Öldürülen JİTEM´ci Binbaşı Cem Ersever´in ekibinden itirafçı Babat´ın, JİTEM tetikçiliğini anlattığı ve ´devlet sırrı´ diye sansürlenen 12 sayfalık mektubundaki şok itiraflar Diyarbakır´da görülmekte olan JİTEM davasında delil oldu. JİTEM davasının kilit isimlerinden PKK itirafçısı İbrahim Babat´ın 1997 yılında Başbakanlık Teftiş Kurulu ile yaptığı ve Susurluk Raporu´nda ´devlet sırrı´ sayılarak gizlenen mektupları, Diyarbakır´da görülen JİTEM davası dosyasında yeniden ortaya çıktı. Mektupta Babat, infaz emirlerini bizzat dönemin asayiş komutanından aldıklarını ve kendilerine ikramiye olarak beyaz eşya ile daire tahsis edildiğini anlatıyor.
FLAŞ!!! JİTEM´ci Babat´ın şok itirafları mahkemede
Öldürülen JİTEM´ci Binbaşı Cem Ersever´in ekibinden itirafçı Babat´ın, JİTEM tetikçiliğini anlattığı ve ´devlet sırrı´ diye sansürlenen 11 sayfalık mektubundaki şok itiraflar Diyarbakır´da görülmekte olan JİTEM davasında delil oldu.JİTEM davasının kilit isimlerinden PKK itirafçısı İbrahim Babat´ın 1997 yılında Başbakanlık Teftiş Kurulu ile yaptığı ve Susurluk Raporu´nda ´devlet sırrı´ sayılarak gizlenen mektupları, Diyarbakır´da görülen JİTEM davası dosyasında yeniden ortaya çıktı. Mektupta Babat, infaz emirlerini bizzat dönemin asayiş komutanından aldıklarını ve kendilerine ikramiye olarak beyaz eşya ile daire tahsis edildiğini anlatıyor.
İbrahim Babat, 1997 yılında Başbakanlık Teftiş Kurulu´na kendi el yazısıyla 11 sayfalık bir mektup gönderdi. Bunun üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı adına bir yetkili, 19 Aralık 1997´de Kırklareli Cezaevi´nde Babat ile görüştü. İtirafçı Babat´ın anlattıklarının bir kısmı ´devlet sırrı´ denilerek ´Susurluk raporu´nda bile sansürlendi. Söz konusu mektup ve ifadelerin tamamı ancak yıllar sonra Diyarbakır´da görülen JİTEM davası dosyasına girdi.Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından da incelenerek soruşturmaya dahil edilen Babat´ın ifadelerinden satır başları şöyle:
Vicdanen rahatlamak için ifade veriyorum
Teröre karşı mücadale çerçevesinde devlet adına yapılan bazı pis işler devletin bile başını ağırtır. Hem vicdanen rahatlamak hem de devleti töhmet altına sokmamak için bazı hukuk dışı uygulamaları izah etmek, çeteleşmenin gerçek yüzünü ortaya sermek istiyorum. JİTEM birlikleri Ankara´daki Jandarma Grup Komutanlığı´na bağlı olmakla birlikte OHAL Asayiş Komutanlığı´na karşı sorumluydu. Haftalık rapor ve bilgilendirmeler Asayiş Komutanlığı´na verilirdi. JİTEM birliklerinin içinde teröre karşı başarılı çalışmalarımız olmakla birlikte, devleti zora sokan hukuk dışı pis uygulamalar da olmuştur. 1989 yılında JİTEM´de Grup Komutanı Arif Doğan´a bağlı olarak Mardin, Batman, Ankara ve Mersin illerinde faaliyet gösterdim. O dönem JİTEM bünyesinde Cem Ersever, Yüzbaşı İ., Üsteğmen S.Y., Astsubay Ş.B. ile birlikte çalıştım.
İnfazların ardından bize ikramiye olarak daire ve beyaz eşya verildi
İnfaz emirlerini bizzat dönemin asayiş komutanı H.K´den aldık. İnfazların ardından bize ikramiye olarak da daire tahsis edildi, beyaz eşya verildi.
7 yıl yerine 17 yıl ceza alınca konuşmaya karar verdi
Babat 1993´te bir yaralama olayına karışınca dönemin Yalova Alay Komutanı (Ergenekon sanığı) Albay Arif Doğan tarafından ?en fazla 7 yıl yersin? sözü ile polise teslim edildi. Babat 17 yıl ceza alınca bildiklerini açıklamaya karar verdi.
Bu itirafları 1997´de Başbakanlık teftiş Kurulu´na yapmış
1997´de Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına 11 sayfalık bir mektup göndererek önemli açıklamalarda bulundu. Komisyon üyeleri 19 Aralık 1997 tarihinde Kırklareli Cezaevine giderek Babat´la görüştü.
Yine Ertosun. Yine engelleme. Sabancı cinayet tetikçisi Duyar gibi başka bir tetikçisinin, JİTEM´ci Babat´ın ifade vermesini de engelledi
İdil Cumhuriyet Savcısı, Babat´ın ifadeleri üzerine 16 Eylül 1989´da öldürülen Tahsin Sevim, Hasan Utanç ve Hasan Caner isimli üç köylünün dosyasını yeniden açtı. Savcı, 11 Kasım 1998´de Babat´ın ifadesini almak üzere Midyat cezaevine naklini istedi. Ancak 16 Kasım 1998´de Cezaevleri Genel Müdürlüğü´ne atanan Ali Suat Ertosun, savcının talebini reddetti. Babat, 2002´de ´Rahşan Affı´ ile tahliye edildikten sonra Suriye´ye sınır dışı edildi.
Suçsuzlardı ancak öldürmek zorunda kaldık
1989´da Şırnaklı Gijo Şanlı´nın yeğeni Hurşit´in ´gençleri örgüte gönderiyorlar´ diyerek ihbar ettiği yaşlı üç kişiyi Renault arabayla Kasrik Boğazı´ndan aldık Silopi´ye götürdük. Ancak suç sayılacak bir bilgi alamadık. Bence masumdular.Ama Hurşit´in düşmanlarıydı. Hurşit ?Bunlar beni tanıyorlar. Benim JİTEM´in adamı olduğumu söyleyebilirler? deyince Cem Ersever, Astsubay B. ve ben, Hurşit´le birlikte onları Nusaybin´e yakın bir yere götürerek öldürdük.
PKK´yla irtibatından şüphelenilen herkesi infaz etmek bir yöntemdi
Diyarbakır ve çevresinde örgütle alakası olduğundan şüphelendiğimiz hemen hemen herkesi infaz etme yetkimiz vardı. Bu insanları öldürmek bir yöntem olarak benimsenmişti. Bizlere bu tarzda talimatlar veriliyordu.1990´da Batman´da iki, Bismil´de iki, Hazro´da bir ve Antalya´da bir olmak üzere altı kişiyi öldürdük. İkramiye olarak, Diyarbakır´da Emlakbank´tan bir blok alındı. Evli olanlar için beyaz eşyalar dahil evler döşendi ve teslim edildi. Halen bazıları bu dairelerde ikamet etmeyi sürdürüyor. Lojman içerisindeydi bu blok.Cem Ersever´i Yeşil´in öldürdüğü kanaatindeyim. Ersever´le son görüşmemizde, Ankara´da bir davası olduğunu daha sonra TİT benzeri bir örgüt kuracağını söyledi. Cindoruk başbakan olursa danışmanı olacağını anlattı. ( Star)
Diyarbakır 3. Ağır Ceza son duruşmada, JİTEM´in varlığını Genelkurmay´dan sormayı kararlaştırmıştı
Diyarbakır, Mardin, Batman ve Şırnak´ta çeşitli tarihlerde birden fazla adam öldürme, kundaklama ve bombalama eylemi gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan, aralarında terör örgütü PKK itirafçılarının da bulunduğu 11 sanıklı ´JİTEM´ davasının 1 Ekim 2009 tarihli duruşmasında mahkeme heyeti, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı´na yazı yazılarak ´JİTEM adlı bir birimin olup olmadığının, var ise hangi tarihte kurulduğunun, faaliyetine devam edip etmediğinin, iddianamede belirtilen kişilerin kuruluşa üye olup olmadıklarının´ sorulmasına karar vermişti. Mahkeme ayrıca bazı basın organlarında yer alan itirafçı Abdulkadir Aygan´ın JİTEM isimli kuruluşta çalıştığı yönünde hakkında maaş bordrosu düzenlediği yönündeki haberler üzerine Maliye Bakanlığına konunun sorulmasını da kararlaştırmıştı. Maliye Bakanlığından ayrıca iddianamedeki diğer sanıklarla ilgili ´çalıştıkları birim JİTEM´ şeklinde belirtilen bir bordronun olup olmadığının da sorulmasını isteyen mahkeme, aynı hususların Diyarbakır Defterdarlığından da sorulmasına karar vermişti. Ortaya çıkan resmi belgelerden ve tanık ifadelerinden sonra Genelkurmay´ın JİTEM´in varlığına dair vereceği cevap merak ediliyor.
(08 Ekim 2009), son güncel.: (10 Ekim 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İşte Babat´ın 11 sayfalık orjinal mektubunun tamamı
´JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler´ konulu manşetlerimiz