Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasıyla ilgili olarak 2002 yılında MİT´e gönderildiği öğrenilen ihbar mektubu ve 6 adet CD, Ergenekon davası sanıklarının avukatlarına dağıtıldı. Örgütle ilgili bilgilerin aktarıldığı mektupta, ?Bunlar açısından birinci nokta Türk olmak. İlginç bir yapılanmaları var. Alevi kesim ile ciddi temas halindeler. Bir tarafında Veli Küçük, diğer tarafında Sedat Peker. Bir tarafta Deniz Kuvvetleri ile ciddi diyaloglar var. Diğer taraftan Jandarma´nın organize ettiği siteyi Sedat Peker sahipleniyor. İnanın bunların PKK´dan, DHKP´den veya Hizbullah´tan hiçbir farkları yok? ifadesine yer veriliyor.
MİT´e gelen ihbar mektubundan: Bunların PKK´dan farkı yok
Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasıyla ilgili olarak 2002 yılında MİT´e gönderildiği öğrenilen ihbar mektubu ve 6 adet CD, Ergenekon davası sanıklarının avukatlarına dağıtıldı. Örgütle ilgili bilgilerin aktarıldığı mektupta, ?Bunlar açısından birinci nokta Türk olmak. İlginç bir yapılanmaları var. Alevi kesim ile ciddi temas halindeler. Bir tarafında Veli Küçük, diğer tarafında Sedat Peker. Bir tarafta Deniz Kuvvetleri ile ciddi diyaloglar var. Diğer taraftan Jandarma´nın organize ettiği siteyi Sedat Peker sahipleniyor. İnanın bunların PKK´dan, DHKP´den veya Hizbullah´tan hiçbir farkları yok? ifadesine yer veriliyor.
Kendisini polis olarak tanıtan bir kişi, Tuncay Güney´in o dönem İstanbul Organize Şube´de verdiği ifadeleri ve evinden çıkan belgeleri gördüğünü belirterek ´Çok düşündüm ama içinden çıkamadım´ diyerek MİT´e ihbar mektubu yazdı. Belgelerin içinde bulunduğu 6 adet CD´yi de mektupla birlikte MİT´e gönderdi. Bunun üzerine Ergenekon´la ilgili çalışmanın başlatıldığı belirlendi. CD´ler ile mektubu MİT´ten isteyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, naip hakime inceletti. İhbar mektubu mahkeme heyeti tarafından incelendikten sonra dün sanık avukatlarına dağıtıldı.
Mektubun tam metni
?Bu mektubu yazmadan önce çok düşündüm. Yaptığımın doğru olup olmadığı konusunda da çok emin değildim. Ancak sonucu itibariyle devletin menfaati söz konusu olduğundan yapılmasında bir sakınca görmedim. Sizler hala bizim gibi üzerinde oynanan menfaatleri doğrultusundan zaman mefhumu olmaksızın her an her yerde görev almak zorunda bırakılmıyorsunuz. Neyse kendi sıkıntılarımızı bir kenara bırakalım. Son dönemlerde meydana gelen olaylar hakkında konuşalım. Burada ´Ahmet şöyle yapmış, Mehmet bunu demiş´ demeyeceğim. Ülkenin geleceğine şekil vermek isteyen ve bunu ülke ve millet menfaati için yaptığını iddia eden, bunu istemeyen millet mensupları varsa onları da cahillikle suçlayarak bu insanların kendileri için iyi olanı seçemeyecekleri gibi bir sav ile kısacası ´benim için ama bana rağmen´ anlayışıyla hareket eden bir zihniyet var. Bu zihniyet, asker kimliğini de kullanarak kendi etrafında belli sivil menfaat odakları oluşturmuşlar. Bu çerçevede ´devlet için millet için´ diyerek birbirlerini besliyorlar.
´Alevi kesimiyle temas içindeler´
Bunlar açısından birinci nokta; Türk olmak. İlginç bir yapılanmaları var. Alevi kesim ile ciddi temas halindeler. Bir tarafında Veli Küçük, diğer tarafında Sedat Peker. Bir tarafta Deniz Kuvvetleri ile ciddi diyaloglar var, diğer taraftan Jandarma´nın organize ettiği siteyi Sedat Peker sahipleniyor. ´Vatan millet Sakarya´ diyenlerden hukukun ve adalet sisteminin karşısına bu bahanelerle çıkanlardan kurtulmak, memleketi kurtarmak demektir. Ne hikmetse biraz düzgün çalış, birilerinin değil kanunun dediği ile hareket etmeye kalk, fazla ömrün olmuyor. Yazmaya başlayınca yazacak şeylerin fazlalaştığını gördüm, uzatmak istemiyorum. Daha önce Tuncay denen herifin gözaltına alındığında elde edilen bilgisayar yedeklerinin CD´sini almıştım. Ergenekon diye bir şeyden bahsediyor. Ama ne hikmetse kimse bu mesele ile uğraşamıyor. Adam memlekette Anayasal düzeni yıkmak gibi bir faaliyetin içinde, devlet gibi diğer Türki Cumhuriyetlerde de haltlar karıştırıyor. Sonunda cebini para ile doldurmanın derdinde ve devlet bu insanlara maaş ödüyor. Çok düşündüm bu işin içinden çıkamadım. Bu itiraf ve belgeler, ifadeler, bizlerin elinde ancak polis olarak bir şey yapamıyoruz, yapmıyorlar, yapılmıyor. Uzun zamandan beri birinin bu işin önemini anlayacağını düşündüm ancak nafile. Bu nedenle sizlere bu CD yedeklerini gönderiyorum. İfade kasetlerini de alabilirsem göndereceğim. İnanın, PKK, DHKP-C veya Hizbullah´tan hiçbir farkları yok. Bu mektubun altına adımı koymak isterdim ancak, resmi kimliğim, bu işte teşkilatımı suçlar gibi bir hava sezilmesine neden olabilir.
´Hukuk hiçe sayılıyor´
Ne zaman ki insanlar yalnızca kendi görevlerini tam olarak yerine getirirler o zaman memleket kurtulur. Yoksa fedakarlık yapanlarla, fazla çalışanlarla vatanını ve milletini çok sevenlerle değil, ancak ve ancak sorumluluğunun öngördüğü cesaret ve elini taşın altına koyma, yalnızca görev ölçüsünde. Şimdi insanları öyle korkutmuş ve sindirmişiz ki görevinin gereğini yapmıyor, hesap soramıyoruz. Çünkü hukuk, kural hiçe sayılıyor. Herkes yönetebileceği yönetici istiyor. Kimse akıllı insanlarla uğraşmak istemiyor. Yani herkes yönetici olmuş, iş yapacak adam bulamıyoruz. Lütfen bu mektupla beraber gönderdiğim CD´leri çok iyi inceleyin. Saygılar.?
Mektubun varlığı 2008´de ortaya çıktı
Söz konusu mektubun varlığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin 15 Aralık 2008´de MİT´e yazdığı bir yazı ile ortaya çıktı. Mahkeme MİT´ten Ergenekon´la ilgili bilgi ve belgeye sahip olup olmadığını sordu. MİT´ten gelen cevap yazısında bu mektuptan bahsedildi. MİT, 3 Temmuz 2002´de kurumlarına posta kanalıyla, imzasız bir mektup ve altı CD geldiğini bildirdi. Mektup ve CD´lerde yer alan Ergenekon-Lobi belgesiyle diğer dokümanların Tuncay Güney´in iddialarıyla birlikte incelenmesini isteyen MİT, açık kaynaklardan gelen bilgiler neticesinde de bir kitapçık hazırlandığını belirtti. Ayrıca, bu kitapçığı 10 Temmuz 2003´te Genelkurmay Başkanı (Hilmi Özkök) ve Başbakan´a (Recep Tayyip Erdoğan) gönderdiğini kaydetti. Kitapçıkta kamuoyuna malolmuş bazı asker ve sivil şahısların isimlerinin de olduğu vurgulandı.
2003´teki kitapçık dışında hazırlanan çalışmanın özeti niteliğindeki bilgi notunun da 26 Mayıs 2006´da Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı´na sunulduğu ortaya çıktı. Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu bilgiler ışığında Genelkurmay´a bir yazı yazarak, MİT tarafından gönderildiği belirtilen kitapçık ve bilgi notunun mahkemeye gönderilmesini istedi. Ancak Genelkurmay Başkanlığı, 16 Ocak 2009´daki yazısında, kendilerinde 10 Temmuz 2003´te gönderildiği belirtilen raporun bulunmadığını belirterek, mahkemeye, 26 Mayıs 2006´da ellerine ulaşan raporu gönderdi. ( Taraf)
(09 Haziran 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: