Santoro dosyası yeniden açılmalı... Trabzon´da öldürülen Rahip Santoro´yu on altı yaşında bir çocuk, tanesi üç bin-altı bin dolar arasında satılan Glock tabanca ile uzak bir mesafeden vurmuştu. Katil, kilisenin bir ucundan ateş etmiş, öbür ucunda duran rahibi öldürmüştü. Nedense hepimiz katilin tek başına hareket eden bir çocuk olduğuna inanıverdik. Başta devlet, işi kimse kurcalamadı. Hâlbuki inanılmaz iddialar vardı. Olay sırasında rahibin yanında bulunanlar... Rahibin olay öncesi başına gelenler... Cinayetten önce kilisenin camlarının kırılması... Görgü tanıklarının kentte yaşayamaz hale getirilmesi... Unutup gittik. Ta ki Hrant Dink cinayetine kadar...
Katili yakalamayı sevenler ile katille resim çektirmeyi sevenler
Santoro dosyası yeniden açılmalı... Trabzon´da öldürülen Rahip Santoro´yu on altı yaşında bir çocuk, tanesi üç bin-altı bin dolar arasında satılan Glock tabanca ile uzak bir mesafeden vurmuştu. Katil, kilisenin bir ucundan ateş etmiş, öbür ucunda duran rahibi öldürmüştü. Nedense hepimiz katilin tek başına hareket eden bir çocuk olduğuna inanıverdik. Başta devlet, işi kimse kurcalamadı. Hâlbuki inanılmaz iddialar vardı. Olay sırasında rahibin yanında bulunanlar... Rahibin olay öncesi başına gelenler... Cinayetten önce kilisenin camlarının kırılması... Görgü tanıklarının kentte yaşayamaz hale getirilmesi... Unutup gittik. Ta ki Hrant Dink cinayetine kadar...
Mehmet Altan (Star): Trabzon´da bir rahip öldürüldü. Kim vurmuştu? On altı yaşında bir çocuk... Hem de tanesi üç bin-altı bin dolar arasında satılan Glock marka bir tabanca ile... Nedense hepimiz katilin tek başına hareket eden bir çocuk olduğuna inanıverdik. Başta devlet, işi kimse kurcalamadı. Hâlbuki inanılmaz iddialar vardı. Olay sırasında rahibin yanında bulunanlar... Rahibin olay öncesi başına gelenler... Cinayetten önce kilisenin camlarının kırılması... Görgü tanıklarının kentte yaşayamaz hale getirilmesi.
En çok Glock tabanca konuşuldu... Kontrollerde fark edilmediği söylendiği için ´hayalet tabanca´ olarak anılmaktaydı. Çok pahalıydı. On altı yaşında bir çocukta böyle bir tabanca... Üstelik rahip uzak bir mesafeden vurulmuştu. Katil, kilisenin bir ucundan ateş etmiş, öbür ucunda duran rahibi öldürmüştü. Uzmanlar böyle bir keskin nişancılık için on altı yaşın yetmeyeceğini anlatıyorlardı. Bunlar duyulmadı. Birkaç kişi yerel televizyonların yayınlarından yakındı. Rahibin cinayete kurban gittiği günkü yayınlar ise dikkate alınmadı. Toplum olarak hepimizin yüzünü kızartacak bir durumu da yok saydık. Ülkemizde canını bize emanet eden yabancı bir din adamının katledilmesini umur-u adiyeden saydık. Unutup gittik.
Ta ki Hrant Dink cinayetine kadar. Hrant Dink cinayeti Rahip Santoro cinayetine de dikkatle bakmayı gerektiriyor. Dink cinayetini azmettirenlerden biri, Dink cinayetinin de aynı Santoro cinayeti gibi ´tek kişilik bir cinayet olarak kalacağı´ inancıyla hareket ettiklerini açıkça söyledi. Daha da ötesi var: Önceki günkü gazetelerden birinde Yasin Hayal ile ilgili bilgiler yer aldı. ´Rahibi dövdüğünü anlattı´ başlıklı haber şöyleydi: ´Hayal, asker arkadaşlarına bir rahibi dövdüğünü de anlattı. Hava değişimi alarak gittiği izin dönüşünde arkadaşlarına bir rahibi keser sapıyla dövdüğünü söyleyen Hayal, askerlikten sonra tüm kiliseleri bombalayacağını iddia etti.´ Gazete, rahibin Trabzon´da gerçekten dövüldüğünü de vurgulamaktaydı.
Bütün her şey, Rahip Santoro cinayetinin üzerinin kapatıldığına işaret etmekte. Muhtemelen Hrant Dink cinayetinin de aynı şekilde karanlığa karışacağı umut edildi. Böylece şebeke bir sonraki cinayete rahatça hazırlanacaktı. Aslında gerçek ve titiz bir hukuk devleti olsak... On altı yaşındaki çocuk-katilin ardına daha dikkatli bakardık. Ülkemizde görev yapan bir din adamının garip katlini de sessizce geçiştirmezdik. Bu son gelişmelerin ardından Santoro dosyasının yeniden açılmasını kendiliğinden sağlayacak hukuki bir mekanizma yok mu? Kendiliğinden çalışan bir mekanizma yok ise Adalet Bakanlığı´nın harekete geçmesi gerekmiyor mu? İçişleri Bakanlığı´nın dedektiflerini yeniden bu dosyaya yönlendirmesi en doğal davranış olmaz mı?
Doğrusu devletin bilgisi dâhilinde anonslu cinayetler işlendiği için ipin ucu çoktan kaçtı. Ama yeniden hukuk devleti tesis edilecekse o ipin ucunu yeniden yakalamalıyız. Santoro cinayeti dosyası açılmalı. Gerçek bir soruşturma ve yargılama inanılmaz sonuçlar ortaya koyabilir. Ve dolayısıyla Dink cinayetini de biraz daha aydınlatır. Bakalım bu adımı kim atacak? Ya da bu adımı atacak kimse çıkacak mı? Devletin içinde ´katille resim çektirmeyi sevenler´ kadar ´katilleri yakalamayı sevenler´ olduğunu da gösterebilecek miyiz? Yoksa devletin içinde öyle birileri artık hiç kalmadı mı??
Bu yazıyı 7 Şubat 2007 yılında yazdım... Kimse umursamadı. Hâlbuki Santoro cinayetine biraz dikkatle bakılsa ve gerçek sorumlular ortaya çıkarılsa, muhtemelen Hrant yaşıyor olacaktı... Bu iki cinayet birden ele alınırsa ve sorumluları ortaya çıkarılırsa, Hrant Dink cinayeti biraz daha aydınlanır, bu ülkede bir daha böyle bir cinayet de işlenemez... ( Mehmet Altan / Star)
Santoro ilk, Dink üçüncü halkaydı
23 Ocak 2011: Dink öldürüldükten sonra bu suikastin bir sır olmadığı, hatta Yasin Hayal´in eniştesi Coşkun İğci tarafından olaydan 6 ay önce Jandarma İstihbarat elemanlarına ayrıntılı bir şekilde iletildiği ortaya çıktı. Jandarma Alay komutanı Ali Öz´ün ise Dink´e yönelik suikast hazırlığını gündeme getiren istihbarat elemanlarına, Özel görüşürüz diye yanıt verdiği ancak işlem yapmadığı ortaya çıktı. Cinayete kadar polis, Jandarma ve MİT´de dahil olmak üzere tüm kademelerin sistemli bir şekilde perdelendiği bir olayla karşı karşıyayız. Bu nedenle terör uzmanları, Kurgu bir suikast olarak isimlendiriyorlar. Ve Rahip Santora cinayeti ve Malatya Zirve Kitabevi ile devam eden sistemli bir çalışmanın sonucu olarak değerlendiriyorlar. Dink suikasti üçüncü halka olarak gösteriliyor. Eğer kamuoyu baskısı olmasaydı bu halkaya yeni isimlerin de ekleneceğine işaret ediyorlar. Soruşturma derinleştikçe öğreniyoruz ki, Ogün Samast sadece cinayetten sonra Türk bayrağı ile karşılanmadı, aynı zamanda eline silah verilerek Trabzon Otogarı´ndan da öpülerek uğurlandı. İşin üzerine gidildikçe başka ne ayrıntılar çıkacak hep birlikte göreceğiz ve inanın ki küçük dilimizi yutacağız. ( Abdulkadir Selvi / Yenişafak)
Azınlıklar Kafes´e alınmak istenmişti
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Zirve Yayınevi davasında, tanık Erhan Özen´in ifadeleri, Kafes Eylem Planı´ndaki belgeler, iki davanın birleştirilmesini gündeme getirmişti. Kafes Eylem Planı davasının iddianamesinde, ´Zirve Yayınevi cinayetleri ´operasyon´ olarak yer almış, Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında, Türkiye´de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş, ancak AKP tarafından, karşıt medyanın da desteğiyle, söz konusu olayların Ergenekon tarafından organize edildiği şeklinde yoğun propaganda faaliyetlerinde bulunulmuştur.´ ifadesi yer almıştı. Son kabul edilen Ergenekon iddianamelerinden biri Sivas´ta Ermeni Cemaat lideri Minas Durmazgüler´e suikast hakkındaydı. Ergenekon davasının sanıklarından İbrahim Şahin´e bağlı ekip tarafından gerçekleştirilecek suikast hazırlık aşamasında ortaya çıkarılmış sanıklar yakalanmıştı. Dink suikastinden yıllar sonra bile Ergenekon´un aynı stratejiyi yürütmeye devam etmesi azınlıklara yönelik suikastlerle Ergenekon´un bağına delil gösterilebilir. Sivas´ta gerçekleştirilecek bu suikast ile de aynı amaç hedeflenmişti: Azınlıkların hayatının tehlikede olduğu ve AK Parti hükümetinin onları koruyamadığı kanaatini uyandırmak. İktidara gelir gelmez Avrupa Birliği´ne girmek için müthiş bir gayret gösteren hükümet, darbecilere karşı en önemli desteklerden birini, demokratik Batı dünyasının desteğini sağlamıştı. Bunu gören Kontrgerillacılar da hükümeti Batı´da kötü duruma düşürebilmek için azınlıkları hedef listesine aldı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(22 Ocak 2011), son güncel.: (23 Ocak 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hrant Dink cinayeti ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
AİHM: Ergenekon, terör örgütü
Flaş!!! Ergenekon ve Dink sanıklarının irtibatı tespit edildi
Balyoz Darbe Planı´nın hedeflerinden biri de Dink çıktı
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Kafes iddianamesinde arama yap
Kafes Eylem Planı manşetlerimiz