Akıncı Üssü Darbe davası

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.

19.11.2017 16:52 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.

14.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

OSMAN SİVLİM

Duruşmada savunması alınan sanık eski kursiyer pilot teğmen Osman Sivlim, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Terörle mücadele harekatı yapılacağının belirtildiğini anlatan Sivlim, bu nedenle filonun arkasında beklemelerinin söylendiğini savundu.

Akıncı Üssü nizamiye bölgesinde 8 vatandaşı şehit etmekle de suçlanan eski kursiyer pilot Osman Sivlim, lojman nizamiyesinde darbe faaliyeti sırasında nöbet tutmadığını, halka ateş edenlerin kim olduğunu bilmediğini, bu kişilere yardım etmediğini iddia etti.

Terör örgütü FETÖ ile bir bağının bulunmadığını, daha önce savcılık ve hakimlikte verdiği ifadeleri zorla, işkence altında verdiğini ileri süren Sivlim, yaralı vatandaşları sonradan gördüğünü ve yaralılara yardım ettiğini savundu.

Örgüt üyesi olduğu yönündeki eski ifadelerini kabul etmeyen Sivlim, lise yıllarında örgütle tanıştığı, cemaat evlerinde kalıp askeri liseleri tercih ettiği, cemaat evlerinde terör örgütü elebaşı Gülen'in vaazlarını dinlediği ve maaşının belli bölümünü örgüte verdiği yönündeki itiraflarını, işkenceyle alındığı gerekçesiyle reddetti. Sanık Sivlim, "Kolluktayken istekleri yönünde ifade verdim, okumadan bana imzalatıldı. Anlatmadığım bir çok olay kopyala-yapıştır yöntemiyle hazırlanmıştır." dedi.

FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütlerini lanetleyen Sivlim, olay gecesi kesinlikle eline silah almadığını, kimsenin kendisine silah vermediğini, kanunsuz bir eyleminin bulunmadığını iddia etti.

Sanık Sivlim, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Bu ifadeleri hazırlayan polislerin seninle ne alıp veremediği var? Neden seninle ilgili bu iddiaları, isimleri yazsınlar?" soruları üzerine, kolluk kuvvetlerinin elinde bir liste olduğunu, adının da bu listede bulunduğunu iddia etti.

MELİH DÖNER

Darbe sanığının babası firari FETÖ yöneticisi

Duruşmada daha sonra eski kursiyer pilot üsteğmen Melih Döner savunma yaptı. 141 Filo'da görev yaptığını, darbe günü de terörle mücadele harekatı görevi nedeniyle birlikte kaldığını, hiç bir suçu yokken sanık konumuna düşürüldüğünü ileri sürdü.

Sanık Döner, aleyhinde hiç bir suç unsuru bulunmadığını, Akıncı Üssü'nde darbe girişimi gecesi hiç bir eyleme karışmadığını savundu.

Savunmasının ardından soruları yanıtlayan Döner, müşteki avukatlarının soruları üzerine, darbeyi Fetullah Gülen'in yaptığının çok açık olduğunu belirtti.

"Babanız Mustafa Döner FETÖ terör örgüt yöneticisi olarak aranıyor değil mi?" sorusu üzerine de sanık Melih Döner, "Ailevi meseleleri ortaya koymak istemiyorum, babamla yıllar öncesinden beri aramız iyi değil, annemle aralarında ciddi bir husumet vardır. Ben de annemin tarafında olduğum için aramız iyi değildir. Uzun süredir de görüşmeyiz. Eğer bir suçu varsa yargılansın, cezasını çeksin beni ilgilendirmez." dedi.

Döner'in avukatı Fatma Çiftlik ise suçun şahsiliği ilkesi gereği babasıyla müvekkili arasında bağ kurulamayacağını, bunun bir çok örneğinin şu anda siyasetçiler arasında da görüleceğini söyledi.

Avukat Çiftlik, müvekkilinin annesinin Müslüman olmadığını, babasıyla aralarında anlaşmazlık bulunduğunu, kendisinin annesiyle yaşadığını ve babasıyla 8-9 yıldır görüşmediğini savundu.

EREN KAÇKAN

Duruşmada, darbe girişiminde, 4. Ana Jet Üssü Komutanlığı'nda 60. Dönem kursiyer pilot üsteğmen olarak görev yapan sanık Eren Kaçkan, savunma yaptı.

Darbe girişimini ve girişimde bulunanları lanetleyen Kaçkan, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Darbe girişimi günü eski Filo Komutanı Hakan Karakuş'un, kursiyerleri toplayarak, Terörle Mücadele Harekatı (TMH) yapılacağını ve "emirlerime itaat edin" dediğini aktaran sanık Kaçkan, ardından filo binası önünde toplanmalarının anons edildiğini, bina önünde sanıklardan eski yüzbaşı Mete Kaygusuz'un silah dağıttığını, bina önünde beklemesinin emredildiğini söyledi.

Bölgede saat 03.00-03.30'a kadar beklediğini, sonrasında 141. Filo'ya döndüğünü, yorgun olması nedeniyle izin isteyerek kursiyer gazinosunda uyuduğunu savunan Kaçkan, bombalama seslerinin ardından sabah saatlerinde neler olduğunu anlamaya çalıştığını ve üsten çıkmaya karar verdiğini anlattı.

Kaçkan, "Ahmet Tosun bir ara yanıma gelerek, uçaklarda kayıt yapan DVR cihazını resetlememi istedi. Bunu yapmadım, deske götürüp bıraktım." dedi.

Sanık Kaçkan, eve gittikten sonra televizyondan gerçekleri anladığını, 27 Temmuz'a kadar ilgili komutanına telefonla yoklama verdiğini, ifade vermek üzere gittiği birliğinde tutuklandığını söyledi.

İddianamede yer alan "Sinan Kurt ve Ufuk Işık isimli kişilerin kendisine mahrem abilik yaptığı" iddiasını da reddeden Kaçkan, FETÖ ile hiçbir irtibatı bulunmadığını savundu.

Savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorularını yanıtlayan sanık Eren Kaçkan, Ahmet Tosun'un, uçak ses kayıt cihazını silmesini istemesi üzerine, karışıklıktan dolayı bir an önce oradan çıkmak için "yapamayacağını" söylediğini savundu.

Israrı üzerine cihazı aldığını ancak silmeden teslim ettiğini belirten Kaçkan, "Olaylar karışıktı, benim vaktimi alacağı için elime alıp gezindim, sonra silmeden deske bıraktım. Kendisine teslim etmedim, orada yoktu zaten, direkt deske bıraktım." şeklinde konuştu.

Tosun'un sildirmek istediği ses kayıtları

Olay tarihinde Akıncı Üssü 141. Filo'da pilot kurmay yüzbaşı olarak görev yapan ve Ankara'nın bombalanmasında aktif rol oynayan sanıklardan Ahmet Tosun'un, darbe girişimi gecesi telsizden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağının takip edilmesi, TBMM, Özel Harekat, TÜRKSAT ve emniyetin bombalanması emirlerini verdiği ortaya çıkmıştı.

Sanık Tosun'un silinmesini istediği kayıt cihazında, "vurun" emirlerinin yanı sıra "AK Parti ve Beştepe üzerinden bütün cam çerçeve kırılacak, alçak irtifa uçuş" dediğine ilişkin ses kayıtları da bulunuyordu.

YUNUS EMRE HOŞOĞLU

Duruşmada, dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Galip Mendi ile darbe girişimi sırasında, dönemin Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) olan emekli Orgeneral Kamil Başoğlu'nun alıkonulduğu sığınakta nöbet tutan eski kursiyer üsteğmen pilot Yunus Emre Hoşoğlu savunma yaptı.

Eski Filo Komutanı Hakan Karakuş'un, kursiyerleri toplayarak, Terörle Mücadele Harekatı (TMH) yapılacağını, emirleri sanıklardan Mete Kaygusuz, Hüseyin Türk ve Ahmet Tosun'un vereceğini söylediğini belirten Hoşoğlu, saat 22.00 sıralarında da sanıklardan eski yüzbaşı Kaygusuz'un kendilerine görev dağılımı yaptığını söyledi.

Kendisine filonun arka tarafında emniyeti sağlama görevi verildiğini, saat 24.00'e kadar burada nöbet tuttuğunu anlatan Hoşoğlu, daha sonra sığınakta tutulanlar bulunduğunu, bu kişilerle ilgilenmesi gerektiğinin söylendiğini aktardı.

Sığınağa indiğinde elleri, ayakları, gözleri bağlı, iki kişi gördüğünü ifade eden sanık Hoşoğlu, bu kişilerden birinin, "Kamil sen misin?" diye sorduğunu, diğerinin de "Evet komutanım, eşimin yanında derdest ettiler" dediğini söyledi.

Kendisine "Bizi mi sorgulayacaksın" diye sorduklarını ifade eden sanık, şunları anlattı:

"Ben de 'Hayır komutanım, bana sizin ihtiyaçlarınızla ilgilenmem söylendi. Sizi niye getirdiler bilmiyorum' dedim. İçeride kimse olmadığını anlayınca gözlerini açtım. Bana nereli olduğumu, evli olup olmadığımı sordular. Takım elbiseli komutan fotoğraflarını çekmemi istedi. Cep telefonumun yanımda olmadığını söyledim. Kelepçelerini dışarıdan bir bıçak bulup açtım. Komutan bina dışında kapıda bekleyen emir subaylarını ve aracı tarif ederek, eşini ve oğlunu aramalarını istedi. Dışarı çıkıp, tarife göre kişileri bulup söyledim. Benim yanımda eşini ve oğlunu aradılar. Geri gelip ilettim. Geldiğimde gözlerini bereyle kapatmışlardı. Bana, 'Sen ne yaptığının farkında değilsin.' dediler. Nasihatte bulundular. Ellerindeki kelepçeyi kestiğim için, 'Yavrum bizi böyle görmesinler, ellerimizi iyisi mi önden bağla. İçinde bulunduğun durum vahim, buradan kurtul, sıyrıl. Meslek hayatının başındasın, eşini alıp uzaklaş' dediler."

"Galip Mendi ve Kamil Başoğlu olduğunu sonradan anladım"

Sığınaktaki görevini kursiyer başka bir arkadaşına devredip gazinoya geldikten sonra komutanlar için yatak yapılması için pilot tulumu ve iki yastık ayarladığını da ifade eden Hoşoğlu, çok sonraları komutanların Galip Mendi ve Kamil Başoğlu olduğunu anladığını ileri sürdü.

Sanık Hoşoğlu, Galip Mendi ve Kamil Başoğlu'nun ifadelerinde, "Başımızda duran üsteğmen bize pek bir müdahalede bulunmadı" şeklinde beyanları bulunduğunu da belirtti.

Olay günü ve gecesi darbeye ilişkin bir emir almadığını, darbeye dair bir şey duymadığını, herhangi bir terör örgütüne üye olmadığını ileri süren Hoşoğlu, "Kimseyi hürriyetinden yoksun bırakmadım. Komutanların kelepçelerini açtım, eşini ve çocuğunu arattım, yatak yaptırdım. Gözlerini açtım. Özgürlüklerine kavuşturmam imkansızdı. Benden istediklerini yerine getirdim. Huzurda tanık olarak dinlenmelerini talep ediyorum." diye konuştu.

"Sorgulama odası"

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın soruları üzerine sanık Hoşoğlu, Başoğlu ve Mendi'nin konulduğu sığınağın kenarında "sorgulama odası" yazdığını, sığınağa ilk defa girdiğini ileri sürdü.

"Önceki ifadende, Mete Kaygusuz'un sana 'İki tane vatan haini komutan var, onlarla ilgilen' dediğini söylemişsin. Bu ifadeyi sana söyledi mi?" sorusu üzerine sanık Hoşoğlu, "(Komutan) dediğini duymadım, ama diğer ifadeler doğrudur" dedi.

Sorular üzerine, Başoğlu ve Mendi'nin sığınağa getirilişlerini görmediğini, saat 02.00 civarında burada görevlendirildiğini savunan Hoşoğlu, "Önce Galip Mendi, ardından Başoğlu getirilmiş. Her kisi getirildikten sonra sığınağa girdim. Sığınağın etrafında bekleyen karacı ve havacı teğmenler vardı çember yapmışlardı." diye konuştu.

Yunus Emre Hoşoğlu, "Konuştuğunuz süreçte niçin getirildiklerini söylediler mi?" sorusuna karşılık da "Sabaha kadar olayı çözmekle meşguldüler. Bana darbeye ilişkin bir sözleri olmadı. Birbirleriyle fikir teatisi yapıyorlardı. Kamil Başoğlu'nun kendisini alan kişileri tanıdığını, 'emir subayım' dediğini hatırlıyorum. Kendilerini şahsi olarak tanımıyordum, bana tanıtmadılar. Ama 'emir subayım' deyince komutan olduklarını anladım." iddiasında bulundu.

"Sabaha kadar rütbelerini söylemediler mi?" sorusu üzerine Hoşoğlu, "Söylemediler, ben de sormaktan çekindim" dedi.

"Oğlum sen ne yaptığının farkında değilsin"

Bir başka soru üzerine de Hoşoğlu, "Yaptıklarımdan sonra bana, 'Oğlum sen ne yaptığının farkında değilsin, dışarıda insanlar bizi getirmiş, sen bizi çözüyorsun, sana da bize de zarar verirler. Zarar görmemen için bir an önce buradan kaç git' dediler. Ben de 'Buraya sizinle ilgilenmemi söyleyen benim amirim, nereye kaçayım' dedim. Bantlarını falan çözdüm, Başoğlu oraya bağlı geldiği için ben dışarı çıktığımda gözünü kapatıyor, sonra 'sen mi geldin' diye açıyordu" şeklinde konuştu.

Sanık Yunus Emre Hoşoğlu, komutanların başında saat 02.00-05.30 saatlerinde kaldığını, bu süreçte içeri kendisi dışında kimsenin girmediğini, kendisinin yerine gelen diğer kursiyer teğmene de pilot montlarını sererek, yere yatak yapmasını anlattığını ileri sürdü.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

15.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

Davada, eski kursiyer pilot teğmenler Talat Aktaş, Ali Soylu ve Hasan Baysar'ın savunması alındı.

TALAT AKTAŞ

Duruşmada savunması alınan sanık eski kursiyer pilot teğmen Aktaş, suçlamaları reddetti. FETÖ üyesi olmadığını iddia eden Aktaş, suç işleme kastıyla hareket etmediğini söyledi.

Darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz 2016'da terörle mücadele harekatının gerçekleştirileceğinin bildirildiğini aktaran Aktaş, eski binbaşı Mustafa Azimetli'nin, öğrenci gazinosunda kursiyer teğmenlere de görevler verileceğini söylediğini ifade etti.

Sanık Aktaş, kendisinden pilotların tesisatlarının taşınmasının istendiğini, diğer zamanlarda ise gazinoda beklediğini ileri sürdü.

Dışarı çıktığında bir araca bindiklerini ve burada ısınmaya çalıştıklarını kaydeden Aktaş, bu sırada radyodan darbe girişiminin yapıldığını öğrendiğini dile getirdi.

Sabah saatlerinde yaşananları öğrenmek için 143. Filo'ya gittiğini anlatan Aktaş, daha sonra üssü terk ettiğini belirtti.

Aktaş, darbe girişiminde suç teşkil eden herhangi bir eylemde bulunmadığını öne sürdü.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, önceki verdiği ifadeyi hatırlatmasının ardından Aktaş, uçakların hangi amaçla kalkış yaptığını bilmediğini söyledi.

Giray'ın, "Radyodan hangi haberleri öğrendiniz?" sorusu üzerine sanık Aktaş, "Radyoda darbe girişimi haberleri vardı. Belli bir süre sonra radyoyu kapattım, durumu değerlendirmeye başladım. Uçakların alçak uçuş yaptığı söyleniyordu." dedi.

Sanık Aktaş, ailesinin yaşadığı evde yapılan aramada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kitaplarının bulunduğunun belirtilmesi üzerine, söz konusu kitapların kendisine ait olmadığını ileri sürdü.

ALİ SOYLU

"Görevleri canla başla yerine getirin" emri

Savunma yapan Ali Soylu da iddiaları kabul etmedi. Eski binbaşı Azimetli'nin öğrenci gazinosunda cep telefonlarını topladığını anlatan Soylu, "Azimetli terörle mücadele harekatı kapsamında 143. Filo'ya görevler verildiğini bize de görevler verileceğini söyledi. Görevleri canla başla yerine getirmemizi istedi." dedi.

Azimetli'nin kendilerine ek binayı düzenlemeleri yönünde emirler verdiğini ifade eden Soylu, akşam saatlerinde yaklaşık 30 sivil giyimli kişinin geldiğini ve daha sonra bu şahısların kamuflaj giydiğini anlattı.

Kendilerine silah almaları ve nizamiyeye gitmeleri talimatının verildiğini kaydeden Soylu, nizamiyedeki askerleri tanımadığını belirtti.

Sela okunmasının ardından vatandaşların nizamiye bölgesinde toplanmaya başladığını ifade eden Soylu, daha sonra öğrenci filosuna gittiğini sabaha kadar burada beklediğini savundu.

"Akıncı Üssü'ne çok gelen oldu"

Sanık Soylu, darbe girişiminde bilerek ve isteyerek yer almadığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı Giray'ın sorusu üzerine Soylu, "O gece Akıncı Üssü'ne çok gelen giden oldu. Kimlerin geldiğini bilmiyorum." savunmasını yaptı.

HASAN BAYSAR

Suçlamaları kabul etmeyen sanık eski kursiyer pilot teğmen Baysar ise FETÖ üyesi olmadığını iddia etti. Baysar, saat 20.30 sıralarında sivil giyimli kişinin öğrenci gazinosuna gelerek iki telsiz bıraktığını söyledi.

Öğrenci gazinosundan zaman zaman kursiyerlerin çağrıldığını belirten Baysar, eski binbaşı Ali Karabulut'un terörle mücadele harekatı olduğunu ve silah alarak nizamiyeye gitmelerini istediğini kaydetti.

Sela sesi duyduklarını anlatan Baysar, vatandaşların toplanmasının ardından yaşananları öğrenmek için 143. Filo'ya gittiklerini bildirdi.

Öğrenci gazinosunda bir süre uyuduğunu aktaran Baysar, sabah saatlerine kadar bu bölgeden ayrılmadığını ileri sürdü.

HÜSEYİN MERMER

Duruşmada, dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Galip Mendi ile darbe girişimi sırasında dönemin Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) olan emekli Orgeneral Kamil Başoğlu'nun alıkonulduğu sığınakta nöbet tutmakla suçlanan eski kursiyer üsteğmen pilot Hüseyin Mermer savunma yaptı.

Terörle mücadele harekatı (TMH) yapılacağının belirtildiğini söyleyen Mermer, darbe girişimi sırasında 141. Filo'da kursiyer üsteğmen olarak görev yaptığını, emir üzerine o gece üste kaldığını öne sürdü.

Amirlerinin üste kalması emrini verdiğini, o gece kanunsuz bir eylemi olmadığını, eline silah almadığını iddia eden Mermer, "Hiçbir faaliyete katılmadım. Olayların içinde istemeden kaldım. Bir oyunun içerisinde kaldım." dedi.

Mermer, TMH kapsamında 141. Filo'nun önünde ağaçlık bir alanda beklemesinin emredildiğini, bütün gece burada beklediğini öne sürdü.

İddianamede yer alan "Sinan Kurt ve Ufuk Işık isimli kişilerin kendisine mahrem abilik yaptığı" iddiasını da reddeden Mermer, FETÖ ile hiçbir irtibatı bulunmadığını ileri sürdü. Sanık Mermer, darbe karşıtı komutanların başında nöbet tuttuğunun da iddia edildiğini belirterek, "Kimsenin başında nöbet tutmadım, bağlı, derdest edilmiş kimseyi görmedim" savunmasını yaptı.

Amirlerine mutlak itaat ruhuyla hareket ettiğini savunan Mermer, "Beni o gece kullanan, gerçekleri söylemeyen komutanlarımdan şikayetçiyim." dedi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanığa daha önceki ifadelerindeki, "Sanıklardan eski Yüzbaşı Mete Kaygusuz'un, takım elbiseli bir kişiye kelepçe taktığını gördüm" şeklideki beyanını hatırlattı. Sanık Mermer, bu ifadenin yanlış anlamadan kaynaklandığını, kelepçelediğini görmediğini iddia etti.

Sanık Mermer, yalnızca takım elbiseli bir kişiye tuvalete kadar eşlik ettiğini, bu kişinin Galip Mendi olduğunu sonradan öğrendiğini, Mendi'nin derdest edildiğinden haberdar olmadığını, Kamil Başoğlu'nu ise hiç görmediğini öne sürdü.

Mahkeme Başkanı Giray, Mermer'e, "Sabah saatlerinde dışarı çıktığımda filo çardağında Diyarbakır'dan tanıdığım bir pilotu gördüm. 'Hocam ne oldu' diye sordum. O da bana gece kalkan uçaklarla Emniyet ve MİT'in bombalandığını, TMH olmadığını söyledi. Ayrıca 'biz üzerimize düşeni yaptık. İş diğer birliklere kaldı' şeklinde sözler sarf etti. Ben bunu duyunca darbe olduğunu anladım." şeklindeki ifadesini hatırlattı. Giray'ın, "Darbeyi öğrenmişsin, kimseyle neden paylaşmadın, belki paylaşsan yardım alacaksın?" sorusu üzerine sanık Mermer, "Sağlıklı düşünemedim, paylaşmak aklıma gelmedi, amacım kaçmaktı, buna yönelik eylemler gerçekleştirmeye çalıştım." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın da sanığa, "Diğer sanıklara ilişkin eski ifadelerinizi değiştirdiniz. Sizi bu kadar ağır cürümlere azmettiren komutanlarınız ifadelerinizi değiştirmenizi mi istedi, size kim baskı yapıyor?" diye sordu.

Mermer, "Kimse baskı yapmadı, yapsaydı burada da açıkça söylerdim." dedi.

MEHMET ORUÇ

"Bana orada 'amuda kalk' deseler kalkarım"

Sanık eski kursiyer teğmen pilot Mehmet Oruç da hakkındaki suçlamaları reddetti, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ve tüm terör örgütü üyelerini lanetleyerek, darbe girişiminde bulunanlardan şikayetçi oluğunu söyledi. Oruç, suç tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda pilot teğmen olarak görev yaptığını, sanıklardan Mustafa Azimetli'nin TMH yapılacağını, herkese küçük de olsa görev verileceğini söylediğini aktardı.

Bu emir üzerine üste kaldığını, filo kapısında beklemekle görevlendirildiğini, filoya gelen personelin kim olduğunu öğrenmesi ve izinle içeri alması emrinin verildiğini savunan Oruç, saat 22.00-02.00 saatlerinde bu görevine devam ettiğini anlattı.

Daha sonra bir arkadaşının darbe yapıldığını kendisine söylediğini, buna bir anlam veremediğini, korku, panik ve şaşkınlıkla önce kaçmayı düşündüğünü, kaçamayacağını anlayınca gazinoya geçtiğini, günün yorgunluğuyla uykuya daldığını öne süren sanık Oruç, pistlerin bombalanması nedeniyle uyandığını ve bir kaç arkadaşıyla üsten kaçtıklarını savundu.

Sanık Oruç, Ankara'da kalacak yeri bulunmadığı için önce Kocaeli'ne, ardından arkadaşlarının evinin bulunduğu Manisa'ya, İstanbul'a sonra da ailesinin yanına Zonguldak'a gittiğini, telefonla amirine yoklama verdiğini ileri sürdü.

Amirlerinin mesajı üzerine üsse ifade vermek üzere geldiğini ve gözaltına alındığını belirten Mehmet Oruç, FETÖ üyesi olmadığını, darbe girişimi gecesi herhangi bir kanunsuz faaliyete katılmadığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Görüntüleriniz var. Bir elinizde tabanca koşuyorsunuz, ne yapacaksın hiç sorgulamadın mı?" sorusu üzerine sanık Oruç, "Bana orada 'amuda kalk' deseler kalkarım" dedi.

Duruşmaya verilen aranın ardından sanık savunmalarıyla devam edilecek.

ALİ RIZA EKEN

Duruşmada savunması alınan sanık eski kursiyer pilot teğmen Ali Rıza Eken, suçlamaları kabul etmedi.

FETÖ'ye yönelik daha önce itiraflarda bulunan Eken, bu beyanlarını reddetti. İradesinin dışında ifadesinin alındığını ileri süren Eken, mahkeme huzurunda verdiği ifadesinin geçerli sayılmasını istedi.

Sanık Eken, Akıncı Üssünde terörle mücadele harekatı ve sosyal faaliyet yapılacağının söylendiğini belirtti.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorusu üzerine Eken, Akıncı Üssüne gelen bir araçta iki sivil giyimli kişi gördüğünü söyledi.

Eken, çapraz sorgu sırasında müşteki avukatlarının bazı sorularına yanıt vermedi.

Duruşmaya, yarın sanık savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.

16.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

ALİ RIZA EKEN, MEHMET GÜNGÖR

Duruşmada savunması alınan sanık eski kursiyer pilot teğmenler Ali Rıza Eken ile Mehmet Güngör, FETÖ mensubu oldukları, lise yıllarında örgütle tanıştıkları, cemaat evlerinde kalıp askeri liseleri tercih ettikleri yönündeki itiraflarını, işkenceyle alındığı gerekçesiyle reddetti.

Darbe girişiminde Akıncı Üssü'nde kursiyer pilot teğmen olarak görev yapan sanık Ali Rıza Eken, Terörle Mücadele Harekatı (TMH) yapılacağının belirtildiğini, bu nedenle görevlendirildiğini savunarak, terör örgütü FETÖ ile bir bağının bulunmadığını, daha önce savcılık ve hakimlikte verdiği ifadelerin zorla, işkence altında alındığını ileri sürdü.

Sanık Eken, lise yıllarında örgütle tanıştığı, cemaat evlerinde kalıp askeri liseleri tercih ettiği, cemaat evlerinde terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in vaazlarını dinlediği ve maaşının belli bölümünü örgüte verdiği yönündeki itiraflarını, işkenceyle alındığı gerekçesiyle reddetti.

Eski kursiyer pilot teğmen Ali Rıza Eken, TMH kapsamında aldıkları emir üzerine, filo kapısının önünde bekleyip gelenleri içeriye bildirdiklerini, üste başka bir faaliyete karışmadıklarını öne sürdü.

Terör örgütü üyesi olmadığını, sabah saatlerinde kursiyerlere "Filo'yu terk edin" emrinin geldiğini ve evine gittiğini savunan Eken, 27 Temmuz'da ifade vermek üzere gittiği birliğinde tutuklandığını belirtti.

Diğer sanık da inkar etti

Sanık eski kursiyer pilot teğmen Güngör de TMH kapsamında toplandıklarını, filo giriş kapısında görevlendirildiğini, kapı ve otopark bölgesinde dağınık şekilde beklediklerini savundu.

Güngör, ilerleyen saatlerde dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Galip Mendi'nin üsse geldiğini duyduğunu, TMH için geldiğini düşündüğünü, ardından da saat 01.30 civarında, Başbakan Binali Yıldırım'ın, TSK'da bir grubun kalkışma içinde olduğu yönündeki açıklamaları radyodan dinlediğini anlattı.

Kısa süre sonra da dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abdin Ünal'ın üsse geldiğini, kendilerine "Kolay gelsin gençler" diyerek içeri girdiğini iddia eden sanık Güngör, "Bu nedenlerle 141. Filo'nun darbe karşıtı olduğunu düşündüm.
Ortada çok gözükmemek için filo dışında kaldım, dinlenme odasında 07.30'a kadar uyudum. Bomba seslerine uyandım, sonradan filoyu kursiyerlerin terk edebileceği söylendi, üssü terk ettim. Eve gittiğimde bilmeden darbenin tam merkezinde olduğumu anladım." şeklinde konuştu.

Sanık Güngör de terör örgütü FETÖ üyesi olmadığını ileri sürerek, örgüt üyesi olduğu yönündeki hakimlik ve savcılıkta yaptığı itirafları reddetti.

Darbeyi yöneten, iştirak eden herkesten şikayetçi olduğunu söyleyen Güngör, darbe girişimi gecesi komutanlarının emirleri üzerine üste kaldığını, hiçbir eyleme katılmadığını, suçsuz olduğunu iddia etti.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Diğer sanık Ali Rıza Eken ile FETÖ üyesi olduğunuza dair aynı ifadeyi vermişsiniz, isimler bile aynı" demesi üzerine sanık Güngör, "Beraber hazırladık, kurmaca olduğu için ifadelerimizde aynı şeyler var" savunmasını yaptı.

Sorgu sırasında emniyet güçlerince işkenceye maruz kaldıklarını öne süren Güngör, "Birçok kişi işkence gördü. İşkence sonucunda bu ifadeyi verdim. Eşimle tehdit ettiği için bunları söylemek zorunda kaldım" iddiasında bulundu.

AHMET OĞUZHAN YILDIZ

Duruşmada savunma yapan eski kursiyer pilot üsteğmen sanık Ahmet Oğuzhan Yıldız, darbe girişimine katılmadığını, suçsuz olduğunu ileri sürerek, hain darbe girişimine karışan herkesten tek tek şikayetçi olduğunu söyledi.

Terörle mücadele harekatı (TMH) yapılacağının belirtildiğini, emir üzerine üste kaldığını iddia eden Yıldız, o gece kanunsuz bir eylemi olmadığını savundu.

Sanık Oğuzhan Yıldız, eski Filo Komutanı Hakan Karakuş'un, telefonların toplanması emrini vererek, TMH kapsamında kursiyerlere, "Bugün terörün belini kıracağız, lojmanlardan bile HDP'ye oy çıktı, içimizde dahi hainler olabilir, bilgi sızmaması için telefonlarınızı aldım, bugün önemli bir gün, size ne emir verilirse sorgulamadan tümüne uyacaksınız." dediğini ileri sürdü.

Üç katlı binanın önüne götürüldüklerini, çevre güvenliğini sağlamasının istendiğini, burada beklerken tam teçhizatlı, kamuflajlı askerleri gördüklerini anlatan Yıldız, bina önünde bekledikten sonra gece saatlerinde kursiyer gazinosuna geçerek bir süre uyuduğunu, sabah saatlerinde bombalama sesleri üzerine uyandığını savundu.

Kursiyerlerin gidebileceğinin söylenmesi üzerine telefonunu almak amacıyla girdiği 141. Filo koridorunda dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal'ın takım elbiseli şekilde tuvaletten çıktığını gördüğünü, şaşkınlıkla duraksadığını belirten sanık, "Komutan bana 'Günaydın.' dedi, ben de 'Sağ ol.' dedim. Bunun dışında hiçbir kişiyi görmedim." şeklinde konuştu.

RESUL METİN

Eski kursiyer pilot sanık üsteğmen Resul Metin de TMH kapsamında üste bulunduğunu, hukuksuz bir eylemi bulunmadığını iddia ederek, hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.

Üç katlı binanın önüne götürülenler arasında bulunduğunu, bu süreçte araçların gelip gittiğini, birilerinin girip çıktığını ancak yol güvenliğini aldıkları için gelenleri tam göremediğini iddia eden Metin, buradan ayrıldıktan sonra bir süre uyuduğunu, kursiyerlerin gidebileceğinin söylenmesi üzerine evine gittiğini savundu.

Sanık Metin, eve giderken radyodan darbe girişimi yaşandığını anladığını iddia ederek, "Amirimin emri ile 'Neden bekliyorum?' demeden bekledim. Durumun vehametini çıkarken radyodan duydum, hain darbe teşebbüsünde bulunulduğunu o zaman anladım." şeklinde savunma yaptı.

İddianamedeki, "Ufuk Işık isimli kişinin kendisine mahrem abilik yaptığı" iddiasını da reddeden Resul Metin, FETÖ ile hiçbir irtibatı bulunmadığını ileri sürdü.

Duruşma savcısının, "Bugün pişman olduğun, 'Keşke yapmasaydım.' dediğin bir durum var mı?" sorusu üzerine sanık Metin, "Pişman olduğum bir eylemim yok. Mutlak itaat gereği devletimin bana atadığı komutanım bana 'Burada bekle.' derse beklerim, 'Uç.' derse uçarım, 'Dur.' derse dururum, 'Vur' derse vururum." dedi.

Duruşmaya öğle arasının ardından sanık savunmalarıyla devam edilecek.

KADİR SARAÇ

Duruşmada savunma yapan eski kursiyer pilot üsteğmen Kadir Saraç, savunmasına suçlamaları reddederek başladı.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da, 3 gün sonra gerçekleştireceği bitirme uçuşu için hazırlıklarını yaptığını belirten Saraç, öğle yemeğini yedikten sonra çıkış yapmak istediğini ancak 141. filo komutanı Hakan Karakuş'un konuşma yapacağının söylenmesi üzerine kaldığını bildirdi.

Uçuşların bitmesinin ardından öğle yemeği sonrası bazı öğretmen pilotlar ve astsubayların üsten ayrıldığını, kursiyerlerin ise brifing salonuna geçtiğini anlatan Saraç, Karakuş'un, daha önce benzer bir durumda telefonları çöpe attığı için telefonlarını getirmediklerini savundu.

Karakuş'un, telefonları istediğini, bıraktıkları yerden getirdikleri bu telefonların bir çantaya konularak kaldırıldığını ileri süren Saraç, Karakuş'un, "Akşam Doğu'ya harekat var, teröristlerin kökünü kurutacağız, hepsini bitireceğiz." dediğini, güvenlik için telefonları toplattığını söylediğini aktardı.

Verilecek emirlere basit de olsa düşünmeden itaat edilmesinin istendiğini belirten Saraç, terör operasyonu yapılacağını duyunca çok sevindiğini ifade etti.

Akşam saat 22.00 sıralarında herkesten filo önüne çıkmasının istendiğini ve Yuva-4 olarak adlandırılan bir binanın bulunduğu bölgeye gönderildiğini anlatan Saraç, derdest edilen bazı komutanların burada tutulduğundan haberinin olmadığını ileri sürdü.

Binanın etrafında özel teçhizatlı askerler bulunduğunu, yanlarına dahi yaklaşamadığını savunan Saraç, karacı bir subayın "Darbe var, bizden misin?" diye sorduğunda çok şaşırdığını ve hiçbir işe karışmadan uzaklaşmaya karar verdiğini söyledi.

Arkadaşıyla bir binaya gidip beklediklerini, sabah bu binadan ayrılarak lojmana kaçtıklarını belirten Saraç, sabah pistin bombalanmasının ardından lojmandan ayrıldığını ve polis tarafından gözaltına alındığını kaydetti.

MEHMET ALİ TAŞKIRAN

Sanık eski kursiyer pilot üsteğmen Mehmet Ali Taşkıran da 15 Temmuz'da hava sıcaklığı nedeniyle mesainin erken bitirileceğinin söylendiğini, öğlen çıkmak istediğinde ise 141. filo komutanı Hakan Karakuş'un toplantı yapacağının belirtildiğini anlattı.

Brifing salonunda saat 18.00 sıralarında toplandıklarını belirten Taşkıran, Karakuş'un telefonları toplattıktan sonra terör örgütü PKK'nın eylemlerinin son dönemde ciddi şekilde arttığından ve büyük bir operasyon yapılacağından söz ettiğini ifade etti.

Toplantıdan sonra beklemeye geçtiklerini dile getiren Taşkıran, akşam saatlerinde Yuva-4 binasının bulunduğu bölgede yol emniyeti almak için görevlendirildiğini anlattı.

Burada beklemek dışında hiçbir şey yapmadığını ileri süren Taşkıran, Yuva-4 olarak anılan binada bir hareketlilik olduğunu gördüğünü söyledi.

Bulunduğu bölgede elektriklerin kesildiğini, telefonu olmadığı için de kimseden haber alamadığını savunan Taşkıran, gecenin ilerleyen saatlerinde söz konusu binaya kalabalık grupların girip çıktığını gördüğünü, binanın önünde 15-20 kişilik tam teçhizatlı personel olduğunu bildirdi.

Sanık Taşkıran, o an için darbe girişimi yapıldığını anlamasının mümkün olmadığını öne sürdü.

HÜSEYİN DEMİRAL

Aracında uyumuş

Sanık eski kursiyer pilot üsteğmen Hüseyin Demiral da 15 Temmuz'da bayrak töreninin ardından mesainin erken bitirildiğini ancak 141. filo komutanı Hakan Karakuş'un kursiyerleri bırakmadığını söyledi.

Akşam saatlerinde brifing salonunda toplandıklarını, Karakuş'un terör operasyonu yapılacağını belirterek telefonları toplattığını anlatan Demiral, Yuva-4 binasının bulunduğu bölgede görevlendirildiğini söyledi.

Demiral, yol üzerinde teçhizatlı askerlere neden burada olduklarını sorduğunu ve emniyet için burada oldukları yanıtını aldığını savundu.

Daha sonra gece uçuşu için çalışmaya gittiğini, ardından aracında bir süre uyuduğunu iddia eden Demiral, yeniden binanın bulunduğu yere gittiğini, bir şey öğrenemeyince yeniden aracına döndüğünü ileri sürdü.

Sanık Demiral, sabah saatlerinde pistin bombalanmasının ardından lojmana gittiğini, buradan çıktıktan sonra da polis tarafından gözaltına alındığını söyledi.

Darbe girişimine ilişkin hiçbir olaya karışmadığını ileri süren Demiral, önceki ifadelerini reddetti.

ABDULLAH ÖZBEKLER

Sanık eski kursiyer pilot üsteğmen Abdullah Özbekler de Karakuş'un talimatıyla üssü terketmediğini, brifing odasındaki toplantıya katıldığını söyledi.

Akşam saatlerinde yüzbaşı Mete Kaygusuz'un kendisinden 141. filonun arkasında nöbet tutmasını istediğini aktaran Özbekler, saat 06.30'a kadar burada kaldığını, 07.00 sıralarında ise filo binasında bir hareketlilik olduğunu ifade etti.

Filo binasına gittiğinde diğer kursiyerlerin telefonlarını alıp çıktığını gördüğünü, bunun üzerine kendisinin de telefonunu alarak üsten ayrıldığını savunan Özbekler, darbe girişimini ilk kez yolda radyodan öğrendiğini ileri sürdü.

Sanık Özbekler, filonun arkasında nöbet tutma emrinin kanuna uygun bir emir olduğunu, filonun güvenliğini sağlamanın görevleri arasında bulunduğunu ifade ederek, darbeye ilişkin hiçbir harekete karışmadığı savunmasını yaptı.

Duruşma yarına bırakıldı.

17.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, daha önce verilen ara karalar gereği dosyaya gönderilen bilgi ve belgeleri okudu.

KEMAL BATMAZ ALEYHİNE YENİ DELİL

Giray, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada ifadesi alınan şüpheli Hakan İslamoğlu'nun ifadesinden bir suretin, Akıncı Üssü'nde yakalanan sivil imam Kemal Batmaz yönünden delil mahiyetinde bulunduğundan dosyaya girdiğini bildirdi.

FETÖ'nün Endonezya sorumlusu olduğu belirtilen Hakan İslamoğlu, savcılıkta etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek, itirafçı olmuştu. Yaklaşık 80 FETÖ üyesi ile örgütün yurt dışı yapılanmasındaki 5 ülke imamının ismini verdiği, 50 örgüt mensubunu fotoğraflarından teşhis ettiği ve örgütün yurt dışı yapılanması hakkında bilgiler aktardığı, Kemal Batmaz'ı tanıdığını söylediği öğrenilen İslamoğlu, yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Dosyaya giren belgelerin okunmasının tamamlanmasının ardından, sanık avukatlarının tahliye taleplerinin alınmasına geçildi.

Duruşmaya, öğle arası verildi.

SALONDA TARTIŞMA

Davada Cumhuriyet Savcısı Adnan Gümüş, delil durumu ve suç vasfının değişme ihtimali dikkate alınarak, tutuklu sanıklardan 13'ünün adli kontrolle tahliyesini talep etti.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, daha önce verilen ara kararlar gereği dosyaya gönderilen bilgi ve belgeleri okudu. Sanık avukatlarının tahliye taleplerinin alındığı duruşmada, şehit ve gazi yakınları ile sanık avukatları arasında tartışma yaşandı.

Duruşma başlamadan önce sanıkların, salona alındıkları sırada yakınlarının bulunduğu alandaki bazı kişilerle birbirlerine el sallamalarına şehit ve gazi yakınları tepki gösterdi. Tepki üzerine sanık yakınları salondan çıkarıldı.

Duruşmaya sanık avukatlarının tahliyeye ilişkin taleplerinin alınmasıyla devam edildi.

Sanık avukatı Adem Kaplan'ın, "Burada yargılananların hepsi suçlu değil, yargılama bitmeden herkese suçlu denemez, burada hakaretlere maruz kalıyoruz." şeklindeki sözlerine de şehit ve gazi yakınları tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Avukatlara yönelik bir şey yok, kasıtlı yaptığınızı düşünüyorum." diyerek Kaplan'ı uyardı, izleyicilerin de karşılıklı diyaloğa girmemelerini istedi.

Sanık eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk'un avukatının, "Müvekkilim hakkındaki iddialar soyut birer iddiadan öteye geçmemektedir. Selçuk, FETÖ'cü değildir, 15 Temmuz'un darbe planı da yoktur ortada. Somut bir vaka vardır fakat müvekkilimin bunda bir dahli yoktur." şeklindeki sözlerine, şehit ve gazi yakınları, "Yuh be!" diyerek tepki gösterdi.

Savcının görüşü

Cumhuriyet Savcısı Adnan Gümüş, suçtan zarar gördüğü anlaşılan müşteki, mağdur kamu kurumları, gazi ve şehit yakınları ile siyasi partiler ve vekillerinin katılma taleplerinin kabulünü istedi.

Cep telefonları, bilgisayarlar ve dijital materyaller üzerinde imaj alma ve rapor işlemleri tamamlandığından, bazı sanıklar yönünden raporların bilirkişiye teslimini, sanıkların sosyal medya, sohbet, mail ve mesajları üzerinde inceleme yapılmasını, suç delili olarak değerlendirilenlerin inceletilmesini talep eden Gümüş, suçta kullanılan cep telefonu, GSM hattı ve diğer eşya hariç olmak üzere diğer bilgisayar, hard disk, CD ve dijital materyallerin sanıklar ve yasal temsilcilerine verilmesi talebinde bulundu.

İstanbul Moda Deniz Kulübünde darbe girişimi gecesi kaydedilen görüntüler ve bilirkişi raporunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesini talep eden savcı, duruşma sırasında bazı sanık ve müşteki avukatlarının hakaret ve tehdit suçlarına ilişkin suç duyurusu taleplerinin, duruşma tutanaklarının çözümünün ardından Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesini istedi.

Sanıkların malvarlıkları üzerindeki tedbirlerinin kaldırılması, dava dosyasının ayrılması ve birleştirilmesi yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini isteyen Savcı Gümüş, Genelkurmay çatı davasını gören Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinden, olay gecesine ilişkin dijital kayıtlar ve buna yönelik raporun getirtilmesini talep etti.

Sanıklara yönelik tanık dinletme taleplerinin kabulünü, sanıklardan Zayit Kasabalı, Muhammet Çağrı Şener ve Cevdet Türkeli'nin adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, sanıklardan Gökhan Şahin Sönmezateş'in özellikle üzerine atılı "kasten öldürme", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "askeri komutanlıkların işgali" suçlarından tutuklanmasına karar verilmesini isteyen Gümüş, üzerilerine atılı suç vasfının değişme ihtimali ve delil durumu dikkate alınarak, savunmaları alınan Mehmet Özkan Hanilçi, Erkan Çoban, Cemal Tazesavaş, Selim Demir, Melih Yılmaz, Hüseyin Tanju Taşkıran, Mahmut Tülüce, Mustafa Özbek, Ahmet Pala, Hasan Hüseyin Cerrahoğlu, Tuncay Sarı, İbrahim Doğru ve Ahmet Cebel'in adli kontrolle tahliyesine, diğer sanıkların ise tutukluluklarının devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, savcının görüşünün ardından müzakereye çekildi.

ARA KARAR: 13 TAHLİYE, 1 TUTUKLAMA

Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Cemal Tazesavaş, Erkan Çoban, Melih Yılmaz, Özkan Haniçi, Selim Demir, Hasan Hüseyin Taşkıran, Mahmut Türüce, Mustafa Özbek, Ahmet Pala, Hasan Hüseyin Cerrahoğlu, Tuncay Sarı, İbrahim Doğru ve Ahmet Cebel'in tahliyesine karar verdi. Diğer tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı 11 Aralık'a erteledi. Mahkeme ayrıca, bu davada tutuksuz yargılanan Gökhan Şahin Sönmezateş'in tutuklanması kararını verdi.

SANIKLARA İLETİLEN NOT ELE GEÇİRİLDİ

Öte yandan Akıncı Üssü davasında kadın sanıklara hitaben yazıldığı değerlendirilen, "Kıymetli kardeşlerim, değerli kızlarım size ne diyebilirim ki, sizi nasıl anlatabilirim ki. Pek çoğunun isminden bile ürktüğü bir yükü yüklendiniz. İnşallah cennet ayaklarınızın altında olduğu gibi başınız arşta olacaktır. Hiç üzülmeyin, endişe etmeyin. İnşallah Rabbim sizleri öyle yakın bir zamanda sevdiklerinize kavuşturacak ki hepimiz hayret edeceğiz" notu ele geçirildi.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'nde yaşanan eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Davanın bugünkü celsesine gelen evrakların okunması ile başlandı.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, cezaevinde görevli jandarma tarafından ele geçirilen "kişiye özel" isimli tutanağı okudu. Giray, tutanakta 10 Kasım'daki duruşmada sanıkların yoklamasının alınması esnasında sanık eski Kursiyer Teğmen İsmail Küçükberber'in yoklama kağıdının arkasına gizlenen bir notu FETÖ'nün sivil imamı sanık Harun Biniş'e vermeye çalışırken görevli jandarma ekipleri tarafından fark edildiği kaydedildi. Nota el koyan jandarma ekiplerinin not ile ilgili tutanak tuttuğu belirtildi. Davanın kadın sanıklarına hitaben yazıldığı değerlendirilen ve kim tarafından gönderildiği henüz belirlenemeyen notta, "Morallerimiz çok yüksek, önemli birinin huzurundasınız. Kıymetli kardeşlerim, değerli kızlarım size ne diyebilirim ki, sizi nasıl anlatabilirim ki. Pek çoğunun isminden bile ürktüğü bir yükü yüklendiniz. İnşallah cennet ayaklarınızın altında olduğu gibi başınız arşta olacaktır. Hiç üzülmeyin, endişe etmeyin. İnşallah Rabbim sizleri öyle yakın bir zamanda sevdiklerinize kavuşturacak ki hepimiz hayret edeceğiz" ifadelerinin yazıldığı görüldü.

Not olayının detayları

Başkan Giray, Sincan Cezaevi Jandarma Tabur Komutanlığının tutanağı ile ele geçirilen "kişiye özel" ibaresi bulunan evrakın dosyaya girdiğini açıkladı.

Tutanağa göre, 10 Kasım 2017'deki duruşmada, yoklamaları yapılırken sanıklardan eski kursiyer Teğmen İsmail Küçükberber'in, yoklama kağıdının arkasına sakladığı notu, darbe girişimi gecesi üste bulunduğu belirlenen sivil imam Harun Biniş'e verdiği salondaki jandarma görevlileri tarafından fark edildi.

Küçükberber'in sivil imam Biniş'e ilettiği not şöyle:

"Yakaza. Herkes çıksın. 1 nolu var üzerlerinde, herkes sıraya girmiş. En önde havacı sancaktarlar. Arkasındaki ikinci sıra boş. Üçüncü sırada siz varsınız. Moralleriniz çok yüksek, önemli birinin huzurundasınız. Kıymetli kardeşlerim, değerli kızlarım... Size ne diyebilirim ki, sizi nasıl anlatabilirim ki. Pek çoklarının isminden bile ürktüğü bir yükü yüklendiniz. İnşallah cennet ayaklarınızın altında olduğu gibi başınız arşta olacaktır. Hiç üzülmeyin, endişe etmeyin, inşallah Rabbim sizleri öyle yakın bir zamanda sevdiklerinize kavuşturacak ki hepimiz hayret edeceğiz."

Jandarmanın tutanağı

Sanıkların birbirine not verdiğini fark eden jandarma, bununla ilgili tutanak tuttu. Tutanakta şunlar kaydedildi:

"10.11.2017 günü saat 10.30 sıralarında Sincan Cezaevi Kampüsü'nde, 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Akıncı davasında, 6. sektör komutanı olarak görev yaptığım esnada, tutuklular arasında yoklama için kullanılan kağıdın ön sıradan arka sıraya doğru imzalanarak geldiği esnada, sıranın sonunda bulunan tutuklu sanık İsmail Küçükberber'in yoklama kağıdını arka kısımda tek olarak oturan Harun Biniş isimli tutuklu sanığa verdiği esnada, dikkatimi çekmesi üzerine yoklama kağıdı alınarak, tarafımızca kontrol yapıldığı, yoklama kağıdının içerisinde (arasında) el yazısı ile 'kişiye özel' yazılı not kağıdının görüldüğü, not kağıdının içinde 'ML+2' bayan yazıldığı, bunların arkada bulunan bayan tutukluların olduğu tespit edilmesi üzerine, tabur komutanı olarak görev yapan Jandarma Albaya bilgi verilerek, Mahkeme Başkanına iletilmek üzere mübaşire teslim edildiğine dair işbu tutanak tarafımızca tanzimle imza altına alındı."

Tutanak, Sincan Cezaevi Jandarma Tabur Komutanlığının üst yazısıyla Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine iletildi.

Notun bulunuşu, içeriği ve jandarma görevlilerince tutanak altına alınışına ilişkin detaylar aktarılan üst yazıda, notun, "kadın tutuklulara hitaben yazıldığı" kaydedildi.

Notun iletilmek istendiği kadın sanıkların, eski yarbay Emine Gülşen Torunoğlu Aslan, eski yüzbaşı Burcu Doğan ile eski kursiyer teğmenler Lale Işık, Kübra Arpaguş ve Merve Duğan olduğunun tahmin edildiği bildirildi.

Notu Kubilay Selçuk'un yazdığı düşünülüyor

Darbe girişimine kadar tümgeneral rütbesiyle Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı yapan Kubilay Selçuk'un notun iadesi için çok üstelediği, bu sebeple notun, Kubilay Selçuk tarafından yazıldığının düşünüldüğü kaydedildi.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 486 sanık Akıncı Hava Üssü Darbe Yap.' davası

(19 Kasım 2017, 16:52)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: Göster/Gizle

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11742