Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar´ın ´Susurluk davası´ kapsamında yargılandığı davada, Ayhan Çarkın´ın verdiği ifadenin örneğinin istenmesini kararlaştırdı.
26.05.2011 17:35 Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar´ın ´Susurluk davası´ kapsamında yargılandığı davada, Ayhan Çarkın´ın verdiği ifadenin örneğinin istenmesini kararlaştırdı.
Davanın bugünkü duruşmasına, vareste tutulan Mehmet Ağar´ın avukatları Abdulkadir Toluç ile Abdullah Egeli katıldı. Bir grup Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat, Hanım Şakar, Hüseyin Şimşek, İsmail Hakkı İlçi ve Reşat Karataş adına davaya müdahillik talebinde bulundu.
Avukat Selçuk Kozağaçlı, ´Susurluk´ davası hükümlüsü Ayhan Çarkın´ın kamuoyuna yansıyan açıklamalarının ardından özel bir durum ortaya çıktığını savunarak, ´Bu çete sadece kumarhanelerden haraç almadı, insanları kaçırdı ve öldürdü´ dedi. Çarkın´ın açıklamalarının önemli olduğunu belirten Kozağaçlı, Ayhan Çarkın´ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinin istenmesine ve kendisinin mahkeme huzurunda da dinlenilmesine karar verilmesini talep etti.
Ağar hakkındaki davanın ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturma´ suçlamasıyla açıldığını, cumhuriyet savcısının ise esas hakkındaki görüşünde Ağar´ın ´suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme´ suçundan cezalandırılmasını istediğini hatırlatan Kozağaçlı, ´Çarkın ifade verdiği takdirde mahkeme Ağar´ın örgüt yöneticiliğinden mi üyeliğinden mi yoksa yardım ve yataklıktan mı yargılanacağını değerlendirebilecektir. Mahkemeden beklentimiz, suçu öğrenmiş kamu görevlileri olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmasıdır. Bunun ardından ek iddianame hazırlanacaktır´ diye konuştu. ´Müvekkillerinin yakınlarının Çarkın´ın açıklamalarında bahsi geçen yerlerde öldürüldüğünü´ ifade eden Kozağaçlı, bu nedenle katılma talebinde bulunduklarını kaydetti.
Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, bu aşamada mahkemenin iddianame ile bağlı olduğunu belirterek, iddianamede suç vasfının sadece ´silahlı suç örgütü kurma´ olduğunu hatırlattı. Savcı Yüksel, bu nedenle doğrudan zarar görme ihtimali bulunmadığından katılma talebinin reddine karar verilmesini talep etti. Ağar´ın avukatları da talebin reddini istedi.
Mahkeme heyeti, ara kararında, CMK´nın 237. ve devamı maddeleri uyarınca sanığın yargılandığı suç açısından katılma talebinde bulunanların doğrudan zarar gördükleri hususu sabit olmadığından katılma talebinin reddini kararlaştırarak duruşmaya devam etti.
Cumhuriyet Savcısı Yüksel, daha önce meslektaşları tarafından verilen esas hakkındaki görüşe katılıp katılmayacağı hususunda, dosyaya geçici olarak çıktığından, görüş bildirmek için süre verilmesini istedi. Çarkın´ın yazılı ve görsel basına da yansıyan birtakım açıklamalarda bulunduğunu ve İstanbul Özel Yetkili Başsavcıvekilliğince Ayhan Çarkın´ın ifadesinin alındığını hatırlatan Yüksel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine müzekkere yazılarak söz konusu ifadenin onaylı bir örneğinin istenmesini talep etti. Sanık avukatları ise iddia makamının talebinin dosyayla ilgisi olmadığını savunarak, reddini istedi.
Mahkeme, savcının daha önce verilen esas hakkındaki görüşe katılıp katılmayacağı bildirmesi ya da soruşturmanın genişletilmesi talebi olmadığı takdirde esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dava dosyasının iddia makamına verilmesine karar verdi.
CMK´nın 250. maddesi ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine müzekkere yazılarak Çarkın´ın Mehmet Ağar hakkında ifade verip vermediğinin ve soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulmasına, gizlilik kararı yok ise Çarkın´ın onaylı ifade suretlerinin gönderilmesinin istenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 15 Eylül 2011´e erteledi.
ÇHD´nin açıklaması
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, mahkemenin ´gizlilik kararı yoksa Çarkın´ın, Ağar ile ilgili ifadelerinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinden istenmesine´ karar verdiğini hatırlatarak, ´Oysa ki bu dosyada gizlilik kararı olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bu ifadeler getirilmeyecek. Doğru olan Çarkın´ın buraya, mahkemeye getirilmesidir. Doğru olan Ayhan Çarkın´ın bu çetenin şefleri hakkındaki, kontrgerilla liderleri hakkındaki, İbrahim Şahin hakkındaki, Mehmet Ağar hakkındaki ifadelerinin bizzat mahkemece alınmasıdır, yeni davaların açılmasıdır, bu suçluların gerçek suçlarından yargılanmasıdır´ diye konuştu. ( AA)
Davanın geçmişi
Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle yargılanıyor. Danıştay 1. Dairesi, Ağar´ın, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek´ iddiası yönünden lüzumu muhakemesine ve eylemine uyan TCK´nın, ´suç işlemek için örgüt kurmak´ başlıklı 220. Maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti. Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Dairenin kararını onayarak dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar´ın ´vali´ statüsünde olduğu gerekçesiyle, dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüş, Ağar´ın isnat edilen suç tarihinde ´Emniyet Genel Müdürü´ olduğuna işaret eden daire, ´görevsizlik´ kararı vererek dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi de ´görevsizlik´ kararı vererek dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
Her olayda adı geçti
Ağar´ın Susurluk sürecindeki her olayda adı geçti. Korkut Eken´in mahkum olduğu kayıp silahlar için Devlet sırrı diyerek bilgi vermedi. İstanbul DGM Ağar hakkında, Sedat Bucak ile birlikte ´Cürüm işlemek için çete kurmak suçundan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Ancak Ağar dokunulmazlığı bulunduğu için yargılanamadı. Mehmet Ağar, olayların meydana geldiği tarihte Vali ve Bakan olduğunu ve Yargıtay ya da Yüce Divan tarafından yargılanabileceğini söyledi. Ağar, 15 Haziran 2000´de ise Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak iddiasıyla hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından 8´e karşı 6 oyla Yüce Divan´a sevkine gerek olmadığına karar verilerek aklandı. Ağar dokunulmazlığı kalktıktan sonra Kasım 2008´de yargılanmaya başlandı. Hakkında cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek, gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı´nın gizlenmesine yardım etmek; Çatlı ve Yaşar Öz´e silah taşıma belgesi ve Yeşil pasaport verilmesini sağlayarak görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Davanın son aşamasında ise sadece Yeşil pasaport ve silah taşıma belgesi vermekten cezalandırılması istendi.
(26 Mayıs 2011, 17:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Mehmet Ağar´ın Susurluk´tan yargılandığı dava ile ilgili manşetlerimiz
Ayhan Çarkın´ın şok itirafları ve gözaltına alınışı manşetlerimiz