Doğu Perinçek´in İşçi Partisi´ne bağlı yayın organları Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal televizyonunda dün yapılan aramaların Ergenekon kapsamında olduğu ve 2004 yılında Başbakan Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında yapılan telefon görüşmesinin Ergenekon üyesi Albay Atilla Uğur tarafından yasadışı olarak gizlice kaydedilip Aydınlık´ta yayınlanması sebebiyle gerçekleştirildiği öğrenildi. İçerideki çeşitli belge ve CD´lere incelemek üzere el koyan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, aramaların ardından Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya´yı gözaltına almıştı. Ele geçen CD´lerde ilk bilgilere göre BM temsilcisi Alvero De Soto´yla yapılmış bir görüşmenin de bulunduğu öğrenildi. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz tarafından Dost Tarikatı davası ile ilgili hazırlanan raporda Ergenekon sanıklarından Atilla Uğur´un Başbakan Erdoğan´ı 2004 yılında dinlettirdiği iddiaları yer almıştı. Ergenekon tarafından 2004´te yapılan gizli dinlemenin örgüt üyeliğiyle yargılanan Perinçek´in Aydınlık dergisinde bugünlerde yayınlanması örgütün halen faal olduğunu, üzerindeki şaşkınlığı attığını, savunma konumundan saldırı konumuna geçtiğini ve elde ettiği gizli bilgileri servis etmeye başladığını gösteriyor. Bu çarpıcı gerçeğin ortaya çıkmasıyla, yetkililerin Ergenekon örgütünün ve ´1´ numarasının üzerine daha fazla gitmemek için örgütle anlaştığı ve Ergenekon operasyonlarının artık yapılmayacağı iddiaları da çürümüş oluyor.
FLAŞ!!! Ergenekon faaliyette: Erdoğan´ın ses kaydını yayınladı
Doğu Perinçek´in İşçi Partisi´ne bağlı yayın organları Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal televizyonunda dün yapılan aramaların Ergenekon kapsamında olduğu ve 2004 yılında Başbakan Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında yapılan telefon görüşmesinin Ergenekon üyesi Albay Atilla Uğur tarafından yasadışı olarak gizlice kaydedilip Aydınlık´ta yayınlanması sebebiyle gerçekleştirildiği öğrenildi. İçerideki çeşitli belge ve CD´lere incelemek üzere el koyan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, aramaların ardından Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya´yı gözaltına almıştı. Ele geçen CD´lerde ilk bilgilere göre BM temsilcisi Alvero De Soto´yla yapılmış bir görüşmenin de bulunduğu öğrenildi. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz tarafından Dost Tarikatı davası ile ilgili hazırlanan raporda Ergenekon sanıklarından Atilla Uğur´un Başbakan Erdoğan´ı 2004 yılında dinlettirdiği iddiaları yer almıştı. Ergenekon tarafından 2004´te yapılan gizli dinlemenin örgüt üyeliğiyle yargılanan Perinçek´in Aydınlık dergisinde bugünlerde yayınlanması örgütün halen faal olduğunu, üzerindeki şaşkınlığı attığını, savunma konumundan saldırı konumuna geçtiğini ve elde ettiği gizli bilgileri servis etmeye başladığını gösteriyor. Bu çarpıcı gerçeğin ortaya çıkmasıyla, yetkililerin Ergenekon örgütünün ve ´1´ numarasının üzerine daha fazla gitmemek için örgütle anlaştığı ve Ergenekon operasyonlarının artık yapılmayacağı iddiaları da çürümüş oluyor.
Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından Dost Tarikatı davası ile ilgili hazırlanan raporda Ergenekon sanıklarından Atilla Uğur´un Başbakan Erdoğan´ı 2004 yılında dinlettirdiği iddiaları yer almıştı
Ergenekon soruşturması kapsamında dün Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal´da arama yapıldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, aramaların ardından Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya´yı gözaltına aldı. Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi´nin yanı sıra gözaltına alınan şahısların evlerinde de arama yapıldı. Arama, ´Başbakan Tayyip Erdoğan´la KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasındaki görüşmelerin Ergenekon terör örgütü tarafından tespit edilerek servis yapıldığı´ gerekçesine dayandırıldı. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından Dost Tarikatı davası ile ilgili hazırlanan raporda Ergenekon sanıklarından Atilla Uğur´un Başbakan Erdoğan´ı 2004 yılında dinlettirdiği iddiaları yer almıştı.
Ergenekon Terör Örgütü halen faal. Deposundaki gizli bilgileri servis etmeye başladı
Aydınlık Dergisi, 13 Ekim tarihinde yayınlanan son sayısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında 2004 yılında yapılan bir telefon görüşmesinin dökümlerini yayınladı. Derginin kapak dosyasında Başbakan Erdoğan´ın KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için O artık bitmiştir, Muhatap olmaktan bile çıkmıştır dediği iddia ediliyor. Konuşma kayıtlarının İşçi Partisi´ne ulaştırıldığı ve montaj olma ihtimaline karşı uzmanlar tarafından incelendiği belirtildi. Dergide yer alan konuşmanın doğru olup olmadığı kesinlik kazanmadı; ancak bir başbakanın telefon görüşmesinin yayınlanması Ergenekon´un ´dinleme cihazları´ iddiasını yeniden gündeme getirdi. Ergenekon yapılanmasının, güvenlik birimlerinin kullandığı teknolojiden daha gelişmiş dinleme cihazlarını edinmek için harekete geçtiği dile getirilmişti.
Ergenekon´un Başbakanı dahi dinlettiği iddiaları doğrulanmış oldu
Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından hazırlanan Dost Tarikatı lideri İhsan Güven´in öldürülmesi ile ilgili rapor Ergenekon soruşturmasının tutuklu sanıklarından Atilla Uğur´un, Levent Ersöz´ün bilgisi dahilinde Başbakan Erdoğan´ı dinlediğini ortaya çıkarmıştı. Raporda yer alan iddialara göre Atilla Uğur, hükümet üyelerinin telefonlarını yasadışı dinleterek, elde edilen bilgileri Şener Eruygur ve Levent Ersöz´e aktarmış. Başbakan Erdoğan´ın Talat´la yaptığı telefon görüşmesinin, Atilla Uğur ve Levent Ersöz´ün görev yaptıkları ve hükümet üyelerini dinlettikleri 2004 yılında gerçekleşmesi dikkat çekiyor. ( Zaman)
BM Temsilcisi De Soto´yu da dinlemişler
Aramalarda ayrıca, çok sayıda ses kaydını içeren CD´lere ulaşıldı. Bu CD´lerin bazılarında işadamı Cüneyt Zapsu ile BM´nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvero De Soto arasında yapılan görüşmelerin kayıtlarının bulunduğu da öğrenildi.
Ergenekon savcıları örgütün henüz ortaya çıkartılamamış kadrolarının izini sürüyor
2 yıldır sürdürülen soruşturma kapsamında yapılan operasyonlarda Ergenekon Terör Örgütünün birçok elemanı ortaya çıkartılmış ve yakalanmış olsa da çökmediği ve faaliyetlerini sürdürdüğü iddiaları zaten daha önce medyaya da yansımıştı. Ergenekon savcılarının, darbeci ekip dağıtılsa bile hareketi sürdürmesi planlanmış ve hala varlığını sürdüren İdhar´ın (yığınağın, kadrolaşmanın) izini sürdüğü öğrenilmişti. Ergenekon iddianamesinde, darbe slaytlarında, ´Bu sadece askerlerin planladığı bir girişim değil sivillerle ortaklaşa yürütülen bir girişimdir. Darbeci ekip dağıtılsa bile hareketi sürdürecek İDHARIN (yığınağın, kadrolaşmanın) yapılması öngörülmüştür. Genelkurmay Bşk. ÖZKÖK tarafından girişim önlendiğine göre, hareketi devam ettirmek üzere yapılan kadrolaşma bugün devam etmektedir. Çünkü Org. ÖZKÖK herhangi bir tasfiye yapmamıştır´ ifadesi dikkat çekmişti.
Başbakanın telefon görüşmesini kaydeden Atilla Uğur: ´Herşeyi 2009´a göre ayarladık´
Tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur´un 9 Ocak 2008´de A. A. ile yaptığı telefon konuşmasında da özetle A. A.´nın “Her şey 2009´a göre biz ayarladık...” dediği, Uğur´un “Her şeyi. Paşam, hiç merak etme gelince konuşacağız” dediği, iddianamede “2009 yılı içerisinde elde edilen darbe planları ile ilgili bir beklenti içerisinde oldukları” değerlendirmesiyle yer alıyordu.
Alparslan Arslan da darbe bekliyordu
Bir Ergenekon eylemi olan Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan´ın da yakalandığında ´Yakında darbe olacak, beni kurtaracaklar´ dediği gündeme gelmişti. Ergenekon iddianamelerinde Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan´ın cinayeti işledikten sonra yakalansa da yapılacak darbenin ardından serbest bırakılacağına inandırıldığının altı çizilmişti. Arslan´ın Danıştay saldırısının hemen ardından yakalanması üzerine polise Siz kimsiniz be, birkaç ay sonra darbe olacak ve ben elimi kolumu sallaya sallaya dışarıya çıkacağım. dediği belirtilmişti. Arslan, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki bir duruşmada da ´Yakında darbe olacak ve ben serbest kalacağım.´ diye bağırmıştı. 2007 yılında öldürülen gazeteci Hrant Dink´in avukatı Fethiye Çetin de ´Hrant´ı öldürenler 2009´da yapılması planlanan darbeyle serbest kalmayı düşünüyorlardı´ şeklinde bir açıklama yapmıştı.
İlhan Selçuk´tan Eruygur´a: Bir kez daha yenilen tarafta olursak, hiç istemiyorum. Bundan korkuyorum
Darbe bekleyen sadece o değildi Ergenekon´un üst düzey yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe planları yapmıştı. Mustafa Balbay´ın darbe günlüklerindeki 16 Ocak 2004 tarihli notta, İlhan Selçuk´un, Şener Eruygur´a Biz sizinle beraberiz. Bir kez daha yenilen tarafta olursak, hiç istemiyorum. Bundan korkuyorum dediği belirtiliyor. Selçuk, Madanoğlu cuntası ile birlikte darbe hazırlığı yaptığı iddiasıyla cezaevinde yatmıştı.
Veli Küçük: Yakın gelecekte darbe olacak
Veli Küçük, 2003´te Alman National Zeitung gazetesine Uzun bir süredir darbe olmadı. Bunu büyük bir hata olarak görüyorum. Ancak yakın bir gelecekte darbe olacak demişti.
Alemdaroğlu-Sayın: 2008 Mart´ında 1960 darbesi gibi bir darbe yapılacak
Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile Ümit Sayın´ın konuşmalarında, TSK´da emir-komuta zinciri dışında 2008 Mart´ında 1960 darbesi gibi bir darbe yapılacağı ifadelerinin geçtiği iddianameye girmişti.
TSK´nın ´Karargah Evleri´ sessizliği, son askeri ´Şura´da Ergenekon soruşturmasında sorgulanan ya da adı geçen subayların terfi alması, Ergenekon´un asker ayağının hala faal olduğunu gösteriyor
Kamuoyunun gündemine ilk kez Savcı Zekeriya Öz´ün yürüttüğü Ergenekon soruşturması kapsamında 21 Mart 2008 tarihinde İşçi Partisi genel merkezinde yapılan aramada ele geçirilen bir belgeyle gelen, dışarıdan sivillerin de katıldığı TSK içindeki ´Karargah Evleri´ oluşumunun aslında çok daha önce 2005 yılında MİT tarafından Genelkurmay´a bildirildiği ortaya çıkmıştı. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz konuya dahil olur olmaz bu yönde soruşturmayı genişletmiş ve MİT tarafından konuyla ilgili dosya verildiğini öğrendiği Genelkurmay´a “Durum ne, soruşturma ne aşamada?” diye sorması üzerine o zamana kadar herhangi bir soruşturma başlatılmadığı ortaya çıkmıştı. Savcı Öz´ün adeta dürtmesiyle başlatılmak zorunda kaldığı anlaşılan askeri soruşturma ise başlangıcından günümüze iki yıldır tuhaf gelişmelere sahne oldu ve olmaya da devam ediyor.
Ergenekon sanığı subaylar genelkurmayca korunuyor
Askeri soruşturmayı yürüten iki askeri savcının birbirlerini aklamak için evrak sahteciliği yaptığı ortaya çıkmıştı. Haklarında başka iddialar da bulunan bu savcılardan biri kısa süre önce görevden alındı diğeri de adi bir çete üyeliği suçlamasıyla tutuklanıp cezaevine gönderildi. Dikkat çekici olan ise bu koğuşturmayı yapanların askeri makamlar değil sivil makamlar olması.. Kamuoyunda askerlerin Karargah Evleri soruşturmasını savsakladığı kanısı hakim. Ama niçin savsaklanıyor? Soruşturma niçin karartılmaya çalışılıyor? Yoksa örgütlenme çok yaygın ve derinlere iniyor da bu sebeple sessizce bir temizlik operasyonu yürütülüyor mu? Bu iyimser bakış.. Ama ya tersi doğru ise, ya bu oluşuma karşı asker içinde herhangi bir şey yapılmıyorsa?.. Kamuoyunda yaygın kanaat işte bu, yani asker oluşuma karşı değil aksine onları koruyup kolluyor. Genelkurmayın Ergenekon ve Temizöz soruşturmalarına konu olan subaylara sahip çıkıp hala görevde tutmaya devam etmesi de bu kanıyı pekiştiriyor. Karargah Evleri, ordu içinde gücünü korumaya çalışan bir cuntasal yapılanma mı ve askeri darbe tehlikesi devam ediyor mu?..
Aydınlık´taki CD´lerde tespit edilen telefon dinleme kayıtları
22 Ekim 2009: Aydınlık dergisinde ele geçen CD´lerde, Başbakan Erdoğan´dan KKTC Cumhurbaşkanı Talat´a, bakanlar ve belediye başkanlarından ABD´li yetkililere kadar onlarca kişiye ait konuşma kaydı var. 1999-2004 dönemine ait konuşmaları kimin kaydettiği ise henüz netleşmedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın, dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat´la yaptığı telefon görüşmesinin kayıtlarının Aydınlık dergisinde yayımlanmasının ardından başlatılan adli soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında, dergide yapılan aramada ele geçirilen ses kayıtlarının tasnifi büyük ölçüde tamamlandı. İncelemeler sonunda, Erdoğan´ın Talat´ın yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, yakın dostu işadamı Remzi Gür ve avukat Münci İnci ile yaptığı görüşmelerin de kayda alınarak saklandığı ortaya çıktı.
İşte CD´lerde yer alan kayıtların sahipleri
Tayyip Erdoğan, Cemil Çiçek, Ali Babacan, Hilmi Güler, Egemen Bağış, - Mehmet Ali Talat, Kadir Topbaş, Melih Gökçek, Remzi Gür (İşadamı), Münci İnci (Avukat), Cüneyd Zapsu, Alvaro De Soto (BM Kıbrıs Özel Temsilcisi), John Hanford (ABD Dışişleri yetkilisi), Bülent Alirıza (CSIS Türkiye Temsilcisi), Yalçın Balcı, Murat Yetkin (Gazeteci), Serdar Denktaş, Hakan Aygün (Gazeteci) ( Milliyet)
Abdullah Harun
(20 Ekim 2009, 11:20), son güncel.: (22 Ekim 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Askerlerin soruşturmalara müdahalesi
Askerlerin organize şekilde Ergenekon savcılarından delil kaçırmaları
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması
Şemdinli Davası´nın askerlerce örtbas edilmesi