Fuhuş ve casusluk soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramada zeminde gizlenmiş bir bölmede ele geçen çuvallar dolusu darbe planlarının dışında başka belgelerin daha olduğu ve güvenli yerlere gömüldüğü deniz istihbaratçı bir binbaşı tarafından iddia edildi. Gölcük Donanma Komutanlığı´nda zemindeki gizli bölmelerde Ergenekon´un kozmik arşivinin çıkması, örgütün henüz ortaya çıkartılamayan idhar (yığınak) kadrolarına dair iddiaların ne kadar geçerli olduğunu düşündürüyor. Kozmik arşivin Ergenekon´un belini kırabilecek kadar önemde belgeler içerip içermediğini, ya da deniz binbaşının da iddia ettiği gibi çuvallarca belgenin devede kulak olup olmadığını, daha ortaya çıkarılamamış başka arşiv, cephanelik ve örgüt mensuplarının olup olmadığını zamanla göreceğiz. Gölcük olayıyla ortaya çıkan çarpıcı bir gerçek de, farklı farklı soruşturmaların bir yerde kesişiyor olması. Fuhuş olarak başlayan soruşturma askeri casusluğa oradan da Ergenekon soruşturmasına uzandı. Bu da Ergenekon Terör Örgütü iddialarının ne kadar gerçekçi olduğunu, bu örgütün iddia edildiği gibi her yere kol attığını gösteriyor. Çuvalların en az birkaç yeni iddianamenin daha çıkacağı tahmin ediliyor. Görünen o ki, soruşturmanın ilerleyen safhalarında şok isimlerle, şok cephaneliklerle ve şok belgelerle karşılaşacağız ve şimdiye kadar ortaya çıkanlar gerçekten de devede kulak gibi görünecek.
Gölcük´teki çuvallar devede kulak: Savcılar iz peşinde
Fuhuş ve casusluk soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramada zeminde gizlenmiş bir bölmede ele geçen çuvallar dolusu darbe planlarının dışında başka belgelerin daha olduğu ve güvenli yerlere gömüldüğü deniz istihbaratçı bir binbaşı tarafından iddia edildi. Gölcük Donanma Komutanlığı´nda zemindeki gizli bölmelerde Ergenekon´un kozmik arşivinin çıkması, örgütün henüz ortaya çıkartılamayan idhar (yığınak) kadrolarına dair iddiaların ne kadar geçerli olduğunu düşündürüyor. Kozmik arşivin Ergenekon´un belini kırabilecek kadar önemde belgeler içerip içermediğini, ya da deniz binbaşının da iddia ettiği gibi çuvallarca belgenin devede kulak olup olmadığını, daha ortaya çıkarılamamış başka arşiv, cephanelik ve örgüt mensuplarının olup olmadığını zamanla göreceğiz. Gölcük olayıyla ortaya çıkan çarpıcı bir gerçek de, farklı farklı soruşturmaların bir yerde kesişiyor olması. Fuhuş olarak başlayan soruşturma askeri casusluğa oradan da Ergenekon soruşturmasına uzandı. Bu da Ergenekon Terör Örgütü iddialarının ne kadar gerçekçi olduğunu, bu örgütün iddia edildiği gibi her yere kol attığını gösteriyor. Çuvalların en az birkaç yeni iddianamenin daha çıkacağı tahmin ediliyor. Görünen o ki, soruşturmanın ilerleyen safhalarında şok isimlerle, şok cephaneliklerle ve şok belgelerle karşılaşacağız ve şimdiye kadar ortaya çıkanlar gerçekten de devede kulak gibi görünecek.
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramada ele geçen darbe planlarının dışında başka belgelerin daha olduğu ve güvenli yerlere gömüldüğü iddia edildi. Taraf ´a konuşan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda görev yapmış bir istihbaratçı, ?Bulunanlar, var olanların onda biri dahi değil. Özellikle depremden sonra yaşanan zayiat nedeniyle, evraklar 2-3 yılda bir mühürlenir, götürülür ve güvenli yerlere gömülürdü? dedi. Donanma Komutanlığı´nda bulunan 10 çuval belgeye ilişkin bilgiler veren söz konusu istihbaratçı, Taraf ´a şunları anlattı: ?Avukatlar, hakimler, savcılar, belediye başkanları, kaymakamlar, valiler, öğretmenler, il milli eğitim müdürleri, üniversite rektörleri, iş adamları takip edilirdi. İzmit´e bağlı birçok sendikayla görüşülmüştü. Örneğin vali yemek verdiğinde, kim geldi, kim gitti, bunlar kayıt altına alınırdı.
Seçimlerden sonra oy pusulaları getirildi
Seçimlerden sonra oy pusulalarının getirildiğini gördüm. Hangi bölgeden kime oy çıkmış, bunların belirlenmesi için. Astsubaylar ve subaylar izleniyordu. Onların eşleri takip ediliyordu. Düzce´ye kadar olan büyük alışveriş merkezlerine kameralar yerleştirilir, kayıtlar alınırdı. Kapılarında haber elemanları dururdu. Terfisi yapılacak üst düzey komutanlar çok gizli biçimde takip edilirdi. Kiminle görüşüyor, kimden destek alıyor, bunlara bakılırdı. Bulunan kamera kayıtlarından birçok kişinin özel görüntüleri çıkabilir. Örneğin bir gün bir rektörü gördüm. İstihbarat Karşı Koyma (İKK) biriminde. Onun orada ne işi var? Genel sekreterlikte görüşme yapılması normal olabilir ama İKK´da yapılan sohbetler gizli kameralarla kayıt altına alınır...?
Yiğit suikasttan haberdardı
Yapılan fişlemeler ve takiplerin Donanma Komutanlığı´na sunulduğunu anlatan istihbaratçı, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit´e yönelik suikast iddialarının anımsatılması üzerine, ?İKK´nin yaptığı çalışmalardan Eşref Uğur Yiğit´in de haberi olduğunu? dile getirerek, şunları söyledi: ?Uğur Yiğit, suikast iddialarına ´inanmıyorum´ dedi. Tamam ama donanma komutanıyken donanma komutanlığı içinde elli tane korumayla geziyordu. O zaman da ihbarlar geliyordu ona yönelik, kendi teşkilatından da bilgiler geliyordu, yani inanmıyorum. O, Deniz Kuvvetleri´ndeki pisliklerin çıkmasını engellemek için böyle konuştu. Uğur Yiğit sorunlar içeride halledilsin isterdi. Mesela subayların evlerinde gözaltına alınması olayı... Bu olaydan sonra Uğur Yiğit, bir albayı görevden aldı. Nedeni, ´Bunlarla ilgili önlem almadığı´ gerekçesiyle. Telefon açıyorlar böyle bir durum var baskın yapılacak, albay da dürüstlük olarak o bilgiyi tutuyor. Adamlar gelene kadar, İstanbul´dan terörle mücadele ekipleri gelene kadar kimseyle paylaşmıyor. Ondan sonra kıyamet kopuyor, hemen görevden alınıyor...? ( Taraf)
Ergenekon´un deşifre edilemeyen kadroları
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda zemindeki gizli bölmelerde Ergenekon´un kozmik arşivinin çıkması, örgütün henüz ortaya çıkartılamayan idhar (yığınak) kadrolarına dair iddiaların ne kadar geçerli olduğunu düşündürüyor. Ergenekon ve bağlantılı soruşturma-davaların 3 yıldır aralıksız sürdürülmesi, genişleyerek yeni davalara doğru yol alması karşısında, bu davalarda kritik önemde bilgiler veren tanıklara karşı son örneği birkaç gün önce Erzincan davasında yaşanan ve silahlı saldırılara kadar varan baskılar yaşanmaya başlamıştı. Ergenekon´un idhar (henüz ortaya çıkartılamayan) kadrolarının faaliyette olduğu, Ergenekon savcılarının bu kadrolarla, silah ve finansman kaynaklarının izini sürdüğü iddianamelerde de belirtilmekteydi.Güneydoğu´da görülmekte olan Temizöz davası ile Ergenekon davalarında, özellikle de Erzincan´daki Ergenekon davasında tanıklara çok sayıda baskı ve tehditler uygulanmakta. Dava, çok çarpıcı şekilde Yargıtay´daki kontrgerillacılar tarafından Ankara´ya alınarak sanıklar tahliye edildi. 2 numaralı sanık eski Erzincan Başsavcısı tahliye sonrası başsavcılık görevine döndü ve tehdit dolu açıklamalar yaptı.
İddianameler giderek çoğalıyor
Davadaki tanıkların endişe ile karşıladığı bu gelişmeler sonrasında Erzincan´da böyle bir saldırının yaşanması sürpriz görülmemişti. Ergenekon operasyonlarında ele geçen silahların, ele geçen belge ve bilgilerde belirtilen silahların çok azını teşkil ettiği ortaya çıkmıştı. İstanbul ve Erzincan´da Ergenekon´a yönelik soruşturmalar halen sürmekte. Soruşturması yeni tamamlanan bazı iddianameler yazılarak mahkemelere gönderildi, bazı iddianameler halen yazılmakta, bazılarının soruşturmaları ise sürmekte. Erzincan davasının şok müdahale ile yargıtaya alınması, suçsuz insanları silahlı göstermeye çalışmakla suçlanan sanıkların tahliye edilmesi ve bununla adeta isnat edilen suçlara devam etmelerine izin verilmesi, Ergenekon davalarına bakan çok sayıdaki hakime yargıtayda skandal şekilde tazminat cezaları verilmesi, dava sanıklarının sağlıklı olduğunu gösteren raporların hastanelerdeki örgüt üyesi olduğu şüphesi ortaya çıkan doktorlarca mahkemelerden saklanması gibi gelişmeler, Ergenekon idhar kadrolarının varlığına dair iddiaları doğrulayan bulgular olarak gösteriliyor.
Soruşturmalar Ergenekon´da kesişiyor
Gölcük´teki kozmik arşivin Ergenekon´un belini kırabilecek kadar önemde belgeler içerip içermediğini, ya da deniz binbaşının da iddia ettiği gibi çuvallarca belgenin devede kulak olup olmadığını, daha ortaya çıkarılamamış başka arşiv, cephanelik ve örgüt mensuplarının olup olmadığını zamanla göreceğiz. Gölcük olayıyla ortaya çıkan çarpıcı bir gerçek de, farklı farklı soruşturmaların bir yerde kesişiyor olması. Fuhuş olarak başlayan soruşturma askeri casusluğa oradan da Ergenekon soruşturmasına uzandı. Bu da Ergenekon Terör Örgütü iddialarının ne kadar gerçekçi olduğunu, bu örgütün iddia edildiği gibi her yere kol attığını gösteriyor. Çuvalların en az birkaç yeni iddianamenin daha çıkacağı tahmin ediliyor. Görünen o ki, soruşturmanın ilerleyen safhalarında şok isimlerle, şok cephaneliklerle ve şok belgelerle karşılaşacağız ve şimdiye kadar ortaya çıkanlar gerçekten de devede kulak gibi görünecek
Abdullah Harun
(14 Aralık 2010, 19:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge
Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon´un ortaya çıkarılamayan kadroları
Savcılar Ergenekon ´İdharı´nın peşinde
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara