Muğla'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 2'si firari, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Mahkeme, yeterince süre verilmesine rağmen savunma yapmak istemeyen sanıklar Murat Dağlı ve Özay Cödel'in "esas hakkında savunma yapmaktan vazgeçmiş" sayılmalarına karar verdi. Davanın karar duruşmasının 4 Ekim Çarşamba günü görüleceği açıklandı.
![]() ![]() ![]() |
30.09.2017 21:04 Muğla'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 2'si firari, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
27.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda görülen duruşmada, sanık helikopter pilotu eski Albay Murat Dağlı ve SAT üyesi eski Yüzbaşı Özay Cödel'e söz verildi.
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, esas hakkındaki savunmaların alınmaya başlandığı 10 Ağustos'tan bu yana sanıklara ve sanıkların avukatlarına yeterli süre verildiği için süre talebinin reddine karar verildiğini söyledi.
Sanıklara yeteri kadar süre tanındığını belirten Baştoğ, buna rağmen sanıkların esas hakkındaki savunmalarını hazırlamadıklarını, müdafileriyle görüşemediklerini, bu hususta kendilerine yeniden süre tanınmasına yönelik taleplerinin duruşmayı uzatmaya yönelik olduğunu değerlendirdiklerini kaydetti.
Sanıkların müdafileriyle görüşmek ve esas hakkında savunmalarını hazırlamak üzere yeniden süre verilmesi talebinin reddine hükmedildiğini bildiren Baştoğ, 'Sanıkların esas hakkındaki savunmalarını yapmamaları halinde, savunma yapmaktan vazgeçmiş sayılacakları ve bu hususta uyarılmalarına oy birliğiyle karar verildi.' dedi.
Sanıkların avukatı Ayten İzmirli, tarafına süre verildiğinin bildirilmediğini iddia ederek mazeretlerinin neden kabul edilmediğinin gerekçeli olarak açıklanması gerektiğini ısrarla söylemesi üzerine, sanık avukatının ısrarla aynı hususlarda konuşmaya devam etmesi ve bu şeklilde duruşma adabına aykırı davranması üzerine duruşma inzibatına uyması hususunda uyarıldı.
Ardından söz verilen sanık Dağlı, kendilerine darbe girişimi gecesi 'sistemleri kapatarak uçun' diyenin Özcan Karacan olduğunu öne sürdü.
Yeterince süre verilmesine rağmen savunma yapmak istemediler
Dağlı, 'Özcan Karacan'ın buraya getirilerek ifadesinin alınmasını istiyorum. Avukatımla sadece bir defa görüştüm. Bu aşamada esas hakkında savunma yapmam mümkün değil. Avukatımla görüşmek için süre istiyorum.' diye konuştu.
Sanık Cödel de savunmasının bir kısmının hazır olduğunu, avukatıyla yeterli görüşme yapamadığı için savunmasını tamamlayamadığını iddia etti. Cödel, 'Adil değil, acil yargılama içinde olduğumuzu düşünüyorum. Esas hakkındaki savunmamı yapmaya hazır değilim.' ifadesini kullandı.
Sanıkların savunma yapmak istememeleri üzerine Baştoğ, sanıklar Murat Dağlı ve Özay Cödel'e müdafileriyle görüşmek ve esas hakkında savunmalarını hazırlamak üzere yeterince süre verildiği, buna rağmen sanıkların esas hakkında savunma yapmak istemedikleri değerlendirilerek, Dağlı ve Cödel'in esas hakkında savunma yapmaktan vazgeçmiş sayılmalarına oy birliğiyle karar verildiğini açıkladı.
Sanıkların avukatı İzmirli de kendilerine ek süre tanınmadığı için esas hakkında savunma yapmayacağını belirtmesi üzerine, mahkeme heyeti avukatın da esas hakkında savunma yapmaktan vazgeçtiğinin kabul edilmesine oy birliğiyle karar verdi.
Sanık Haldun Gülmez'in savunmasını yaptığı sırada salondakilerden biri sanığa tepki gösterdi. Bunun üzerine diğer sanıklarla bu kişi arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkanı Baştoğ'un talimatıyla izleyici dışarıya çıkartıldı.
Ara verilen duruşmaya örgütün gizli haberleşme programı 'ByLock' kullanıcısı olduğu tespit edilen sanıklardan Haldun Gülmez'in ek savunmasıyla devam edildi.
27.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen, 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşması, sanık yüzbaşı Haldun Gülmez'in ek savunmasıyla devam etti. Suikast timini taşıyan helikopterdeki makineli tüfeği kullanıp polisleri taradığı ve üzerinden, FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen ile ilgili dualar çıktığı ileri sürülen yüzbaşı Haldun Gülmez, mahkeme heyetinden yazı tahtası talep etti. Talebi olumlu karşılanan Gülmez, ByLock ile ilgili olarak tahtaya IP numaraları içeren bilgiler yazarak savunma yaptı.
Gülmez, ByLock kayıtlarından dolayı üzerine atılı suçlar olduğunu belirterek, 'Savcı Bey, iddianame hazırlamış. Kendisi ByLock kullanmış mı ki program hakkında bu kadar bilgisi var? Hiçbir delil olmamasına rağmen iddianameyi yazmış. ByLock uygulaması konusunda bir yerlerden bilgi alıp kopyalamış. Bende 'ByLock kaydı var' deniliyor. Telefon numarası, T.C. kimlik numaram, adım, soyadım, bir de tespit tarihi var. Neyi ifade ediyor ben de anlamadım. Uydurma ByLock ile FETÖ'cü yapılmak isteniyorum. Bu programı hiç kullanmadım' dedi.
Duruşma, yarın devam edilmek üzere ertelendi.
28.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Yoklamayla başlayan duruşmada, Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, dün ek ifade veren yüzbaşı Haldun Gülmez'in savunmasında, FETÖ'cü olmadığını ve ByLock programı kullanmadığı yönündeki savunmasıyla ilgili olarak açıklama yaptı. Baştoğ, 'Haldun Gülmez, internete bağlı olmadığım halde 'ByLock' kullandığım iddia ediliyor şeklinde savunma yaptı. Raporlar üzerinde çalışmalar gerçekleştirdik. Programa bağlı kalma süreleri sen interneteyken gerçekleşmiş' dedi.
Söz alarak ayağa kalkan Gülmez de internete bağlı olduğunu, ancak 'ByLock' kullanıcısı olmadığını söyledi.
Bir diğer 'ByLock' kullanıcısı olduğu ileri sürülen sanıklardan SAT komandosu üsteğmen Ali Sarıbey de ek ifade verdi. Sarıbey, 'O gece telefonum helikopterdeki çantadaydı. Bunun bulunması çok zor değil. Saçma sapan şeylere karşı savunma yapıyorum. Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun' dedi. Duruşma, yüzbaşı Sarıbey'in ek ifadesi ile devam etti.
Duruşmada, örgütün gizli haberleşme programı 'ByLock' kullanıcısı olduğu tespit edilen SAT ekibi üyesi eski Üsteğmen Ali Sarıbey'e, ek savunma yapması için söz verildi.
Suçlamayı kabul etmeyen Sarıbey, 'ByLock' tespit edilen hattın ağabeyine ait olduğunu öne sürdü.
Sarıbey'in savunması bitince ara verildi, ardından Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, görülen lüzum üzerine tutuklu sanıklar arasında yer alan helikopter teknisyeni eski astsubaylar Aydın Özsıcak, Murat Gösterit ve Ahmet Koçan hakkında, üzerilerine atılı tüm suçlar yönünden yeni bir değerlendirme yaptıklarını ifade etti.
Baştoğ, suç vasfı müşterek fail olarak dava açılan 3 sanığa suça iştirak eden değil, yardım eden olarak değerlendirilmeleri ihtimaline karşın, bu konuda ek savunma yapma hakkı tanıdıklarını kaydetti.
Sanık avukatlarının süre talebi üzerine mahkeme heyeti, helikopter teknisyenlerine ek savunmaları için yarına kadar süre verdi.
Duruşmaya yarına kadar ara verildi.
29.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince, adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının salonunda yapılan duruşmada, helikopter teknisyeni eski astsubaylar Aydın Özsıcak, Murat Gösterit ve Ahmet Koçan'ın ek savunmaları alındı.
Sanık Özsıcak, söz konusu olaya bilgisi olmadan ve elinde olmayan nedenlerle katılmak zorunda kaldığını iddia etti.
İdari tahkikat raporunun da suçsuz olduğunu gösterdiğini öne süren Özsıcak, personel olmadığı için uçuşa katıldığını ileri sürdü.
Sanık Gösterit ise Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne Özel Kuvvetler timi gelene kadar görevin VIP uçuşu olduğunu sandığını ve telefonları kapatıldığı için ülkede yaşananlardan haberinin olmadığını iddia etti.
Uçuşta yer almasının yönergeler gereği olduğunu savunan Gösterit, 'Ben olmasam da uçuş yapılabilirdi. Darbeci değilim, FETÖ'cü hiç değilim. Sadece verilen emirleri yerine getirdim. Görevin suç teşkil ettiğini bilseydim emirlere uymazdım.' ifadelerini kullandı.
Sanık Koçan da göreve gönüllü olarak değil, zorunluluktan çıktığını ileri sürdü.
Göreve personel olmadığı için yazıldığını savunan Koçan, 'Beni bu göreve yazanlar görevinin başında. Ben uçuşta fazlalıktım, ağırlık olmaktan başka bir şey yapmadım. Görevin amacını öğrenseydim emirlere uymaz, helikopteri bozardım.' dedi.
Sanık avukatlarının ek sunmasının ardından Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, kararı açıklamak üzere duruşmaya 4 Ekim Çarşamba gününe kadar ara verdiklerini açıkladı.
İDDİANAME
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu iddianamede, sanıkların, 'Cumhurbaşkanına suikast', 'Anayasa'yı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'kamu malına zarar verme', 'mala zarar verme', 'nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali' ve 'nitelikli yağma' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Saldırıyı gerçekleştiren FETÖ'nün 'suikast timi'ndeki biri firari 37 asker için en az 6'şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
'LAĞIMDA YAKALANANLAR 'BEN TESLİM OLDUM' DİYOR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel, Marmaris'teki suikast girişimi davasına ilişkin, 'O gün lağım çukurunda yakalanmış olan kişi, 'Ben teslim oldum.' diyor. Dolayısıyla bunlar oraya gelmelerinin suç olduğunu, Cumhurbaşkanlığının korumalarıyla çatışacaklarını biliyorlardı ve gerçekten öldürme kastıyla geldiler. Arkalarında iki tane de şehit bırakıp gittiler.' dedi.
Özel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 Şubat'tan itibaren titizlikle takip ettikleri, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada sona gelindiğini söyledi.
Marmaris'e gelen suikast timinde bulunan tüm ekibin, görevlerinin Cumhurbaşkanı'na suikast olduğunu bildiğine dikkati çeken Özel, timdeki ekibin birbirine FETÖ'cülük bağıyla bağlı olduğunu ifade etti.
Özel, 'Astsubay darbenin yapılacağını bilmiyordur veya tarihini bilmiyor ama abisi 'Gel' dediği zaman gelmiştir. Bu, FETÖ'cülük bağıdır aslında. Bu, birbirleriyle yan yana gelmeyen kuvvetlerin, o gece bir anda toplanmasıdır. Bunlar 3 helikopterle Marmaris'e geçiyorlar ve yere indikten itibaren ifadelerinde de söylüyorlar, 'Cumhurbaşkanlığı koruması en az 100 kişidir. Silahlı çatışmaya girilecektir.' deyip tam teçhizatlı çıktıklarını ifade eden kişiler var.' diye konuştu.
Marmaris'e planlı şekilde gelen suikast timinin hazırlık safhasına, yerdeki icraatleri ve sonrasında kaçışlarına bakıldığında gelmelerinin suç olduğunu bildiklerini vurgulayan Özel, şunları kaydetti:
'Eğer bilmiyorlar ve kandırılmışlarsa akli melekelere sahip, 'Askerim' diyen birisi, 'Ya biz neredeyiz, şehrin merkezine indik, polisin kontrolünde olan bir merkeze indik, polis bize ateş açıyor, ne oluyor?' deyip teslim olmaz mı? Bunlar kaçtıktan 15 gün sonra lağım çukurunda yakalandı, hepimiz biliyoruz. Bu çukurda yakalanan kişi ifadesinde şunu söyledi, 'Yok, biz teslim olmak için oradaydık.' Tüm dünyanın gözü önünde bütün haber kanalları canlı olarak bağlanmıştı. O gün lağım çukurunda yakalanmış olan kişi, 'Ben teslim oldum.' diyor. Dolayısıyla bunlar oraya gelmelerinin suç olduğunu biliyorlardı ve Cumhurbaşkanlığının korumalarıyla çatışacaklarını biliyorlardı ve gerçekten öldürme kastıyla geldiler.
Arkalarında iki tane de şehit bırakıp gittiler ama yine güvenlik güçlerimizden 'Allah razı olsun.' diyelim, yakaladılar. Netice itibarıyla suçüstü yakalandılar ve çok delil tartışmasına da girmeye gerek yok.'
'Cumhurbaşkanı'nın olmadığını öğrenince kaçtılar'
Üstlerinin verdiği talimatla FETÖ'cü ekibin toplanarak Cumhurbaşkanı'na karşı suikastle sonuçlanacak eylemi başlattıklarını ifadelerden öğrendiklerini vurgulayan Özel, Cumhurbaşkanı'nın orada olmadığını öğrenince büyük ihtimalle başarısız olduklarını anlayıp kaçtıklarını dile getirdi.
Özel, sanıkların suçüstü yakalandığını ve delil tartışmasına gerek olmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
'Yakalanan sanıklar olayın başarısızlığı, psikolojik kaçışın vermiş olduğu gıdasızlık ve suçluluk psikolojisi ile yakalandıkları anda hem polis huzurunda hem savcı huzurunda hem de sulh ceza hakimliği huzurunda samimi olarak itiraflarını yapmışlar. Kaçarken 'Aranızda Hoca Efendi taraftarı olmayan var mı?' diye bağıran yüzbaşı da var. Bunların tamamı inkar edilmiş. Ne zaman? Sulh cezada tutuklandıktan sonra. Niye? Sulh cezada tutuklanıncaya kadarki dönemde bu şahıslar dış dünyaya da kapalılar, iletişimleri yok, zamanın nereye gittiğini bilmiyorlar, başarısız olmanın verdiği bir psikolojik yıkımla da moralleri bozuk ve gerçek itiraflarda bulundular.
Ne zaman ki sulh cezada tutuklandılar ve cezaevine gittikten sonra itirafları inkar ettiler.'
Sanıkların cezaevine girdikten sonra televizyon, gazete, ziyaretçiler ve yurt dışındaki terörist başının gönderdiği mesajlar vasıtasıyla dış dünyayla irtibata geçtiklerine işaret eden Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Özellikle son zamanlarda terörist başı hala ABD'de korunmakta. Almanya'daki olayları görüyoruz. Siyasetçiler, Türkiye'yi kendi iç siyasetleri haline getirdi. Kendi içimizde 'Bu, darbe girişimi değildi, kontrollü darbe', 'Tiyatro' denildi. Ne zaman ki bunlar dış dünyanın da etkisiyle ABD'nin, Almanya'nın tutumuyla kendi iç siyasetimizdeki bu dış güdümlü sesler çıkmaya başladı, bunlarla kontak kuruldu, cezaevindekilere 'Devran dönecek.' dediler, ifadeler değişmeye ve inkar edilmeye başlandı.'
Sanıkların bu nedenle esas hakkındaki savunmalarında daha önceki ifadelerini inkar ettiklerini dile getiren Özel, 'Sanıklar, sulh cezada, savcılık huzurunda, avukatların huzurunda verdikleri ifadeleri yargılamalarda reddettiler. 'Yok öyle bir şey.' dediler. Bakın, başı yalan, ortası yalan, sonu yalan. Üç yalanın birbiriyle çeliştiğini de gördük biz içeride ama yargılama titiz gidiyor, bunlar hak ettikleri cezayı alacaktır, bize sabretmek düşüyor.' ifadelerini kullandı.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'Muğla 47 sanık Darbede Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi' davası
(30 Eylül 2017, 21:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: