Ergenekon sanığı generaller bir bir GATA´ya kapağı atıyor, ama tedavi için değil, cezaevinden yırtmak için. Darbe hazırlıkları yaparken bomba gibi olanlar, turp gibi olanlar cezaevine girince nasıl da değişiyor! Hele neydi öyle akşam Levent Ersöz´ün GATA´ya kapağı atabilmek için yaptığı hareketler. Ayıp ayıp. Adamı Kartal Hastanesi´nde defalarca muayene edip sağlam olarak taburcu ediyorlar. Ama Silivri Cezaevi´ne girince anında rahatsızlandım diye tekrar hastaneye sevk istiyor. Götürüldüğü hastaneleri de beğenmeyen Ersöz, son olarak getirildiği Haseki Hastanesi´nde ise tedavi olmayı, hatta ambulanstan inmeyi bile reddediyor ve mızıkçı çocuklar gibi saatlerce ambulansta direnip GATA´ya sevkini sağlatmayı başarıyor. Yuh olsun!!! Bunlar, bu milletin ordusuna layık generaller olamaz. Adamların Silivri Cezaevi´nden kurtulmak için yapmadıkları numara kalmadı. Hatta Tolon´un sahte raporla kaçırılmaya kalkışılmasında olduğu gibi film bile çevirdiler. General yakınlarına askerlik yaptırmamak için sahte çürük raporları düzenletenler şimdi de Silivri Cezaevi´nden yırtmak için benzer çürük raporlarını, mizansenlerini düzenliyorlar. Genelkurmay niçin bu olaylara sessiz? Bu sessizlik halkın dikkatinden kaçmıyor ve çok yanlış anlaşılıyor. Herşey milletin gözü önünde oluyor. Çürük raporları olayı gibi belki de şu ana kadar yaşanmış orduyu en çok lekeleyen, şok edici bir olaya bile sessiz kalan Genelkurmay´ın ne yapmak istediği ne mesaj verdiği anlaşılamıyor. Amacımız asla orduyu karalamak değil. Ordu tüm milletin ordusudur. Ama bir açıklama da gerekiyor, tercihen de gerekli adımların atılması..
|
|
HERŞEY MİLLETİN GÖZÜ ÖNÜNDE OLUYOR.. ORDU EN GÜVENİLİR KURUM MU?..
Ergenekon sanığı generaller bir bir GATA´ya kapağı atıyor, ama tedavi için değil, cezaevinden yırtmak için. Darbe hazırlıkları yaparken bomba gibi olanlar, turp gibi olanlar cezaevine girince nasıl da değişiyor! Hele neydi öyle akşam Levent Ersöz´ün GATA´ya kapağı atabilmek için yaptığı hareketler. Ayıp ayıp. Adamı Kartal Hastanesi´nde defalarca muayene edip sağlam olarak taburcu ediyorlar. Ama Silivri Cezaevi´ne girince anında rahatsızlandım diye tekrar hastaneye sevk istiyor. Götürüldüğü hastaneleri de beğenmeyen Ersöz, son olarak getirildiği Haseki Hastanesi´nde ise tedavi olmayı, hatta ambulanstan inmeyi bile reddediyor ve mızıkçı çocuklar gibi saatlerce ambulansta direnip GATA´ya sevkini sağlatmayı başarıyor. Yuh olsun!!! Bunlar, bu milletin ordusuna layık generaller olamaz. Adamların Silivri Cezaevi´nden kurtulmak için yapmadıkları numara kalmadı. Hatta Tolon´un sahte raporla kaçırılmaya kalkışılmasında olduğu gibi film bile çevirdiler. General yakınlarına askerlik yaptırmamak için sahte çürük raporları düzenletenler şimdi de Silivri Cezaevi´nden yırtmak için benzer çürük raporlarını, mizansenlerini düzenliyorlar. Genelkurmay niçin bu olaylara sessiz? Bu sessizlik halkın dikkatinden kaçmıyor ve çok yanlış anlaşılıyor. Herşey milletin gözü önünde oluyor. Çürük raporları olayı gibi belki de şu ana kadar yaşanmış orduyu en çok lekeleyen, şok edici bir olaya bile sessiz kalan Genelkurmay´ın ne yapmak istediği ne mesaj verdiği anlaşılamıyor. Amacımız asla orduyu karalamak değil. Ordu tüm milletin ordusudur. Ama bir açıklama da gerekiyor, tercihen de gerekli adımların atılması..
Kontrgerilla örgütlenmesi tahmin edildiği gibi her yeri sarmış her yere adamlarını yerleştirmiş
Ses kayıtları nereden çıkıyor ne ifade ediyor?
Ergenekon bir ahtapot gibi. Bacakları gövdeden, gövdeyi baştan ayırmak mümkün değil. Devam eden davada orgeneralleri kurtarıp, altta kalanları feda etmek kolay olmayacağa benziyor. Son on günde yaşananları yakın plana almakta fayda var. Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, komutanlığını yaptığı Veli Küçük için, ´Ben o adamı tanımıyorum´ dedi. Küçük, imalı bir cevap verdi: ´Ben o adam değilim. Emrinde çalıştım.´ Bu sözlerin hemen ardından internet sitelerine Karadayı´nın cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl müdahale ettiğini anlatan ses kaydı düştü. Erkan Mumcu´ya küfreden Karadayı, ´askerin darbe yapacağını´ açıkça ifade ediyordu.
Dün başka bir ses kaydı daha düştü gündeme. Şener Eruygur´un eşi Mukaddes Eruygur, GATA Beyin Cerrahisi Servis Şefi Kd. Albay Nusret Demircan´la konuşuyor. Konuşmada Şener Eruygur´un yargıdan nasıl kaçırıldığını görmek mümkün. Aynı gün, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz de GATA´ya gitti. Sivilde tedavisi tamamlanan Ersöz, gönderildiği Silivri´de bir gün bile kalmadı. Avukatı, sağlık gerekçesiyle tahliyesini istedi. Yasadışı dinleme ve izleme kayıtları için de ´emir komuta zinciri içerisinde yaptı´ diyerek ilginç bir mesaj verdi. Bu mesajı şöyle anlamak mümkün: Eruygur serbest bırakılıyorsa Ersöz neden içeride kalsın?
Karadayı´nın konuşması gündeme geldiği zaman, ´kayıtları kim yapmış?´ sorusu için Levent Ersöz ve Veli Küçük´ü işaret eden haberler yayınlanmıştı. Ersöz, kayıt konusunda uzman biri. Mustafa Balbay´la görüşmesini bile kaydettiği ortaya çıkmıştı. Son kayıtlar da, eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ve Savcı Salim Demirci´de olduğu gibi çok yakın çevreden çıkmışa benziyor. Belli ki ortam dinlemesi yapılmış, dost meclisinde rahat rahat konuşmuşlar.
Mukaddes Eruygur´un GATA Beyin Cerrahisi Servis Şefi ile yaptığı konuşma çok şeyi deşifre ediyor. Eskiden yakın coğrafyamızdaki ülke liderlerinin tedavi için tercih ettiği GATA, şimdi ´zan altında bulunan isimlere özel ilgi gösteren kurum´ gibi imaj veriyor. Çürük raporu ile gündeme gelen YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu için seferber edilen kurum, Ergenekon davasında kendisine gelen herkesi davadan düşürüyor. Dün internete yansıyan görüntülere göre Eruygur, GATA´da eşiyle birlikte gezerken fotoğraflanıyor. Hatırlanacağı üzere Eruygur, sivil hastanede sedyede giderken askerler görüntü almayı engelliyordu. İki doktorun Eruygur için hastanede hiçbir işlem yapılmadığını söylemesi de inanılır gibi değil.Mukaddes Hanım, mahkemeleri zan altında bırakıyor. ´12 ve 14. mahkemeler bizdenmiş.´ ifadeleri mutlaka araştırılmalı. Ki 12. Ağır Ceza Mahkemesi daha önce ret kararlarına rağmen Hurşit Tolon´u serbest bırakmıştı. Mahkemenin heyet olarak değil tek bir hakimin onayıyla verdiği tahliye çok tartışılmıştı. Tolon bile tahliyeye inanamamıştı. Mukaddes Eruygur, üç büyük şehrin barosunu da tartışmalı hale getiriyor. İstanbul Baro Başkanı ve ekibi Ergenekon´un avukatı gibi davranıyor. Diğer barolara ne demeli? Barolar da Ergenekon örgütü içinde mi? ( Zaman)
(11 Şubat 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
BAYAN ERUYGUR´DAN HUKUK SKANDALININ İTİRAFI (VİDEO)
KARADAYI´NIN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ İLE İLGİLİ SES KAYDI (VİDEO)
İŞTE TEZİÇ´İN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ İLE İLGİLİ SES KAYDI
SAVCI S.D.´NİN YOUTUBE´A DÜŞEN SKANDAL SES KAYDI (sansürlü)