MİT´in Meclis Komisyonu´na gönderdiği ihbar mektupları, 2007´de ülkenin çok büyük tehlikeler atlattığını gözler önüne seriyor. Hatırlanacağı gibi, son kale gördükleri Çankaya´daki cumhurbaşkanlığı makamını AK Partili müslüman bir isme kaptırmak istemeyen aşırı laik çevreler, 2006-2007 arasındaki 1,5 senelik süreçte inanılmaz hareketlendi. Tespitlerimize göre, Danıştay saldırısı ile 27 Nisan muhtırasının da aralarında olduğu 29´dan fazla toplumsal kaos olayı o süreçte meydana geldi. O kaos dönemini hatırladığımızda 2006 tarihli ihbar mektuplarındaki iddiaların doğruluğu da görülüyor.
17.01.2013 10:33 MİT´in Darbeleri Araştırma Komisyonu´na gönderdiği ihbar mektuplarından şok bilgiler çıkmaya devam ediyor. AK Parti´nin 2002 sonunda iktidara gelmesiyle birlikte hazırlıklarını yapan cunta yapılanması, bir taraftan Balyoz, Sarıkız, Ayışığı ve benzer darbe planları ile yönetimi ele geçirme hazırlıkları yaparken diğer taraftan hükümeti beceriksiz göstermek ve toplumu darbe ister hale getirmek için Özel Harp Dairesi´ni (ÖHD) devreye sokmuş. Bir dış düşman işgali durumunda onu yıpratmak için görev yapması gereken TSK´ya bağlı bu dairenin, halkın çoğunluğu tarafından seçilen bir hükümeti, diğer deyişle o halk kesimini devirme yolunda toplumda kaos çıkarma amacıyla ne kadar geniş çaplı bir plan yaptığı, o dairede görevli vatansever bir subayın ihbarıyla ortaya çıktı. 2006-2007 cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde meydana gelen yoğun kaos olaylarını hatırlarsak bu ihbarın doğruluğu anlaşılır.
TSK içinden 2006´da MİT´e gönderildiği anlaşılan ihbar mektubu TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu´na ulaştı. Zaman gazetesinde bugün İbrahim Asalıoğlu tarafından kısmen yayınlanan ihbar mektubu ´Sayın Müsteşarım´ şeklinde başlıyor. (1) İmzasız ve tarihsiz ihbar mektubunu yazan kişi, Özel Kuvvetler Komutanlığı (Özel Harp Dairesi) mensubu olduğunu belirtiyor. İhbar mektubunda, ?Asıl amacım kurumu yıpratmak değil, bilakis TSK´nın arkasına sığınarak ona ihanet etmek isteyen vatan hainlerinin deşifre edilerek faaliyetlerinin engellenmesi gerektiğini düşünmekteyim. Özel Kuvvetler Komutanlığı maalesef ülkemizi yıkmak isteyen birtakım güçlere hizmet edenlerin oyuncağı olmaktadır. Bu kimseler ÖKK içinde gayri yasal gizli bir yapılanmaya girmiş olup yaptıkları, ´vatan elden gidiyor´ şeklindeki menfi propagandalarla birimimizdeki subay ve genç subaylarımızın beyinlerini yıkayarak şahsi menfaatleri doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bir kısmı rütbe ve makam heveslisi, bir kısmı ise maddi menfaat beklentisi içinde olan bu hainler, kendileriyle aynı çizgide olan bazı üst düzey komutanlara bilgi desteği, (psikolojik harekat desteği) sağlayarak ülke genelindeki faaliyetleri yönlendirmektedirler.? ifadeleri kullanılıyor.
Mektupta, yasa dışı yapılanmanın aldığı kararlar 26 madde halinde sıralanıyor. İşte o 26 maddeden bazıları:
Toplum içine atılmış bulunan, Türk-Türk, Alevi-Sünni, laik-antilaik gibi kavramların başta basın ve yayın organları olmak üzere her türlü yöntem kullanılarak körüklenmesi ve bu sayede bölünmenin hızlandırılması.
Boğaz Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Bolu Dağı Tüneli, Yalova Feribotu, Karadeniz Sahilyolu gibi ülke içinde ve dışında büyük ses getirecek kritik yerlerde bombalar patlatılarak hükümete ve devlete olan güvenin sarsılarak kargaşa çıkarılması.
ADD ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği´nin yurt genelinde düzenlediği mitinglere hükümet kanadından kurumsal veya bireysel olarak sert tepki verilmesinin sağlanarak toplumda çatışma ortamının körüklenmesi.
Söz konusu mitinglerde esas olarak irticai örgütler tarafından yapıldığı izlenimi uyandıracak şekilde bombalı eylemler düzenlenerek olayların provoke edilmesi.
Bir taraftan Türkan Saylan, bir taraftan Tuncay Özkan, bir taraftan ise Bülent Arınç ve Abdullah Gül gibi isimleri eşgüdümlü olarak suikast veya suikast girişimleriyle toplumsal kutuplaşmanın artırılması.
Üniversite okuyan gençlerin karşı karşıya getirilerek çatışma ortamı yaratılması.
Haydar Baş ve bu gruba ait basın ve yayın organları tarafından AKP aleyhine yapılan söylemlerin artırılması.
İcra edilmekte olan Cumhuriyet mitingleri paralelinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının Genelkurmay Başkanlığı tarafından Samsun merkezde olacak şekilde gerçekleştirilmesi ve Milli Mücadele´nin başlangıcına atıfta bulunularak ikinci milli mücadelenin başladığı yönünde mesajlar verilmesi.
Toplumda infial uyandıracak olayların planlanması ve gerçekleştirilmesi neticesinde, sokaklara dökülecek kalabalığa EMASYA birliklerinin kullanılması ve mevcut durum bahane edilerek mevcut hükümetin görevine son verilmesi.
Emine Erdoğan, Hayrünnisa Gül ve Münevver Arınç hakkında küçük düşürme propaganda tekniğine uygun olarak aşağılayıcı yazılar yazılması.
İrticai bir gruba mensup olduğu izlenimi uyandıran kişilerce Anıtkabir´e saldırı düzenletilerek kamuoyunda infial uyandırılması.
İmam hatip lisesi ve türban mağduru bayanlar kullanılarak provokatif açıklamalar yapmalarının, Türkan Saylan´a yönelik hakaret ve fiziki sataşmalarda bulunmalarının sağlanması.
Üniversite öğretim üyelerinin tamamına yakınının aynı anda Anıtkabir´de gösteri yaparak şeriat tehlikesini, Atatürk´e şikayet etmelerinin sağlanması.
Ekonomik istikrarın bozulması sağlanarak, hükümete olan güvenin sarsılması.
AKP içinden güçlü isimlerden kopmaların sağlanması.
AKP hükümetinin Karadeniz ve Kürt kökenli insanlardan oluştuğu için yatırımları da bu bölgelere yoğunlaştırarak ayrımcılık yaptıklarının vurgulanması.
Anneler Günü´nde Türkan Saylan ve Necla Arat önderliğinde Anıtkabir´e yürünmesi.
Kanaltürk Televizyonu´nda haber programı içinde yer alan Tayyip Erdoğan ile ilgili kukla gösterisinin CD ile çoğaltılarak Yeniçağ gazetesi ile bedava dağıtılması.
Ülkeyi gerekirse uluslararası sıcak çatışmalara sürükleyecek eylem planlarının tertip edilmesi. Böylelikle kamuoyuna askerin mevcudiyetinin bir kez daha vurgulanıp askerin harekat kabiliyetinin artırılması.
TSK´nın içinde hangi seviyede olursa olsun eylemleri desteklemeyen kişilerin resmi veya gayri resmi yollarla ikna edilmeye çalışılması, ikna olmadıkları takdirde çevresine veya kendisine gözdağı verilecek eylemlerde bulunulması.
BAŞBAKAN: SİZ ZANNEDİYOR MUSUNUZ Kİ BİZ BUNLARI HİÇ DUYMUYORUZ!
