Birinci ´Ergenekon´ davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye´deki Alman Vakıfları ile bazı ´Ergenekon´ sanıkları arasında bağlantı olduğu´ iddiaları üzerine vakıfları mercek altına aldı. Mahkeme ayrıca, tutuklu sanıklardan Sevgi Erenerol´un avukatı Vural Ergül ve İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek´in avukatı Hasan Basri Özbey´in davanın esası hakkındaki son savunmaya kadar duruşmalara katılmaktan men edilmelerine karar verdi. Mahkeme, tutuklu sanıklar Doğu Perinçek ve Semih Tufan Gülaltay´ın da 16 duruşmadan men edilmesine karar verdi.
21.02.2012 16:06 Birinci ´Ergenekon´ davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık ve avukatların taleplerini celse arasında değerlendirerek, ara kararlarını aldı.Buna göre mahkeme heyeti, duruşmada tanık olarak dinlenilen araştırmacı-yazar Talip Doğan Karlıbel´in ´Türkiye´deki Alman Vakıfları ile bazı ´Ergenekon´ sanıkları arasında bağlantı olduğu´ şeklindeki iddiaları üzerine çeşitli yerlere yazılar gönderdi.
-Alman Vakıfları hakkında çeşitli belgeler istendi-
Mahkeme heyeti, Vakıflar Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak Türkiye´de 1990 yılından bu yana faaliyeti bulunan Alman vakıflarının listesi ile ´Heinrich Böll´ veya ´Heinrich Böll Stiftung´ isminde bir vakıf varsa bunun ilk faaliyet tarihinden bu yana olan gelir giderlerini gösteren tabloların mahkemeye gönderilmesini talep etti.
İçişleri Bakanlığı Dernekler Başkanlığına yazı yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, Türkiye´de ´Heinrcih Böll´ isimli bir Alman derneğin faaliyetlerinin olup olmadığının sorulmasına, varsa 1990 yılından bu güne kadar olan dönemdeki gelir giderlerini gösteren tabloların ve dernekler masasındaki dosyasının örneğinin istenilmesine hükmetti.
Mahkeme heyeti, Karlıbel´in beyanlarında geçen tutuksuz sanıklardan Taner Ünal´a bir ödemenin yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak da Ünal´a bir ödeme yapılıp yapılmadığının da Gümüşsuyu´ndaki ´Heinrich Böll Stiftung´ derneğinden sorulmasına karar verdi.
Yine bu derneğin ´Noel Baba´ derneğine yaptığı bir ödemenin olup olmadığının da aynı yerden sorulmasına hükmeden mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla da Federal Almanya Adalet Bakanlığına yazı yazılarak, Leipheim eyaletinde ´Ergenekon Tuerksport UND´ isimli bir dernek olup olmadığı, faaliyetlerinin halen devam edip etmediği ile yöneticilerinin kimler olduğu hususunda ayrıntılı bilgi verilmesini istedi.
-Alman Kiliseler Birliği´nden rapor istendi-
Mahkeme heyeti, Alman Kiliseler Birliğine yazı yazılarak 2000 ile 2006 yılları arasına ait raporların birer örneğinin gönderilmesini talep etti.
-Gizli Tanık Poyraz´ın Sedat Peker iddiası-
Gizli Tanık Poyraz´ın dilekçesinde dava sanığı Sedat Peker´in, İsmet Yılmaz isimli bir şahsı aracı ederek tanık üzerinde baskı oluşturmaya ve ifadesini değiştirmeye çalıştığı iddiasında bulunduğundan, bu iddia ile ilgili olarak yapılan bir soruşturma olup olmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Emniyet Müdürlüğü Terörler Mücadele Şube Müdürlüğü ve tanık Koruma Şube Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmasına karar verdi.
-Avukatlar Ergül ve Özbey´e dava sonuna kadar yasak-
Mahkeme heyeti ayrıca, defalarca uyarılmalarına rağmen aynı tavrı sürdüren tutuklu sanıklardan Sevgi Erenerol´un avukatı Vural Ergül ve İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek´in avukatı Hasan Basri Özbey´in davanın esası hakkındaki son savunmaya kadar duruşmalara katılmaktan men edilmelerine karar verdi.Mahkeme men kararında, ´Ergül ve Özbey´in duruşmadaki dava dışı ve mahkemeyi zan altında bırakmaya yönelik beyanları, mahkeme başkanının uyarıları karşısında düzen bozucu söz ve eylemlerine devam etmelerini´ gerekçe olarak gösterdi.
-Perinçek ve Gülaltay´a 16 duruşma yasağı-
Mahkeme heyeti, duruşma düzen ve disiplinine uymamakta ısrarı ve bu tür davranışlarının sonraki oturumlarda da duruşmayı önemli ölçüde aksatacak olması nedeniyle tutuklu sanıklar Doğu Perinçek ve Semih Tufan Gülaltay´ın 16 duruşmadan men edilmesine karar verdi. ( AA, DHA)
TANIK KARLIBEL ÇARPICI İDDİALARDA BULUNMUŞTU
Birinci Ergenekon davasında ifade veren Tanık Talip Doğan Karlıbel, Alman vakıflarına ve bu vakıfların Türkiye´deki Ergenekon sanıkları ve CHP´yle bağlantılarına dair çarpıcı iddialarda bulunmuştu. İfadesinde 1997´ye kadar 11 yıl Alman emniyetinde çalıştığını, tercümanlık yaptığını, uyuşturucu alanında da çalıştığını dile getirerek, 1999´da da Türkiye´ye döndüğünü anlattı.
2002 yılında öldürülen Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu ile tanıştığını ifade eden Karlıbel, ´5 Alman siyasi vakıfıyla ilgili çalışmaları vardı. Hablemitoğlu öldürüldükten sonra, 2003´ten itibaren bazı araştırmalar yapmaya başladım. Belirli bir grup bu cinayetin belirli bir cemaat tarafından yapıldığını iddia etse de bu cinayetin arkasında Alman siyasi vakıflarının olduğunu düşünüyorum. Almanya´da siyasi vakıflara karşı soru önergeleri veren milletvekilleri seks kasetleri ortaya çıkıp, siyasetten uzaklaştırılıyordu. Türkiye´de bu şekilde bir komplo olmamıştır. Nuh Mete Yüksel´e yapılan kaset skandalından sonra olmuştur´ dedi.
Kendisinin iddialarını ilk destekleyenlerin İşçi Partisi (İP) olduğunu, kitap yazdıktan sonra Ulusal kanala çıktığını belirten Karlıbel, İP´in Hablemitoğlu cinayetinin arkasında Alman vakıfları değil de belirli bir cemaat olasılığından, Hablemitoğlu´nun eşi Şengül Hablemitoğlu´nun da İran ya da Fethullah Gülen´e yakın bir cemaat olabileceğinden söz ettiğini anlattı. Karlıbel, Şengül Hablemitoğlu´na bunun hedef saptırma olabileceğini söylemesine rağmen, bu şekilde düşünmediğini söylediğini kaydetti. Hablemitoğlu´nun, öldürülmeden kısa bir süre önce Almanya´da gezinti yaptığını ifade eden Karlıbel, Ankara 2 No´lu DGM´de görülen Alman vakıflarıyla ilgili davada da eski CHP Milletvekili avukat Şahin Mengü´nün yönetimindeki avukat grubunun, bu vakıfların avukatlığını yaptığını kaydetti. Alman siyasi vakıflarının, CHP ve bazı siyasi partiler ile bölücü örgütler gibi hükümete karşı olan bütün örgütlerle iç içe olduğunu tespit ettiğini savunan Karlıbel, kendisinin kamuoyunda sahtekar gibi lanse edilmeye çalışıldığını kaydetti.
Almanya´daki ´Ergenekon´ örgütü
Uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen Ertuğrul Yılmaz´ın, Almanya´da öldürülmesinin ardından kardeşi Tuğrul Yılmaz´ın, kendisini tehdit ettiğini belirten Karlıbel, ´Konuyu daha sonra derinleştirdim. Almanya emniyet mensubundan bir kişi Muzaffer Tekin´in Almanya´da uyuşturucu işinde olduğunu, muhbirlik yaptığını söyledi´ dedi.
Kendisinin Alman Parlamentosu´nda Türkiye´ye karşı verilen soru önergelerini, haftalık olarak arşivlediğini ifade eden Karlıbel, 1980 ile 2000 arasında 42 iken 2002 ile 2012 arasında 35 olduğunu kaydetti.
Talip Doğan Karlıbel, Almanya´da 8 Türk ile 1 Yunanlının öldürülmesiyle ilgili cinayetlerin arkasında Alman sağcı grubun olduğunu, bu grup ile irtibatlı olduğu söylenen Mevlüt K. adlı kişinin de Almanya´da kurulan Ergenekon adlı dernek ile ilişkisi olduğunu ortaya çıkardığını söyledi. Sanıklardan Veli Küçük´ün bu dernek ile organik bağı olduğunu, Almanya´ya giderek bazı dernek temsilcileriyle görüştüğünün söylendiğini dile getiren Karlıbel, bu derneğin Alman istihbaratı tarafından denetlendiğini anlattı. Bu derneğin, Almanya´da spor faaliyetleri olarak kurulduğunu, ancak Alman istihbaratı tarafından telefonlarının dinlendiğini, raporlar düzenlendiğini ifade eden Karlıbel, ´Burada bir illegal faaliyet tespit edilerek, kontrol altına alınmıştır´ diye konuştu.
Tanık Karlıbel, Alman vakıflarının, dava sanıklarından Taner Ünal ve Ümit Sayın ile Noel Baba Vakfı´na para yardımında bulunduğunu iddia etti.
Karlıbel, Almanya´da 1986-1991´e kadar Alman nazileri mahkemelerde savunmak için milliyetçi avukatlar adında bir oluşum kurulduğunu, 1992´de bunun yasaklandığını, sanıklardan Kemal Kerinçsiz´in de bu oluşumun aynısını Türkiye´de oluşturmak istediğini ileri sürdü.
Karlıbel, Alman vakıflarının 1970 yılından bu yana Türkiye´ye 350 milyon dolar para transfer ettiğini savundu. Alman vakıflarının Türkiye´deki faaliyetleriyle ilgili araştırmalarından sonra bazı CHP milletvekillerinin kendisiyle görüştüğünü, ardından Meclis´te araştırma komisyonu kurulması için çalışma başlattıklarını ifade eden Karlıbel, CHP ile Alman vakıfları arasındaki bağlantıyı ortaya koyduğunda kendisinin kamuoyunda sahtekar gibi lanse edilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Alman vakıflarının CHP´ye yaptığını iddia ettiği yardıma ilişkin dekontu, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya´ya verdiğini belirten Karlıbel, ancak Başsavcının CHP ile ilgili bu iddianın üzerine gitmediğini öne sürdü.
Kendisinin iddialarını ispatladıkça sürekli yalanlandığını ifade eden Karlıbel, ´Sürekli olarak yalanlanmak beni bıktırdı. Ben de bunları bıraktım. Şike ile ilgilendim. Şike işinde daha başarılı oldum´ diye konuştu. Fenerbahçe´yi UEFA´ya şikayet ettiği iddia edilen Karlıbel, çapraz sorgusu sırasında 3 yıldır futboldaki şike konusuyla ilgilendiğini belirterek, ´Diğer iddialarımdan dolayı hakkımda 55 dava açıldı, ama evim hiç aranmadı. Ancak şike olayından dolayı polisler evimi aradı. Mahkemeden serbest bırakılarak tutuksuz yargılandım. 2010 yılında gündeme getirdiğim şike iddialarından dolayı şahıslar tutuklandı (Şike davası). Rıdvan Dilmen de hakkımda açtığı davayı geri çekti´ dedi.
Karlıbel, yalan söylediğine ilişkin haberlerden dolayı gazetelere tekzip gönderdiğini ve tazminat davaları açtığını ifade ederek, tazminat davalarından 83 bin lira kazandığını, en son kazandığı tazminat davasının da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´ndan olduğunu söyledi.
İkinci ´Ergenekon´ davası kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un da kendisi hakkında yargıyı etkilediği iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğunu ve bu nedenle dün savcılığa ifade vermeye gittiğini anlatan Karlıbel, tutuklu sanık Muzaffer Tekin´in de kendisi hakkında 3 suç duyurusunda bulunduğunu, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirtti.
Muzaffer Tekin de Karlıbel´in kendisiyle ilgili suçlamaların çok ciddi olduğunu belirterek, tanığın bu ifadelerine itiraz etti. Tekin´in, Karlıbel´e yönelik, ´Lağımdan topladığınız bilgilerle yazıyorsunuz´ sözlerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tepki gösterdi. Özese, Tekin´i ´Sınırlarınızı bilin. Tanık sıfatıyla ifade veriyor. Hakaret edemezsiniz. Suç işleme durumunuz olabilir. Hakaret anlamına gelecek şeyler söylemeyin´ diye uyardı. Muzaffer Tekin, Karlıbel´in bu iddialarına ilişkin yazdığı kitaptaki kendisiyle ilgili belgelerin sahte olduğunu öne sürdü. Karlıbel de iddialarının doğru olduğunu belirterek, Muzaffer Tekin ile ilgili kaynaklarından birinin arkadaşı olan gazeteci yazar Zihni Çakır olduğunu kaydetti.
Tekin´in, ´Benimle ilgili iddialarınızın nedeni ulusalcı olmamdan kaynaklanıyor olabilir mi?´ sorusuna Karlıbel, ´Sizin ulusalcılık anlayışınızla benimki farklı. Sizin ulusalcılık kavramınız totaliter faşizmin bir alt kademesidir´ dedi. Bunun üzerine duruşma salonundan tepki sesleri yükselince Başkan Hasan Hüseyin Özese, izleyicileri salondan dışarı çıkarılacakları konusunda uyardı. Karlıbel, kişisel egosundan dolayı Tekin ile ilgili yazdığını belirterek, ´Tekin ile ilgili bilgileri havadan sudan almıyorum. Almanya emniyet mensuplarıyla irtibatım var´ diye konuştu.
Sanıklardan Semih Tufan Gülaltay da İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, Karlıbel hakkında, iftira suçlamasıyla bir dava açılıp açılmadığını sordu. Karlıbel ise ´Evet siz açtınız. Ancak dava düştü´ diye yanıtladı. Gülaltay da HSYK tarafından bu mahkeme hakiminin hukuksuz bir şekilde değiştirildiğini ve davanın da hukuka aykırı şekilde düşürüldüğünü iddia etti. Gülaltay´ın, ´Ancak biz peşini bırakmayacağız´ sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Özese, soruların yönlendirme amaçlı olduğunu ve bu şekilde soru sorulamayacağını belirterek, itiraz etti. Gülaltay´ın bu şekilde soru yöneltmek için ısrar etmesi üzerine, önce Başkan Özese ile Gülaltay arasında tartışma oldu, ardından Gülaltay duruşma salonundan çıkartıldı.
KARLIBEL ALMAN VAKIFLARINDAN PARA ALANLARI AÇIKLADI
Mahkemede ifade verdikten sonra Beyaz TV´de bir programa katılan Talip Doğan Karlıbel, çeşitli Alman Vakıflarından para alan Ergenekon sanıklarını ve aldıkları para miktarını açıkladı. Beyaz TV´de yayınlanan Medcezir programında Talip Doğan Karlıbel, Almanya´daki çeşitli vakıflardan para alan Ergenekon sanıklarının listesini verdi. Karlıbel, programda ülke elden gidiyor, memleketi parça parça satılıyor diye ulusalcılık propagandası yapan Ergenekon sanıklarının çeşitli Alman vakıflarından ne kadar para aldığını tek tek açıkladı. Latif Şimşek ile Nagehan Alçı´nın beraber modere ettiği Beyaz TV´deki Medcezir Programında dün akşam milletvekili Şamil Tayyar ile Talip Doğan Karlıbel konuktu. Karlıbel´in Almanya´daki çeşitli yerlerden Veli Küçük başta olmak üzere bazı Ergenekon sanıklarının ve Yeniçağ televizyonun para yardımı aldığını açıkladı. İşte Almanya´daki çeşitli vakıflardan para yardımı alan Ergenekon sanıkları ve bazı kurumlar...
Yeniçağ Televizyonu: 120 Bin Euro
Türk Ortodoks Kilisesi: 380 Bin Euro
Noel Baba Derneği: 90 Bin Euro
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Başkanı Taner Ünal: 15 Bin Euro
Doç. Dr. Ümit Sayın (Kitap alımı için): 4 Bin Euro
Kemal Kerinçsiz: 25 Bin Euro
Sevgi Erenerol: 3 Bin Euro
Veli Küçük: 12 Bin Euro
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(21 Şubat 2012, 16:06)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Talip Doğan Karlıbel´le ilgili tüm manşetlerimiz
Ergenekon´un Almanya örgütlenmesi konulu manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Ergenekon´un finans kaynakları manşetlerimiz