Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda Yargıtay eski üyeleri Hamza Yaman, Ahmet Kütük, Ali Sancar ile Danıştay eski üyeleri Fatih Cihangir ve Mesut Güngör hakim karşısına çıkarıldı.
22.04.2018 18:22 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda Yargıtay eski üyeleri Hamza Yaman, Ahmet Kütük, Ali Sancar ile Danıştay eski üyeleri Fatih Cihangir ve Mesut Güngör hakim karşısına çıkarıldı.
YARGITAY ESKİ ÜYESİ HAMZA YAMAN
16 Nisan'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, kamuoyunda "kumpas davaları" olarak bilinen Balyoz, Devrimci Karargah gibi davaları onayan eski Yargıtay 9. Ceza Dairesinin üyelerinden Hamza Yaman, hakim karşısına çıktı.
Sanık Yaman, yakınları ve avukatının katıldığı duruşmada, Yaman hakkındaki iddianamenin özeti okundu.
İddianamede, sanığın örgüt içinde yer aldığı, örgüt talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği, üye seçildikten sonra da örgütün gizli toplantılarına katıldığı, örgütün Yargıtay içindeki hücre sorumlusu olduğu, sivil imamlarla bir araya geldiği, eşinin telefonlarına gelen mesajları örgüt yöneticilerine ilettiği belirtildi.
Savunma için söz verilen Yaman, iddianamede, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından örgüt lehine mesajlar attığının da iddia edildiğini belirterek, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, böyle bir hesabının bulunmadığını savundu.
Yaman, 1980'de mesleğe başladığını, Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesi başkanlıkları görevlerinde bulunduğunu, meslek hayatı boyunca kimsenin etkisi altında kalmadan, hukuka uygun kararlar verdiğini öne sürdü.
Örgüt talimatıyla üye seçildiği iddiasını kabul etmeyen Yaman, en son Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevini yürütürken, mesleki kıdeminin yeterli olması nedeniyle Yargıtay üyesi seçildiğini, bu konuda özel bir çaba harcamadığını ileri sürdü.
Görev yaptığı sürede terör örgütleri PKK, KCK, DHKP-C ve Hizbullah ile ilgili binlerce karar verdiğini, bu örgüt mensupları tarafından sürekli tehdit edildiğini anlatan Yaman, bu nedenle devletin kendisine verdiği yakın korumanın da gözaltına alındığı tarihe kadar görev yaptığını söyledi.
Gözaltı kararını öğrendikten sonra polisleri lojmandaki evinde beklediğini, hakkında suçüstü hükümlerinin uygulanamayacağını savunan Yaman, gözaltı ve tutuklama süreçlerindeki işlemlerin usulüne uygun yürütülmediğini iddia etti.
Yüksek yargı üyeleri hakkında soruşturma yürütme yetkisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında olmadığını, Başsavcılığın herhangi bir delil olmadan hakkında gözaltı kararı çıkardığını öne süren Yaman, lanetlediği darbe girişimiyle bir alakasının olmadığını, bu konuda tek bir delil bile bulunmadığını savundu.
Devletin imkanlarıyla okuduğunu, meslek hayatında kimsenin talimatıyla karar vermediğini, hayatının hiçbir döneminde devlete ihanet etmediğini, hiçbir cemaat, yapı, grup veya örgütün emrinde hareket etmediğini ileri süren Yaman, "Devletin lojmanında, yakın koruması olan bir hakimdim. Ülkemiz böylesine büyük bir kalkışmanın eşiğinden döndü. Sapla samanı ayırana kadar insan tutuklanabilir ama yaklaşık 2 yıldır cezaevindeyim. Tutukluluğumun 22 kez uzatılması hukuka aykırıdır." diye konuştu.
Sanık Yaman'ın, usule ilişkin itirazlarının ardından esasa yönelik savunmasına geçeceğini belirttiği sırada mahkeme heyeti, diğer duruşma saatinin yaklaşması nedeniyle Yaman'a esas hakkındaki savunması için başka bir gün verilebileceğini belirtti. Yaman, savunmasının uzun süreceğini, bu nedenle başka gün devam edebileceğini söyledi.
Müdahillik talepleri
Duruşmada hazır bulunan ve davaya katılma talebinde bulunan Balyoz davasında aldığı hapis cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesince onanan eski tümamiral Erdem Caner Bener'e söz verildi. Bener, Yaman'dan şikayetçi olduğunu belirterek, davaya katılma talebinde bulundu.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, katılma talebini reddetti ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanığa esas hakkındaki savunmasını yapması için süre verilerek duruşmanın 13 Ağustos'a bırakılması kararlaştırıldı.
DANIŞTAY ESKİ ÜYESİ FATİH CİHANGİR
16 Nisan'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Danıştay Üyesi Fatih Cihangir hakim karşısına çıktı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Danıştay Üyesi Fatih Cihangir hakim karşısına çıktı.
Sanık Cihangir, yakınları ve avukatının katıldığı duruşmada, sanık hakkındaki iddianamenin özeti okundu.
İddianamede, sanığın örgüt içinde yer aldığı, örgüt talimatıyla Danıştay üyesi seçildiği, üye seçildikten sonra da örgütün gizli toplantılarına katıldığı, sivil imamlarla bir araya geldiği belirtildi.
Cihangir, gözaltı ve tutukluluk sürecinde özel soruşturma usullerine uyulmadığını, hakkında somut bir delil bulunmadan, suçüstü hükümleri uygulanarak gözaltına alındığını, somut hiçbir bilgi, belge gösterilmeden tutuklandığını iddia etti.
Tutukluluğun devamı kararlarında da somut gerekçe gösterilmediğini, soruşturmanın gizliliği gerekçesiyle avukatına dosyanın gösterilmediğini savunan Cihangir, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Örgüt talimatıyla üye seçildiği iddiasını kabul etmeyen Fatih Cihangir, üye seçilmek için yeterli kriterleri taşıdığını, 2011'de Yargıtay ve Danıştay'a toplu yapılan seçimde değil, daha sonra üç kişi olarak Danıştay üyesi seçildiğini anlattı.
Danıştay'a üye seçilmesinde akrabası Avukat Mehmet Cangir'in o dönemdeki HSYK üyesi Rasim Aytin'e ismini bildirmesinin etkili olduğunu düşündüğünü söyleyen Cihangir, Mehmet Cangir'in tanık olarak dinlenmesini istedi.
Aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmeyen sanık Cihangir, itirafçıların muğlak, duyuma dayalı, somut veri içermeyen beyanlarının delil olarak kabul edilemeyeceğini öne sürdü.
Cihangir, sivil imamlarla aynı yerde baz çakışması tespit edildiği, bunun imamlarla bir araya geldiğinin göstergesi olduğu yönündeki iddiayı da reddetti.
Bu kişileri tanımadığını öne süren Cihangir, ortak baz sinyallerinin lojman bölgesi, Danıştay ve servis güzergahındaki Bilkent Kavşağı'ndan alındığını, sivil imamlar ve kendisinden alınan sinyallerin farklı zamanlara ait olduğunu ileri sürdü.
Görevi süresince tarafsızlığını yitirmediğini, demokratik anayasal düzene her zaman sadık kaldığını savunan Cihangir, 21 aydır tutuklu olduğunu, kaçma şüphesinin bulunmadığını, hakkında somut delil olmadığını, ruhsal sorunlar yaşadığını öne sürerek tahliyesini istedi.
Duruşmada daha sonra, mahkemeye gelen bilgi ve belgeler okundu. Buna göre, sanığın ByLock kaydının bulunmadığı, örgüt mensuplarının ByLock yazışmalarında adının geçmediği, Bank Asya'da hesabının olmadığı belirtildi.
Sanığın tanık dinletme talebinin heyet tarafından kabul edilmesi üzerine, salon dışında bekleyen Mehmet Cangir, tanık olarak dinlendi.
Babasının amcasının oğlu Fatih Cihangir'i çocukluğundan beri tanıdığını belirten Cangir, Yargıtay ve Danıştay'a yeni üyeler seçileceğini basından duyduktan sonra meslektaşı ve yakın arkadaşı Rasim Aytin'e Cihangir'in ismini Danıştay'a üye seçilmesi talebiyle verdiğini anlattı.
Bunun etkili olup olmadığını nereden bildiği sorulan Cangir, "Aytin'i İstanbul'daki avukatlık sürecinden tanıyorum, yakın arkadaşımdır. Cihangir Danıştay'a seçildikten sonra kendisine teşekkür ettim. Başka bir bilgim yok." dedi.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Sanık hakkında ifade veren eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Şahin ve sivil imam Nesip Yılmaz'ın tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 13 Ağustos'a bırakılması kararlaştırıldı.
DANIŞTAY ESKİ ÜYESİ MESUT GÜNGÖR
17 Nisan'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Danıştay üyesi Mesut Güngör hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Güngör'ün avukatı ve yakınları da katıldı.
Duruşmada sanık hakkındaki iddianamenin özeti okundu. İddianamede, sanığın himmet verilen ve talimatların iletildiği örgüt toplantılarına katıldığı, örgütün HSYK'de etkin olduğu dönemde örgüt liderinin talimatıyla Danıştay üyeliğine seçilmesine karar verilenler arasında yer aldığı, sivil imamlarla bir araya geldiği belirtildi.
Savunma için söz verilen Güngör, şahsını ve ailesini rencide eden ciddi, ağır ve aşağılayıcı örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmediğini söyledi.
Güngör, meslek hayatı boyunca eşini ve ailesini ihmal etme pahasına işini hakkıyla yapma gayreti içinde olduğunu savundu.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da tüm günü Danıştay'da geçirdiğini, darbe girişimini akşam evinde televizyondan öğrendiğini anlatan Güngör, yüksek yargı üyeleri hakkındaki gözaltı kararını da televizyondan gördüğünü ancak isminin bu listede yer aldığının aklının ucundan dahi geçmediğini ileri sürdü.
Darbe girişimini lanetlemek için yapılacak genel kurul toplantısına katılmak üzere Danıştay'a gittiğini ve burada gözaltına alındığını belirten Güngör, o gün olduğu gibi bugün de darbe girişimini lanetlediğini söyledi.
Usul itirazlarını da dile getiren Güngör, yüksek yargı üyelerinin özel soruşturma hükümlerine tabi olduğunu ancak hakkındaki soruşturmada bu usullere uyulmadığını savundu.
Hakkındaki soruşturma usulünün tek istisnasının ağır cezayı gerektiren suçüstü hali olduğunu anlatan Güngör, görev yaptığı Danıştay'da gözaltına alındığını, suçüstü hükümlerinin kendisi için söz konusu olmadığını öne sürdü.
Sanık Güngör, soruşturmanın görevsiz ve yetkisiz makamlarca yürütüldüğünü, bu nedenle hukuka aykırı olduğunu iddia etti.
Sivil imamlarla aynı yerlerde baz sinyali verdiği, bunun da bu kişilerle bir araya geldiğini gösterdiği yönündeki suçlamayı da reddeden Güngör, sinyallerin farklı saatlere ait olduğunu savundu.
Örgüt talimatıyla Danıştay'a seçildiğini kabul etmeyen Güngör, üyelik için kimseden talepte bulunmadığını, yapıldığı söylenen pazarlıklardan haberdar olmadığını ileri sürdü.
Seçilmek için yeterli şartları taşıdığını iddia eden Güngör, başarılı mesleki geçmişi ve özverili çalışmaları nedeniyle Danıştay üyesi yapıldığını düşündüğünü söyledi.
Danıştay 8. Dairesi üyesiyken cemaatin dershaneleriyle ilgili dosyada örgüt talimatıyla oy verdiği iddiasını da reddeden Güngör, hukuk dışı hiçbir karar vermediğini, hakkın ve adaletin tecelli etmesi için çalıştığını savundu.
Çölyak rahatsızlığı bulunduğunu ve cezaevinde beslenme koşullarının buna uygun olmadığını öne süren sanık Güngör, sağlık durumu ve tutuklu bulunduğu sürenin dikkate alınarak tahliyesine karar verilmesini istedi.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, sanığın tahliye talebini reddederek tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Sanık hakkında ifade veren eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Şahin, eski Danıştay üyeleri Vahit Bektaş ve Hamza Eyidemir'in tanık olarak dinlenilmesi, duruşmanın 28 Ağustos'a bırakılması kararlaştırıldı.
YARGITAY ESKİ ÜYESİ AHMET KÜTÜK
18 Nisan'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, sanık eski Yargıtay Üyesi Ahmet Kütük, yakınları ve avukatı katıldı.
Kütük'ün üçüncü kez hakim karşısına çıktığı duruşmada, dosyaya gelen bilgi ve belgeler okunarak, sanığa söz verildi. Sanık Kütük, bilgi ve belgeleri inceledikten sonra beyanda bulunmak için süre istedi.
Bank Asya'da hesabı bulunmadığını, örgüt tepe yöneticileriyle irtibatına rastlanmadığını, tanık beyanlarında örgütsel faaliyetine ilişkin somut verilenden bahsedilmediğini ileri süren Ahmet Kütük, tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanığa, gelen bilgi ve belgelere karşı beyanda bulunması için süre verilmesi, duruşmanın 29 Ağustos'a bırakılması kararlaştırıldı.
Suçlamaları reddetmişti
Yargıtay'ın tazminat davalarına bakan 4. Hukuk Dairesi eski üyesi Kütük, önceki duruşmalarda, iki telefon hattında toplam 2 bin 904 kez ByLock kullandığı yönündeki tespitleri kabul etmemişti. Sanık Kütük'ün, Yargıtay'ın hukuk daireleri sorumlusu eski üye Ali Akın'ın bir altında bulunan ve talimatları diğer üyelere ulaştırması için ilettiği "grup sorumlusu abi"lerden olduğu iddia edilmişti.
Müfettişken Zekeriya Öz'ü aklayan eski Yargıtay üyesinin davası
Yüksek yargı üyelerinin Yargıtay 9. Ceza Dairesinde ayrı ayrı yargılandığı davalarda, Ahmet Kütük'ün ardından, eski Yargıtay Üyesi Halit Kıvrıl üçüncü kez hakim karşısına çıktı.
Yargıtay Ceza Genel Kurul Salonu'ndaki duruşmaya, adalet başmüfettişliği döneminde Ergenekon soruşturmasını yürüten firari savcı Zekeriya Öz hakkındaki şikayetlerle ilgili "soruşturmaya gerek yok" raporu veren ve ardından Yargıtay üyesi seçilen Halit Kıvrıl ile avukatı katıldı.
Duruşmada, dosyaya gelen bilgi ve belgeler okundu ve sanığa belgelerle ilgili diyecekleri soruldu.
Kıvrıl, ByLock kayıtlarıyla ilgili dosyaya gelen yazıda, 63 günlük sürede bağlantı kurduğunun belirtildiğini ifade ederek, adına kayıtlı telefon hattında 5 bin 279 kez ByLock kullandığı yönündeki tespitleri kabul etmedi. Bu bağlantıların bin 790'ının 3-5 saniye aralıklarla bir gecede yapıldığını anlatan Kıvrıl, tespitlerde IP numarasının sık sık değiştiğinin görüleceğini savundu. ByLock'a giriş yaptığı sürelerde aynı anda başka adreste baz sinyali verdiğinin tespit edildiğini de öne süren Kıvrıl, bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmasını istedi.
Sanık Kıvrıl, tutuklu bulunduğu süre göz önünde bulundurularak tahliyesini istedi. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Hazırladığı müfettiş raporu "yetersiz" bulunmuştu
Başmüfettişliği döneminde Ergenekon soruşturmasını yürüten firari eski savcı Zekeriya Öz hakkındaki şikayetlerle ilgili "soruşturmaya yer yok" raporu hazırlayan ve ardından 2011'de Yargıtay üyeliğine seçilen Halit Kıvrıl, ilk duruşmalarda da hakkındaki suçlamaları reddetmişti.
HSYK Genel Kurulu ise 2015'te eski HSYK döneminde Halit Kıvrıl tarafından hazırlanan raporu yetersiz bularak, Ergenekon ve Balyoz davalarına bakan hakim-savcılar hakkındaki iddiaları yeniden ele almıştı.
YARGITAY ESKİ ÜYESİ ALİ SANCAR
19 Nisan'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay Üyesi Ali Sancar, üçüncü kez hakim karşısına çıktı.
Duruşmada, dosyaya gelen bilgi ve belgeler okundu. Buna göre, sanığın Bank Asya'da hesabı bulunmadığı, örgüt tepe yöneticileriyle irtibatına rastlanmadığı, ByLock kaydının bulunmadığı belirtildi.
Gelen belgelere karşı söz verilen sanık Ali Sancar, 21 aydır tutuklu olduğunu, gelinen aşamada delilleri karartma, kaçma şüphesi bulunmadığını öne sürerek, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak, tahliyesine karar verilmesini istedi.
Aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianamede, Sancar'ın FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgüt talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği, ByLock yazışmalarında örgüt üyesi olarak geçtiği, himmet topladığı, örgüt üyesi olarak örgüt amaçları doğrultusunda hareket ettiği belirtilmişti. Sancar, önceki duruşmalarda, hakkındaki suçlamaları reddetmişti.
Sanık Coşkun Demir'in yargılandığı dava
Yüksek yargı üyelerinin Yargıtay 9. Ceza Dairesinde ayrı ayrı yargılandığı davalarda, Ali Sancar'ın ardından, eski Yargıtay Üyesi Coşkun Demir de üçüncü kez hakim karşısına çıktı.
Duruşmada, dosyaya gelen bilgi ve belgeler okundu ve sanığa gelen belgelerle ilgili diyecekleri soruldu.
Örgüt toplantılarına katıldığı, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgüt talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçildiği, ByLock kullandığı belirtilen Demir, bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenenlerin beyanlarına karşı da savunma yaptı.
Tanık ifadelerini kabul etmeyen, gerçeği yansıtmadığını, somut veri içermediğini öne süren Coşkun Demir, ByLock kullandığı tespitini de reddetti.
Sanık Demir, tutuklu bulunduğu süre göz önünde bulundurularak tahliyesini istedi.
Sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştıran mahkeme duruşmayı erteledi.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
(22 Nisan 2018, 18:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: