6 yıl önce başlayan Ergenekon soruşturmasında karara 3 gün kaldı. 5 Ağustos Pazartesi günü Silivri´de kararlar açıklanacak. Duruşmada Ergenekon Terör Örgütü´nün varlığının sabit görülmesi ve bir çok sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve diğer hapis cezalarının çıkma olasılığı bulunuyor. Ergenekon sempatizanlarının olay çıkarma ihtimaline karşı Silivri Cezaevi çevresinde çok sıkı güvenlik önlemleri alınıyor. Adımızın da geçtiği Ergenekon davasını engellemek ve çökertmek için büyük çabalar harcandı. Örgütsel çaba ve şantajlar belgelendi. Tüm engellemelere karşın 6 yıllık uzun ve yorucu süreç 3 gün sonra sona eriyor.
02.08.2013 15:07 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen ve eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 66´si tutuklu 275 sanığın yargılandığı ve 5 yılı aşkın süredir devam eden Ergenekon Davası´nda kararın 5 Ağustos Pazartesi günü açıklanması bekleniyor. Karar öncesi Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan duruşma salonu ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri dikkat çekti. Kararın açıklanacağı tel örgülerle çevrili duruşma salonun iç tarafına çifte bariyer konulduğu ve bu bariyetlerin yere çivilerle çakılarak sağlamlaştırıldığı görüldü. Öte yandan TEM´den gelirken kullanılan cezaevi sapağından itibaren cezaevine giden güzergah üzerine bariyerler konuldu. Cezaevinin hemen sağ tarafında kalan ve cezaevine gelen vatandaşların, avukatların ve yolcu taşıyan otobüslerin kullandığı park alanının etrafının da aynı şekilde bariyerlerle çevrildiği görüldü. Davada yargılanan sanıkların yakınları tarafından kurulan Nöbet Çadırı´nın cezaevine bakan kısmı da bariyerlerle belirlenip çevrilirken, çeşitli şebekelere ait 3 ayrı seyyar baz istasyonunun da Silivri Cezaevi´ne yakın noktalara kurulduğu görüldü.
64 SANIĞIN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENİYOR
Duruşma savcıları Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Murat Dalkuş 18 Mart 2013 tarihinde hazırladıkları 2 bin 271 sayfalık esas hakkındaki mütalaayı mahkemeye sundu. ´Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır´ ifadelerine yer verilen savcılık mütalaasında, aralarında Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Doğu Perinçek´in de bulunduğu 64 sanığın ´Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs´ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Mütalaada, diğer sanıklar hakkında Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçundan 7.5 yıldan 15´er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep ediliyor.
ADIMIZ ERGENEKON DAVASINDA GEÇTİ
1990 yılı sonunda İtalya´da patlayan Gladio skandalı üzerine kontrgerilla ve bağlantılı konulardaki gelişmeleri 23 yıldır takip etmeye, 2001´den beri 12 yıldır da web sitemizden konuyla ilgili gelişmeleri aktarmaya çalışıyoruz. Adımız Ergenekon duruşmalarında da geçti. 10 Temmuz 2012´deki 202. duruşmada, eski Başbakan Bülent Ecevit´i başbakanlıktan düşürme amacıyla Ergenekon örgütünce düzenlenen komplo konusunu işleyen bir haberimiz konuşuldu. (kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=4679) 3 gün sonra karar açıklandığında Ecevit´e yönelik bu komploya dair mahkemede oluşan kanaatin ne yönde olduğunu doğrusu biz de merak ediyoruz.
DAVAYI ÇÖKERTMEK İÇİN BÜYÜK ÇABALAR HARCANDI
Ergenekon benzeri bir soruşturmayı yürüten Savcı Doğan Öz´ün öldürülmesi ve cinayetin aydınlatılamaması.. Uğur Mumcu ve diğer laiklik suikastlerinin aydınlatılamaması.. Başbakan Turgut Özal´a başbakan iken düzenlenen suikast girişimin aydınlatılamaması.. Özal´ın cumhurbaşkanı iken şüpheli şekilde makamında hayatını kaybetmesi.. Ülkenin 1 numaralı makamında bulunan bu kişinin ambulans tahsis edilmediği için hastaneye karga tulumba götürülmesi.. Şüpheli öümüne karşın bir otopsinin bile yapılmaması.. Susurluk skandalının üzerine gidilmemesi, davasının mahkemece derinleştirilmeyerek örtbas edilmesi.. O davayı yürüten hakimin bugün Ergenekon davasında sanıkların avukatlığını yapıyor olması.. 90´lı yıllarda Türkiye´yi binlerce faili meçhulün sarması.. 28 Şubat darbecilerinin kibirli ve alaycı tavırlarla Türkiye´ye hakim olması.. Kontrgerilla ve faili meçhul cinayetler konusunda çeşitli araştırma girişimlerinin sonuçsuz kalması.. Halen Ergenekon davasında sanık olan general Veli Küçük´ün Meclis Araştırma Komisyonlarına getirilmesinin dahi mümkün olmaması.. İşte bunlar ve benzer gelişmeler nedeniyle Türkiye´de bu işlerin üzerine gidilmez, gidilse de kapatılır düşüncesine sahip olmuştuk. Ancak 2007´de başlayan Ergenekon soruşturmasının kararlılıkla genişlemesi ve davaya dönüşmesi bu düşüncemizin değişmesine neden oldu. Ergenekon davasının başladığı tarih olan 20 Ekim 2008´de ana sayfamızda yayınlamaya başladığımız ve uzun süre yayında kalan bir uyarımız vardı. 2008´de başlayan Ergenekon davasından iki yıl önce açılan Şemdinli davası, askerlerin baskıları ve HSYK ile Yargıtay´ın skandal müdahalesi ile askeri mahkemeye aktarılarak kapatılmak istendi. Askeri mahkemeye aktarıldıktan sonra sanıklar serbest bırakıldı. Onları mahkum eden Van Ağır Ceza üyeleri sürgün edildi. Savcı ise sadece meslekten atılmakla kalmadı, kamu kurumlarında çalışması yasaklanarak adeta açlığa mahkum edildi. Şemdinli sanıklarından biri ise serbest kaldıktan sonra Isparta´da bir işadamını hunharca öldürdü, altınlarını gaspetti. Yine 2006 yılındaki Danıştay ve Atabeyler olayları Ankara´daki mahkemelerce kapatılmak istendi. Şemdinli´deki baskıların benzeri Ergenekon davasında da yapılmak istendi. Ancak hükümetin ve ardından halkın referandumda müdahalesi üzerine HSYK savcı ve hakimlere baskı kuramadı. Korsan kararname çabaları sonuçsuz kaldı. Saydığımız tüm bu korsanlık çabaları nedeniyle davanın engellemelerle çökebileceği endişesi taşımaya başlamıştık. Bu nedenle engelleme çabalarını özel bir sayfa oluşturarak (kontrgerilla.com/yazilar/ergedavaengelleme.asp) canlı yayında bir bir deşifre etmeye başladık. Hepsini burada veremeyeceğimiz kadar çok sayıda olay yaşandı. O sayfa okunduğunda Ergenekon soruşturma ve davalarını engellemek ve çökertmek için bilinçli ve planlı bir çabanın yürütüldüğünü net şekilde görmek mümkün.
İşte bu çabaların geleceğini hissetmiş ve engellenmesinden endişelendiğimiz Ergenekon davası için davanın başladığı gün olan 20 Ekim 2008´de bazı uyarılarda bulunmuştuk.
İŞTE 2008´DEKİ O UYARILARIMIZ
Ergenekon davasında tarihi uyarılar.. Ergenekon davası bugün başlarken davaya bakacak savcı ve hakimlere kamuoyu adına bazı uyarılarda bulunmak istiyoruz.
Bugün görülmeye başlanacak dava süreci Türkiye´miz için çok hayati önemde. İnanın ne Avrupa Birliği müzakereleri, ne BM güvenlik konseyine seçilmemiz ne de benzeri gelişmelerin hiçbirisi bu dava kadar önemli değil. Çünkü devleti koruma adına hareket ettiğini iddia eden, hem sivilleri hem devlet görevlilerini öldüren, sakat bırakan, öldürme yemini ettiren, silahlı yemin törenlerinde evlilik nikahları kıyan, pkk, hizbullah, dhkp-c, ibda-c ve benzeri terör örgütlerini maşa gibi kullanan, bizzat onlara veya onlar yaptı süsü verilip devlet görevlilerine eylemler düzenleten, müslüman-laik, türk-kürt, alevi-sünni, sağ-sol ve benzeri kışkırtmalarla Türk halkını yıllardır bölen ve halen de bölmeye çalışan, bebelere kurşun sıktıran, insanlara dışkı yedirerek, köylerini yakarak, aşağılayarak, devletten nefret ettiren, bu baskıların da etkisiyle gençleri dağa çıkaran, bir kardeşi dağda bir kardeşi askerde birbiriyle vuruşturan, binlerce anne-babayı yaşadıkları sürece unutamayacakları tarifsiz evlat acısına boğan, birçok kadını kocasız, çocukları babasız bırakan, bir çok gazilerimizin ömür boyu sakat kalmasına yol açan, Türkiye´mizi içine kapatan bu menfur, melun terör organizasyonunu kısmen de olsa konu alan bir davaya bakacaksınız! Hiçbir terör örgütü bunlar kadar bu ülkeye zarar veremez!
Bu melun terör organizasyonundan korkmayınız, Türk halkından korkunuz. Şemdinli savcısının başına gelenleri, Şemdinli davasına bakan Van mahkemesi üyelerine yapılan baskıları, İstanbul Organize´ye nöbetçi mahkeme kararı aldırarak baskın yapan ve hukuk dışı şekilde yeni ergenekon soruşturma gelişmelerini kopyalamaya çalışan meslek yüzkaralarını unutmayın! Sizler Türk Halkı adına karar vereceksiniz! Sakın kurtlar vadisindeki gibi, bu adamları, millet adına yaptıkları hizmetlerden dolayı suçlayamayız, beraat ettirmeliyiz, diye düşünmeyin. Bu melun terör organizasyonunun polat alemdar ve ekibiyle hiçbir benzerliği yok, üstelik de bu terör organizasyonu bir film değil, bir gerçek. Yukarıda sıraladığımız cürümleri de önünüze sunulan belge ve bilgilerde!..
Bu adamların işledikleri bu suçlar, insanlık suçlarıdır, en temel suçlardır.. Bu suçlar ve ülkeye yaptıkları kötülükler, ne Türk Milleti adına ne devlet adına ne de Atatürkçülük adınadır.. Eğer onlardan korkarsanız, yanlış tarafta yer alırsanız bu aziz millet bunu da görecektir! Onların hesabı bugün olmazsa, sizler eliyle olmazsa, bir gün mutlaka ama mutlaka verilecektir. Unutmayınız ki kimse bu dünyada kalıcı değildir. Önemli olan geride kalanların bizi nasıl hatırlayacağı, rahmetle mi lanetle mi?
Çok şeyler söylenebilir ama siz arif insanlarsınız, Türk Halkı adına demek istediklerimizi anlamışsınızdır. Yüreğinizden korkuyu silin, sonu ne olursa olsun, hukukun gereğini yerine getirin. Gerekçesi vicdan huzurunuzdan temellenen, milletin de onaylayacağı kararlar verin! Böyle olan tüm yiğit hukuk adamlarımıza Türk Halkı adına başarılar ve kolaylıklar dileriz. (Abdullah Harun)
20.10.2008 09:00 (kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=69)
MAHKEMEYE TEHDİTLER YÖNELTİLDİ, ŞENGÜN´E ŞANTAJ BELGELENDİ
6 yıldır süreci dikkatle takip ediyoruz. Örneğin ıslak imza davasında olduğu gibi, Eski başsavcı ilhan Cihaner´in 1 nolu sanık olduğu Erzincan Ergenekon davası, ses kayıtlarıyla da açıkça ortaya çıktığı gibi Yargıtay´ın skandal müdahalesiyle Ergenekon davasından kopartıldı. Ergenekon davası üzerindeki baskılar hep sürdü. Mahkeme heyetine duruşmalarda defalarca tehditler yöneltildi. Mahkemenin önceki Başkanı Köksal Şengün´e yönelik Ergenekon şantajı belgelendi ve dava açıldı. Ancak tüm tehdit ve şantaj girişimlerine karşın hakimler davayı aynı kararlılıkla sürdürmeye devam ettiler.
Ergenekon soruşturma ve dava sürecine bakıldığında mahkemenin en titiz ve adil yargılamayı yaptığını, tüm şüphelerin üzerine gittiğini görüyoruz. Danıştay saldırısında kameraların karartıldığının ortaya çıkartılması olayı, çok sayıdaki örnekten en çarpıcısı olarak belirtilebilir. Ne demek istediğimizi tersinden de anlatabiliriz. Danıştay saldırısına ilk olarak Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi bakmıştı. Saldırının başörtüsü yasağı üzerine dinciler tarafından işlendiği sonucuna varan mahkeme aceleyle davayı kapattı. O kadar ki, o günlerde Ergenekon soruşturmasını yürütmekte olan Savcı Zekeriya Öz´ün mektupla gönderdiği ve saldırının Ergenekon örgütüyle bağlantılarını gösteren 9 adet somut delili dikkate almadı. Mahkeme, saldırıya uğrayan hakimlerin saldırgan Alparslan Arslan´la yüzleştirmesini yapmayacak kadar temel yargılama ilkelerini bile ihlal etti. Saldırı günü kameraların niçin çalışmadığını araştırmadı. ´Bize bozuk olduğu söylendi üzerine gitmedik´ açıklamasını yapacaklardı daha sonra. ´Saldırgan tekbir getirerek kurşun yağdırdı´ diye olay yerinde bulunmayan Danıştay üyesi Tansel Çölaşan´ın basına yaptığı açıklamanın doğru olup olmadığını araştırmadı. Bu skandallar zinciri, Yargıtay´ın ilerleyen süreçte aldığı bozma kararı ve saldırı davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi kararı ile hem tescillenmiş oldu, tarihin kayıtlarına geçti ve hem de çok şükür sona ermiş oldu.
6 YILIN SONU 3 GÜN SONRA GELİYOR
Ardından Ergenekon davası bünyesinde yeniden başlayan yargılamada çarpıcı gelişmeler bir bir gelmeye başladı. Danıştay kameralarının saldırı günü ve önceki gününde bozuk olmadığı ortaya çıktı. Bozuk denilen harddiskin bozuk olmadığı belirlendi. Disklerin bilinçli olarak ´göçertildiği´ni, görüntülerin bilinçli olarak ´uçurulduğu´nu ispatlayan Oyak görevlilerinin konuşmaları mahkemenin gayretiyle ortaya çıkarıldı. İnternet andıcı davasında gündeme gelen ve Genelkurmay Başkanlığı´nın varlığını inkar ettiği TSK içindeki Tushad isimli Ergenekon hücre yapılanmasının varlığı Genelkurmay harddisklerinden çıkan belgelerle yine mahkemenin gayretiyle kanıtlandı. Çok fazla örnek sayılabilir bu konularda.
Tüm bunlara bakarak Ergenekon mahkemesinin en titiz ve adil yargılamayı yaptığı söylenebilir. 6 yıllık yorucu bir sürecin sonuna 3 gün sonra geliniyor. İnşallah adalet yerini bulacak, varsa suçlular cezasını görecek, suçsuzlar ise beraat edecektir. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(02 Ağustos 2013, 15:07)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon´da karar 5 Ağustos´ta
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Abdullah Harun´un Ecevit´le ilgili yazısından da bahsedilen 202. duruşmanın tutanağı