Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili 475 kişinin yargılandığı davanın görülmesine savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı sanık savunmalarıyla devam edildi.
03.08.2019 17:29 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili 475 kişinin yargılandığı davanın görülmesine savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı sanık savunmalarıyla devam edildi.
16.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
15 Temmuz'da Kayseri'de konuşlu 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığında tuğgeneral Cemal Akyıldız izne ayrıldığı için ona vekalet eden harekat komutanı sanık eski kurmay albay Erhan Baltacıoğlu, cuma günü başladığı savunmasına devam etti.
Darbe girişiminin yaşandığı akşam emirlere uyduğunu savunan Baltacıoğlu, ya Eskişehir'deki Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi ya da Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na uymak zorunda olduğunu, emir-komuta gereği kuvvet komutanlığını dinlediğini iddia etti.
Bu noktada yanlış yaptığını anlatan Baltacıoğlu, bunu da başından beri söylediğini öne sürdü.
İki gün süren savunmasında isnat edilen suçları kabul etmeyen Baltacıoğlu, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
17.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, 15 Temmuz'da Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üssü'nde 222. Filo'nun komutanı olan eski kurmay binbaşı Yaşar Keskin savunma yaptı.
Keskin, daha önceki beyanında da söylediği üzere darbe girişiminden birkaç gün önce filo komutanlığı görevine getirildiğini ifade ederek, 15 Temmuz'da darbeye yönelik bir eylemi olmadığını savundu.
Aleyhindeki sanık ve tanık beyanlarını kabul etmediğini belirten Keskin, "Ben darbe yapmadım ve Kayseri'de de darbe yapıldığı izlenimi edinmedim." dedi.
Üs komutanlığına vekalet eden harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'nun darbe girişimine karıştığına, kendisinin de onunla iş birlikçi olarak hareket ettiğine yönelik suçlamayı da reddeden Keskin, Baltacıoğlu ile aynı mekanda yer alsa da bunun iş birlikçi olduğu anlamına gelemeyeceğini savundu.
Keskin, 15 Temmuz gecesi dahil üsten kalkan nakliye uçaklarına yüklenecek malzemeden dolayı filo komutanının sorumlu tutulamayacağını, bunların filo komutanının bilgisi dışında olduğunu da öne sürdü.
Kayseri'den havalanan nakliye uçaklarının da radarlardan yapılan, kalkış yaptıkları üsse geri dönmelerine yönelik çağrısına rağmen "ulaştırma harekat merkeziyle irtibat kurun" karşılığının filo komutanın bu konuda herhangi tasarrufu olmadığını gösterdiğini ileri süren Keskin, "Ben kimseyi uçuşa gitsin diye de kandırmadım." ifadesini kullandı.
Terör örgütü mensubu olmadığını da savunan Keskin, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
18.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada 15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Hulusi Akar'ı derdest eden ekipte yer alan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli üsteğmen Ferhat Keten savunma yaptı.
Keten, 15 Temmuz öncesi İzmir'de kursta olduğunu, devre arkadaşı İsmail Yolaçıcı'nın arayıp komutanın "koruma ve güvenlik tatbikatı" için çağırması sonrası Ankara'ya geldiğini öne sürdü.
15 Temmuz'da tatbikat gerekçesiyle Akıncı Üssü'ne çağrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olmadığını iddia eden Keten, "Biz emri mütalaa etmeyiz, sadece itaat ederiz." diye konuştu.
Keten, 14 Temmuz'da verilen görev gereği Akıncı Üssü'ne geldiğini ileri sürerek, yaşananların darbe teşebbüsü olduğunu anlayıncaya kadar verilen kanuni emirlere uyduğunu iddia etti.
Koruma ve güvenlik tatbikatı şeklinde başlayan ve terör tehdidi şeklinde devam eden, Genelkurmay Başkanı'nın güvenli bölgeye sevk edilmesine giden süreçte tüm emirlerin hukuki olduğunu savunan Keten, darbe girişiminden haberdar olduktan sonra konusu suç teşkil eden hiçbir eyleminin olmadığını ileri sürdü.
Ankara'ya darbe girişimine katılmak için gelmediğini iddia eden Keten, Akıncı Üssü'ne giriş yaparken parola ve benzer bir şey söylediğine yönelik suçlamayı da reddetti.
Keten, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın derdest edilerek Akıncı Üssü'ne getirilmesine yönelik suçlamanın da mesnetsiz ve yanlış olduğunu savunarak, "Ben, bana verilen emir gereği kendisinin emniyetli ve güvenli bir yere götürülmesine refakat ettim." diye konuştu.
Ferhat Keten. Genelkurmay Başkanı'nın götürülüşünde hiçbir şekilde zor kullanma ya da yönergelerin dışında bir şey olmadığını iddia etti.
"Vatan haini değilim." diyen Keten, üzerine atılı suçları kabul etmedi.
Keten, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Sanık eski kurmay yarbay Ömür Yorgancı da darbe teşebbüsüne katılmadığını iddia ederek, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Yorgancı da tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
19.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Sanık eski pilot kurmay yarbay Bircan Ermaya, savunmasında suçlamaları kabul etmedi.
Ermaya, 15 Temmuz'da mesai sonrası evde bulunduğu sırada 21.00 civarı Ayhan Çatıkkaya'nın aradığını ve 143. Filo'ya uçuş tulumlu olarak beklendiğini söylediğini belirterek, daha önce sosyal faaliyetle ilgili konuştuğunu ancak akşam üstü aklından çıktığını öne sürdü.
Telefon üzerine giyinip çıktığını, çıkarken de eşine geç kalmayacağını söylediğini ileri süren Ermaya, darbe girişimine katılmış olsa evdekilerle vedalaşacağını söyledi.
Ermaya, üsse geldiğinde kimliğini gösterip giriş yaptığını ve 143. Filo'ya gittiğini belirterek, filo gazinosunda gördüğü, tanıdığı Ömür Yorgancı'nın yanına geçip sohbet ettiklerini anlattı.
Gazinonun girişinde sivil kıyafetli ancak asker olduğu belli birinin bağırarak helikopterlerle ilgili konuştuğunu ifade eden Ermaya, "Bu ne gerginlik." diye düşünürken, kısa süre sonra yine sivil giyimli ve asker olduğu anlaşılan başka birinin bir generalle konuştuğunu, ses tonundan ve konuşmasından bir sıkıntı sezdiğini iddia etti.
Ermaya, "Bir anda ciddi bir rahatsızlık hissettim. Ancak hala net bir şey yoktu. Gecenin başında bu garipliği farketmem kendimi korumamı ve suç işlememi engelledi. Birileri 'terörle mücadele harekatı yapıyoruz' deseydi elimden gelen her katkıyı sağlardım." diye konuştu.
Hiçbir zaman onaylamayacağı bir ortamda kaldığını iddia eden Ermaya, ayrılmayı düşünürken yanından geçen Ali Durmuş'un, 141. Filo'da pilotların bulunduğunu ve "oraya gidin" gibi bir şey söylemesi üzerine aracına geçip 141. Filo'ya gittiğini belirtti. Ermaya, ancak filoya alınmadığını ileri sürerek, tekrar 143. Filo'ya döndüğünü dile getirdi.
Albay Nihat Çırakoğlu'nun 01.43'te arayıp Diyarbakır'dan gelen pilotların 141. Filo'da olduğunu söylemesi üzerine ikinci kez oraya gittiğini, bu kez biraz bekletildikten sonra içeri alındığını kaydeden Ermaya, kısa süre sonra da Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın geldiğini, "iyi akşamlar" diyerek geçtiğini söyledi.
Sabah piste yapılan top atışı ve filo önündeki kamuflajlı askerlerin de ayrılması sonrası oradan uzaklaşabileceklerini düşünerek Diyarbakır'dan gelen Ahmet Özdemir ve birkaç pilotu arabasına alarak lojman bölgesine geçtiğini dile getiren Ermaya, lojman bölgesindeki misafirhaneye girdiklerini aktardı.
Ermaya, misafirhanenin merkezi bir yerde olduğunu ve savcıyı beklemeye karar verdiklerini, kendisinin daha sonra diğer misafirhaneye geçtiğini ifade etti.
Cumartesi kimsenin gelmediğini, pazar günü öğleden sonra polis tarafından gözaltına alındığını anlatan Ermaya, sonraki süreçte tutuklandığını dile getirdi.
Darbe girişimine karışmadığını iddia eden ve suçlamaları kabul etmeyen Ermaya, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya 22 Temmuz pazartesi günü devam edilmek üzere ara verildi.
22.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli olan sanık eski albay Harun Olgun, savunmasında suçlamaları kabul etmedi.
15 Temmuz öncesi ve sonrası, suç teşkil eden bir olayın içinde bulunmadığını savunan Olgun, 3 yıl önce nasıl ifade verdiyse bugün de söyleyeceklerinde tutarsızlık bulunmadığını ileri sürdü.
"Fetullahçı Terör Örgütü üyesi değilim, hain değilim, darbeci değilim" diyen Olgun, 15 Temmuz'da evindeyken, harekat merkezinden aldığı telefon emriyle, silahsız, tek başına, sivil kıyafetli şekilde kendi aracıyla tatbikat olacağı gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiğini söyledi.
Olgun, Muhafız Alayı'nın hiçbir tesisine ve binasına girmediğini, geceyi helikopter pistinde geçirdiğini ve oradaki kimseyi de tanımadığını ileri sürdü.
Sabah getirildiği Akıncı Üssü'nde de hiçbir eylemi bulunmadığını, kimseyle görüşmediğini iddia eden Olgun, ne Muhafız Alayı ne de Akıncı Üssü'nde olaylar ve şahıslarla bağlantısı olmadığını savundu.
Olgun, 15 Temmuz gecesi silahsız olduğunu da tekrarlayarak, vatandaşları görmediğini öne sürdü.
Muhafız Alayı'na tatbikat olduğu söylenerek gönderildiğini aktaran Olgun, bir oyunun içine çekilmeye çalışıldığını ancak suç teşkil edecek bir olaya karışmadığını iddia etti.
Olgun, suçlamaların asılsız olduğunu belirterek, hakkındaki hiçbir iddiayı kabul etmedi.
Duruşmaya, Olgun'un savunmasıyla devam edilmek üzere yarına kadar ara verildi.
23.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli olan sanık eski albay Harun Olgun, dün başladığı savunmasına devam etti.
Savunmasında 15 Temmuz'da yaşadıklarından ziyade genel değerlendirmelerde bulunan Olgun, sağlık sebepleri nedeniyle savunmasına yarın devam etmek istediğini söyledi.
Sanık Olgun'un bu talebini kabul eden mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.
Darbe sanığı pilotların "motivasyon notu" jandarmaya takıldı
Öte yandan FETÖ'nün darbe girişiminin yönetildiği Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili davanın sanıklarından eski pilot yüzbaşı Selahattin Yorulmaz örgüt mensuplarının moralini yüksek tutmak, motivasyonlarını artırmak ve örgütün çözülmesini engellemek amacıyla yazılan notu diğer sanıklara ulaştırmaya çalışırken yakalandı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen Akıncı Üssü davasının sanığı eski F16 pilotu Selahattin Yorulmaz, duruşma sırasında avucunda sakladığı notu FETÖ'nün "yurtta sulh konseyi" üyesi Akın Öztürk'ün damadı eski yarbay Hakan Karakuş'a verdiği sırada jandarma tarafından fark edildi.
Bunun üzerine görevliler Karakuş'tan notu almak istedi ancak Karakuş notu vermeyerek arka sırada oturan eski pilot binbaşı Mustafa Azimetli'ye attı. Notu alıp cebine koyan Azimetli, jandarma personelinin ısrarına rağmen notu teslim etmedi. Bunun üzerine Azimetli, görevli jandarma personeli tarafından nezarethaneye götürülmeye çalışıldığı sırada eski tuğgeneral Necip Yılmaz, Azimetli'ye "gitme" diye bağırdı. Bu esnada diğer sanıklar da duruşmanın düzenini bozacak şekilde görevlilere tepki gösterdi.
Salonda gerekli emniyet tedbirleri sağlandıktan sonra sanık Azimetli nezarethaneye alındı. Azimetli'nin üzerinde yapılan aramada, örgüt üyelerinin motivasyonunu sağlamak ve çözülmenin önüne geçmek için kaleme alındığı belirlenen not ele geçirildi.
Darbe sanığı FETÖ'cülerin cezaevinde birbirlerini motive etmeye yönelik haberleştiklerini gözler önüne seren notta, din istismarı üzerinden örgütün çözülmesinin engellenmeye çalışıldığı belirlendi. Tutanak altına alınan nota ilişkin Sincan Cezaevi yönetimi, sanıklar hakkında disiplin soruşturması başlattı.
Soruşturma kapsamında incelenen notun, daha önce FETÖ tutuklularında ele geçirilen, rüyalar ve sabırlı olmaları yönündeki telkinler içeren notlarla benzerlik gösterdiği tespit edildi.
Darbe sanıklarının duruşma salonunda birbirlerine yazdıkları notları yayarak örgüte bağlılıklarını diri tuttuğu, çözülmenin önüne geçmek, örgüt mensuplarına moral ve motivasyon sağlamak amacıyla kaleme aldıkları belirlendi. Ayrıca soruşturmada, mahkeme salonunda sanık Azimetli'ye "gitme" diye bağıran Necip Yılmaz'ın da görevli personele karşı tutukluları tahrik ettiği ve galeyana getirmeye çalıştığı tespit edildi.
FETÖ İLE BAĞLARININ OLMADIĞINI SÖYLEMİŞLERDİ
Duruşma salonunda motivasyon notunu gizlemeye çalışan Selahattin Yorulmaz ve Mustafa Azimetli, 15 Temmuz'da Ankara semalarında bomba yağdıran F16 pilotlarıydı. Eski yarbay Hakan Karakuş ise o gece darbeci F16 pilotlarını koordine etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin çevresini bombalayan pilota "eline sağlık" diyen Karakuş'tu.
Mahkemedeki savunmalarında FETÖ ile herhangi bir bağları olmadığını, emir komuta içerisinde hareket ettiklerini savunan sanıkların üzerinde yakalanan notlar, darbe girişiminin plan, sevk ve idaresinin bir kez daha FETÖ'cü askerler tarafından yapıldığını gözler önüne serdi.
24.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli olan sanık eski albay Harun Olgun, pazartesi günü başladığı savunmasını tamamladı.
Suçlamaları kabul etmeyen Olgun, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na tatbikat diye gittiğini öne sürdü ve konusu suç teşkil eden bir şey yapmadığını iddia etti.
Muhafız Alayı'nda daha önce de koruma tatbikatı yaptıklarını ileri süren Olgun, kendisine tatbikat için bu birliğe gitmesinin söylenmesinde de bir anormallik bulunmadığını savundu.
Olgun, alayın helikopter pistinde beklediği sırada bir yarbayın yanında birkaç askerle geldiğini ve kendisini yeni alay komutanı olarak tanıtıp "yanlış yapıyorsunuz, teslim olun" gibi bir ifade kullandığını belirterek, "Ben de yeni Özel Kuvvetler Komutanıyım." dediğini söyledi.
Bir yarbayın alay komutanı olamayacağını savunarak böyle bir tepki verdiğini savunan Olgun, yarbaya ve yanındaki askerlere teslim olmayacaklarını, alaya da tatbikat amaçlı geldiklerini ve birazdan inecek helikoptere binip gideceklerini bildirdiğini öne sürdü.
Olgun, gelen bu askerlerin de darbeci olabileceğini sonradan düşündüğünü öne sürerek, "Ortalık karışmış, kimin ne olduğunu bilmiyoruz ki" ifadesini kullandı.
"Ben böyle söyledikten sonra geri gittiler. Ben yine pistte duruyordum. Sonra ilerden bir şey geldi, 'Harun albayım, Harun albayım. Zeki Paşa sizle görüşmek istiyor' diye bağırdılar bana. Ben de görüşmüyorum dedim." diyen Olgun, "teslim ol" diyen ekibin, kendisini çekip bir şey yapma ihtimali olduğu için telefona gitme riskini almadığını iddia etti.
O gece kimseyle de telefon görüşmesi yapmadığını ileri süren Olgun, daha sonra gelen helikopterlere bindiklerini ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'na gideceklerini düşünürken, Akıncı Üssü'ne indirildiklerini anlattı.
"Türksat'a gidecekseniz, ele geçireceksiniz." diye de emir vermediğini savunan Olgun, FETÖ'cü olmadığını iddia etti.
Olgun'un savunmasını tamamlamasının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
25.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada darbe girişiminin yaşandığı tarihte Konya'daki 3. Ana Jet Üs Komutanı olan sanık eski tümgeneral Haluk Şahar savunma yaptı.
15 Temmuz'da Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğünündeyken gerçekleştirilen darbe girişimine katılmadığını ileri süren Şahar, o gün derdest edilip Ankara'daki Akıncı Üssü'ne getirildiğini ve hürriyetinden yoksun bırakıldığını savundu.
Darbeciler tarafından hazırlanan sözde sıkıyönetim atama listesinde adının "göreve devam" ve "Konya ve Aksaray sıkıyönetim komutanı" olarak geçtiğini sonrandan öğrendiğini iddia eden Şahar, bu şekilde yapılan atamanın ne avantaj ne de ödül olduğunu belirtti.
Şahar, sözde atama listesinde isminin bilgisi ve rızası dışında yazıldığını, bunun şahsını lekelemek amacıyla yapıldığını öne sürdü.
Darbeci askerlerle fikir ve eylem birlikteliği içinde bulunmadığını aktaran Şahar, dikkat çekmemek amacıyla düğüne katıldığına yönelik suçlamayı da kabul etmedi.
Şahar, birinci sicil amirinin Korgeneral Mehmet Şanver olduğunu ve onun daveti üzerine ailesiyle düğüne katıldığını söyledi. Şahar, bu iddianın temelsiz ve soyut bir varsayımdan ibaret olduğunu ileri sürdü.
Ayrıca darbe girişiminin yaşandığı akşam, daha her şey yeniyken Konya valisi ve emniyet müdürü ile telefon görüşmesi yaptığına işaret eden Şahar, darbe girişimine karışmış olsa vali ve emniyet müdürünün derdest edilmesine yönelik beyanda bulunabileceğini ancak böyle bir şeyin gerçekleşmediğini kaydetti.
Şahar, düğündeyken derdest edilip Akıncı Üssü'ne de getirildiğini ve 16 Temmuz öğle saatlerinde kurtarıldıklarını ileri sürerek, yine düğün yerinde bulunduğu sırada ulaştığı askeri ve sivil erkana darbeye karşı olduğunu ve karşı tedbirler alınmasını söylediğini aktardı.
Zamanını ve çabasını darbeye karşı tedbirler alınması için geçirdiğini anlatan Şahar, sonrasında kurtarıldığı saate kadar hürriyetinden mahrum halde beklediğini öne sürdü.
Girişime destek vermediğini aktaran Şahar, FETÖ ile de bir bağı bulunmadığını ileri sürdü.
Şahar, aleyhindeki tanık beyanlarını da reddederek, tahliyesini ve beraatini talep etti.
O da kabul etmedi
15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Daire Başkanlığı'nda proje subayı olarak görev yapan sanık eski binbaşı Bülent Kaya da Şahar'ın ardından savunmasına başladı.
Kaya, darbe girişimi gecesi 18.00 civarı Genelkurmay Başkanlığı'na gelmesi, MEBS Başkanı Korgeneral Uğur Tarçın ile iki tuğgeneralin derdest edilerek Akıncı Üssü'ne götürülmesi, orada komutanların kaçmaması için nöbet tutması ve darbe faaliyetine yardım etmesine yönelik suçlamalar olduğunu hatırlattı.
15 Temmuz'da geçici olarak Kara Harp Okulu'nda görevlendirilmesine rağmen zaman zaman projeleri takip için Genelkurmay'a gittiğini anlatan Kaya, darbe girişiminin yaşandığı gün de bir yüzbaşının arayıp Genelkurmay'a mesaiye beklendiğini söylediğini ileri sürdü.
Bunun üzerine 17.12'de dairesine gittiğini ve "TSK'nın Eğitim ve Öğretim Sistemi'nin Etkinliğinin Arttırılması Projesi" için çağrıldığını öğrendiğini bildiren Kaya, 21.00 gibi odasında çalıştığı sırada elektriklerin kesildiğini ifade etti.
Kaya, sigara içmek için odasından çıktığında şube müdür vekilini gördüğünü, onun da terör saldırısı gibi bir durum olduğunu ve odasına girmesini, sivil dolaşmamasını söylediğini iddia ederek, bunun üzerine odasında üniformasını giydikten sonra biraz bekleyip durumu anlamak için dışarı çıktığını aktardı.
Ne olduğunu anlamak için ışıkları yanan ana binaya gittiğini, burada koridorda yerde yatan ve elleri bağlı olarak gördüğü askerin, "Tatbikat dediler. Böyle tatbikat mı olur?" şeklinde serzenişte bulunduğunu bildiren Kaya, kendisinin de tatbikat olabileceğini bu yüzden yerden kalkmamasını söyleyip komuta katına doğru çıkmak için merdivenlere doğru yürüdüğünü söyledi.
Kaya, ancak birinci katta özel kuvvetler mensubu bir askerin silahını doğrultup "yat yat yat" diye bağırdığını, bunun üzerine yüzüstü yattığını ileri sürerek, önce bir odaya sokulduğunu, sonra da en yakın çıkışı göstermesinin istendiğini iddia etti.
Nereden çıkacaklarını bilmedikleri, vakit kaybetme lüksleri olmadığı için ellerinin bağlanmadığını ve kendisini kullandıklarını düşündüğünü öne süren Kaya, bu şekilde dışarı çıktıklarını, ancak dışarıda silah sesi duyunca koşarak kendi dairesinin bulunduğu binaya girdiklerini anlattı.
Kaya, arkasındakiler gelmeden ilk odaya girdiğini, onların kendini görmediğini düşündüğünü belirterek, bir süre burada beklediğini, ardından sabit telefonla santrali aramak için odadan çıktığında bir askerin kendisini yakaladığını, ellerini kelepçelediğini iddia etti.
Yine derdest edilmiş birileriyle dışarı çıkartılıp bir helikoptere bindirildiklerini anlatan Kaya, sonradan Akıncı Üssü olduğunu öğrendiği bu yerde bir binadaki odada elleri, ayakları ve gözleri bağlı şekilde sabaha kadar tutulduğunu savundu.
Kaya, sabah bir sesle uyandığını, öğleye kadar bekleyip el ve ayaklarındaki kelepçeden kurtulup pencereden atlayarak çıktığını ileri sürdü.
Bülent Kaya, bu birlikten çıkmak için uğraşırken yanına gelen minibüsteki askerlerin herkesi askeri savcının yanına götürdüklerini belirtmesi üzerine araca bindiğini, sonrasında ifade veremeden otobüsle adliyeye götürüldüğünü ve ardından tutuklandığını iddia etti.
Duruşmaya, sanık Kaya'nın savunmasına devam edilmek üzere yarına kadar ara verildi.
26.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
15 Temmuz 2016'da Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Daire Başkanlığında proje subayı olarak görev yapan sanık eski binbaşı Bülent Kaya, dün başladığı savunmasını tamamladı.
Hakkındaki iddiaları reddeden Kaya, Genelkurmay Başkanlığındayken derdest edilip Akıncı Üssü'ne helikopterle getirildiğini ve sabaha kadar bir odada tutulduğunu iddia etti.
Akıncı Üssü davasında inkar politikası devam ediyor!
Sanık Kaya, MEBS Başkanı Korgeneral Uğur Tarçın ile beraberindeki 2 tuğgeneralin derdest edilme girişiminde de yer almadığını savunarak, Tarçın'ı görmediğini, gördüyse de onu tanımadığını ileri sürdü.
Tam teçhizatlı askerlere yardım da yapmadığını öne süren Kaya, darbe girişimine yönelik faaliyetlere katılmadığını savundu.
Bülent Kaya, Genelkurmay Başkanlığı kamera kayıtlarının da hukuksuz ve kanunsuz şekilde elde edildiğini ve delil niteliği taşımadığını ileri sürerek, iddia makamınca hiçbir delil gösterilmeksizin kamera kayıtlarıyla darbeye katıldığı şeklinde itham edildiğini öne sürdü.
FETÖ ile de bir bağı bulunmadığını iddia eden Kaya, suçlamaları reddetti.
Sanık Kaya, tahliyesini ve beraatını istedi.
Duruşmaya 29 Temmuz pazartesi günü devam edilmek üzere ara verildi.
29.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK) Plan Prensipler Başkanlığı'nda görevli eski hava pilot kurmay yarbay Mustafa Bağatur savunma yaptı.
"Benim açımdan işlediğim bir suç yoktur." diyerek savunmasına başlayan Bağatur, 15 Temmuz'da HKK Genel Sekreterliğinden Ayhan Çatıkkaya'nın arayıp Akıncı Üssü 143. Filo'ya gitmesini söylediğini ileri sürdü.
Görev bilinciyle üsse gittiğini iddia eden Bağatur, üs komutanı Hakan Evrim ile konuştuğu iddiasının doğru olmadığını savundu.
Bağatur, Evrim ile karşılaştığını, nizamiyedeki Murat Bicil'e ulaşamadığı için onun talimatını iletmek üzere nizamiyeye gittiğini söyledi.
Üs nizamiyesinde giriş çıkışları kontrol ettiğine yönelik iddianın da doğru olmadığını öne süren Bağatur, böyle bir görev almadığını, sadece Bicil'e talimat için gittiğini yineledi.
Hakkındaki kamera görüntülerinde suç işlediğine dair bir tespit bulunmadığını da iddia eden Bağatur, buna rağmen görüntülerin hukuksuz olduğunu savundu.
Bağatur, örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmediğini ve tüm suçlamaları reddettiğini, aleyhinde sanık ve tanık beyanı, bilgi belge ile balistik ve biyolojik inceleme raporu bulunmadığını öne sürdü.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
30.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanlığı'nda görevli eski hava pilot kurmay yarbay Mustafa Bağatur dün başladığı savunmasını sürdürdü.
Akıncı Üssü 143. Filo'ya, kuvvet genel sekreterliğinden arayan Ayhan Çatıkkaya'nın talimatı sonrası gittiğini anlatan Bağatur, filoya giderken etrafta silahlı askerler gördüğünü ancak "kimsin", "nereye gidiyorsun" diye kimsenin bir şey sormadığını öne sürdü.
Bağatur, üsse normal prosedürle giriş yaptığını iddia ederek, bu sırada üssün darbeciler tarafından ele geçirilmemiş olduğunu savundu.
İlerleyen saatlerde uçakların kalkış yapmaya başladığını, bu sırada gördüğü teçhizatlı askerlerin ise üsse saldırı olabileceği gerekçesiyle önlem aldıklarını söylediklerini öne süren Bağatur, filoda karşılaştığı üs komutanı Hakan Evrim'in nizamiyede bulunan binbaşı Murat Bicil ile görüşemediğini söylemesi ve onu bularak emirlerini iletmesini istemesi üzerine nizamiyeye gittiğini ve talimatlarını ilettiğini söyledi.
Nizamiyede görev alıp giriş çıkışları kontrol ettiğine yönelik suçlamayı kabul etmeyen Bağatur, darbe girişimine iştirak etmediğini, edenleri de lanetlediğini ifade etti.
Bağatur, nizamiye bölgesine gönderilmesini de filoda istenmediği için uzaklaştırılmaya çalışıldığına bağladı.
Akıncı Üssü'ne geldiğinde veya öncesinde sıkıyönetim direktifinden de haberdar olmadığını savunan Bağatur, "Ben masumum, o gece herhangi bir suç işlemedim." dedi.
Bağatur, üsse darbe teşebbüsünde görev almak üzere gitmediğini, bu şekilde yapılan suçlamayı da kabul etmediğini belirterek, üste kendisine bir görev tebliğ edilmediğini iddia etti. Bağatur, FETÖ/PDY üyesi olmadığını da öne sürdü.
Duruşmaya, yarın devam edilmek üzere ara verildi.
30.07.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, sanıklar ve avukatları taleplerini iletti.
Daha sonra ara karara yönelik mütalaasını açıklayan savcı, esas hakkındaki mütalaayı tekrar ettiğini belirtti.
İddia makamı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
DURUŞMA GEÇ SAATLERE KADAR SÜRDÜ: ARA KARAR SONRASI DAVA 1 AY ERTELENDİ
Geç saatlere kadar süren duruşmada mahkeme heyeti, verilen müzakere arasından sonra ara kararını açıkladı.
Buna göre, yakalamalı sanıkların yakalama kararlarının infazının beklenmesine karar veren mahkeme, Kahramankazan Asliye Ceza Mahkemesince sanıklar Ali Eraslan ve Mustafa Zelbey hakkında yapılan birleştirme talebine muvafakat verilmemesini kararlaştırdı.
Mahkeme, bazı sanıkların mahkeme heyetinin reddine yönelik taleplerini ise yargılamayı uzatmak amacı taşıdığı gerekçesiyle kabul etmedi.
Bazı sanık ve sanık vekillerinin esasa yönelik beyanda bulunmak için süre taleplerini reddeden mahkeme heyeti, sanıklara ait cep telefonu ve tablet dışındaki dijital materyaller ile suç teşkil etmeyen eşyaların iadesi hususunda emanet memurluğuna müzekkere yazılmasına hükmetti.
Mahkeme, sanıklardan İsmail Aslan ile Özgüç Güneş'in tutuklu kaldıkları süre ve suç vasfının değişme durumunu nazara alınarak, yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliyelerine hükmetti.
Duruşma, 03 Eylül-11 Ekim tarihlerine ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 475 sanık (ilk 486) Darbe/Akıncı Hava Üssü' davası
(03 Ağustos 2019, 17:29), son güncel.: (21 Eylül 2019, 17:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: