Tam
EskidenYeniye
 

Kara Havacılık'taki Darbe davası

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 155 sanık hakkında açılan dava başladı. Yargılanan darbeci pilot Uğur Kapan 'Helikopterimle Kuzey Irak'a düşseydim PKK'lılar bile bana böyle davranmazdı' deyince duruşma salonunda tansiyon yükseldi.

Önceki haber title=Sonraki haber

05.08.2017 14:07 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 155 sanık hakkında açılan dava başladı. Yargılanan darbeci pilot Uğur Kapan 'Helikopterimle Kuzey Irak’a düşseydim PKK’lılar bile bana böyle davranmazdı' deyince duruşma salonunda tansiyon yükseldi.

31.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmada sanıklar, savunmalarını yapmaya başladı.

-Albay Uğur Kapan-

Duruşmada ilk olarak, 15 Temmuz gecesi rehin alınan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ı, kurtarıldıktan sonra eski tümgeneral Dişli ile Akıncı Üssü'nden Çankaya Köşkü'ne götüren sanık eski pilot albay Kapan savunma yaptı.

Eski Kara Havacılık Okul Komutanlığı Öğretim Başkanlığı Döner Kanat Kurul Başkanı Kapan, soruşturma sırasında cumhuriyet savcılığı ve emniyetteki ifadelerini baskı ve işkence altında verdiğini öne sürerek, kabul etmedi.

Sanık Kapan'ın işkence gördüğü iddiasında bulunması üzerine bazı müşteki ve mağdur yakınları, sanığın yalan söylediğini belirterek, tepki gösterdi.

15 Temmuz'da Kara Havacılık Okul Komutanı olan Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un emriyle helikopterle Akıncı Üssü'ne intikal ettiğini, kalkış ve inişini kulenin talimatıyla yaptığını, Akıncı Üssü'nde hiçbir faaliyete katılmadan sabaha kadar beklediğini öne süren Kapan, FETÖ'nün "Hava Kuvvetleri imamı" olduğu belirlenen firari sanık Adil Öksüz'ü Akıncı Üssü'nde gördüğü yönünde daha önce verdiği ifadeyi de reddetti.

Kapan, "Adil Öksüz olarak basında gördüğüm kişiyle benim filo gazinosunda gördüğüm kişinin aynı kişi olmadığını anladım. Filo gazinosunda gördüğüm kişinin sivil giyimli amiral ya da general olduğunu düşündüm." dedi.

Akıncı Üssü'nde beklediği sırada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ı aracından inerken gördüğünü, yanına giderek kendisiyle görüştüğünü ve Akar'ın kendisini Çankaya Köşkü'ne götürmesi emrini verdiğini öne süren Kapan, şöyle devam etti:

"Uçuş yasağı nedeniyle helikopteri kaldırması halinde F16'larca vurulabileceğimizi komutana bildirdim. Orgeneral Akar, helikoptere ateş edilmemesi için telefon görüşmesi yaptı, bunun akabinde kalkmaya hazırlandık. Bu sırada eski Tümgeneral Mehmet Dişli'nin helikoptere gelerek binmek için müsaade istediğini ben teknisyenimden öğrendim. Teknisyenim, Orgeneral Akar'ın Dişli'ye izin vererek, helikoptere aldığını ve yan yana oturduklarını bana söyledi.

Havada bulunduğumuz sürede F16'ları uyarmak istedimse de başarılı olamadım, radarla da görüşemedim, risk alarak kalkış kararını verdim. Tehlikeli ortamdan Genelkurmay Başkanımızı emniyetli ortama götürmek için her şeyi yaptım.

Çankaya Köşkü'ne inince teknisyenim aracılığıyla Genelkurmay Başkanımızdan ne yapacağımız konusunda emir istedim. Teknisyen, Genelkurmay Başkanımızın tekrar Akıncı Üssü'ne dönmemiz emirini verdiğini söyledi. Akıncı Üssü'ne dönmek için hareket ettim, havada Akıncı'nın güvenli olmadığını, Etimesgut'a inmemiz talimatı verilince de Etimesgut'a iniş yaptım. Etimesgut'ta dinlenmeye çekildikten sonra Merkez Komutanlığına götürüldüm. Buradaki işlemlerin ardından da terörle mücadele ekiplerine teslim edildim."

"Helikopterden gül mü atıyordunuz o gece?"

Emniyette tutuldukları süre boyunca ağır işkencelere maruz kaldığını ileri süren Kapan, "Yıllarca iç güvenlikte, terör örgütüne karşı çalıştım. Eğer Kuzey Irak'ta düşseydim, PKK'lılar bana böyle davranmazdı." dedi.

Sanık Kapan'ın bu sözleri üzerine müşteki ve mağdur yakınları sert tepki gösterdi. Bir müştekinin, "Sizin yaptığınızı PKK yapmadı, hain köpek. Helikopterden gül mü atıyordunuz o gece?" sözleri, diğer müştekilerce alkışlandı.

Duruşma salonunda yaşanan gerginlik üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, bazı müştekileri salondan çıkarttı ve sanık Kapan'ı da "Sana mı kaldı PKK'yı düşünmek? Sen kendi savunmanı yap." diyerek uyardı.

Askerlik hayatı boyunca FETÖ dahil hiçbir terör örgütünün yapılanmasında bulunmadığını, mesleki kariyerini hep çalışarak edindiğini, kendi döneminde Kuleli Askeri Lisesine giren 450 kişiden 380'inin irtica faaliyetleri kapsamında soruşturma geçirirken kendisinin soruşturma dahi görmediğini iddia eden Kapan, "FETÖ'ye mensup asker ve sivil kişilerce planlanan, Fetullah Gülen tarafından onaylanan darbeye katıldığım, Akıncı'daki helikopterlerin komutanı olduğum, helikopter pilotlarına talimat verdiğim iddialarını kabul etmiyorum. Suçlamalar mantık dışı." diye konuştu.

Akıncı Üssü'ne inişte telsizden "Yurtta Sulh" ifadesini kullanmasının da kule ile arasında geçen konuşmalarda kulenin talimatlarını tekrarlamaktan başka bir şey olmadığını savunan Kapan, "Havacılıkta kulenin verdiği talimatları tekrar etme zorunluluğu vardır. Kule talimatı içinde 'yurtta sulh' ifadesi varsa ben bunu mecburen tekrar etmek durumundayım. Bu ifadeyi tekrar etmem de darbenin içinde olduğum anlamına gelmez." ifadelerini kullandı.

Darbe teşebbüsü sırasında Akıncı'daki helikopter pilotlarıyla "Atakanlar" isimli WhatsApp grubundan haberleştikleri iddiasının da doğru olmadığını öne süren Kapan, sıkıyönetim direktiflerini görmediğini, sıkıyönetim görevlendirme listesinde de isminin yer almadığını savundu.

Kapan, 15 Temmuz günü saat 21.00 sıralarında eski Kara Havacılık Komutanlığı Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un kendisini aradığını belirterek, "Tuğgeneral Ünsal Coşkun, Güvercinlik tarafında bir terör saldırısı olabileceğini söyledi ve oraya gitmemi istedi. Emre uyarak silahımı ve uçuş ekipmanlarımı alarak hareket ettim. S-70 helikopterin yer aldığı alana ilerledim. Uçuş öncesi kontrolün yapılmasının ardından kuleden izin alarak uçuş hazırlıklarına başladım. Kulenin talimatıyla Akıncı Üssü'ne gitmek üzere kalkışa geçtim" diye konuştu.

Akıncı Üssü'ne girmeye yakın kuleden "Akıncı Üssü'ne girişte yurtta sulh deklare edilecek" denildiğini anlatan Kapan, "Yurtta sulh" diyerek üsse giriş yaptığını söyledi. Hiçbir uçuş görevine katılmadığını, sabaha kadar Akıncı Üssü'nde beklediğini öne süren Kapan, yalnızca yaralıların tahliyesine yönelik konuşmalar yaptığını savundu.

Kapan, savcılık ifadesindeki "Karargah binasında brifing salonu olarak kullanılan yere girdiğimde içeride tüm ve tuğgenerallerden oluşan yaklaşık 10-12 kişilik bir grup vardı. Tamamı resmi kıyafetliydi. İçlerinde sivil sadece 1 kişi vardı. Daha sonra medyada fotoğraflarını gördüğüm için tanıdım. Adil Öksüz olarak medyadan tanıdığım kişi de oradaydı. Sivil giyinimliydi" beyanlarını kabul etmediğini söyledi. Kapan, "Cezaevine konulduktan sonra gazetelerden Adil Öksüz'ün fotoğrafını gördüm. O kişinini Adil Öksüz olmadığını anladım" iddiasında bulundu.

16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü'nde helikopterine doğru giderken Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı gördüğünü ve yanına gittiğini aktaran Kapan, "Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, bana kendisini Başbakanlığa götürecek helikopteri kullanmamı emretti. O sırada uçuş yasağı vardı ve ben de kendisine bunu ilettim. Akar da helikopterde kendisinin olacağını ve uçuş güvenliği alınmasını emretti. Helikoptere kadar kendisine eşlik ettim. Bu sırada helikopter teknisyeni bir tümgeneralin geldiğini söyledi. Komutanımızın talimat vermesi durumunda helikoptere binebileceğini kendisine ilettim. Akar'ın müsaadesinin alınmasının ardından tümgeneral helikoptere bindi. Daha sonradan adının Mehmet Dişli olduğunu öğrendiğim tümgeneral helikopterde Genelkurmay Başkanının arkasına değil, bizzat yanına oturdu" diye konuştu.

Kapan'ın savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Davanın savcısı sanık Kapan'a "Burada herkesten şikayetçi olduğunu söylediniz. Bu darbe girişimine teşebbüs eden bir örgüt var, o örgütün de bir elebaşı var. Örgütün elebaşı Fetullah Gülen'den de şikayetçi misiniz?" şeklinde soru yöneltti. Kapan'ın, "Devletim kimden şikayetçiyse ben de ondan şikayetçiyim" cevabı üzerine savcı, "Devletin ne düşündüğünü değil kendi düşünceni söyle. İsim olarak şikayetçi misin?" dedi. Bunun üzerine sanık Kapan, "Ben de Fetullah Gülen'den şikayetçiyim" yanıtını verdi.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, "Bu darbe teşebbüsünü kimin yaptığını düşünüyorsun?" şeklindeki sorusuna Kapan, "Bu bir tuzak, bunun tuzak olduğu belli. Kara Kuvvetleri Komutanının ne maksatla gönderildiğini ve neden bir şey yapmadan gittiğini sormuyorsunuz? Bizi tasfiye etmek isteyenler bunu yaptılar. Benim öz geçmişime bakın anlarsınız. Ben vatanımı, milletimi seven bir subayım" yanıtını verdi.

-Kara Havacılık Kurmay Başkanı Mehmet Şahin-

Sanıklardan eski Kara Havacılık Kurmay Başkanı Mehmet Şahin, savunmasında, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi olduğu gerekçesiyle yargılandığı belirterek, Genelkurmay Karargah davasındaki savunmasını tekrarladı.

Şahin, hakkındaki "darbe girişimindeki hava harekatını sevk ve idare etmek" suçlamasını kabul etmeyerek, haber alınmasına rağmen darbe girişiminin engellenememesinde TSK komuta kademesinin ve MİT'in sorumlu olduğunu savundu.

TSK'nın 15 Temmuz gecesi yeterli önlemi almadığını, en ufak bir terör saldırısı ihtimalinde dahi personele mesaj çekildiğini ancak 15 Temmuz'da herhangi bir bilgilendirmenin yapılmadığını öne süren Şahin'in beyanı sırasında bir müşteki yakını, "Türk milleti, ordusuna güvendi. İhaneti ordusundan beklemedi, bu yüzden önlem almadılar. Başkomutanına ihanet eden ordu TSK olamaz, olsa olsa Yunan ordusu olur." diye bağırdı.

Darbe girişimi ihbarının ardından hava sahalarının kapatılmasının teşebbüsü kolaylaştırdığını ileri süren Şahin, "Eğer darbe ihbarının ardından hava sahaları kapatılmasaydı da herşey rutin akışına bırakılıp, tüm birliklere gece eğitimi yapılması talimatı verilseydi, darbeciler bu kadar rahat edemeyecek ve hareket alanı bulamayacaklardı." diye konuştu.

Darbe girişiminde uçuş yapmadığını ve FETÖ ile bir bağının olmadığını savunan Şahin, daha önceki ifadelerini insan hakları ihlalleri gerekçesiyle reddettiğini, mahkeme huzurunda verdiğinin geçerli olduğunu belirtti.

-Yarbay Halil Gül-

Sözde "yurtta sulh konseyi" üyeleri arasında ismi geçen sanık eski Yarbay Halil Gül, "Genelkurmay çatı" davasında da detaylı bir savunma yaptığını belirterek bu duruşmada savunma yapmayacağını söyledi.
İddianameyi kabul etmediğini söyleyen Gül, 3 bin 300 kez müebbet hapis cezasıyla yargılanmasının fazla geldiğini dile getirdi. Gül'ün bu ifadesine, müşteki yakınları "idam, idam" diye bağırarak karşılık verdi.

Tahliye talebinde bulunmadığını ifade eden Gül, savcılıkta verdiği ifadesini de kabul ettiğini söyledi.

"Çok da savunma yapma istek ve hevesinde değilim. 1,5 ay önceki halimdeki gibi değilim." diyen Gül, güven kaybı yaşadığını ifade eti. Gül'ün avukatı da dosyaların ayrılmasını ve tek bir dosyadan yargılanmayı talep etti.

Nizamiyeleri korumuş

Sanık eski Albay Oğuz Yalçın da 15 Temmuz gecesi birliğinin başında olduğunu belirterek, savunmasında, iddianamede yer verilen tanık beyanlarını kabul etmediğini bildirdi.

Yalçın, tanıkların beyanlarının doğru olmadığını iddia ederek, iftira ve yalan olduğunu öne sürdü.

15 Temmuz'da Gazi Orduevi'nde bir düğünde olduğunu söyleyen Yalçın, bu sırada Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Orgeneral İhsan Uyar ve birkaç kişinin VIP uçuş yapacağı bildirildiği için habercisini arayıp kendisini aldırdığını ve birliğe gittiğini söyledi.

Yalçın, kışlaya gittiğinde Kara Kuvvetleri Komutanı Çolak ve beraberindekilerin uçağın çıkartılmasına rağmen uçuştan vazgeçtiğinin söylendiğini ve orada beklediği sırada dışarıda kalabalık olduğu, ana nizamiyenin ve kule nizamiyesinin emniyetinin alınması emri verildiğini savundu.

Habercisi ve koruması olan erleri tecrübesiz oldukları için yanına almadığını öne süren Yalçın, ardından kule nizamiyesine gittiğini, yanında tabancasının ve korumasına ait G3 tüfeğinin olduğunu belirtti.

Yalçın, "İyi ki de korumanın benle dolaşmasını istemedim, bize 289 mermi atmışlar. Benim bulunduğum yerde 8 mermi deliği var. Ben ne yaptım? Ben, nizamiyeden içeriye kimse girmesin diye nizamiyenin emniyetini aldım. Olaylar hareketlendiğinde kışlamı terk etmedim ama 'bunlar darbeci' diyenler o gece kışlaya gelmediler. Çünkü gelseler kışladan çıkamayacaklar." dedi.

Kara Kuvvetleri Komutanı Çolak'ı, personelin kışlaya toplanmasından dolayı sorumlu tutan Yalçın, VIP uçuş iptal edildikten sonra saat 22.00'den itibaren iki nizamiyenin emniyetini aldığını, o gece uçmadığını söyledi.

Zaman zaman nizamiyeleri gezdiğini anlatan Yalçın, bu nizamiyelerde emrindeki subayları görevlendirdiğini ifade etti.

Yalçın'ın, darbe teşebbüsünü sabah olduğunda Akıncı Üssü'ndeyken öğrendiğini öne sürmesi üzerine mahkeme başkanı, gece yaşanan karışıklığı ne olarak değerlendirdiğini sordu. Yalçın ise "Darbe olarak algıladım. Ne olacak, ne yapabilirim? Kaçayım mı? Ben o gece darbe olduğunu net bir şekilde Akıncı'da öğrendim. Benim görevim iki nizamiyeden kimsenin girmemesi." dedi.

Akıncı'ya neden gittiğinin sorulması üzerine Yalçın, kuledeyken sabah 06.00 civarında jandarma bölgesinden 2-3 araç geldiğini ve ikaz yapılmadan bulunduğu bölgeye atış yapıldığını iddia etti. Yalçın, kendilerine yönelik 289 atış yapıldığını ve o sırada kuledeki herkesin tam siper yattığını öne sürerek, "Kendimi göstermek için çıktım. Bulunduğum yerde 8 mermi deliği var. Ondan sonra gelen helikoptere kaçarcasına bindim." diye konuştu.

Yalçın, yanındaki teğmenleri de helikoptere bindirdiğini ve helikopterin Akıncı Üssü'ne indiğini söyledi.

Mahkeme başkanının elinde barut izi çıktığını söylemesi üzerine de Yalçın, hiç ateş etmediğini ama ateş edilmiş bir silahı taşımasının bile elinde iz bırakabileceğini iddia etti.

Duruşma yarına ertelendi.

02.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumlarındaki duruşma salonunda görülen davada, Kara Havacılık Okulunda görevli olmalarına rağmen darbenin yönetildiği Akıncı Üssü'nde yakalanan sanık eski albaylar Murat Ağır ve Hakan Cafer Arslan hakim karşısına çıktı.

-Albay Murat Ağır-

Sanık Ağır, hazırlık aşamasındaki ifadelerini kabul etmeyip, mahkeme huzurunda vereceği beyanların esas alınmasını isteyerek savunmasına başladı.

15 Temmuz'da rutin mesai için Kara Havacılık Komutanlığına geldiğini, uçuş eğitim programı kapsamında kursiyer teğmenlerle Temelli'deki Ulucan Hava Meydanı'na geçtiğini belirten Ağır, Genelkurmay Başkanlığınca hava sahasının kapatılması emrinin verilmesi üzerine karargaha geri geldiğini ifade etti.

Nizamiye girişinde araçların geçişine izin verilmediği için yürüyerek odasına geçtiğini belirten Ağır, "Odamda karargaha telefon açarak hava sahasının neden kapatıldığını sordum. Bilgi alamayınca Kara Havacılık Komutanlığı karargahına tabancamı almadan gittim. Karargah binasının önüne geldiğimde terör saldırısına karşı nöbet tedbirlerinin arttırılması emri verildiğini öğrendim." dedi.

İlerleyen saatlerde Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğuna dair haber geldiğini öne süren Ağır, kişisel emniyeti için nöbetçi amirliğinden bir silah aldıktan sonra karargahın önüne geldiğini anlattı.

Sabah saatlerine kadar karargahta bu şekilde kalmaya devam ettiğini aktaran Ağır, "Karargah binasına dönerken bir grubun geldiğini gördüm. Can güvenliğim için onlarla hareket ederek helikoptere bindim. İndiğimiz yerin Akıncı Üssü olduğunu anladım. Burada binaların dışında bekledim ve daha sonra gözaltına alındım." savunmasını yaptı.

Ağır, çapraz sorgu sırasında Kara Havacılık Komutanlığında aldığı tüfekle neden Akıncı Üssü'ne gittiğine ilişkin soruya, "Net olarak hatırlamıyorum ama silahı yanımda götürmüş olabilirim." cevabını verdi.

Müşteki avukatının, "Telefonunuzda internetiniz var, ülkede kaos hakim bu gelişmeyi normal mi karşıladınız?" sorusuna "Güvenliğimi sağlamak için silah aldım." karşılığını veren Ağır, "Bir asker olarak sadece şahsi güvenliğinizi mi sağladınız?" sorusuna da "Evet" demekle yetindi.

Ağır, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in "Bir albay olarak bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsunuz?" sorusuna da "Bu soruyu soracağınızı biliyordum. Ben de merak ediyorum. Darbenin, silahlı kuvvetleri zayıflatmak isteyenlerin bir kumpası olduğunu düşünüyorum." cevabını verdi.

-Albay Hakan Cafer Arslan-

İddianamede darbe girişimi sırasında nöbet kulübelerindeki askerlere, kışlaya gelmeleri halinde sivil halk ve polislere ateş etme emri verdiği belirtilen sanık eski albay Arslan, savunmasında tanık ve şüphelilerin, kendi hakkındaki beyanlarını reddetti.

Arslan, herhangi bir terör örgütünün sempatizanı, yöneticisi olmadığını, FETÖ'nün okullarına gitmediğini, bu örgütten kimseyi de tanımadığını iddia ederek, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u da kullanmadığını savundu.

Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Kara Havacılık Komutanlığında disiplin subayı olan ancak İstihbarat Şube Müdürü izne çıktığı için o gün ona da vekalet eden Arslan, 15 Temmuz'da sabah aracını muayeneye götürdüğünü, birliğe saat 14.00 gibi geldiğini söyledi.

Arslan, akşam 17.00'ye kadar adli evrakı imzaladığını ve mesaisini bitirip evine gittiğini belirterek, iddianamede yazıldığı gibi mesaiden sonra kışlada kalmadığını öne sürdü. Ağabeyini ziyaret edeceğini ve bunun için yeğenlerine bir şeyler almak istediğini anlatan Arslan, bu yüzden Batıkent'teki bir alışveriş merkezine gitmek için dışarı çıktığını ama önce yemek yemek için Kara Havacılık Komutanlığı'ndaki restorana gittiğini aktardı.

Garsonun siparişini aldığını ancak kalabalık yüzünden bir saati bulacağını söylediğini öne süren Arslan, beklediği sırada bir askerin Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un aradığını ve kendisini çağırdığını ilettiğini anlattı.

Arslan, bunun üzerine restorandan çıkıp Coşkun'un makamına gittiğini ancak 45 dakika beklediğini, bir ara lavaboya gittiğinde tekrar çağrıldığını söyledi. Coşkun'un, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın geldiğini anlattığını, direktif doğrultusuna terörle ilgili bir tatbikat yapılacağını söylediğini ifade eden Arslan, ancak tatbikat direktifini kendisinin görmediğini, bu yüzden şaşırdığını öne sürdü.

Arslan, "Bana, 'Üzerini değiştir. Tatbikatı personele tebliğ et' dedi. Ama 'Şarjörler kütükte olacak, atış yapılmayacak, atış yapma emri bendedir. Aksi davranan olursa adli işlem yapacağım' dedi. Ben de 'Emredersiniz' dedim." diye konuştu.

Üzerini değiştirdiğini ancak rütbelerini ve isimliğini elbisesinden çıkarmadığını anlatan Arslan, 1 nolu nizamiyeden başlayıp kışlayı dolaşarak Ünsal Coşkun'un tatbikatla ilgili emrini tebliğ ettiğini öne sürdü. Arslan, iddia edildiği gibi kimseyi "vur" emrini vermediğini savundu.

Astsubayı "sağlığı için" gözaltına almış

Arslan, bir ara Tuğgeneral Coşkun'un kendisine "Kulede bir sorun var galiba. Bir bak" demesi üzerine kuleye gittiğini ve kulede bulunan, aynı davada yargılanan Albay Oğuz Yalçın'la görüştüğünü, ardından da sivil giyimli bir astsubayı derdest etmeden, elini kolunu bağlamadan karargaha götürüp bıraktığını ama hakkında adli işlem yapmadığını iddia etti.

Aynı davada sanık olan Ali Tunç Avşar'ı iddia edildiği üzere tutuklamadığını savunan Arslan, Avşar'ın çok korktuğunu, karargahta televizyonu olan bir odaya götürüp oturttuğunu, onu tecrit etmediğini söyledi. Arslan, "Bunu onun sağlığı için yaptım." dedi.

Saat 01.00-02.00 civarında televizyona baktığını ve kalkışmaya ilişkin haberleri gördüğünü anlatan Arslan, bunun üzerine kışla çevresine baktığını ancak hiçbir şeyin olmadığını iddia etti.

Arslan, helikopterlerin iniş kalkış yaptığını ancak her şeyin normal gözüktüğünü, kendisinde bir farkındalık oluşturmadığını savunarak, sonrasında yorulduğu için bir süre uyuduğunu ifade etti.

Bir ara odasının kapısının çalındığını, kuvvetten tahliye emri olduğunun söylendiğini belirten Arslan, jandarma bölgesinden de ateş sesleri geldiğini söyledi.

Silahı "çalmasınlar" diye almış

Elinde silah bulunduğunu ama silahın kendisine ait olmadığını öne süren Arslan, nizamiyeleri dolaşırken bindiği bir arabadaki silahı, çalınmasın diye yanına aldığını öne sürdü. Ateş etmediğini, orada bulunan bir helikoptere "can havliyle" bindiğini savunan Arslan, helikopter havalandıktan sonra kule yakınlarında sivil kıyafetli 5-6 kişi gördüğünü, onları terörist olarak değerlendirdiğini iddia etti.

Arslan, bir taarruz helikopterinin ateş ettiğini ancak bu grubun da ona karşı ateş açtığını öne sürdü.

Bindiği helikopterin bir süre sonra iniş yaptığını ancak buranın Akıncı Üssü olduğunu sonradan öğrendiğini öne süren Arslan, yorgun olduğu için bir yere oturup dinlendiği sırada bomba sesiyle irkildiğini söyledi.

Sonrasında içeri giren jandarma tarafından gözaltına alındığını anlatan Arslan, bir ara 40-50 kadar silahı taşıdıklarını ifade etti. Arslan, elinde çıkan barut izinin de ateş etmesinden değil, buradaki silahları taşımasından kaynaklanmış olabileceğini ileri sürdü.

"Milletime, halkıma ateş etmedim ve ettirmedim." diyerek savunma yapan Arslan, bilirkişinin değerlendirmesinin de mahkemeyi yanıltıcı olduğunu iddia etti.

Mahkeme Başkanı Dik'in darbeyi kimin yaptığını sorması üzerine Arslan, "Kim yaptıysa lanetliyorum. Allah belalarını versin." dedi.

Arslan, devlete ihanet etmediğini öne sürerek tahliye talebinde bulundu.

-Binbaşı Okan Kocakurt-

Duruşmada, 15 Temmuz gecesi Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'ı rehin alan sanık eski Binbaşı Okan Kocakurt savunma yaptı.

Hazırlık aşamasındaki ifadelerini kabul etmeyip, mahkeme huzurunda vereceği beyanların esas alınmasını isteyerek, savunmasına başlayan Kocakurt, darbe girişiminden saatler önce Genelkurmay Başkanlığınca hava sahasının uçuşlara kapatılmasına ilişkin aldığı emri ilgili birimlere ilettiğini söyledi.

İlerleyen saatlerde nöbetçi amirinden Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı düzenlediği bilgisini aldığını iddia eden Kocakurt, bu konuyu görüştüğü komutanlarının, bu saldırıların başka kritik noktalara da düzenlenebileceğini söylediklerini aktardı.

Sanık eski Yarbay Özcan Karacan'ın terör saldırısına ilişkin Tümgeneral Atınç'a bilgi vermesi için kendisini görevlendirdiğini belirten Kocakurt, şöyle devam etti:

"Bunun üzerine komutanın makamına gittim. Emir astsubayı Fatih Karagözle birlikte içeri girdik. Odada Ünsal Coşkun'un olduğunu sonradan fark ettim. Atınç'a 'Genelkurmay Başkanlığı'na saldırı olmuş. Komutanlar da saldırıya karşı güvenilir bölgelere götürülüyor. Sizi güvenli bir bölgeye götüreceğiz' dedim. Ünsal Coşkun da Atınç'a 'Komutanım siz gidin ben burayı hallederim' dedi. Atınç'ın iddia ettiği gibi kafasına silah dayamadım, kelepçe takmadım. Neden böyle diyor bilmiyorum. Öbür tarafta hesabını verir. Darbetmedim, hakaret etmedim. Ben sadece kişisel emniyetini almasını hatırlattım ve hemen çıktım."

Bir süre sonra haber merkezine acil kodlu bir evrak geldiğini anlatan Kocakurt, bu evrakı sanık eski Kurmay Başkanı Mehmet Şahin'e verdiğini söyledi.

Kısa bir süre sonra benzer bir evrakın daha geldiğini ifade eden Kocakurt, aynı işlemi tekrarladığını ifade ederek, "Evrakın içeriğine bakmadan başkana verdim. Bu arada televizyonda köprülerin kapatılmasını görünce şaşırdım, terörün bu düzeyde olacağını düşünmemiştim. Yarbay Özcan Karacan'a bağlı birkaç asker karargahın içinde dolaşmaya başlamıştı. Bir süre sonra başkan beni odasına çağırdı. 'Sıkıyönetim emri, emir komuta Ünsal Coşkun'da' dedi." ifadelerini kullandı.

JÖH'ler karargahı basınca bisikletle kaçmış

Televizyonları takip etmeye devam ettiğini ancak yaşanan olayların darbe mi yoksa terör saldırısı mı konusunda net bir değerlendirme yapamadığını savunan Kocakurt, daha sonra nizamiyede silah seslerinin gelmeye başladığını söyledi.

Uçuş kulesinin bir helikopter tarafından ateş altına alındığına şahit olduğunu, devamında Jandarma Özel Harekat timinin karargahı bastığını belirten Kocakurt şöyle devam etti:

"Telefondan haberlere bakınca darbecilerin Akıncı Üssü'nü ele geçirdiklerini öğrendim. Bunun üzerine sivil kıyafetlerimi giyerek oradan kaçmaya çalıştım. Nizamiyedeki askere aracı alıp arka tarafımızda şehir merkezi tarafına doğru gitmemizi söyledim. Kendi kilitli çekmecemde bulunan altın ve paralarımı alarak ayrıldım. Demir fabrikasına doğru gittik, buraya geldiğimizde resmi otoyu bırakmıştık. Servis kalkarken bizi de almalarını rica ettik. Yanımdaki askere 50 TL vererek 'sen memlekete veya nereye istersen oraya git' dedim. Ben de Yenimahalle'de inerek yaklaşık 2-3 saat yaya dolaştım. Sonra bir alışveriş merkezinde bisiklet alarak Alanya'ya kadar gittim. Çadır kurduğum yerde yapılan GBT sorgusu sonucunda görevli memurlar beni alarak TEM şubeye teslim ettiler. Sorgu işleminin ardından Ankara'ya getirildim. Tutuklanmadan önce internetten okuduğum haberlerde geçen ifadeleri kendi ifademmiş gibi söyledim."

Arama sırasında üzerinden çıkan 4 adet "1 dolarla" ilgili açıklama yapmak istediğini belirten Kocakurt, "Dolarları 2009'da İstanbul Kapalı Çarşı'da aldım. Düğünüm sırasında zarflara koyup çocuklara vermek içindi. İçi boş zarfları çocuklara dağıtmışım, içinde dolar olan zarflar ise o güne kadar durmuş." savunmasını yaptı.

Duruşmaya, yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

03.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmada, darbe girişimi sırasında karargahın kontrolünü sağlamak için cuntacılar tarafından görevlendirilen kursiyer teğmenlere silah dağıttıktan sonra, darbenin merkezi Akıncı Üssü'ne geçtiği belirlenen sanık eski kara pilot yarbay Yasin Candemir, savunma yaptı.

Candemir, darbe girişiminden bir gün önce sanık eski Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un kendisini aradığını, bir gün sonra yapılacak "komutana arz" çalışmasına destek için karargaha gelmesini istediğini söyledi.

Coşkun ile yaptığı görüşmeyi, tabur komutanı, bölük komutanları ve astsubaylara da ilettiğini belirten Candemir, ardından gerekli hazırlıkları yapmaya başladığını ifade etti.

İlerleyen saatlerde, Coşkun'un Genelkurmay Başkanlığı karargahına terör saldırısı yapıldığını söylediğini aktaran Candemir, "Coşkun, acil gelişmelerin olduğunu, bu nedenle taburun başına geçmemi istedi. Kışlanın belirlenen noktalarına kursiyerleri yerleştirmemi emretti. Komutan bana ne kadar biksi mermi olduğunu sorarak, olduğu kadarını göndermemi söyledi. Erdem yüzbaşıyla depoya giderek mühimmatı aldık. Okul komutanına silah ve mühimmat dağıtılması emrini kursiyerlere ilettim. Bunun üzerine onlar da silahlarını aldı." ifadelerini kullandı.

Daha sonra Genelkurmay çatı davası sanığı sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi eski albay Bilal Akyüz'ün kendisini arayarak, "Kara Havacılıkta kimseye ulaşamıyorum, Genelkurmay'da çatışma var acil helikopter lazım." dediğini bildiren Candemir, Akyüz'ün bu talebini Coşkun'a ilettiğini anlattı.

Karargah çıkışında karşılaştığı Yüzbaşı Emre'nin kendisine "Neler oluyor, darbe mi oluyor?" diye sorduğunu aktaran Candemir, "Ben de ona 'Olayları anlamaya çalışıyorum' dedim. Bunun üzerine bir kez daha Coşkun'un yanına gittim. Endişelerimi anlattım, o da bana, 'Siz işinize bakın, kursiyerleri kontrol edin' dedi." diye konuştu.

JÖH'ler karargahı basınca Akıncı'ya kaçmışlar

Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın dışarı çıkarılan askeri birliklerin kışlalarına geri dönmeleri için yaptığı çağrıyı televizyondan izlediğini söyleyen Candemir, "Ancak biz kışladaydık. Emniyette ama tetikte bekliyorduk. Kışla dışına çıkan personel olmamıştır. Ben ve emrimdeki askerler o gece yaşananlara pozitif bir katkı sağlamadan sabaha kadar bekledik." iddiasında bulundu.

Sabah saatlerinde Jandarma Özel Harekat (JÖH) timlerinin, iki teğmeni gözaltına aldığına dair bilgi aldığını anlatan Candemir, karargaha iniş yapmak isteyen helikopterlere jandarma tarafından ateş açıldığını söyledi.

Candemir, Jandarma birliklerinin karargaha girmesi üzerine sanık Coşkun'un birlikten ayrılmak için emir verdiğini savundu.

Coşkun'un kullandığı helikopterle Akıncı Üssü'ne geldiklerini belirten Candemir, "Helikopterde kaç kişi vardı bilmiyorum, 10 kişi ya da daha fazla kişi de olabilir. Akıncı Üssü'ne geldik. Burada ortam çok karışıktı, bir grupla tel örgülerden atlayarak uzaklaştık. Sonra bu grup üçe ayrıldı, biz buradan bir köye gelerek jandarmaya teslim olduk. O gece amirim Ünsal Coşkun'dan başka kimseden emir almadım, darbe girişiminde yer almadım." savunmasını yaptı.

Çelişkili ifadeler

Çapraz sorgu sırasında Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, Candemir'in hazırlık aşamasındaki ifadeleri ile mahkeme huzurunda yaptığı savunması arasındaki çelişkilere dikkati çekti.

Başkan Dik'in, kışlaya girmek isteyen sivillere ateş etmesi için kursiyer pilotlara emir verdiğini hatırlatması üzerine Candemir, dışarıdan kışlaya girmek isteyenlere karşı askerin silah kullanma yetkisinin olduğunu, bunun kanunlarca teminat altına alındığını savundu.

Dik, Candemir'e Sulh Ceza Hakimliğindeki ifadesinde "ordunun yönetime el koyduğuna ilişkin bilgisinin" bulunduğuna dair beyanlarının olduğunu hatırlatarak, "Yönetime el koymak ne anlama geliyor" sorusunu yöneltti.

Candemir'in, birkaç kez tekrarlamasına rağmen aynı soruya cevap vermemesi üzerine Başkan Dik, "Bana laf cambazlığı yapma, kanlı bir darbe girişimi olmuş, sıkıyönetim ilan edilmiş. 'Ordu yönetime el koymuştur' ne demek, bunu açıkla. Bu ifade o gece kullanılmış." dedi.

Sanık Candemir, "Cümleniz açık, benim böyle bir bilgim ve belgem yok. Gelişmeleri televizyondan öğrendim." ifadesini kullandı.

İddianamede, Candemir'in eşinin "2010 KPSS sorularını çalınmasına" ilişkin devam eden davanın sanığı olduğu belirtildi.

Davanın öğleden sonraki bölümünde eski Kara Pilot Yarbay Sezgin Uyanık ve eski Kara Pilot Binbaşı Abdullah Ateştemur savunma yaptı.

Sanık eski Binbaşı Ateştemur, hazırlık aşamasında verdiği ifadelerini kabul etmediğini, mahkeme huzurundaki beyanlarının esas alınmasını talep ederek savunmasına başladı. Emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, rütbesi gereği verilen emirleri sorgulama konumunda olmadığını ileri süren Ateştemur, 15 Temmuz'da amiri sanık eski Yarbay Halil Gül'ün emri üzerine Kara Havacılık Komutanlığına gittiğini söyledi.

Burada kendisine Genelkurmay Başkanlığı karargahına saldırı olduğunu, bu kapsamda acil uçuş yapılacağı söylendiğini aktaran Ateştemur, içinde bir biksi silahın bulunduğu helikopterle Akıncı Üssüne gittiklerini anlattı. Ateştemur, burada darbe girişimine yönelik bir faaliyette bulunmadığını, sabah saatlerine kadar uyuduğunu öne sürdü.

Savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Ateştemur, mahkeme başkanı, duruşma savcısı ve taraf avukatlarının sorularını cevapladı.

Ateştemur, bir soru üzerine telefonunu Akıncı Üssü'ndeki terminal odasında şarjda unuttuğunu, daha sonra yerinde bulamadığını, ilerleyen saatte aynı yerde şarjda gördüğünü iddia etti.

Müşteki avukatının, "Telefonunuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT binasına asker kılığındaki teröristlerin indirme yaptığı sırada sinyal veriyor. Telefonunuz helikopterde ama siz değilsiniz. Sizce bu garip bir durum değil mi?" sorusuna Ateştemur, TÜRKSAT'a giden helikopterde bulunmadığını öne sürdü.

Terörle mücadele için gittiği Akıncı'da uyuya kalmış

Bir başka avukatın, "Terörle mücadele etmek için apar topar Akıncı Üssüne gidiyorsunuz ama ne hikmetse bu kapsamda bir şeyler yapmak yerine uyumayı tercih ediyorsunuz. Sabaha kadar mı uyudunuz?" sorusuna Ateştemur, darbecilerin kullandığı 143. Filodan uzak bir yerde uyuduğunu, uçak ve bombalama seslerini duymadığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanık Ateştemur'a, "O kadar saat orada beklemişsin herhangi bir şeye şahit olmadın mı?" sorusunu yönetti. Olağandışı bir gelişmeye şahit olmadığını öne süren Ateştemur, "Beni çağıran amirim 'Öl' dese ölürüm, 'Kalk' derse kalkarım bu kadar basit. Amirim beni konuşmak için çağırıyor, ben de nezaketen gidiyorum. Mağdurum darbecilerden şikayetçiyim." dedi.

"Darbe girişiminin kimin tarafından yapıldığına" ilişkin soruya cevap vermek istemediği dile getiren Ateştemur, darbe teşebbüsünden bir gün sonra haberdar olduğunu savundu.

Akıncı Üssü'ndeki görüntülerden elde edilen fotoğrafların kendisine ait olduğunu kabul eden Ateştemur, üzerinden çıkan 1 dolar için ise yurt dışı görevinde bulunduğu sırada aldığı paranın üstünde kaldığını belirtti.

Çankırı'dan mühimmat getiren eski yarbay da savunma yaptı

Sanık eski Yarbay Uyanık da darbe girişimi öncesi Kara Havacılık Komutanlığında Hava Ulaştırma Grup Komutanlığına bağlı Hizmet Tabur Komutanı olduğunu söyledi.

15 Temmuz'da mesaiye 08.00'de başladığını ve yoğun bir gün geçirdiğini ifade eden Uyanık, 16.00-16.50 arasında bakımını yaptığı bir helikopterin uçuşunu tamamlayıp Güvercinlik'e döndüğünü ifade etti.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın uçuş yapacağının söylenmesi üzerine B200 model uçağı hazırlayıp VIP apronuna çektirdiğini, uçuşun gerçekleştirilmesini beklerken, hangar emniyet nöbetçi Astsubay Sebahattin Şahin'e hangarların denetleneceği emri geldiğini, bunun üzerine tulum giydiğini ifade etti.

Hangarda denetleme olacağını düşünerek beklediğini, ancak 19.30 civarı Orgeneral Çolak ve beraberindekilerin CH-47 model helikopteri incelemeye gittiğini anlatan Uyanık, denetleme olacağı düşüncesiyle beklemeye devam ettiğini, bu sırada da birikmiş evraklarıyla ilgilendiğini söyledi.

Uyanık, düğündeyken gelip iş başı yaptığını öğrendiği eski Albay Oğuz Yalçın'ın odasına başka pilotlarla gittiğinde, Yalçın'ın helikopterlere terör saldırısı gerekçesiyle tahliye emri verdiğini belirterek, bunun üzerine kol halinde uçuşa geçtiklerini, öndeki helikopteri takip ederek Akıncı Üssüne indiklerini anlattı.

Kursiyer teğmenleri Genelkurmaya taşımış

Burada eski Pilot Albay Uğur Kapan'ın kendilerini karşıladığını ifade eden Uyanık, daha sonra eski Yarbay Halil Gül'ün komutasında yine kol halinde Kara Harp Okuluna giderek buradaki kursiyerlerin bir bölümünü Genelkurmay Başkanlığına taşıdığını söyledi.
Uyanık, bir grup daha götürürken alçak uçuş yapan bir uçağın ışıklarını gördüğü, güvenli olmadığı gerekçesiyle uçuşu iptal edip aldığı kursiyerleri Kara Harp Okuluna bırakıp Güvercinlik'e döndüğünü bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığında ateş eden kimse görmediğini de iddia eden Uyanık, bu uçuşları gerçekleştirirken hiç kimsenin uçuş yasağından bahsetmediğini öne sürdü.

Kullandığı helikopterde küçük bir hasar olduğunu, bu yüzden başka birine geçtiğini ve koltuğunda yaklaşık bir saat uyuduğunu söyleyen Uyanık, saat 05.20'de Binbaşı Deniz Aldemir'in kendisini uyandırıp acil görev olduğunu söylediğini bildirdi.
Uyanık, Genelkurmay Başkanlığına götürülmek üzere Çankırı'dan malzeme getirme emri verildiğini savunarak, dönüşte havadayken teknisyene kargo kutularına ne taşıdıklarına bakmasını söylediğini öne sürdü.

Helikopteri Akıncı'da bırakıp otostopla kaçmış

Kargo üzerindeki mermi kalibre işaretlerinden mühimmat taşıdıklarını anladığını iddia eden Uyanık, bunlarla şehir üstünde uçmak güvenlik riski oluşturacağı için emre karşı geldiğini ve Genelkurmay Başkanlığı yerine yakınında yerleşim yeri olmayan Akıncı Üssüne gidip iniş yaptığını ifade etti.

İddia edildiği gibi "Yurtta Sulh" parolası kullanarak Akıncıya inmediğini öne süren Uyanık, buraya geldiğinde ortamın karışık olduğunu gördüğünü, emre de itaat etmediği için üstünü değiştirip ağaçlık bölgeden dışarı kaçtığını söyledi.

Uyanık, yolda otostop çekip Yenimahalle'deki evine gittiğini, evdeyken Kara Havacılık Komutanlığını arayıp kullandığı mühimmat yüklü helikopterin Akıncı Üssünde olduğunu söylediğini, sonraki süreçte de gözaltına alındığını ileri sürdü.

Helikoptere çelik yelek ve bixi makineli tüfek yüklettiğini kabul etmeyen Uyanık, Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT ve Özel Kuvvetler bölgesinde bulunan baz istasyonlarından sinyal alındığı iddiasını da reddetti.

Uyanık, 16.00-16.50 arasında başka bir bölgede bakımını yaptığı helikopterle uçuş yaptığını, 22.00 civarında da Güvercinlik'te kamera görüntülerinin olduğunu savundu.

"Ben, depoların açılması ve bixi getirilmesi emrini verdim. Bu birlik komutanının emridir" diyen Uyanık'a, sanık eski Astsubay Osman Ongun, "Ben 13 aydır nişanlımı senin yüzünden görmüyorum. 16'sı günü evimin eşyaları gelecekti. Benden silahları niye istedin?" diye sordu.

Uyanık'ın soruya cevap vermemesi üzerine Ongun, "Emri bir kere mi verdin, birkaç defa mı? Önce Sebahattin'e emir verdin. Ben vermek istemedim, zorladınız. Sizin uçuşa gittiğiniz saatte devriyem vardı. Devriyedeydim. Silahları götürdüğümüzde hava aydınlanmıştı. 'Silahları şu tarafa at' dedi. Silahı verdiğime dair senet yaptım ama imzalamadı." ifadesini kullandı.

Bir sanık avukatının, "Buradaki astlarınızın tutukluluklarından dolayı vicdan azabı duyuyor musunuz?" yönündeki sorusunu da geçiştiren Uyanık, "Benden dolayı tutuklu değiller, onlar iddianamede üzerilerine atılı suçlardan tutuklular." dedi.

Duruşma yarına ertelendi.

04.08.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında darbenin yönetildiği Akıncı Üssü'ne mühimmat taşıyan helikopterin pilotu sanık eski Binbaşı Deniz Aldemir, soruşturma sırasında darbe girişimi ve örgütle ilgili itiraflar içeren ifadelerini, "iradesi dışında" alındığını iddia ederek reddetti.

-Binbaşı Deniz Aldemir-

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar, taraf avukatları ile müştekiler katıldı. Darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundan Genelkurmay Başkanlığına personel taşıdıktan sonra darbenin yönetildiği Akıncı Üssü'ne 1 ton mühimmat götürdüğü belirlenen tutuklu sanık eski Pilot Binbaşı Aldemir, hakim karşısına çıktı.

Savcılık sorgusu sırasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak darbe girişimine ve FETÖ'ye yönelik itiraflarda bulunan Aldemir, önceki ifadelerini kabul etmediğini, mahkeme huzurundaki beyanlarının esas alınmasını istediğini belirtti.

Aldemir, darbeye hazırlık toplantılarına katılmadığını, emir üzerine Kara Harp Okulundan aldığı kursiyer teğmenleri helikopterle Genelkurmay Başkanlığına getirdiğini ifade etti. Kursiyer teğmenlerin naklini tamamlamasının ardından helikoptere yüklenen malzemeleri Akıncı Üssü'ne götürdüğünü anlatan Aldemir, söz konusu bir tonluk malzemenin silah mühimmatı olduğunu daha sonradan öğrendiğini iddia etti.

Kendi aralarında konuşan askerlerin darbe girişiminden bahsetmeleri üzerine Akıncı Üssü'nden kaçarak Kara Havacılık Okuluna geldiğini ileri süren Aldemir, burada gözaltına alındığını belirtti. Savunmasının ardından Aldemir'in çapraz sorgusuna geçildi.

Sanık Aldemir, darbe girişimi sırasında yaptığı uçuşların emrini hatırlayamadığı bir harekat merkezinden aldığını söyledi.

Cep telefonunun bir ara Gölbaşı ilçesinden sinyal verdiğine ilişkin iddianamede yer alan bilginin gerçeği yansıtmadığını öne süren Aldemir, 15 Temmuz 2016 gecesi Genelkurmay Başkanlığı ile Akıncı Üssü'ne uçuş yaptığını, Gölbaşı'na ise uçuş yapmadığını iddia etti.

Aldemir, Sulh Ceza Hakimliğinde kameraya alınan ifadeleri ile savcılık sorgusu sırasında el yazısıyla kaleme aldığı ifadelerinin "iradesi dışında alındığını" ileri sürerek söz konusu ifadeleri reddetti.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Hakim huzurunda kameraya alınan bunca sayfa ifadeni kabul etmiyor musun?" sorusu üzerine Aldemir, baskı altında ifade verdiğini kaydetti.

Aldemir, daha önce verdiği ifadeyle ilgili başka bir soruya ise "Bana kağıt kalem verdiler, işlerine geleni yazdırdılar. Canımı kurtarmak için verdiğim ifademden dolayı ailem ve amirlerimden özür diliyorum." cevabını verdi.

Mahkeme Başkanı Dik'in, darbe girişiminden ne zaman haberdar olduğuna yönelik sorusu üzerine Aldemir, 16 Temmuz 2016 sabahı Akıncı Üssü'nde bulunduğu sırada darbe girişiminden haberdar olduğunu aktardı.

Aldemir, Mahkeme Başkanı Dik'in, "Akıncı Üssü'nde sabaha kadar ne yaptın?" sorusuna, "Hava aracında kitap okudum." yanıtını verdi. Bu yanıt üzerine bazı izleyiciler, "FETÖ'nün kitabını mı okuyordun?" diyerek tepki gösterdi.

Başbakanlık Avukatı Adem Keskin, sanıkların sürekli yalanlar söylediğini, devleti uluslararası alanda zor duruma düşürmeye çalıştıklarını belirtti.

Aldemir'in savunmasının ardından, duruşmaya ara verildi.

-Albay Erdoğan Erdem-

Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu darbeci askerleri, helikopterle Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT Uydu Haberleşme Merkezi'ne taşıyan eski Kara Havacılık Okulu Lojistik Şube Müdürü pilot albay Erdoğan Erdem, mal varlığına konan tedbirin kaldırılmasını istedi.

Darbe girişimi sırasında helikopterle silahlı ve tam teçhizatlı Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu darbeci askerleri, Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT Uydu Haberleşme Merkezi'ne taşıyan eski pilot albay Erdem'in savunması alındı.

FETÖ üyesi olmadığını ve darbe girişiminde bulunmadığını iddia eden Erdem, suçlamaları reddetti.

Soruşturma sırasında kolluk kuvvetlerinde ve savcılıkta verdiği ifadeleri kabul etmeyen Erdem, söz konusu ifadelerin iradesi dışında alındığını ileri sürdü.

Erdem, bir konu hakkındaki çalışmasını eski Kara Havacılık Okulu Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'la görüşmek üzere 15 Temmuz 2016'da saat 21.00'e kadar birliğinde beklediğini söyledi.

Coşkun'un, kendisine terör saldırısı olacağını söylediğini belirten Erdem, verilen emir doğrultusunda sanıklardan Abdullah Ateştemur ile kullandıkları helikopterle Akıncı Üssü'ne gittiklerini anlattı.

Sanık Erdem, Akıncı Üssü'ne ulaştığında uçuş teçhizatlarını helikopterde bıraktığını ve o gece bir daha uçuş gerçekleştirmediğini öne sürdü.

Ağaçlık alanda saklanmış

Sabah saatlerinde Akıncı Üssü'nün bombalanmasının ardından neler olduğunu anlamaya çalıştığını ifade eden Erdem, can güvenliğini sağlamak amacıyla üssü tel örgülerden atlayarak terk ettiğini dile getirdi.

Akıncı Üssü'nün yanında bulunan ağaçlık alana gittiğini söyleyen Erdem, bir ağacın altında uzun süre beklediğini, daha sonra gelen jandarma ekiplerine teslim olduğunu anlattı.

Erdem, TÜRKSAT Uydu Haberleşme Merkezi'ne götürülen Özel Kuvvetler personelini taşıyan helikopteri kendisinin kullanmadığını ileri sürerek, suçlamaları reddetti.

Soruşturma kapsamında odasında bulunan krokilerden haberinin olmadığını savunan Erdem, ajanda ve not kağıtlarındaki bilgilerin ise görev gereği yazılanlar olduğunu öne sürdü.

"Mal varlığıma konan tedbir kaldırılsın"

Darbeye ilişkin talimat almadığını belirten Erdem, içinde bulunduğu faaliyetin darbe girişimine yönelik eylem olduğunu bilmediğini iddia etti.

Sanık Erdem, darbecilerin kullandığı "Yurtta sulh" parolasını bilmediğini, Akıncı Üssü'ne ulaştıklarında iniş için izin istedikleri kuleye bu parolayı iletmediklerini ileri sürdü.

"Mağduriyetim nedeniyle FETÖ'den şikayetçiyim." diyen Erdem, mal varlığına konan tedbirlerin kaldırılmasını istedi.

Daha sonra çapraz sorgusuna geçilen Erdem'in, hazırlık aşamasındaki ifadelerini baskı ve yönlendirmeyle verdiğini iddia etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Sen albay rütbesindesin. Öyle kolay kolay nasıl yönlendiriliyorsun? O gece ateş ettin mi?" sorusunu yöneltti.

Bunun üzerine sanık Erdem, hiç kimseye ateş etmediğini, helikopterinde bulunan boş kovanlar hakkında ise bilgisinin olmadığını öne sürdü.

Akıncı Üssü'nde bulunduğu sürede ne yaptığına ilişkin soruya ise Erdem, "O gece hiç uçmadım. Uyudum, oturdum. Kimin uçuş yaptığını bilmiyorum." cevabını verdi.

Mahkeme Başkanı Dik, "Öyle oturup uyudun mu? Albaysın hiç sormadın mı, kimse bir şey demedi mi? Telefonun yanında değil miydi?" diye sordu.

Telefonunu şarja taktığını, kendisini arayan eşiyle darbe girişimine yönelik aralarında bir diyalog geçmediğini ifade eden Erdem, yaşanan gelişmelerin terör saldırısı olabileceğini düşündüğünü savundu.

Avukattan tepki

Bir müşteki avukatının, "10 yaşındaki çocuklar bile o gece dışarıda olağan dışı bir gelişme olduğunu, darbe girişiminin yaşandığının farkına varıyor ama siz operasyon adamı olmanıza rağmen o gece nasıl oluyor da bunun farkına varmıyor ve uyuyorsunuz?" sözlerinin ardından Erdem, soğukkanlı davranmak zorunda olduğunu, emirlerle hareket ettiğini, Akıncı Üssü'ne gittikten sonra bir daha uçuş gerçekleştirmediğini ileri sürdü.

Bunun üzerine aynı müşteki avukatı, "Helikopteri o 'Kullanmadım.' diyor, diğeri 'Ben kullanmadım.' diyor. Peki, kim kullandı bu helikopterleri, biz mi kullandık?" diyerek tepki gösterdi.

Cep telefonu TÜRKSAT bölgesinde sinyal verdiği hatırlatılan Erdem, bu bölgeye gitmediğini, cep telefonunu ise helikopterde unuttuğunu, telefonun neden o bölgede sinyal verdiğini bilmediğini iddia etti.

Duruşmaya, Pazartesi günü diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.

İŞTE İDDİANAMEYE KONULAN TELSİZ KONUŞMALARI

İddianameden

149 kişinin tutuklu bulunduğu belirtilen iddianamede, 3 kişi hakkında yakalama kararının bulunduğu, 3 kişinin ise tutuksuz yargılandığı kaydedildi. İddianamede, 148 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "askeri komutanlıkların gasbı", "nitelikli şekilde kasten insan öldürmek", "nitelikli şekilde kasten insan öldürmeye teşebbüs etmek", "nitelikli şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak", "silahlı terör örgütünü yönetmek" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamalarından dava açıldığı kaydedildi. Diğer 7 sanık hakkında ise yalnızca "Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olmak" suçundan soruşturma yürütüldüğü bildirildi.

Darbecilerden "Aksakallı'yı vurun" emri

Şüphelilerden eski Astsubay Ömer Faruk Albunar'ın iddianamede yer alan ifadelerinden, darbecilerin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın aracını vurmaya çalıştıkları ortaya çıktı. Albunar, haber merkezine vermesi gereken mesajı şüphelilerden eski Yarbay Mehmet Şahin'in odasına götürmesinin istenilmesi üzerine, Şahin'in odasına gittiğini anlattı. Odada şüphelilerden Yarbay Özcan Karacan'ın da olduğunu kaydeden Albunar, Şahin'in sürekli olarak telefonla konuştuğunu, Karacan'ın ise pencere önünde elindeki telsizle bir şeyler konuştuğunu belirtti.

Mehmet Şahin'in telefonu kapatmasının ardından heyecanlı bir şekilde "Özcan, Aksakallı kaçıyormuş, Konya yolunda kobra aracıyla ilerliyormuş. Onu vurun" diye söylediğini aktaran Albunar, "Özcan Karacan da elindeki telsizle pilotlara 'Aksakallı Konya yoluna doğru ilerliyormuş, onu vurun' şeklinde talimat verdi" ifadesini kullandı.

Darbeci Özcan Karacan'ın pilotlara talimatı ses kayıtlarına yansıdı

Albunar'ın ifadelerinde geçen konuşmalar, darbecilerin telsiz konuşmalarına yansıdı. 15 Temmuz 2016'da saat 23.19'da başlayan telsiz konuşmaları şu şekilde:

"15.07.2016 tarih saat 23: 19'deki telsiz konuşmasına ilişkin olduğu anlaşılan, ses dosyası içerisindeki kayıt:

1. Ses---İlkay

2. Ses---efendim komutanım

1. Ses---() yolunda nereden

2. Ses---Devam ediyoruz şu an () üstündeyim

1. Ses---bir tane kobra aracı var. Onu sen vurabiliyorsan vur, vuramıyorsan birini ya da şeyi çağır () birini çağır

2. Ses---silahlar çalışmıyor nerede kobra var

1. Ses---Mitin üstünde var onu çağır

2. Ses---Nerede araç nerede, onu nereden bulacağız

3. Ses---Kalaycı mitin üzerindeyim

4. Ses---Konya yolu, Konya yolundan Özel Kuvvetlere doğru bir polis aracı gidiyor. Kobra kobra aracı gidiyor, durdurulsun, durdurulsun

Ortam sesi---vurulsun

4. Ses---Vurulsun, vurulsun

3. Ses---Bu çağrı hangi kobraya, hangi kobraya

1. Ses---() yapıyorum neron sana, eğer sende yeterli (..)

3. Ses--- Bu çağrı hangi helikoptere, hangi kobraya

2. Ses---Ali Nero, Dostum Konya yolu üzerinde Özel Kuvvetlere doğru devam eden bir tane kobra aracı varmış onu vuracağız. Tamam dostum devam et

3. Ses---Nero (..)

2. Ses-Sen Mitte devam et

3. Ses---Mitte devam ediyoruz.

2. Ses---Ali sen Konya yoluna gel

15.07.2016 tarih saat 23: 25'deki telsiz konuşmasına ilişkin olduğu anlaşılan, ses dosyası içerisindeki kayıt:

1. Ses---Rafet, Nero, (.) geliyor mu sesim?

2. Ses--- Nero dinliyorum devam

1. Ses---İçeride bizim bir tane S70 var, birde yukarıda sen olacaksın başka trafiği Genelkurmay'a yaklaştırmayacaksın

2. Ses---Bir S70 ile biz varız tamam anladım.

1. Ses---S 70 yerde yerde

2. Ses---Yerde anlaşıldı

3. Ses--- Neron Sado

1. Ses--- Sado devam

3. Ses---Spor okuluna doğru devam ediyoruz biz

1. Ses---Anlaşıldı abi, bizde şeye devam ediyoruz şu anda Cumhurbaşkanlığının üzerindeyiz, Güvercinliğe devam ediyoruz.

1. Ses---Rafetle görüş Mitle şeyi koordine et abi, Mitle Genelkurmayı kontrol et Mite ()

4. Ses---Spor okuluna yaklaşan.,

3. Ses---Spor okuluna devam ediyorum. Üzerinde mavi lamba olan ne varsa vuracağız.

2. Ses---Anlaşılmadı

4. Ses---Dostum Sado çabuk ol spor okulundaki ee ()

2. Ses---Hoca aşağıda bir sürü araç var, aşağıda bir sürü araç var. Aşağıda bir sürü mavi lambalı araç var hocam

4. Ses---Vurun onları o zaman ee şeyse vurun, dostum vurun polis aracıysa vurun

3. Ses---Gost gost o mavi araçları vurun diyor neron

2. Ses---ya burada hepsi mavi araç bunların hepsi mavi araç, ambulanslar falan var. Hepsi mavi araç, ambulanslar var burada

4. Ses---(.) ateş edin

2. Ses--- Hepsi ambulans, hepsi ambulans

3. Ses--- Neron, sado hepsi ambulansmış

4. Ses--- Atış yapın bir tane

2. Ses---Polis arabalarını vuruyorum doğru mu?

3. Ses---Polisleri vur polisleri evet."

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Mayıs (2017) 'Ankara 155 sanık Kara Hava Komutanlığı Darbe Yap.' davası

(05 Ağustos 2017, 14:07)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11030    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.033.014