Ayhan Çarkın´ın itirafları üzerine başlatılan Susurluk dönemi faili meçhul cinayetleri soruşturmasında şok gelişme.. Faili meçhullerin doruğa çıktığı dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe´den çok çarpıcı açıklama: ´PKK´ya yardım eden işadamlarının ve devlete sızan PKK´lıların listesi bize gelmişti. MGK´ya sunmuş olabilirim. MGK Genel Sekreterliği´nde bulunabilir. Ama bu isimlerin öldürüldüğü konusunda bilgim yok.´
Eski Bakan ölüm listesini doğruladı
Ayhan Çarkın´ın itirafları üzerine başlatılan Susurluk dönemi faili meçhul cinayetleri soruşturmasında şok gelişme.. Faili meçhullerin doruğa çıktığı dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe´den çok çarpıcı açıklama: ´PKK´ya yardım eden işadamlarının ve devlete sızan PKK´lıların listesi bize gelmişti. MGK´ya sunmuş olabilirim. MGK Genel Sekreterliği´nde bulunabilir. Ama bu isimlerin öldürüldüğü konusunda bilgim yok.´
Ayhan Çarkın´ın itirafları üzerine başlatılan Susurluk dönemi faili meçhul cinayetleri soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayetlerin işlendiği dönemde Milli Güvenlik Kurulu´na (MGK) sunulduğu iddia edilen, ´PKK´ya yardım eden Kürt işadamları´ ve ´Devlete sızan PKK´lılar´ başlıklı listelerin izini sürerken, dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe´den, çok çarpıcı açıklama geldi. Listenin varlığını doğrulayan Menteşe, ´Böyle bir liste bize gelmişti. MGK´ya sunmuş olabilirim. MGK Genel Sekreterliği´nde bulunabilir´ dedi. Menteşe´nin, Akşam´a özel açıklamaları şöyle:
Cenazede bakanlık teklifi
Milli Eğitim Bakanlığı yaptığım 1993 yılında terör eylemlerinin ardı arkası kesilmiyordu. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın Lice´de öldürüldü. Dönemin Başbakan´ı Tansu Çiller, cenazesine benim de katılmamı istedi. Cenazede Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de vardı. İçişleri Bakanlığı teklifini cenaze töreninde aldım ve hemen göreve başladım.
Faili meçhulleri de ele aldık
Ülkenin ana gündemi terör olduğu için İçişleri Bakanı olarak haftada üç gün değerlendirme toplantısı yaptım. İçişleri, Dışişleri müsteşarları, MİT müsteşarı, Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü ve terörle mücadelede görevli bazı generallerin de katıldığı bu toplantılarda faili meçhul cinayetleri de ele aldık ve aydınlatılması için çok uğraş verdik. Uğur Mumcu, Behçet Cantürk cinayetinin aydınlatılması için de talimatlar verdim.
Bakanlığa gönderilen liste
MGK toplantılarının da ana gündemi terördü. Bakanlığım döneminde, PKK´ya yardım eden bazı işadamları ve devlete sızan PKK´lıları gösteren bir liste, istihbarat birimlerinden bize gelmişti. Bu listeyi MGK´ya sunmuş olabilirim. Hafızamı zorluyorum, vermiş olma ihtimali yüksek çıkıyor. Ancak çok zaman geçtiği için kesin konuşamıyorum. Listedeki isimleri ise hatırlamıyorum. Dönemin Özel Kalem Müdürü Ertuğrul Öztürk´ü arayıp sordum. ´Gizlilik dereceli belgeleri o dönemde yok ediyorduk´ yanıtı verdi. Bu nedenle listenin bir nüshası elimde yok.
MGK´ya sorulabilir
Bu listenin bir örneği belki MGK´da olabilir. MGK Genel Sekreterliği´ne sorulursa ortaya çıkar. Listedeki isimlere yönelik, MGK´da ya da, İçişleri Bakanlığı´nda bir yaptırım kararı verilmesi mümkün değil. MGK´da sadece genel değerlendirmeler yapılırdı. Bakanlığım sırasında hukuka aykırı hiç bir icraatın içinde olmadım. Bu listede yer aldığı ileri sürülen bazı işadamlarının devlet içi çetelerce öldürüldüğü iddialarını ben de gazetelerden okuyorum. İddialara muhatap isimler arasında dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar da var. O tarihlerde böyle bir duyum alsaydım gereğini yapar Ağar´ı görevden alırdım.
Savcı davet ederse düşünürüm
Bugün yazılan iddiaların hiçbirinden haberim yok. Söz konusu listelerde isimleri geçen kişiler hakkında da, yargısız infaz veya hukuka aykırı bir işlem yapıldığına tanık olmadım. Bu nedenle kendiliğimden gidip ifade vermem. Savcı davet ederse değerlendiririm.
Savcılık da listenin peşinde
´Faili meçhul cinayetler´ soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, İstihbarat birimlerince hazırlanıp İçişleri Bakanı Nahit Menteşe tarafından MGK´ya sunulduğu ileri sürülen ´PKK´ya yardım eden Kürt işadamları´ ve ´Devlete sızan PKK´lılar´ başlıklı listelerin de peşine düştü. Dönemin gazetelerinde tarama başlatılırken Savcı Yüksel, Emniyet Genel Müdürlüğü´ne yazı göndererek, böyle bir listenin olup olmadığını sordu. Kasım 1993 tarihli gazetelerde, ´Devlete sızan PKK´lılar´ başlıklı bir listenin Menteşe tarafından MGK´ya sunulduğu haberi yayınlanmış, ancak Menteşe ve dönemin yetkililerince bu yönde bir açıklama yapılmamıştı. ( Akşam)
LİDERLER ZİRVESİNDE MESUT YILMAZ´DAN MGK İDDİASI
Çankaya Köşkü´nde 15 yıl önce gerçekleştirilen Susurluk zirvesinde ´hukuk dışı olayların ne zaman başladığına ilişkin´ tartışma yaşandığı ortaya çıkmıştı. Toplantıda Mesut Yılmaz´ın, 1993´ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusu. sözleri üzerine Tansu Çiller, Yılmaz´ın başbakanlığı döneminde 63 adi, 18 siyasî, 81 faili meçhul cinayet işleniyor. diyor. Mesut Yılmaz: 1993´ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. Bir iddia var. MGK´da PKK´nın lojistik desteğinin kesilmesi konusunda bir karar alınmış. Karara dayalı olarak da devlet içinde birtakım odaklar yargısız infazlara girişmiştir. Çiller´in dediği gibi münferit olay söz konusu değildir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusudur. Bu yargısız yetki kullanıldıysa kimin izniyle kullanılmıştır?
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tarihî ´Susurluk zirvesi´ tutanakları sansürlü çıkmıştı. 74 sayfayla sınırlı tutulan tutanaklar, ´devlet sırrı´ kaygısıyla büyük bölümü kesildiği için zirvede konuşulanların tamamını yansıtmıyor. Ancak sansürlü dökümlere yansıyanlar, liderler arasındaki ´faili meçhul´ atışmasını gözler önüne seriyor. Söz konusu zirve, Susurluk kazasının ardından 22 Aralık 1996 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in çağrısı üzerine Çankaya Köşkü´nde gerçekleşmişti. Zirveye, dönemin Meclis´te bulunan siyasî aktörleri Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı DYP lideri Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı. İşte o diyaloglar:
Tansu Çiller: Lisede daha öğrenciydim, bir kontrgerilla diye çıkmıştır bu olay. Şimdi söylenen şey, bir başka boyutuyla aynı şeyi çağrıştırıyor. Sayın Ecevit, ondan sonra iki kez başbakan olmuş. Devlet içinde kontrgerillalarla ilgili Ecevit ne yapmış başbakanlığı döneminde ki onun aynısını yapalım hemen.
Bülent Ecevit: 1974 öncesinde bazen kontrgerilla sözünü genel anlamda kullanmış olabilirim. Fakat öğrendiğim bazı çok acı devlet gerçekleri üzerine Türkiye´de resmen kontrgerilla diye bir örgüt olmadığını, ama o işleri gören bir kurumun var olduğunu, Özel Harp Dairesi´nin sivil uzantısının var olduğunu ve bunların çok karanlık birtakım olaylara karışmış olabileceğini gördüm. 1978´de başbakan olur olmaz yeni Genelkurmay Başkanı Kenan Evren´e o zaman kullandığım tabirle ´devlet içinde ama devlet dışındaki´ kurumların hukuk devleti kuralları içine çekilmesi talimatını verdim.
Necmettin Erbakan: 1994 tarihinde Mehmet Özbay´a (Abdullah Çatlı), bir bakan onayı ile silah verilmiş. Hangi bakan tarafından? MİT raporunda ´Devlet içerisinde kendi kendine gruplar teşekkül etmiştir´ deniliyor. Raporda söylediği şu: 1982-1984 arasında ASALA´ya karşı 11 eylem yapılmıştır. Eylemlerin içinde Çatlı da vardır. ANAP dönemidir. Bu olaylardan iktidarın haberi yok mu? Bunlar resmi vesikalarla sabit. 1978´den beri uyuşturucu kaçakçılığından Hollanda´da ve ABD cezaevlerinde yatan sabıkalı Ömer Lütfi Topal´a kim pasaport vermiştir? 1978´den beri uyuşturucu kaçakçısı, kim otel ve kumarhane ruhsatı veriyor?
Mesut Yılmaz: 1993´ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. Bir iddia var. MGK´da PKK´nın lojistik desteğinin kesilmesi konusunda bir karar alınmış. Karara dayalı olarak da devlet içinde birtakım odaklar yargısız infazlara girişmiştir. Çiller´in dediği gibi münferit olay söz konusu değildir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusudur. Bu yargısız yetki kullanıldıysa kimin izniyle kullanılmıştır?
Süleyman Demirel: Geçen 5 sene zarfında kurulun başbakan olarak üyesiyim veya cumhurbaşkanı olduğum kurulların hiçbir tanesinde ´devletin güçleri dışında birtakım adamları kullanalım´ diye hiçbir şey alınmamıştır. 1991 Kasım ayından Yılmaz´ın bana hükümeti devrettiğinden bu yana başında bulunduğum hükümetler veya başında bulunduğum bu devlet, benim bilgim dahilinde hiçbir cinayet işine karışmamıştır. Buna karşı çıkmışımdır ve ´aman dikkat edin şu adamdan... ve aman devleti meşru olmayan işlere karıştırmayın´ şeklinde olmuştur.
Tansu Çiller: Yılmaz´ın yanında anlaşılan Ölmez diye çete reisi varmış. Ankara Valisi Ölmez´i Yılmaz´ın kongresindeki yemekte yanından alıyor. Devlet-mafya-çete ilişkisinin başında olan isim. Temmuz 1991-Kasım 1991 yani Yılmaz´ın başbakanlığı döneminde faili meçhul cinayetler olarak 63 adi, 18 siyasi, 81 faili meçhul cinayet işleniyor.
ÇATLI´YA GÖREV MGK´DAN
Susurluk dönemi faili meçhul cinayetleri soruşturması 2011 Mart ayında eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın şok itiraflarıyla başladı. Vicdan azabı çektiğini söyleyerek bildiklerini açıkladığını ifade eden Çarkın´ın anlattıkları devletin en tepe noktalarına kadar büyüyeceği anlaşılan bir soruşturmaya dönüştü. Cinayetleri işleyen derin yapının içinde istihbaratçılar, askerler ve emniyet içerisindeki şahısların bulunduğunu söyleyen Çarkın, şu iddialarda bulunmuştu: Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Veli Küçük, bu yapı içerisinde önemli roller üstlenmişti. MGK kararları doğrultusunda terörle etkin mücadele edilmesi yönünde birtakım uygulamalar yapıldığını duyuyordum. Hatta yakın ilişkim olan Abdullah Çatlı, MGK kararı doğrultusunda kendisine görev verildiğini söylerdi bana.
Bu ifadeler üzerine soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel Milli Güvenlik Kurulu´ndan bilgi istemişti. Yine soruşturmada şüpheli olarak yer alan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar´ın da savcılıkça sürdürülen soruşturmadaki suç olaylarını ´1000 operasyon´ olarak değerlendirdiği ve ´bunların kararlarının da MGK´dan alındığını´ kamuoyuna defalarca açıkladığı da biliniyor.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
O MGK´DA 1200 KİŞİLİK LİSTE VARDI
13 Aralık 2011 - DYP hükümeti döneminin bakanlarından Salim Ensarioğlu, 27 Ağustos 1992 günü Diyarbakır´da olağanüstü toplanan MGK´da 1200 kişilik Kürt işadamı listesinin tartışıldığını iddia etti. Ensarioğlu, Toplantıda Erdal İnönü, Turgut Özal, Süleyman Demirel vardı. Demirel hala yaşıyor. Listeyi en iyi o bilir dedi. Milli Güvenlik Kurulu´na (MGK) sunulduğu söylenen ´Kürt işadamı listesi´ ile ilgili yeni bir iddia da DYP´li eski Bakan Salim Ensarioğlu´ndan geldi. Radikal´in haberine göre; Ensarioğlu, Diyarbakır´da hem bakanlar kurulunun hem de MGK´nın olağanüstü toplandığı 27 Ağustos 1992 tarihine işaret ederek, ?O gün Diyarbakır´da yapılan MGK toplantısında 1200 kişilik Kürt işadamı listesinden bahsediliyor. O zamanlar bu konu sağda solda çok konuşuldu. Özal ve İnönü öldüğüne göre bunu en iyi Sayın Süleyman Demirel bilir? dedi.
PKK´nın büyük eylemlerine sahne olan 1992´de Güneydoğu´da iç savaş görüntüleri hâkimdi. Tarihin en kanlı Nevruz´undan sonra 18 Ağustos´ta PKK Şırnak´ı basmış ve ortalık kan gölüne dönmüştü. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Turgut Özal inisiyatif kullanarak bakanlar kurulu ve MGK´yı Diyarbakır´da topladı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, komutanlar ve bakanlar toplantı sonrası geceyi de Diyarbakır´da geçirdi. O tarihte Diyarbakır Milletvekili olan Salim Ensarioğlu, şehirlerinde ilk kez toplanan MGK´ya şu günlerde faili meçhul cinayetler soruşturması nedeniyle gündemde olan ´Kürt işadamı listesi´nin sunulmuş olabileceğini ifade etti.
Toplantı sonrası şehirde daha sonra Ankara´da liste konusunun sıkça konuşulduğunu ifade eden Ensarioğlu, ?Kısa bir süre sonra Sayın Demirel´in yeğeni İbrahim Tatlıses´e ?sen de listedesin´ dediği ortaya çıkmıştı. Turgut Özal ve Erdal İnönü rahmetli oldular. MGK´ya böyle bir liste sunulup sunulmadığını en iyi bilecek kişi Sayın Süleyman Demirel´dir? dedi. Ensarioğlu´nun sözünü ettiği 1992 yılı MGK´ya Başbakan Demirel ile birlikte Yardımcısı Erdal İnönü, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz katılmıştı. Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda ise Orgeneral Doğan Güreş oturuyordu.
1992 en kanlı yıldı
Faili meçhullerin ve iç çatışmanın zirveye çıktığı 1992 yılı aynı zamanda Kürt sorununa çözüm arayışlarına da sahne olmuştu. Cumhurbaşkanı Özal, bu konu için Sözcüsü Kaya Toperi ve Yaveri Kurmay Albay Arslan Güner´e 10 sayfalık ´Kürt Raporu´ hazırlattı.
Raporda, ?Karşılaştığımız sorunun basit bir terör olgusunun çok ötesinde olduğu aşikârdır? deniyordu. Özal, siyasi trafiği de hızlandırmıştı. 1992´nin mart ayında Çankaya Köşkü´nde DEP milletvekilleri Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Orhan Doğan´la görüştü. Sakık, Özal´ın bu görüşmede ?Genel af çıkarıp sorunu kökünden çözeceğim? dediğini aktardı. Özal´ın raporu, Mart MGK´sında görüşülmüştü ancak MGK´dan bir hafta sonra yaşanan kanlı Nevruz´da 100´e yakın insanın ölmesi siyaset yerine şiddeti yeniden öne çıkardı.
Özal´ın talimatıyla ANAP Milletvekili Adnan Kahveci de bir ?Kürt Raporu? hazırladı ve aralarında Kürtçe yayının da bulunduğu bir dizi demokratik açılım öngören rapor mayıs MGK´ya sunuldu. Kahveci´nin raporunda, ?Askeri yöntemle hiçbir ülke çözüme ulaşamamıştır. Bugün Kürt sorunu siyasal bir kriz halini almıştır. Cesur siyasal adımlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle Kürt realitesi, Kürt kimliği ve dili hızla kabul edilerek, Kürtler´in siyasal hakları verilmelidir? deniliyordu.
Uçak kazasında hayatını kaybeden Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´in Cumhurbaşkanı Turgut Özal´a yazdığı Kürt Sorunu´nun çözümüne ilişkin son mektup da yine Ağustos 1992´de Diyarbakır´da toplanan Milli Güvenlik Kurulu´nda ele alınmıştı.
Eski MİT´çi Ataç ifade verdi
Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel ´faili meçhul cinayetler´ soruşturması kapsamında dün de eski MİT Dış Operasyonlar Daire Başkanı Yavuz Ataç´ın ´şüpheli´ sıfatıyla ifadesini aldı. İfadenin ardından Ataç şu açıklamayı yaptı: ?Ben rahatım. Bana sormayacaklar mı? Ben Eymür´ün yardımcısı olarak görev yapmışım. Haklı... Adaleti aydınlatmamız lazım.?
Menteşe: Liste MGK´da olabilir
Tansu Çiller´in Başbakan olduğu dönemde İçişleri Bakanı olan Nahit Menteş´e, geçen hafta Akşam´a verdiği röportajda ´Kürt işadamları listesinin´ olduğunu söyledi. Menteşe, ?Liste, istihbarat birimlerinden bize gelmişti. Bu listeyi MGK´ya sunmuş olabilirim. Dönemin özel kalem müdürü gizlilik olduğu için belgeyi imha ettiklerini söyledi. Bu listenin bir örneği belki MGK´da olabilir.?
27 Ağustos 1992: 1992 yılında PKK´nın eylemlerinin artması üzerine Bakanlar Kurulu ve MGK, 27 Ağustos´ta Diyarbakır´da toplandı.
5 Eylül 1992: Bingöl-Genç karayolunda araçlardan indirilen 7 kişi katledildi.
15 Eylül 1992: Batman´ın Kozluk ilçesinde bir minibüsün bombalanması sonucu 10 kişi öldü.
20 Eylül 1992: Yazar Musa Anter Diyarbakır´da suikaste uğradı.
1 Ekim 1992: Bitlis´in Cevizdalı köyünde 30 kişi öldürüldü.
11 Ocak 1993: İstanbul Polisi, Lucky S adlı Panama bandıralı gemide 15 ton uyuşturucu ele geçirdi.
24 Ocak 1993: Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu, Ankara´daki evinin önünde arabasına konan bomba ile öldürüldü.
28 Ocak 1993: İşadamı Jak Kamhi´ye suikast düzenlendi. Kamhi, yara almadan kurtuldu.
2 Temmuz 1993: Sivas´ta çıkan olaylarda Madımak Oteli ateşe verildi, 35 aydın can verdi.
4 Eylül 1993: DEP Milletvekili Mehmet Sincar ile DEP Batman İl Yönetim Kurulu üyesi Metin Özdemir öldürüldü.
3 Kasım 1993: Çiller, şu açıklamayı yaptı: ?Elimizde PKK´ya yardım eden 60 Kürt işadamının listesi var.? ( Radikal)
(08 Aralık 2011), son güncel.: (13 Aralık 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Çarkın: Cinayetleri MGK biliyordu
Çarkın´ın itirafları: MGK üyelerine sorgu hazırlığı
Demirel ve 34 kişiye suç duyurusu: Susurluk infazları
Liderlerin MGK´da cinayet atışması
Yeşil´den Köşk ve MGK´ya telefonlar
AYHAN ÇARKIN´IN İTİRAFLARI VE YÜRÜTÜLEN SORUŞTURMA MANŞETLERİMİZ
Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap