Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul'daki "emniyet teşkilatının mahrem imamlarına" yönelik 181'i tutuklu 198 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı. Tutuklu sanıklardan öğretmen Mustafa Deniz, "Cezaevine girdiğimde bana etrafta konuşmamı ve MİT elemanlarının bulunduğunu, istihbarat toplanıldığını ve konuşursam benim için kötü şeyler olunacağını söylüyorlardı" "Ben özgür ve bağımsız şeklide düşündüğümde bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum" dedi. Duruşmalar sonunda mahkeme, Deniz dahil 5 sanığın tutuksuz yargılanmasına, 176 sanığın tutukluluk halinin devamına, her bir sanığın dosyasının ayrılarak davaların ayrı ayrı görülmesine karar verdi.
22.07.2017 17:02 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul'daki "emniyet teşkilatının mahrem imamlarına" yönelik 181'i tutuklu 198 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
17.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, kimlik tespitinin tanımlanmasının ardından, sanık savunmalarına geçildi.
Söz alan tutuklu sanıklardan Abuzer Kılınç, FETÖ/PDY üyeliğinin bulunmadığını öne sürdü.
Örgütün sohbetlerine katılmadığını iddia eden Kılınç, silahlı terör örgütü yöneticiliği suçlamasını da reddetti.
"Kod isim kullanmadım" diyen Kılınç, "Bedelli askerlik için para biriktirmiştim. 25 Aralık sonrası Bank Asya'daki hesap hareketliliğimin sebebi bundandır. Bankacılık faaliyetini faizsiz olduğu ve banka şubesinin evime yakın olmasından dolayı burayı tercih ettim." iddiasında bulundu.
Sorulara "bilmiyorum" cevabı
Savunma yapan tutuklu sanıklardan Ahmet Elbistanlı da hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
FETÖ'nün şifreli haberleşme programı "ByLock"u medyadan öğrendiğini savunan Elbistanlı, "Eagle" programını ise kullanmadığını ileri sürdü.
Silahlı terör örgütü FETÖ'yle herhangi bir iltisakının olmadığı öne süren Elbistanlı, Adana ve Hatay'da özel bir dershanede 6 yıl öğretmenlik yaptığını ifade etti.
Mahkeme Başkanı Mustafa Taşkın'ın "bu dershanenin FETÖ'yle bir bağı var mı?" sorusuna Elbistanlı, "bilmiyorum" yanıtın verdi. Araya giren Taşkın da sanığa "6 yıl çalıştığın kurumun nereye bağlı olduğunu bilmiyor musun?" diye çıkıştı.
Daha sonra savunmasına devam eden Elbistanlı, Adana FEM dershanesinde çalıştığını söyledi. Elbistanlı, Taşkın'ın "Bu dershanenin FETÖ'yle bir iltisakı var mı?" sorusuna da "bilmiyorum" cevabını verdi.
"Telefonum evdedir"
Tutuklu sanık Ahmet Veysi Altunışık ise 15 Temmuz darbe girişi sonrası kayyum atanan kurumlarda yaklaşık 6 aylık sigorta kaydı bulunduğunu anlattı.
Altunışık, KPSS sınavını kazanarak TÜBİTAK'ta çalışmaya başladığını, FETÖ'yle bir bağının bulunmadığını iddia etti.
Kendisinin teslim olduğunu söyleyen Altunışık, "Örgüt yöneticiliği suçlamasını kabul etmiyorum. 'ByLock' programını yüklemedim ve kullanmadım. Başkasının benim telefonuma bu programı yükleyip yüklemediğini bilmiyorum. Emniyete kendim gittim, fakat telefonumu teslim etmemiştim." ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı Taşkın'ın "Telefonun nerede?" sorusuna Altunışık, "Cezaevine girmeden önce telefonumu kullanmayı bıraktım. Telefonum muhtemelen evdedir" diye yanıt verdi. Bu cevap karşısında Taşkın, "Evinde arama yapılmış, bir şey bulunmamış." dedi.
Duruşmada sırasıyla söz alan tutuklu sanıklardan Alaattin Bıyıklı, Yahya Çınar, Atik Yücel, Aydın Yaşar, Baki Şenay, Barbaros Aydın, Barbaros Korkmaz ve Bilal Kanbur da haklarındaki suçlamaları reddetti.
Savunmasını tamamlayan sanıkların tamamı tahliye talebinde bulundu. Duruşma, sanık savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
Öte yandan 198 şüphelinin yargılandığı dava 21 Temmuz Cuma gününe kadar devam edecek.
20.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "mahrem" nitelikli sözde emniyet teşkilatı yapılanmasında yönetici oldukları iddiasıyla aralarında meslekten ihraç edilen kamu görevlilerinin de bulunduğu 181'i tutuklu 198 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşması tamamlandı.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmada tutuklu sanık savunmalarının alınmasına devam edildi.
Söz alan tutuklu sanıklardan İbrahim Salim, hakkındaki silahlı terör örgüt yöneticiliği suçlamasını kabul etmedi.
FETÖ'yle irtibatlı kimseden talimat almadığını söyleyen Salim'e, Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, Bank Asya'daki hesap hareketliliğindeki değişiklikleri sordu.
Salim, "Çalıştığım dershanedeki okul müdürümüz Yunus Kutlu, Bank Asya'ya para yatırmamı söyledi. Benim birikimim yoktu. Başka bir bankadan kredi çekerek Bank Asya'ya yatırdım. Okul müdürümüz, Bank Asya'ya para yatırmayan öğretmenlerle bir sonraki yıl çalışmayacaklarını söylemişti. Ben de işsiz kalmamak için başka bir bankadan kredi çekerek Bank Asya'ya yatırdım." ifadelerini kullandı.
Çakar'ın, "Ne kadar para çektin ve ne zaman yatırdın?" sorusuna Salim, "20 bin lira kredi çektim. Tarihini tam hatırlamıyorum ama 2014 yılı içindeydi" diye cevap verdi.
Çakar'ın "O tarihte örgüt liderinin bu bankayı kurtarmak için para yatırılması talimatı var. Sen bir öğretmensin. Başka bir bankadan kredi çekiyorsun borca giriyorsun… Neden bu parayı Bank Asya'ya yatırıyorum diye sormadın mı?" şeklindeki sorusunu ise Salim, "Ben zaten borcum için kredi çekecektim. Okul müdürümüz de öyle söyleyince krediyi çektim ve bu bankaya yatırdım. Zaman zaman bu paradan da borcumu ödüyordum." diye yanıtladı.
Çakar'ın "Talimatla Bank Asya'ya para yatırmadım diyorsun" şeklindeki sözüne karşılık ise Salim, "Evet" cevabını verdi.
Zümre toplantılarına cep telefonuyla girmek yasak
Tutuklu sanık Salim, çalıştığı dershanede zümre toplantısı adı altında bir sonraki yılın eğitim ve öğretim planının yapıldığını söyledi.
Bu toplantılara sadece öğretmenlerin katıldığını ifade eden Salim, "Toplantılara dershanemizin diğer şubesinden öğretmenler de katılırdı. Bir sonraki yılın eğitim planını toplantılarla belirlerdik. Toplantılar o kadar yoğun geçerdi ki rahatsız olmamak için yanımıza cep telefonlarımızı almazdık." dedi.
"Bir sonraki eğitim politikanızı belirlediğiniz toplantıya neden telefonlarınızla giremiyorsunuz?" sorusuna, "Yasak" yanıtını veren Salim'e, mahkeme başkanı Çakar, "Aklımla alay etme. Eğitim toplantısı yapıyorsunuz ve yanınıza telefonlarınızı almıyorsunuz. Dışarıdan bakılınca normal mi görünüyor?" diye çıkıştı.
Nijerya ve Gana'ya yaptığı seyahatleri de sorulan Salim, yurt dışına çıkışlarının iş amaçlı olduğunu savunarak, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklar Hüsnü Abdülkadir Özel, Hüsnü Özceylan, Hüseyin Demir, İsa Tuncer da tahliyelerini talep etti.
21.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Tutuklu sanıklardan öğretmen Mustafa Deniz, "Cezaevine girdiğimde bana etrafta konuşmamı ve MİT elemanlarının bulunduğunu, istihbarat toplanıldığını ve konuşursam benim için kötü şeyler olunacağını söylüyorlardı" "Ben özgür ve bağımsız şeklide düşündüğümde bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul'daki "emniyet teşkilatının mahrem imamlarına" yönelik 181'i tutuklu 198 sanık hakkında açılan davanın 5. duruşmasına tutuklu sanık öğretmen Mustafa Deniz'in itirafları damgasını vurdu. Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, polislerin imamlığını yapan tutuklu sanık öğretmen Mustafa Deniz'in İstanbul Sulh Ceza Nöbetçi Hakimliği'nde verdiği ifadeleri okudu. Örgütün gizli haberleşme programları olan 'Bylock' ve 'Eagle' programlarını kullandığını söyleyen Deniz, "Cezaevine girdiğimde bana etrafta konuşmamı ve MİT elemanlarının bulunduğunu, istihbarat toplanıldığını ve konuşursam benimi için kötü şeyler olunacağını söylüyorlardı. O yüzden birbirini tanımayan kişilerin yanında cemaat vs. konuları konuşulmazdı. Herkes çok yakında cezaevinden çıkacağına inandırılmıştı. Cezaevine girenler bunu bir imtihan olarak görüyordu. Sürekli 'haber geldi 3 ay sonra çıkacağız' diye söylentiler çıkıyordu. 15 Temmuz darbe girişiminin tiyatro olduğu söylentileri sürekli dillendiriliyor. Bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum. Dini duygularla bu bilmeden bu örgüte katıldım, çok pişmanım. Vatanımı seviyorum. Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum" dedi. Bazı sanıklar da Mustafa Deniz'in ifadesine tepki gösterdi.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumları'nın karşısında bulunan binada görülen duruşmada 145 tutuklu sanık ve 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmada tutuklu sanıklardan öğretmen Mustafa Deniz savunmasını yaptı. Deniz, eski ifadelerini tekrar ettiğini söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar da sanık Deniz'in İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nde verdiği ifadelerini okudu. Üniversiteye hazırlık döneminde FEM Dersanelerine gittiğini, üniversiteyi kazandıktan sonra da Gülen'e ait yurtlarda kaldığını, burada terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in videolarını izlediklerini ve kitaplarını okuduklarını anlatan sanık Deniz, "Adını 'Ömer' olarak hatırladığım abi, bana boş durmamamı ve bir vazife almamı söylüyordu. Ben de aktif olarak artık vazife alamayacağımı buna zamanımın olmadığımı söyledim. Kendisi de bana bazı arkadaşlara Kuran Kerim öğretmemi söyledi ve bir şekilde beni ikna etti. Ümraniye'de bir eve gelen 15-20 polise Kuran dersi vermeye başladım. Sohbete gelen polislerin açık isimlerini bilmiyordum. Bu durum 2013 yılına kadar devam etti. 2013 yılında örgütün emniyetle ilgili özel bir yapıya büründü" dedi.
Kendisine kapalı kutuda hatlar getirildiğini, bu hatları ailesine dahi söylemediğini aktaran sanık Deniz, "Bana bir de eski bir telefon verdiler, bana yaklaşık 10 tane hat verdiler. Numaraları hatırlamıyorum. Numaraları kimseye vermemiz, kimseyi aramamızı tembihlediler. Bu hatların açık hatlar olduğunu duydum. Hatları ise bir kaç kullanmadan sonra kırıp atmam söylenmişti" diye konuştu.
2013 yılının Eylül ayında Yusuf Şimsek'in kendisini aradığını, Ümraniye'ye çağırdığını ve 15 günde bir sohbet vermesini istediğini söyleyen sanık Deniz, "Benim kod adım da 'Mahmut'tu. Polis memurları bana 'Mahmut' diyorlardı" şeklinde konuştu.
15 -25 Aralık 2013'ten sonra Fetullah Gülen'in kitaplarının evlerde bulundurulmamasının istendiğini aktaran sanık Deniz, "Sohbetlerde üzerimize gelindiğini, zulüm edildiği söyleniyor, konuşuluyordu" dedi. 2014 yılında Yusuf Şimşek'in örgütün gizli haberleşme programı olan Bylock'u Apple store'den indirilmesini istediğini söyleyen sanık Deniz şunları söyledi:"Ben de İpone 4 telefonuma Bylock'u indirdim. Kendime bir şifre oluşturdum ve kullanmaya başladım. Ekran açıldı. Yusuf Şimsek önce kendini ekledi. Bylock'un genel şifresini bana söyledi. Bu programa herkesi eklememi istedi. Benim de bu program aracılığyla 2 arkadaşım oldu. Program üzerinde mesajlar otomoaik olarak siliniyordu bizde bu mesajları silebiliyorduk. Bylock üzerinden genelde sohbet tarihleri kararlaştırılıyordu. Ancak daha sonra 'Eagle' programına geçildi. Eagle programı bluetooth üzerinden yüklenen bir programdı. Bylock programı iyi çalışmadığı için 'Eagle' programı kullanılmaya başlanmıştı. 'Whatsapp üzerinden niçin konuşmuyoruz?' dedim. Yusuf Şimşek de Whatsapp'tan takip edilebilecekleri nedeniyle kullanmadıklarını söyledi. Ben 15 Temmuz'a kadar 'Eagle'yi kullandım, daha sonra da bu programı sildim ve kimseyle görüşmedim."
Yusuf Şimşek'in kendisinin "abisi" olduğunu söyleyen sanık Deniz, "Yusuf Şimşek'in üzerindeki kişileri bilmiyorum. 15-20 günde bir Yusuf ile görüşüyorduk" dedi.
"İmamı" olduğunu söylediği polislerin de isimlerini tek tek söyleyen sanık Deniz, "Ben bu polislerin imamıydım. Yusuf benim üstümdü. Onun üstünde Cüneyt vardı. O dönemde Allah rızası için polislere bir şeyler öğretiyordum. Himmet adı altında polislerden 50 ile 300 TL arasında para toplanıyordu. Ben de yılda 5 bin TL para veriyordum. Kurban parasını da Yusuf Şimşek'e veriyorduk. Yurt dışında ya da yurt içinde kurban kestiklerini söylüyorlardı" ifadelerini kullandı.
"FETÖ'NÜN DARBE YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Deniz, "Cezaevine girdiğimde bana etrafta konuşmamı ve MİT elemanlarının bulunduğunu, istihbarat toplanıldığını ve konuşursam benim için kötü şeyler olunacağını söylüyorlardı. O yüzden birbirini tanımayan kişilerin yanında cemaat vs konuları konuşulmazdı. Herkes çok yakında cezaevinden çıkacağına inandırılmıştı. Cezaevine girenler bunu bir imtihan olarak görüyordu. Sürekli 'haber geldi 3 ay sonra çıkacağız' diye söylentiler çıkıyordu. 15 Temmuz darbe girişiminin tiyatro olduğu söylentiler sürekli dillendiriliyor. Ben özgür ve bağımsız şeklide düşündüğümde bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum. Dini duygularla bu bilmeden bu örgüte katıldım, çok pişmanım. Bütün bildiklerimi doğru şekilde anlattım. Vatanımı seviyorum. Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Duruşmada teşhis yapıldı
Deniz, tutuklu sanıklardan Fikret Polat ve A.F'yi tanıdığını ve onlarla sohbetlere katıldığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, sanıkları ayağa kaldırarak, Deniz'den teşhiste bulunmasını istedi. Deniz, "Evet bu şahıslarla sohbete katılırdık. Yusuf Şimşek aracılığıyla tanıştık." dedi.
Söz alan A.F, Deniz'i tanıdığını fakat beyanlarının asılsız olduğunu savundu.
Polat ise Deniz'i tanımadığını ve kendisine iftira attığını öne sürdü.
Başkan Çakar, tutuklu sanık Polat'ı "Sana tanıyıp tanımadığını sordum. Beyanlarının doğru olup olmadığını değil." diye uyardı.
Mahkeme Başkanı Çakar, etkin pişmanlık yasasından faydalanmak isteyen tutuklu sanık Deniz'i duruşma salonunda jandarma kontrolünde ayrı bir yere aldı.
BAZI SANIKLAR TEPKİ GÖSTERDİ
Sanık Mustafa Deniz'in bu savunmasının ardından bazı sanıklar söz alarak 'Hangi psikolojiyle bu ifadeyi veriyor, kabul etmiyoruz' diyerek tepki gösterdi.
77 SANIK İFADE VERDİ
Mahkeme başkanı Çakar da şu an kadar 77 sanığın ifadesinin alındığını belirtti. Duruşma sanık ve avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam etti.
5 TAHLİYE
FETÖ İstanbul'daki "Emniyet teşkilatının mahrem imamlarına" yönelik 181'i tutuklu 198 sanığın yargılandığı davada 5 sanığın tahliyesine karar verildi.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumları’nın karşısında bulunan binada görülen 5. duruşmanın öğleden sonraki oturumunda tutuklu sanıklar ile avukatların talepleri alındı. Söz alan sanıklar tahliyelerini talep etti.
MAHKEME ARA KARARLARINI AÇIKLADI: Tüm sanıkların davaları ayrı görülecek
Taleplerin ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek savunmasında itiraflarda bulunan tutuklu sanık Mustafa Deniz’in de aralarında bulunduğu 5 sanığın tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca 5 sanığın yurtdışına çıkışını yasakladı, haftada bir gün de adresine en yakın karakolda imza atmasını kararlaştırdı. Ayrıca 176 sanığın tutukluluk halinin devamına da hükmeden mahkeme heyeti, ayrıca her bir sanığın dosyasının ayrılarak davaların Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nda görülmesine karar verdi.
Davada, her bir sanık için ayrı bir duruşma tarihi verilecek.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ/PDY'nin "mahrem imamları"na yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, 198 sanık hakkında "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanıkların görevleri, sorumlu oldukları il ve emniyet teşkilatı içindeki yapılanmalarının anlatıldığı iddianamede, sanıklardan Erol Kılıç ve Enver Mutlu'nun örgütün sözde "emniyet imamı" Süleyman Uysal ile irtibatlı bulunduğu, yine Enver Mutlu ile Fetullah Sönmez, Emre Zeren ile Ceyhun Cücügen'in örgütün Bank Asya ile örgüt liderinin talimatıyla toplanan ekonomik kaynakların örgütsel sisteme sokulmasından sorumlu Ali Çelik'le irtibatı olduğu belirtiliyor.
İddianamede, sanıklardan 134'nün örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock", 36'sının da "Eagle" kullanıcısı olduğu ifade edilerek, sanıkların 25 Aralık 2013'ten sonra FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in talimatıyla Bank Asya'da hesap açtıkları veya var olan hesaplarına yüklü miktarda para yatırdıkları kaydediliyor. İddianamede, gizli tanık beyanları da bulunuyor.
Paralel yapı-31 Mayıs (2017) 'İstanbul Emniyet Mahrem İmam Yapılanması 198 sanık' davası
(22 Temmuz 2017, 17:02)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: