Önceki gün Manisa Soma'da meydana gelen ve şu ana kadar 282 işçimizin hayatını kaybettiği maden faciasını toplumu kışkırtmak için kullanmaya çalışan odaklar faaliyete geçti. 77 milyon'un ortak acısını suistimal etmek için her yolu deneyen provokatörlerin, halkın acısını yaşamasına izin vermeyecekleri ve kitleleri yeni bir Gezi kalkışmasına yönlendirmeye çalışacakları görülüyor. Her acıyı fırsat bilen bu kesimlerin istismar edebilmek için faciaları adeta leş kargaları gibi özlemle beklediği, daha ilk andan itibaren kışkırtma faaliyetine geçtiği görülüyor.
15.05.2014 11:06 Önceki gün Manisa'nın Soma ilçesindeki bir kömür maden ocağında meydana gelen kazada şu ana kadar 282 işçimiz hayatını kaybetti. Can kaybının daha da artabileceği belirtiliyor. Çünkü ocakta halen 100 civarında işçi mahsur kalmış durumda. Türk halkı onların sağ kurtarılması umudunu yitirmedi, dua etmekte. Meydana gelen kaza, Türkiye'nin yaşadığı en büyük felaketlerden biri oldu. Soma'da çok sayıda eve ateş düştü.
Şüphesiz bu kazada, engellenebilir olduğu halde engellenmemiş, ihmal edilerek gözden kaçırılmış ve alınmamış tedbirler olabilir. Kasıt olduğunu sanmıyoruz. Sabotaj ihtimalinin söz konusu olabileceğini dile getirenler de var. Bize göre; elde somut bir bulgu olmadan bunu dile getirmek fazla zorlama ve uçuk bir iddia olur.. Her neyse, umarız olay tam olarak soruşturulur. Varsa ihmal, suçlular ortaya çıkarılır ve gerekli cezalara çarptırılırlar. Bir de bu tür kazaların tekrar etmemesi için ne gerekiyorsa yapılır.
BİR MADEN MÜHENDİSİ GÖZÜYLE
Ama şuna da inanıyoruz ki, kazaların tamamen engellenmesi mümkün değildir. Ne kadar tedbir alınırsa alınsın öngörülemeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bununla ilgili verilebilecek en çarpıcı örnek, hiç batmayacak diye yola çıkan Titanic gemisinin su altında görülmeyen bir buzdağı kütlesine çarpıp batmasıdır. Diğer bir çarpıcı örnek de, Japonya'da geçtiğimiz yıllarda meydana gelen bir depremde nükleer reaktörün hasar görmesi ve facia meydana gelmesidir. Japonların tüm dünyada en tedbirli ülke olduğu genel olarak kabul görür. Ancak öngörülemeyen durumlar da her zaman ortaya çıkabilir. Olaya gerçekçi bakmak gerekir. Bu sözlerimizi İTÜ mezunu bir maden mühendisi olarak da dile getiriyoruz. Soma'da yaşanan olayı bir maden mühendisi olarak da takdir edebiliyoruz. Ne kadar tedbir alınırsa alınsın öngörülemeyen durumlar her zaman vardır. Mühendisler 'ampirik formül', yani 'öngörülemeyen durumlar formülü' ifadesini iyi bilir. Her zaman için öngörülemeyen olasılıklar vardır. Dolayısıyla teorik olarak kaza her zaman olabilir. Bize düşen tüm olasılıkları dikkate alıp tedbirler geliştirmek, kaza olasılığını en aza indirmektir. Soma'da ihmal ya da kasıt var mıdır henüz bilmiyoruz. Süreci takip etmek gerekir. Hayatını kaybeden işçilerimiz için Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyor, Türkiye'nin başı sağolsun diyoruz.
NE ÖLÜYE NE DE DİRİYE SAYGILARI VAR!
Ancak malesef Soma olayında, bir başka yön daha fazla öne çıktı. Öyle ki, yas içindeki Türk halkı acısını dahi yaşayamıyor. Bir yas olayında acılı tarafın üzüntüsünü yaşamasına izin verilir. Bu genel kuraldır. Saygı gereğidir. O süre sonrasında ise gerekiyorsa hesaplar sorulur.
Ancak Soma faciasını toplumu kışkırtmak için kullanmaya çalışanlar ilk andan itibaren ortaya çıktı. 77 milyon'un ortak acısını suistimal etmek için her yolu deneyen provokatörlerin, halkın acısını yaşamasına izin vermedikleri ve kitleleri yeni bir Gezi kalkışmasına yönlendirmeye çalıştıkları görülüyor. Her acıyı fırsat bilen bu kesimlerin istismar edebilmek için faciaları adeta leş kargaları gibi özlemle beklediği, daha ilk andan itibaren kışkırtma faaliyetine geçtiği, asıl hedefin ise hükümeti karalamak olduğu görülüyor.
Tıpkı Gezi olaylarında olduğu gibi bir kesim medya ile özellikle sosyal medyada yalan ve kışkırtıcı haberler dolaştırılmaya başlandı. Yine Gezi olaylarında olduğu gibi yabancı medya da Soma'dan kışkırtıcı yayın yapmaya başladı.
Maden ocağında 15 yaşında işçi çalıştırıldığı haberi ortaya atılarak hükümet suçlandı. Haberin doğru olmadığı ve gencin 19 yaşında olduğu ortaya çıktı. Ancak bu kez de 'ne olmuş yaşı 19'sa, ne farkeder' denmeye başlandı.
1,5 ay önce Soma'daki yerel seçimleri AK Parti'nin farklı kazanmış olmasına rağmen Soma halkının olay yerine gelen Başbakanı protesto ettiği, hatta bir markete sığınmak zorunda bıraktığı iddia edildi. Bunların doğru olmadığı ortaya çıkınca da bu kez başka iddialar ortaya atılarak gerilim politikası sürdürülmeye çalışılıyor.
Gezi medyasının yayın organlarına bakıldığında sürekli tek yanlı kışkırtma haberlerin verildiği, bir gazetecide olması gereken tarafsızlığın ve iyi niyetin olmadığı görülüyor. Bu habercilik anlayışına tepki gösteren diğer gazeteci ve yazarlar ise, öfkenin de ötesinde bu yaklaşımdan iğrendiklerini belirtmeye başladılar. Onların deyimiyle, 'Ölü sayısını saklamak için cesetleri yakıyorlar' diye söylenti çıkartacak kadar gözü dönmüş yaratıklarla karşı karşıyayız.
'Bırakın şu istismarcılığı, acımızı yaşamamıza ve dua etmemize bir kaç gün izin verin bari, sonra ne yaparsanız yapın' tepkisi toplumda oluşmaya başladı.
Bu kışkırtıcıların yeni bir Gezi kalkışması başaramayacakları açık.. Bu kışkırtıcı odaklar artık toplumda endişe değil tiksinti uyandırıyor..
BU NASIL GAZETECİLİK?.. YA DA GAZETECİLİK Mİ?..
Soma olayında yapılan yalan haberlerden biri, madende 15 yaşında Kemal Yıldız adında bir çocuğun da çalıştırıldığı şeklindeydi. Ama bunun yalan olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Ancak bu kez de Radikal gazetesi örneğinde olduğu gibi '15 değil 19 olsa ne fark eder' deyip pişkince kışkırtmaya devam ettiler. Bu Gezi medyasının tüm haberlerine bakıldığında amacın kışkırtma olduğu kolayca görülebiliyor. Olayı her açıdan istismar etmeye çalıştıkları görülebiliyor. Öyle ki, "Takdiri ilahi olmadığı çok açık" diyerek olayı hemen çözdüklerini(!) ve dini konularda bomboş olduklarını da ortaya koydular. Böyle boş olan kesimlerin, insanların acılarını yaşamasına ve dua etmesine izin vermesini ve saygı göstermesini beklemek de herhalde boş olsa gerek.
O kadar pişkin ve ruhsuzlar ki, yalan olmasına rağmen sırf provokasyon olsun diye sosyal medyada bakın nasıl bir sahtekarlıkla bu yalan haber üzerinden kışkırtmaya devam ettiler. Afganistanlı bir çocuğun resmini verip kamuoyunu yanlış bilgilendirdiler ve bunu bile bile yaptılar. Ne de olsa en iyi bildikleri iş yalancılık ve kışkırtıcılık..
BAŞBAKAN ERDOĞAN HAKKINDA AÇIK AÇIK YALAN YAZDILAR
Bu kesimlerin benzer bir diğer yalanı ise Başbakan Erdoğan'la ilgiliydi. Özellikle paralel örgütün medya organlarında köşe yazarlığı yapan bazı isimler Başbakan Erdoğan hakkında göz göre göre yalan içeren paylaşımlar yaptılar. Başbakan Erdoğan'ın 3 yıl önce Van'da bir markette çekilen fotoğrafını sosyal medyada paylaşan söz konusu şahıslar, fotoğrafın üzerine akıllara durgunluk veren yorumlar yazdı.
TOPLUMA ACISINI YAŞAMASINA İZİN VERİN
Bu kışkırtıcıların yeni bir Gezi kalkışması başaramayacakları açık.. Bu kışkırtıcı odaklar artık toplumda endişe değil tiksinti uyandırıyor.. Toplumdan yansıyan tepkilere örnek olarak şunlar aktarılabilir:
'Bunların ne bu dünyada ne ahirette yerleri yok. Dün bunları taksim de gördüm çoğu türk değil yada müsluman değil. Yüzlerinden kan çekilmiş sanki'.. 'Kimisi ekmegini Helalinden Alin teriyle Kara Topraktan Dagdan taştan cikarir, Kimisi Karakteri geregi provakasyondan Kandan Krizden Kaostan beslenir. Yaziklar olsun Böyle zihniyeti tasiyan Millete musallat olan Draculalar'.. 'Arkadaşlar inanın şu vatan hainlerinin yaptıklarına bakınca birkaçını doğrayasım geliyor Ama sakin ve metin olmak gerekiyor. Onların efendilerinin isteği ortalığı karıştırmak zaten. Sabır sabır sabır'.. 'Pes insanda biraz vicdan olur ya bu kadar mi gaddarlasdiniz siz zaten boyle devam edin boyle yapmakla belanizi bulursunuz vicdansizlar'.. 'Böyle gazetecileri madenlerde çalıştırmak lazım'..
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
------------------------------------------------------------------------------
SOMA YALANLARI
21.05.2014 14:54 Milletin yasını dahi umursamayan provokatör yalan medyası Gezi'de olduğu gibi Soma'da da yalana sarıldı. Türkiye, Soma'dan gelen kara haberle sarsılınca provokatörler, hükümete saldırı için fırsat buldu. Twitter, Facebook, TV ve gazeteler Gezi'de olduğu gibi yine insan aklının almayacağı binbir yalanla doldu. Bunları ortaya atan ya da paylaşanlar arasında vekil ve gazeteciler bile vardı. Ne onlarca cenaze ne de gözü yaşlı aileler umurlarındaydı... Tek hedefleri vardı, acıyı sömürüp, halkı AK Parti'ye karşı kışkırtmak!
Tokat, BBC, market, Suriyeli...
İşte, o yalan furyasından bazıları:
"Hükümet ölüleri saklıyor. 15 yaşında çocuk madende öldü. Suriyeli işçilerin üzeri betonla örtüldü!"
Başbakan da hedefteydi. 'Markete girip protestoculardan kurtuldu' dediler. Görüntü 3 yıllık çıktı.
'Başbakan tokat attı' dediler. Tokat yediği öne sürülen kişi yalanladı.
"Patron AK Partili" iddiasına Erdoğan cevap verdi: İlk defa gördüm! BBC'nin "Dul madenci eşi" diye tanıttığı iki kadın, 1 Mayıs eylemcisi çıktı.
Milyonların ortak acısını suistimal etmek için her yolu deneyen provokatörlerin bu kez hedefinde Soma Şehitleri vardı.
Türkiye, Soma'da yaşanan maden kazasının acısını yaşarken, bir takım çevreler sosyal medya üzerinden bu acıdan faydalanmaktan ve siyasi malzeme olarak kullanmaktan geri durmadı.
İşte yaşananlardan küçük bir kesit:
-Facia haberi duyulur duyulmaz ölü sayısı konusunda spekülatif rakamlar zikredildi. Twitterdan pompalanan başlıklar ise söyledi: "Hükümet ölüleri saklıyor", "600 madenci kayıp!"
-Soma'da yaşanan facianın ardından binlerce provokatör bölgeye akın etti. AK Parti'nin Soma İlçe binasına saldıran, daha sonra içeri girip eşyaları tahrip edenler de suç listeleri kabarık örgüt üyeleri çıktı.
-Marjinal eylemcilerin provokasyonu "halk Erdoğan'ı yuhaladı" diyerek yutturdu.
-Madende 15 yaşında Kemal Yıldız adında bir çocuğun çalıştırıldığı iddiası ortaya atıldı. Ancak Yıldız 15 değil 19 yaşındaydı. Sosyal medyada yaydıkları fotoğraf ise bir Afgan çocuğa aitti.
-Erdoğan'ın Soma'ya geldiği sırada çok sayıda madenci yakınının polis tarafından dövüldüğü iddia edildi ama bu iddiayı doğrulayan kimse çıkmadı.
-Maden ocağının sahibi Alp Gürkan'ın AK Parti'li olduğu ve ihalelerin kendisine peşkeş çekildiği iddiaları ilk günden itibaren medyada yayıldı. Başbakan da Gürkan da, "İlk defa Soma'da görüştük" demelerine rağmen sosyal medya yalanları bir türlü bitmedi.
-Kan donduran bir iddia ise madende 100'den fazla Suriyelinin olduğuydu. Sosyal medyada pompalanan ifadeler aynen şöyleydi: "AFAD ekibi yabancı olanların cenazelerini dışarı çıkarmadı. Sonra da o galeriyi küllü su ile betonlaştırdılar. Cesetler iktidarın emri ile betona gömüldü."
-Faciadan sonra 3 gün yas ilan edildi, 19 Mayıs kutlamaları da iptal edildi. Bazı ulusalcı yazarlar bu yasağı "Soma faciası bahane, asıl dertleri 19 Mayıs kutlamaları" diye yorumladı.
-Maden ocağı kazasını bahane eden kalabalık bir gruplar ülkenin dört bir yanını savaş alanına çevirdi. Polise havai fişek ve taşlarla saldırdı. Bazı gösterilere CHP'li vekiller de destek verdi.
-"Soma'da Başbakan madenciye yumruk attı" başlıklarıyla duyurulan ve Taner Kurucan'ı mağdur olarak gösteren haberlerin ardından Kurucan 4 defa ifade değiştirdi. Dengesiz ve tutarsız sözleriyle dikkat çeken Taner Kurucan'ın yalanını market sahibi ve bölgedekiler deşifre etti.
-"Erdoğan Soma'da protestoculardan kaçıp markete sığındı" yalanıyla verilen fotoğrafın da 2011 yılına ait olduğu ortaya çıktı.
BBC YİNE PROVOKASYON PEŞİNDEYDİ...
Gezi'de 'müftü" Soma'da "madenci karısı"
Gezi olaylarında "Müftü karısıyım" diyerek başına bir örtü geçirip provokasyon yapan CHP'li Gül Taşlı Cenal vakasının aynısı Soma'da yaşandı.
BBC Türkçe muhabiri Rengin Arslan'ın görüntülediği iki kadın ölen madenci eşleri diye sunuldu. "Soma'daki mezarlıkta dua etmeye geldiler" diye lanse edildi, iki kadının AK Parti'nin 'işten çıkarma tehdidiyle' oy topladığı iddiaları gündeme getirildi.
Ancak videodaki kadınların, 1 Mayıs eylemlerinde çekilen fotoğrafları sosyal medyaya düştü. Aynı kadınlar, Gezi olaylarının hemen ardından türeyen Duran Adam eylemlerinde görüntülenmişti.
Hatta kadınlardan biri, Duran Adam eylemini başlatan kişi ile fotoğraf bile çektirmişti. (Türkiye)
(15 Mayıs 2014, 11:06), son güncel..: (21Mayıs 2014, 14:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Paralel yapıyla ilgili manşetlerimiz
Paralel yapı-Medya uzantıları manşetlerimiz
Paralel yapı-Gezi olayları bağlantısı manşetlerimiz
Belgeleriyle Gezi´nin Ardındakiler
Taksim gezi olaylarıyla ilgili manşetlerimiz