O kaos dönemini daha iyi anlayabilmek için olaylara biraz daha geriden bakmakta fayda var. 2002 sonunda iktidara gelen AK Parti hükümeti ilk yıllarında derin devletle mücadele etmedi. Ekonomik ve diğer yapısal değişikliklerle meşgul oldu. Başbakan Erdoğan´ın Balyoz planı medyaya ilk olarak yansıdığında söylediği, Siz zannediyor musunuz ki biz bunları hiç duymuyoruz. Ama biz işimize baktık. Ne yazık ki onlar da işlerine baktılar sözünü hatırlayalım. AK Parti iktidara gelir gelmez Ergenekon örgütünün ve TSK içindeki uzantılarının Balyoz, Sarıkız, Ayışığı ve benzer şekilde, çeşitli isimlerle kodladıkları çok sayıda darbe hazırlığı yaptığı ortaya çıktı. Balyoz kod adlı darbe hazırlığı, Balyoz davasında kanıtlandı. Diğer darbe planlarının doğru olup olmadığı ise Ergenekon davasının bitmesiyle ortaya çıkacak. Bu planlar doğrultusunda Türkiye´de yer altında sürekli bir hareketlilik yaşandı. Hükümet bunlara kayıtsız kaldı. 2005 yılındaki Şemdinli olaylarını soruşturan savcı ile mahkeme heyetlerinin nasıl sürgün edildiği ve davanın askeri mahkemeye alınarak sanıkların serbest bırakıldığı hatırlanırsa hükümet, yaşananlara sessiz kaldı. Yer altındaki hareketlilik hiç bitmedi. Cumhurbaşkanlığı makamına Abdullah Gül´ün seçilmemesi sürecinde ise bu hareketlilik zirveye çıktı.
CUMHURBAŞKANI GÜL´E YÖNELİK DARBE ÇABALARI BARDAĞI TAŞIRDI
Abdullah Gül´den önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in görev süresinin 15 Mayıs 2007 tarihinde bitmesine 1 yıl kadar varken, Türkiye´de peşpeşe bir takım hareketlenmeler gerçekleşmeye başladı. Son kale dedikleri Çankaya´daki cumhurbaşkanlığı makamını AK Partili müslüman bir isme kaptırmak istemeyen aşırı laik çevreler, 2006-2007 arasındaki 1,5 yıllık süreçte hareketlendi. Daha öncesinde düşüncelerini başlangıçta sağda solda dillendirilmekle yetinen çevreler, bir adım daha ileri gittiler ve 2006 Mayıs ayının başlamasıyla birlikte toplumsal boyutta ´kışkırtmalar´ sürecini başlattılar. Bu kaos olaylarının birbirinden bağımsız olduklarını, tesadüfen peşpeşe geldiklerini düşünmek mümkün değil.
İŞTE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM SÜRECİNDEKİ 29 EYLEM: ADIM ADIM KONTRGERİLLA HAREKATI
1 Mayıs 2006 tarihinde Süleyman Demirel´in, ´Başörtüsüyle okumak isteyen Arabistan´a gitsin´ diyerek birden ortaya çıkmasıyla başlayan 1 yılı aşkın bu süreçte, 29 tanesini tespit edebildiğimiz peşpeşe gerçekleşen bu kışkırtmalardan ikincisi Cumhuriyet gazetesinin bahçesine üç kez gerçekleşen el bombası atılması olayı, üçüncüsü Danıştay saldırısı olayı ve dördüncüsü Atabeyler grubunun suikast girişimi olayıydı.
Kontrgerilla örgütünün varlığını 70´li yıllarda Türkiye´de ilk kez ortaya çıkaran emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan, 1992 yılındaki röpörtajlarıında ve 1993 yılındaki Kontrgerilla Cumhuriyeti kitabında Kontrgerilla, cumhurbaşkanlarına koordinatör görevi yükler diyor, bazı belgeler aktarıyordu. (2) Cumhurbaşkanlığına hazırlanan Turgut Özal´a kongrede düzenlenen suikast girişimi ile Cumhurbaşkanı iken makamında şüpheli şekilde hayatını kaybetmesini ve ardından değişen devlet yönetimiyle teröre karşı kontrgerilla yöntemlerine dayanan yeni bir politikanın devreye sokulduğunu da düşündüğümüzde Turhan´ın iddiasını doğru olduğu görülüyor. Yani Cumhurbaşkanlığı makamı, kontrgerillacılar için gerçekten de çok önemli olmalı ki Abdullah Gül´e kaptırılmak istenmedi. İşte Danıştay saldırısı üzerine bizim bu düşüncelerden hareketle, devamının geleceğini tahmin ettiğimiz kaos eylemlerini takip canlı yayınımızda kronolojik olarak sıraladığımız olayları kısaca şu şekilde belirtebiliriz:
-Süleyman Demirel´in, ´Başörtüsüyle okumak isteyen Arabistan´a gitsin´ diyerek birden ortaya çıkması,
-Cumhuriyet gazetesine peşpeşe günlerde üç kez el bombası atılması, çitlere başörtüsü takılması,
-Danıştay saldırısı,
-Atabeyler grubunun Başbakan ve AK Parti yetkililerine yönelik suikast hazırlığı,
-İsmailağa cami imamının herkesin içinde camide namaz esnasında öldürülmesi,
-Diyarbakır´da 10 kişinin öldüğü patlama,
-Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in İslamiyet´e ´dogma´ diyerek hakaret etmesi,
-Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ´un Başbakan Erdoğan´a uyarısı,
-G.kurmay´ın konuşmasının canlı yayınlanması için medya kuruluşlarına çağrı yapması,
-Dokuz Eylül Üni. Rektörü Emin Alıcı´nın ´keşke Anadolu müslüman olmasaydı´ açıklaması,
-Cumhurbaşkanı Sezer ve G.Kur.Bşk.Büyükanıt´ın peşpeşe ve ısrarla ´irtica var´ demeleri,
-Büyükanıt´ın laiklik üzerinden Başbakan ve hükümet üyelerini uyarması,
-Amerikan Newsweek dergisinde bir Türk muhabirin ´Türkiye´de darbe olacak´ iddiası,
-Adı belirsiz askerlere dayandırılan, ordunun demokratik gelişmelerden rahatsızlık duyduğu haberleri,
-Cumhuriyet mitingleri,
-CHP lideri Baykal´ın Org. Şener Eruygur ve emekli komutanlarla görüşmesi ve verdiği mesajlar,
-Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun cumhurbaşkanlığı seçimi için 367 oy gerekli iddiası,
-Cindoruk´un, Erdoğan´ın Siirt cezasının cumhurbaşkanlığına en büyük engel olduğu iddiası,
-Tayyip Erdoğan´ın eski bir konuşmasında güya sayın öcalan şeklinde söz söylediği iddiası,
-Birden yoğunlaşan askeri birliklere yönelik pkk saldırıları,
-Taksim´de son anda önlenen pkk´nin kalabalık içinde çok büyük güçte bomba patlatma girişimi,
-Malatya´da Zirve Yayınevi çalışanı üç misyonerin vahşice öldürülmesi,
-Genelkurmay´dan 27 Nisan muhtırası,
-Anayasa Mahkemesi´nin Meclis´in Abdullah Gül´ü cumhurbaşkanlığına seçtiği işlemi iptal etmesi,
-YÖK Başkanı Teziç´in, ´Cumhurbaşkanını halkın seçmesi tehlikelidir´ deyip darbe tehdidi yapması,
-Ankara Ulus´ta 6 kişinin öldüğü ve 100 kişinin de yaralandığı bombalı saldırı,
-Bir lisede namaz kılan öğrencilerin ´irtica hortladı´ haberleriyle suçlu gösterilmesi,
-Asker cenazelerinin MHP ve ulusalcı solcularca hükümet protestosuna dönüştürülme gayretleri,
-Atabeyler ve Şemdinli davalarının beraate götürülme gayretleri,
-Savcı Zekeriya Öz tarafından tespit edilen Ergenekon örgütünün kaos planları,
-Sezer´in cumhurbaşkanını hükümetin seçme girişimlerini veto yoluyla engelleme çabası,
-Amerika´da ABD ve Türk askeri yetkililerin katıldığı kaos konulu gizli toplantı.
İşte canlı yayınla takip ettiğimiz ve meydana geldikçe sitemizdeki listeye eklediğimiz olayların sayısı bu şekilde 29´a ulaşmıştı. Hükümetin 27 Nisan muhtırasına direnmesiyle sona erdiği kabul edilebilecek bu süreç kontrgerillacılar açısından başarısızlıkla sonuçlandı. Ak Parti oy patlaması yaparak ikinci kez iktidara geldi, Abdullah Gül de cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanlığı sürecindeki provokasyonları teşhir canlı yayınımızdaki 29 maddelik liste daha ayrıntılı olarak sitemizde yer alıyor. (3)
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(1) zaman.com.tr/politika/emasya-bahanesiyle-yonetime-el-konulacak/2041672.html
(2) Röportaj, 13.12.1992, Nokta
(2) talatturhan.com/makale-88.html
(2) talatturhan.com/k-51-51.html
(3) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=1
(17 Ocak 2013, 10:33)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Cumhurbaşkanlığı sürecinde kışkırtmalar
Flaş!!! Yeni kitabımız: Arınç suikasti
İşte kontrgerilla.com´un da katkı sunduğu Özel Harp Dairesi konulu TBMM raporu
Tedavülden kalkan 100bin Meclis´te
TBMM: 100 bin özel harpçi var
TBMM: Derin güçler aktif
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
TBMM: Terör Özel Harp işi
Flaş!!! Özel Harp ve Ergenekon bombaları kardeş
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap