Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı faili meçhuller davasına dün devam edildi. Albay Cemal Temizöz ve çetesi tarafından öldürüldüğü iddia edilen Ömer Candoruk´un eşi Hanım Candoruk: ´Eşimi kaçırıp öldürdüklerinde 25 yaşındaydım. 6 yetimle kaldım. En küçük çocuğum 2 aylıktı. Şimdi babasının fotoğraflarını bile tanıyamıyor. Kocamın hiçbir suçu yoktu. Suçu varsa bile getirip size teslim etseydiler. Cezası neyse çekerdi. Ben de gelir hapiste ziyaret ederdim. Eşimin cenazesini gördüm, sırtında bir sürü mermi izi vardı. Kuşları bile böyle öldürmezler. Hakim bey, Allah makamını yükseltsin. Lütfen gerçekleri ortaya çıkar. O zaman acımız biraz hafifler.´
Kuşları bile böyle öldürmezler, lütfen gerçekleri ortaya çıkar
Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı faili meçhuller davasına dün devam edildi. Albay Cemal Temizöz ve çetesi tarafından öldürüldüğü iddia edilen Ömer Candoruk´un eşi Hanım Candoruk: ´Eşimi kaçırıp öldürdüklerinde 25 yaşındaydım. 6 yetimle kaldım. En küçük çocuğum 2 aylıktı. Şimdi babasının fotoğraflarını bile tanıyamıyor. Kocamın hiçbir suçu yoktu. Suçu varsa bile getirip size teslim etseydiler. Cezası neyse çekerdi. Ben de gelir hapiste ziyaret ederdim. Eşimin cenazesini gördüm, sırtında bir sürü mermi izi vardı. Kuşları bile böyle öldürmezler. Hakim bey, Allah makamını yükseltsin. Lütfen gerçekleri ortaya çıkar. O zaman acımız biraz hafifler.´
Lütfen gerçekleri ortaya çıkar Hakim bey
Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı faili meçhuller davası dün duygusal anlara sahne oldu. 6´sı tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada ilk sözü Ömer Candoruk´un eşi Hanım Candoruk aldı. Candoruk, tercüman aracılığıyla Kürtçe verdiği ifadesinde, eşini Adem Yakin, Abdulhakim Güven ve Cemal Temizöz´ün öldürdüğünü iddia etti. Candoruk, Eşimi kaçırıp öldürdüklerinde 25 yaşındaydım. 6 yetimle kaldım. En küçük çocuğum 2 aylıktı. Şimdi babasının fotoğraflarını bile tanıyamıyor. dedi. Acılı kadın, mahkeme heyetine şöyle seslendi: Kocamın hiçbir suçu yoktu. Suçu varsa bile getirip size teslim etseydiler. Cezası neyse çekerdi. Ben de gelir hapiste ziyaret ederdim. Eşimin cenazesini gördüm, sırtında bir sürü mermi izi vardı. Kuşları bile böyle öldürmezler. Hakim bey, Allah makamını yükseltsin. Lütfen gerçekleri ortaya çıkar. O zaman acımız biraz hafifler.
Tanıkların dinlenmesine itiraz edildi ancak reddedildi
Güneydoğu´da işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili Diyarbakır 6´ncı Ağır Ceza Mahkemesi´nde açılan davada tutuklu sanıklar Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, oğlu Temer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Fırat Altun, (Abdulkadir Güven) ve Hıdır Altuğ´un yargılanmalarına devam edildi. Duruşmaya, Şırnak´ta 1993 yılında öldürülen Abdulaziz Gasyak, Süleyman Gasyak, Ömer Candoruk ve Yahya Akman cinayetlerine ilişkin, Ömer Candoruk´un eşi Hanım Candoruk´un ifadesi ile başlandı. Bu sırada savcı ve sanık avukatları, tanıkların dinlenmesine itiraz etti. Ancak mahkeme heyeti, bu talebi oybirliği ile reddetti. Bunun üzerine söz alan Hanım Candoruk, eşinin öldürüldüğü dönemde de şimdi de sanıklardan korktuğunu söyledi. Candoruk, Öldürüleceğine ifadesini alsalardı. Getirip size teslim etselerdi. Suçu varsa cezasını çekerdi. dedi. 25 yaşında 6 çocukla dul kaldığını anlatan Candoruk, eşinin arabasının da çalındığını kaydetti. Bu taksiyi daha sonra JİTEM mensupları kullanırken gördüğünü belirtti.
JİTEM eşime elektrik verdi
Abdürrezzak Binzet´in eşi Seyran Binzet de ifadesinde, eşinin ölümünden önce 3 defa JİTEM mensubu Ramazan isimli biri tarafından gözaltına alındığını söyledi. Her seferinde 3-4 gün gözaltında tutulduğunu anlatan Seyran Binzet, eşine elektrikle işkence yapıldığını ileri sürdü. Eşinin cesedini JİTEM´in merkezlerinden olan BOTAŞ karakolu yakınındaki Sinan Lokantası´nın yanında bulduklarını dile getiren Binzet, Eşimin o zaman kimler tarafından öldürüldüğünü bilmiyorduk. Kimseyi de suçlamak istemedik. Mehmet Nuri Binzet´in ifadeleri ile öğrendik. dedi.
Hazni Avşar eşini gözaltına alanları duruşmada teşhis etti
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, öldürülen Beşir Bayar´ın eşi Emine Bayar, Abdurrahman Avşar´ın eşi Hazni Avşar ve Süleyman Gasyak´ın eşi Leyla Gasyak mağdur ve şikayetçi olarak ifade verdi. Mağdur ve şikayetçi Hazni Avşar, eşinin öldürülmeden önce sanıklardan Adem Yakin, Fırat Altın (Abdulhakim Güven) ve Cemal Temizöz tarafından gözaltına alındığını ileri sürdü. Avşar, mahkemenin talebi üzerine duruşma salonunda söz konusu sanıkları teşhis etti.
Mağdurların savcılık ve mahkeme ifadelerinde çelişki var
Bu arada söz alan bazı sanık avukatları, mağdur ve şikayetçilerin savcılıkta verdikleri ifadelerle mahkemede verdikleri ifadeler arasında çelişki bulunduğunu söyledi. Müdahil avukat Tahir Elçi, uzun yıllar önce meydana geldiği iddia edilen olaylara ilişkin beyanlarda çelişki olmasının doğal olduğunu, bunun mağdurların eğitim ve sosyal durumlarından kaynaklandığını belirtti. Elçi, sanıkları kast ederek, Karşımızda silahlı bir suç örgütü var. JİTEM var dedi. Avukat Mehmet Emin Aktar da mağdur ve müştekilerin ifade verirken korktuğunu kaydederek, Bu korkuyu biz bile bazen yaşıyoruz. Ama korkuları yenmemiz lazım diye konuştu.
Adem Yakin mağdureyi iftiracılıkla suçladı: Leyla Gasyak´ın beni duruşmada teşhis etmesi normal çünkü ben PKK içindeyken benimle makarna pazarlığı yaptı yüzümdeki yarayı oradan tanıyor
Müdahil avukatların savunmalarından sonra söz alan sanıklardan Adem Yakin, üzerine atılı suçlamalarla ilgili dosyada yeterli delilin bulunmadığını ileri sürdü. Yakin, iddianamenin dedikodulara dayalı olduğunu iddia ederek, Mağdurların acısını paylaşıyorum. Onları anlıyorum. Ancak ifadelerinde çelişki var. Bana burada kimse PKK´yı, Kandil´i ve İmralı´yı anlatmasın. Ben onları çok iyi bilirim. Mağdur Leyla Gasyak, duruşmada beni tanıdığını söylüyor. Doğrudur. Çünkü bu kadın ben örgütteyken benimle 2 çuval makarnanın pazarlığını yapıyordu. O yüzden tanır. Yüzümdeki yarayı bilmesi doğaldır dedi.
Abdulhakim Güven: 4 kişinin öldürülmesinde ben cezaevindeydim, olaya katılmam mümkün değil. Avukat Elçi: PKK itirafçısı Güven o tarihte cezaevinden çıkarılıp operasyonlara katıldı. İşte belgeyi de ibraz ediyorum
Sanık Fırat Altın (Abdulhakim Güven) da savunma hakkının engellendiğini ve taciz edildiğini ileri sürerek, şunları söyledi: Özellikle avukatlar, mağdurların ifadelerine müdahale etmektedir. Üzerime iftira atılmaktadır. Yıllar önce Diyarbakır´da görülen ´Avukatlar dosyası´ olarak bilinen dava dosyasında ben avukatlar aleyhine ifade verdim. Bana kinleri oradan geliyor. Cizre´nin o tarihte savaş alanı gibi olduğu söylendi. Bu terör örgütünün varlığından kaynaklanıyordu. Mart 1994´de 4 kişinin öldürülmesi olayı esnasında ben cezaevindeydim. Cezaevinde olan birinin bu olayı işlemesi mümkün değildir. Avukat Tahir Elçi, sanık Abdulhakim Güven´in söz konusu tarihlerde cezaevinden çıkarılıp güvenlik güçleriyle operasyonlara katıldığını ifade ederek, söz konusu durumu gösteren belgeleri mahkemeye sundu. Bu esnada müdahil avukatlardan Ali Koç ve sanık Güven arasında tartışma çıktı. Tartışma, Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz´ın müdahalesi sonucu sona erdi.
Firari olduğu basında da çıkan Kamil Atağ´ın günler sonra polis tarafından yakalanmasına dair açıklaması: Yurtdışına kaçacağım iddiası yalan. Zaten polise gidecektim, polisler tutanağa ´yakalandı´ yazmışsa bilemem. Binzet´in ifadelerine de itibar etmeyin, onun insaniyet sıfatı yoktur
Sanıklardan Kamil Atağ da 25 yıldır terör örgütü PKK ile mücadele ettiklerini ve pek çok kez çatışmalara katıldığını anlattı. Yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandığına dair söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını kaydeden Atağ, Ben Nusaybin´de bir yakınımın evinde, emniyet müdürlüğüne gideceğim günün sabahı alındım. Polisler, tutanağa ´yakalandı´ diye geçmişse bilemem. Tanık Mehmet Nuri Binzet´in ifadelerine itibar edilmemeli. Onun insaniyet sıfatı yoktur dedi.
Temizöz: Mağdurlardan yakınlarını koruyamadığım için özür dilerim
Duruşmada savunma yapan sanık Cemal Temizöz de Cizre´de görevi esnasında terör örgütü PKK ile gece gündüz mücadele ettiğini belirterek, şunları söyledi: Görevim bölge halkının can, mal ve namusunu korumaktır. Savaş ortamı denilen bir dönemde dahi bu görevi yapmam gerekir. Mağdurlardan yakınlarını koruyamadığım için özür dilerim. O dönemin dehşet zamanı olduğu nitelendirilmiştir. Ben buna katılıyorum. Dehşet ortamını oluşturan terör örgütü PKK idi. Cizre´de örgütün her şeye el attığı bir ortam vardı. Ben o ortamda onlarla mücadele ettim. Cizre´de örgüt tarafından 40´tan fazla patlama düzenlenmiştir. Normal vasıtayla intikalimize örgüt tarafından imkan tanınmamaktaydı. Biz de atlarla bunu sağlıyorduk. Bunu Cizre´de herkes bilirdi. Görev yaptığım süre içerisinde birliğimden hiç şehit vermedik. Şuan ise 20 kişinin öldürülmesiyle ilgili suçlanıyorum. Ben hayatımı hiçe sayarak Cizre halkı için çalıştım. Mağdurum, tahliyemi talep ediyorum.
Temer Atağ: Mağdur yakınları domuz gribinden ölse bizden bilinecek
Sanıklardan Temer Atağ ise tanık Mehmet Nuri Binzet´in ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, O ifadeler sonucunda iddianamede hazırlandı. Bu iddianame bir intikamnamedir. Şimdi mağdur yakınları tehdit edildiklerini söylüyorlar. Onlara bir şey olsa bizden bilecekler. ´domuz gribi´nden ölseler dahi bizden bilinecek. Devletin bu mağdurları koruması lazım. Çünkü örgüt onlara zarar verip, suçu bizim üzerimize atabilir dedi.
Duruşma 4 Aralık´a ertelendi
Diğer sanık Hıdır Altuğ da atılı suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, sanık avukatların, tahliye taleplerini dinledikten sonra verdiği kısa bir aranın ardından, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 4 Aralık 2009 tarihine erteledi.
Temizöz´e binbaşı refakat etti
Duruşmada tutuklu yargılanan Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, oğlu Temer Atağ, Adem Yakin, Fırat Altun (Abdulhakim Güven) ve Hıdır Altuğ hazır bulundu. Daha önce duruşmalara bir albay ve iki yüzbaşının getirdiği Temizöz´e bu sefer iki yüzbaşı ve bir binbaşının refakat ettiği görüldü. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı´nca hazırlanan 109 sayfalık iddianame, sanıkların 765 sayılı TCK´nın adam öldürmek, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam öldürmeye azmettirmek suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz´ün 9, Kamil Atağ´ın 7, Temer Atağ´ın 2, Adem Yakin´in 7, Hıdır Altuğ´un 3, Fırat Altın´ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ´ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. ( Zaman, Cnnturk)
Cemal Temizöz hakkında ağır suçlamalarla dava açılmış olduğu halde hala görevde
Genelkurmay´ın dünkü basını bilgilendirme toplantısında Albay Cemal Temizöz´ün durumu da gündeme gelmişti. Albay Dursun Çiçek, Albay Cemal Temizöz gibi haklarında soruşturma süren bazı askeri personelin açığa alınmamasıyla ilgili soruları da cevaplayan Tuğgeneral Çubuklu, hukuken, yüz kızartıcı, cinayet gibi suçlar dışında ´geçici olarak işten el çektirme´ ve ´açığa alma´ şeklinde iki uygulama olduğunu anlattı. Her suç isnat edilen şahsın açığa alınması gibi bir şeyin söz konusu olmadığını ifade eden Çubuklu Kara, deniz, hava birliklerine mensuplar için Milli Savunma Bakanlığı´nın, Jandarma personeli için ise İçişleri Bakanlığı´nın açığa almakla yetkili olduğunu belirtti. Çubuklu açığa alma işlemi içinde suçlanan personel hakkında iddianamenin hazırlanması ve dava açılması gerektiğini anlattı. ( Yenişafak) Çubuklu´nun bu açıklaması hukukçuları bir kez daha şaşırttı. Albay Temizöz hakkında ağır suçlarla dava açıldığını ve aylardır bu davanın devam ettiğini belirten hukukçular, sivil makamların benzer durumlarda soruşturmanın selameti için şüphelilere hemen görevden el çektirdiğini hatırlattılar ve Genelkurmay´ın hatasını düzeltmemekte ısrar etmesinin TSK´nın itibarını sarstığını ve sivil otoriteye başkaldıran bir cuntanın varlığı iddiasının giderek ciddiyet kazandığını ileri sürdüler.
Temizöz, faili meçhullerden sonra ´gasp´la da yargılanabilir
11 Kasım 2009: Faili meçhul cinayetler sebebiyle 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan Albay Cemal Temizöz, ´yağma´ ve ´gasp´ suçlarından da hakim karşısına çıkacak. Temizöz, tüccar Abdülhamit Düdük´ün dolar dolu çantasını, Beşir Bayar´ın evini, Ömer Candoruk´un otomobilini ve bazı maktullerin üzerindeki değerli eşyaları gasp etmekle suçlanıyor. Albay hakkında ek iddianame hazırlanması talebiyle yargıya başvuran Düdük´ün kardeşi, ağabeyinin Erbil ve Musul´dan getirdiği 63 bin dolar sebebiyle dönemin Cizre İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Cemal Temizöz tarafından öldürüldüğünü iddia ediyor. Acılı kardeş, ağabeyinin katilini ararken, karşısına Temizöz´ün çıktığını ve kendisini şu sözlerle tehdit ettiğini ileri sürüyor: Bu olayın peşini bırak. Bir daha buralara gelirsen akıbetin kardeşininki gibi olur.
Abdülhamit Düdük, Kuzey Irak´ta iş yapan Mardinli bir işadamıydı. Güneydoğu´dan temin ettiği sanayi ürünlerini ihraç ediyordu. 1994 yazında alacaklarını tahsil etmek için Erbil ve Musul´a gitti. Dönüşte cebinde 63 bin dolar vardı. Bankacılık sistemi olmadığı için parayı elden getirmek zorundaydı. Habur´dan Türkiye´ye girerken üstündeki para dikkat çekmişti. Ancak yasa dışı bir durum yoktu. Mardin´e doğru yola çıktı. Yarım saat sonra, Silopi ile Cizre arasındaki Dicle köprüsünde arabası durduruldu. ´Paralar sahte olabilir´ denilerek Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı´na götürüldü. İfadesini dönemin komutanı Yüzbaşı Cemal Temizöz bizzat aldı. Bu kadar parayla dolaşman sakıncalı. dedikten sonra serbest bıraktı. Mardinli tüccar, bir gün sonra Cizre´nin Gürsu köyü yakınlarındaki köprü altında ölü bulundu. Kafasına tek kurşun sıkarak infaz edenler, bavulundaki paraları almıştı. Olayın peşine düşen Mardinli tüccarın kardeşi Nuri Düdük, görgü tanıklarıyla tek tek görüştü. Cinayetin işlendiği yerin yakınındaki Gürsu köyünün sakinleri, Beyaz Toros´un içinde Hakim, Bedran ve bir kişi daha vardı. Bir süre sonra silah sesi duyduk. Beyaz Toros daha sonra Katran Jandarma Karakolu´na girdi. dedi. Acılı kardeş Cizre´de iz sürerken karşısına Temizöz çıktı. İddiasına göre Temizöz, Bu olayın peşini bırak. Bir daha buralara gelirsen akıbetin kardeşininki gibi olur. diye tehdit etti. Yıllar sonra faili meçhuller davası başlayınca Abdülhamit Düdük´ün ailesi umutlandı. Davayı yakından takip eden ailenin avukatı Temir Mahmutoğlu, Temizöz hakkında gasp ve yağma suçundan ek iddianame hazırlanmasını istedi. Abdülhamit Düdük´ün parası için öldürüldüğünü belirten Mahmutoğlu, olayın bütün yönüyle aydınlanması gerektiğini vurguluyor.
Gasp ve yağma suçlamasıyla Temizöz´ün yargılandığı Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´ne başvurmaya hazırlanan diğer bir aile de Cizre´de taksicilik yaparken 8 Mart 1994 tarihinde öldürülen Ömer Candoruk´un yakınları. Acılı aile, Candoruk´a ait otomobilin cinayetten sonra Temizöz´ün sorgu ekibi tarafından kullanıldığını savunuyor. Maktulün eşi Hanım Candoruk, olaydan sonra eşinin aracının kendilerine verilmediğini belirtiyor. Mağdur-müşteki avukatları ayrıca faili meçhule kurban giden Beşir Bayar´ın evine Temizöz´ün adamları tarafından el konulduğunu ileri sürüyor. 19 mağdur ailenin avukatlığını üstlenen Ali Koç, öldürülen kişilerin değerli eşyalarına da el konulduğunu belirtiyor. ( Zaman)
(07 Kasım 2009, 12:50), son güncel.: (11 Kasım 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Temizöz´le ilgili tüm manşetlerimiz
Cemal Temizöz iddianamesinin tamamı
Temizöz hakkında hazırlanan iddianame ve açılan dava haberimiz