22 Temmuz operasyonlarında gözaltına alınan ve tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen 49 polisin sorgulanmasına başlandı. Öte yandan sanık avukatları müvekkillerini sorgulayacak olan mahkeme hakimi için reddi hakim talebinde bulundular. Kelepçe ve hatim şov.. Gözaltındakilerin görevli polislere saldırması.. Adliyeden kaçma girişimi.. ve son olay olarak Hakan Şükür'ün milletvekilliği sıfatını kullanarak sorgu esnasında savcı odasını basması.. Paralel yapının giderek artan hırçınlığı, adliyedeki güvenlik önlemlerinin arttırılmasına neden oldu. Bunların haricinde 'Kaç İsmail kaç' gibi tuhaf iddialar ortaya atılarak, milletvekilinden gazetecisine, hukukçusundan diğerlerine, paralel kesim adliyede adeta bir terör estiriyor. Tüm bunların üstüne hakim hakkında reddi hakim ile baskı kurulmaya çalışılıyor. İstanbul Adliyesi tarihinde yaşamadığı olaylara sahne oluyor.
27.07.2014 00:10 Paralel polislere yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanma talebiyle Çağlayan Adliyesi'ndeki nöbetçi Sulh Ceza mahkemesine sevk edilen 49 polisin sorgulanmasına başlandı.
Dün gece saat 02.55'den beri sorgulanmayı bekleyen; ancak işlemlerin uzaması nedeniyle sorgu sırası gelmeyen 49 şüpheli polis, akşam saatlerine doğru adliyeden ayrılmak istemiş, şüpheli polislerin etrafı meslektaşları tarafından çevrilerek, zanlılar çember içinde alınmıştı. Oturma eylemi yapan şüpheli polislerin protestosu uzayınca, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek zanlıların nezarethaneye götürülerek tek tek sorgu katına çıkarılmasına karar vermişti. Geceden beri süren 19 saatlik bekleyişin ardından, saat 22.00 sıralarında 49 zanlının sorgulanmasına başlandı.
GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ARTIRILDI
Şüpheli polislerin ailelerinin Adliye önündeki bekleyişi sürerken, polis ekipleri de bina önündeki önlemlerini artırdı. Adliye kapısının önüne demir bariyerler getirilirken, Çevik Kuvvet ekipleri de giriş kapısı önünde güvenlik önlemi aldı. Ayrıca çok sayıda Çevik Kuvvet otobüsünün ve TOMA'nın da adliye önünde bekletildiği görüldü.
REDDİ HAKİM TALEBİ
Öte yandan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 49 polisin avukatları, tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle Nöbetçi 3. Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek'in reddini istedi.
Avukatlarca Nöbetçi 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne sunulan dilekçede, “Müvekkilleri yasal olarak tüm gözaltı sürelerinin kullanımı halinde en son 26 Temmuz 2014 saat 01.30 itibariyle serbest bırakılması ya da Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilmesi gerekmekte iken, saat 01.50 itibariyle Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan'a dilekçe de verilmesine rağmen müvekkillerin serbest bırakılması veya Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilmesi yönünde karar vermemiştir. Bu durum üzerine hemen serbest bırakılmaları için Sulh Ceza Hakimi'ne başvurmak istenmiş, ancak hakime ulaşılamamıştır. Sulh Ceza Hakimi ve Cumhuriyet Savcısı'nın uygulamaları ile müvekkilin hakları ihlal edilmiştir. Müvekkilin hakları ihlal edilmesi nedeniyle şu anda mahkemeye yapılan sevk işlemi hukuka aykırı hale gelmiştir" denildi. Dilekçede, hakim İslam Çiçek'in tarafsızlığını yitirdiği iddiasıyla reddi hakim talebinde bulunuldu.
İŞTE YAŞANAN OLAYLARIN ARKA PLANI
49 sanığın adliyeden kaçma girişimi ve sorgu gecikmesinin detayları da ortaya çıkıyor. İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, güvenliğin sağlanamaması nedeniyle ara verdiği sorgu işlemine tekrar başladı.
Adliye kaynaklarından alınan bilgiye göre, "casusluk" soruşturması kapsamında 22 Temmuz'da saat 02.00'de ilk şüpheli gözaltına alındı. 26 Temmuz 02.00'de gözaltı süreleri dolan şüpheliler için yol süreleri de eklendi. Savcılık, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından gece saat 02.05'te dosyayı nöbetçi İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderdi. Buna göre şüpheliler, gözaltı süreleri tamamlanmadan mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi hakim, sevk edilen sanık sayısının ve klasörlerin fazlalığı nedeniyle öğle saatlerine kadar dosyayı inceledi. Daha sonra, 49 kişinin kimlik tespitini yapan hakimlik, şüpheli avukatlarının usule ilişkin itirazlarını aldı. Hakimlik, delillerin gösterilemediği ve suçlamaların anlatılmadığı şeklinde usule ilişkin yapılan itirazları reddetti.
SALONDA YAŞANANLAR ÜZERİNE SORGUYA ARA VERİLDİ
Ardından, mahkemede bulunan bazı avukatların sıradışı talepleri oldu. Bu taleplerin reddedilmesi üzerine bütün avukatlar duruşma salonunu basarak hakimi iş yapamaz hale getirdiler. Salonda tartışmaların artması ve duruşmanın yapılamaz hale gelmesi nedeniyle hakim duruşmaya ara verdi. Şüpheliler, avukatlarının, gözaltı sürelerinin dolduğu şeklinde yanlış bilgilendirilmesi üzerine, adliye binasından çıkmak için C kapısının önüne kadar gelerek oturma eylemi yaptı. Daha sonra, nöbetçi hakimlik durumu tutanak altına alırken, şüpheliler de nezarethaneye alındı.
AVUKATLAR YANLIŞ BİLGİ VERDİ
Bu sırada bir kısım şüpheli sorguya katılmak istemediğini belirtirken, bazı şüpheli avukatları müvekkillerinin sorguya katılmak istediklerini bildirdi. Adliyedeki güvenliğin sağlanmasının ardından nöbetçi hakimlikteki sorgu işlemine başlandı. Nezarethaneden tek tek mahkeme salonuna alınan şüphelilere, hakim huzurunda beyanda bulunup bulunmayacakları sorulacak. Beyanda bulunmak isteyenlerin ifadeleri alınacak.
KAÇ İSMAİL HAYAL ÇIKTI
Bu olaylardan sonra CHP milletvekili Mahmut Tanal sorgu savcısının odasında bulunan İstanbul Terörle Mücadele biriminde görevli bir polis hakkında hakim İslam Çiçek'in 'Kaç İsmail' dediğini iddia etmişti. Bu iddia ise tamamen hayal çıktı. 'Kaç İsmail' denilen kişinin de Terörle Mücadele biriminde görevli bir polis memuru olduğu ortaya çıktı. Öğle saatlerinde Hakim İslam Çiçek, duruşma güvenliği için odasında toplantı halinde iken CHP’li vekil Mahmut Tanal ve 15 avukat odayı bastı. Kalabalık, bu sırada kapıda bekleyen bir güvenlik görevlisini ‘kimsin sen’ diye sıkıştırarak darp etmeye kalktı. Paniğe kapılan görevli, koşarak oradan uzaklaştı. Olaylardan sonra Mahmut Tanal, hakimin “kaç İsmail” diye bağırdığını iddia etti. Ancak Hakim Çiçek bu iddiayı kesin bir dille yalanladı.
HAKAN ŞÜKÜR SAVCININ ODASINI BASTI, DIŞARI ÇIKARILDI
Paralel örgüt operasyonunda gözaltına alınan polislere destek olmak için İstanbul Adliyesi'ne giden İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, adliye binasında milletvekilliği kimliğine sığınarak skandal bir olaya imza attı. Şükür, Adliye'de polislerin sorgusunun yapıldığı odayı bastı.
Paralel örgüt şüphelilerinin sorgusunda görevli 4 savcıdan biri olan Gökalp Kükçü gece saatlerinde gözaltına alınan polislerin sorgusunu yapıyordu. Bu esnada Hakan Şükür İstanbul Adliyesi 7. katta bulunan ve yetkili kişilerin dışında girilmesi yasak olan kata zor kullanarak çıktı. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nda savcı Kükçü, polislerin sorgusunu yürütürken, Hakan Şükür milletvekilliği kişiliğini kullanarak sorgu esnasında odaya girdi. Savcı Kükçü'nün daha sonra olaya müdahale etmesiyle Hakan Şükür odadan çıkarıldı.
PARALEL YAPI HIRÇINLAŞTI, GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ARTTIRILDI
POLİSE SALDIRMA.. ADLİYEDEN KAÇMA GİRİŞİMİ.. SAVCININ ODASINI BASMA..
Kelepçe ve hatim şov.. Gözaltındakilerin görevli polislere saldırması.. Adliyeden kaçma girişimi.. Ve son olay olarak Hakan Şükür'ün milletvekilliği sıfatını kullanarak sorgu esnasında savcı odasını basması.. Paralel yapının giderek artan hırçınlığı, adliyedeki güvenlik önlemlerinin arttırılmasına neden oldu. Bunların haricinde kaç İsmail kaç ve benzer tuhaf iddialar ortaya atılarak, milletvekilinden gazetecisine, hukukçusundan diğerlerine kadar paralel kesim adliyede adeta bir terör estiriyor. Tüm bunların üstüne hakim hakkında reddi hakim ile baskı kurulmaya çalışılıyor. İstanbul Adliyesi tarihinde yaşamadığı olaylara sahne oluyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
------------------------------------------------------------------------------
KAÇMASA DA KAÇIRTIR BU PARALEL CHP!.. 'KAÇ İSMAİL' YALAN ÇIKTI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında soruşturma yürütülen emniyet görevlilerini sorgusu sırasında 'İsmail' isimli MİT görevlisinin hakime müdahale ettiği hakimin de o şahsa "Kaç İsmail kaç" dediği iddialarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, MİT görevlisi olduğu iddia edilen 'İsmail' isimli kişinin, Terörle Mücadele Şubesi'nde çalışan polis memuru olduğunu bildirdi.
Salihoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, emniyette 'paralel yapı' iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ilk bilgilerin kamuoyuna duyurulduğunu kaydetti. Salihoğlu, bir kısım yazılı ve görsel medyada, haklarında soruşturma yürütülen emniyet görevlisi şüphelilerin gözaltı sürelerinin dolduğu, derhal serbest bırakılmaları gerektiği, sorgu sırasında 'İsmail' isimli MİT görevlisinin hakime müdahale ettiği yönündeki asılsız haberlerle ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi için açıklama yapma gereği duyulduğunu ifade etti.
Salihoğlu, Selam-Tevhid adlı örgütle ilgili soruşturma işlemini yapan emniyet görevlileri hakkında yürütülen soruşturmada 22 Temmuz'da gözaltına alınan 76 şüpheliden 27'sinin Cumhuriyet Savcılığınca 26 Temmuz'da serbest bırakıldığını anımsattı.
Salihoğlu, 49 şüphelinin ise "casusluk" suçundan tutuklanma talebiyle 26 Temmuz'da saat 02.05'te nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildiğini, nöbetçi hakiminin dosyayı inceleme işlemini bitirdikten sonra 27 Temmuz'da saat 12.00 civarında sorgu işlemine başladığını kaydetti.
"AVUKATLAR SORGUYU SEKTEYE UĞRATTI"
Sorgu işlemi devam ederken saat 14.45'te şüpheli avukatlarının usul tartışmalarıyla sorguyu sekteye uğrattığını, sorgunun sağlıklı yapılmasına imkan vermemeleri üzerine nöbetçi hakimin sorguya ara verdiğini belirten Salihoğlu, şöyle devam etti:
"Bunun üzerine bir kısım şüpheli avukatlarının, şüphelilerin gözaltı süresinin dolduğunu, serbest kaldıklarını adliye koridorundaki şüphelilere bildirmesi üzerine, şüpheliler toplu halde adliyenin 6'ncı katından zemin katına indi. Şüphelilerin burada eyleme başladıkları, adliyeyi terk etmeye çalıştıkları anlaşıldı. Bu sırada içeriye davet edilen çevik kuvvet görevlileriyle birlikte şüpheliler muhafaza altına alındı ve nezarethaneye konuldu. Saat 22.00 itibariyle sorgu hakiminin sorgunun sağlıklı bir şekilde yapılacağı tespiti üzerine sorgu işlemine kaldığı yerden devam edildi.
GÖZALTI SÜRESİNİN NASIL HESAPLANACAĞINDAN ACİZ SANIK AVUKATLARI!
CMK'ya göre çok sayıda şüphelinin işlediği suçlarda gözaltı süresinin 4 gün olduğu, bu süreye şüphelilerin sorgu hakimine sevk etmek için gerekli yol süresinin dahil olmadığı, keza sorgu hakimi önünde geçen sürenin gözaltı süresinden sayılmadığı hususları birlikte incelendiğinde, soruşturmamızda şüphelilerin 4 günlük gözaltı süresi dolmadan 26 Temmuz saat 02.05'te sorgu için mahkemeye sevk edildikleri, şüphelilerin gözaltı sürelerinin dolduğu ve derhal serbest bırakılmaları gerektiği yönündeki açıklamanın doğru olmadığı anlaşılmıştır."
KAÇ KAÇ ÇIĞIRTKANLIĞIYLA BİR BARDAK SUDA FIRTINA ÇIKARMAK İSTEDİLER
Başsavcı Hadi Salihoğlu, "İsmail" isimli kişinin MİT mensubu olduğu iddialarına ilişkin de "Emniyet birimleriyle yapılan görüşmede 'İsmail' isimli kişinin Terörle Mücadele Şubesi'nde çalışan polis memuru olduğu, sorgu hakiminin güvenlik sağlaması yönündeki yazılı talebini aldığı sırada koridorda bekleyen şüpheli avukatlarının şahsı MİT görevlisi olarak lanse edip üzerine hücum ettikleri ve sorgu hakimine herhangi bir müdahalenin söz konusu olmadığı tespit edilmiştir" ifadelerini kullandı.
İŞTE O BAŞSAVCILIK AÇIKLAMASI
Paralel yapı-22 Temmuz (2014) operasyonları manşetlerimiz
(27 Temmuz 2014, 00:10), son güncel.: (27 Temmuz 2014, 04:29)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: