Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 12'si firari 87 sanığın yargılanmasına devam edildi.
26.05.2018 16:04 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 12'si firari 87 sanığın yargılanmasına devam edildi.
21.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına Avukat Abdullah Yörük de duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişimi sırasında albay rütbesiyle Deniz Hava Eğitim Merkezi Komutanı ve halen aynı görevde bulunan Serhat Koca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlığındaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
Darbe girişimini televizyon öğrendiğini ve daha sonra birliğe giderek Deniz Hava Ana Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'ya, 'bana ihtiyacınız var mı?" diye sorduğunu ancak Kızılelma'nın "sana ihtiyaç yok" şeklinde cevap verdiğini belirten Koca, dönemin Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe'yi de birlikte gördüğünü, herhangi bir anormal haline şahit olmadığını söyledi.
Üs Komutanı Kızılelma'nın makamında diğer birlik komutanlarının olduğu sırada bir mesaj geldiğini, baktığında televizyonda okunan sıkıyönetim bildirisi ile aynı olduğunu gördüğünü ifade eden Koca, "Tezcan Kızılelma'ya, 'sıkıyönetim mesajını imzalayanı tanıyor musunuz?' şeklinde 2 kez sormama rağmen cevap vermedi. Daha sonra bu mesajın saçma ve uygulanamaz olduğunu söyledim. Karargah Komutanı Albay Ali Yılancı da aynı tavrı sergiledi." diye konuştu.
Darbe girişimi nedeniyle üssün kapılarının iş makineleriyle kapatıldığını, hazır kıta askerlerinin buralara sevk edildiğini aktaran tanık Serhat Koca, şöyle konuştu:
"Askerlere, 'normal durumda değiliz, şarjörlerinizi takın' emrini verdim. Askerler silahlarını yarım doldurup beklemeye başladı. Ortalık sakinleşince hazır kıtayı normale çevirdik. Herhangi bir hava faaliyetinden haberim olmadı. Tezcan Kızılelma'nın Cengiz Topel Havaalanı'nın kontrol altına alınması yönünde herhangi bir talimatını duymadım. Kızılelma'nın emir astsubayı İsmail Kara'nın üzerinde silah vardı."
Tanık albay Ender Alev
Darbe girişimi sırasında Değerlendirme ve Denetleme Başkanı olarak görev yapan, halen Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Albay Ender Alev, tanık olarak verdiği ifadesinde, televizyondan kalkışmanın olduğunu öğrenmesi üzerine Deniz Hava Kontrol Kısım Amiri Albay Asım Beşli'yi arayarak bilgi edinmeye çalıştığını, daha sonra 23.00 gibi üsse geldiğini belirtti.
Tezcan Kızılelma ile görüştüğünü anlatan Alev, "Kızılelma bana, Albay Ömer Faruk Gülbahçe'ye bakarak, 'biz seni çağırmış mıydık?' dedi. Sonra bana sıkıyönetim mesajını verdi. Ben de okudum. Kızılelma ve emir astsubayı İsmail Kara'da silah vardı. 01.30'da toplantı için komutanın odasına geçtik. Kızılelma, sıkıyönetim mesajını oradaki diğer birlik komutanlarına da okuttu. Üssün güvenliği için birer saat devriye atmamızı emretti." ifadelerini kullandı.
Üsse doğru bir tankın geldiği yönünde telsiz anonsu geldiğini, albay Gülbahçe'nin bunun bir iş makinesi olduğunu bildirdiğini anlatan Alev, iş makinesinin üssün kapılarının önüne çekilerek, çıkışların engellenmeye çalışıldığını kaydetti.
Alev, birlikteki uçak ve helikopterlerin bakımının ve yakıt ikmalinin yapıldığını sonradan öğrendiğini belirterek, hava araçlarının uçması için herhangi bir emir verilmediğini dile getirdi.
Sabah 08.00 sıralarında üs komutanı Tezcan Kızılelma'nın polisler tarafından gözaltına alınarak, götürüldüğünü ifade eden tanım Ender Alev, kendisinin de daha sonra lojmana gittiğini sözlerine ekledi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
22.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına, Avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişimi sırasında Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda üsteğmen rütbesiyle Harekat Merkezi Nöbetçi Subayı olan ve şu an aynı birlikte pilot olarak görev yapan yüzbaşı Ehat Abacıoğlu, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
Abacıoğlu, o akşam nöbetçi olduğu harekat odasındayken nöbetçi astsubayın kendisini telefonla aradığını, Genelkurmay'dan gelen emirle tüm uçuşların yasaklandığını ve hava meydanlarının kapatıldığını söylediğini ifade etti.
Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üssü'nün de hava araçlarına kapatılmasına rağmen, Sahil Güvenlik uçağının indiğini belirten Abacıoğlu, "Uçaktaki ilgililere neden geldiklerini sorduğumda bana, 'Malzeme alacağız, gece uçuşumuz var.' dediler. Ancak meydanın uçuşlara kapatılması nedeniyle kalkamayacaklarını söylediler. Daha sonra pilot, Genelkurmay ile görüşerek izin aldı ve uçağı kaldırarak İzmir'e gittiler." diye konuştu.
Televizyondan köprünün askerlerce kapatılmasını izlediklerini ve bir anlam veremediklerini ifade eden Abacıoğlu, şöyle konuştu:
"Telsiz nöbetçisi sıkıyönetim mesajını getirdi. Nöbetçi amire götürmesini söyledim. Daha sonra amir, mesajı Deniz Hava Ana Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'ya göndermiş. Üstte her hangi bir uçuş faaliyeti olmadı. Muğla Dalaman'da bir hareketlilik olduğu için durumu sormam istendi. Dalaman'da Blackhawk helikopterin indiğini, silahla müdahale ettiklerini ve helikopterin tekrar kalktığını öğrendim. Bunu Donanma Komutanlığı Harekat Merkezi'ne rapor ettim."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, helikopterlere yakıt ikmali yapılması emrini verdiği gerekçesiyle "Cumhurbaşkanına suikaste yardım etmek" suçlamasıyla yargılandığı davada 15 yıl hapis cezasına çarptırılan ve Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 86 kişinin yargılandığı davada da tutuklu olarak yargılanan eski Deniz Hava Ana Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, 'Uçuş yasağı Genelkurmay'dan yazılı olarak mı geldi?' şeklindeki sorusuna tanık Abacıoğlu, "Mesaj, Donanma Komutanlığının J-Chat sisteminden 18-00-18.30 sıralarında geldi." diye cevapladı.
Kızılelma, 15 Temmuz akşamı herkesin silahlanması yönünde emir vermediğini üssün güvenliği için sadece nöbetçilerin silah ve teçhizat kuşanmasını istediğini öne sürdü.
Tanık Faruk Ölgen
Darbe girişimi sırasında eski Deniz Hava Ana Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın makam şoförlüğünü yapan Uzman Çavuş Faruk Ölgen, tanık olarak verdiği ifadesinde, o akşam Kızılelma, eşi ve çocuklarını Gölcük Donanma Komutanlığı'nda düzenlenen bir programa götürdüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:
"Kızılelma, Donanma'dan çıkarken sinirliydi. Hızlı gitmemi söyledi. Nöbetçi amirliğinden silah almamı söyledi, sonra vazgeçti. Bir telefon görüşmesi yaptı. Bir uçakla ilgili olduğunu anladım. Ardından amiralin telefonu çaldı. Telefon eşindeydi ve 'Hayrettin İmren arıyor.' diyerek telefonu Kızılelma'ya verdi. Görüştüğü kişi Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'di. Karargaha geldiğimizde, Kızılelma'nın emir astsubayı İsmail Kara çok telaşlıydı. Sürekli telefonla görüşüyor, amiralin odasına girip çıkıyordu. Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe de Kızılelma'nın odasına girip çıkıyordu."
Tezcan Kızılelma, Tuğamiral Hayrettin İmren ile darbe girişimi akşamı hiç görüşmediğini ileri sürmesi üzerine tanık Ölgen, ifadesinin doğru olduğunu, İmren ile telefon görüşmesi yaptığını tekrarladı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, tutuklu sanık Hayrettin İmren'in, Tezcan Kızılelma ile darbe girişimi akşamı saat 22.09'da 31 saniyelik bir görüşme yapıldığına dair HTS tutanakları okudu. Kızılelma, görüşmenin yapıldığında tanığın iddia ettiği gibi araçta değil, üstte olduğunu öne sürerek, görüşmenin eşinin telefonundan yapılmış olabileceğini ifade etti.
Başkan Sevimli, tanığa soru sormak için ayağa kalkan ve kendisini 'Deniz Kurmay Albay' unvanı ile tanıtan tutuklu sanık eski Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe'ye itiraz ederek, "Rütbelerin alındı. Artık yok. Albay değilsin. Rütbeni neden kullanıyorsun? Tanıkları etkilemek için mi? Bir daha kimse kendisini tanıtırken rütbesini kullanmayacak, yoksa söz hakkı vermem.' sözleriyle tepki gösterdi.
Sanık Gülbahçe ise "Bana bu rütbeyi KHK vermedi o nedenle KHK da alamaz. O yüzden rütbemi kullanırım." şeklinde karşılık verdi.
Tanık Kadir Aydın
Darbe girişimi sırasında askerlik yaptığı Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda, dönemin üs komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın makam çaycısı olarak görev yapan Kadir Aydın, Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak dinlenildi.
O akşam birlik komutanlarının üsse geldiğini ve Kızılelma'nın odasında toplantı yaptıklarını belirten Aydın, "Arada bir içeriye çay ve içecek servisi yapıyordum. Çok sayıda klasörler masaya konmuş, komutanlar evraklara bakıyor, bir yandan da kağıt kırpma makinesinde evraklar imha ediliyordu. Belli zamanlarda emir üzerine 3-4 çöp poşet evrakın bir kısmını yaktım, bazılarını da geri dönüşüm kutusuna attım. Kızılelma'nın emir astsubayı İsmail Kara da bana çöp poşetinde evrak verip atmamı söylemişti." diye konuştu.
Toplantı odasına girdiğinde herkesin sustuğunu, çıkarken de devam ettiğini anlatan Aydın, "Bir ara tepsiyle çay götürdüğümde Kızılelma tepsiyi aldı. Elleri titriyordu. Sonra çayları döktü. Bana dışarı çıkmamı söyledi. Benim görev yerim Kızılelma'nın emir astsubayı İsmail Kara'nın olduğu yerdeydi. Televizyonu açtım, darbe girişimiyle ilgili alt yazı geçiyordu. O sırada bir albay geldi ve televizyon izlenmeyeceğini emretti. Ben de televizyonu kapattım. Darbe girişimi olduğunu sabaha karşı öğrendim." diye konuştu.
Tezcan Kızılelma'nın emir astsubayı tutuklu sanık İsmail Kara, tanığa yönelik 'Sizde bir hastalık var mı, şizofreni hastası mısınız?' demesi üzerine mahkeme başkanı müdahale ederek, böyle konuşmaması konusunda uyardı. Tanık Aydın ise Kara'ya, "Ben hasta değilim ama asıl sen şizofreni hastasısın." diye tepki gösterdi.
Kızılelma, Kara ve bazı sanıklar, tanık Kadir Aydın'ın çelişkili ifadeler verdiğini ve doğruyu söylemediğini ileri sürerek, haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı yarına erteledi.
23.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişimi sırasında Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda Harekat Eğitim Astsubayı olarak görev yapan Serkan Koşar, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
O akşam 20.00 gibi uçuşların durdurulduğunu yüzbaşı Tuna Yazıcı'dan öğrendiğini, 21.30 gibi Sahil Güvenlik uçağının kalktığını belirten Koşar, o sırada bir tankın üsse doğru yaklaştığı haberini aldıklarını ancak bunun üssün girişinin kapatıldığı sivil bir iş makinesi olduğunu öğrendiklerini ifade etti.
Üstte, hava araçlarının faaliyeti konusundan bir bilgisinin olmadığını, hangardan çıkarılan ve çalışır vaziyette bir hava aracının olup olmadığını bilmediğini anlatan Koşar, "Televizyondan Başbakanımız Binali Yıldırım'ın, bunun TSK içinde bir grubun kalkışması olduğunu söylediği açıklamasını izledim. O zaman bu hareketliliğin bir darbe girişimi olduğunu anladık." diye konuştu.
Tanık Koşar, o gece darbeye destek mahiyetine bir emir almadığını ve kanunsuz hiçbir emri uygulamadığını dile getirdi.
Tanık Abdullah Ogün Arpacı
Darbe girişiminde, Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda yüzbaşı rütbesiyle Ateş Destek Grup Komutanı olarak görev yapan Abdullah Ogün Arpacı, İzmir Cumhuriyet Savcılığı salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak dinlenildi.
Darbe girişimini televizyondan izlediğini ve saat 00.30 gibi üsse giriş yaptığını anlatan Arpacı, birliğe gelene kadar yapması gerekenleri kafasında şekillendirmeye çalıştığını belirterek, şöyle konuştu:
"Güvenlik taburunun tüm personelinin silah ve teçhizat alarak içtima alanında olduğunu gördüm. Hatta ağır silah olan MG3 de hazırlanmıştı. Normalde bu silah için yazılı izin ve emir gerekir. Bu hazırlıkların nedenini sorduğumda nöbetçi amirinin emir verdiğini söylediler. Ben de bunun üzerine bütün askerlerin silah ve teçhizatlarını çıkarttırıp, koğuşa yatmaya gönderdim. O sırada emrime karşı olan rütbeli olmadı. Amacım, darbe girişiminin yaşandığı o gece askerlerimin olaylara karışmasını önlemekti."
Üstte olağanüstü bir durum yaşandığını ancak ne üs komutanı Tezcan Kızılelma ne de başka üst düzey rütbelinin kendine bir şey söylemediğini, birliğin güvenliğinden kendisinin sorumlu olmasına rağmen, kendisinden habersiz askerlerin silahlandırıldığını söyledi.
Olaylara şahit olan askerlerin ifadelerini aldığını ancak Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda kimseye güvenmediği için bir süre beklediğini, yeni atamalar olduktan sora personel bilgi alma tutanaklarını yeni üs komutanına gönderdiğini ifade etti.
Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, soru sorarken tanıkları sorguladıkları ve yönlendirmeye çalıştıkları, suçlamalarla ilgili olmayan konulara girerek, mahkemeyi oyaladıkları gerekçeleriyle bazı sanıkları sık sık uyardı. Sevimli, uyarıları dikkate almayan bazı sanıklara söz hakkı vermedi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı yarına erteledi.
İDDİANAME
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığında görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 87 sanık bulunuyor.
İddianamede, terör örgütü elebaşı Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altı aya kadar hapis cezası isteniyor.
Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığında görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığında darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli 86 sanık (ilk 92) Darbe Yap./Donanma Komutanlığı' davası
(26 Mayıs 2018, 16:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: