Gaziantep'te Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) operasyonlarında yakalanan 66'sı tutuklu toplam 150 öğretmen sanığın yargılanmasına başlandı. 13-14-15-16 Şubat'ta peşpeşe günlerde görülen duruşmalarda bazık sanıkların savunmaları alındı.
18.02.2017 15:18 Gaziantep'te Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) operasyonlarında yakalanan 66'sı tutuklu toplam 150 sanığın yargılanmasına başlandı. İlk kez hakim karşısına çıkan sanıklar hakkında verilen ara kararda 3'ü tutuklandı, 3 kişiye de ev hapsi verildi.
13.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'FETÖ/PDY üyesi ve örgüt yöneticiliği yaptığı ve darbeye teşebbüs ettikleri' iddiası ile haklarında dava açılan 66'sı tutuklu toplam 150 öğretmen sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanıklar, geniş güvenlik tedbirleri altında adliyeye getirildi.
Sanıklar için özel olarak hazırlanan duruşma salonuna kucağındaki 4 aylık bebeğiyle gelen tutuksuz sanıklardan Aysun K., 'Ben atanmadan önce örgütün okullarında çalıştım. 2011 yılında Yüksek Lisans yapıyordum. Haziran 2013 yılında da o okullar ve örgütle bütün bağımı kopardım. O tarihlerde çalıştığım okulların terör örgütüne bağlı olduğunu bilmiyordum. Sigortasız çalıştırıldım ve sürekli mobbing uygulandı' dedi.
Bylock kullandığı ve örgütle bağlantılı olduğu iddia edilen Aktif-Sen'e üye olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Burhan B., 'İddiaları kabul etmiyorum. Ben kesinlikle Bylock programını kullanmadım. Üyesi olduğum sendikanın örgütle alakalı olduğunu bilmiyordum. Zaten 15 ay önce de sendikadan ayrılmıştım' diye konuştu.
Mütalaasını veren savcı, 6 sanığın tutuklanmasını talep etti. Mahkeme kısa bir aranın ardından kararını açıkladı. Tutuksuz sanıklardan Ümit Y., Serkan A. ve Burhan B.'nin tutuklanmasına hükmeden mahkeme, Zekiye K., Hülya T. ve Aysun K.'yi ise ev hapsine çarptırdı.
Bu arada ev hapsine çarptırılan Zekiye K.'nin kendisi gibi öğretmen olan eşinin Ağırı'daki FETÖ operasyonunda gözaltına alınarak tutuklandığı öğrenildi.
Kararla birlikte davadaki tutuklu sayısı 69'a yükseldi.
FETÖ sanıklarına özel salon
15 Temmuz darbe girişiminin ardından gerçekleştirilen operasyonla yakalanan Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) zanlılarının yargılanacağı 367 kişilik duruşma salonun inşası ise davadan önce tamamlanmış ve salon, elektronik görüntülüme sistemi, kapalı devre kamera sistemi ve ses kayıt cihazları gibi son teknolojiyle donatılmıştı. İlk kez bugün kullanılan salonun, 200'ü sanık, 167'si avukat, basın mensubu ve sanık yakını olmak üzere toplam 367 kişilik kapasitesi bulunuyor.
Geniş güvenlik tedbirleri
Sabah saatlerinden itibaren duruşma salonunun bulunduğu Gaziantep Adliyesi önünde, polis ekipleri geniş güvenlik tedbirleri aldı. FETÖ duruşmasına ve diğer davalara katılacak olanların tamamı üst aramasından geçirildi. Davayı takip etmek isteyen basın mensupları ve sanık yakınlarının cep telefonları toplandı. Mahkeme ara kararın ardından öğle arasına girdi.
İTİRAFÇI SANIK
Geniş güvenlik tedbirlerinin alındığı ilk duruşmaya, tutuksuz sanıklar arasında bulunan itirafçı Serkan B.'nin ifadesi damga vurdu.
İki defa KPSS sınavına girip, 85 puanla öğretmen olarak işe başladığını belirten Serkan B., 'Sohbetlerine gidiyordum. Çünkü Risaleyi Nur okuyorlardı. Din için, hizmet aşkıyla bunu yapıyorlar zannettim. Ben eskiden de Risaleyi Nur'un okuyucular kolundaydım. Ama bir süre sonra hizmetlerin devamı için bağış toplayıp gazete aboneliği istemeye başladılar. Toplantılara gidiyor, bağışta bulunuyordum. Bölge abiliğine kadar yükseldim. Devlet büyüklerinin de bunların tüm etkinliklerine katılıp, açıkça destek vermesi faaliyetlerinin legal olduğunun bir işaretiydi. MİT tırlarına yönelik operasyona cüret edeceklerini hiç düşünmedim. 2010 yılında iç huzuru bulamadığım için aralarından ayrılmaya karar verdim. Biz dine hizmet ettiğimizi sanıyorduk' dedi.
MAHKEMEDEN DİĞER SANIKLARA UYARI
Kod isim kullanmalarının istenmesi üzerine kuşkularının iyice arttığını ve örgütle tüm bağlarını kestiğini söyleyen Serkan B.'nin, Milli Eğitim Müdürlüğündeki tüm cemaat sorumlularını kod adlarıyla açıklaması ortamı gerdi. Mahkeme heyeti başkanı, itirafçının sözlerine müdahale etmek isteyen diğer sanıkları uyarmak zorunda kaldı. Israrla söz almak isteyen ve FETÖ'nün Gaziantep il sorumlusu olduğu ileri sürülen tutuklu sanık F.S.'ya yaptığı uyarıyı tutanağa geçirten hakim, 'Seni dışarı atarım. Dışarı derken serbest kalacağını düşünme, cezaevine' deyince salon kahkahaya boğuldu.
Bunun üzerine şu an kendisine itiraz eden sanıkların hepsiyle kardeş gibi olduklarını ifade eden Serkan B., 2015 yılında kullanılması talimatı verilen ve örgüt içindeki gizli yazışmaların yapıldığı Baylock ile ilgili ise şunları söyledi:
'Başta böyle bir programı kullanmak istemediğim için telefonumu toplantılara getirmiyordum. Zaten dinleme olayları yüzünden toplantılara telefon getirmemiz istenmiyordu. Telefonumu bir kez yanıma aldım. Toplantıda görünce de teklifsiz programı kendileri yükledi. Bu program ile Zaman gazetesi abone sayılarıyla ilgili 3 kez mesaj attım. Ardından program çalışmamaya başladı. Ben de bunu bahane ederek, bylock uygulamasını sildim. Hiçbir şekilde bunların devlete silah çekecekleri aklıma gelmezdi'.
FETÖ/PDY üyelerinin Gaziantep'te eğitim alanında 13 kişilik bir istişare grubu olduğunu, bu kişilerin belli aralıklarla toplanarak kararlar aldığını kaydeden Serkan B. bu örgüt yüzünden müdür atamasının, sınavı kazanmasına rağmen askıya alındığını, kendisinin de mağdurlar arasında olduğunu ileri sürdü.
Tutuklu sanıklardan A.A.B. de itirafçı olacağını beyan ederek, şu bilgileri verdi:
'Konya'dayken örgüt jandarma okuluna gidenlerle özel ilgilenirdi. Jandarma öğrencileri eğitim almaya tek tek gelirdi. Jandarma öğrencileri birbirini görmez, öğretmenleri de kendi öğrencisi olmayanları görmezdi. İbrahim kod adlı İsmail Gül, jandarma öğretmenlerinden sorumluydu. Örgütün kullandığı 3 program vardı. Son olarak 'gmail' simgesine benzeyen bir program vardı ama kullanılışı 'ByLock' gibiydi. Örgütte 'itaat et, rahat et' mantığı vardı. Soru sormak yasaktı. 'Yazışmaları bu program üzerinden yapın' dendi, kimse sorgulamaz yapardı.'
Asker çocuklarına özel ders verirdim'
A.A.B., yapının asker üyelerinin çocuklarına özel ders verdiğini anlattı. FETÖ yapılanması ile ilk olarak 2001 yılında Kahramanmaraş'ta kayıt olduğu dershanede tanıştığını belirten A.A.B, 'Konya'da örgütün jandarma yapılanmasıyla tanıştım. Jandarmaların çocuklarına özel dersler veriliyordu. Ben de ders verdim. Bu jandarmalar kaldığımız eve tek tek sivil olarak gelirlerdi. Sohbetlere o şekilde katılırlardı' şeklinde konuştu.
'İtaat et, kurtul'
Hakim, ByLock uygulamasını 2014 yılında kısa bir süre kullandığını söyleyen A.A.B'ye uygulamayı kendisine öneren kişiye neden itiraz etmediğini sordu. A.A.B, hakimin sorusuna, 'Yapılanma içerisinde itiraz etme şansımız yoktu. Nedenini sorduğumuz da bize, 'Soru sorma, denileni yap, itaat et, kurtul' denilirdi' cevabını verdi.
A.A.B, ByLock'ta ne tür yazışmaların yapıldığının sorulması üzerine ise, 'Cemaat üyeleri ByLock'tan gördüğü rüyaları yazardı. Bunları bizi motive etmek için yazıyorlardı' diye konuştu.
Sanık üzerine atılı bulunan tüm suçlamaları reddederek, 2015 yılında atandığı Gaziantep'te örgüt ile tüm bağlarını kopardığını söyledi.
İtirafçıların dinlenmesinin ardından söz alan sanıklardan A.Ö., itirafçıların iftiracı olduğunu ileri sürdü. Hakkındaki iddiaları yalanlayan A.Ö, 'Ben sadece sendika üyesiydim. Sendikanın cemaat ve Fetullah Gülen ile bir bağı olduğunu bilmiyordum. Örgütün üyesi ya da sempatizanı değilim' dedi.
İtirafçı olarak dinlenen sanıklara tepki gösteren A.Ö, 'Bunlar itirafçı değil iftiracıdır. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kendi memuriyetlerini kurtarmak için bize iftira atıyorlar' diye konuştu.
7 aydır cezaevinde olan A.Ö, ByLock kullanmadığını belirterek, 'Evimde bulunan kitaplar, içeriği dini bilgilerin olduğu kitaplardır. Yasaklı kitaplar değiller. Sadece yayınevleri, darbe girişiminden sonra yasaklı olan kitaplardır. Ben yayınevlerinin yasaklı olduğunu sonradan öğrendim' ifadelerini kullandı.
Tutukla sanıklardan eski öğretmenler Abdullah Y, Abdullah F, Ahmet Ç, Ahmet Ö, Ali D, Ayhan G. ve Cemil Y, silahlı terör örgütüne üye oldukları, örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandıkları ve örgüt yöneticisi olduklarına yönelik iddiaların tamamen asılsız olduğunu öne sürdüler.
Legal olarak kurulan ve örgütü yakınlığıyla bilinen sendikaya üye olduklarını, yine legal olarak kurulan bir bankada hesap açmakla suçlandıklarını öne süren sanıklar, bu legal kuruluşlarda faaliyette bulunmanın suç olmadığını savundu.
Sanıklar, örgütün haberleşme programı 'ByLock'u kullanmadıklarını ve telefonlarına indirmediklerini ve kim tarafından indirildiğini de bilmediklerini öne sürüp tahliyelerini talep ettiler.
Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak, verilen 20 dakikalık aranın ardından, diğer sanıkların savunmalarının alınması için duruşmayı yarına erteledi.
14.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep Bölge Adliyesinde bulunan 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı çeşitli okullarda öğretmenken meslekten ihraç edilen tutuklu sanıklar, savunmalarını yaptı.
Bugün dinlenen tutuklu sanıklar, itirafçı sanıkların darbe girişimi sonrası savcıya, 'Eğer tekrar görevimize dönmemize izin verilirse, FETÖ yapılanmasıyla bağlantılı daha fazla kişinin ismini verebiliriz' dediğini savunarak, kumpasa getirildiklerini ileri sürdü.
Tutuklu sanıklardan 37 yaşındaki kadın öğretmen H.P., 'Gözaltına alındığım zaman beni sorgulayan savcı çocuklarımı FETÖ okullarına gönderdiğimin iddia edildiğini söyledi. Ama benim çocuğum yok. Daha sonra FETÖ okullarında çalıştığım söylendi. Ancak ben okuldan mezun olur olmaz hemen Diyanet İşleri Başkanlığında göreve başladım. Evlendikten sonra da öğretmen olarak atandım. 12 yıllık öğretmenim. Bylock uygulamasını kesinlikle kullanmadım, suçsuzum. Tutuklandığımı duyan yaşlı annem kalp krizi geçirdi. Ben vatansever bir aileden gelen bir insanım. Terör örgütü ile hiç bir bağım ya da alakam bulunmamaktadır. 5 aydır suçsuz yere cezaevinde yatıyorum. Tahliyemi talep ediyorum' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan eski öğretmen Hamza D, örgüt üyeliği suçlamalarını kabul etmediğini söyledi. Örgüt iltisaklı olduğu için KHK ile kapatılan Aktif Eğitim Sendikasına yüksek lisans eğitiminde sağlanan kolaylık için üye olduğunu belirten Hamza D, örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u indirmediği ve kullanmadığını öne sürdü.
Tutuklu sanık Halil İbrahim A, cep telefonunu uygun olduğu için faturasız aldığını, arızalandığı için telefonunu sık sık tamirciye götürdüğünü, 'ByLock'u kendisinin yüklemediğini, örgütle iltisaklı olduğu için kapatılan sendikaya da görev yaptığı okulun müdürünün sendika yöneticisi olması ve onun tavsiyesi üzerine katıldığını iddia etti.
Mahkeme başkanı Ercan Kumhak'ın salonda bulunan dönemin okul müdürü olan tutuklu sanık Abdullah Y'ye sanığın beyanını sorması üzerine, Halil İbrahim A'ya sendikaya katılması için telkinde bulunmadığını, sendikanın iyi yönlerini anlattığını ve sanığın kendi isteğiyle katıldığını söyledi.
Örgütün Gaziantep Milli Eğitim yapılanmasında sözde 'imam hatiplerden sorumlu' olduğu iddia edilen tutuklu sanık Mehmet Emin B, söz konusu okullarda kimsenin kendisini tanımayacağını savunarak, '2 yıl sol görüşlü olan Eğitim Sen'e üyeydim. Oradaki arkadaşlarımın kurmuş olduğu sendika olduğu için Eğitim Bir Sen'e geçtim. Bu derneğe de 8 yıl üye kaldım.' dedi.
İki ayrı telefonunda da 'ByLock' programını kullandığı öne sürülen tutuklu sanık İhsan C. de suçlamaları kabul etmeyerek, söz konusu programın 'server'inin sürekli farklı ülkelerde olduğu haberlerini okuduklarını kaydederek, 'Sürekli değişen bu iddia hakkında nasıl savunma yapabiliriz ki.' diye konuştu.
Legal olarak kurulan ve örgüte yakınlığıyla bilinen sendikaya üye olduklarını, yine legal olarak kurulan bir bankada hesap açmakla suçlandıklarını öne süren diğer sanıklar da bu legal kuruluşlarda faaliyette bulunmanın suç olmadığını savundu.
Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istediğini söyleyen tutuklu sanıklardan M.E. (27), FETÖ/PDY ile ilk olarak Kıbrıs'ta üniversite okurken tanıştığını vurgulayarak, daha sonra örgüt içerisinde aldığı görevleri anlattı. Kıbrıs'ta ilk olarak yapının Lefkoşa sorumlusu A.U. ile tanıştığını belirten M.E., 'Kıbrıs'ta Kredi Yurtlar Kurumu olmadığı için mecburen bu yapının yurdunda kalmaya başladım. Bir süre sonra benimle ilgili bilgisayara girilen verileri gördüğümde adımın karşısında 4 yazıyordu. Bunun ne anlama geldiğini yurtta görevli bir kişiye sordum. O da bana yapı içerisinde notu 5 olanların, verilen her görevi yerine getirdiği, notu 4 olanın ise, bazı görevlere itiraz ettiği ve kendisine her görevin verilemeyeceğini anlamına geldiğini söyledi' dedi.
'Ayrılırsan şefkat tokadı yersin'
Üniversite sonrası yapıyla tüm bağlantılarını kestiğini anlatan M.E., 'Gaziantep'e ailemin yanına döndüm. Girdiğim sınavlar sonrası atanamayınca yüksek lisansa başladım. Bu sırada masrafları aileme yansıtmamak için de tekrar Kıbrıs'ta benimle ilgilenen A.U.'yu aradım. Gaziantep'te kalmak şartıyla yapıya bağlı okullarda çalışmayı kabul ettim. Bir süre çalıştıktan sonra ayrılmak istediğimi söyleyince Güney Eğitim Kurumları Müdürü Y.N., bana 'Eğer ayrılırsan şefkat tokadını yersin' dedi. Ben yine de ayrıldım, hatta son maaşımı da vermediler. Daha sonra Siirt'in Şirvan ilçesine atandım. Öğrencilere deneme kitapçıkları almak için gittiğim Milli Eğitim Müdürlüğü'nde okuma salonuna gitmem gerektiğini söylediler. Orada tekrar bu yapının imamlarından olan A.D. ile tanıştım. Bana hafta sonları öğrencilere seminer vermemi teklif etti. Ben de kabul ettim. 2014 yılında başka bir bankadan kredi çekip Bank Asya'ya yatırmamı söylediler, reddettim' diye konuştu.
'Başarılı olanlara 1 dolar verildiğine şahit oldum'
Verilen görevleri yerine getiren yapı imamlarına 1 dolar verildiğine şahit olduğunu kaydeden M.E. ifadesini şöyle sürdürdü:
'Fotoğrafını gösterdikleri bir bayanla zorla evlenmemi istediler, buna da karşı çıktım. Bütün görevleri yönlendirme ve telkin yoluyla kabul etmek zorunda kaldım. Çünkü bana cemaatten ayrılmam halinde, bereketimin kaçacağını söylüyorlardı. Onların isteği üzerine Bylock kullandım. Yapıdan ayrılmak istediğimi söyleyince de, öğrenci yurtlardan birine operasyon yapıldığını bu operasyonda ele geçirilen hard diskte bilgilerimin olduğunu ve deşifre olduğumu söyleyerek bu saatten sonra ayrılmamın hiç bir anlamı olmadığını ifade ettiler. Pişmanım, kandırıldığımı düşünüyor, tahliyemi istiyorum'.
Türkçe öğretmeni olduğunu söyleyen tutuklu sanıklardan M.K. ise, 'Milliyetçi bir insanım. Türkçemizi yabancılara öğrettiğim için kendimle onur duyuyordum. Türkçe Olimpiyatlarında da görevli olduğum için o dönemin siyasetçileri tarafından takdir edilip alkışlanıyordum. Şimdi bu şekilde bir terörist olarak adlandırılıp yargılanıyorum. Bu gururumu incitiyor. Ben hiç bir örgütsel faaliyette bulunmadım. Suçsuzum' dedi.
Tutuklu sanıklardan M.E.E. etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyledi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı Ercan Kumhak, tutuklu sanık M.E.E'nin konuşması sırasında, diğer tutuklu sanıkların arasından ayrılmasını, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayı talep eden sanıkların yanına oturmasını istedi. Yerini değiştirdikten sonra konuşmasına devam eden sanık M.E.E, örgütte bulunduğunda hiçbir zaman suç işlemek kastında olmadığını belirterek, 'Din, millet ve insanlığa hizmet adıyla kandırıldım ve kullanıldım. Bu yapıyla bağı olan bazı insanların devlete sızma, soru çalma, darbe teşebbüsünde bulunma gibi boyutları vardı.' dedi.
Örgütle 2007 yılında KKTC'de üniversiteyi kazanmasıyla, devlet yurdu olmadığı için FETÖ'nün Lefkoşa'da bulunan Şamilbey Erkek Öğrenci yurduna giderek tanıştığını aktaran M.E.E, mezun olduktan sonra bir süre örgüte ait özel bir okulda çalıştığını ardından Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı Cevizli köyüne tayin edildiğini kaydetti.
Siirt yapılanması
Köyde göreve başlayarak, kendisini öğrencilerine adadığını, Şirvan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne giderek, öğrencilerini lise sınavlarına hazırlamak istediğini anlattığını ifade eden M.E.E, şöyle devam etti:
'Burada beni okuma salonundan sorumlu Ali Dutar'a yönlendirdiler. Dutar ile görüştüğümde bana yardımcı olacağını söyledi. Dutar, bana 'fakir köy öğrencilerine seminer verir misin?' diye sorunca öğrencilere yardımcı olmak için teklifi kabul ettim. 2014 yılına kadar böyle devam etti. Sonra Dutar, bana öğrencilere daha fazla yardımcı olabilmem için Şirvan ilçesine görevlendirmemin yapılması konusunda yardımcı olabileceğini söyledi, ben de kabul ettim ve ilçe merkezinde çalışmaya başladım. Perşembe günleri Dutar'ın verdiği sohbetlere katılıyordum. Dutar'ın Şirvan ilçesinin sözde imamı ve Siirt ili okuma salonlarından sorumlu il imamı olduğunu öğrendim. Örgüt üyeleri alıştırarak olağanüstü rüyalar ve 'şefkat tokadı' gibi ilahi ritüelleri kullanıyordu. Mesela Aktif Eğitim Sen'e üye olmayı teklif eden Dutar, kabul etmeyince, beni yaptıkları görevlendirmeyle tehdit etti. 2014 yılının Şubat ayında da Bank Asya'ya başka bir bankadan para çekerek yatırmamı istedi.'
Daha sonra Siirt'te sohbet toplantılarına katıldığını aktaran M.E.E, bu sohbetlere çevre ilçelerden ve illerdeki üyelerin katıldığını ve toplantıların kalabalık olduğunu anlattı.
Ele başından 'büyüğümüz' diye bahsedilirdi
Sohbeti o dönemin sözde il imamı Paşa Kama'nın verdiğini öne süren M.E.E, şunları kaydetti:
'Kama, toplantılarda örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den 'büyüğümüz' diye bahsederdi. Bir keresinde Kama, 'büyüğümüzle 81 ilin imamıyla il imamları toplantısını gerçekleştirdik. 'Ben de sıcağı sıcağına orada getirdiğim notları paylaşmak istiyorum' dedi. Büyüğümüz, cemaat üyelerinin hiçbirinin terörist olmadığını Mısır'da Mursi ve Müslüman Kardeşler ne durumdaysa cemaatin de aynı durumda olduğunu söyledi. Ayrıca toplantı esnasında büyüğümüze bir sürpriz yapıldı. 28 Şubat 2014'te gösterime girecek Sürgün İnek filminin yapım ekibi de oradaydı, filmi büyüğümüze gösterip görüşünü almak istediler. Büyüğümüz, filme onay verdi, hatta ekip, film afişini büyüğümüze imzalattılar. Ben de afişi büyüğümüzden alarak, Siirt'te en az iki bin kişinin izleyeceğine dair söz aldım. Eminim siz de beni mahcup etmezsiniz' demişti.'
e posta görünümlü ByLock
Doğu görevinin ardından Gaziantep'e ailesinin yanına dönmek istediğini ancak, Dutar'ın bazı sahabelerin bile Allah yolunda ailelerine itiraz ettiğini örnek göstererek kendisini Siirt'te kalmaya ikna ettiğini ifade eden M.E.E, ardından örgüte ait özel bir yurtta kaldığını dile getirdi.
Bu süreçte talep üzerine 'ByLock' isimli programı telefonuna kurduğunu, bu programın çalışması için başka bir program daha kurduğunu anlatan M.E.E, daha sonra e-posta görünümlü bir programla, örgüt imamlarıyla haberleşmeyi sürdürdüğüne değindi.
Diğer tutuklu sanıklar da suçsuz olduklarını ifade ederek, tahliyesini istedi.
Mahkeme heyeti akşam saatlerine kadar süren yargılamanın ardından kısa bir ara vererek kararı açıkladı. Tutuklu sanıklar N.U. ve M.K.'nin Emniyet Müdürlüğü'nden gönderilen yeni Bylock verilerine göre bu uygulamayı kullanmadıklarının ortaya çıkması üzerine tahliye edildi. Ayrıca 2 gündür süren duruşmanın, yarın avukat savunmalarının ardından eksikliklerin giderilmesi için ertelenmesi bekleniyor.
15.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep'te, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye oldukları ve örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandıkları öne sürülen 69'u tutuklu, 150 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Gaziantep Bölge Adliyesindeki 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, meslekten ihraç edilen eski öğretmen sanıklar, savunmalarını yaptı.
Sanıklar, silahlı terör örgütüne üye oldukları, örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandıkları ve örgüt yöneticisi olduklarına yönelik iddiaların tamamen asılsız olduğunu öne sürdü.
Legal olarak kurulan ve örgüte yakınlığıyla bilinen sendikaya üye olduklarını, yine legal olarak kurulan bir bankada hesap açmakla suçlandıklarını savunan sanıklar, bu kuruluşlarda faaliyette bulunmanın suç olmadığını iddia etti.
Sanıklar, örgütün haberleşme programı 'ByLock'u kullanmadıklarını ve telefonlarına indirmediklerini, kim tarafından indirildiğini de bilmediklerini öne sürerek tahliyelerini talep etti.
16.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep'te, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye oldukları, aralarında örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandığı öne sürülen öğretmenlerin de bulunduğu 69'u tutuklu, 150 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Gaziantep Bölge Adliyesindeki 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü bölümünde tutukluların yanı sıra tutuksuz sanıkların bir kısmı ve avukatlar hazır bulundu. Dört günden bu yana sanık, tanık ve avukatlarının savunmalarını yaptığı duruşmada bugün cumhuriyet savcısı Berekat Aksoy, mütalaasını verdi.
Aksoy, mevcut deliller ışığında tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, etkin pişmanlık yasasından yaralanmayı talep eden 2 sanık ile sağlık sorunları bulunanların da arasında olduğu toplam 6 kişinin adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasına, diğer sanıkların tutukluluğunun devamına, bazı tanık ifadeleri ve eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY üyelerine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede 69'u tutuklu 150 sanığın, 'Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme', 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' gibi suçlardan TCK'nın ilgili maddeleri gereğince cezalandırılması talep ediliyor.
(18 Şubat 2017, 15:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: