İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
28.01.2018 12:14 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
22.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmaya, 127 tutuklu sanıkla taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı. AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı da duruşmayı izledi.
Tutuklu sanık eski Hava Harp Okulu öğrencisi Kadir Çınar yaptığı savunmasında, 15 Temmuz'da Yalova Hava Meydan Komutanlığında kampta olduklarını, otobüsle dışarı çıktılarını ve köprüye geldiklerini söyledi.
Köprüde otobüse saldırı olduğunu iddia eden Çınar, eski Binbaşı Gazi Odacı'nın emriyle otobüsten indiklerini ve daha sonra köprüye doğru gittiklerini kaydetti.
Savcılıktaki ifadesini kabul etmeyen Çınar, ifadesinde geçen 5, 6 el havaya ateş etme konusunu kendisinin söylemediğini, hiç ateş etmediğini ileri sürdü.
Mahkeme Başkanı Taner Akıncı'nın, sanık Hakan Gündüz'ün ifadesindeki, 'Kadir Çınar'ın silahını alarak havaya ateş ettim' kısmını okuması üzerine Çınar, 'Ben görmedim, bu olayı hatırlamıyorum.' dedi.
Tutuklu sanık eski Hava Harp Okulu öğrencisi Ahmet Faruk Fidanel ise gece eğitimi yapılacak denilerek kamptan çıkarıldığını, saldırıya uğradığını ve bir anda kendini köprüde bulduğunu öne sürdü.
Köprüde sabaha kadar yerde yattığını, tüfeğini kullanmadığını, havaya da ateş etmediğini iddia eden Fidanel, savcılıktaki ifadesini kabul etmedi.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek tahliye talebinde bulundu.
Duruşma yarına ertelendi.
23.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Davanın 19. duruşması yapıldı. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmaya, 127 tutuklu sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı. AK Parti İstanbul Milletvekilleri Ravza Kavakçı Kan ve Fatma Benli de duruşmayı takip etti.
Duruşmada tutuklu sanık eski Hava Harp Okulu öğrencisi Muhammed Enes Zeren savunmasında, 15 Temmuz'da her şeyin olağan başladığını, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın kampı ziyaret ettiğini söyledi.
Akşam saatlerinde tam teçhizatlı içtima emri verildiğini, daha sonra gelen otobüslere bindiklerini ve nizamiyeden çıktıklarını anlatan Zeren, 'Otobüs, İstanbul istikametine döndüğünde her sene Halkalı'da atış yaptığımız alana gidip atış yapacağımızı düşündüm. Yolda devam ederken insan kalabalığı vardı. Bunun üzerine emniyet şeridine geçtik.' dedi.
Halkın otobüse saldırdığını iddia eden Zeren, otobüsün köprünün ayağında durduğunu, rütbelilerin insanları uzaklaştırmak için havaya ateş açtığını, 'otobüsü boşalt' sesiyle de otobüsü boşalttıklarını ve kendisinin köprü tarafına gittiğini kaydetti.
Köprüde tanklar ve zırhlı araçlar olduğunu ama neler olduğuna bir anlam veremediğini ileri süren sanık Zeren, terör saldırısı olduğunu düşündüğünü, darbe girişiminin aklına gelmediğini öne sürdü.
Savcılıkta verdiği ifadesindeki bazı bölümleri kabul etmediğini ifade eden Zeren, 'Top patlamış ben bomba patladığını sandım. Daha sonra devam edince top atıldığını anladım.' ifadelerini kullandı.
Diğer sanıklar da savunmalarında haklarındaki suçlamaları reddederek, tahliye talebinde bulundu.
Duruşma, yarına ertelendi.
25.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski Hava Harp Okulu öğrencisi Seyit Alp Herdem, hakkındaki suçlamaları reddetti ve savcılıktaki ile Sulh Ceza Hakimliğindeki savunmalarının bir kısmına katılmadığını söyledi.
Sanığın savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, savcılıkta ve Sulh Ceza Hakimliğinde verdiği ifadelerdeki, 'Ben olayın ne olduğunu anlamak için ismini bilmediğim karacı bir astsubayın yanına giderek ne olduğunu sorduğumda bana 'sıkıyönetim ilan edildiğini' söyledi.' kısmını okuması üzerine sanık Herdem, 'Bu kişiyle konuşmadım. Bir er ile konuşmuştum. Onunla konuştuğumda da sıkıyönetimden bahsedilmedi. Olayın idrakiyle böyle bir açıklamada bulunmuş olabilirim.' ifadelerini kullandı.
Başkan Akıncı'nın, 'Binbaşı Ahmet Taştan yanımıza gelerek ben, arkadaşım Abdullah Sibirlioğlu, Mehmet Furkan Yavuz olarak yaklaşık 10 kişiyi alıp Anadolu Yakası'na doğru gittik. Mevzi aldık. Anadolu Yakası'ndaki gişelere yüzümüzü dönmüş vaziyette yanımda Abdullah Sibirlioğlu, Mehmet Furkan Yavuz, üçümüz Binbaşı Ahmet Taştan tarafından duruşumuza göre gişelerin sağ tarafta bulunan binadan bize karşı gelecek tehlike için görevlendirildik. Mevzilenmiş bir şekilde binaya giriş çıkışları kontrol ediyorduk.' kısmını okuması üzerine de Herdem, 'Bu kısım doğru değil. Kopyala yapıştır şeklinde olmuş.' diye konuştu.
Akıncı, ifadesindeki, 'İnsanlar zarar görmesin diye rastgele ancak insanları hedef almaksızın 2-3 el silah sıktık' kısmını da sorması üzerine Herdem, şu şekilde cevap verdi: 'İnsanlar üzerime gelirken yerden silahımı elime alıp ateş ettiğimi sanıyordum ve savcılıkta ifademi buna göre verdim. Sabahki teslim olma görüntülerini izlediğim kadarıyla böyle ateş etme durumum olmadığını gördüm.'
Olçak ailesinin avukatı Halil İbrahim Yılmaz ise görüntülerin uzaktan çekilmiş olduğunu ve kişilerin kim olduğunun, boyunun, kilosunun net olmadığını belirterek kendisini nasıl teşhis ettiğini sordu. Herdem ise 'Bir insan kendini tanır.' dedi.
Duruşma, 29 Ocak pazartesi gününe ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, darbe girişiminin ardından '15 Temmuz Şehitler Köprüsü' olarak adı değiştirilen Boğaziçi Köprüsü'nde darbe girişimine tepki gösteren ve sanıklara müdahale eden vatandaşların üzerine tabanca ve uzun namlulu silahlarla ateş edilmesi ve konuşlanan tanklardan birinden dört kez top atışı yapılması sonucunda ikisi polis memuru, aralarında reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 32 sivil vatandaş olmak üzere şehit olan 34 kişi 'maktul', 424 kişi ise 'müşteki' olarak yer alıyor.
TSK'ya yuvalanan FETÖ mensubu sanıkların, darbe kalkışması esnasında İstanbul'daki stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları anlatılan iddianamede, yapılan toplantılarda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü ele geçirerek İstanbul trafiğinin kontrol altında tutulması görevinin Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı'na verildiği, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın da bu birliğe takviye olması yönünde karar alındığı belirtiliyor.
İddianamede, köprüyü kontrol altına almak için Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı'ndan saat 21.23'te hareket eden sanıklardan oluşan askeri birliğin, 21.52'de ulaştıkları köprüde trafiği kapattığı, vatandaşların üzerine silah ve topla ateş ettiği, 8 saat 23 dakika sonra 06.15'te de teslim olduğu ifade ediliyor.
Darbe girişimine karşı tepki göstermek amacıyla saat 00.40 ve sonrasında Boğaziçi Köprüsü'ne gelen çok sayıda vatandaşın, kolluk görevlileriyle tank ve zırhlı araçların bulunduğu yere ulaştıkları, saat 01.05 sıralarında darbeye tepki göstermek üzere hem Avrupa ve Anadolu ayağında toplanan halktan bir kısmının da tank ve zırhlı araçların bulundukları yere doğru ilerledikleri, sanıkların yoğun şekilde ateş etmesi sonucu birçok vatandaşın şehit olduğu ve yaralandığı vurgulanıyor.
Yedi darbeci etkisiz hale getirildi
Toplamda 151 kişi hakkında soruşturma yürütüldüğü aktarılan iddianamede, darbecilerin emniyet güçlerine ateş açması sonucunda çıkan çatışmada Üsteğmen Vedat Yıldız, Astsubay İbrahim Gül, Uzman Çavuş Mustafa Çelik, askeri öğrenciler Murat Tekin, Ragıp Enes Katran, erler Burak Dinler ve Kurtuluş Kaya'nın etkisiz hale getirildiği, ölmeleri nedeniyle de bu kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiği belirtiliyor.
İstenen cezalar
İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu 30 rütbeli asker, 47 askeri öğrenci olmak üzere toplam 135'i tutuklu 143 sanığın, 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', ' Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ile 'kasten öldürme' suçlarından 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Ayrıca bazı sanıkların 'silahla kasten yaralama', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'mala zarar verme' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları öngörülüyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-14 Temmuz (2017) 'İstanbul 143 sanık Darbe Yap./15 Temmuz Köprüsü' davası
(28 Ocak 2018, 12:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: