28 Şubat iddianamesi, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 103 asker hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. 1309 sayfalık iddianamede 1 numara Karadayı, 2 numara Çevik Bir, 3 numara Çetin Doğan. 4 numara da Erol Özkasnak.
06.06.2013 14:11 28 Şubat soruşturmasında önemli gelişme.. 28 Şubat İddianamesi kabul edildi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Yardımcısı Orgeneral Çevik Bir´in ilk iki sırada yer aldığı 103 asker hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılan 28 Şubat davası, 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar Başbakan Necmettin Erbakan ve yardımcısı Tansu Çiller yönetimindeki dönemin hükümetini baskı uygulayarak devirmekle suçlanıyor.
İDDİANAMENİN AYRINTILARI
-1 numara Karadayı, 2 numara Çevik Bir, 3 numara Çetin Doğan. 4 numara da Erol Özkasnak.
-İddianame 6 klasörden oluşuyor ve 1309 sayfa.
-Suç tarihi yeri 54. Hükümetin kurulduğu 8 Temmuz 1996 tarihi ve sonrası olarak ifade ediliyor. Batı Çalışma Grubu´nun oluşumuna ilişkin detaylı bir inceleme yapılmış.
-İddianamede BÇG´nin Çevik Bir başkanlığında olduğu iddia ediliyor. Şema verilmiş ve BÇG 4 alana ayrıldı ve başkanı Çetin Doğan olarak belirtildi.
-İlk klasörde fişleme iddialarına da yer verildi. Psikolojik harekat planları da düzenlenmiş olduğu öne sürülüyor. Plana ?Yavuz psikolojik harekat planı? adı veriliyor.
-2. klasörde lojmanlardaki faaliyetler olarak istihbarat başkanlığının yoğun bir çalışma yaptığı ve sıkıyönetim planı oluşturulduğu belirtildi.
Savcı Mustafa Bilgili iddiananameyi tamamen resmi kurumlardan gelen belgeler doğrultusunda hazırlandı. İddianamede gizli tanık yok.
ÇEVİK BİR: İLACIN DOZU ARTIRILIR
İddianamede Çevik Bir´in ABD ziyaretinde İsrailli yetkililerle görüştüğü belirtiliyor. İsrailli yetkililer Bir´e Türkiye´nin dış politikasındaki değişim iyi değil diyor. Bir de onlara Atatürk´ün çizdiği politika belli. Kimse değiştiremez. Gerekirse ilacın dozu artırılır ifadesi yer alıyor.
ÇEVİK BİR´İN CD´LERİ
Çevik Bir´in evinde bulunan CD´ler yer alan dökümlerde Bir, Subay ve astsusayların eşlerinin kafasında türban olması propaganda olması anlamına gelir diyor. Necmettin Erbakan, Fethullah Gülen, Şevki Yılmaz Müslüm Gündüz, Mahmut Ünlü´ye ait ses ve görantü kayıtları yine o CD´lerin içinde döküman olarak yer alıyor.
KILIÇDAROĞLU İDDİANAMEDE
Kılıçdaroğlu da iddianameye girdi. Ortaya çıkarılan belgelere göre 28 Şubat döneminde dönemin SSK Genel Müdürü Kılıçdaroğlu, kuruma mezhepçi ve bölücü personel almakla suçlanıyor.
BÇG ŞEMASI
Batı çalışma Grubu´nun şeması iddianamede yer alıyor. Çevik Bir başkanlığında olduğu belirtilen BÇG´de koordinator olarak Çetin Doğan ve Kenan Deniz olduğu belirtiliyor. Grup ayrıca 4 ayrı dala ayrılmış olarak gösteriliyor.
Çetin Doğan´ın iddianamede yer alan ifadesinde 10 Nisan 1997 tarihli belgeyi kendisinin hazırladığı J başkanları ile koordine edip görüş alarak Çevik Bir´e sunduğunu silsile gereği Genelkurmay başkanına arzedildiğini ve BÇG şemasını hazırlayıp imzaladığı belirtiliyor.
İRTİCA BRİFİNGLERİ
Yargıya verilen irtica brifinglerinde Cumhuriyet rejimini yıkmak Türkiye cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde görülmeyen irticai tehdit altında sonu belli olmayan karanlık bir yola doğru hızla yol aldığı belirtiliyor.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR
Bir yıldır sürdürülen 28 Şubat soruşturmasında yargılama resmen başlıyor. Savcı Mustafa Bilgili´nin yazımını tamamladığı bin 300 sayfalık iddianamede bütün şüpheliler ?darbeye teşebbüs? suçundan hazırlanan ve ?ağırlaştırılmış müebbet? isteniyor.
1 NUMARA KARADAYI
Bir numaralı şüpheli dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Org. İsmail Hakkı Karadayı. Şüpheliler arasında ikinci sırada dönemin Genelkurmay 2´nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, üçüncü sırada ise dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak var.
KIVRIKOĞLU HAKKINDA TAKİPSİZLİK KARARI
Soruşturmada, 28 Şubat dönemi için ?Bin yıl sürecek? diyen G.Kurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ile Milli Güvenlik Konseyi kararlarında imzası olan ancak hayatta olmayan dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Güven Erkaya ve soruşturma kapsamında tutuklanıp Sincan Cezaevi´ne gönderilen fakat rahatsızlandıktan sonra hayatını kaybeden emekli Albay Mehmet Haşimoğlu´nun da aralarında olduğu 9 şüpheli hakkında ise ek takipsizlik kararları verilmişti.
1´İNCİ ORDU KOMUTANI ATAMAN DA ŞÜPHELİ
28 ŞUBAT iddianamesinin en sürpriz ismi, halen 1´nci Ordu Komutanı olan Org. Yalçın Ataman. 28 Şubat sürecinde G.Kurmay Muhabere ve Bilgi Sistemleri Destek Komutanı olan Ataman, şüpheli sıfatıyla ifade vermiş, suçlamayı reddetmişti. İstanbul´daki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı´nın, ?Sizin korumanız gereken Cumhuriyet´e biz sahip çıkıyoruz? diye hitap ettiği 1´nci Ordu Komutanı Org. Ataman için iddianamede Anayasayı ihlal ve darbe yapmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet istendi.
GEZİ TAVA-TENCERE EYLEMLERİNİN BİR BENZERİ 28 ŞUBAT´TA YAŞANDI
1997 yılındaki 28 Şubat post modern darbe sürecinde sadece askeri hareketlenmeler yaşanmadı. Bugünlerde Taksim Gezi olayları kapsamında eylemciler tarafından başlatılan tencere-tavaya vurarak hükümet ve seçmenleri üzerinde baskı kurma eyleminin bir benzeri o süreçte yaşandı. Hükümeti devirmek isteyen ve askerlere destek veren halk kesimleri ışıkları akşam 21.00´de kapa-aç eylemi yapmıştı. Bu eylem, Sincan´da tankların şehir ortasından yürütülmesi ile birlikte 28 Şubat darbe sürecinin simgelerinden biri haline gelmişti.
Mahkemenin bugünlerdeki Taksim olaylarından etkilenerek iddianameyi reddedebileceğini iddia edenler de olmuştu. 28 Şubat iddianamesinin kabul edilmesi bir anlamda 28 Şubat darbe sürecin tekrar yaşatmak isteyen Gezi eylemcilerine bir cevap niteliği de taşıyor.
GEZİ SORUŞTURMASINDA GÖZALTINA ALINANLARA ŞOK SUÇLAMA
Öte yandan Taksim Gezi olaylarıyla ilgili yurdun çeşitli illerinde gözaltına alınanlara savcılık sorgusu esnasında hükümeti yıkma suçlaması yöneltildiği öğrenildi. Soruşturmanın, Türk Ceza Kanunu´nda Hükümete karşı suç başlığı altında düzenlenen 312. maddesine göre yürütüldüğü ortaya çıktı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi´nde Gezi potestoları nedeniyle gözaltına alınan 600´ü aşkın kişiden 76´sının Türk Ceza Kanunu´nun (TCK) 312´nci maddesindeki ´Hükümete karşı darbe´ suçundan da sorgulandıkları ortaya çıktı.
Gözaltındaki diğer kişilerin sorgusu ise 2911 sayılı toplantı ve gösteri yüyüşleri kanununa muhalefet suçu kapsamında yapıldığı belirtildi. Darbe suçundan sorgulanan kişilere ´Talimatı kimden aldıkları, eylemi neden yaptıkları´ gibi sorular yöneltildi. 76 şüpheliden bazılarının sorgularının ardından özel yetkili savcılığa tutuklama talebiyle sevkedilebilecekleri öğrenildi.
TCK´nun 312. maddesine göre; Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
İDDİANAMEDEN AYRINTILAR GELMEYE DEVAM EDİYOR
06.06.2013 21:38 28 Şubat iddianamesinde, Refah Partisi´ nin 1994´teki yerel seçim başarısının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri ( TSK ) içinde bir grubun askeri müdahale için harekete geçtiği, partinin bir yıl sonraki genel seçimlerde de en fazla oyu alması ve hükümette yer alması üzerine, askeri müdahale düşüncesine sahip bu yapılanmanın parti ve halk üzerinde psikolojik harekat yürüttüğü ifade edildi.
TMK´nın 10. maddesiyle görevli Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 28 Şubat iddianamesi üzerindeki değerlendirme süresi sona erdi. Ancak mahkemenin, iddianamenin kabul kararını yarın yazacağı kaydedildi. TMK´nın 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili´nin hazırladığı bin 309 sayfalık iddianamenin iki cilt haline getirildiği, bunların cezaevindeki sanıklara tebliğ edileceği bildirildi.
İddianamede dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, tutuklu MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz´ün yanı sıra şu isimler sanık olarak yer aldı:
Çetin Doğan, Erol Özkasnak, Muhittin Erdal Şenel, Kenan Demir, İlhan Kılıç, Yıldırım Türker, Çetin Saner, Kamuran Orhon, Vural Avar, Hayri Bülent Akkaya, Hikmet Köksal, Ahmet Çörekçi, Teoman Koman, İdris Koralp, Fevzi Türkeri, Çetin Dizdar, Hakkı Kılınç, Mustafa Bıyık, İbrahim Selman Yazıcı, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, Serdar Çelebi, Mustafa Babacan, Orhan Nalcıoğlu, İsrafil Aydın, Cevat Temel Özkaynak, Eser Şahan, Sedat Arıtürk, Erdoğan Öznal, Ayhan Cansevgisi, Orhan Yöney, Ersin Yılmaz, Köksal Karabay, Doğan Temel, Mehmet Başpınar, Fuat Büyükcivelek, Hüsnü Dağ, Oğuz Kalelioğlu, Metin Yavuz Yalçın, Mustafa Özbey, İsmail Ruhsar Sümer, Şevket Turan, Metin Yaşar Yükselen, Ahmet Ziya Öztoprak, Şükrü Sarıışık, Aslan Güner, Ahmet Atalay Efeer, Refik Zeytinci, Yücel Özsır, Cengiz Koşan, Kurtuluş Öğün, Altaç Atılan, Aydan Erol, Mustafa Hakan Bural, Yahya Kemal Yakışkan, Adem Demir, Mehmet Şinasi Çalış, Ertuğrulgazi Özkürkçü, Yahya Cem Özarslan, Ziya Batur, Bahattin Çelik, Yüksel Sönmez, Salih Eryiğit, Ruşen Bozkurt, Mehmet Faruk Alpaydın, Osman Bülbül, Ümit Şahintürk, Ahmet Dağcı, Veli Seyit, Seyfullah Sönmez, Ünal Akbulut, Aydın Karaşahin, Hamza Özaltun, Sezai Kürşat Ökte, Cengiz Çetinkaya, Ahmet Aka, Alican Türk, Osman Atilla Kurtay, Tevfik Özkılıç, Mustafa Kemal Savcı, Berkay Turgut, Arslan Daştan, İsmail Hakkı Önder, Ahmet Nazmi Solmaz, Necdet Batıran, Mehmet Ali Yıldırım, Metin Keşap, Celalettin Bacanlı, Mustafa Köseoğlu, Mehmet Cumhur Yatıkkaya, Mustafa İhsan Tavazar, Abdullah Kılıçarslan, Lokman Ekinci, Erkan Yaykır, Mehmet Aygüner, Erdal Ceylanoğlu, Ergin Celasin, İzzettin İyigün, Cemal Hakan Pelit ve İzzettin Gürdal.
İddianamede, Refah Partisi´nin 1994 yerel seçimlerindeki başarısının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde bir grubun askeri müdahale için harekete geçtiği ifade edilerek, bu nedenle ilk olarak askeri darbeye karşı çıkabilecek personelin ordudan ilişiğinin kesilmesini sağlamak amacıyla faaliyette bulunulduğu anlatıldı.
Refah Partisinin bir yıl sonraki genel seçimlerde en fazla oyu alması ve koalisyon hükümetinde büyük ortak olması üzerine, askeri müdahale düşüncesine sahip bu yapılanmanın parti ve halk üzerinde psikolojik harekat yürüttüğü kaydedilen iddianamede, Batı Çalışma Grubu (BÇG) adıyla faaliyet yürüten yapılanmanın, 28 Şubat kararlarının alınmasını sağladığına yer verildi.
ASKER SİYASET İLİŞKİSİ
İddianamenin değerlendirme ve sonuç bölümünde, modern devlette asker-siyaset ilişkisi üzerinde duruldu. Asker kişilerin, mesleki görevlerinin gereği olarak devlete yönelik tehlikenin sürekli olduğunu düşündükleri ve tehlikenin aciliyetini vurgulama gereği duydukları ifade edilen bölümde, ancak bu görüşlerde öznel bir yargının mevcut olduğu kaydedildi ve Bu nedenle çoğu zaman tehdit olmasa dahi devletin güvenliğine yönelik tehditler olduğuna inanırlar denildi.
Bölümün devamında şu değerlendirmelerde bulunuldu:
Askeri düşünce astlık-üstlük ilişkisi nedeniyle sınırlıdır. Siyasi düşüncenin ise sınırları belirlenmemiştir ve daha katılımcı düşüncelerle sağlanmıştır. Çağdaş demokrasilerde bir subayın siyasi yargısı, devlet adamlarının siyasi yargılarına oranla daha tercih edilir değildir. Devlet adamının yüksek düzeyde siyasi erdem sahibi olduğu bir gerçek olarak kabul edilmelidir. Asker devlet adamına fikrini beyan ettikten sonra geri çekilmeli ve karar verilen işte elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıdır.
Asker kişilerin yasama ve yürütmeye karşı görevleri genel hatlarıyla şu şekildedir: Askerler temsili görevleri kapsamında, askeri güvenliğin sağlanması açısından gerekli görülen hususlar hakkında devlet yetkililerine bilgi verirler. Ayrıca danışmanlık görevleri kapsamında devletin hem ulusal hem de uluslararası alandaki askeri hareketlerini incelenip, olumlu ve olumsuz yönlerinin tespitiyle rapor edilerek, devlet görevlilerine sunulması gerekmektedir. Ancak bu görevlerini yerine getirirken yetki alanlarındaki sınırlar içinde kalıp, kendi askeri kanaatlerinin tam aksi yönünde olsa dahi devletin askeri güvenliğini ilgilendiren yönde alınan kararları uygularlar. Kısacası siyasi ve sosyal alanda seçilmiş kişilerce belirlenen hedefin, en iyi şekilde gerçekleşmesi için mücadele ederler ve askeri imkanlarını da bu belirlenen amaçlara ulaşılmasını sağlamak için tahsis ederler.
Yasalara uygun olmadığını düşündüğü emirde ise adli makamların o konudaki yargısını elde etme imkanı varsa bu yolu seçebilir. Ancak sonrasında belirlenen yargıyı kabul etmek zorundadır. Şayet devleti yöneten hükümet usulünce yönetime gelmişse, hükümetçe verilen emirler, açıklanan bu istisnalar dışında, görüşüne tamamen aykırı da olsa yerine getirilmelidir.
TANSU ÇİLLER, MERVE KAVAKÇI VE REŞAT PETEK 27 EYLÜL´DE İFADE VERECEK
15.07.2013 15:58 Eski Başbakanlardan Tansu Çiller, başörtüsü kriziyle gündeme gelen eski milletvekili Merve Kavakçı ve eski Başsavcı Reşat Petek, 28 Şubat Davası kapsamında ´müşteki´ sıfatıyla İstanbul Çağlayan Adliyesi´nde 27 Eylül´de ifade verecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 28 Şubat soruşturması kapsamında 103 kişi hakkında dava açıldı. Davaya bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın müştekileri arasında bulunan Tansu Çiller´in dinlenilmesine karar verdi. Mahkeme, Çiller´in ´müşteki´ sıfatıyla dinlenilmesi için İstanbul´a talimat yazdı. İkametgah adresi İstanbul olan Çiller´in beyanlarını Çağlayan Adliyesi´ndeki İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi alacak. Mahkeme ifade alma işlemi için 27 Eylül 2013 tarihini belirledi. Çiller´e mahkeme günü hazır olması için tebligat gönderilirken mahkemenin aynı duruşmada Merve Kavakçı ile Reşat Petek´i de dinleyeceği öğrenildi.
(06 Haziran 2013), son güncel.: (15 Temmuz 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
TGB: Gücümüz az, asker gelsin
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