Beş Ergenekon savcısının talebi üzerine mahkeme kararıyla bu sabah 08:30´da başlatılan ve tüm gün süren, üniversite rektörleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik olduğu gözlenen 12. dalga Ergenekon operasyonları Türkiye´yi bugün kelimenin tam anlamıyla salladı. Gözaltılara lehte ve aleyhte yoğun tepkiler gelmeye devam ediyor.
12. Ergenekon dalgası Türkiye´yi şiddetle sarstı
Beş Ergenekon savcısının talebi üzerine mahkeme kararıyla bu sabah 08:30´da başlatılan ve tüm gün süren, üniversite rektörleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik olduğu gözlenen 12. dalga Ergenekon operasyonları Türkiye´yi bugün kelimenin tam anlamıyla salladı. Gözaltılara lehte ve aleyhte yoğun tepkiler gelmeye devam ediyor.
OPERASYONA İLGİNÇ BENZETME
Bir haber kanalına canlı telefon bağlantısı ile katılan Gazi Üniversitesi Ceza Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Nurullah Aydın, Ergenekon operasyonunu Amerika´nın Mc Carty dönemindeki ´cadı avı´na benzetti.
İZMİR BAROSUNDAN ERGENEKON YANLISI AÇIKLAMA
İzmir Barosu Başkan Vekili Özdemir Sökmen, Ergenekon yanlısı açıklamalarıyla dikkat çekti. ´Ülkede ne kadar Atatürkçü varsa hepsi toplanıyor, gidişat hiç iyi değil bakalım daha neler göreceğiz´ diyen Sökmen, bir korku imparatorluğu kurulmak istendiği iddiasında bulundu.
CHP´den çok ağır suçlama
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, AK Parti iktidarını seçimle işbaşına gelerek terör estiren Hitler´e benzetti. Ergenekon soruşturması kapsamında güvenlik görevlilerinin arama yaptığı Başkent Üniversitesi´ne gelen Yılmaz Ateş, Yaşananlar sadece iktidar partisinin değil Türkiye´nin ayıbı. Şu anda iktidar terörü yaşanıyor. Türkiye bu ayıbı temizleyemez. Buna herkes tepki göstersin. dedi. Kendisinin 12 Mart ve 12 Eylül gibi darbe süreçlerini yaşadığını, ama hiçbir zaman televizyon ve üniversitelerin basılmadığını söyleyen CHP´li Ateş, Türkan Saylan ve Mehmet Haberal çok değerli bilim adamlarıdır. bilim adamları içeri atılıyor. dedi. Yılmaz Ateş, arşivlerine el konan Kanal B televizyonunun nasıl yayın yapacağını sordu. AK Parti iktidarını Hitler´e benzeten Yılmaz Ateş, Hitler´in seçimle işbaşına geldikten sonra terör estirdiğini ifade etti. Ateş, Başkent Üniversitesi´ndeki aramayı ´29 Mart seçimlerinin rövanşı´ olarak nitelendirdi.
Tufan Türenç: Operasyonlar Türkiye´ye zarar veriyor
Hürriyet Gazetesi yazarı Tufan Türenç, ´Sorgulama ve operasyonlarda ölçü kaçırıldı. Soruşturma pervasızca yürütülüyor. Operasyonlar, daha eleyici yapılmalı diye düşünüyorum. Sabaha karşı operasyon yapmak, bazılarını salıvermek bazılarını tutuklamak Türkiye´ye zarar veriyor´ dedi. Türenç, Türkan Saylan´ın evinin niçin arandığını da anlayamadığını söyledi.
İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın: Soruşturmanın altında yatan neden Atatürkçü düşüncelerini sesli söylemekse burada bir sorun var demektir
Öncelikle bu soruşturmada bahsedilen kişilere yönelik olması bu kişilerin Atatürk ilkelerine son derece bağlı kişiler olması, ADD´ye yönelik bir soruşturma olduğunu çok net biçimde görüyoruz. Bu soruşturma özel kılınmaktadır. Herkes yargılanabilir ama yargılama yapılması için haklarında makul şüphelerin gerçekleşmesi lazım. Bu yapılırken de gözaltından önce bildirilir. Aynı metodlarla yürütülüyor. Hukuk içinde yapılması gerektiği noktasındaki duyarlılıklarımızı seslendirdik, seslendireceğiz. Hukuk öç almaların aracı kullanılırsa sıkıntılara yol açar. Ancak hukuk içinde kalınmalı, yasal gerekliliklere uyularak herşey yapılmalı. Önce kendileriyle ilgili yakalama kararları bildirilir daha sonra gözaltı işlemleri gerçekleştirilir. Ama burada görevde olan rektörler, Atatürk´e bağlılığı belli olan kişiler direkt gözaltına alınmıştır. İkinci iddianamede de Cumhuriyet mitinglerine katılan kişilerin şüpheli olduğu belirtilmiştir. Kaygılar giderilemez. Gözaltına alınan insanlara baktığınızda hemen hemen tamamının Atatürkçü düşüncede olan insanlardan oluştuğu görünüyor. Soruşturmanın altında yatan neden Atatürkçü düşüncelerini sesli söylemekse burada bir
sorun var demektir.
Gazeteciler Federasyonu Başkanı Nazmi Bilgin: Ben de Ergenekoncuyum
Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, ´Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. Türkan Saylan ve diğer aydınlar, demokratik, laik ve Atatürkçü düşüncelerinden dolayı göz altına alınıyorsa, daha önce de belirttiğim gibi ben de Ergenekoncuyum´ dedi. Bilgin, yaptığı yazılı açıklamada, ´tarihin, aydınları susturmaya çalışan aymazlarla dolu olduğunu, ancak buna rağmen hep aydınlığın kazandığını´ belirtti. Erklerin birbirini etkilediği bir ülkede, demokrasiden bahsedilemeyeceğini savunan Bilgin, ´Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. Türkan Saylan ve diğer aydınlar, demokratik, laik ve Atatürkçü düşüncelerinden dolayı göz altına alınıyorsa, daha önce de belirttiğim gibi ben de Ergenekoncuyum. Ergenekon adının, yani bu kutsal topraklara çıkışın bir suç örgütünün simgesi haline getirilmesi ise düşündürücü ve vahim bir hatadır´ ifadelerini kullandı.
TTB Başkanı Gençay Gürsoy: 100 bin hekimin, bir kutsal değeri varsa Türkan Saylan bizim kutsalımızdır. Ona yapılan muameleyi kendimize yapılmış sayacağız
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Delegesi Prof. Dr. Türkan Saylan´ın Ergenekon soruşturması kapsamında evinde arama yapılmasına Türk Tabipleri Birliği sert tepki gösterdi. TTB Başkanı Gençay Gürsoy, Saylan´ın yanında olduklarını söyleyerek, ?Eğer TTB´nin, hekim camiasının, 100 bin hekimin, bir kutsal değeri varsa Türkan Saylan bizim kutsalımızdır. Bunu açıkça ifade ediyorum. Türkan Saylan´ın temsil ettiği kimlik bizim hekim kimliğimizin kutsalıdır. Ve bugün hepimiz Türkan Saylan´ız? dedi.
Vural Savaş: Yaşanan faşizmden öte. Anayasa Mahkemesi de laikliğe aykırı faaliyetleri ortaya çıkan partiye para cezası vermekle yetinerek dolaylı sorumluluğu paylaşıyor
Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, son baskın ve gözaltıların ?faşizm ötesi´ bir tabloyu yansıttığını belirterek, ?Çünkü faşist düzende faşist yasalar vardır. Çıkar bunları uygularlar. Oysa şimdi Anayasa ve yasalar ihlal ediliyor? dedi. Savaş, Kanal B´ye, son baskın ve gözaltılarla ilgili açıklamalarda bulundu. Polisin Ergenekon olayına konu olan soruşturmalarda sorgulama yapmasının yasalara aykırı olduğunu, bu sorguyu savcıların yapması gerektiğini savunan Savaş, ?Tüm kırmızı çizgilerimizi ihlal edecek, devlet güvenliğini tehlikeye sokacak pek çok uygulama yapılma durumunda. Türkiye bütünlüğüne sahip çıkacak kim varsa sindirilmek isteniyor. Korkunç bir durumla karşı karşıyayız, vatandaşlar artık ´yargıya güveniyoruz´ gibi şeylerle kendilerini aldatmasınlar. Kanunlara aykırı delillere sorgu yapanlar hakim savcı değil mi? Bu soruşturmayı ancak savcı yapabilir, polislerin yetkisi yok, yetki gaspı var. Mağdur olanların tazminat davaları açabilirler. Polisin kanunsuz şekilde bir saat bile sorgulama yetkisi yok. Fakat savcıların artık bu işte polislerin oyuncağı olduğu anlaşılıyor, çünkü kendileri bilmiyorlar mı ki, polislerin yetkisi yok? diye konuştu. Son kitabında Ergenekon sürecinde yaşanan kanunsuzlukları ele aldığını kaydeden Vural Savaş, ?Faşizm ötesi bir durumla karşı karşıyayız. Faşist düzenlerde de faşist yasalar çıkar bunu uygularlar, şimdi yasalar, Anayasa ihlal ediliyor, hem Anayasamıza hem yasamıza aykırı? dedi. Dış güdümlü operasyonların geçmişte ?bizim çocuklara? yaptırıldığını iddia eden Vural Savaş, ?Dış güdümlü operasyonlar, şimdi adliyeye sızmış örgütlerle yapılıyor. Kanuna aykırı deliller hiçbir zaman kullanılamaz şeklindeki Anayasal hüküm hiçe sayılmıştır? şeklinde konuştu. Vural Savaş, AKP´nin inişe geçtiğinin anlaşıldığını, şimdi Türkiye´yi yönetenlerin milletvekilliği dokunulmazlıkları kalktıktan sonra Yüce Divan riskiyle karşı karşıya olduklarını belirterek, ?Bu böyle devam ederse Türkiye Cumhuriyeti elden gider, bütün özgürlüklerimizi yitiririz. Beni en çok üzen bütün bu kanunsuzlukların Türkiye Cumhuriyeti´nin bir korku imparatorluğu haline getirilmesinin birtakım savcı ve hakimler eliyle yapılmasıdır? dedi. Savaş, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanı´nın yaşananlarda sorumluluğu bulunduğunu, Anayasa Mahkemesi´nin de laikliğe aykırı faaliyetleri ortaya çıkan partiye para cezası vermekle yetinerek dolaylı sorumluluğu paylaştığını iddia etti.
Van Barosu Başkanı Ayhan Çabuk: Hiç kimse hukukun üzerinde değildir
Van Barosu Başkanı Ayhan Çabuk, ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Van´da yapılan aramalara ilişkin yaptığı açıklamada, yargıyı etkileyecek davranışlardan kaçınılması gerektiğini söyledi. AA muhabirine açıklamada bulunan Baro Başkanı Çabuk, toplumun ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında ikiye bölündüğüne dikkati çekti. İnsanların hukuka güvenmesi ve yargı üzerinde hiçbir şekilde baskı oluşturulmaması gerektiğini ifade eden Çabuk, şöyle konuştu: ´Yargının serbest, rahat bırakılması lazım. Toplum ne yazık ki ikiye bölünmüştür. Savcılarımıza güvenmek lazımdır. Zaten yapılacak soruşturmalar sonucunda eğer bir suç durumuna rastlanmayacaksa, mutlaka gerçekler ortaya çıkacaktır. Kişilerin sıfatları ne olursa olsun bu ülkede hiç kimse yargının üstünde değildir. Ergenekon soruşturmasındaki iddialar az bir iddia değildir. Elbetteki yargı bu iddialara karşı ilgili işlemleri başlatacaktır. Aramalar ve gözaltılar son derece doğal karşılanmalı.´
Bülent Orakoğlu: Bu işin bir de parlamento ayağı var
Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkan Vekili Bülent Orakoğlu, çok ilginç bir iddiada bulundu. Dalga dalga genişleyen operasyonlarda her seferinde bir kesime yoğunlaşıldığına dikkat çeken Orakoğlu, ´Bu işin bir de parlamento ayağı var´ dedi. Habertürk televizyonunda Ergenekon soruşturması kapsamında bugün gerçekleşen operasyonu değerlendiren Bülent Orakoğlu davanın seyri için çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Orakoğlu, son dalganın üniversitelere yönelik olduğunu belirterek, bir dahaki dalganın kamu kurumlarına yönelik gerçekleşeceğini ve operasyonun son ayağının parlamento olacağını öne sürdü. Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkan Vekili Bülent Orakoğlu Ergenekon soruşturmasının bugün gerçekleşen son dalgaya ilişkin Habertürk televizyonuna yaptığı değerlendirmede operasyonlarla ilgili yapılan yorumları eleştirerek şunları söyledi: Türkiye bir hukuk devleti. Her dalga sonrası çeşitli yorumlar yapılıyor. Sanki Türkiye güllük gülistanlık bir ülke. Faili meçhul cinayetler yaşanmamış, darbeler olmamış... Gözaltılar sırasında bazı hatalar olabilir. Bu tür operasyonlar sancılı olması normal tabi. İtalya´da daha büyüğü yaşandı. Bu dalganın üniversitelere yönelik yapıldığı görülüyor. Bazı arkadaşlar sanki savcılar oturmuş kafalarına göre operasyon başlatıyormuş gibi yorum yapıyor. Bütün bu operasyonlar hukuk içerisinde yapılıyor. Aksini söylemek çok yanlış.Operasyonların bundan sonra artarak devam edeceğini belirten Orakoğlu, kamu kurumlarına yönelik henüz bir operasyonun gerçekleşmediğini, en son basamağın Meclis´te son bulacağını öne sürdü. Orakoğlu, bu operasyon geçmiş 70 yıllık tarihinin temizlenmesidir. Herkesin konuşmasına dikkat etmesi gerekir. Ben hiçbir operasyon aleyhine konuşmuyorum. Bu örgütün genel çerçevesini çizerek örgüte karşı birlik halinde olunması gerek. diye konuştu. Soruşturmada sanıktan kanıta gidilmesi doğru mu şelindeki bir soru üzerine Orakoğlu, Bu operasyonlar yapıldığı zaman, gece yarısı insanlar alınıyor deniliyor. Şimdi sabaha karşı yapılıyor. Savcılar kafasına göre bir operasyon yapmıyor. Önce organik yapılar tespit ediliyor. Bunlar mahkemeye sunuluyor. Mahkeme de bunun kararını veriyor. Bazı ufak tefek aksamalar olabilir ama bunlar çok ciddi olmayan olaylar. Bende emniyetteyken bir çok operasyon yaptık. Gece yarısı da operasyonlarına katıldım.
ERGENEKON´DA TANIK OLARAK İFADE VERMEYE HAZIRIM
Orakoğlu, bir gazeteye verdiği demeçte Gerekirse tanık olarak çağrıldığımda tüm bildiklerimi anlatırım sözlerinide değerlendirdi. Son ergenekon duruşmasında bir sanığın mahkemede kendisinin dinlenmesini istediğini belirten Orakoğlu, Bende TC´nin hukuk devleti olduğunu, mahkeyeme çağrıldığımda gelmeme gibi bir durumun olamayacağını söyledim. Hatay Emniyet müdürlüğünü yürütürken yaşadığım olaylar vardır. Ben görevimi fazlasıyla yapmış bir insan olarak bu tür olayların aydınlamasıyla ilgili çeşitli şekilde ifadeleri genişleteceğimi söylemiştim. diye konuştu.
OPERASYONUN PARLAMENTO AYAĞI KİMLERİ KAPSIYOR?
Orakoğlu ayrıca yaptığı açıklamada öne sürdüğü operasyonun parlamento ayağı iddiasıyla ilgili isim verip veremeyeceğine yönelik soruya, Bu operasyonları konuşurken çeşitli analiz yapan arkadaşlar, İtalya´yı örnek alması gerektiğini söylüyoruz. Devletin tüm imkanları bu operasyonu savcı arkadaşlara açıldı. Eğer operasyonun hakikaten hukuk çerçevesi içinde işlemesini istiyorsak, darbelerden bahsediliyorsa bu arşivlerin açılması gerekir. İtalya´da medya ve siyaset ayağı da yapıldı. Eski bir emniyet istihbarat müdürü olarak tabi sahip olduğumuz bilgiler mevcut. İsim vermeden genel çerçevede konuşmaya çalışıyorum. Bildiklerimi bir kaç sene önce Ergenekon savcılarına anlattım, tekrar çağrılırsam ifade veririm. Hukuka inanan bir insan olarak elimde ciddi belgeler olmadıktan sonra isim veremem ama savcıların elinde olduğunu biliyorum şeklinde yanıt verdi.
Star Gazetesi Başyazarı Mehmet Altan: Konu darbe ile ilgili, laiklikle değil
Star Gazetesi Başyazarı Mehmet Altan, Ergenekon kapsamında düzenlenen operasyonların laiklikle ilgisinin olmadığını, operasyonların ´darbe hazırlığı´ çerçevesinde bakılması gerektiğini vurguladı. Star gazetesi yazarı Prof. Dr. Mehmet Altan, HABERTÜRK´te son Ergenekon dalgasını değerlendirdi. Ergenekon´u küçümsemiyorum. Askerle darbe için ilinti içinde olup olmamak önemli. Muhalif olmak değil söz konusu olan. Herkes muhalefet yapabilir ama askerle işbirliği yaparak, darbe işlerinin içine girmek muhalefet kapsamına girmiyor. Bu operasyonlardaki gözaltına alma şekilleri tabii ki sorgulanabilir hukuk açısından. Ama bu, bu davayı küçültmez. Ben soruyorum bu insanlara Ecevit herkesin bildiği o süreci yaşarken bu insanlar neredeydi.
Taraf yazarı Alper Görmüş: 28 Şubat´la darbe konsepti değişti
Taraf yazarı Alper Görmüş, 28 Şubat ile birlikte darbeci zihniyetin konsept değiştirdiğini görüyoruz dedi. Görmüş, Nokta dergisinde yayınlanan darbe günlüklerinde de bu değişimin çok net görüldüğüne dikkat çekti. Görmüş şöyle devam etti ´Artık sadece asker tarafından bir darbe yapılmasının çok zor olduğunu gören bu zihniyet, sivil toplum kuruluşlarını işin içine çekmeye çalıştı. Biz darbe günlükleri sayımızın ertesinde darbecilerle sivil toplum kuruluşları arasındaki organik yapıyı ortaya çıkardık bu haberimiz için de en ufak bir tekzip gelmedi. Zaten bu haberimizden sonra da dergimiz basıldı. İlginçtir, ilk cumhuriyet mitingi bizim bu sayımızdan kısa bir süre sonra yapıldı.´
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı: Hiç kimse devletten, milli iradeden daha üstün değildir
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, ´Ergenekon´ soruşturmasına ilişkin, ´Esas olan bu işlerin insanlara işkence yapılmadan, insan haysiyetini zedeler bir şekilde herhangi bir duruma sebebiyet vermeden sürdürülebilir olmasıdır´ dedi. Yazıcı, Türk Kalp Vakfı tarafından Point Otel´de düzenlenen ´21. Türk Kalp Haftası´nın açılış töreninin ardından gazetecilerin ´Ergenekon´ soruşturmasına ilişkin sorusunu yanıtladı. ´Soruşturmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?´ sorusuna Yazıcı, şu yanıtı verdi: ´(Değerlendirme konusu olabilecek bir durum yok) diye düşünüyorum. Tahkikat, soruşturma çok yoğun bir şekilde derinlemesine sürdürülüyor. Kanıtlar, belgeler, ilgili görevli, yetkili savcıların elinde. Onların elindeki belgeler biz de olmadığına göre, bizim yapılan işler hakkında ´şöyle´ veya ´böyle´ bir şey söylememiz mümkün değil. Bunlar kanunlara göre yürütülen, savcıların görev alanına giren konular. Nihayet, derleyip toparlayacaklar, sonuçta suç varsa, kanıt varsa mahkemeye gider. Mahkeme de hükmü verir. Esas olan bu işlerin insanlara işkence yapılmadan, insan haysiyetini zedeler bir şekilde herhangi bir duruma sebebiyet vermeden sürdürülebilir olmasıdır. Türkiye her alanını açık hale getirmek zorundadır. Hiç kimse devletten, milli iradeden daha üstün değildir. Bunun ötesinde suç işleyenler varsa yetkili organlar adli makamlardır. Onlar da gerekeni yapacaktır. Bekleyelim. Türkiye iyi yoldadır. İyiye doğru gidiyoruz.´
Ergün: Savcıların gözaltıları neye göre yaptığını biz bilemeyiz
AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, ´Hiç kimse peşinen suçlu yada suçsuz ilan edilemez. Şandır´ın konuşmalarında çelişki var. Konuşmasının başında Hükümetin gündemdeki sorunları örtmek için düzenlediği bir operasyondur´ dedi, sonunda ise yargı sürecine saygılı olmak gerekir dedi. Madem yargı süreci ise hükümetin bu konuya ne dahli olabilir. Sayın Şandır´ın bu açıklamalarını yadırgadım.´ dedi. Savcıların gözaltıları neye göre yaptığını biz bilemeyiz diyen Nihat Ergün, ´operasyon düzenlenen kişilerin AK Parti muhalifi olduğu, bu sebeple gözaltına alındıkları iddialarının tamamen boş iddialardır´ dedi. Ergün, ´CHP, konuyu ısrarla politize etmeye çalışıyor. Bırakalım yargı kendi işleyişi içinde görevini yapsın´ şeklinde konuştu.
MEHMET HABERAL KİMDİR?
ERGENEKON SANIKLARIYLA TOPLANTILAR YAPMIŞ
Bülent Ecevit´e, İş göremez raporu vermek isteyen Başkent Üniversitesi Hastanesi´nin başhekimi Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın ismi, Ergenekon Terör Örgütü zanlılarıyla anılıyor. Ergenekon tutuklusu Ferit İlsever, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´nde verdiği ifadede; Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın, Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasında tutuklanan emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile eski Milletvekili Kamran İnan, eski Bakan Ufuk Söylemez ve ADD Yönetim Kurulu Üyesi Dursun Ali Ercan ile Milli Egemenlik Hareketi toplantısına katıldığını söylemişti. Sabah Gazetesi Yazarı Yavuz Donat´ın ifadeleriyle amaçlarından biri de AKP karşıtlarını bir araya getirme olan hareketin ilk toplantıları Kent Otel´de yapılıyordu. Ancak daha sonra bu toplantılara ev sahipliğini Başkent Üniversitesi Gölbaşı tesisleri ile Papatya Otel yapmaya başladı. Milliyet gazetesi, Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal, eski Bakanlar Kamran İnan, Ufuk Söylemez, Şükrü Sina Gürel, emekli orgeneraller Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç gibi isimlerin de aralarında bulunduğu Diyalog Grubu´nun, Milli Egemenlik Hareketi adı altında yeni bir oluşum için nabız tutmaya başladığını, AK Parti´den ayrılan Abdüllatif Şener´in yeni oluşum arayışları içinde lider adayı olarak öne çıktığını yazmıştı.
HABERAL: AKP´NİN OYUNU DÜŞÜRECEK HER P...ŞTLUĞU YAP
Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal´ın televizyonu Kanal B´de seçim skandalı yaşanmıştı. Sunuculuğunu Kanal B Genel Müdürü Nahit Duru´nun yaptığı programın reklam arasında Duru´nun programa konuk olarak katılan Kemal Kılıçdaroğlu´na Mehmet Haberal´ın kendisine Bunların (Ak Parti) oylarını azaltacak her türlü p..ştluğu yap dediğini söylemişti. Bu sözler internete düşmüş bir çok gazetede yayınlanmış ancak Haberal´dan herhangi bir yalanlama gelmemişti.
HAZİNEDEN BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ´NDE USÜLSÜZ KREDİLER
Mehmet Haberal´ın Başkent Üniversitesi´ne verilen kredilerde 27 milyon dolarlık usulsüzlük tespit edildi. Avrupa Sosyal Kalkınma Fonu kredisini Euro olarak geri ödeyen devlet, Haberal´dan TL tahsil edince, 27 milyon dolarlık fark Hazine´nin üstüne kaldı. Ulusalcı çevrelere ve siyasetteki yeni oluşumlara öncülük etmesiyle gündeme gelen Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın hızlı yükselişi, Hazine kontrolörleri raporuna yansıdı. Üç yıl önce hazırlanan ve Aksiyon´un ele geçirdiği Hazine Müsteşarlığı´nın 26 Temmuz 2005 tarihli ve 71-8 sayılı inceleme raporuna göre, Haberal´ın sahibi ve rektörü olduğu Başkent Üniversitesi ile Hastanesi için Hazine´den verilen kredilerde usulsüzlük yapıldığı belirlendi. Raporlar, 1995-1996 yıllarında Başkent Üniversitesi´nin iki ayrı projesine (hastane ve kampus) dönemin iki bakanının onayı ile usulsüz kredi kullandırıldığını ortaya koyuyor. (CİHAN)
(13 Nisan 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: