İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 28'i tutuklu 43 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
06.04.2019 13:35 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 28'i tutuklu 43 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
04.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, tanıklık yapan Aykut Demir, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu olduğunu, 15 Temmuz günü Hava Harp Okulu Destek Komutanlığında görevli bulunduğunu belirterek, darbe konuşması hakkında bilgisinin olmadığını kaydetti.
Motorize Birliğinde görev yaptığını, havalimanına gittiğini anlatan Demir, mühimmat yüklenmesi konusunda da bilgisinin bulunmadığını söyledi.
Bir diğer tanık Orhan Çiçek de, şu anda başka suçtan tutuklu olduğunu, Hava Harp Okulu Muhafız Bölüğünde görev yaptığını belirterek, "Akşam saatlerine doğru amirim Albay Yusuf Özdemir benden mermi istedi. Askerlerin içtimaya çağırma emrini Yusuf Albay benden istedi. Yusuf Özdemir'in konuşması bizim davada da soruldu. Böyle bir konuşma yapmadı. Askerlerin otobüslerle havalimanına gitmesi konusunda bir emir var, kim verdi bilmiyorum. Bize verilen bir terör emri vardı, bu konuda silah alınma emri vardı. Gece 12 gibi mühimmat aldık." dedi.
Atatürk Havalimanı işgal davasında sanık olan tanık Aslan Özkan da, halen başka suçtan tutuklu bulunduğunu, olay tarihinde kıdemli başçavuş olduğunu, karargahta görev yaptığını, olaya ilişkin içtimayı görmediğini anlattı. Özkan, 15 Temmuz günü mesai bittiğinde eve gittiğini, saat 23.12 civarında birinci sicil amiri olan Kurmay Albay Barbaros Akca'nın kendisini birliğe çağırdığını, saat 23.38'de birliğe girdiğini söyledi.
Tanık Özkan, kendisini komutanı Akca'ya gösterdiğini dile getirerek, "Erler susuz kaldıkları için Barbaros Akca benden su bulmamı istedi, su aradım, 1 saat falan sürdü. Yaklaşık saat 1 civarı geri geldiğimde araçlara bindik. Atatürk Havalimanı'na gittik, nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Havalimanında beklenmeyen durumlar oluştu, geri dönmeye çalıştık. Orada dağınıklık oldu, faaliyetlerimiz dönüş faaliyetidir. VIP bölümüne geri döndük, silahları toparladık." diye konuştu.
"Önce görmedim, sonra duymadım"
Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, "Genelkurmay'ın idari tahkikat raporu var, Barbaros Akca'nın ve bu davadaki bir sanığın havaya ateş ettiği görüntüleri var. Akca'nın vatandaşlar görüntü çekmesi üzerine cep telefonlarını toparlatma emri var. Bilgin var mı?" sorusuna tanık Özkan, "Ben Barbaros Albay'ın yanında kısa bir süre kaldım, o esnada olmuş olabilir. Ben şahit olmadım." dedi.
Cumhurbaşkanlığı avukat Mehmet Alagöz, "Barbaros Akca'nın 5 el ateş ettiği görüntülerde de var. Ateş ediyor yanında üniformalı kişiler de var. Onlardan biri de sizsiniz. Niçin orada olmadığınızı söylüyorsunuz?" dedi.
Tanık Özkan, "Orada bir terör algısı var. Barbaros Akca, soldaki insanlarla uğraşırken ben sağdakilerle uğraşıyordum." dedi.
Mahkeme Başkanı Gürlek de "Barbaros Akca, ifadesinde yanında sizin olduğunuzu söylüyor." demesi üzerine tanık, "Ben o atışları duymamış olabilirim." dedi.
Avukat Alagöz, "Bugün cihat günüdür şeklinde askerlere söyleminiz olduğu söyleniyor. Tabiri caizse aslan kesildiğinizi söylüyor. O gün cihat günü müydü?" sorusuna tanık Özkan, "İftiralar atılıyor. Çamur atılıyor, izi kalıyor." diye cevap verdi.
"Başkandan tanıklığı kötü niyetle kullanma uyarısı"
Tutuklu olduğu cezaevinden tanıklık yapması için Mustafa Sarıkaya getirildi.
Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, Sarıkaya'ya "Cezaevinden dilekçe yazmışsın. Hüseyin Ergezen ile ilgili çok önemli şeyler anlatacağım. Tanıklık yapmak istiyorum şeklinde mahkememize dilekçe yazmışsın. Sen normalde bizim tanığımız değilsin ama dilekçene istinaden duruşmaya çağrıldın." dedi.
Tanık Sarıkaya da, "Ben böyle bir dilekçe yazdığımı hatırlamıyorum." dedi.
Sarıkaya, Boğaziçi Köprüsü darbe girişimi davasında sanık olduğunu, ceza aldığını, bu davaya ilişkin bir şey bilmediğini, kendisinin yargılandığı dava kapsamında konuşabileceğini söyledi.
Sanık Hüseyin Ergezen de, söz alarak, bu tanığın çağrılmasıyla ilgili mahkeme başkanına ithamda bulundu.
Başkan Gürlek de, tanığın kendisinin dilekçe yazdığını belirtti. Ergezen'in konuşmalarının devam etmesi üzerine Ergezen duruşma salonundan çıkartıldı. Başkan Gürlek, tanık Sarıkaya'ya "Senin bu yaptığın yargılamayı uzatmaktır. Kendin el yazınla dilekçe yazmışsın, şimdi hatırlamıyorum diyorsun. Diğer davalarda da bu şekilde yapıp yapmadığına bakacağım. Eğer bu şekilde tanıklığı kötü niyetle kullanırsan, disiplin cezası alırsın." şeklinde uyararak, duruşma salonundan çıkarttı.
Tanıkların dinlenilmesinden sonra tutuksuz sanıkların talepleri alındı. Söz verilen tutuksuz sanıklar, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmalarını ve beraatlerini istedi. Katılan avukatları, dosyanın geldiği aşama itibarıyla tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Taleplerle ilgili söz verilen bir kısım tutuklu sanıklar, aleyhine beyanları kabul etmediklerini belirterek, tahliyelerini istedi.
Duruşma, yarına ertelendi.
05.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 26'sı tutuklu 39 sanık ile avukatları katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanlığının avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşma, tanıkların dinlenilmesiyle devam etti.
Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle duruşma salonuna bağlanan tanık Erdinç Dağcı, olay tarihinde Hava Harp Okulu'nda silahhane sorumlusu olduğunu, 15 Temmuz'da tüm bölüklere 4 sandık G3 silah ve mühimmat getirildiğini, akşama doğru ise birkaç kompozit başlık ve çelik yelek istendiğini söyledi.
Tanık Dağcı, Albay Yusuf Özdemir'in akşam saat 18.00-19.00 gibi kendilerini bölüğün önünde topladığını, terör saldırısı olduğuna dair konuşma yaptığını ancak kendisinin içeri girip çıktığı için konuşmayı bizzat duymadığını, Yüzbaşı Hüseyin Özdemir'in kendisinin de aralarında olduğu yaklaşık 30 kişiyi bir araca bindirerek, okul bölgesine götürdüğünü ve kendilerini okul kapısında konuşlandırdığını, sabah saatlerinde ise silahlarının toplatıldığını belirtti.
Duruşmaya SEGBİS sistemiyle bağlanan tanık Mustafa Sarılar da, olay tarihinde Hava Harp Okulu'nda sözleşmeli er olduğunu, eski Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Fethi Alpay'ın habercisi olduğunu, 14 Temmuz'da öğleden sonra hareketliliğin başladığını, eski 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit'in yanında bir albay ile geldiğini, habersiz geldiklerini, randevusuz olduğu için bu kişilerin bekletildiğini, sonrasında komutanıyla bu kişilerin toplantı yaptıklarını söyledi.
"Sönmezateş, 14 Temmuz'da Hava Harp Okulu'ndaki toplantıya katıldı"
Daha sonrasında eski Albay Hüseyin Ergezen ve eski Albay Barbaros Akca'nın da toplantıya katıldığını, toplantının 15-20 dakika sürdüğünü ifade eden tanık Sarılar, "Sonra akşam toplantı olacağına dair bilgi vermeden mesaiye kalacağımız söylendi. Saat 18.30'da eski Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş geldi. Sönmezateş'in havalimanından getirilmesini söylediler. Ben Sönmezateş'i ağırladım. O bekledikten sonra komutan geldi. Dışarıdan 15 kişi de geldi, albay rütbesinde. Saat 23.15'te 'Siz gidin toplantı uzun sürebilir' dediler. Sabah arkadaşlarla görüştüğümüzde toplantının sabah 03.00'e kadar sürdüğü söylendi. 15 Temmuz'da düğün vardı, sekreterlikte ben kaldım. Anormal bir şey yoktu. Birkaç gün öncesinde 'Suyumuz var mı, yeterli çayımız, kahvemiz var mı?' diye sordular. Anlamadık. Daha önce böyle şeyler sormazlardı. O gün yemek söylemiştik, Hüseyin Ergezen geldi, komutanı sordu. Pilot kıyafetiyle gelmişti. Düğünde olduğunu söyleyince 2 dakika kalıp gitti." ifadelerini kullandı.
Diğer haberci Tayfun Bulut ile televizyondan haberleri gördüklerini, Yüzbaşı Bahattin Gül'ün kendilerine "Komutan havalimanına gelecek, arabayı hazırlayın" dediğini anlatan tanık Sarılar, "O gün komutan (Fethi Alpay) takım elbiseyle geldi. Sonra kamuflaj giydi. Hiç kamuflajlı görmemiştim. Mermi basıyordu. Silahını beline taktı. 'Yardım edeyim' dedim 'Gerek yok' dedi. Dekanlık binasına gittiler. Birçok Hava Harp Okulu personeli oraya gelmeye başladı. Ben karargahta beklemeye devam ediyordum. Bir süre sonra helikopter geldi, içinden takım elbiseliler indi. Benden oraya su götürmemi istediler. Arkalarından su götürdüm ve aşağıya indim." şeklinde konuştu.
Sarılar, toplantının ilk saatlerinde dışarıda dolanan şapkalı bir komutanın kendisinin elindeki telefonu gördüğünü ve söylendiğini dile getiren Sarılar, içeriden istenen suyu götürdüğünü anlattı. İçeride telefona kızan şapkalı komutanın da olduğunu, bu kişinin kendisini görünce kızdığını, "Bunu içeri almayın, hemen çıksın elinde telefon var bunun." dediğini aktaran Sarılar, odaya girdiğinde bu kişilerin önlerinde bilgisayar olduğunu, bir şeyler yazıp çizdiklerini gördüğünü, bu zamana kadar da telefonların alındığını hiç görmediğini beyan etti.
"Sökülen kameraları savcı Aydıner buldu"
Karargahta beklerken Albay Yusuf Özdemir'in telsizden "VIP'te toplanın, bana da MP5 getirin. Ulaştırmadan araç getirin" şeklinde anons geçtiğini dile getiren Sarılar, Fethi Alpay'ın 4 ay boyunca yanında kaldığını, daha önce de toplantılar yaptığını ancak bu kadar kişinin ilk kez o akşam geldiğini belirtti.
Eski Astsubay Burhan Torlak'ı okuldaki kameraları sökerken gördüğünü, "Bana yardım eder misiniz?" diye kendisine sorduğunu dile getiren Sarılar, kameraları ve kayıt cihazını poşete koyduğunu anlattı. Sarılar, Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Aydıner ile olaydan sonra bu kameraları arayarak bulduklarını bildirdi.
Olay tarihinde Hava Harp Okulu Ulaştırma Bölük Komutanlığı'nda görev yapan tanık Fatih Bolat, SEGBİS ile duruşma salonuna bağlandı.
Tanık Bolat, 15 Temmuz 2016'da 22.30 civarında uykudan uyandırıldığını, nöbetçi Astsubay Ünsal Eken tarafından Hava Harp Okulu Destek Bölük Komutanlığı'na gönderildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Oradan araç istenmiş. Araçla gitmemim istendiği yere gittim. Araçtan indiğimde karışık bir durum vardı. Emrah isimli astsubay, aracın arkasına geçmemi, kurşun isabet edebileceğini söyledi. Sessiz şekilde, 'Burada yanlış şeyler oluyor, sakın yanlış şeyler yapmayın. Suç işlettiriliyor, suç işlemeyin.' dedi. Sonra havalimanından transit bir araç içinden askerler geldi. Durumları iyi değildi. Birinin kafasına taş isabet etmişti, biri şoka girmiş ve titriyordu. Bu askerleri, Murat Açıkgöz arkadaşımla oradan götürmemiz istendi. Başçavuş Aslan Özkan yanımıza geldi, 'Bu askerleri nereye götürüyorsunuz, bana lazımlar.' dedi. Aracıma muhafız bölüğünden 5-6 asker aldım, bölüğe bırakıp geldim. Geri döndüğümde Binbaşı İsa Öztürk beni gördü ve 'Araç istemiştim, seni mi gönderdiler?' diye sordu. Bunu doğrulayınca, 2 araç daha istediğini söyledi. Ulaştırma bölüğüne giderek üsteğmenime, İsa binbaşının araç istediğini ilettim. Üsteğmenim Muhammet Ali Kaya, beni de herhangi bir başka aracı da göndermeyeceğini söyledi. Garajda bekledik. İlerleyen saatlerde, Kaya üsteğmenle birlikte kulelerdeki nöbet değişimi yapamayan askerleri ziyaret ettik. Bizden kimse silah almadı, kullanmadı."
Tanıkların dinlenilmesi tamamlandıktan sonra bir kısım tutuklu sanıklara söz verildi. Söz alan tutuklu sanıklar, tahliyelerini istedi.
Sanıkların avukatları da, müvekkillerinin tahliyelerini talep etti. Cumhuriyet savcısı da, tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı talebinde bulundu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Özgür Tüfekçi, Tuncay Demirci ve İlhan Aldemir'in adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliyesine karar verdi. Diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmeden heyet, dosyanın geldiği aşama itibariyle sanıkların tüm taleplerini reddederek, Hava Harp Okulu'ndaki kamera kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporunun beklenmesini kararlaştırdı.
Duruşma, 20 Mayıs'ta Silivri'de görülmek üzere ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, darbe kalkışması öncesi Hava Harp Okulu'nda düzenlenen toplantı ve koordinasyon çalışmaları ile darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 sabahı ve darbe girişimi sırasında okulda gelişen olaylar anlatılıyor.
İddianamede, 14 Temmuz 2016'da öğle saatlerinden itibaren Hava Harp Okulu Komutanı Tuğgeneral Fethi Alpay'ın makam odasında darbe koordinasyon toplantısı düzenlendiği, toplantılara eski 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit, eski İstanbul Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan, eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Ahmet Çelebioğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevlisi eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in katıldığı belirtiliyor.
Tuğgeneral Sönmezateş'in, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın derdest edilmesi" emrini bu toplantıda aldığı kaydedilen iddianamede, toplantıların geç saate kadar gizlilik içerisinde yapıldığı, 16 Temmuz'da, toplantının yapıldığı komutanlık katındaki kameraların sökülerek saklandığı, soruşturmada saklanan kameraların bulunduğu ve toplantıya ilişkin görüntülerin elde edildiği bildiriliyor.
Darbe teşebbüsü gecesi Hava Harp Okulu'ndan yola çıkan subay ve astsubayların, Zeytinburnu Kazlıçeşme'de emniyet güçleri tarafından yakalandığı ve sanıklardan eski Binbaşı Ecir Şık'ın üst aramasında 4 sayfadan ibaret darbe görevlendirme planının ele geçirildiği vurgulanan iddianamede, burada dönemin İstanbul Valisi Vasip Şahin'in derdest edilmesiyle ilgili bir planın yazılı olduğunun görüldüğü aktarılıyor.
İstanbul'da darbe kalkışması için havalanan askeri helikopterlerin iniş-kalkış koordinesine ilişkin tespitler ile Atatürk Havalimanı ve Ulus'taki TRT binasının işgalinin yönetilmesine ilişkin planlardan da bahsedilen iddianamede, sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" ve "TBMM ile hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Sanıkların ayrıca "silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak, hava ulaşım araçlarının alıkonulması, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi" gibi suçlardan da değişik oranlarda hapis cezalarına çarptırılması talep ediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-30 Ekim (2017) 'İstanbul 43 sanık (ilk 44) Darbe/Hava Harp Okulu' davası
(06 Nisan 2019, 13:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: