İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Hizbuttahrir örgütüne girdiğini kabul etti ancak bunun istihbarat toplamak amaçlı olduğunu iddia etti. Çelebi´nin, bu örgütle ilgili aldığı notların emekli bankacı Neriman Aydın´da bulunmasına yönelik yaptığı savunma ise komikti: ´Din konusunda yüksek bilgileri olduğu için Cumhuriyet konusunda tehdit olabilecek bir unsurun olup olmadığını kontrol etmeleri için CD ve notları Neriman Aydın´a ben bıraktım.´ Hizbuttahrir´in, Ergenekon Terör Örgütü´nce yönlendirilmeye çalışıldığı iddia edilen taşeron örgütlerden biri olduğu ortaya çıkmıştı. Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin ek klasörleri, örgütün ülkeyi kaosa sürüklemek için başvurduğu yöntemleri çarpıcı biçimde ortaya koyuyordu. Belgelere göre Ergenekon´un, irtica yanlılarının arttığı izlenimi vermek, belli kesimlerde korku ve paniğe sebep olmak için ´Hizbuttahrir´ örgütünü kullandığı belirtiliyordu. İddialara göre bunun için Karargah Evleri yapılanmasında rol alan Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve diğer arkadaşları, Ergenekon örgütünün direktifleri doğrultusunda dinci Hizbuttahrir örgütüne sızmaya ve böylelikle dincileri terör eylemlerine kışkırtmaya çalışmaktaydı. Bu iddiaları doğrulayacak şekilde örgüt de, ilginç protestolara da imza atmaktaydı. Örgüt, 28 Şubat döneminin aczmendilerini hatırlatacak şekilde 2005 Eylül´ünde İstanbul Fatih ve Ankara Hacıbayram camilerinde cuma namazı sonrası gerçekleştirdiği protesto haberlerine konu olmuştu. Cami önlerinde cübbeyle gerçekleştirdikleri ´hilafet isteriz´ gösterileriyle kamuoyu gündemine gelmeye çalışan örgüt, cami cemaatini de kışkırtarak güvenlik güçlerini tahrik etmişti. Ergenekon bağlantısı iddiaları üzerine açıklama yapan Hizbuttahrir örgütü, Teğmen Çelebi´nin kendi aralarına sızma girişiminde bulunduğu iddiasını doğrulamış, ancak Ergenekon örgütünün girişiminin başarıya ulaşmadığını iddia etmişti.
Teğmenden itiraf: Hizbuttahrir´e girdim ama istihbarat için
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Hizbuttahrir örgütüne girdiğini kabul etti ancak bunun istihbarat toplamak amaçlı olduğunu iddia etti. Çelebi´nin, bu örgütle ilgili aldığı notların emekli bankacı Neriman Aydın´da bulunmasına yönelik yaptığı savunma ise komikti: ´Din konusunda yüksek bilgileri olduğu için Cumhuriyet konusunda tehdit olabilecek bir unsurun olup olmadığını kontrol etmeleri için CD ve notları Neriman Aydın´a ben bıraktım.´ Hizbuttahrir´in, Ergenekon Terör Örgütü´nce yönlendirilmeye çalışıldığı iddia edilen taşeron örgütlerden biri olduğu ortaya çıkmıştı. Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin ek klasörleri, örgütün ülkeyi kaosa sürüklemek için başvurduğu yöntemleri çarpıcı biçimde ortaya koyuyordu. Belgelere göre Ergenekon´un, irtica yanlılarının arttığı izlenimi vermek, belli kesimlerde korku ve paniğe sebep olmak için ´Hizbuttahrir´ örgütünü kullandığı belirtiliyordu. İddialara göre bunun için Karargah Evleri yapılanmasında rol alan Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve diğer arkadaşları, Ergenekon örgütünün direktifleri doğrultusunda dinci Hizbuttahrir örgütüne sızmaya ve böylelikle dincileri terör eylemlerine kışkırtmaya çalışmaktaydı. Bu iddiaları doğrulayacak şekilde örgüt de, ilginç protestolara da imza atmaktaydı. Örgüt, 28 Şubat döneminin aczmendilerini hatırlatacak şekilde 2005 Eylül´ünde İstanbul Fatih ve Ankara Hacıbayram camilerinde cuma namazı sonrası gerçekleştirdiği protesto haberlerine konu olmuştu. Cami önlerinde cübbeyle gerçekleştirdikleri ´hilafet isteriz´ gösterileriyle kamuoyu gündemine gelmeye çalışan örgüt, cami cemaatini de kışkırtarak güvenlik güçlerini tahrik etmişti. Ergenekon bağlantısı iddiaları üzerine açıklama yapan Hizbuttahrir örgütü, Teğmen Çelebi´nin kendi aralarına sızma girişiminde bulunduğu iddiasını doğrulamış, ancak Ergenekon örgütünün girişiminin başarıya ulaşmadığını iddia etmişti.
İkinci Ergenekon davasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde dün görülen 82. duruşmasında savunmasına devam eden Mehmet Ali Çelebi, iddianamede teğmenlerin örgüt yöneticisi ve generallerin de örgüt üyesi olarak gösterildiğini belirtti. Ergenekon örgütü adına tutuklu sanıklar Kemal ve Neriman Aydın kardeşlerin talimatı üzerine Hizbuttahrir örgütünün üyeleri ile irtibata geçtiği iddiasının kendine yapılan bir iftira olduğunu söyledi. Hizbuttahrir örgütü hakkında bilgi toplamak için tutuksuz sanık Süleyman Solmaz ile irtibata geçtiği iddialarına yönelik ise şu açıklamalarda bulundu: Konu ile ilgili komutanlarımı bilgilendirecektim. Olgunlaşmasını bekledim. Arkasında kimler vardır tespit etmek istedim. Bundan subay arkadaşlarımın bilgisi var, gizli olsa arkadaşlarıma bilgi verir miydim? Benim aldığım bazı notlar ve Hizbuttahrir ile ilgili CD´lerin neden Neriman Aydın´ın evinde bulunduğu soruluyor. Benim yoğun helikopter eğitimlerim vardı. Din konusunda yüksek bilgileri olduğu için Cumhuriyet konusunda tehdit olabilecek bir unsurun olup olmadığını kontrol etmeleri için CD ve notları Neriman Aydın´a ben bıraktım.´
Ergenekon, taşeron örgütleri amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştı
İkinci Ergenekon iddianamesinde Karargah Evleri´yle ilgili bazı resmi soruşturma bilgileri de ortaya çıkmıştı. İkinci iddianameye göre, yapılanmada görevli teğmenler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu, Kemal ve Neriman Aydın´ın talimatıyla terör örgütü Hizbuttahrir´e sızarak örgütü yönlendirmeye çalışmış. Kemal ve Neriman Aydın´ın, Durmuş Ali Özoğul´a bağlı olarak, Hamza Demir ve Ercüment Ovalı´nın da yardımıyla TSK ve harp okullarına sızma ve örgütlenme faaliyetlerine doğrudan katıldıkları iddia ediliyor. Harp okullarına önceden yerleştirdikleri elemanlar vasıtasıyla, irtibata geçtikleri askeri öğrencileri kendi evlerine veya bu amaçla kiraladıkları evlere getirdikleri, öğrencilere Ergenekon´un fikri ve ideolojik altyapısını aşıladıkları belirtiliyor. Teğmenler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu, kendi arkadaşlarının da örgüte katılımını sağlamakla görevlendirilmiş. Örgüt kendi içinde yapılan görüşmelerin dinlenmemesi için de Mehmet Ali Çelebi tarafından temin edilen ´özel hat´ı kullanmış. Ayrıca Çelebi ve Çalıkuşu, bazı Hizbuttahrir üyeleriyle irtibata geçerek örgütün gizli toplantılarına katılmış. Örgütle alakalı tüm bilgi ve raporları Kemal ve Neriman Aydın´a ulaştırmış.
Amirallere Suikast davasında da teğmenlerin Hizbuttahrir bağlantıları geçiyor
Amirallere Suikast İddianamesi´nde, şüphelilerin evinde ele geçen dokümanlar ve delillerden yola çıkan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan, Ergenekon´un bir birimi olan Karargah Evleri ile suikast iddiası soruşturmasına dahil olan teğmenlerin korkunç bağlantılarını ortaya koymuştu. Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Metin Ataç ile dönemin Donanma Komutanı şimdiki Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit´e yönelik suikast iddianamesinde teğmenlerin ´Karargah Evleri´ örgütlenmesine ait evlerde kalabilmeleri için Hizbuttahrir örgütünden referanslı olmaları gerektiği belirtiliyor. Örgüt evlerinde kalabilmek için, Hizbul Tahrir İsmail Yıldız referansı, Hizbul Tahrir İ.Y. referansı, U.A. Hizbul Tahrir ... referansı şeklindeki notlardan yola çıkan savcılar, Karargah Evleri örgütlenmesinin yasa dışı Hizbutahrir örgütüyle irtibatlı olduğu görüşünü dile getirdiler.
Aydın kardeşler Ergenekon´un TSK´ya sızmasında görevli
Ergenekon davası sanıklarından Neriman Aydın ile kardeşi Kemal Aydın´ın adı 1´nci, 2´nci, 3´ncü ve 4´ncü Ergenekon iddianamelerinde 331 yerde geçiyor. 4´ncü iddianame olan Poyrazköy iddianamesinin 8´nci sayfasında kardeşlerle ilgili şu satırlar yeralıyor: .. C.Başsavcılığımızca düzenlenen önceki iddianamelerde ERGENEKON YAPILANMASI NEDEN BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR başlığı altında ayrıntılı açıklamalar yapıldığından, bu konuda yeniden açıklama yapılmayacaktır. ERGENEKON Silahlı Terör Örgütünün, yaşamsal değerde önem verdiği TSK içerisindeki faaliyetlerinin bir kısmını Karargah Evleri ismi altında gizli hücre yapılanması ile yürüttüğü tespit edilmiştir. Bu kapsamda sanıklar Neriman AYDIN ve Kemal AYDIN´ ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve askeri okullardaki örgütlenme faaliyetlerinden sorumlu oldukları, bu amaçla açtıkları evlerde örgüte eleman kazandırmak için çalışmalar yaptıkları, bir yandan da örgüte kazandırdıkları askeri kişileri Hizbuttahrir terör örgütüne sızdırdıkları, .. Karargah Evleri yapılanmasını ilk olarak MİT ortaya çıkarmıştı. MİT´in, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderdiği 330 sayfalık raporda, ´Karargah Evleri Projesi´nin tüm detaylarına yer verilmişti. Ergenekon sanıklarının, Harp Okulu öğrencileri ve genç teğmenlerle karargah evlerinde temas kurduğu ileri sürülüyor. Yine etki altına alınan askeri öğrenci ve teğmenlerin, Hizbuttahrir gibi yasadışı örgütlere sızılmasında kullanıldığı da iddia edilmişti. Neriman ve Kemal Aydın kardeşler ise askeri öğrencilere ve teğmenlere eğitim verdiği, onların kurmay subay olmaları için çalışmalar yaptıkları öne sürülmüştü. ( Zaman)
Hizbuttahrir kullanılacak taşeron örgütlerden biri: Dost unsurlar
Ergenekon sanığı Albay Dursun Çiçek´e ait ´Islak imzalı´ kontrgerilla planı belgesi ile Ergenekon sanığı Levent Bektaş´ta ele geçen ´Gündemlerim´ belgesinde ´kulllanılacak dost unsurlar´a yer veriliyordu. Albay Çiçek imzalı skandal planın ?Medya Faaliyetleri? bölümünde ?İskender Evrenesoğlu, Ömer Öngüt gibi hazırda beklettiğimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptırılacak? deniliyor. ´Gündemlerim´ isimli belgede ise ?Deniz Kutluk´a, İskender Evrenesoğlu konusu çok önemli bu konuda haberler var dikkat edelim zamanı henüz gelmedi deşifre olursa kendi sonu olur. Avukat Çulhaoğlu´nu uyaralım? deniliyor. ?Gündemlerim2? isimli belgede ise ´Dost Unsurlar´ın nasıl ve kimler tarafından kontrol edileceği de isim isim anlatılıyor. İşte o liste: ?Evrenosoğlu (Deniz Kutluk), Dostluk kardeşlik (E. Kora. A.G.), Haydar Baş (Abdullah Ağar), Hzb tahrir (Hizbuttahrir) (S.O., T.M., C.K., H.G., Ö.M., M.E., Astsby. Y.Ç.)..., Abdullah Ağar´a yardımcı olacaklar: V.S., B.T., G.Ç., S.T., E.A...., Hakikat Vakfı yazı işleri müdürü İsmail Yavuz (Ö.K. Paşa ile irtibatlı) F. Paşa S. Erenoğlu´nu vazifelendirdi. Ö. Paşa bu konuda vazifeli... Dostluk Kardeşlik Grubu´nun liderliğini İrtica Eylem Planı´nda bekletilen ´Dost Unsur´ Ömer Öngüt yapıyor.
HİZBUTTAHRİR HİZBULERGENEKON
Savcı Zekeriya Öz Hizbuttahrir bağlantısını yakalamıştı
İkinci Ergenekon iddianamesinde Karargah Evleri´yle Hizbuttahrir örgütü arasındaki bağlantılardan bahsediliyordu. İddianameye göre, yapılanmada görevli teğmenler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu, Kemal ve Neriman Aydın´ın talimatıyla terör örgütü Hizbuttahrir´e sızarak örgütü yönlendirmeye çalışmış. Kemal ve Neriman Aydın´ın, Durmuş Ali Özoğul´a bağlı olarak, Hamza Demir ve Ercüment Ovalı´nın da yardımıyla TSK ve harp okullarına sızma ve örgütlenme faaliyetlerine doğrudan katıldıkları iddia ediliyor. Harp okullarına önceden yerleştirdikleri elemanlar vasıtasıyla, irtibata geçtikleri askeri öğrencileri kendi evlerine veya bu amaçla kiraladıkları evlere getirdikleri, öğrencilere Ergenekon´un fikri ve ideolojik altyapısını aşıladıkları belirtiliyor. Teğmenler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu, kendi arkadaşlarının da örgüte katılımını sağlamakla görevlendirilmiş. Örgüt kendi içinde yapılan görüşmelerin dinlenmemesi için de Mehmet Ali Çelebi tarafından temin edilen ´özel hat´ı kullanmış. Ayrıca Çelebi ve Çalıkuşu, bazı Hizbuttahrir üyeleriyle irtibata geçerek örgütün gizli toplantılarına katılmış. Örgütle alakalı tüm bilgi ve raporları Kemal ve Neriman Aydın´a ulaştırmış.
İrtica görüntüsü amacıyla Hizbuttahrir kullanılmış
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin ek klasörleri, örgütün ülkeyi kaosa sürüklemek için başvurduğu yöntemleri çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Ergenekon, irtica yanlılarının arttığı izlenimi vermek, belli kesimlerde korku ve paniğe sebep olmak için ´Hizbuttahrir´ örgütünü kullanmış. Sanık Neriman Aydın´ın evinde bulunan kitap ve dokümanlar, Ergenekon´un bu örgütü uzun süredir izlediğini ve yönlendirdiğini gösteriyor. Aydın´ın ajandasında Hizbuttahrir üyelerinin kişisel bilgilerinin yanı sıra nerede nasıl buluştuklarına dair istihbari veriler de yer alıyor. Hizbuttahrirciler Müslümanları bir halife etrafında tutmayı amaçlıyor. Örgüt, Ürdün, Suriye, Sudan, Kuveyt, Malezya, Özbekistan´ın yanı sıra İngiltere, Almanya ve Danimarka gibi Avrupa ülkelerinde de faaliyet gösteriyor. 28 Şubat´ta devlet kurumları ve askeri birimlere gönderdikleri bildirilerle gündeme gelen Hizbuttahrir, ilginç protestolara da imza attı. 2005 Eylül´ünde İstanbul Fatih ve Ankara Hacıbayram camilerinde cuma namazı sonrası gerçekleştirdiği protesto ile ´irtica´ haberlerine konu olmuştu. Cami önlerinde cübbeyle gerçekleştirdikleri kanunsuz gösterilerle kamuoyu gündemine gelmeye çalışan örgüt, cami cemaatini de kışkırtarak güvenlik güçlerini tahrik etmişti. Örgütün içine sızdırdığı kişiyle Hizbuttahrir´i yakından izleyen Neriman Aydın´ın evinden örgütün yayınladığı kitap ve belgelerin yanı sıra CD ve dokümanlar da çıktı. Bu bilgi ve belgeleri Ergenekon´a taşıyan isim ise soruşturma kapsamında tutuklanan teğmenlerden Mehmet Ali Çelebi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı yaptığı soruşturmada örgüt üyesi Kurtça Bektaş, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Rıfat Yıldırım, Rıza Demir gibi isimlerle ilişki kurduğu görülen Mehmet Ali Çelebi´nin bu kişilerle buluştuğunda birtakım yönlendirmelerde bulunduğu görülüyor. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Hizbuttahrircilerle yakın irtibat halinde bulunan Çelebi, örgütün düzenlediği haftalık ve aylık toplantılara katılarak bilgi akışını sağlamış. Aydın´ın evinde ele geçirilen ve üst kısmında Hizbuttahrir olarak etiketlenen defterde şunlar yazıyor: Süleyman, Ulus kiler çarşı girişindeki Turkcell telefoncu Rıza arkadaşı. Keçiören sanatoryum konuşma yerleri. Her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı. Aşama aşama hazırlık. CD´ler kalabalık ortamda izleyin.
Hizbuttahrircilerle Ergenekoncuların telefon görüşmeleri
Hizbuttahrir operasyonunda yakalanan zanlıların Ergenekon tutuklu sanıklarıyla telefon görüşmeleri yaptıkları tespit edilmişti. Zanlıların silahlı eylem için çalışma başlattıkları ileri sürüldü. Örgütün İstanbul´daki eylem sorumlusunun, İstanbul temsilcisi ve aynı zamanda Köklü Değişim Dergisi sorumlusu olan Haluk Özdoğan olduğu tespit edildi. Operasyonda gözaltına alınan Hizbuttahrir militanı Sedat T.´nin Ergenekon tutuklusu emekli Binbaşı Fikret Emek ile çok sayıda telefon görüşmesi yaptığı belirlendi. Zanlılardan Uğur K. ve İsmail G.´nin de bazı Ergenekon zanlılarıyla ilişkileri ortaya çıktı. Ergenekon sanıkları Fikret Emek ve SESAR Başkanı İsmail Yıldız´ın telefon fihristinden Hizbuttahrir bağlantılı şahısların telefonları da çıktı. İki sanığın Hizbuttahrir üyesi Kirami K., Uğur K., İsmail G., Sedat T. ve Mustafa Türker G.´ye ait İstanbul Avrupa yakasında bulunan telefon numaralarıyla irtibata geçtiği öne sürüldü. Ergenekon soruşturması kapsamında, Karargah Evleri yöneticisi oldukları iddiasıyla Ankara´da tutuklanan Kemal Aydın ve Neriman Aydın´ın evlerinde yapılan aramalarda Hizbuttahrir örgütüne ait belgeler ele geçirilmişti. Aydın ile irtibatlı olan teğmenler Mehmet Ali Çelebi, Eren Mumcu, Hasan Hüseyin Uçar, Önder Koç, Yaşar Tozkoparan ve Noyan Çalıkuşu´nun Hizbuttahrir üyesi Süleyman Solmaz ile tanışarak örgütü yönlendirmeye çalıştıkları öne sürülmüştü.
Hizbuttahrir de Karargah Evleri sızmasını doğruladı
İkinci Ergenekon iddianamesinde ismi geçen Hizbuttahrir örgütü, Doğu Perinçek´in başkanı olduğu İşçi Partisi´nin TSK´ya sızmak için kullandığı çok gizli Karargah Evleri oluşumu içinde yeralan davanın tutuklu sanığı muvazzaf teğmen Mehmet Ali Çelebi´nin kendi aralarına sızma girişiminde bulunduğu iddiasını doğruladı ancak ETÖ´nün sızma girişiminin başarıya ulaşmadığını iddia etti. Örgüte ait olduğu söylenen Köklü Değişim isimli derginin Mayıs 2009 sayısında Hakkı Eren imzasıyla Vehim Ve Gerçeklik Arasında Ergenekon Hizbuttahrir İlişkisi başlıklı bir makale yayınlandı. Makalede Hizbuttahrir ile Ergenekon arasındaki ilişki bir yandan yalanlandı. Ancak yalanlama yapılırken Ergenekon sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi´nin teması hatırlatılarak ´her iki yapılanmanın en alt kesimindeki isimlerin´ görüşmesinin örgütsel irtibat anlamı taşımayacağı savunuldu. Yazıda Hizbuttahrir üyesi olduğu ileri sürülen Süleyman Solmaz ile Teğmen Mehmet Ali Çelebi´nin temasına dikkat çekilerek, İfade tutanaklarına göre Teğmen Çelebi kendisini muhasebeci olarak tanışmış ve kimliğini gizlemiştir. O zaman Süleyman Solmaz´ın Ergenekon ile direk bir ilişkisi hiçbir zaman mevcut olmamıştır. İfade tutanaklarına göre Solmaz ve Çelebi 2-3 görüşme yapmışlardır. Her iki yapılanmanın en alt kesiminde yer alan iki kişinin ikişer kez görüşmeleri sonucunda Ergenekon Hizbuttahrir´i nasıl yönlendirebilir. Bunun aklen izahı mümkün mü? deniyor. Solmaz´ın Hizbuttahrir ile bağlantısının Mahmut Oğuz ile olduğuna dikkat çekilen yazıda Yani Teğmen sızma girişiminde eğer olumlu sonuçlar alsa idi ilk ulaşacağı ve bağlantı kuracağı kişi Mahmut Oğuz olurdu. Fakat her ikisi birbirlerini tanımamaktadır. O zaman bu nasıl bir sızma girişimidir ve bunu amaçlayan Ergenekon amacına ulaşabilmiş midir?
Ergenekon sanığı Okkır Hizbuttahrir´i yönlendirdi
Öte yandan söz konusu makalede Ergenekon´da tahliye olduktan sonra hayatını kaybeden Kuddusi Okkır´ın Hizbuttahrir´i yönlendirdiği iddialarına tam olarak cevap verilmedi. İkinci iddianamenin ek delilleri arasında yer verilen bir belgeye göre, örgütün 2005´te Fatih Camii´nde gerçekleştirdiği Ya hilafet,Ya Şehadet! adlı eylemi de Okkır organize etti. Hizbuttahrir´in Fatih Camii´ndeki eyleminin fotoğraflarına ikinci iddianamenin ek delilleri arasında yer veren savcılar, gösteriye katıldığı tespit edilen örgüt üyelerinden Mustafa Türker Güven´in telefon numarasının Kuddusi Okkır´ın, diğer örgüt üyesi Sedat Temiz´in numarasının da Emekli Binbaşı Fikret Emek´in cep telefonunda kayıtlı olduğunu tespit etti. Savcılar, Ergenekon sanıkları ile Hizbuttahrir üyeleri arasındaki telefon trafiğinin şemasını da çıkarttı. İddianamede Ergenekon´un naylon terör örgütlerini kullanma amacına işaret eden savcılar, Okkır´ın, Ergenekon adına Hizbuttahrir´i yönlendirdiğini ve Fatih Camii´ndeki gösteriyi organize ettiğini ileri sürdü.
Çelebi´nin çapraz sorgusu
30 Eylül 2010: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki Ergenekon davasında tutuklu sanık Teğmen Mehmet Ali Çelebi´nin çapraz sorgusuna devam edildi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Hamza Demir´in, size özel telefon hattı alabilecek birisi olduğu anlaşılıyor. Hamza Demir ile ne zaman ve nasıl tanıştınız? diye sordu. Bunun üzerine Çelebi, Ben özel hat olmadığını maddi olarak ispatladım. Önce hattın nasıl özel hat olduğunu açıklayın ki ben de ona göre sorunuza cevap vereyim. diyerek Pekgüzel´in sözlerine tepki gösterdi. Savcı Pekgüzel´in, Konuşmalarınızda ´özel hat´ diye kendiniz söylüyorsunuz. sözleri üzerine Çelebi, Tamam, ben yanlış bir kelime kullanmış olabilirim, ancak bu neyi değiştirir? dedi. Savcı Pekgüzel´in, Sanıklardan Kemal Aydın´ın arkadaşı olan Hamza Demir ile olan ilişkisini sorması üzerine Çelebi, önce Haziran ayı. diye cevap verdi ve ardından da, Kemal beyin tutuklanmasından sonra bir ilişkim olmadı. dedi. Bunun üzerine savcı Pekgüzel, 9 Şubat 2009 tarihli bir telefon kaydında Çelebi´nin, sanıklardan Kemal Aydın ile yaptığı bir telefon konuşmasında, Hamza ağabey ile Neriman teyzeme brifing veriyoruz. dediğini hatırlattı. Çelebi, bu açıklamanın üzerine belki önceden tanıyor olabileceğini söyledi. Ardından da Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ´Haziran ayı´ dediniz ama yaptığınız telefon konuşması, sadece isim duyma konuşması değil. Şubat ayındaki konuşmanızda tanıştığınız, hatta yakın olduğunuz görülüyor. dedi. Bunun üzerine de Çelebi, Tamam, tanışma tarihini yanlış hatırlıyor olabilirim ama bunu nasıl bir örgütsel bağlantı olarak görebilirsiniz? diye konuşarak kendisini savunmaya çalıştı. Sanık Çelebi, Hamza Demir ile sanıklardan Kemal Aydın vasıtasıyla Ankara´da Konur Sokak´ta Salon Burç´ta tanıştıklarını söyledi.
´Hizbuttahrir´e sızma nedenim cumhuriyeti savunmak mürtecilere zarar vermek´
Tahliye edilen tutuksuz sanık taksi şoförü Süleyman Solmaz´ın Hizbut Tahrir Terör Örgütü´ne sızma iddialarıyla ilgili sorusu üzerine Çelebi, Amacım Cumhuriyet´i savunmak adına faaliyette bulunmak. Kanunun pençesinden kurtulamayacak şekilde adalete teslim etmek. Bu nedenle Süleyman Solmaz´dan örgütün CD ve kitaplarını aldım. Süleyman Solmaz kandırılmış bir Türk genci. Onun arkasındaki mürtecilere maksimum zararı vermek için 2 ay bekledim. Ayrıca gizli olsa teğmen arkadaşlarıma konuya açmazdım. diye açıklamada bulundu. Savcı Taşkın, Neriman Aydın´a ´Harbiye kaybediliyor´ demişsiniz. Harbiye nasıl kaybediliyor? diye sordu. Çelebi şu yanıtı verdi: En ufak bir sapma bir tahribat gösterir. Atatürk´ün ölümünden sonra millet olarak genel bir tahribat yaşadık. Kaybedilmeye biz izin vermeyiz zaten. Atatürk ilkelerinden ödüler vere vere bu hale geldik. Bizim burada tutulmamız zaten felaket uçurumunu zaten ispatlıyor. Çelebi, savcıların sorularına, Bu sorduklarınızın terör içeriği nedir? Burada sosyal hayatım yargılanmasın. Masumiyet karinesini size hatırlatıyorum. Somut bir şey ortaya koymadan suçsuzluğumu ispat etmemi istiyorsunuz. diye tepki gösterdi. ( Cihan)
Aydın kardeşlerle görüşmesinden üstleri de haberdarmış
01 Ekim 2010: Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın, sanık Çelebi´den, Neriman ve Kemal Aydın ile ilişkisinden üstlerinin bilgi sahibi olduğuna ilişkin sözlerine açıklık getirmesini istedi. Çelebi, Bildirmek zorunlu değildir ama teamüller gereği ´Aile dostluğumuz başladı, bilgi sahibi olunmasını arz ederim´ diye rapor ettim. Not alınmıştır mutlaka, cevap verilmedi. Hiçbir sorun olmadığı, diplomamı genelkurmay başkanından alarak mezun olmamdan belli oluyor. diye konuştu. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel tutuklu sanık Neriman Aydın´ın, tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu ile bir telefon görüşmesinde, Çelebi çok önemli bilgiler verdi. Çok kötü şeyler oluyor diyor. Çok dehşet bir şey, rezalet bir şey. dediğini belirterek rezaletin ne olduğunu sordu. Sanık, İlgili cemaatin sızmaya çalıştığını söyledim. Savcı Nihat Taşkın´ın, Neriman Aydın´a söyleyeceğinize komutanlarınıza söylesenize! sözleri üzerine, Askeri istihbaratın gözünden kaçması mümkün değildir. Zaten biliyorlardır. ifadelerini kullandı. ( Zaman)
Abdullah Harun
(28 Eylül 2010), son güncel.: (01 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hizbuttahrir ile Ergenekon bağlantısında yeni kanıtlar
Hizbut Tahrir sızmayı doğruladı
Ergenekon-Hizbuttahrir bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Karargah Evleri soruşturması ve askerlerce savsaklanması
İkinci Ergenekon iddianamesinde ara
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara