Karabük'te, FETÖ/PDY davasında 6'sı tutuklu, 1'i firari 16 akademisyenin yargılanmasına devam edildi. 10 sanığın dosyası ayrıldı. Diğer 10 sanığa ise 6'şar yıl hapis cezası verildi. Hapis cezası alan sanıklardan biri de FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün kardeşi Ahmet Öksüz oldu.
19.08.2017 17:56 Karabük'te, FETÖ/PDY davasında 6'sı tutuklu, 1'i firari 16 akademisyenin yargılanmasına devam edildi. 10 sanığın dosyası ayrıldı. Diğer 10 sanığa ise 6'şar yıl hapis cezası verildi. Hapis cezası alan sanıklardan biri de FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün kardeşi Ahmet Öksüz oldu.
18 Ağustos'ta Karabük Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya firari sanık Halil İbrahim Demirci dışında tüm sanıklar karar duruşmasında hazır bulundu.
'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan haklarında 5 ile 10 yıl arası hapis cezası istenen sanıklardan FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün kardeşi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Öksüz, daha önce yaptığı savunmasını tekrarlayarak, her zaman devletinin yanında olduğunu, ailesine de sevgiyi ve barışı tavsiye ettiğini, bu zamana kadar herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin bulunmadığını söyledi.
'Müebbet hapis cezasına razıyım'
Kendi el yazısıyla yazdığı yaklaşık 5 sayfalık savunmasında önündeki en büyük engelin ağabeyi Adil Öksüz olduğunu savunan Ahmet Öksüz, 'Ağabeyim darbe girişimine adı karışmış. Vatana ve millete ihanet etmiş bir kişiyi korumam veya ona yardımcı olmam asla mümkün değildir. Tutuklandıktan hemen sonra darbeci olan bir kişiyle aynı soyadını taşımamak için ve öylesi bir soyadı bana zul geldiği için soyadımı değiştirmek için mahkemeye dava açtım. Ancak süreç nedeniyle şimdilik reddedildi. Ben, ağabeyim olan bu kişinin darbeye karıştığını medyadan öğrendim. Hiçbir şekilde görüşmedim. Haberleşmem olmadı. Bu kişinin o günlerde kimlerle görüştüğü haber yapıldı. HTS kayıtlarımda görüldüğü gibi görüşmedim. Eğer görüştüğüm ispatlansın, müebbet hapis cezasına razıyım. Bu kişinin Almanya'ya gittiğine dair haber vardı. Almanya'da görgü tanıklarının ifadeleri var. Dolayısıyla bir bakımdan yeri de belirlenmiş oluyor. Türkiye de bu konuda nota verdi. AB'den sorumlu bakan Ömer Çelik Bey, bu konuda açıklamalar yaptı. Oranın Dışişleri Bakanlığı ile yazışmalar olmuş öğrendiğim kadarıyla' dedi.
Kaçma planının olmadığını da söyleyen Öksüz, tahliyesini talep ederek şunları söyledi:
'Her zaman bu isim benim önüme çıkıyor. Çocuklarım eğitimlerine devam ediyorlar. Çocuklarımın eğitimi benim için en önemli görevdir. O nedenle adresim sabit. Kaçma planım asla olamaz. Serbest bırakılsam da, tutuklu kalsam da inanın hiçbir yere kaçmam ve kaçamam. Yaşlı annem ve babam tek başlarına yaşam mücadelesi veriyorlar. Sağlık sorunlarıyla ilgilenmem için benim onların yanında olmam gerekiyor. Çok zor şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Tarafsız ve bağımsız Türk adaletinden hakkımda en doğru kararın verileceği inancını tüm samimiyetimle korumak istiyorum. Beraatimi talep ediyorum' dedi.
KARAR
Diğer sanık ve avukatlarının savunmalarının ardından verilen ara sonra kararını açıklayan mahkemeye heyeti, sanıklardan Alaattin Yılmaz, Cahid Özdeveci, Mahmut Çelik, Mustafa Kurt, Serkan Esen ve Turgay Türker hakkında karar vermeye yetecek düzeyde delilerin henüz toplanmadığından dosyalarının tefriki ile yeni bir esasa kaydına karar verdi.
Heyet ayrıca, Firari Adil Öksüz'ün kardeşi akademisyen Ahmet Öksüz'e sabit görülen 'Silahlı Terör Örgütü' suçundan 5 yıl hapis cezasına, bu cezanın yarı oranında arttırılarak 7 yıl 6 ay hapis ile cezalandırılmasına verilen cezanın ise 1/6 oranında indirim yapılarak 6 yıl 3 ay hapis ile cezalandırılması hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Sanıklardan, Hakan Suvak, Hasan Hüseyin Çevik, Hüseyin Cinoğlu, Salih Yıldırım'a 6 yıl 3'er ay, Süleyman Semiz'e ise 6 yıl 10 ay 15 gün hapis ile cezalandırılarak tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Erdal Biber, Ruveyda Kılıçbay ve Seymen Kahraman'a da 'Silahlı Terör Örgütü' üyeliği suçlarından 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası ve adli kontrollerinin devamına karar verdi.
DETAYLAR
Karabük Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dördüncü duruşma için tutuklu sanıklar Ahmet Öksüz, Hakan Suvak, Hüseyin Cinoğlu, Hüseyin Çevik, Süleyman Semiz ve Salih Yıldırım, geniş güvenlik önlemleri altında Karabük Adliyesine getirildi.
Duruşmada, tutuksuz sanıklar Turgay Türker, Rüveyda Kılıçbay, Aladdin Yılmaz, Serkan Esen, Mahmut Çelik, Seymen Kahraman, Mustafa Kurt, Erdal Biber, Cahid Özdeveci, sanık yakınları ve avukatları hazır bulundu.
Kontrol noktası oluşturan, çevrede tedbir alan emniyet güçleri, avukatların yanı sıra sanık yakınları ve izleyicilerinin de X-Ray cihazından geçerek üst araması yapıldıktan sonra salona girişine izin verdi.
Duruşmada, firari sanık Halil İbrahim Demirci yer almadı.
'Darbeye karıştığını medyadan öğrendim'
Karabük Üniversitesi'nde görevliyken ihraç edilen Ahmet Öksüz, savunmasında, önündeki en büyük engelin ağabeyi Adil Öksüz olduğunu, ağabeyinin darbe girişimine adı karıştığını, vatana ve millete ihanet etmiş bir kişi olan ağabeyini koruması veya ona yardımcı olmasının mümkün olmadığını söyledi.
Tutuklandıktan hemen sonra darbeci olan bir kişiyle aynı soyadını taşımamak için soyadını değiştirmek için dava açtığını hatırlatan Öksüz, 'Ancak süreç nedeniyle şimdilik reddedildi. Ben, ağabeyim olan bu kişinin darbeye karıştığını medyadan öğrendim. Hiçbir şekilde görüşmedim. Haberleşmem olmadı. Bu kişinin o günlerde kimlerle görüştüğü haber yapıldı. HTS kayıtlarımda görüldüğü gibi görüşmedim. Eğer görüştüğüm ispatlansın, müebbet hapis cezasına razıyım. Bu kişinin Almanya'ya gittiğine dair haber vardı. Almanya'da görgü tanıklarının ifadeleri var. Dolayısıyla bir bakımdan yeri de belirlenmiş oluyor. Türkiye de bu konuda nota verdi.'
Ağabeyinin isminin her zaman önüne çıktığını belirten Öksüz, beraatini isteyerek şunları söyledi:
'Önümde en büyük engel olan ağabeyim Öksüz, darbe girişimine adı karışmış. Vatana ve millete ihanet etmiş bir kişiyi korumam veya ona yardımcı olmam asla mümkün değildir. Tutuklandıktan hemen sonra darbeci olan bir kişiyle aynı soyadını taşımamak için ve öylesi bir soyadı bana zul geldiği için soyadımı değiştirmek için mahkemeye dava açtım. Ancak süreç nedeniyle şimdilik reddedildi. Ben, ağabeyim olan bu kişinin darbeye karıştığını medyadan öğrendim. Hiçbir şekilde görüşmedim. Haberleşmem olmadı. Bu kişinin o günlerde kimlerle görüştüğü haber yapıldı. HTS kayıtlarımda görüldüğü gibi görüşmedim. Eğer görüştüğüm ispatlansın, müebbet hapis cezasına razıyım. Bu kişinin Almanya'ya gittiğine dair haber vardı. Almanya'da görgü tanıklarının ifadeleri var. Dolayısıyla bir bakımdan yeri de belirlenmiş oluyor. Türkiye de bu konuda nota verdi. AB'den sorumlu bakan Ömer Çelik Bey, bu konuda açıklamalar yaptı. Oranın Dışişleri Bakanlığı ile yazışmalar olmuş öğrendiğim kadarıyla. Her zaman bu isim benim önüme çıkıyor. Çocuklarım eğitimlerine devam ediyorlar. Çocuklarımın eğitimi benim için en önemli görevdir. O nedenle adresim sabit. Kaçma planım asla olamaz. Serbest bırakılsam da, tutuklu kalsam da inanın hiçbir yere kaçmam ve kaçamam. Yaşlı annem ve babam tek başlarına yaşam mücadelesi veriyorlar. Sağlık sorunlarıyla ilgilenmem için benim onların yanında olmam gerekiyor. Çok zor şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Tarafsız ve bağımsız Türk adaletinden hakkımda en doğru kararın verileceği inancını tüm samimiyetimle korumak istiyorum. Beraatimi talep ediyorum.'
Sanık avukatlarından Kadir Özkan, savunmasında Karabük Üniversitesi'nden 15 Temmuz'dan sonra 80 kişinin ihraç edildiğini, bunun bir hesaplaşma sonunda yaşandığını iddia etti.
Rektör Prof. Dr. Refik Polat'ın, eski rektör Karabük Milletvekili Burhanettin Uysal'ın zamanında üniversitede göreve başlayan kişileri, kendisine yakın kişileri üniversiteye almak için 15 Temmuz'u fırsat bilerek tasfiye ettiğini savunan Özkan, bunun en büyük kanıtının üniversite yönetiminin ihraç ettiği kişiler hakkında altı boş olan uydurma deliller sunması olduğunu öne sürdü.
Suçlamaları kabul etmeyen diğer sanıklar, tek tek savunmalarını yaptı.
Daha sonra talepleri alınan sanık avukatları, müvekkillerinin beraatlerini, tahliyelerini ve haklarındaki tedbir kararının kaldırılmasını istedi.
Öksüz'e 6 yıl 3 ay hapis cezası
Mahkeme heyeti, Öksüz'e 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 6 yıl 3 ay hapis ile cezalandırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Heyet ayrıca yine tutuklu sanıklar, Hakan Suvak, Hasan Hüseyin Çevik, Hüseyin Cinoğlu ve Salih Yıldırım'a 6 yıl 3'er ay, Süleyman Semiz'e ise 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verdi ve tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
Tutuksuz sanıklar Erdal Biber, Ruveyda Kılıçbay ve Seymen Kahraman'a da 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası ve adli kontrollerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, Aladdin Yılmaz, Cahid Özdeveci, Mahmut Çelik, Mustafa Kurt, Serkan Esen ve Turgay Türker hakkında karar vermeye yetecek düzeyde delillerin henüz toplanmadığından dosyalarının tefrik edildiğini belirtti.
İDDİANAME
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 84 sayfalık iddianamede, 6'sı tutuklu, 9'u tutuksuz ve 1'i firari olmak üzere 16 sanığın, 17-25 Aralık sonrası, 2014 yılı içerisinde Bank Asya hesaplarına çeşitli miktarlarda ve küsuratlı olarak yaklaşık 1 milyon Türk lirası yatırdıkları, ayrıca diğer bankalardan da kredi kullandıkları yer almış, haklarında kamu davası açılan sanıkların, TCK'nın 314/2 maddesi gereğince 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan, 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Sanıkların yargılanmasına 8 Mart'ta başlanmıştı.
Paralel yapı-08 Mart (2017) 'Karabük 16 sanık Karabük Üniversitesi Yapılanması' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(19 Ağustos 2017, 17:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: