Balyoz darbe planı iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında farklı tarihlerde açılan iki ayrı dava, birleştirme kararının ardından ilk kez birlikte görülmeye başlandı. 196 sanıklı Balyoz davası ile 28 sanıklı ikinci Balyoz davasının birleştirilmesinin ardından toplam sanık sayısı 224´e yükseldi. Sanıklar duruşma salonuna sığmadı. Davada yargılanan tutuklu sanık sayısı 184´e, tutuksuz sanık sayısı 38´e yükselirken, emekli Orgeneral Ergin Saygun ile Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul hakkında ise yakalama kararı bulunuyor.
Balyoz: Yarbay belgeleri kabul etti
Balyoz darbe planı iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında farklı tarihlerde açılan iki ayrı dava, birleştirme kararının ardından ilk kez birlikte görülmeye başlandı. 196 sanıklı Balyoz davası ile 28 sanıklı ikinci Balyoz davasının birleştirilmesinin ardından toplam sanık sayısı 224´e yükseldi. Sanıklar duruşma salonuna sığmadı. Davada yargılanan tutuklu sanık sayısı 184´e, tutuksuz sanık sayısı 38´e yükselirken, emekli Orgeneral Ergin Saygun ile Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul hakkında ise yakalama kararı bulunuyor. Duruşmada flaş bir gelişme yaşandı. Savunmasını yapan tutuklu sanık Yarbay Yüksel Gürcan, ele geçirilen ve ıslak imzasını taşıyan evrakın gerçek ve kendisine ait olduğunu söyledi.
Balyoz davasına 44. duruşma ile devam ediliyor.Balyoz soruşturması kapsamında açılan iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu iddiası ile verilen birleştirme kararının ardından her iki davanın birlikte görülmesine başlandı. Her iki dava İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesince Balyoz dava dosyası üzerinden yürütülmeye devam edilecek. Birleştirme kararının ardından Balyoz davasında sanık sayısı, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneraller Halil İbrahim Fırtına, Çetin Doğan, Ergin Saygun, MHP milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan ile emekli Albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu sanıklarla birlikte 224´e yükseldi. Davada 184 sanık tutuklu, 38 sanık tutuksuz yargılanırken emekli Orgeneral Ergin Saygun ve Ahmet Sinan Ertuğrul hakkında yakalama kararı bulunuyor.
SANIKLAR SALONA SIĞMADI
Birleştirme kararının ardından Balyoz davasının 44. duruşması, Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda saat 09.30 sıralarında başladı. Duruşmada emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneraller Halil İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan ile CHP milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan´ın da aralarında bulunduğu 168 tutuklu sanık ile 27 tutuksuz sanık hazır bulundu. Sanık bölümünün yetersiz kaldığı gözlenen duruşmada, tutuklu sanıkların sığabilmesi için tutuklu sanık bölümünün geniş tutulduğu, sanık bölümünden sadece son iki sırasının tutuksuz sanıklara ayrıldığı görüldü. Ancak tutuksuz sanıklardan 8 kişi, için sanık bölümünde oturacak yer kalmayınca, bu sanıkların basın mensuplarının da bulunduğu müdahil avukat bölümünde mahkeme heyetine daha yakın masalara oturmalarına izin verildi. Orgeneral Bilgin Balanlı´nın da aralarında bulunduğu 16 tutuklu sanık ile 11 tutuksuz sanık ile hakkında yakalama kararı bulunan sanıklar Ergin Saygun ve Ahmet Sinan Ertuğrul ise duruşmaya katılmadı.
ÇAĞLAYAN´DAKİ SALONLAR DA YETERSİZ
İkinci Balyoz Davası´nın Balyoz Davası ile birleşmesinin ardından tutuksuz sanıklardan 8 kişi, için sanık bölümünde oturacak yer kalmayınca, bu sanıkların, basın mensuplarının da bulunduğu müdahil avukat bölümünde oturmalarına izin verildi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken üye hakim Ali Efendi Peksak tarafından mahkemeye gelen yazıların okunacağını belirtti.Mahkeme heyeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na yazı yazılarak Çağlayan´daki Adliye Sarayı´nda bulunan en büyük duruşma salonunun sanık, sanık müdafii, müdahil ve müdahil vekili ile izleyici kapasitesinin ve sesli ve görüntülü duruşma yapma teknik alt yapısının bulunup bulunmadığı hususunda mahkemeye bilgi verilmesini istemişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´ndan mahkemeye gelen yazıda, en büyük duruşma salonunda gizli tanık odasının olmadığı, ses mikserlerinin bulunmadığı, çoklu ses kayıt sisteminin olmadığı, sanıklar için 50, taraf avukatları için 20, izleyiciler için 50 kişilik yer olduğu belirtildi.
AHMET TUNCER´İN SAVUNMASI
Mahkeme Başkanı Ömer Diken tutuklu sanıkların savunmalarını alınacağını belirterek, tutuklu sanık Albay Ahmet Tuncer´i kürsüye çağırdı. Hakkındaki suçlamaları reddeden Tuncer tahliyesini ve beraatini istedi. Duruşma sanık savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
BALYOZ DAVALARI BİRLEŞMİŞTİ
10. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Ekim tarihinde görülen davada İkinci Balyoz Planı davasının, Balyoz Planı davasıyla birleştirilmesine oy birliğiyle karar vermişti. Mahkeme kararında dava dosyaları arasında hukuki ve fiiili irtibat bulunması, yargılamanın seriliği, usul ekonomisi, çelişkili kararların çıkmaması ve sanıkların hukuki durumlarının birbirini etkilemesi durumunu da dikkate alındığını belirtmişti. 196 sanıklı Balyoz davası ile 28 sanıklı İkinci Balyoz davasının birleştirilmesinin ardından toplam sanık sayısı 224´e yükseldi. Davada yargılanan tutuklu sanık sayısı 184´e, tutuksuz sanık sayısı 38 olurken emekli Orgeneral Ergin Saygun ile Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul hakkında ise yakalama kararı bulunuyor. ( Cihan, DHA)
MUSTAFA ÖNSEL´İN SAVUNMASI
?Balyoz planı? davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Mustafa Önsel, ?Henüz doğmadığım 1960 ihtilalinin, öğrenci olduğum 12 Eylül´ün, uygulamalarının çoğunu yanlış bulduğum 28 Şubat´ın hıncı bizden çıkartılıyormuş gibi hissediyorum? dedi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Önsel, hakkındaki suçlamayı şiddetle reddettiğini belirterek, savunma değil suçlama yapacağını söyledi. İlki 22 Şubat 2010 olmak üzere geçen yıl 2 kez tutuklanıp tahliye edilerek 4 ay tutuklu kaldığını anlatan Önsel, bu yıl yine şubat ayında tutuklanıp özgürlüğünün gasp edildiğini, bundan dolayı ruhunun bu haksızlığa isyan halinde olduğunu dile getirdi. ?Post modern darbe diye yakın tarihin kayıtlarına giren 28 Şubat süreci ile ilgili dava açılsın bakalım? diyen Önsel, ?Bu hiç gündeme getirilmez. O dönemin en namlı generalini yandaş ticari kuruluşlarda danışman olarak çalıştıracaksın, onunla ABD´lerde JINSA denilen Yahudi kuruluşunda sarmaş dolaş olacaksın, beni de darbeci olarak yargılatacaksın. Bu durumu şiddetle kınıyorum? şeklinde konuştu.
Bir ihtilal mahkemesinde yargılandığı düşüncesine hakim olduğunu ifade eden Önsel, ?Henüz doğmadığım 1960 ihtilalinin, öğrenci olduğum 12 Eylül´ün, uygulamalarının çoğunu yanlış bulduğum 28 Şubat´ın hıncı bizden çıkartılıyormuş gibi hissediyorum. Şu anda aslında demokrasi görünümlü bir darbe, bir dikta rejimi yaşıyoruz. 12 Eylül´de, 28 Şubat´ta neler olduysa bugün de benzer, hatta daha da kötü şeyler oluyor. 12 Eylül ve 28 Şubat´ın arkasında kim varsa bugünkünün arkasında da aynı güç var? dedi. Önsel, 31 yıl boyunca teniyle bütünleşen ama şimdi ayrı düştüğü üniformasıyla konuştuğunu belirterek, şunları kaydetti: ?İhanet odaklarıyla işbirliği yaparak, tarafımıza bu iftiraların atılmasına ve geleceğimizin haksız yere karartılmasına, hürriyetimizin gasp edilmesine sebep oldular. Onları lanetliyorum. Bu ihanetleri unutulmayacak. Gelecekleri için geçmişlerini satan bu çakalları suçluyorum. En büyük kinimiz onlaradır. Lanetimiz gelecek kuşaklarını da kucaklayacaktır.?
Suçlayacağı bir başka grubun ise geçmişte ?Komutanım? dedikleri kişiler olduğunu kaydeden Önsel, şöyle devam etti: ?Asker lafı eğmeden, bükmeden söyler. Sorulduğunda ´Var da diyemem, yok da diyemem´ diyen sevgili komutanım şimdi rahat uyuyabiliyor musun? Ya sen, durup dururken saçma Nisan bildirisi yayımlayarak siyasete şekil vermeye çalışan pek sevgili komutanım. Biz cezaevinde mağdur iken zırhlı aracınla gezmekten mutlu oluyor musun? Sahi şu Dolmabahçe´de baş yetkili ile sen ne konuştun? Hangi konuda ikna edildin? Yoksa bizlere yapılacak operasyonlara yeşil ışık orada mı yakıldı? Ne verdin? Sana da mı kaset gönderdiler yoksa? Yıllarca görev nedeniyle ayrı kaldığım eşimden ve çocuklarımdan hukuksuzca ayrı bırakılırken siz torunlarınızı gönül rahatlığıyla sevebiliyor musunuz?? Grevde olan komutanlarına seslenen Önsel, ?(Çok üzülüyoruz. Hukuki süreç, sabır) diyenlere, silah arkadaşlığı ölmüş diyorum. Yönetiyorum zannettiğiniz ordunun sahte CD´lerle beli kırılmış siz kime komutanlık yaptığınızı sanıyorsunuz?? dedi.
HALİL HELVACIOĞLU´NUN SAVUNMASI
Tutuklu sanıklardan Tümgeneral Halil Helvacıoğlu da hakkındaki suçlamalara değinerek, dava konusu seminere katılmadığını, ne konuşulduğunu, ne işlendiğini bilmediğini söyledi. Jandarmanın suç teşkil eden olaylarla ilgili mahkeme kararıyla kişilere ait bilgileri alabildiğini ifade eden Helvacıoğlu, ?Jandarmada suç işlemiş olan kişilerin kayıtları vardır. Suç işleyen kişilere ait bilgi havuzu vardır. Jandarmanın istihbarat yönünden yetkisi kendi sorumluluk bölgesiyle ilgilidir. Son yıllarda da bu yetki daraltılmıştır? dedi. Jandarma generallerinin fişlendiğine ilişkin belgede kendi adının 10´uncu sırada ?Güvenilir? şeklinde yazıldığını ifade eden Helvacıoğlu, bunun kendi iradesi dışında ve gıyabında yazıldığını, kendisini bağlamadığını, bunu yazan kişiyi ilgilendirdiğini kaydetti. Gölcük Donanma Komutanlığına çıktığı belirtilen belgeler arasında sanıklardan Süha Tanyeri´ne ait olduğu iddia edilen notta ?Albay Helvacıoğlu? olarak yer aldığını belirten Helvacıoğlu, ?Burada isim yoktur. Rütbe farklıdır. Soyadı benzerliğinden şahsım olduğu kanaatine varılamaz. Ben belirtilen tarihte 2 yıllık generaldim? dedi. ( AA)
YARBAY GÜRCAN BELGELERİ KABUL ETTİ
Balyoz davasının tutuklu sanıklarından Yarbay Yüksel Gürcan, ele geçirilen ve ıslak imzasını taşıyan evrakın gerçek ve kendisine ait olduğunu söyledi. Balyoz davasının tutuklu sanıklarından Yarbay Yüksel Gürcan, Gölcük Donanma Komutanlığı´ndaki zemin döşemesinin altında ele geçirilen ve ıslak imzasını taşıyan evrakın gerçek ve kendisine ait olduğunu söyledi. Bursa İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde 55 belediye başkanı ve 5 kaymakamla ilgili bilgi notu tuttuğunu savunan Gürcan´ın, Sadece bilgilendirme notuydu sözü üzerine mahkeme başkanı, Siz çalışma ve usüle uygun diyorsunuz ama kişilerin siyasi görüşü, neden hoşlanıp hoşlanmadığı konuları özel hayata girmiyor mu? tepkisini verdi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Balyoz davasında tutuklu sanıklardan Yarbay Yüksel Gürcan, Gölcük Donanma Komutanlığı´nda döşeme altında ele geçirilen belgelerle ilgili savunma yaptı. Gürcan, 11 Nolu CD içinde ´2002-2003jandarmaBursa Bölgeykamu görevlileri´ isimli bir klasör bulunduğu ve içinde ´Bursa ili ve ilçelerinde mülki amir ve belediye başkanları´ isimli 5 sayfalık ´gizli´ ibareli word dosyasının bulunmasıyla ilgili açıklama yaptı. Gürcan, Bursa İl Jandarmada İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptım. Dönemin komutanı Arif Çetin, fazla zamanının olmadığını belirterek benden kamu görevlileri hakkında bilgi notu hazırlamamı istemişti. Bu evrak daha sonra Gölcük´te çıktı. şeklinde konuştu.
´Bursa İli Ve İlçelerinde Mülki Amir Ve Belediye Başkanları´ başlığı altında Bursa ilinde görev yapan 55 belediye başkanı ve 17 kaymakamın isimlerinin ve görev yerleri ile her bir şahsın isminin karşısına ´Siyasi görüşleri´ ve genel tutumlarının yazılı olduğu belge ile ilgili olarak sanık Gürcan, Komutanımın talimatıyla hazırladım. Bunların darbeye teşebbüsle bir alakası da yoktur. dedi.
Savunmanı tamamlanmasının ardından Gürcan´ın çapraz sorgusuna geçildi. Üye hakim Ali Efendi Peksak, Dönemin komutanı Arif Çetin´in hazırlattığını söylediniz. Bugüne kadar yapılan sorgularda sanıklar kendilerine böyle bir çalışma emrini vermediğini söyledi. Ancak siz Arif Çetin´in talimatıyla belgeyi hazırladığınızı söylüyorsunuz. Bilgim kadarıyla kişiler hakkında istihbarat çalışması, bir suç istinadı olduğunda yapılması gerekmez mi diye sordu. Gürcan ise İl jandarma komutanı göreve başladığı zaman çalışacağı kamu görevlilerini tanımak ister. Bu nedenle benden bilgilendirme notu istedi cevabını verdi.
Hakim Peksak, Sizin böyle bir görev tanımınız var mı? Altında imzanız olan belgenin askeri yazışma usül ve esaslarına uygun mudur? sorusuna Gürcan, Benden özel bir belge hazırlamamı istedi. Darbeyi çağrıştıran bir evrak değildir. Çalışmam askeri usullere uygundur. cevabını verdi. Bu cevabın üzerine Peksak, Bu belgenin arşive ya da herhangi bir kartona işlenmesi gerekmiyor mu? sorusunu yöneltti. Her belgenin kayda geçmesinin gerekmediğini belirten Gürcan, Üst makama gönderilen resmi bir belge değil. demekle yetindi. Ancak Hakim Peksak, Altında imzanız var. Bilgi notu olsaydı altında imzanızın olmaması gerekmez miydi? ´Bilgi notu´ yazışma usulünün 2008´den sonra TSK´ya girdiği bildirildi. 2002 yılında ve öncesinde böyle bir çalışma usulü var mıydı? sorusuna Gürcan, Sadece bilgilendirme notuydu. cevabını verdi. Bunun üzerine Peksak, Siz çalışma ve usüle uygun diyorsunuz ama kişilerin siyasi görüşü, neden hoşlanıp hoşlanmadığı konuları özel hayata girmiyor mu? tepkisini verdi.
Savcı Savaş Kırbaş ise, Madem öyle bu bilgi notu, niçin Gölcük´te yapılan aramalara kadar saklanmıştır? sorusuna Gürcan, Belgeyi saklayana sormak lazım bunu. cevabını verdi. Ardından da davanın diğer tutuklu sanıkları, Gürcan´a kendisine ait olduğunu söylediği belge hakkında sorular yöneltti. Emekli Tümgeneral Recep Rıfkı Durusoy, 2008´de bilgi notu formatıyla sizden istenen bilgi notunun formatı aynı mı? diye sordu. Bu soruya da Gürcan, kendisinin bilgi notu hazırladığı şeklinde cevap verdi. Gürcan, Bilgi notunu hiçbir kayıt tutmadan mı veriyorsunuz? şeklindeki soruya da, Kayıtlı değildir. cevabını verdi. Durusoy, verilen cevabın ardından, Arkadaşın kafası karıştı galiba. tepkisini verdi.
Dursun Çiçek ise Şifahen hazırlanan bu belgeye imza atmanıza gerek var mıydı? diye sordu. Yoktu cevabının ardından Çiçek Yani hata yaptığınızı kabul ediyorsunuz? tepkisini verdi. Sanık Gürcan, bu tepki karşısında sessiz kaldı. ( Cihan)
(06 Ekim 2011, 11:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
1. BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Balyoz Planı manşetlerimiz
2. BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Eskişehir belgeleri (2. Balyoz davası) manşetlerimiz
GÖLCÜK İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Donanma´da 10 çuval belge manşetlerimiz
Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge