Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlenerek öldürülmesi eylemine katılan diğer kişilerin izi sürülüyor. ´Savaş Korkmaz´ kod adlı bir kişinin gerçek kimliği araştırılıyor. Savcı, gizli tanık ifadelerindeki iddiaları tek tek inceledi ve eldeki delillerle örtüştüğünü tespit etti. Savaş Korkmaz´ın gerçek kimliği belirlendiğinde ikinci bir iddianame daha hazırlanarak birleştirme talebiyle mahkemeye sunulacak. Yarbay Savaş dışında suikastte başka şüphelilerin de adı geçiyor.
19.04.2013 17:12 Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüne ilişkin hazırlanan ve emekli tuğgeneral Levent Ersöz´ün sanık olduğu iddianame, soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor. Özal´ın organize bir cinayetle öldürüldüğünü iddia ederek Ergenekon tutuklu sanığı emekli tuğgeneral Levent Ersöz´ü ve Özel Harp Dairesi elemanlarının görev aldığı Ergenekon hücresi ´TUSHAD´ı suçlayan Savcı Kemal Çetin´in iddianamede bir örgütten bahsetmemesi ise dikkati çekiyor. Ülkenin 1 no´lu makamında yer alan Cumhurbaşkanına karşı bu kadar kritik bir cinayetin tek bir kişi tarafından işlenemeyeceği aşikar. Savcı Çetin´in suikast olayında başka şüphelilerin de görev aldığını tespit ettiği öğrenildi. Bu şüphelilerden birisi, Ergenekon gizli tanıklarının ifadesinde de olayla ilgili suçlanan ´Savaş Korkmaz´ kod adlı yarbay rütbesindeki kişi. Adı Ergenekon davasında başka yerlerde de geçen ve gerçek kimliği araştırılan bu kişinin etrafındaki çember daralıyor. Savaş Korkmaz´ın Yozgat Sorgun´a bağlı Öksüzler Köyü bağlantısı ortaya çıktı.
Savcı, gizli tanık ifadelerindeki iddiaları tek tek inceledi ve eldeki delillerle örtüştüğünü tespit etti. Savaş Korkmaz´ın gerçek kimliği belirlendiğinde ikinci bir iddianame daha hazırlanarak birleştirme talebiyle mahkemeye sunulacak.
Levent Ersöz ve Savaş Korkmaz isimli kişinin Özal´ın ölümüyle bağlantısı, Ergenekon davasında ifade veren bir gizli tanık tarafından dile getirilmişti. Jandarma istihbaratta 7 yıl süreyle haber elemanı olarak çalıştığını belirten Gizli Tanık Selçuk 18 Ekim 2012 tarihinde Ergenekon davasının 248. duruşmasında mahkeme huzurunda verdiği ifadesinde, 6-7 kişinin bulunduğu ortamda Levent Ersöz, ´Biz çok güçlüyüz. Gerektiğinde bir cumhurbaşkanını bile karısına zehirletebiliriz´ dedi. Biz Savaş Yarbay, İrfan Yüzbaşı ile gittik. Onun yanında kendi elemanlarından da birkaç kişi vardı. Ersöz, ´Devlet her zaman 18 yaşındadır. Bizlere karşı yapılan herşey karşılığını bulur´ dedi. diye konuşmuştu.
Ergenekon davasında mahkeme heyeti ve savcılara ayrıntılı şekilde bir kaç kez ifade veren Gizli Tanık Selçuk´un konuyla ilgili ifadeleri Özal iddianamesinin 13-16. sayfaları arasında yer alıyor. İlgili satırlar şu şekilde:
.. ayrıca Savaş...? isimli bir JİTEM görevlisi daha tanıdığını bunun rütbesinin ise yarbay olduğunu, hatta diğer şahısları Savaş yarbayın yönlendirdiğini, bu kişilerin yanında istihbarat elemanı olarak çalıştıkları sivil kökenli insanlar bulunduklarını ayrıca Arif DOĞAN´la tanıştığını o dönem rütbesinin yarbay olduğunu, ancak Savaş yarbayın üzerinde bulunduğunu,..
Gizli tanık Selçuk´un 05/12/2012 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına Turgut ÖZAL´ın ölümüyle ilgili dilekçe verdiği, yazısından kimliğinin ortaya çıkmaması için Mahkeme Başkanlığı tarafından verdiği dilekçesinde ekleme ve çıkarma yapılmaksızın anlam değişikliği olmaksızın zapta geçirerek imzalandığı, gizli tanığın Mahkeme Başkanlığına hitaben yazmış olduğu dilekçesinde özetle;
Turgut ÖZAL´ın zehirlenerek öldürülmesini Jandarma İstihbaratta çalıştığı dönemde Yarbay rütbesinde olan ifadesinde belirttiği Savaş isimli şahıstan aralarındaki yakın ilişki sebebiyle işittiğini, aralarında güvene dayalı ilişki bulunduğunu, Savaş Yarbayın kendisine Turgut ÖZAL´ın ölümünün zehirlenme yoluyla düzenlenen planlı bir suikast olduğunu, bu olayın içerisinde kendisinin de yer aldığını, güvendiği İrfan, Ahmet ve kendisinin isimlerini net olarak bilmediği üç beş kişilik arkadaş ortamında söylediğini,
Kendisinin bu hususları daha sonra 2004 yılında Ankara Ümitköy Çayyolu Mevkii Atabilge Sitesinde bulunan ofis ve misafirhane olarak kullanıldığını bildiği, ofis ve misafirhaneye ek olan aynı site içerisinede bir villa ve 2 ayrı evin olduğunu bildiğini, bu yerlerden birinde Levent ERSÖZ´den de duyduğunu, Levent ERSÖZ´ün konuşmasını Savaş Yarbay, tanımadığı Selim GÜL denilen biri, Taşkın, İrfan ve kendisi ile Levent ERSÖZ´ün adamı olan birkaç kişinin bulunduğu toplantıda yaptığını, Levent ERSÖZ´ün kendi yapılanmalarının üstünlüğü ve istihbaratın önemini anlatmak için bizler Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış kişiyi zehirletiriz dediğini, bu konuşma yapıldığında Albay rütbesinde olan Savaş Yarbaya dönerek ?bu olayın kahramanlarından biri Savaş´tır? dediğini ve kendince Savaş Yarbayı onore ettiğini, kendisinin daha önce bildiği bu olayı Savaş´ın kendilerine anlattığının ortaya çıkmasın diye şaşırmış gibi yaparak dinlediğini, konuşmaların devamında Eşref BİTLİS´in bu oluşuma ihanet içinde olduğunu, Turgut ÖZAL´ın yanında yer aldığını söyleyerek küfür ettiğini, ?bu yanlışın bedelini hem kendi hemde Onu adam bilip yanında olanlar ödedi? dediğini,
Bu konuşmalardan sonra kendisinin Savaş Yarbaya (Albaya) birkaç kişinin daha olduğu bir ortamda ?Levent ERSÖZ seni onore etti zamanında ÖZAL´ın olayında yer aldığını söylemiştin ama tam ne yaptığını söylememiştin, merakımıza ver sorduk? dediğini, onunda konuşmayı, yaptıklarını övünerek anlatmayı sevdiğini, kendilerine güvenle anlattığını,
İfadesinde belirttiği kişilerden Savaş Yarbayın 1998-1999 yıllarında Yarbay olduğunu, JİTEM´de sorgucu olduğunu, soyadını, tuttuğu notlarını kontrol ettikten sonra ?Savaş KORKMAZ, Yozgat/Sorgun Öksüzler Köyü? memleketli olduğunu hatırladığını, bu kişinin Albay rütbesiyle emekli olduğunu öğrendiğini, öğrendiği kişinin uzun yıllardır tanıdığı bir arkadaşı olduğunu,
İrfan isimli kişinin o dönem rütbesinin Binbaşı olup soyadının ŞAHİNOĞLU olduğunu, Kayserili fakat fazla bilgi sahibi olmadığını, İrfan´ın Ankara´da oturduğunu, şuan emekli olduğunu bildiğini,
Ahmet isimli şahıs hakkında fazla bilgi sahibi olmadığını, 1997-1998 yıllarından sonra bu oluşumdaki kişilerle bağlantısının yok denecek kadar az olduğunu, bu kişinin Levent ERSÖZ´ün konuşmasına şahit olanlardan olduğunu, rütbesini bilmediğini,
Selim GÜL, Taşkın ve başka kişilerin Levent ERSÖZ´ün Şırnak´ta Albay rütbesinde olduğu dönemde yakın çalıştığı ve daha sonra yine kendi kontrolünde olan kişiler olduğunu, bu toplantıda olduklarını hatırladığını belirtmiştir.
Gizli tanık Selçuk´un 14/12/2012 tarihinde yine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına vermiş olduğu ve tutanak haline getirilen dilekçesinde de, 05/12/2012 tarihli dilekçesinde anlattığı hususlara ek olarak; o dönem Savaş Yarbayın Turgut ÖZAL´ın zehirlenmesiyle ilgili olayın ayrıntılarını anlatırken kendisinin delillerin yok edilmesinde yardımcı tim olarak görevli olduğunu anlattığını belirtmiştir.
SUİKASTTE BAŞKA İSİMLER DE VAR
Yukarıdaki tanık ifadesinde, Levent Ersöz ve Savaş Korkmaz dışında, Özal´a yönelik suikastte başka isimlerin de geçtiği görülüyor: Kayseri´li Binbaşı İrfan Şahinoğlu, Selim Gül, Ahmet ve Taşkın isimli 4 kişi. Savcılık, toplu ortamda yapılan yukarıdaki konuşmada adı geçen ve en azından tanık olduğu düşünülebilecek bu kişilerin de izini sürüyor. Bu kişilerin suikastle bağlantısı olup olmadığı ise soruşturma sürecinde ortaya çıkabilecek.
HURŞİT TOLON ŞÜPHELİ OLARAK İFADE VERDİ
Suikastte adı geçen çok önemli bir isim daha var: Ergenekon sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon. Soruşturma kapsamında Ergenekon sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon´un ´şüpheli´ sıfatıyla ifadesi alındı, savcılıkça serbest bırakıldı. İddianamede ona yer verilmedi. Ancak burada bir gariplik var. Savcı Kemal Çetin´in Özal´ın ölümünden sorumlu tuttuğu TUSHAD yapılanması, kamuoyuna ilk kez Malatya Zirve katliamının ek iddianamesiyle 2012 Haziran ayında yansıdı. Malatya savcılığının hazırladığı iddianamede Tushad´ın 1993 yılı içinde Ergenekon talimatları doğrultusunda TSK içinde Hurşit Tolon tarafından yapılandırıldığı, ilerleyen yıllarda bir kaç revize edildiği çeşitli belgelere dayanarak ileri sürüldü. Eğer Özal´ın ölümü Tushad yapılanmasının işi ise o hücre yapılanmasında en üst düzeyde yer alan Tolon´un, Özal gibi en üst düzey makamda yer alan bir şahsa yönelik suikastten habersiz olması akla ve mantığa aykırı görünüyor. Muhtemelen Tolon´u suçlamak için henüz yeterli delil elde edilemediği anlaşılıyor. Yürütülen soruşturmada Tolon´un da mercek altında olduğu, yeterli delillere ulaşılması durumunda onun da diğer iddianamelere dahil olacağı söylenebilir.
EMEKLİ ORGENERAL SABRİ YİRMİBEŞOĞLU
Özal´a yönelik suikastte adı geçen önemli bir başka isim ise Özel Harp Dairesi´nin (ÖHD) eski komutanlarından emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu. Yirmibeşoğlu´nun ismi, Özal iddianamesinde Ergenekon iddianamelerine atıf yapılarak geçiyor. Özal iddianamesinin 51. sayfasında, 2008/623 sayılı Birinci Ergenekon iddianamesine atıfla şu bölüm yer almakta:
e. İddianamenin 1480 ve 1481 sayfalarında, İşçi Partisinin İl Örgütünün bulunduğu Beyoğlu İstiklal Cad. Devaçıkmazı No:7 sayılı binasında yapılan aramada ?Soner, Özal suikastı ile başlayan dokümanda Turgut Özal´ın kendisine yönelik olarak gerçekleştirilen suikast girişimi olayının üzerine gittiğinin, Üruğ-Öztorun tasfiyesinin intikamının alınması için suikastın Sabri YİRMİBEŞOĞLU isimli kişinin emriyle gerçekleştirildiğinin Özal suikastının soruşturulmasının MİT ajanı Nasrullah AYAN tarafından engellendiğini not alındığı, Soner YALÇIN´a iletilmiş notlardan müteşekkil dokümanlar olduğu, ?MİT Dairesi Başkanlığından ayrılmış...? ile başlayan dökümanlarda; MİT Daire Başkanlığından ayrılmış emekli bir albayın görüşlerine yer verilen, Demirel veya İnönü´nün öldürülmesi durumunda ordunun yönetime el koyacağı tahmininin dile getirildiği, Özal ve Mesut Yılmaz öldürülürse böyle bir durumun söz konusu olamayacağının, Torumtay´ın amacının Cumhurbaşkanı olmak olduğunun vurgulandığı dokümanlar olduğu belirtilmiştir.
Sabri Yirimibeşoğlu ile ilgili Özal iddianamesine girmeyen çarpıcı başka bilgiler de var aslında. Bu bilgiler Özal´a yönelik 1988´deki suikast girişimini soruşturan bir başka savcıya ait ifadelerle de teyit edildi. O soruşturmayı yürüten Savcı Uğur Tönük´ün o yıllarda basında dile getirilen iddiaları, Özal soruşturmasını yürüten Savcı Kemal Çetin´e de tekrar ettiği söyleniyor. Bu ayrıntılar Özal iddianamesinde yer almıyor. Muhtemelen soruşturma devam ettiği için henüz yer almıyor. Özal iddianamesinde Özal´a yönelik çeşitli suikast girişimleri dile getiriliyor. İlki bindiği uçağın düşme tehlikesi atlatması şeklinde. İkincisi ise Özal´a Başbakan iken 1988 yılında düzenlenen suikast olayı. Bu olaylar iddianamede kısaca anlatılıyor.
Hatırlanacağı gibi, 1988 yılında Başbakan iken Turgut Özal´a mensubu olduğu Anavatan Partisi kongresinde bir suikast girişimi gerçekleşti. Özal, bu saldırıdan elinden yaralanarak kurtuldu. Saldırıyı düzenleyen kişi yaralı olarak olay yerinde yakalandı. Bu kişi Afyon Dazkırı´da Ülkü Ocakları 2. başkanlığı yapmış olan Kartal Demirağ idi. Özal bu soruşturmanın perde arkasını savcı Uğur Tönük´ün araştırmasını istedi. Ancak araştırma tamamlanamadı. Şok eden sebebi Savcı Tönük TBMM´de kurulan Horzum Araştırma Komisyonu´na şöyle anlattı:
Afyon Dazkırı´da 1974-77 seneleri arasında Ege´de meydana gelen sol hareketleri önlemek için bir kontrgerilla teşkilatı kurulduğunu, Kartal Demirağ´ın da bu teşkilatın yetişmiş bir elemanı olduğunu tespit ettik. Komisyon, Afyon´daki teşkilatın üzerine gitmeye karar verdi. Tam o aşamada, Ortaköy´de bir villaya davet edildim. MİT görevlisi olduğunu sandığım 3 kişi bana ´Tahkikatı kesin´ dedi. Bir generalin adını verdiler ve ´Paşa kararınızı bekliyor´ dediler. Soruşturmadan çekildim.
SAVCI SIR İSMİ ÖZAL´IN KULAĞINA FISILDADI
Savcı Tönük başına gelenleri Turgut Özal´a açıkladı. Bu ayrıntılar gazeteciler Cüneyt Arcayürek ve Can Dündar´ın yazıları ile basına yansıdı. Buna göre, Savcı Tönük ile Başbakan Özal, Özal´ın Harbiye Orduevi´ndeki odasında buluşmuşlar, diz dize oturmuşlar. Tönük, kendisini tehdit edenlerin adını açıklayacağı anda Özal odadaki büyük ekran televizyonun uzaktan kumandasına uzanmış ve sesi sonuna kadar açmış. Sonra da Tönük, o ismi Özal´ın kulağına fısıldamış: Sabri Yirmibeşoğlu!
Bizzat yetkili kişilerin ağzından dile getirilen bu iddialara göre suikasti soruşturan Savcı Uğur Tönük, general Yirmibeşoğlu´nun gönderdiği üç MİT görevlisi tarafından tehdit edildi. İlginçtir ki, savcının kızı da o günlerde kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı. Ardından savcı Tönük soruşturmadan çekildi, dosya da kapatıldı.
Dosya kapatıldı, çünkü suikast girişiminin ardından o günlerin dokunulmazı olan Özel Harp Dairesi´nin çıkması Özal´ı da korkuttu. Soruşturmada daha ileriye gidilmemesi talimatı verdi. Bunu Savcı Tönük hem o günlerde açıkladı, hem 2010´da başlayan Özal soruşturmasında savcıya verdiği ifadesinde de tekrarladı.
Özal´ın dosyayı kapattırma nedeni aslında korkması değildi. Özal soruşturmasında Savcı Kemal Çetin´in iddianamesine de kısmen girdiği gibi; yakınlarının ifadelerine göre, cumhurbaşkanlığına hazırlanan Özal sorun çıkmasını istemiyordu. O yüzden başbakanken gerçekleşen suikast dosyasının kapatılmasını istedi. Buna karşı çıkan ve suikastin ardındaki güçlerle hesaplaşmak isteyen yakınlarını uyaran Özal şunları söylüyordu:
Çocuklar çok gençsiniz. Hesaplaşmaya girersek ülke kaybeder, ülke karışır. Tehdit altındayım, önümüzdeki bir yılı atlatmamız lazım. Bizim bu olayı çözdüğümüzü bunu yaptıranlar biliyorlar. Tekrar girişimde bulunamazlar. Can güvenliğinizin teminatı benim. Dertleri beni tasfiye etmek. 292 vekil bunların gözlerini korkuttu. Anayasayı değiştireceğimizi düşünüyorlar. Bu işi unutun ve sakin olun. Bu bir yıl içinde bunlarla kavgaya girersek, kaybederiz.
İlerleyen süreçteki gelişmeler de Özal´ın kaygısını doğruladı. O süreç sonunda Özal ile ona bağlı ekipte yer alan çok sayıdaki sivil ve askeri yetkili hayatını kaybetti. 1993 yılı kanlı ve kara bir yıl oldu. Özal, cumhurbaşkanlığı seçimi telaşından üzerine gitmediği bu güçlerin dosyayı kapattığında peşini bırakacaklarını ya da cumhurbaşkanlığı makamının gücüyle onları mağlup edebileceğini düşündü. Ancak ´dertleri beni tasfiye etmek´ dediği o güçlerin amaçlarından hiç vazgeçmediği ve tasfiyeyi başardığı görüldü.
Dosyayı kapattıran Özal, bir başka adım daha attı. Savcı Tönük tarafından suikast olayının detayları kendisine ulaştırılınca o dönemde MGK sekreteri olan Yirmibeşoğlu´nu re´sen emekliye sevketti.
DİĞER BİR İSİM: EMEKLİ ORGENERAL KEMAL YAMAK
Suiakastte bir başka isim daha geçiyor: Özel Harp Dairesi´Nin eski komutanlarından orgeneral Kemal Yamak. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın genel sekreterliği görevini yürüten Yamak, Özal´ın 1993´te şüpheli ölümü üzerine o gün görevinden istifa etti.
´ÖZEL HARP´İN ÖZAL´I İNDİREN GÜÇ OLDUĞUNU UNUTMAYIN´
Özel Harp Dairesi´nin diğer adı Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK). Özal´a suikast iddianamesinin 50. sayfasında, Özal´ın ölümünde Özel Harp bağlantısına dair bir başka delil Ergenekon iddianamesinden şu şekilde aktarılıyor:
c. İddianamenin 282. sayfasında bahsedilen şüphelilerden Hikmet ÇİÇEK´in flash diskinde ve İşçi Partisi Basın Bürosundan elde edilen bilgisayar harddiski içerisinde ?Prov mekt oğuz? isimli word sayfası içerisinde 2 ayrı şahsın konuşma çözümünün olduğu, söz konusu word sayfasının yapılan incelemesinde; yazı metninin başında ?Provokasyon Mektubu? yazdığı, devamında ?Avukat? ve ?Oğuz? olarak belirtilen 2 kişinin konuşma çözümü olduğu, metin içeriğinde Avukatın Abdullah ÖCALAN´ın Avukatı olduğu, Oğuz´un ise Özel Kuvvetlerde görevli birisi olduğunun belirtildiği, söz konusu konuşma metninin ?Dosyanın 5. Sayfasında? olarak belirtilen bölümde 285. sayfada Avukatla konuşan Oğuz´un ?Biz sizi protokolden sonra ÖKK´nin 2. Başkanına götüreceğiz. Karargahta görüşeceksiniz. Onunla böyle rahat konuşmazsınız. Özal´dan iyi bir şekilde söz edemezsiniz. Özal´ı indiren güçle konuştuğunuzu unutmayacaksınız. Özal için ´Ermeni köpeği´ , ´Kürt eşeği´ gibi laflar duyabilirsiniz? şeklinde ifadeler kullandığı anlaşılmıştır.
SORUŞTURMA GENİŞLEYECEK
Cumhurbaşkanı Özal´ın organize bir cinayetle öldürüldüğünü iddia ederek Ergenekon tutuklu sanığı emekli tuğgeneral Levent Ersöz´ü ve Özel Harp hücresi Tushad´ı suçlayan Savcı Çetin´in iddianamede bir örgütten bahsetmemesi ise dikkati çekiyor. Savcı aslında örgütten bahsediyor. Yukarıdaki bulgulardan da anlaşıldığı gibi Savcı Çetin, sürekli Özel Harp´in etrafında dolaşıyor. İddianamede sık sık ona atıf yapıyor. Bu arada Savcı Kemal Çetin´in 2009 sonunda Başbakan yardımcısı Bülent Arınç´a suikast iddiasıyla başlayan ve 26 gün boyunca Özel Harp´te kozmik aramalara kadar uzanan soruşturmayı yürüten savcı olduğunu da hatırlatalım. Halen süren soruşturmada Savcı Çetin´in önümüzdeki aylarda bu soruşturmanın iddianamesini de mahkemeye sunacağı basına yansımıştı. Bakalım o iddianameden ne gibi çarpıcı bilgiler çıkacak.
Ülkenin 1 no´lu makamında yer alan Cumhurbaşkanına karşı bu kadar kritik bir cinayetin tek bir kişi tarafından işlenemeyeceği aşikar. Yukarıdaki tüm isimler ve onlarla ilgili delillerin birbiriyle örtüştüğü, Özal´ın organize bir şekilde Özel Harp Dairesi tarafından öldürüldüğü görülüyor. Suikasti, Özel Harp´in üst düzeydeki yöneticilerinin haberdar olmadığı bir biriminin işlediğinden bahsetmiyoruz. Tıpkı Ergenekon bünyesindeki ´internet andıcı´ olayında da görüldüğü gibi emir-komuta zinciri içerisinde en üst seviyeden alta kadar organize yürütülen bir harekat, politik cinayet ve cinayetler zinciri söz konusu. Gerçek tam olarak bu. Özel Harp´e uzanmadığı sürece bu soruşturmanın eksik kalacağı açıktır.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(19 Nisan 2013, 17:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Özal iddianamesinde arama yap
Özal soruşturması genişliyor
Özal´ın sırrını açıklayın artık
Özal´ı Meclis de araştırmalı
Flaş!!! Özal iddianamesine kabul
TURGUT ÖZAL SUİKASTİ VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Özal´ın zehirlendiği iddiası ve adli tıp incelemesi manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap