Terörist Berkin Elvan soruşturmasının savcısı Mehmet Selim Kiraz, Çağlayan Adliyesi'nde yasadışı DHKP-C'ye üye oldukları belirtilen Bahtiyar Doğruyol ve Şafak Yayla adlı iki terörist tarafından rehin alındı. Yaklaşık 6 saat süren müzakere sürecinin ardından saat 20.30 sularında, adliyeden silah sesi gelmesi üzerine operasyon yapıldı. Savcı Kiraz'ın teröristlerce ağır yaralandığı ve 2 teröristin öldürüldüğü açıklandı. Olaydan yaklaşık bir saat sonra Savcı Kiraz yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve metanet diliyoruz.
03.04.2015 20:49 Türkiye 31 Mart 2015 günü peşpeşe iki şok yaşadı. İlki Türkiye genelinde elektriklerin kesilmesi oldu. Ardından gelen bir başka haber toplumsal gerginliği daha da arttırdı. Yasadışı bir sol gösteride polisle çatışırken başına isabet eden gaz kapsülü ile hayatını kaybetmiş olan terörist Berkin Elvan'ın soruşturmasına bakan savcı Mehmet Selim Kiraz, Çağlayan Adliyesi'nde alevi tandanslı yasadışı DHKP-C terör örgütüne üye oldukları belirtilen Bahtiyar Doğruyol ve Şafak Yayla adlı iki terörist tarafından rehin alındı. Yaklaşık 6 saat süren müzakere sürecinin ardından saat 20.30 sularında, adliyeden silah sesi gelmesi üzerine operasyon yapıldı. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın ağır yaralandığı ve 2 eylemcinin de operasyonda öldürüldüğünü açıklandı. Olaydan yaklaşık bir saat sonra Savcı Kiraz'ın yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği açıklandı.
Çağlayan Adliyesi'ndeki rehine krizi kanlı bitti. 31 Mart Salı günü öğle saatlerinde avukat cübbesiyle Çağlayan Adliyesi'ne gelen Bahtiyar Doğruyol ve Şafak Yayla adlı iki terörist, Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin aldı. Teröristler, rehin aldıkları Savcı Kiraz'ın fotoğraflarını önce sosyal medyadan paylaştı; ardından da televizyon kanallarına haber verdi. Yayın yasağıyla birlikte teröristler bu kez de uydudan yayın yapan Kürt kanalına açıklama yaptı.
TERÖRİSTLERDEN DÖRT ŞART
Saat 15.00 sularında adliyeden bir el silah sesi yükseldi. Emniyet güçlerinin güvenlik önlemlerinin artırmasının ardından teröristlerle müzakere süreci başladı. Bu arada teröristler Savcı Kiraz'ın serbest bırakılması için dört şart öne sürdü. Berkin Elvan'ın ölümüne neden olduğu iddia edilen polislerin canlı yayında suçlarını itiraf etmeleri, bu isimlerin Taksim'de kurulacak halk mahkemesinde yargılanmaları, Berkin Elvan eylemlerine katılanlara yönelik başlatılan soruşturmaların sonlandırılması ve bu isteklerin yerine getirilmesi halinde de adliyeden çıkışlarının sağlanmasını isteyen teröristler, müzakere için de belirledikleri isimlerin çağrılmasını istedi.
BAŞBAKANLIK, TWITTER VE TİB DEVREDE
Bu arada teröristlerin sürekli medya aracılığıyla, propaganda yapmaları Başbakanlık'ı harekete geçirdi. Akşam saatlerinde Çağlayan Adliyesi'ndeki rehine kriziyle ilgili TV kanallarına yayın yasağı getirilirken, teröristlerin kullandığı twitter hesabı kapatıldı. Bu arada TİB ise görüntüleri yayınlayan internet sitelerine yayın yasağı getirdi, videoların kaldırılmasını istedi.
SAAT 20.30'DA OPERASYON
Çağlayan Adliyesi'nin 6'ıncı katında zaman zaman telefonla sürdürülen müzakereler sırasında içeriden gelen silah sesleri emniyet güçlerini harekete geçirdi. Kapının patlayıcı ile havaya uçurulmasının ardından içeri giren emniyet güçleri iki terörist öldürdü. Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın ise teröristlerce kafa ve göğsünden vurulduğu ve ağır yaralandığı anlaşıldı.
ÖRGÜT SES KAYITLARINI YAYINLADI
Yasadışı DHKP-C örgütüne yakın bazı sosyal medya hesapları, teröristlerin operasyon sırasında telefon aracılığıyla kayıt ettirdikleri ses kayıtlarını yayınladı. Kayıtlarda, telefonla konuşurken silah sesi duyuluyor ve ardından da operasyon başlıyor. Ardarda silah seslerinin duyulduğu ses kayıtlarının sonunda ise teröristlerin vurulma anları, panikle attıkları çığlıkları yer alıyor.
DOKTORDAN SAVCI AÇIKLAMASI
İstanbul İl Sağlık Müdürü Selami Albayrak ve İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi konuyla ilgili olarak hastane önünde açıklama yaptı.
Selami Albayrak, "Sayın savcımıza menfur bir saldırı gerçekleşti. Saldırı gerçekleştikten 2 dakika içinde Florence Nightingale Hastanemize ulaştırıldı. Hastanemize ulaştığında çok ciddi bir yaralanma olmuştu. Yapılan bütün müdahalelere rağmen, bütün girişimlere ve cerrahi ekibin ve hekimlerimizin gayretine rağmen, ne yazık ki bir görev şehidi verdik ve sayın Savcımızı kaybettik. Milletimizin başı sağolsun" dedi.
"SOLUNUMU, KALBİ TAMAMEN DURMUŞTU"
İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi de, "Ateşli silah yaralanması... Hem baş, hem göğüste. Tamamen solumu ve kalbi durmuş durumdaydı. Tüm müdahaleyi tüm ekibimiz yaptı ve hastayı hemen ameliyata aldık. Ancak ameliyata, her türlü müdahaleye rağmen maalesef şehit verdik. Geldiğinde hayatını kaybetmişti. Solunumu, kalbi tamamen durmuştu. Hiçbir hayati fonksiyonu yoktu. Saat 20.50 sıralarında geldi, 21.55'te kaybettik. Ama geldiğinde zaten kaybetmiştik. 1 saat boyunca müdahale ettik. Tüm ekibimiz burada hazır bekliyorduk. Savcımızı hemen aldık, maalesef tüm çabalarımıza rağmen kaybettik. Başımız sağolsun" dedi.
İLK RESMİ AÇIKLAMA ALTINOK'TAN
Çağlayan Adliyesi'ndeki operasyon sonrası İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, operasyon sonrası iki teröristin öldürüldüğü ve rehin alınan Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın da ağır yaralandığını söyledi. Emniyet Müdürü Altınok şöyle konuştu;
"Bugün iki teröristin adliyemize girerek savcımız Mehmet Selim Bey'in odasına girmişler ve rehin almışlardır.
Altı saat boyunca gerek emniyet teşkilatı, gerek başsavcılığımız, vekillerimiz iletişim kanallarını açık bırakmak suretiyle yapılması lazım gelen bütün görüşmeleri yapmış, bu arada İstanbul Barosu Başkanımız Ümit Kocasakal da bu iletişim kanallarının kurulmasında emniyet teşkilatına yardımcı olmuştur.
Altı saat boyunca sabırla ve metanetle ve bütün güvenlik önlemlerini almak şartıyla, yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda maalesef teröristler telefonla iletişim kurulduğu bir anda rehin almış oldukları başsavcımızın odasından silah seslerinin gelmesi üzerine, emniyet birimlerimiz güvenlik kuvvetlerimiz odaya operasyon yapmışlardır."
Operasyon sonucu iki terörist de ölü olarak ele geçirilmiştir. Bütün iletişim kanallarını kullanmamıza rağmen, adli teşkilatın bütün iyi niyetlerine rağmen olumlu bir netice alınmamış ve savcımıza silahla müdahalede bulunmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yle hiç kimsenin baş edemeyeceğini özellikle belirtmek istiyorum. Devletin savcısına devletin görevlilerine nerede bir el kalkarsa, güvenlik birimlerimiz o elleri kıracaklardır."
ERTESİ GÜN BİR SALDIRI DAHA: 1 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ
Bu olayın ertesi günü 1 Nisan 2015'te, bu kez Aksaray'daki Emniyet Genel Müdürlüğü'ne DHKP-C terör örgütünce bir saldırı daha düzenlendi. Saldırganlardan 1'i öldürülürken kaçan diğeri ise ilerleyen dakikalarda yakalandı. Öldürülen bayan teröristin Elif Sultan Kalsen olduğu açıklandı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesine silahlı saldırı düzenlendi. Güvenlik görevlilerin ateşle karşılık verdiği olayda 1 saldırgan ölü ele geçirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinin girişine gelen kadın teröristin 2 el bombası attığı, bunlardan birinin patladığı ve diğerinin patlamadığı bildirildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 1 Nisan Çarşamba günü saat 18.00 sıralarında Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü kapısına gelen kadın terörist, 2 el bombası attı. Emniyetin kapısının yakınına düşen el bombalarından biri patlarken, diğeri patlamadı.
Terörist kadın el bombalarını attıktan sonra uzun namlulu silahla emniyetin kapısındaki polislere silahla ateş açtı. Polislerin karşılık vermesiyle çıkan çatışmada, kadın terörist öldürüldü.
Teröristin açtığı ateş sonucu 2 polis memuru hafif yaralandı. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan polislerden birinin alnından, diğerinin ise kolundan kurşun sıyırması sonucu yaralandığı, sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.
ELİF SULTAN KALSEN ŞÜPHESİ
Olay yerinde yaşamını yitiren kadın teröristin kimliğinin belirlenmesi için parmak izinin alındığı ve kimlik tespit çalışması yapıldı. Teröristin daha önce Taksim'deki polis noktasına silahlı saldırıyı gerçekleştirdikten sonra kaçan DHKP-C üyesi Elif Sultan Kalsen olduğu belirlendi.
İKİ DEĞİL BİR SALDIRGAN VARDI
Bu arada, daha önce açıklananın aksine saldırganın bir kişi olduğu, kaçtığı belirtilen kişinin İstanbul Üniversitesi'nde bugün izinsiz gösteri yaptıkları için gözaltına alınan 21 kişiye destek vermek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün kapısının yakınında bekleyen grupta bulunduğu, çatışma sırasına bacağına kurşun isabet etmesi sonucu yaralandığı öğrenildi. Bu grupta bulunan ve aralarında kadınların da olduğu 13 kişi ise gözaltına alındı.
Silahlı ve bombalı saldırının ardından Emniyet Müdürlüğü çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Vatan Caddesi'nin büyük kısmı trafiğe kapanırken, Çapa, Fatih, Bayrampaşa ve Aksaray yönünden Emniyet Müdürlüğü'ne çıkan tüm yollar araç ve yaya girişine kapatıldı. Aksaray-Atatürk Havalimanı hattında çalışan metro da patlamanın ardından Vatan Emniyet Durağı'nda güvenlik gerekçesiyle durmadı.
Bomba İmha Şube Müdürlüğü'ne bağlı uzman polisler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü çevresindeki şüpheli paketleri, içinde patlayıcı veya bomba olma ihtimaline karşı kontrollü bir şekilde fünyeyle patlattı.
ANNE-BABA KIZLARINI SAVUNDU!
Taksim saldırısını gerçekleştirenin Elif Sultan Kalsen olduğu iddiasının gündeme geldiği günlerde bir açıklama yapan Elif Sultan Kalsen'in babası Mehmet Kalsen, "Ben ona da inanamıyorum. O eylem benim kızım tarafından yapılmış bir eylem değildir. Buradan kızıma da sesleniyorum. ’Kızım sen öyle basit birşey olamazsın. Bu tahriklere kapılma" dedi. "Kızınızla görüşebildiniz mi?" sorusuna baba Kalsen, "Bu çıkan olaylardan sonra görüşme imkanımız olmadı. Çünkü can güvenliği yoktu. Bizimle bu yüzden irtibat kurmadı" şeklinde konuştu.
"BENİM KIZIM CANLI BOMBA DEĞİLDİR"
"Kızımı 4 keredir canlı bomba yapıyorlar" diyen Anne Şirin Kalsen de "’Gelin kızınız bomba patlatmış’ diye, gidiyorum asılsız çıkıyor. Benim kızım canlı bomba değildir. Canlı bomba yaptıkları için okuluna gelemiyor. Benim yanıma gelemiyor. Ben de olsam vatanımı, memleketimi terk ederim. Benim kızım yarının hakimiydi, savcısıydı. Benim kızım hiç canlı bombayla uğraşmaz. Benim kızım yasal şeyler yapar, basın açıklaması yapar, parasız eğitim ister. ’Canlı bomba’ diye diye böyle uzaklaştırdılar" dedi.
"KIZIMIN BOMBAYLA FALAN İŞİ OLMAZ, POLİSİ ÖLDÜRMEZ"
Kızının Uluslararası İlişkiler Bölümü 3. sınıf öğrencisi olduğunu söyleyen Anne Kalsen, "Okulunu elinden aldılar. Bir turist kızı getirdiler Sultanahmet’te, bir hafta boyunca benim kızımı, bütün televizyonlarda yaydılar. Taksim’deki olay da öyle. Bütün suçu neden benim kızıma yüklüyorlar. Benim kızım devrimci olabilir, siyasetçi olabilir. Ama bombayla falan işi olmaz, polisi öldürmez "diye konuştu. Kızını lojmanlarında hakim savcı yanlarında büyüttüğünü anlatan anne Kalsen, "Ne istiyorlar benim kızımdan, yeter... Kızımla görüşemiyorum, ’canlı bomba’ diyorlar, yasaklıyorlar. Kızıma iftira atıyorlar resmen" ifadelerini kullandı. Kalsen’in ailesi açıklamanın ardından avukatlarıyla adliyeden ayrıldı.
(03 Nisan 2015, 20:49)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
DHKP-C ile ilgili tüm manşetlerimiz
DHKP-C'ye Yunan darbesi
Paketlenen DHKP-C'li teslim edildi
DHKP-C'nin Ergenekon bağlantısı
Ergenekon ve Derin-Sol infazlar manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap