Alman araştırmacı-gazeteci Leo Müller, ´Avrupa´da, şeffaflıktan en uzak, Gladio´ya en büyük destek veren, başka ülkelerdeki uzantılarıyla bağlantı içinde çalışan tek ülke Almanya´dır´ diyor. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, Ergenekon davası sanıklarının Almanya´daki finans kaynaklarını mercek altına alması dikkatleri bir kez daha Alman ve Türk Kontrgerilla örgütlerinin işbirliği iddialarına çevirdi. 2001-2007 yılları arasında, Türk Ortodoks Kilisesi´ne, Noel Baba Barış Derneği´ne, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi´ne veya başkanı Taner Ünal´a, sanıklardan Ümit Sayın, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol ve Veli Küçük´e Almanya´dan herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına karar veren mahkeme heyeti, ödeme yapılmışsa ödenen meblağ ile ödeme tarihleri ve ne şekilde ödeme yapıldığının sorulmasına hükmetmişti. ´Ergenekon Türk Sağcı Grubu´ adıyla Alman İç İstihbarat Servisi (BFY)´nin 2001-2002 raporlarında yeralan Almanya´da da örgütlenmiş Ergenekon örgütü yapısının, Alman faşist gruplarının oluşturduğu derin devlet yapısıyla aynı özellikte olduğunu belirtiliyordu. 1990 yılında İtalya´da patlayan Gladio skandalıyla tüm NATO üyesi ülkelerde örgütlendiği ortaya çıkan Kontrgerilla örgütlerinin Batı´yı komünizmden korumak amaçlı hareket ettikleri ve bu amaçla her ülkedeki sağcı-faşist gruplarının birbiriyle yardımlaştığı anlaşılmıştı. Ergenekon Terör Örgütü´nün, Kıbrıs ve Azerbeycan´dan sonra Almanya´da da örgütlendiği Ergenekon soruşturma sürecinde belge belge ortaya çıkıyor.. Gazeteci Aziz Üstel bugünkü yazısında Alman ve Türk Kontrgerilla örgütlerinin işbirliği iddialarını işliyor.
Alman ´Ergenekonu´nun Türkiye tezgahları
Alman araştırmacı-gazeteci Leo Müller, ´Avrupa´da, şeffaflıktan en uzak, Gladio´ya en büyük destek veren, başka ülkelerdeki uzantılarıyla bağlantı içinde çalışan tek ülke Almanya´dır´ diyor. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, Ergenekon davası sanıklarının Almanya´daki finans kaynaklarını mercek altına alması dikkatleri bir kez daha Alman ve Türk Kontrgerilla örgütlerinin işbirliği iddialarına çevirdi. 2001-2007 yılları arasında, Türk Ortodoks Kilisesi´ne, Noel Baba Barış Derneği´ne, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi´ne veya başkanı Taner Ünal´a, sanıklardan Ümit Sayın, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol ve Veli Küçük´e Almanya´dan herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına karar veren mahkeme heyeti, ödeme yapılmışsa ödenen meblağ ile ödeme tarihleri ve ne şekilde ödeme yapıldığının sorulmasına hükmetmişti. ´Ergenekon Türk Sağcı Grubu´ adıyla Alman İç İstihbarat Servisi (BFY)´nin 2001-2002 raporlarında yeralan Almanya´da da örgütlenmiş Ergenekon örgütü yapısının, Alman faşist gruplarının oluşturduğu derin devlet yapısıyla aynı özellikte olduğunu belirtiliyordu. 1990 yılında İtalya´da patlayan Gladio skandalıyla tüm NATO üyesi ülkelerde örgütlendiği ortaya çıkan Kontrgerilla örgütlerinin Batı´yı komünizmden korumak amaçlı hareket ettikleri ve bu amaçla her ülkedeki sağcı-faşist gruplarının birbiriyle yardımlaştığı anlaşılmıştı. Ergenekon Terör Örgütü´nün, Kıbrıs ve Azerbeycan´dan sonra Almanya´da da örgütlendiği Ergenekon soruşturma sürecinde belge belge ortaya çıkıyor.. Gazeteci Aziz Üstel bugünkü yazısında Alman ve Türk Kontrgerilla örgütlerinin işbirliği iddialarını işliyor.
Alman Ergenekonu 1952´de kuruldu, kuranlar eski Naziler ve General Gehlen´di. Ve bunların tezgahları ilk kez 1990´da ortaya çıkartıldı. Alman Komünist Partisi (KPD) ve Alman Sosyalist Partisi´ne (SPD) karşı, aynen Türkiye´de 12 Eylül öncesini hatırlatan tezgahlar kurdular. Bunun için de 17 bin üyeli BDJ´yi (Alman Gençlik Federasyonu) kullandılar. BDJ aslında paravandı; arkasında Technischer Dienst (TD-Teknik Hizmetler Birim) vardı. Bu TD, paramiliter bir örgüttü. Ancak Muhafazakar CDU Partisi, Amerikalılar´la uzun uzun konuştuktan sonra, açılan soruşturmaları durdurdu, herşey örtbas edildi. Sonra, 1972´de, ülkenin çeşitli yerlerinde toprağa gömülü silahlar bulunmaya başladı. Hükümet hemen, Sovyet işgali gerçekleşirse, geride kalanların bunları kullanacağını ama artık tümünün imha edildiğini açıkladı. Gelin görün ki, 6 Ekim 1981´de Uelzen Kasabası yakınlarında müthiş bir yeraltı silah deposu bulundu. Bunun üzerine faşist Heinz Lembke tutuklandı ve polisi 33 ayrı yer altı silah deposuna daha götürdü! Alman araştırmacı-gazeteci Leo Müller ´Avrupa´da, şeffaflıktan en uzak, gladyoya en büyük destek veren, başka ülkelerdeki uzantılarıyla bağlantı içinde çalışan tek ülke Almanya´dır´ dedi.
Önümüzdeki hafta Emin Dolmacı´yla Yaşar Durukan´ın yazdığı Alman Derin Devleti adlı bir kitap çıkacak piyasaya. Bu kitaba göre 1970-1990 yılları arasında 9 bin 822 TC kimliğine sahip kişi, Doğu Alman İstihbarat Servisi STASI´yle işbirliği yapmış. In Ofiziele Miterbaiter (Resmi olmayan personel) olarak adlandırılan ve hepsine birer kod adı verilen bu kişilerin arasında, üst düzey göreve gelmiş devlet adamları, etkin gazeteciler, iş adamları, aydın ve yurtsever olarak bilinen kişiler varmış. Bu listenin başında da eski solcu yeni ulusalcı önemli biri yer alıyor. ´Muhtemel olarak bu kişi Türkiye´de sol kesimi ve işçi sınıfını ayaklandırmak için görevlendirilmiş´ deniyor. Bu kişinin hemen ardında, eski asker, militan, yasadışı bir sol örgüt lideri geliyor. Duvar yıkıldıktan sonra Türkiye´ye dönmüş. Şifre adı Tilki! STASI´den para yardımı almış. Tilki´yi, tanınmış bir iş adamı, liberal bir eski siyasetçi olan ´Kumarbaz´ izliyor. Sonra sırasıyla ´Baron´ adlı eski solcu yayıncı ´Heinrich´ kod adlı solcu bir gazeteci ´İhtiyar´ kod adlı solun ağabeylerinden biri geliyor. Listede, eski bir siyasi parti genel başkanı da var. ´Agusti´ adıyla tanınıyor. Kitaba göre 1970-2005 arasında, Almanya için tam tamına 42 bin 664 kişi köstebeklik, ajanlık, muhbirlik yapmış. Almanya, Türkiye´de yıllardan bu yana, bir çok telefonu dinliyor. Bunların en ilginci, 17.05.1994´te gerçekleşmiş. Mahmut K. adlı bir Türk eroin kaçakçısı 6.5 kilo eroinle Almanya´ya gelmişti. Alman istihbaratı bu kaçakçının yanına iki kadın yollar. Kadınlardan biri eroini satıcısı diye, Türkçe bilen bir ajanı getirir. Pazarlık yapılır ve kilosu 60 bin Mark´tan hesap kesilir. Ajan parayı almaya gidince sözüm ona, eroinci, nereyi arar biliyor musunuz? TBMM´yi... Karşısındaki kişi yakın akrabası ve bir DYP milletvekilidir. ´En geç iki gün içinde parayı hesabına aktaracağım!´ der eroinci. ´Parayı Ziraat´e yolla. Buradan, Meclis´teki şubeden çekerim!´der yanıt. Sonra yeğen yakalanır Almanya´da... Türk ortağın adı bildirilir Ankara´ya ve rezalet çıkar.
Burada önemli olan eroin kaçakçılığı kadar, Alman istihbaratının Türkiye´deki telefonları dinlemesidir de. Hatta TBMM´deki telefonları bile! Daha yüzlerce örnek vardır BND yani Alman İstihbarat Servisi´nin Türkiye´de karıştırdığı haltlarla ilgili. Bunların arasında Bundesbank´tan kaynaklandığı öne sürülen 1994 ve 2001 ekonomik bunalımlarını da saymak mümkündür hatta! Ama asıl suç yine bizde! Bir İstihbarat Karşı Kurma ve İstihbarat Koordinasyon Kurulu oluşturulup ciddi bir biçimde bu tür kaltabanlara karşı direnmedikçe ve karşılık vermedikçe, Almanı da cirit atar, başkaları da... Hele bugün! Türkiye bölgenin en büyük gücü olduğunu dosta düşmana kanıtlamaya başladığı günümüzde, çok ama çok dikkatli olmak gerek!
(07 Haziran 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Aziz Üstel, Star
Ergenekon´un Almanya örgütlenmesi konulu manşetlerimiz