Gülen'in cemaat yapylanmasy ?ok bir itirafla de?ifre oldu. Paralel örgütün 5. katmanyna kadar yükselen ve bu yapyya 25 yyl hizmet veren Dicle Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Kele?, paralel yapynyn gizli yönetim piramidini anlatty. 'Fethullah Hoca'nyn Ar?y'nyn en üstte yer aldy?y 7 katly piramidal yapyda, 7. katta sadece Gülen'in bildi?i kuma? takym denilen seçkinler yer alyr. Bunlar birbirini tanymayabilir de.. 6. katta Gülen'in bildi?i ve takip etti?i 'hayati hizmetler' yürütülür. Bakanlar Kurulu veya Milli Güvenlik Kurulu gibi i?lev görür. 5, 6 ve 7. katmanlar 'örgüt ve te?kilat' katlary olup 6 ve 7'dekilerin yapydan kopu?una izin verilmez. 4. kat ara kat olup ba?lylyk ve itaatta dereceye girenlerin katydyr, hizmeti denetler. 3, 2 ve 1. katlar ise ö?retmen, ö?renci ve halkyn dahil edildi?i katlardyr. Kele?'e göre, bugünkü sorunlaryn nedeni 5. katyn abileri.. Prof. Kele?, devletin tüm kurumlarynda kadrola?mayy ba?aran bu yapy dy?yndakilerin durumu kolay kolay anlayamayaca?yny belirtti. Hedefe ula?mak için Anadolu'nun en zeki çocuklaryny yyllarca toplayyp bu i? için e?ittiklerini söyleyen Kele?, 'Net ve açyk söylüyorum. Bu hareket sadece ve sadece devleti ele geçirmek için var oldu ve çaly?ty' dedi. Gülen'in dinle de?il örgüt kurmakla u?ra?ty?ynyn altyny çizen Kele?, 'O hiçbir zaman bir din adamy olmady. Hatta din adamy olarak görülmekten de ho?lanmady' dedi.
![]() ![]() ![]() |
17.03.2014 13:43 ‘Fethullah Gülen Cemaati’nde 25 yyl görev alan Prof. Dr. Ahmet Kele?, paralel yapynyn piramidini STAR’a anlatty. 5’inci kata kadar çykan Kele?, cemaatin 1, 2 ve 3’üncü katmanynyn halk tabakasy oldu?unu, ö?renciler ve ö?retmenlerin olu?turdu?unu söyledi.
Prof. Kele?, “4. kat ara kattyr. 5, 6 ve 7. katmanlar ‘örgüt ve te?kilat’ katlarydyr. 6. katta Hocaefendi’nin bildi?i ve takip etti?i ‘hayati hizmetler’ yürütülür. Bakanlar Kurulu veya Milli Güvenlik Kurulu gibi bir tabaka. Bugünkü sorunlaryn nedeni 5. katyn abileridir” dedi.
Askeri vesayetin kaldyrylmasyndan sonra kendi vesayetini kurmaya kalky?an paralel yapynyn gizli yönetim piramiti de?ifre oldu. Fethullah Hoca Ar?y dy?ynda 7 katmandan olu?an paralel örgütün 5’inci katmanyna kadar yükselen ve karanlyk yapyya 25 yyl hizmet veren Dicle Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Kele?, Fethullah Gülen Cemaati’nin bilinmeyenlerini tüm çyplakly?yyla STAR’a anlatty.
Orta Anadolu Bölgesi’nde 1976 yylynda ilk hizmet evini açanlardan biri olan Prof. Kele?, örgütün yönetim ?emasyny açyklady: “Piramidin temelini halk tabakasy olu?turur. Ykinci ve üçüncü katta ö?renciler ve ö?retmenler yani hizmet mensuplary yer alyr. Dördüncü tabaka ara kattyr. Hem alt hem de yukaryya ba?lantyyy sa?lar. Be?inci, altyncy ve nihayet yedinci katlar hocaefendinin de içinde oldu?u ‘örgüt ve te?kilat’ katlarydyr. Bu katlar ile altta yer alan ilk üç tabakanyn arasynda tanymlanamayacak derecede büyük bir fark ve zytlyk vardyr. Zaten bugün anlamakta zorluk çekilen de budur.”
Prof. Kele?, devletin tüm kurumlarynda kadrola?mayy ba?aran bu yapy dy?yndakilerin bu durumu kolay kolay anlayamayaca?yny belirtti. Hedefe ula?mak için Anadolu’nun en zeki çocuklaryny yyllarca toplayyp bu i? için e?ittiklerini söyleyen Prof. Kele? “Net ve açyk söylüyorum. Bu hareket sadece ve sadece devleti ele geçirmek için var oldu ve çaly?ty” dedi.
