Taraf´ın dün ortaya çıkardığı ´Balyoz´ darbe planının mimarı Org. Çetin Doğan iddialara çok sert tepki gösterdi, hükümete ve Cumhurbaşkanı Gül´e ismini de vererek yüklendi. Star TV´de Uğur Dündar´a da konuşan Emekli Orgeneral Çetin Doğan, görev yaptığı dönemle ilgili bir anısını anlattı: ´Bir YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplantısında, Başbakanlık koltuğunda oturan Abdullah Gül´ü, ´Siz sağdaki ve soldaki siyasi boşluktan faydalanarak iktidara geldiniz, bunun kıymetini bilin ve partinizi merkez sağa çekin´ diye uyardım.´ Ergenekon iddianamesinde adının geçmesi üzerine savcıları dava ettiğini ifade eden Çetin Doğan, ´Kaşınıyorlar. Bu kadar saçmalık olmaz. Benim şahsım önemli değil. Benim şahsımda orduyu yıpratmak isteniyor´ dedi. Halkın mevcut rejime güvencesi olarak orduyu gördüğünü kaydeden Doğan, ´Bütün kurumlara niçin girmek istiyorlar, bunlar belli. Şahıslarımız önemli değil. Amaç kuruma saldırı.´ şeklinde konuştu. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: ´Türkiye işsiz, aç. Başka türlü ne yapacaksın? Korkutarak sindirerek bunları yaratacaksın. Gündem belli, cayır cayır yanıyor. Eşek dururken gölgesiyle uğraşan insanlara dönüştük.´
|
|
FLAŞ!!! Balyozcu paşa seviyeyi düşürdü: Gül´ü uyarmıştım
Taraf´ın dün ortaya çıkardığı ´Balyoz´ darbe planının mimarı Org. Çetin Doğan iddialara çok sert tepki gösterdi, hükümete ve Cumhurbaşkanı Gül´e ismini de vererek yüklendi. Star TV´de Uğur Dündar´a da konuşan Emekli Orgeneral Çetin Doğan, görev yaptığı dönemle ilgili bir anısını anlattı: ´Bir YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplantısında, Başbakanlık koltuğunda oturan Abdullah Gül´ü, ´Siz sağdaki ve soldaki siyasi boşluktan faydalanarak iktidara geldiniz, bunun kıymetini bilin ve partinizi merkez sağa çekin´ diye uyardım.´ Ergenekon iddianamesinde adının geçmesi üzerine savcıları dava ettiğini ifade eden Çetin Doğan, ´Kaşınıyorlar. Bu kadar saçmalık olmaz. Benim şahsım önemli değil. Benim şahsımda orduyu yıpratmak isteniyor´ dedi. Halkın mevcut rejime güvencesi olarak orduyu gördüğünü kaydeden Doğan, ´Bütün kurumlara niçin girmek istiyorlar, bunlar belli. Şahıslarımız önemli değil. Amaç kuruma saldırı.´ şeklinde konuştu. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: ´Türkiye işsiz, aç. Başka türlü ne yapacaksın? Korkutarak sindirerek bunları yaratacaksın. Gündem belli, cayır cayır yanıyor. Eşek dururken gölgesiyle uğraşan insanlara dönüştük.´
Hala seminer diyor
Balyoz Güvenlik Harekât Planında imzası bulunduğu iddia edilen Çetin Doğan, HABERTÜRK´e konuştu. Balyoz Güvenlik Harekat Planı´nda imzası olduğu ileri sürülen emekli 1.Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, iddiaları saçmalık olarak değerlendirerek, “Türkiye´ye musallat olacak her türlü belaya karşı TSK´nın bir planı vardır. Bizim yaptıklarımız da bu belalara karşı tedbirlerdir. Ne konuştuysam arşivdedir. Çıkarılsın görsünler” dedi. EMEKLİ Orgeneral Çetin Doğan, Taraf Gazetesi´nin ortaya attığı “Balyoz Güvenlik Harekat Planı” ile ilgili HABERTÜRK muhabirine konuştu... “Ancak bu kadar saçmalık olabilir. Başka söyleyecek bir şey bulamıyorum” diyerek sözlerine başlayan Doğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “4 sene ordu komutanlığı yaptım. 2 sene Ege, 2 sene 1.Ordu Komutanlığı yaptım. TSK´nın görevleri bellidir. Türkiye Cumhuriyeti´ni iç ve dış tehditlere karşı koruyup kollamaktır. İç tehdit kaça ayrılıyor; terör ve irticai faaliyetler. Bizim buna yönelik “Asayiş Emniyet Planlarımız” vardır. Bu çerçevede her sene planları kontrol etme bakımından tatbikatlar, seminerler yapılır.
´GİZLİ SAKLI DEĞİL´
Bütün ordu mensupları, Kuvvet Komutanları, Genelkurmay Başkanı katılır, görevi müsait değilse temsilcisini gönderir. Herkesin göz önünde en üst seviyede katılımın olduğu bu seminerler CD´ye alınır, yayınlanır. Sonuçları yukarı gönderilir ve arşive alınır. Gizli saklı değildir. Bir planın içeriği bakımından gizliliği vardır ama bunların yapıldığı gizli değildir. Ve bunlar da meşru bir zemin vardır. Bu meşru zemin de her zaman anayasal düzeni sarsan gelişmeleri önleyemeye yöneliktir. Bu toplantılarda hiçbir zaman darbe ile hükümetin tartışma konusu olmadığını kaydeden Çetin Doğan, “1965´ten beri TSK içindeyim. İlk katıldığım harekatta 1960 İhtilali´ydi. Öğrenci olarak. Onun bir planı yoktu. Ondan sonrakilerin dışındaydım ama olduğunu sanmıyorum. Böyle bir şeyi hükümeti devirmek isteyen, subayları toplayıp plan yapılması da akılsızca bir iş. Gündeme getirilen konu saçmalıktan başka bir şey değil”
´ALÇAKÇA BİR ŞEY´
Düzenledikleri seminerlere ait bazı belgelerin alınmış olabileceğini kaydeden Doğan, “Onlara camiye bomba atalım gibi saçma sapan şeyler monte edilmiş, İmza yapıştırmalar ve ´copy past´lerle bir şeyler yapmışlardır. Camilere bomba atılması kadar alçakça bir şey olur mu? Kutsal ocak, halka karşı bir şey yapar mı? Halkın gözünde orduyu düşürmek için her türlü iftira devam ediyor. Ergenekon iddianamesinde adının geçmesi üzerine savcıları dava ettiğini ifade eden Çetin Doğan, “Kaşınıyorlar. Bu kadar saçmalık olmaz. Benim şahsım önemli değil. Benim şahsımda orduyu yıpratmak isteniyor” dedi.
Halk orduyu rejimin güvencesi görüyormuş
Halkın mevcut rejime güvencesi olarak orduyu gördüğünü kaydeden Doğan, “Bütün kurumlara niçin girmek istiyorlar, bunlar belli. Şahıslarımız önemli değil. Amaç kuruma saldırı.” şeklinde konuştu. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye işsiz, aç. Başka türlü ne yapacaksın? Korkutarak sindirerek bunları yaratacaksın. Gündem belli, cayır cayır yanıyor. Eşek dururken gölgesiyle uğraşan insanlara dönüştük.”
Gül´ü uyardım
Star TV´de Uğur Dündar´a da konuşan Emekli Orgeneral Çetin Doğan, görev yaptığı dönemle ilgili bir anısını da şöyle anlattı: “Bir YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplantısında, Başbakanlık koltuğunda oturan Abdullah Gül´ü, “Siz sağdaki ve soldaki siyasi boşluktan faydalanarak iktidara geldiniz, bunun kıymetini bilin ve partinizi merkez sağa çekin” diye uyardım.” ( Habertürk)
Askere sivil mahkeme yasası görüşülmesi öncesi olması anlamlı
Anayasa Mahkemesi´nde askere sivil darbe yolunu açacak yasa görüşülecek. Anayasa Mahkemesi´nin kararını etkilemek için harekete geçilmiş olabilir. Yazdığım yazılar bazı çevrelerin bamteline basmış olabilir. Bu sebeple de harekete geçmiş olabilirler. Benim başkanı olduğum Batı Çalışma Grubu´nun görevi irticai faaliyetleri takip edip bilgi toplamak ve bu bilgileri yetkili organlara iletmekti. 2002´de bir harp oyunu, bir seminer yapıldı. İsmi Balyoz değildi. Bu isimle hareket planı olmaz. Biz doğru düzgün isim koyarız, böyle saçma sapan, korkutucu isimli seminer planı olmaz. Ben harekat başkanıyken İçişleri Bakanlığı ile protokol imzaladık. EMASYA protokolü denilen, bu protokolde benim imzam var. Bu protokol çerçevesinde, asayişe karşı olaylar büyüyünce önlemek için askeri güç çağırılır. Yetki mülki amirden düşer, kolluk kuvvetlerine geçer. Kayıtlarda benim veya başka bir arkadaşımın şurayı bombalayacağız sözünü bulurlarsa onların alınlarını karışlarım. İddialıyım bu hususta. Yazılı veya sözlü bir beyanımı bulsunlar. Taraf´ın, mütareke basınımızın, yayınlarında ben Biz balığız, milletimiz deniz diyorum. Cami bombalansın dediğimi yayınlasınlar, yayınlayacaklar hodri meydan diyorum. Benim böyle bir beyanıma hiç bir yerde rastlayamazlar.
Demokrasi yalnız seçim değildir
Ben sadece 60 ihtilalinde yer aldım. Diğerlerinde görev almadım. 28 Şubat darbe sayılmaz sadece halkın bütünleşmesi için bir uyarıydı. İhtilalin lafı edildiğinde ben halkın getirdiğini, halk kendi götürmeli demişimdir her zaman. Ben doğrudan itham altında olduğum için çıkıp konuşuyorum. Dün ne dediysem bugün de arkasındayım. AK Parti hükümetiyle ilgili sakıncalı gördüğüm noktalar var ama hükümeti devirmenin yolu askeri darbe değil seçimdir. Aksi halde kahraman yaratırız. Özden Örnek´in günlüklerinin var olup olmadığı hususunda şüphe içerisindeyim. Kendisi de varlığını reddediyor zaten. İktidara geldiğinde çok samimiyetle kendilerine yaklaştık, ben Abdullah Gül´e tabanınıza çekin demiştim. Demokrasi yalnız seçim değildir. Kuvvetler vardır, kurumlar vardır. Anayasa´da hükümetin nasıl iktidar olacağını ortaya koyar. 2. Abdülhamit dönemini çoktan aştığımız medya üzerinde sansür dönemini yaşıyoruz. Böyle giderse adım adım Hitler Almanyasına döneriz. Biz 12 Eylül´de gerekli dersleri çıkardık. Hiç bir zaman iktidara gelemeyecek siyasilerin askeri nasıl kullandığını gördük. Silahlı kuvvetlerin askeri müdahaleden uzak durması gerektiğini, iktidara meşru kanallar vasıtasıyla açık yüreklilikle açıklaması gerektiği ortaya konuldu. Bir iktidarın mutlak iktidarı yoktur. Yargı vardır ve bağımsızdır. Kanunun dışına çıktığınızda yargı sizi cezalandırır. Silahlı kuvvetlerin iktidarı cezalandırma hakkı yoktur. Sadece rahatsızlığını bildirir. Benim yanımda rahat rahat konuşurlarsa, ağızlarından köpükler çıkmadan, suçlamadan sorarlarsa ben herkesle her şeyi konuşurum. İddiaların hepsine cevap veririm. Gerçeklerin su yüzüne çıkması için çıkıp konuşuyorum. Ben delil olmadığına eminim. Diğer iddialarıyla ilgili bilgim yok. Ben görevdeyken Ayışığı, Yakamoz, Eldiven yoktu. Ben ellerinde delil olmadığına eminim, hodri meydan diyorum. Taraf Gazetesi´nin iddialarının tamamı deli saçmasıdır. ( Habertürk)
Çetin Doğan´ın kimliği
Nazlı Ilıcak (Sabah): Darbe virüsü bir girdi mi, çıkmıyor. Çetin Doğan, 27 Mayıs döneminde, Genç Harbiyeliler arasındaydı. Hani, 27 Mayıs öncesinde, okul komutanı Sıtkı Ulay Paşa´yla, Atatürk Bulvarı´nda toplu halde yürüyüp, Zafer Meydanı´ndaki Atatürk heykeline çelenk koyan cesur ve kurtarıcı Harbiyelilerden biriydi. 28 Şubat sürecinde, herkesi fişleyen Batı Çalışma Grubu´nun başkanıydı. AK Parti iktidarının ilk yılında, Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında, Başbakan Abdullah Gül´e karşı ve ona Sen diye hitap ederek konuşma yapan da Çetin Doğan´dı. (Balbay´ın günlükleri) Eğer niyet 28 Şubat´ın intikamını almaksa pişman olursun. Bunun hesabını sorarız demişti. Ağustos 2003´teki YAŞ toplantısında ise, Başbakan Tayyip Erdoğan´a muhtıra ayarında bir konuşma yaptığı basına sızmıştı. Çetin Doğan, şöyle konuşmuştu: TSK´nın etkinliğini kaldırmayı, TSK´yı rencide etmeyi planlıyorsunuz. Türkiye´nin laik yapısının bozulmasına izin vermeyecek güçler birlikte hareket edecektir. Gerekirse, ordu-millet işbirliğiyle sonuç alınacaktır. Ergenekon delilleri arasından çıkan bir belgede de, Çetin Doğan´ın, gizli bir toplantıda, Alevilerin memleketi ele geçirmesi için yapılması gerekenleri sıraladığı görülüyordu: Gerçek laiklik, ancak Alevi toplumunda gerçekleşir. Biz Türkiye´de, İslâm dinini tamamen değiştirecek bir Türkiye Aleviliği yaratmak zorundayız. ( Sabah)
Generalin bozuk sicili
Taraf Gazetesi´nin ´Balyoz Darbe Planı´nı yayınlamasının ardından planın altında imzası olduğu öne sürülen Emekli Org. Çetin Doğan´ın sicili de temiz değil. Doğan´ın adı Ergenekon iddianamesi ve Özden Örnek´e ait Darbe Günlüklerinde de geçiyor. Emekli olduktan sonra önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer´in gider ayak Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevine getirdiği Doğan´ı Cumhurbaşkanı Gül görevden almıştı. Doğan´ın Ahmet Yesevi Üniversitesi´ni tam bir kışlaya çevirdiği de ortaya çıktı. İşte Balyoz Darbe Planı´nın babası emekli Org. Çetin Doğan´ın kötü sicili...
ERGENEKON İDDİANAMESİNDE DARBE PLANLARI YAPTIĞI YAZILI
Ergenekon delilleri arasında yer alan ve İşçi Partisi Genel Merkezi´nde ele geçen 1997 tarihli bir belgede Türk Silahlı Kuvvetleri´ne yönelik mezhebe dayalı kadrolaşma çabalarına dikkat çekiliyor. Halen emekli konumda olan iki subayın yaptığı bir konuşmanın dökümünü içeren belgede “Türklerin üstün bir ulus olduğu safsatasını yıkın. İrtica yaygarası kopartın. Memleket bizim olana kadar kendinizi gizleyin” diyen kişiler, darbeye karşı çıkan zamanın komuta kademesine hakaretler yağdırıyor. GİZLİ TOPLANTIDA KONUŞMA NOTLARI! başlığı altında Genel Kurmay Harekât Başkanı Korgeneral Çetin DOĞAN ile K.K.K.´ lığı Eğt. ve Ok. D.Bşk.Tuğg. Volkan KAPLAMA arasında geçen konuşma: Çetin DOĞAN´ın, Türkiye´nin idaresi ordunun kontrolünde değil, darbe yapmayacağını yemin eden bir ordunun etkisi ne kadar olabilir, Tansu ÇİLLER şu anda dini söylemleriyle rol yapıyor da olabilir, ciddi de olabilir çünkü geberesi kadın Sünni. Mesut YILMAZ için de aynı şey geçerli, irtica tehlikesi iyice büyüsün, din bizim için zararlıdır, Ergenekon iddianamesi yakın tarihin karanlık yüzünü deşifre ediyor. 2455 sayfalık iddianamede yer alan bir belge 28 Şubat sürecinde şimdi emekli olan bazı subayların Ankara´da gizli toplantılar düzenlediğini ortaya koyuyor. Toplantıya başkanlık eden kişinin ise 28 Şubat sürecinin en önemli aktörlerinden biri olarak gösterilen dönemin Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanı Çetin Doğan olduğu kaydediliyor.
DARBE GÜNLÜKLERİNDE DE ADI GEÇİYOR
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek´e ait olduğu iddia edilen Darbe Günlükleri´nde ilginç bir şekilde adı geçen paşalardan biri Org. Çetin Doağn... Günlüklere göre dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, o dönem yeni Genelkurmay Başkanı olmuş Hilmi Özkök´e Çetin Doğan ve ekibine karşı çok büyük destek vermiş. Hatta bir yerde Ben destek vermesem O´nu paramparça edeceklerdi dediği söyleniyor. Peki kim bunlar? Tabi en başta Çetin Doğan ve ekibi diye bahsedilen de dönemin MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, dönemin Ege Ordu Komutanı Hurşit Tolon ve dönemin Harekat Başkanı sonradan Çuvalcı Paşa diye ünlenen Köksal Karabay olduğu ileri sürülüyor. Bilindiği gibi Köksal Karabay daha sonradan, emekli edilmesinin sebebinin çuval olayı değil Hilmi Özkök olduğunu Habertürk´te açıklamıştı.
ERGENEKON SAVUNMASI
Emekli Orgeneral Çetin Doğan, 1 ay önce Maya dergisinde yayınlanan röportajında, Tokat Reşadiye ve Bingöl´de 33 askerin şehit edilmesinin Ergenekon ile ilintilendirilmesini “iğrenç bulduğu”nu söylemişti. Doğan özetle şunları anlatmıştı: “AKP iktidarda kaldığı sürece ´zıvanadan çıkan Türkiye´yi siyasal, ekonomik ve sosyal açıdan rayına oturtmak´ ümitsiz bir vaka olarak görülüyor. Halkın algılama yetisinin azaltılmasının evrensel reçetesi dozunda afyon kullanmak, gündemi değiştirmek, korku salmaktır. Kutsal günlerde aşevi açmak, kömür ve erzak dağıtmak, bu kapsamdaki yeni buluş ve uygulamalardır... Diğer taraftan halkımızın bir bölümünün, Sayın Başbakan´ın Führer misali ´Dediği dedik, çaldığı düdük´ duruşundan pek hoşlandığı, söylevleri ve anlattığı masallarla kan şekerleri düşerek tatlı rüyalara daldıkları görülmektedir...Ergenekon örgütünün varlığı henüz kanıtlanmamış olmakla beraber, ülkemizde belli çevrelerin günah keçisi olduğu, iktidarın elinin sıkıştığı zamanlarda spekülatif yeni bir iddia üretilerek, ülke gündemine oturtulduğu görülmektedir.”
CUMHURBAŞKANI GÜL İLE KARŞI KARŞIYA
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan´ı Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevinden almıştı. Doğan´ın yerine Prof. Dr. Osman Horata getirilmişti.
Şerhi eleştirmiş bombalı saldırıları kullanmış
Gül ile Çetin Doğan 2002´de YAŞ toplantısında karşı karşı gelmişti. Şura toplantısında, 58. Hükümet´in Başbakanı olan Gül´ün ihraç kararlarına şerh koymasına tepki gösteren Doğan, hükümeti İstanbul´da HSBC ve İngiliz Konsolosluğu´na yönelik bombalı saldırılar karşısında sessiz kalmakla suçlamış ve hükümetin tavrının irticai faaliyetlere cesaret verdiğini söylemişti. Doğan, emekliye ayrılırken Yüksek Askeri Şûra toplantısında sert bir konuşmaya imza atmıştı. Doğan, 28 Şubat kararlarına atıfta bulunarak bu kararların eksiksiz bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çizerken, AKP hükümetinin bazı icraatlarına da açık eleştirilerde bulunmuştu.
DOĞAN´IN ÜNİVERSİTEDEKİ FAŞİST UYGULAMALARI
Önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından giderayak üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanlığı´na getirilen Çetin Doğan´ın, gelir gelmez akıl almaz işler yapmış. işte Doğan´ın marifetleri: - 29 farklı türk devlet ve topluluğundan imtihanla ve seçilerek alınan öğrencilerin bursları kesiliyor. Böylece Sibirya önlerindeki Altay ve Tuva´dan başlayıp Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kırım ve Makedonya´ya uzanan ve doğru adıyla Uluğ Türkistan; moda adıyla Avrasya diye belirlenen medeniyet sınırımız Türkiye ve Kazakistan´a indirgeniveriyor.. -Üniversiteye öğrenci yetiştirmek üzere çeşitli Türk ülkelerinde açılan ve Türkiye türkçesi ile eğitim yapılan 54 lise tek kalemde kapatılıyor. Buralarda okuyan 5 bin öğrenci ise boşlukta bırakılıyor. - Üniversitenin işbirliği ile Kırgızistan´ın Oş Devlet Üniversitesi; Kırgız Devlet Üniversitesi ve Rusya Federasyonu´na bağlı Dağıstan Devlet Üniversitesi nezdinde açılan Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri kapatılıyor.. - Yesevilik bilgisi (Yesevi Tanu) dersleri kaldırılıyor. Kazakistan´da Farabi Üniversitesi´nde Farabi´nin; Abay Üniversitesi´nde Abay´ın hayatı ve fikirleri okutulur.. Ahmet Yesevi Üniversitesi´nde de Ahmet Yesevi, Yesevi Tanu / Yesevilik Bilgisi adı altında okutuluyordu.. - Üniversitenin bütün bölümlerinde -Kazakistan tarafının arzusu ile okutulan- İslam-din dersleri kaldırılıyor. Kazakistan tarafına sorulmaksızın. Türkiye´den giden bütün akademisyenler geri çekiliyor. Sözü edilen Mütevelli Heyet Başkanı Çetin Doğan´ın bütün bunlara gösterdiği tek maddelik bir gerekçe var: Kazakistan nüfusunun yüzde 30´u Rus kökenlilerden oluşuyor. Bu durumlara kızabilirler. Doğan´ın yaptığı işler bununla sınırlı değil. Devam ediyor: - Üniversitenin 1991 yılında yani Türkiye ile irtibatlandığı 1993 yılından 2 yıl önce yapılan vaziyet planında yer verilen caminin inşaat hazırlıkları durduruluyor ve Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı´nın yapımını üstlendiği cami önleniyor.. Buna gerekçe olarak da, Üniversitede ve kışlada cami olmaz!.. deniliyor.
ÇETİN DOĞAN HAKKINDA
1940 yılında Trabzon´un Maçka ilçesinde doğdu. Doğan, 1960 yılında Kara Harp Okulu´ndan, 1961 yılında Topçu Okulu´ndan mezun oldu. 1987 yılında tuğgeneralliğe terfi eden Doğan, Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanlığı, 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanlığı, 4. Kolordu Komutan Yardımcılığı, 1. Mekanize Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Jandarma Asayiş Komutanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral Doğan, 1999 yılında orgeneralliğe yükselerek Ege Ordu Komutanlığı´na atanmıştı. 1. Ordu Komutanlığı´ndan emekli oldu. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer tarafından Türk-Kazak Ahmet Yesevi Üniversitesi´nin başına atadı. Yeni cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bu görevden alındı.
(21 Ocak 2010, 18:02)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: