarıyla ordu içinde de 28 şubat ve cunta temizliğinin yapıldığını, ordunun yavaş da olsa demokratik düzende olması gereken yerine yerleşmekte olduğunu gösteriyor. 28 Şubat sürecinin arka planında neler yaşandığına dair belki ilk elden bilgiler, 12 yıl sonra yıldönümü hediyesi gibi piyasaya düşen, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı´nın 28 Şubat´ın arka planına ışık tutan şok ifadelerinin yeraldığı ses kaydı ile geldi.
28 Şubatçılar 12. yılda kan ağlıyor
´Postmodern darbe´ olarak tanımlanan 28 Şubat´ın üzerinden 12 yıl geçti. Türkiye, Aralık 1995´te yapılan seçimlerde bir ilki yaşamıştı. Milli Görüş´ün lideri Necmettin Erbakan sandıktan zaferle çıkmış, yüzde 21 oyla Meclis´te 158 sandalye kazanmıştı. Günümüzün Başbakanı Tayyip Erdoğan´ın da yeraldığı Refah Partisi, DYP ile koalisyon kurunca, askerlerin kontrolünde, hükümete dışarıdan müdahale ve siyaseti yönlendirme çabalarını içeren ´28 Şubat süreci´ başlatıldı. DYP´de yaşanan istifaları, milletvekili transferleri izledi. Ülkeyi 28 Şubat´a taşıyan olaylar peş peşe sıralanınca sahneye konulan film netleşiyor. 11 ay süren Refahyol döneminde yaşananlar senaryoyu ele veriyor. (Zaman)
1000 yıllık süreç için yola çıkan tanklar 10. yılda Ergenekon´da palet attı!
´28 Şubat 1000 yıl sürecek´ diyenlerin 2002 yılındaki AKP iktidarıyla birlikte hızla etkilerini yitirmeye başladıkları bir gerçek. O zamandan beri Meclis ile 28 Şubatçılar arasında yaşanan soğuk savaş Ergenekon soruşturmasıyla birlikte sıcak savaşa dönüşmüş durumda. Özellikle son dalga operasyonlarda 28 Şubat´ta en etkin rol oynayan bazı generallerin tutuklanması, 28 Şubatçıların hırsını, gerçekleştirdikleri postmodern darbeyi sürdürme isteklerini, sarıkız-ayışığı ve benzeri kod adlarıyla planlamaya çalıştıkları darbe girişimlerini birkez daha gözler önüne sermiş oldu. 28 Şubat süreci sonrasında ortaya çıkan bir başka ilginç gerçek ise darbecilerin Türkiye´nin geleneksel Batı´ya dönük yönünü Doğu´ya, İran-Rusya-Çin istikametine çevirmek üzere olduğu idi.
1000 yıllık süreç hayali 10. yılda suya düştü
Muhtemelen işte tam bu noktada devreye giren iç ve dış dinamiklerin AK Parti hükümetinin yanında yeralmasıyla başlatılan Ergenekon operasyonu, 28 Şubat cuntacılarının 1000 yıllık ömür hayalini 10. yılında suya düşürdü. Türkiye son 2-3 yıldır müthiş bir değişim yaşıyor. 28 Şubatçıların bu değişimden hiç hoşlanmadıkları ve etkilerini hızla yitirdikleri bir gerçek. 28 Şubatçıların yeni darbe girişimlerine direnişiyle sembol haline gelen Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün demokrasiden yana tavır koymasıyla ve sonrasında gelen Genelkurmay Başkanları Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ´un Başbakan Erdoğan´la başbaşa yapılan ikili görüşme sonrasında ikna olarak aynı şekilde demokrasiden yana taraf olmalarıyla ordu içinde de 28 şubat ve cunta temizliğinin yapıldığını, ordunun yavaş da olsa demokratik düzende olması gereken yerine yerleşmekte olduğunu gösteriyor. 28 Şubat sürecinin arka planında neler yaşandığına dair belki ilk elden bilgiler, 12 yıl sonra yıldönümü hediyesi gibi piyasaya düşen, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı´nın 28 Şubat´ın arka planına ışık tutan şok ifadelerinin yeraldığı ses kaydı ile geldi.
Ses kayıtları internete düştü mertlik bozuldu
Karadayı 28 Şubat´ın geri planını bir güzel anlattığı ses kaydında önceki darbelerde de aktif görev aldığını belirtiyor. Karadayı´ya ait olduğu iddia edilen ses 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat´ta aktif görev aldığını anlatıyor. Bütün darbelerde aktif görev aldığını belirten ses, 28 Şubat sürecinde Necmettin Erbakan´ın iktidardan nasıl düşürüldüğünü, Mesut Yılmaz´a iktidarın altın tepsiyle sunulduğunu anlatıyor. İşte o kayıttaki çarpıcı ifadelerden bazıları:
27 Mayıs´ta da ben vardım. Davutpaşa´daydım. Üniversiteler partilere karşıydı. Polis tuttuğunu bize getiriyordu. Biz de yemek yedirip, top oynayıp arka kapıdan salıyorduk.. Yıllar sonra Kemal Alemdaroğlu ile karşılaştım. ´Komutanım saldıklarınız arasında ben de vardım´ dedi.. 12 Eylül´de de rol aldım. Mamak Tugay Komutanı´ydım. Planlama grubundaydım. Sabıkalıyız yani. Sicili bozuk bir adamım.. 12 Eylül hazırlığı bir yıl önce başladı. Kritik yerlere atamaları ben yaptım.. Hocayı Demirel ile konuştum, dedim mutlaka gitmesi lazım. (...) Ne dersem onu yaparlardı, Hocaya ayrıl dedim, ayrıldı.. Biz partiyi kapattık yavv. Onur Öymen Dışişleri Müsteşarı´ydı, birlikte çalışırdık. Haberimiz olmadan hiçbirşey yapmaz.. ´Mesut Bey, size altın tepside bir iktidar teslim ediyoruz. Bunu iyi değerlendirin´ dedim.. Demirel´le ilişkilerimiz fevkalade iyiydi. Hatta bir gazeteye beyanat verdi, ´Darbeyi Karadayı önledi falan´ diye.. Çiller beni görevden alacaktı. Yazısını koruması çekmecesinden çalıp bana getirdi..
Ses kaydının yazılı tüm metni ve manşetlerimiz
Abdullah Harun
(28 Şubat 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Video kaydını izlemek için tıklayın
Video kaydını indirmek için tıklayın