Fethullah Gülen’in dinle de?il örgüt kurmakla u?ra?ty?ynyn altyny çizen Prof. Kele? “O hiçbir zaman bir din adamy olmady. Hatta din adamy olarak görülmekten de ho?lanmady” dedi. Olu?turulan hizmet algysy ile her türlü ?antajyn, kumpasyn caiz hale getirildi?ini anlatan Kele?, Gülen’in sürekli beddua etti?ini belirtti. Fethullah Hoca’nyn kendisini gelmi? geçmi? en büyük Veli, Fatih olarak gördü?ünü de kaydeden Kele? “O tüm dünyayy fetheden ilk ve son Fatih olmaya kendisini inandyrmy?ty” dedi.
-Cemaatle nasyl tany?tynyz?
Hizmet serüvenim 1973 yylynda ba?lady ve 1998 yylynda sonlandy. Ben kavram karma?asyna u?rayyp, anla?ylamama sorunu ya?amak istemiyorum. Ylk kavram “Hocaefendi”. Benim kullanymymda bir övgü ya da imaly bir tahkir söz konusu de?il. Typky bir özel isimmi? gibi kullanaca?ym. Ali, Veli vs. gibi... Di?eri “Cemaat” sözcü?ü. Bu sözcük ile ?u anlamy kastediyorum: Yedi katmanly bir piramitten olu?an bir yapynyn, en temelini ve esasyny olu?turan halk tabakasyny, ö?renciler ve ö?retmenler gibi birinci, ikinci ve üçüncü tabakada yer alan hizmet mensuplaryny kastediyorum. Çünkü dördüncü kat ara kattyr. Hem alta hem de yukaryya ba?lantyyy sa?lar. Be?inci, altyncy ve nihayet yedinci kat, Hocaefendi’nin kendi katy, tabir yerindeyse onun Ar?y, bu katlar artyk kelimenin tam anlamyyla bir “örgüt ve te?kilat” katlarydyr. Bu katlar ile altta yer alan ilk üç katyn arasynda tanymlanamayacak derecede büyük bir fark ve zytlyk vardyr. Zaten bugün anlamakta zorluk çekilen de budur.
Alt tabaka ile üst kattakilerin niyeti ayny de?il
-Hizmet hareketi denince bizler neyi anlamalyyyz?
“Hizmet” dedi?imde piramidin ilk üç katynda yer alanlaryn yaptyklary faaliyetleri kastediyorum. Bunlar, gerçekten Dinî, Ahlâki bir e?itim hizmeti vermektedirler. Yukarydaki son üç kat ise bu ilk üç katyn olu?turdu?u toplumsal kabul ve de?eri kendi “Örgütsel” hedeflerini gerçekle?tirmek için kullanmaktadyrlar. Yani, alttakilerin niyeti ile üsttekilerin niyeti ayny de?il. Bu büyük zytly?y kamufle eden ve görünmemesini, anla?ylmamasyny sa?layan figür ise Hocaefendi’dir. Y?te bu iki zyt durumu birden temsil etti?i içindir ki ciddi çeli?kiler sergilemekten kurtulamyyor. “Bu ne, bu ne” diye insany hayrette byrakan halleri, sözleri ve davrany?larynyn nedeni bu zytlary temsilden kaynaklanmaktadyr.
Bu arada ?unu da belirtmeliyim, ben aidiyet olarak hep zemin kata, halka mensup oldum ama be?inci kata kadar da yükselme imkâny buldum. Hazyr bu kat meselesine girmi?ken bir hususu daha açykly?a kavu?turmakta yarar görüyorum. Be?inci kat, yurtiçi ve yurtdy?y tüm hizmetlerin yürütüldü?ü konu?uldu?u ana meclisi olu?tururdu. Hizmetin her meselesi burada ele alynyr, müzakere edilir, karara ba?lanyr ve uygulama starty verilirdi. Altyncy kat ise, sadece Hocaefendinin bildi?i ve takip etti?i “hayati hizmetlerin” yürütüldü?ü katty. Tabiri caiz ise Bakanlar Kurulu veya Milli Güvenlik Kurulu gibi bir katty. Bugün kar?y kar?yya oldu?umuz sorunlaryn failleri ve yürütücüleri bu katyn mensuplarydyr. Bunlar da be?inci katyn abileridir.
Bu mukaddime ve kavramsal giri?ten sonra, asyl konuya geçebilirim. Ancak ben yine yüksek ho?görülerinize sy?ynarak, konunun daha iyi anla?ylmasyna yardymcy olaca?yna inandy?ym bir arka plandan bahsetmek istiyorum.
-Nasyl oluyor da ülkemizde bu tür faaliyetler bu kadar taban ve destek buluyor?
Bence asyl görmemiz geren nokta burasydyr. Çünkü bu nokta, ülkemizin gelece?ini de yakyndan ilgilendiriyor. Cumhuriyet’in kurucu kadrosu çok önemli bir hususu gözden kaçyrdy. O da bu topraklarda ya?ayan insanlaryn bin yyldan fazla bir dini geçmi?i ve Müslüman kimli?inin olmasy gerçe?i idi. Bu kimli?i birden bire yok saymak veya yok edilece?ini dü?ünmek, typky bir fabrikada seri üretim yapyyor gibi toplumu modernle?tirmeye kalky?mak son derece yanly?ty. Az sayydaki elit tabaka hariç, daha Cumhuriyetin ilk yyllarynda, ülkenin büyük bir kysmynda “Din elden gidiyor” algysy olu?tu. Din elden gidiyorsa bu dine sahip çykyp onun elden gitmemesini sa?layacak dini liderler mutlaka çykacaktyr. Siz böyle bir bo?luk ve talep olu?turursanyz bu bo?lu?u mutlaka birileri doldurur ve bu talebe arz eden de bulunur. Hele de bu toplumun kültürel belle?inde “Mehdi”, “Mesih”, “Müceddit” ve “Asryn Ymamy” vs. gibi pek çok kurtarycy figür varsa... Bu ünvan ile ortaya atylan herkesin oldukça büyük destek ve taraftar bulmasy kaçynylmazdyr. Nitekim kar?y kar?yya oldu?umuz durum tam da budur.
Bir hiç iken kutsal bir davanyn neferi olduk
-Siz nasyl bir davet kar?yly?ynda cemaate katyldynyz?
Benim gibi bir Anadolu köylüsü, kendisini dy?lanmy? hisseden önemsiz gören biri, birden bire “dini kurtarma davasyna gönüllü olma” gibi bir davet alyrsa, bu davete hayyr deme ?ansy yoktur. Nitekim ben de diyemedim. Y?te toplumun bir kurtarycy bekledi?i yyllarda Bediüzzamanlar, Süleyman Hilmi Tunahanlar gibi dini önderler bu beklentileri kar?ylayyp önemli bir altyapy kurdular. Tam da Hocaefendi gibi yeteneklerin, hatiplerin de?erlendirece?i, istedikleri gibi ekip biçebilecekleri bir zemin... Hocaefendi bu zeminden en iyi mahsulü kaldyrmaya soyundu ve bunu da fevkalade ba?ardy. Ynsanlara; “Ey insanlar, gelin, sizi ümit etti?iniz yere götürecek kurtarycy benim, binin benim gemime sizi Hz. Muhammed limanyna ta?yyaca?ym. Acele edin vaktimiz dardyr”, diye cami kürsülerinden 1970’lerde seslenmeye ba?lady?ynda benim gibi Anadolu’nun gençleri ko?arak gitti ve “Emret hocam hizmetindeyiz” dedi. Önce bu tarihsel ko?ulu görmemiz gerekir. Yoksa durup dururken insanlar bu dini cemaatlere katylyp onlaryn pe?inden gitmiyorlar. Orada büyük bir manevi de?er ve anlam bulduklary gibi, kendileri de ayny anda bir anlam ve de?er kazanyyorlar. Bir hiç iken, birden bire kutsal bir davanyn büyük bir eri haline geliyorlar. Bu azymsanacak ve kaçyrylacak bir paye de?ildir.
Biz de kaçyrmadyk...
Darbe giri?imini bizzat Gülen yürütüyor
-Gülen ile nasyl tany?tynyz?
Ben, Hocaefendi’yi 1970 yylynda tanyyyp, ardyndan birkaç yyl yaz kamplaryna katylyp Orta Anadolu’da, 1976 yylynda ilk hizmet evini açan ki?iyim. 1998 yylynda ise 28 ?ubat süreciyle ba?layan geli?meler ile daha önceden dolmaya ba?layan barda?ymyn ta?masy sonucu hizmetteki beraberli?ime son verdim. Benim gibi bu yapyya içerden bakamayan, bakmaktan da öte bizzat o yapyyla bütünle?meyen hiç kimse onu tanymlayamaz ve tam olarak anlayamaz. Bugün ülkemizde ya?anan kafa kary?ykly?y da bundan kaynaklanyyor. Bu yapy, sosyolojik kurallar ve kalyplar ile anla?ylmayy fazlasyyla a?an bir derinli?e, gizlili?e ve örgütlenme a?yna sahiptir. Ylginçtir, hizmetten kopu?umda büyük payy olan en önemli olay Hocaefendi’nin 28 ?ubat’ta rahmetli Erbakan aleyhine yürüttü?ü politika olmu?tu. Bugün ki konu?mam da Ba?bakanymyzyn hükümetten dü?ürülmesine yönelik Hocaefendi’nin bizzat yürüttü?ünde hiç ku?kum olmayan darbe giri?imidir.
Kendini dünyayy fetheden ilk ve son fatih sanyyor
-Hareketin amacy tam nedir?
Hocaefendi, kendisinin Üstad Bediüzzaman’dan sonraki görevli oldu?unu, ayny zamanda kyyamete kadar kendisinden sonra da kimlerin görevli olaca?yny bildi?ini, gözünü yumsa bunlary bir bir sayaca?yny syklykla söylerdi. Hatta askerli?i syrasynda bir ara kendisine “Gayb” perdesinin açylyp kyyamete kadar nelerin olaca?ynyn gösterildi?ini, bugüne kadar o gün gördüklerinden farkly bir geli?meye ?ahit olmady?yny da söylerdi. Kysaca “GÖREVLY” oldu?una hem kendi hem de biz inanyyorduk. Ancak ona yakynla?tykça fark ettim ki, Hocaefendi sadece görevli oldu?una de?il, ayny zamanda gelmi? geçmi? en büyük Veli, en büyük Fatih ve en büyük Devlet Adamy olaca?yna da inanyyordu. Tüm planyny ve stratejisini de ona göre kuruyordu. O tüm dünyayy fetheden ilk ve son FATYH olmaya kendisini inandyrmy?ty.
-Cemaat ne zaman dünyaya açyldy?
80 ihtilalyndan sonra hizmet sadece ö?renci evi ve yurt açmayy byrakyp, resmi dershaneler ve okullar açmaya da ba?layynca Hocaefendi bize; “Görüyor musunuz, Allah ?er sandy?ymyz ?eyle bize nasyl farkly alanlarda hizmet imkâny açty” derdi. Nihayet 90’ly yyllaryn ba?ynda Rusya da?ylynca rahmetli Özal’yn da büyük te?vikiyle Orta Asya’ya gidildi ve orada okullar açyldy. Hocaefendi dünyayy fethetmeye do?ru önündeki engellerin bir bir kalkty?yny, açylan okullar sayesinde Rusya’yy fethetti?i gibi bir gün Amerika’yy da fethedece?ini söylüyordu. Tabii kendisi Amerika’ya gidince konu?malardan bu sözleri çykarylyp sansür edildi. Ylk Amerika’ya gitti?i syralarda cemaatin ilahiyatçy a?abeyleri, hadislerde geçen Kisra’nyn “Beyaz Evi” olarak zikredilen Yran sarayynyn Müslümanlar tarafyndan kyyametten önce mutlaka fethedilece?ine dair haberleri Hocaefendi’nin “Beyaz Sarayy” fethetmesine bir i?aret olarak yorumladylar. Cemaat artyk Fetullah Hoca’yy, Amerika’dan tüm dünyayy fethetmeye giden Müslüman lider olarak algylyyordu.
-Bu bir hayal ve ütopya myydy?
Bu bir hayal falan de?ildi. Bu inanylan ve u?runda hiçbir fedakârlyktan kaçynylmayan bir idealdi. Tüm hizmet tam da bu hedefe uygun olarak dizayn ediliyordu. Akyl almaz bir organizasyon vardy. Devletin bile tutamayaca?y istatistikler tutuluyordu. Her yylyn hizmet plany stratejik olarak planlanyyor, insan gücü, finansman deste?i, siyasi destek vs. her ?ey inceden inceye planlanyyordu. Bu hareket e?i benzeri görülmemi? bir örgütlenme disiplinine ve düzenine sahiptir. Hedefe ula?mak için tüm Anadolu’nun en zeki çocuklaryny yyllarca toplayyp bu i? için e?ittik. Bu hareket ba?ka bir?ey için de?il sadece ve sadece devleti ele geçirmek için varoldu ve çaly?ty. Öyle hassas bir ?ekilde çaly?yldy ki mesela, bu yyl kaç ö?renci evi açylacak, kaç yurt, kaç dershane, kaç okul ve di?er tüm hizmet alanlary tek tek belirleniyordu. Ardyndan da ö?renciler hizmette duyulan ihtiyaç alanlaryna göre üniversitelerde bölümlere yönlendiriliyordu. Ne kadar hukukçuya, ö?retmene, doktora vs. ihtiyaç var ona göre ba?aryly ö?renciler üniversitelere yerle?tiriliyordu. Y?te bu sistemli çaly?ma do?ru sonuçlar veriyor ve hizmet inanylmaz ?ekilde büyüyordu. Yurt genelinde ilgilenilen ö?rencilere Hocaefendi’ye ba?lylyk derecesinin ölçüldü?ü puanlar verilirdi ve buna biz “be?lik sistem” diyorduk. Hocaefendi hocalykla, din adamly?yyla de?il örgüt kurmak ve planlamakla u?ra?yrdy. O hiçbir zaman bir din adamy olmady. Hatta din adamy olarak görülmekten de ho?lanmady.
Dine de?il Hocaefendi’nin kaprislerine hizmet etmi?iz
-Taban bunu nasyl görüyor?
Cemaat tabanynda ba?yndan beri bir devlet dü?manly?y, ülkeyi yönetenlerin Yslam dü?many oldu?una ili?kin olu?turulmu? bir ön yargy ve ön kabul oldu?u için, bu devleti ele geçirmek, onun içinde örgütlenmek kötü bir ?ey de?il tam aksine harika bir ?eydi. Biz din iman adyna bir ?eyler yapty?ymyzy sanyyorduk. Me?er yapty?ymyz ?ey, Hocaefendi’nin hyrsyna ve kaprislerine hizmet ve tam tersine Yslam’y ve Müslümanlary dünya tarihinden silmek isteyen ne kadar ?er güç varsa onlaryn planlaryna hizmet edip ondan bir parça haline geliyormu?uz.
Toplanan himmetlerin yüzde 15’i hoca’nyn kasasyna teslim edilir
-Para kayna?yny nasyl açyklarsynyz?
Bu beslenmi? ve güçlendirilmi? inanç nedeniyledir ki Hocaefendi cemaate; “Bize bir gazete lazym” deyince gerekli finans anynda sa?lanyyordu. Samanyolu televizyonunun açylmasy için yurt genelinden özel kampanya ile yardym toplamy?tyk. Sadece benim görev yapty?ym bölgeden 80 kilo altyn sadece hanym karde?lerimizin ziynet e?yalaryndan toplanmy?ty. Nakit paralar hariç... Gerisini siz dü?ünün...
Her vilayette kazalar da dâhil “Himmet” denilen yardym toplantylary olurdu. Ynsanlar yyllyk taahhütlerde bulunurlardy ve bu taahhütlerini bir yyl boyu öderlerdi. Memurlar için maa?larynyn asgari yüzde 10’u istenirdi. Esnaflar zekatlary da dâhil olmak üzere kazançlarynyn büyük bir kysmyny verirlerdi. Tüm ülkede toplanan bu yardymlaryn yüzde 15’i örtülü ödenek olarak nakde çevrilip Hocaefendi’nin özel kasasyna teslim edilirdi. Y?te Hocaefendi hediye etti?i altyn saatleri, de?erli tespihleri vs. hep bu paradan harcar. Tabii Amerika’daki seçim yardymlaryny da... Miktaryny sadece Hocaefendi bilir. Ynsanlar bindikleri mütevazy arabalaryny satyp himmet borçlaryny ödediler. Oturduklary gecekondularynyn tapularyny ba?y?ladylar... Dünya tarihi böyle bir fedakârly?a, Asr-y Saadet hariç ba?ka hiçbir devirde ?ahit olmamy?tyr.
-Peki, bu nasyl mümkün oldu?
Hepimizin büyük katkylary ve tabii ba?ta da Hocaefendi’nin vaaz ve nasihatleri sayesinde oldu. Böylece cemaatte öyle bir “Hizmet” algysy olu?turuldu ki, bu bir iman idi. Cemaat için artyk “Hizmet” dendi mi akan sular duruyordu. Hizmet için ver dendi mi veriyorsunuz. Öl dendi mi ölüyorsunuz. Öyle güce sahip olmu?tu ki, önüne Hizmet ekledi?iniz her ?ey anynda caiz hale geliyordu. “Hizmet” de ne istersen yap! Evet, i?te bugün bu inanylmaz ve akyl almaz ?eyler böyle oluyor. Amirin de?il a?abeyinden emir alacaksyn, hizmet budur dendi mi artyk Cumhurba?kany da söylese o dinlenilemez. Hizmet de telefon dinle, Hizmet de kameraya çek. Hizmet de mahrem alana gir. Hizmet de ba?yny aç. Hizmet de yalan söyle. Hizmet de rü?vet al. Hizmet de ?antaj yap. Hizmet de... Ne yaparsan yap... Y?te devletin içinde kylcal damarlara kadar böyle girilebildi. Y?te devlet böyle “Klonlandy.” Bu hareketi kim engelleyebilir, kim bu hareketin önüne geçebilir ki?! Allah bu millete ve ülkeye merhamet etti de hareket ülkenin en güçlü siyasi iktidaryna ve Ba?bakanyna hamle yapty. Bu giri?im Ba?bakanymyza ve AK Parti hükümetine de?il de ba?ka bir iktidara kar?y yapylmy? olsa idi ülke kayytsyz ?artsyz Hocaefendi’nin örgütü tarafyndan yönetiliyor olurdu. Hoca da Gölba?y’ndaki Beyaz Saray’yna oturuyor olurdu.
28 ?ubat’ta ‘Hükümet dü?ecek herkes görevini yapsyn' emri verdi
-Sizin için kopu? ne zaman ba?lady?
Rahmetli Erbakan, di?iyle tyrna?yyla var etti?i Milli Görü? hareketi artyk yava? yava? yerel yönetimler ba?ta olmak üzere siyasi ba?arylara imza atmaya ba?lamy?ty.
Refah-Yol koalisyon hükümeti kuruldu. Müslümanlaryn ba?arysyndan iç ve dy? güçler rahatsyzdy. Dü?meye basylmy?ty ve Erbakan dü?ürülecekti. Tüm aktörler seçilmi?ti. Tabii ba? aktör de her zaman oldu?u gibi bizimkiydi... Komplolar devrede, medya devrede, asker devredeydi. Ça?yn çileke? ve yylmaz adamyna tezgah üstüne tezgah kuruluyordu. Karar verilmi?ti. Erbakan bitirilecekti. Erbakan’y üstün ba?arysy nedeniyle zaten kendisine rakip gören ve yary? pistinden bir an önce diskalifiye edilmesini isteyen Hocaefendi için bundan daha iyi bir fyrsat olamazdy. Be?inci kat meclis toplantysyndayyz. Erbakan hoca hakkynda atyp tuttu. “Bu adamlar my Yslam’y temsil edecek” diye hafife alyp a?a?ylyyordu. Hatta bir ara öyle galeyana geldi ki; “E?er Yslam’y bunlar temsil edecek ise yerin dibine batsyn o Yslam” diyordu. Kararyny verdi. “Hükümet dü?ecek herkes görevini yapsyn” dedi. Gazete ve televizyon hükümet aleyhine çaly?acak. Belde imamlary da ba?ta askeri erkân olmak üzere devlet adamlaryny ziyaret edecek ve bizim bu Milli Görü?çüler’le alakamyzyn olmady?y, bizim onlardan farkly Müslüman oldu?umuz anlatylacak, Refah Partisi’nin ilgasy için bize ne görev verilirse yapmaya hazyr oldu?umuz söyleyecekti. Bunu yerine getirmeyen tek ki?iyim. Bu da benim sonumu getirecekti. Yine ayny yerde toplantydayyz. Hükümet direniyor. Elinde Zaman gazetesiyle geldi ve “Bir hükümeti dü?üremeyen bu gazete yerin dibine batsyn çykarmayyn daha iyi” dedi. Bu arada ?unu hatyrlamadan geçemem. Hani gündeme bomba gibi dü?en “Beddua” var ya, Hocanyn bedduasy yeni de?il, ilk defa yapyyorum demesine da bakmayyn, zira ekseriya beddua eder. Ben Bandyrma’da Ramazan himmeti toplantysynda konu?uyorum. Gecenin geç vaktinde Ystanbul esnafyndan ileri gelenler de gelmi?lerdi onlarla sohbet ediyoruz. Yçlerinden biri dedi ki, “hocam size bir müjdem var. Dün gece teheccüt vaktinde hacet namazy kyldyk. Hocaefendi Erbakan’a öyle bir beddua etti ki, yerler gözya?yndan yslandy. Duadan sonra hocaefendi elini yüzüne sürerken dedi ki, hadi size müjde bir haftaya kalmaz Erbakan’a Fatiha okuruz.” Bunu bana müjde diye söylüyordu. Rahmetli Erbakan’yn ne kadar ya?ady?y malum, bu son bedduayy dinleyince bazy arkada?lary arayyp dedim ki; “Sayyn Ba?bakanymyza müjde verin in?allah ömrü çok uzun olacak, çünkü Fetullah Hocanyn ölmesi için beddua ettiklerini Allah ona inat çok uzun ya?atyyor.”
Fethullah hoca kavgayy bitirmez
-Bundan sonra ne olur?
Hiç tereddüt etmeden söylüyorum, Hoca bu kavgayy sonlandyrmaz. Yurtiçinde ve dy?ynda Ba?bakan’y bitirinceye kadar durmayacaktyr. Fakat burada ?unu da belirtmeliyim ki, bu kavga Hoca ile Ba?bakan arasynda süren bir kavga de?ildir. Bu Türkiye’nin gelece?i ve Ortado?u’nun nasyl ?ekillenece?ine dair uluslararasy bir projenin kavgasydyr. Bu kavganyn hiç ku?kusuz birinci tarafyny Ba?bakanymyz olu?turuyor. Dünya da bu lideri içeriden biriyle vurmak istiyor. Buna ise her zaman gönüllü olacak hazyr kyta bekleyen bir aktör de var... Bu aktör bir taraftan kendi hesaplary için buna hazyr, di?er taraftan da ondan bu görevi isteyenlere kar?y borçlu oldu?undan hazyr...
-AK Parti’nin kurulmasyna nasyl bakty?
Hizmet yyllarynda beraber oldu?umuz çok de?erli bir a?abeyimizin o?lu Amerika’da hem ?irket i?lerini yürütüyor hem de hizmetlerle ilgileniyordu. Tam AK Parti’nin kurulma günleriydi. O delikanly anlatty. ?öyle dedi: “Hocaefendiyi ziyarete gitmi?tik. Orda kendisine Tayyip Erdo?an’yn parti kuraca?yny sordular, nasyl de?erlendiriyorsunuz, dediler. Tebessüm ederek ?öyle dedi: “Ben söylemeyim Kuran söylesin, deyip kalkty Kuran’y eline alyp rastgele açty, (buna “Kuran ile Tefeül” denir), oradan bir ayet okudu, ayet güya “onlar hayal pe?inde ko?uyorlar” diyordu. Ardyndan da ?öyle söyledi: Bunlar devlet yönetmeyi ne zannediyorlar. Devlet yönetmek belediye ba?kanly?yna benzemez.”
Daha parti kurulmadan bile o partiyi ve kurucusunu, hem de Kuran ayetiyle idama mahkum eden bir zatyn bu harekete kar?y nerede durdu?u gayet açyk ve nettir. Bu nedenle referandum da dâhil Hoca hiçbir zaman AK Parti’yi desteklememi?tir. Oy vermek desteklemek de?il çünkü... O askeri vesayeti devirmek için destekledi ve bu deste?in, gönülsüz deste?in bedelini de ?imdi nasyl ödetiyor görüyorsunuz...
Y?TE BYZZAT PROF. DR. KELE?'YN EL YAZISIYLA O PYRAMYT YÖNETYM ?EMASI
GÜLEN'YN GEÇMY?TE KRYTYK ÇIKI?LARI
ÖZAL'I SEMT YMAMI BYLE YAPMAM
Rahmetli Turgut Özal’yn siyasi ba?arysyndan da fevkalade rahatsyzlyk duymu?tu. Hatta bir sohbette kendi annesinin de Özal için böyle söyledi?ini aktarmy? ve ?öyle demi?ti: “Akly anamyn akly kadar olanlar Özal’y kurtarycy sanyyor. Bizim hizmette olsaydy Özal’a semt imamly?y verir miydim bilmiyorum” dedi.
ERBAKAN'A GYTSYN BEDDUASI
Necmettin Erbakan’y üstün ba?arysy nedeniyle zaten kendisine rakip gören ve yary? pistinden bir an önce diskalifiye edilmesini isteyen Hocaefendi atyp tuttu. Hatta “E?er Yslam’y bunlar temsil edecek ise yerin dibine batsyn o Yslam” diyordu. “Hükümet dü?ecek herkes görevini yapsyn” dedi. Biri anlatty: “Hocaefendi Erbakan’a öyle bir beddua etti ki, yerler gözya?yndan yslandy. Duadan sonra hocaefendi elini yüzüne sürerken dedi ki, hadi size müjde bir haftaya kalmaz Erbakan’a Fatiha okuruz.”
BEDDUA VE ÖVGÜ
Demirel için ne kadar beddualar etti?imizi hatyrlamyyorum bile... Ama bu açylym sürecinde Gazeteciler ve Yazarlar Birli?i’nin düzenledi?i ödül töreninde Süleyman Demirel’e hitaben; “Söz sultanynyn yanynda söz söylenmez...” diyordu. Bir gece öncesinde söyledikleri ise a?za alynacak gibi de?ildi. Peki, bu nasyl oluyordu?
TCK 163. Madde kalkmasyn diye Özal’a rica etti
-Nasyl bir karaktere sahiptir?
Egosantrik bir karaktere sahip olan Hocaefendi, daha çocukken kendisinin büyük bir insan olaca?yna inanmy? ve kendini hep öyle görmü?tür. Bu dü?üncesinden olmalydyr ki de?er gören herkesi kyskanyr ve ondan rahatsyzlyk duyardy. Bu nedenle, etrafyndaki insanlaryn, gözleri ba?aryly insanlara kaymasyn diye sürekli onlary küçümserdi. Örne?in, rahmetli Necip Fazyl için hep ?öyle derdi; “bizim Abdullah Aymaz hoca ondan çok iyi yazar” derdi. Ama ne zaman ki Necip Fazyl üstat vefat etti, aynen ?öyle diyordu: “Yslam dünyasy Sultan-y ?uarasyny kaybetti. Yeri dolmaz bir ?air, hatip ve edipti.” Çünkü artyk ölmü?tü ve Hocaefendi için rakip olmaktan çykmy?ty. Rahmetli Özal ile ilgili bir bilgiyi daha sizinle payla?malyyym. Rahmetli, Müslümanlaryn ba?ynyn belasy 163. Maddeyi kaldyrmy?ty. 163. Maddeyi kaldyrmamasy için Özal’a ne kadar ricacy oldu?unu anlatamam. Hocaefendi’ye göre 163. Madde kalkarsa her sokak ba?ynda bir ?eriat partisi kurulacakty...
YLAHYYATÇI PROF. AHMET KELE?’YN CEMAAT YILLARI
Hizmet rotadan sapynca ayryldym
1973’de bir yaz günü Fetullah Hoca’nyn vaaz kasetini dinleyip, ayny yaz Yzmir’e giderek kendisiyle tany?tym. Ylk tany?maya da beni, Eski Yzmir Otogary yanyndaki camide görevli olan hizmetin en ünlü hocalaryndan Mehmet Ali ?engül hocam götürmü?tü. Her yaz düzenlenen ö?renci yeti?tirme kamplaryna katyldym: Buca, Edremit kamplary ba?ta olmak üzere... Daha Ankara’da ilk hizmet evlerinin açylmaya ba?lady?y yyldy. Me?hur Necati Bey Caddesi’nde açylan ilk hizmet evinde, hizmetin duayenlerinden ve hala da hizmetin kurmay ekibinden olan Naci Tosun’un ile irtibata geçerek Kyrykkale’de ilk ö?renci evini açyp hizmeti ba?lattym.
Elinden tuttu?umuz isimler
Arkasyndan çok kyymetli bir hizmet dostum ve arkada?ym olan (M. Y. B.) Yle birlikte Yozgat ve civarynda, kazalar dâhil evler ve yurtlar açtyk. Sayyn Ekrem Dumanly Yozgat’ta ilk elinden tuttu?umuz gençlerdendi. Hizmete kazanylmasynda bir a?abeyi olarak çok eme?im vardyr ve bunu hiç unutmady?yndan eminim. Orta Anadolu’nun hemen her yerine gece gündüz ko?arken, 1980 Yhtilaly oldu. Hocaefendi’nin arandy?y yyllar ba?lady. Yhtilal bütün hesaplarymyzy bozdu. 1983 de hem Kayseri’deki hizmetlerle ilgilenmem hem de bu arada bir fakülte okuyup askere gitmemem için Kayseri Ylahiyat Fakültesi’ne girdim. 1983-1993 yyllary arasynda tam on yyl Kayseri ve çevresinde hizmette bulundum. Prof. Dr. ?erif Ali Tekalan ile birlikte çaly?tyk. Kayseri ve civarynda o kadar me?hur olmu?tum ki, Kayseri’nin en büyük camii Sanayi Camii’nde vaaz ediyordum ve cemaat saatler öncesinden camiyi dolduruyordu. Kayseri’de hizmetler çok geli?ince hizmetin az geli?ti?i yerlerden olan Balykesir vilayetine tayinim çykty. 1993 yylynda orada göreve ba?ladym. Bölge imamy olarak çaly?tym. Hizmetten kopu? sürecim de burada ba?lady... Açylym süreçleri, siyasete girmeler ve 28 ?ubat... 1998 yylynda Hocaefendi Amerika’ya gitmeden... Kendisine yapylan yanly?lary ve hizmetin rotasyndan sapty?yny söyleyerek hizmet yolculu?uma son verdim. Yoksa hamdolsun biz her an Allah yolunun hizmetkârlaryyyz...
Rektörlü?e aday oldum
Cemaatten ayrylynca bana Balykesir’i acilen terk etmem söylendi. Gidecek yerim yoktu. Hiçbir sosyal güvencem vs. yoktu. Sadece Kayseri’de yapty?ym doktoram vardy. Bana seni Diyarbakyr’a aldyralym, ba?ka hiçbir yere giremezsin, dediler. Gerçekten de giremedim. En son 1998 Eylül’ünde Diyarbakyr’da Ylahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalynda Yardymcy Doçent olarak göreve ba?ladym. 2004’te doçent, 2009’da da profesör oldum. 2012 yylynda bir garip olarak gitti?im Diyarbakyr’da Dicle Üniversitesi Rektörü adayy oldum. (Star)
(17 Mart 2014, 13:43)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: