Adı son günlerde Ergenekon soruşturması kapsamında sıkça geçmeye başlayan JİTEM´ci Jandarma İstihbarat Grup Komutanı emekli Albay Abdülkerim Kırca, şüpheli bir şekilde intihar etti. Kırca´nın çok şey bildiği için emrinde çalışan pkk itirafçısı Abdulkadir Aygan gibi konuşmaması amacıyla tıpkı Cem Ersever gibi infaz edildiği veya hapse düşmekten korktuğu için canına kıymış olabileceği iddia ediliyor.
|
|
19.01.2009 14:54 Ankara´da flaş gelişme.. Adı son günlerde Ergenekon soruşturması kapsamında sıkça geçmeye başlayan JİTEM´ci Jandarma İstihbarat Grup Komutanı emekli Albay Abdülkerim Kırca, şüpheli bir şekilde intihar etti. Kırca´nın çok şey bildiği için emrinde çalışan pkk itirafçısı Abdulkadir Aygan gibi konuşmaması amacıyla tıpkı Cem Ersever gibi infaz edildiği veya hapse düşmekten korktuğu için canına kıymış olabileceği iddia ediliyor.
Cem Ersever gibi infaz edilip susturuldu mu yoksa hapse düşmekten mi korktu?
Emekli JİTEM´ci Jandarma İstihbarat Grup Komutanı emekli Albay Abdülkerim Kırca´nın evinde ölü bulundu. Olayın Kırca´nın Ankara Güvercinlik Koruma Lojmanlarında olduğu öğrenildi. Alınan bilgiye göre, emekli Jandarma Albay Kırca, sabah saatlerinde evinden 1 el silah sesi duyuldu.Kırca´nın olay yerinde öldüğü, cenazesinin otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılacağı öğrenildi. Olayın intihar mı, suikast mi olduğu henüz tespit edilmedi. Albay Abdulkerim Kırca, ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile birlikte, Binbaşı rütbesindeyken, Diyarbakır 7´nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi´nde 2 yıl tutuksuz yargılandı. Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı olarak 8 kişinin kaçırılıp infaz edilmesi talimatını vermekle suçlanan Kırca ile ilgili dosya, son olarak yargılama yetkisi tartışması nedeniyle Ankara Uyuşmazlık Mahkemesi´ne gönderilmişti. ´Terör örgütü ile mücadele sırasında yaralanarak malul olan ve yaşamını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kalan´ Kırca´ya, Aralık 2004´te dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından, ´Devlet Övünç Madalyası´ verilmişti.
Kırca´nın adı en son eski PKK itirafçısı ve JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan´ın itiraflarında geçmişti. Bu itiraflarda Aygan, Kırca´nın Güneydoğu´da birçok kişiyi acımadan yargısız infaz ettiğini anlatmıştı.
Diyarbakır´lı babadan Kırca´ya şok suçlama
JİTEM itirafçısı Aygan, 10. Cumhurbaşkanı Sezer tarafından ´Devlet Övünç Madalyası´ verilen emekli binbaşı Kırca´nın ´3 kişiyi diz çöktürüp kafalarına yakın mesafeden ateş ederek öldürdüğünü´ gördüğünü anlattı. Ergenekon´un ölüm kuyularıyla ilgili iddiaların ardından ´kayıp aileleri´ bir bir ortaya çıkarak ´mezarlar açılsın´ başvurusu yaparken, 1994 yılında oğlu kaybedilen Diyarbakırlı bir baba, şok iddialarda bulundu. Oğlu Murat´ı öldürdüğü iddia edilen ve hakkında savcılığa şikayette bulunduğu JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Abdülkerim Kırca´ya 23 Aralık 2004 günü Cumhurbaşkanı Sezer tarafından ´Devlet Övünç Madalyası´ verildiğini söyledi. İzzettin Aslan, oğlu Murat´ın 10 Haziran 1994 günü elektrik faturası yatırmak için evden çıktıktan sonra bir daha dönmediğini belirtti.
Yakılarak öldürüldü
Görgü tanıklarının evinizin iki sokak ötesinde beyaz bir otomobile zorla bindirilip götürüldü dediği oğlunun izini 10 yıl sonra bir televizyon programında bulduklarını belirten baba İzzettin Aslan şöyle konuştu: 11 Mart 2004´te bir televizyon kanalında eski bir PKK itirafçısı anılarını anlatırken ´Diyarbakır´da Murat Aslan isimli bir genci Binbaşı Abdülkerim Kırca´nın emriyle aldık. JİTEM merkezinde işkenceyle sorgulandı. Silopi´ye bağlı Çukurca köyünün yakınındaki mezarlığın altında bir dere yatağında yakılarak öldürüldü´ dedi.
DNA testi ispatladı
Eşinin televizyonda bu konuşmayı duyduğu anda bayıldığını belirten İzzettin Aslan Evde herkes şok içindeydi. hemen şikayetçi olduk ancak Kırca´nın ifadesi bile alınamadı. İtirafçının tarif ettiği yere gittim, köylülerle konuştum. Olayı doğrulayanlar cesedin mezarlığın hemen dibine gömüldüğünü söylediler. Silopi Cumhuriyet Savcılığı´na başvurdum. Mezar açılırken başında durdum. Yapılan DNA testinde sonuç yüzde 99.99 oğlum olduğunu söyledi diye konuştu.
Gözlerine inanamadılar
CEZA almasını bekledikleri Kırca´yı yıllar sonra dönemin Cumhurbaşkanı Sezer´den ´Devlet Övünç Madalyası´ alırken gördüklerini anlatan baba Aslan PKK itirafçısı, Murat´ı o zaman binbaşı olan Kırca´nın öldürdüğünü söylüyordu. Şikáyetçi olduk ama 4 yılda ifadesi dahi alınmadı. Kırca´yı tanımam. Ama bir kere televizyonda gördük. Cumhurbaşkanı Sezer madalya takıyordu dedi. Aile, Kırca hakkındaki şikayetlerine cevap alamayınca dosyayı 2008´de AİHM götürmüş.
Kırca infazları
İtirafçı Aygan, star´a Abdülkerim Kırca dönemi infazlarını da tek sıralamış ve gömüldükleri yerleri anlatmıştı. İşte Aygan´ın isim isim verdiği infaz listesi:
İdris Yıldırım: Silopi´den alınıp Elazığ timine götürüldü, orada boğularak öldürüldü ve çuvala konuldu. Elazığ-Baskil yolu kenarında bir ufak dere içerisinde yakıldı. Bu olayda Grup Komutanı, Kemal Emlük ben ve Elazığ timi vardı.
Servet Aslan: Siirt´in Eruh ilçesinden olan Servet Aslan´ın babası Diyarbakır´daki Kredi Yurtlar Kurumu´nda bekçiydi. Bu kişi de yine aynı yöntemle alınarak infaz edildi.
Edip Aksoy, Sıdık Etyemez: Bunlar infaz edildiler. Öldürüldükten sonra Silopi ile Cizre arasında bir dere yatağında gömüldüler.
Ahmet Ceylan: Diyarbakır´da Yenişehir içerisinden alındı. İşkenceyle bilgi alındıktan sonra infaz edildi.
Şahabettin Latifeci: JİTEM´e getirildi. Orada Şehmus kod adlı uzman çavuş tarafından boğularak öldürüldü. Bu şahsın cenazesi de çuval içinde Silvan-Diyarbakır yolu üzerindeki bir süt fabrikası veya yoğurt fabrikasının arkasına atılmıştı.
Mehmet Salim Dönen: JİTEM´e getirildi. JİTEM´de üzerinden 7 bin Mark çıktı. Bu Marklar tabi Abdulkerim Kırca tarafından alındı. JİTEM´e televizyon alındı. Bu kişi de işkenceyle öldürüldükten sonra cesedi atıldı.
İhsan Haran: JİTEM´de sorgulandı ve infaz edildi.
Şok iddia
Antalya Serik´te PKK operasyonunda yaralanarak gazi oldu denilen Abdülkerim Kırca hakkında, PKK ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan şok bir iddiayı daha gündeme getirdi. Aygan ´O dönem PKK´lı Sait Çürükkaya´nın eski ekibinden kaçtıktan sonra JİTEM´de çalışmaya başlayan Serpil T. üniversitede hemşirelik okuyordu. Kırca´nın Serpil ile ilişkisi vardı ve çok açık yaşıyordu. JİTEM bu durumdan çok rahatsızdı. Kırca, Ankara´ya tayin edildikten bir süre sonra Antalya´ya gönderildi. Toros dağlarındaki bir operasyonda yer alan Kırca burada vuruldu. Omuriliğinden vurulan Kırca adeta cezalandırıldı. Halen tekerlekli sandalyeye mahkum yaşıyor. Daha sonra Kırca´nın akrabaları ve JİTEM içinden bazı kişiler Kırca´nın JİTEM tarafından cezalandırıldığını söylediler´ iddiasında bulundu.
O üç kişiyi yol kenarına gömdük
JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, Ergenekon´un 16 ölüm kuyusunu biliyorum açıklamasında JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Binbaşı Abdulkerim Kırca´nın üç kişiyi infaz ettiğini gözleriyle gördüğünü anlatmıştı. Aygan Bu kişiler Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi´nden Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin´di. Bu kişiler mahkemece serbest bırakıldıktan sonra JİTEM tarafından alındı. Silvan yolunda Kağıtlı Karakolu´nu geçince gündüz gözüyle bunlar dizüstü çöktürüldü. Kırca, yakın mesafeden kafalarına sıktı. Daha sonra bunları toprağa gömdük dedi. (Star)
Kırca´nın yargılanma geçmişi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı´nca 5 yıl önce, Diyarbakır Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı Abdulkerim Kırca, ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım, PKK itirafçıları Fethi Çetin, Kemal Emlük, eşi Saniye Emlük, Muhsin Gül, Musa Anter cinayeti zanlısı Abdulkadir Aygan, Uzman Çavuş Uğur Yüksel´in, Diyarbakır´da 8 kişinin kaçırılıp öldürülmesi eylemine katıldıkları iddiasıyla haklarında dava açıldı. 1992- 94 yılları arasında kapatılan Halkın Emek Partisi Muş İl Örgütü temsilcisi Harbi Arman ile Servet Aslan, Şahabettin Latifeci, Ahmet Ceylan, Abdulkadir Çelikbilek, Mehmet Sıddık Etyemez ile Lokman ve Zana Zuğurli adlı kardeşlerin kaçırılıp sorgulandıktan sonra infaz edilmeleri eyleminde itirafçılara talimat vermekle suçlanan o dönem Binbaşı rütbesindeki Abdulkerim Kırca ile diğer 7 sanık hakkında, ´bir suçu söyletmek için işkence yapmak, taammüden adam öldürmek ve suç işlemek için çete kurmak´ suçlarından ömür boyu hapis cezası istendi.
8 kişinin öldürülmesi talimatını vermekle suçlanan Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı Abdulkerim Kırca ve ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu 8 sanıklı dava, açıldıktan sonra ilk olarak Diyarbakır 2´nci Ağır Ceza Mahkemesi´nde ele alındı. Dosya, sanıkların suç tarihinde asker kişiler olması nedeniyle daha sonra 7´nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi´ne gönderildi. 2 yıl yargılama yapan Askeri Mahkeme, daha sonra ´görevsizlik´ kararı verip dosyayı, bazı sanıkların suç tarihinde asker olmadıkları, bazılarının Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilerinin kesildiği ve işlenen suçun askeri suç niteliğinde olmadığı gerekçesiyle tekrar 2´nci Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdi.
Bunun üzerine dosya yargılama yetkisinin hangi mahkemede olduğunun belirlenmesi için Ankara Uyuşmazlık Mahkemesi´ne gönderildi. Uyuşmazlık Mahkemesi ise yargılama yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesi´nde olduğuna karar verip dosyayı ilk yargılamanın yapıldığı 2´nci Ağır Ceza Mahkemesi´ne iade etti. 2´nci Ağır Ceza Mahkemesi bu kez, işlenen suçun organize çete kapsamında olduğu gerekçesiyle dosyayı tekrar ´görevsizlik´ kararıyla bu kez kapatılan DGM´lerin yerine kurulan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdi. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkeme ise Uyuşmazlık Mahkemesi´nin verdiği kararında ´Özel Yetkili mi yoksa normal Ağır Ceza Mahkemesi mi yetkilidir´ diye bir açıklık bulunmadığı gerekçesiyle dosyayı 3´üncü kez Ankara Uyuşmazlık Mahkemesi´ne gönderdi. Dosya halen Ankara Uyuşmazlık Mahkemesi´nde bekletiliyor.
İddianamede sanıkların, JİTEM adıyla bilinen grup içinde yer alıp PKK yandaşı olduklarına inandıkları kişilere karşı kendi çıkarları doğrultusunda gasp ve öldürme eylemi gerçekleştirdikleri, sanıkların JİTEM adı altında oluşmuş sözde devlet adına yasadışı yollarla birçok adam öldürme, adam kaçırma eylemlerde bulundukları bu şekilde PKK´ya yardım ettiklerine inandıkları 8 kişiyi bilgi almak amacıyla kaçırıp sorguladıktan sonra işkence ederek öldürdükleri, Abdulkerim Kırca´nın verdiği emir ve talimatlarla çetenin lideri konumunda olduğu belirtiliyor. Sanıkların kaçırılan 8 kişiyi sorguladıktan sonra işkence ederek öldürüp cesetlerini köprü altları, duvar dipleri ve boş arazilere attıkları bu nedenle ömür boyu hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Bugün Ankara´daki evinde intihar eden Devlet Övünç Madalyası sahibi emekli Albay Kırca´nın adı, Musa Anter cinayeti zanlısı olan ve JİTEM adına çalıştıktan sonra gittiği İsveç´ten iltica talebinde bulunan PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan´ın itiraflarında da sıkça geçiyordu. (Radikal)
Kırca Susurluk´un da Önemli İsmiydi
İki gündür hakkındaki iddialar basına yansıyan ve evinde ölü bulunan JİTEM´ci Kırca, Susurluk Raporu´nun da önemli ismiydi. Evinde ölü bulunan bir dönem Jitem´de görev yapan emekli Binbaşı Abdülkerim Kırca´nın Susurluk Raporu´nda Binbaşı Kerim adıyla çok sayıda olayı planlayan ve yürürlüğe koyan isim olarak yeraldığı ortaya çıktı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz´ın talimatıyla susurluk soruşturmasını yapmakla görevlendirdiği Başbakanlık Başmüfettişi Kutlu Savaş´ın hazırladığı Rapor´da Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile yakın çalışma içinde olduğu ifade edildi.
Susurluk Raporu´nda, başta yargısız infaz pek çok kanun dışı olayın özetle anlatılmasından sonra bir itirafçının anlatımıyla Binbaşı Abdülkerim Kırca´nın adının geçtiği ilgili bölüm şöyle:
“Bahsekonu olayların planlayıcısı ve yürürlüğe koyucularının J.İsth.´da Kerim Binbaşı olarak tanınan Abdülkerim Kırca, Ahmet Demir ve Alaattin Kanat olduğunu, Ülkeyi daha iyi günlere götürmek ve terörden temizlemek amacıyla kendisi gibi itirafçıları kandıran bu şahısların, daha sonra bu işleri şahsi amaçları için yaptıklarını, kadın ve kızlara tecavüz ettiklerini ve elde ettikleri para ile lüks hayat yaşayıp mülk edindiklerini öğrendikten sonra, kendisi ile birlikte itirafçılardan Adil Timurtaş, İsmail Yeşilmen, Burhan Şare ve Serdar Od´un gruptan ayrıldıklarını, Ancak geçim kaynakları olmadığı için gasp ve soygun gibi olaylara karıştıklarını, Her infaz sonrasında Kerim Binbaşı, Yeşil ve A.Kanat tarafından kendilerine 10.000.000 TL, harçlık verildiğini, geri kalanlarının ise teşkilata mal edildiğinin anılan şahıslarca söylenildiğini...”
(19 Ocak 2009, 14:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Abdulkadir Aygan´ın itiraflarında Abdulkerim Kırca manşeti için tıklayın