Ergenekon soruşturma sürecinde Kontrgerilla´nın yargıya ne kadar derin sızdığı, geniş şekilde örgütlendiği ortaya çıkıyor. Ümraniye´de bir evde 27 el bombasının bulunması üzerine başlatılan ve iki yıla yakın süredir devam etmekte olan Ergenekon soruşturmasında şok bağlantılar, yeraltına gömülü devasa miktarda silahlar tespit edilmişti. Başlangıçta soruşturmaya mesafeli yaklaşan bazı kesimlerin bile özellikle silahların bulunmasıyla ve soruşturma ayrıntılarına vakıf olmalarıyla durumun ne kadar vahim olduğunu anlamalarına karşın bazıları anlamamakta, özellikle de kendilerine dahi suikast planları yapılan yargı camiasından bazıları bu durumu anlamamakta ısrarlı görünüyor. Yargıtay´ın, Ergenekon örgütüyle ilgili olması muhtemeldir diye Ergenekon davası kapsamına aldığı ve bir arkadaşlarının öldürüldüğü ´Danıştay Saldırısı´ bile anlaşılmaz şekilde bu kişilerce görmezden geliniyor. Hatta görmezden gelmenin de ötesinde, devletin savcılarının yine devletin mahkemelerinden aldıkları kararlara dayanarak yürüttükleri gözaltıları dayanaksızca eleştirme, soruşturma hakkında şüphe uyandırma gayreti içerisinde oldukları görülüyor. En hafif deyişle bu izlenimi veriyorlar. Kamoyunun büyük kesimi ise bu kişilerin bu gayretleri, kendilerinin de şimdilik ortaya çıkartılamamış bir şekilde elemanı oldukları Ergenekon Terör Örgütü´nü veya daha genel bir tabirle Kontrgerilla örgütlenmesini korumak amacıyla gösterdiğine inanıyor. Ergenekon soruşturması kapsamında evinin aranmasından kısa süre sonra ´soruşturmaya 30-40 savcı atansın´ önerisi getirerek soruşturmayı sulandırmak ve akamete uğratmak isteyen Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay´ın, Savcı Zekeriya Öz´ün talimatıyla Ankara´da gözaltına aldırılıp İstanbul´a getirtilmesine ve ardından tutuklanmasına sinirlendi ve ´Zekeriya Öz´ün İstanbul dışında arama yaptırma ve gözaltına aldırma yetkisi yok´ dedi. Hukukçuları bile güldüğü bu görüşü, Kanadoğlu´nun 28 Şubatta darbecilerden aldığı brifingi ve onları ayakta çılgınca alkışlamasını akla getirdi.
|
|
367 Sabih´i yine kızdırdılar!..
Ergenekon soruşturma sürecinde Kontrgerilla´nın yargıya ne kadar derin sızdığı, geniş şekilde örgütlendiği ortaya çıkıyor. Ümraniye´de bir evde 27 el bombasının bulunması üzerine başlatılan ve iki yıla yakın süredir devam etmekte olan Ergenekon soruşturmasında şok bağlantılar, yeraltına gömülü devasa miktarda silahlar tespit edilmişti. Başlangıçta soruşturmaya mesafeli yaklaşan bazı kesimlerin bile özellikle silahların bulunmasıyla ve soruşturma ayrıntılarına vakıf olmalarıyla durumun ne kadar vahim olduğunu anlamalarına karşın bazıları anlamamakta, özellikle de kendilerine dahi suikast planları yapılan yargı camiasından bazıları bu durumu anlamamakta ısrarlı görünüyor. Yargıtay´ın, Ergenekon örgütüyle ilgili olması muhtemeldir diye Ergenekon davası kapsamına aldığı ve bir arkadaşlarının öldürüldüğü ´Danıştay Saldırısı´ bile anlaşılmaz şekilde bu kişilerce görmezden geliniyor. Hatta görmezden gelmenin de ötesinde, devletin savcılarının yine devletin mahkemelerinden aldıkları kararlara dayanarak yürüttükleri gözaltıları dayanaksızca eleştirme, soruşturma hakkında şüphe uyandırma gayreti içerisinde oldukları görülüyor. En hafif deyişle bu izlenimi veriyorlar. Kamoyunun büyük kesimi ise bu kişilerin bu gayretleri, kendilerinin de şimdilik ortaya çıkartılamamış bir şekilde elemanı oldukları Ergenekon TerörÖrgütü´nü veya daha genel bir tabirle Kontrgerilla örgütlenmesini korumak amacıyla gösterdiğine inanıyor. Ergenekon soruşturması kapsamında evinin aranmasından kısa süre sonra ´soruşturmaya 30-40 savcı atansın´ önerisi getirerek soruşturmayı sulandırmak ve akamete uğratmak isteyen Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay´ın, Savcı Zekeriya Öz´ün talimatıyla Ankara´da gözaltına aldırılıp İstanbul´a getirtilmesine ve ardından tutuklanmasına sinirlendi ve ´Zekeriya Öz´ün İstanbul dışında arama yaptırma ve gözaltına aldırma yetkisi yok´ dedi. Hukukçuların bile güldüğü bu görüşü, Kanadoğlu´nun 28 Şubatta darbecilerden aldığı brifingi ve onları ayakta çılgınca alkışlamasını akla getirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bulduğu 367 formülü ile öne çıkan ve Ergenekon kapsamında evinde arama yapılan Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun, Savcı Zekeriya Öz´ün önünü kesmek için formül üretme çabaları sürüyor. ETÖ kapsamında evi arandıktan sonra Öz´ün önünü kesmek için ´HSYK, soruşturmaya daha kıdemli 30-40 savcı atasın´ diyen Kanadoğlu, şimdi de ´Zekeriya Öz´ün İstanbul dıyşında arama yaptırma ve gözaltına aldırma yetkisi yok´ iddiasıyla ortaya çıktı.
Şüpheliler bağlantılı
Kanadoğlu´nun ´Savcı sadece İstanbul sınırlarında yetkili´ iddiasına hukukçular şiddetle karşı çıktı. Emekli Askeri Hakim Ümit Kardaş ´ETÖ soruşturmasında şüpheli kişiler birbiriyle bağlantılı olduğu iddiası söz konusu olduğundan ´savcının yetkisi sadece İstanbul´daki gözaltı ve tutuklama emirleriyle sınırlıdır´ şeklinde bir söylem yanlıştır. Çünkü kişilerin birbirleriyle bağlantılı oldukları iddiası var´ dedi.Eski DGM savcısı Mete Göktürk ise ´Bir davanın sanığı veya şüphelisi nerede olursa olsun sorgulanmak için getirtilebilir. Ergenekon davasının kapsamı sadece İstanbul ile sınırlı olmadığı için sanık veya şüpheli olarak görülen kişiyi, soruşturmayı yürüten savcı sorgulama yetkisine sahiptir´ diye konuştu.
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi konulu manşetlerimiz
Abdullah Harun
(10 Mart 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: