Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin, aralarında eski Kara Kuvvetleri Lojistik Başkanı Korgeneral Yıldırım Güvenç ve eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha'nın da bulunduğu 150 sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar'ın ifadeleri dikkat çekti. 'Bu hadise bir darbe girişimi değildir, halka darbe oluyor algısı yaratmaktır. Eğer iddia makamı iddiasında kararlıysa bunu kanıtlamalıdır' diyen Çağlar'a Mahkeme Başkanı sorular yöneltti. 'Olay günü 'sıkıyönetim ilan edildi' veya 'tatbikat var' gibi şeyler duydunuz, siz bu konuyu netleştirmek için üst rütbeli birini, kimseyi aramadınız mı?' sorusuna Çağlar 'Hayır kimseyi aramadım' derken, dışarıdan Genelkurmay Komutanı dahi içeriye haber verilmeksizin kimsenin giremeyeceği Harekat Merkezine o gece nasıl girdiğine ilişkin ise soruya ise 'Bilmiyorum, belki kapı açıktı' cevabını verdi.
08.07.2017 13:22 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Kara Kuvvetleri Komutanlığında meydana gelen olaylara ilişkin görülen dava sanık savunmalarıyla devam etti. Eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar savunmasında Harekat Merkezine nasıl girdiğine dair sorulan soruya, 'Bilmiyorum, belki kapı açıktı' cevabını verdi.
Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Kara Kuvvetleri Komutanlığında meydana gelen olaylara ilişkin görülen dava sanık savunmalarıyla devam etti.
06.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Sincan Cezaevinde tutuklu bulunan 108 sanık, jandarma eşliğinde getirildi, diğer sanıkların ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılmaları sağlanacak. Salonda sanık yakınları ile avukatları da hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Cem Boztaş, duruşmaların 17 iş günü süreceğini, her gün onar kişinin savunmasını almayı planladıklarını söyledi.
Duruşmada sanıkların kimlik tespitine, ardından da sanık savunmalarına geçildi.
Savunmasında hakkındaki suçlamaları reddeden eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha, 15 Temmuz akşamı önce güvenlik tatbikatı yapılacağının söylendiğini, ardından da askeri hattan aranarak, 'TSK'nın emir komutası içerisinde Yurtta Sulh Konseyi'nin yönetime el koyduğunu, kendisinin de KKK'nın güvenliğiyle sorumlu olarak görevlendirildiğine' ilişkin mesaj geldiğinin telefonda söylendiğini anlattı.
Bunun üzerine eski Genelkurmay Personel Palan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ü aradığını, onun da bir şeyden haberi olmadığını iddia eden Caha, şu savunmayı yaptı:
'Personele TSK'nın yönetime el koyduğu mesajından bahsetmeden güvenlik için tatbikat yapılacağını söyledim. Saat 21.40 sıralarında, ülke genelinde meydana gelen ani gelişmeler kapsamında karargahların güvenliğini sağlamak için genel karargah sorumlusu olarak görevlendirildiğime dair bir mesaj geldi. Bu sırada silah sesleri ile vatandaşların tepkilerine ilişkin sesler geliyordu. Karargahın güvenliğinin sağlanması için gereken emirleri verdikten sonra Mehmet Partigöç'ü tekrar arayarak, gelen mesajın onay hanesinde kendi isminin yazılı olduğunu ilettim. Bilgisinin olmadığını, gelen silah seslerini anlamaya çalıştığını söyledi. Ardından televizyonda izlediğim haberler ve gelen mesajlardan bunun bir darbe girişimi olduğunu kesinleştirdim. Karargahta derdest edilenleri duydum, bunun üzerine, bana sorulmadan, onayım alınmadan hiçbir şey yapılmamasını emrettim, komutanları derdest etmenin faydası olmayacağını söyledim. Ümit Dündar'ın televizyondaki açıklamalarından sonra menfur darbe girişiminin emir komuta içinde yapılmadığını anladım, tekrar Partigöç'ü aradım. Komutanları sordum, 'güvenli olduğu için komutanların Akıncı'ya gittiğini' söyledi. Televizyondaki görüntüler de olayın vehametini ortaya koyuyordu.
Olayların daha fazla büyümeden sonlandırılması ve can kayıplarının önlenmesi için Mehmet Partigöç, Ali Kalyoncu ve Ahmet Bican Kırker ile görüştüm, olayların sonlandırılması gerektiğini, yanlış yapıldığını, vatandaşa zarar verilmemesini, dışarıdaki birliklerin çekilmesinin uygun olacağını söyledim. Yaptığım bu görüşmelerin tamamına veya bir kısmına yanımdaki personelden şahitlik edenler olacaktır. KKK'da, kimsenin yaralanmasına, ölmesine meydan vermeden olayı sonlandırdığımız için suçsuz olduğumuza, bunun da ortaya çıkacağına inandığım için kendim teslim oldum.'
İddianamede yer alan diğer olayların hiç birinden haberi olmadığını ileri süren Caha, o gece yanındaki personele kalkışmaya yönelik bir emir vermediğini, amacının personeli bu antidemokratik girişimin dışında tutarak korumak olduğunu iddia etti.
Caha, olay gecesi darbe girişimini destekleyen tek bir cümle kullanmadığını savunarak, 'Kışlayı terk edebilirdim ama aldığım eğitimin gereği risk alarak sorumluluk üstlendim. Ölüm ve yaralanma olmadan krizi yönettim, bunun için bedel ödemem gerekiyorsa ödemeye hazırım.' dedi.
Darbe girişimi sabahı, 'sıkıyönetim direktiflerine uymayanlar hakkında yasal işlem yapılacağına' ilişkin mesajların kendisi tarafından imzalandığı iddialarını da yalanlayan Caha, mesajlardan haberdar olmadığını ileri sürdü.
Duruşmaya yarın, sanık savunmalarıyla devam edilecek.
07.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin, aralarında eski Kara Kuvvetleri Lojistik Başkanı Korgeneral Yıldırım Güvenç ve eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha'nın da bulunduğu 150 sanığın yargılandığı davanın ikinci gününde sanıklar savunma yapmaya devam etti. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada sanık yakınları ile avukatlar da yer aldı.
Sanıklardan eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Caha'nın savunmasının ardından söz alan avukatı da müvekkilinin üzerine atılı suçlamaları işlemediğini öne sürerek, beraatine karar verilmesini talep etti.
Darbecilerin sıkıyönetim ve yürütmeye el koyma mesajını birliklere gönderdiği öne sürülen eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Adem Boduroğlu da üzerine atılı suçlamaların görev yerine gitmeden önce işlendiğini iddia ederek, suçlamaları reddetti.
Sanık Boduroğlu, duruşmadan iki gün önce yüksek tansiyon rahatsızlığı geçirdiği ve avukatıyla görüşemediği gerekçesiyle savunmasını daha sonraki günlerde yapmak istediğini belirtti.
Mahkeme Başkanı Cem Boztaş, Boduroğlu'nun savunmasını ilerleyen günlerde yapabileceğini bildirdi.
SANIK TUĞGENERAL ÇAĞLAR: DARBE OLMADI, DARBE OLUYOR ALGISI OLUŞTURULDU
OLAYLAR OLUNCA ÜST RÜTBELİLERİ ARADINIZ MI: HAYIR
NASIL İÇERİ GİRDİN: BELKİ KAPI AÇIKTI ÖYLE GİRDİM
Sanıklardan eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar evindeki aramada ele geçirilen 1 dolara ve içerisinde 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' yazısı bulunan ve bazı kısımları okunmayacak şekilde karalanmış bir ajandaya ilişkin, '1 doları paramı döviz olarak bozdurduğumda almıştım, unutmayım onu diye cüzdanımdan ayrı bir yere koymuştum. Ajandamda sadece bir kısım karalı değil, başka karalı olan yerler de var, canım sıkıldığında söz yazıyordum sonra üstünü karalıyordum bu bunu alışkanlık haline getirdim. Yurtta Sulh yazısı bana ait bir olmayan birinin konuşmasının içerisinde yer alıyordu' beyanında bulundu.
'Bu hadise bir darbe girişimi değildir, halka darbe oluyor algısı yaratmaktır. Böyle bir yargıya kimin ihtiyaç duyduğunu bilmiyorum' diyen Çağlar, 'Darbe emir komuta zinciri içerisinde olmadığı sürece darbe olmaz. Bu darbe denen şey darbeye hiç benzemiyor, çünkü bunu yapanlar gerçek bir darbeci olsaydı kendini ele verecek her şeyi feda eder ve planını ileri bir tarihe alırdı. Ben kimseden emir almadım, icra da etmedim. Eğer iddia makamı bu iddiasında kararlıysa bunu kanıtlamalıdır' ifadelerini kullandı.
Savunmanın ardından Mahkeme Başkanı Boztaş sanığa, 'Olay günü 'sıkıyönetim ilan edildi' veya 'tatbikat var' gibi şeyler duydunuz, siz bu konuyu netleştirmek için üst rütbeli birini, kimseyi aramadınız mı?' sorusunu yöneltmesinin ardından sanık da, 'Hayır kimseyi aramadım' şeklinde yanıtladı.
Dışarıdan Genelkurmay Komutanı dahi içeriye haber verilmeksizin kimsenin giremeyeceği Harekat Merkezine o gece nasıl girdiğine ilişkin ise 'Bilmiyorum, belki kapı açıktı' cevabını verdi.
Sanıklardan eski Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, 15 Temmuz gecesi KKK Harekat Merkezi'ne gittiğinde görevli personelden birinin kendisine darbe girişimi, başka bir subayın ise tatbikat olduğunu söylediğini savundu.
Merkeze gelen mesajlar ve televizyonlarda izlediği görüntülerden, yaşananların darbe girişimi olamayacağını düşündüğünü ileri süren Çağlar, 'Harekat Merkezi'nde bulunduğum süreçte hiç kimseye mesaj göndermedim. O gece yaşananları askeri refleksle yaptım, darbe girişimiyle bir bağlantım olmadı. Pişmanlık duyacağım şeyler olmadığı için pişmanlıktan faydalanamam.' ifadelerini kullandı.
Çağlar, tatbikat maksatlı aldığı emirle ve askeri refleksle hareket ettiğini ileri sürerek beraatini istedi.
Sanık Çağlar, odasında bulunan 'C' serisi bir dolarlık banknotun kimse tarafından verilmediğini, yurt dışı gezisinden kalan bir doların yanı sıra 5 avronun da cüzdanında bulunduğunu iddia etti.
Sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından hazırlanan ve darbe sonrası görev alacakların isimlerinin olduğu atama listesinin 171. sırasında ismi bulunan eski Tuğgeneral Çağlar, iş yeri ve evinde ele geçirilen 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' yazılı not kağıdının da kendisine ait olmadığını öne sürdü.
Listenin hazırlanmasında onayı ya da katkısı bulunmadığını iddia eden Çağlar, KKK'da herhangi bir suç işlendiğine şahit olmadığını savundu.
'FETÖ mensubu değilim.' diyen Çağlar, 25 yıllık meslek hayatı boyunca Türk Silahlı Kuvvetlerinin menfaati dışında faaliyette bulunmadığını belirterek, bunun birlikte çalıştığı meslektaşlarına sorulmasını istedi.
Sanık Adem Boduroğlu'nun, 'Harekat Merkezi'ne kartı olmayan kimse giremez, bu yetki de sadece bende ve sayılı birkaç generalde var. Komutan bile içeri giremez. Sizin bu yetkiniz yok, içeri nasıl girdiniz?' sorusu üzerine de Çağlar, bu ayrıntıları şu anda hatırlamadığını söyledi.
Sanık Çağlar'ın sorgusunun ardından bugünkü duruşma tamamlandı.
Dava pazartesi gününden itibaren Sincan Adliyesinde görülecek
150 sanık, beraberindeki Jandarma ekipleri, polisler ve sanık ailelerinin de bulunduğu Ankara Adliyesindeki duruşma salonunun fiziki yetersizliğinden dolayı, Mahkeme Başkanı Cem Boztaş, davanın Sincan Adliyesinde görülmesine ilişkin karar verdi. Duruşma 10 Temmuz Pazartesi Günü Sincan Adliyesinde görülmeye devam edecek ve toplamda 17 iş günü sürecek.
Üçer kez ağırlaştırılmış müebbet
Sanıklar hakkında 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha'nın bir numaralı şüpheli olduğu iddianamede, dönemin Kara Kuvvetleri Lojistik Başkanı Korgeneral Yıldırım Güvenç, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Adem Boduroğlu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar ve eski tuğgeneraller Cüneyt Soyraç, İbrahim Lütfi Nuhoğlu, Mücahit Tamer ile 2016 yılı YAŞ kararlarını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasına sunan eski Kurmay Albay Fehmi Atuk da şüpheliler arasında yer alıyor.
İddianamede yer alan Kara Kuvvetleri Komutanlığı personeli diğer sanıkların isimleri ise şöyle:
'Hüseyin Öztürk, Eşref Mert, Emrullah Kaya, Atila Tanrıver, Adnan Akdemir, Turgay Kurt, Önder Kamiloğlu, Mustafa Albayrak, İsmail İnal, Mehmet Aydın, Hasan Yılmaz, Atilla Karakuş, Abdullah Yiğit, Yüksel Ordu, Mutlu Serkan Vurdem, Yusuf Yiğit, Uğur Karaca, Nuh Altınsoy, Tanju Aydıncık, Serhat Akın, Yalçın Karahan, Alpaslan Kılıç, Ahmet Ejder, Sinan Şimşek, Mesut Rahat, Murat Yüksel, Dinçer Özcan, Mehmet Ortaç, Hamza Akkaya, Halil Ekiztaş, Fikri Pehlivanlı, Fatih Demir, Erkal Tarlacı, Cevdet Serbest, Adem Öner, Turgut Akgül, Şahin Yüce, Mustafa Şahin, Murat Veske, Muharrem Bayrakal, Mehmet Kalkan, Mehmet Karslı, Mesut Turan, Hasan Fidan, İsmail Yükleyen, İdris Aygün, Levent Akçaoğlu, İbrahim Başpınar, Ercan Buyur, Altuğ Kayışoğlu, İhsan Bozkurt, Mesut Şahan, Ünal Demir, Yener Akbaba, Zeyit Karagöz, Fatih Toran, İsmail Ayyıldız, Hakan Ergin, Uğur Bahtiyar, Fatih Sarıkır, Ali Kahya, Yılmaz Akış, Muhammed Hakan Sanön, Yavuz Sezer, Fikret Yağmur Yavuz, Ekrem Güneş, Halit Şimşek, İsmail Aydın, Bahtiyar Kılıçaslan, Hüseyin Rahmi Bali, Bekir Öztürk, Ahmet Aktaş, Ahmet Direnç, Ahmet Altug Erşan, Mustafa Tezcan, Yusuf Gül, Yasin Çakır, Serdar Yıldız, Salih Talaşlı, Veyis Şahin, Adem Yıldırım, Necati Durmuşbaş, Fatih Özden, Suat Yercel, Fatih Yılmaz, Ahmet Fazıl Işık, Aydın Duman, Erkan Şahin, Vedat Güngör, Tahmazhan Berk, Oğuzhan Çelikoğlu, Bayram Üstündağ, Kurtuluş Kafalı, Emrah Çelebi, Erman Arısoy, Ümit Ağaçlı, Süleyman Kaya, Kazım Yanmaz, Osman Karaköse, İbrahim Denizhan, Ramazan Bingöl, Yunus Emre Çevik, Halil İbrahim Üçgül, Ayhan Kaykaç, Ahmet Erdoğan, Ali Gürcan, Volkan Önal, Seyhan Cömez, Oğuzhan Güney, Ramazan Bozdağ, Murat Kül, Metin Çetin, Mehmet Burak Demir, Mustafa Serhat Akdolu, Ali Özkan Yorgun, Resul Savaş, Mevlüt Özyurt, Göksel Salı, Gökhan Karaca, Mustafa Kumdakcı, Muttalip Şahin, Selim Özden, Cuma Aygün, Zülküf Orak, Abdullah Ballı, Abdullah Polat, Mustafa Yıldırım, Serdar Kerem Koç, Yalçın Kızılçam, Mahmut Dalgın, Hüsnü Göçmen, Bahri Bayrak, Refik Durak, Mehmet Akkuş, Osman Gökmen, Fatih Dağcı, Ramazan Atsan, Ökkeş Yavaş, Ferdi Çakıl, Süleyman İmece, Levent Ceylan ve Gökhan Akdağ.'
Sanıkların ayrıca 'askeri komutanlıkların gasbedilmesi, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü yöneticisi olma, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, suç delillerini gizlemeye teşebbüs, kasten yaralama, tehdit ve hakaret' suçlarından da cezalandırılmaları isteniyor.
İddianamede, Milli Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargah ve Destek Kıtaları Grup Komutanı Albay Tuncay Polat ile 15 Kara Kuvvetleri Komutanlığı personeli, müşteki olarak yer alıyor.
150 şüphelinin yer aldığı 945 sayfalık iddianamede, FETÖ'nün TSK'yı ele geçirmeye yönelik faaliyetlerine ilişkin, 'FETÖ Aralık 2013 tarihinden sonra da TSK'yı tamamen ele geçirme faaliyetlerini örtülü olarak sürdürmeye devam etmiştir. Aralık 2013 tarihinden itibaren örgütün gizli emellerinin anlaşılması ve birçok kamu kurumunda FETÖ mensuplarına yönelik soruşturmalar başlatılmasına rağmen TSK içerisinde örgüt mensuplarının ortaya çıkarılarak tasfiye edilmesi süreci başlatılamamıştır. Bunun dışında deşifre olan yüksek rütbedeki mensuplarının bazılarını emekli etmesine rağmen birçoğunu pasif görevlere atayarak veya yurt dışı görevlere göndererek TSK bünyesinde tutabilmeyi başarmıştır. FETÖ asıl kemikleşmiş subay kaynağı olarak sivil liselerden Harp Okullarına soktuğu öğrencileri ve son 10 yılda da çok kısa bir eğitim sürecinden sonra sözleşmeli subay olarak istihdam edilen üniversite mezunlarını kullanmıştır. Nitekim son beş yılda terfi eden ve hain darbe girişimi sonrası TSK'dan ilişiği kesilen generallerin büyük bir çoğunluğu sivil lise kaynaklıdır' değerlendirmelerinde bulunuluyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-10 Nisan (2017) 'Ankara Darbe Yap./Kara Kuvvetleri Yapılanması 150 sanık' davası
(08 Temmuz 2017, 13:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: