Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Sonuçlanan bazı davalarda sanıklara hapis cezaları verildi. Bu kapsamda eski Askeri Yargıtay üyesi Ali Karagülmez'e 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Sonuçlanan diğer bir davada ise eski Yargıtay üyesi Ali Sezgin beraat etti. Devam den bir başka davada eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı tutuksuz sanık Birol Erdem'in yargılanmasına devam edildi. Duruşmada tanık olarak dinlenmesine daha önce karar verilen eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in 24 Mart'ta Segbis üzerinden canlı yayınla tanık ifadesi vereceği açıklandı. Duruşmada diğer tanıklar Birol Erdem'le ilgili mahkemenin sorularını yanıtladı.
08.03.2020 10:05 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Duruşmalarda yaşananlar kronolojik olarak şu şekilde gerçekleşti:
ESKİ ADALET BAKANLIĞI MÜSTEŞARI BİROL ERDEM'İN DAVASI
24 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı tutuksuz sanık Birol Erdem ile avukatları katıldı.
Dosyaya gelen bilgi ve belgelerin Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından okunmasının ardından tanıkların dinlenmesine geçildi.
Davanın bugünkü celsesinde Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin'in tanık olarak dinlenmesi bekleniyordu. Ancak Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu, SEGBİS'in Ergin'in dinlenmesi için 24 Mart'a gün verdiğini bildirdi.
“BEN, BİROL ERDEM, İBRAHİM OKUR ALINMASINI İSTEDİK”
Birol Erdem davasında tanık olarak dinlenen ilk isim dönemin HSYK Üyesi Nilgün Hacımahmutoğlu oldu. Farklı dairelerde çalıştıkları için Birol Erdem'i fazla tanımadığını, örgütsel faaliyetleri hakkında bilgisi olmadığını belirten Hacımahmutoğlu, 'MİT krizinden sonra Adalet Bakanlığı Müsteşarlığına getirilince, doğal olarak 1. Daire üyesi oldu. O zaman birlikte çalıştık. Çalışma ilişkisi dışındaki ilişkilerini bilmiyorum. Ben zaten prensip olarak evden işe, işten eve giden bir insanım' dedi.
Başkan Alikanoğlu'nun soruları üzerine de Hacımahmutoğlu, şunları anlattı:
'2013 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş'in görevden alınmasını Birol Erdem istedi. Ben bu ismin kıdemsiz olması, Sarıyer savcılığından Ankara Başsavcılığına getirilmesine zaten karşı çıkmıştım. Görevden alınması genel kurulda oy çokluğuyla çıktı. Herkes infiale kapıldı, tartışmalar yaşandı. Ben, Birol Erdem, İbrahim Okur alınmasını istedik. İstanbul Anadolu Adli komisyon başkanının Yeşim Sayıldı olması da büyük tartışmalara yol açmıştı. Birol Erdem de 'olmamalı' demişti. Benim gerekçem, aidiyetini, şunu bunu bildiğimden değil, kıdeminden dolayı karşı çıktım. Birol Erdem ve İbrahim Okur da istemedi, ama oy çokluğuyla Yeşim Hanım komisyon başkanı oldu. Biz yüksek yargıdan gelen 5 kişi son dönemde dışlanmıştık.
Bir müddet sonra Birol Erdem bazı şeylerin yanlışlığından bahsetti ve biz 5 kişiyle görüşüp, 'Birlikte hareket edelim, gidişat iyi değil' dedi.'
Hacımahmutoğlu, adli kolluk yönetmeliğine karşı yayınlanan HSYK bildirisine ilişkin bir soruyu da şöyle cevaplandırdı:
'Biz 5 kişi bu yönetmeliği, safiyane, iyi niyetle yargıya müdahale olarak nitelendirdik. Birol Erdem ise bunun geçmesi gerektiğini savundu. Biz 5 kişi maalesef sonradan örgüt üyesi olduğunu anladığımız kişilerin itelemesi ile orada kandırıldık.
Zannettik ki, yargının bağımsızlığı korunuyor. O zaman Birol Erdem FETÖ'cülere, 'Siz tarihin sayfalarına gömüleceksiniz' dedi. Biz maalesef bundan çıkarım yapamadık ve bildiriye imza attık. 'FETÖ'nün oyununa geliyorsunuz, imza atmayın' diye uyarılmamız gerekirdi. Biz de FETÖ'nün oyununa düştük. Bunu kendime yediremedim.'
“Bunlar 2 rekat namaz kılıp, Allah'ı da kandırmaya kalktı”
Üye Hakim Abdurrahman Orkun Dağ ise şu soruyu yöneltti:
'O dönem cemaat denilen, ki bu da örgütü masum gösterme amaçlıydı. Oysa bunlar 2 rekat namaz kılıp, Allah'ı da kandırmaya kalktı. Bunların bir takım jargonu var. Size hiç, 'Zaman gazetesi en doğru haberi verir. Bank Asya çok iyi banka' gibi propaganda yaptılar mı?'
Hacımahmutoğlu bu soruya, 'Kesinlikle hayır. Sosyal demokrat gruptan seçildiğimi cümle alem biliyordu, mantıksızdı' karşılığını verdi.
Tanıklardan dönemin Adalet Bakanlığı bürokratı Abdullah Şahin, Eylül 2011'de cemaatten ayrıldığını, öncesinde bazı sohbetlere gittiğini, ikisinde Birol Erdem'i gördüğünü, bu sohbetlerde cemaat jargonu içinde ona 'Abi' denildiğini, ancak Erdem'in Bakanlıktaki görev döneminde örgüt aleyhine çalışıp, onlara karşı manevralar yaptığını bildiğini söyledi.
Bir diğer tanık İsmail Aydın ise Birol Erdem'in cemaatle hiçbir işi olmadığını, hiçbir toplantılarına katılmadığını, okul yıllarında Hakyol evlerinde kaldıklarını, evin Fetö'ye ait olmadığını bildirdi. Sanık Erdem'in FETÖ'yle mücadele ettiğini savunan Aydın, örgüte karşı MİT krizinden sonra ciddi tavır alındığını kaydetti.
Diğer tanık eski Danıştay üyesi Mustafa Elçin, '1985'den beri tanıyorum. Sohbet toplantılarına katıldığına dair hiçbir bilgim de hissiyatım da şüphem de yok. İlk defa gözaltına alınmasından sonra medyaya yansıyan şeylerden duydum' diye konuştu.
Tanık Kemal Açıkgöz de MİT krizinden sonra Erdem'in FETÖ aleyhine çalıştığını söyledi.
Tanıklardan sonra beyanda bulunan Birol Erdem, 2013 yılı sonbaharında o dönemde 'cemaat' olarak bilinen yargıdaki örgüt mensuplarına ilişkin listeyi tamamlayıp MİT Müsteşarı'na verdiğini, listenin internetten duyurulduğunu söyledi.
Listenin ortaya çıkmasının ardından tehdit edildiğini dile getiren Erdem, 'Hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum, yaptıklarımın arkasındayım. Yargıdaki cemaatçilerin listesini hazırlamaya adli yargıyla başladım, bakanlıktaki mensuplarına ilişkin liste bitmişti. Listelerdeki tahminler yüzde 95 oranında tuttu. Ben bu çalışmanın hala arkasındayım ama 'Gün olur devran döner bizden hesap sorarlar mı' diye korkarak listeye sahip çıkmayanlar var.' dedi.
Erdem, 2011'den önce bazı toplantılara katıldığını, ancak bunların bilinen anlamda cemaatin sohbet toplantısı olmadığını söyledi. 2011 yılına kadar vesayete karşı cemaatle yol yürüdüklerini tekrarlayan Erdem, şöyle konuştu:
'Yaptığım her şeyin arkasındayım. Hiçbir pişmanlık duymadım. O zaman için yapılanlar doğruydu. Ancak irademi hiçbir zaman, hiç kimseye teslim etmedim. Şimdi birileri 'Devran döner, bizden hesap sorarlar' korkusuyla sahiplenmese de ben 2013 sonbaharında tamamlayıp, MİT Müsteşarı'na verdiğim yargıdaki cemaatçiler listesinin de arkasındayım.'
Erdem, yargıda mensubiyetini görevine yansıtan zihniyete her zaman karşı çıktığını, 2012'nin Ocak ayından itibaren de FETÖ mensuplarına karşı net tavır aldığını savundu.
Verilen aradan sonra Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu, Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin'in bir sonraki celse SEGBİS'le dinlenmesi ve Birol Erdem hakkındaki adli kontrolün devamı kararıyla, duruşmanın 14 Mayıs'a bırakıldığını açıkladı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ALİ SEZGİN BERAAT ETTİ
25 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Ali Sezgin'le avukatı katıldı.
Dosyaya gelen belgelerin Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından okunmasının ardından Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Müslüm Canpolat'a esas hakkındaki mütalaayı sunmak üzere söz verildi.
Savcı Canpolat, suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca Sezgin'in beraatini talep etti.
Sanık Sezgin de örgüt üyesi olmadığını ileri sürerek, beraatini istedi. Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya karar için ara verildi.
Karar
Daha sonra, Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Alikanoğlu tarafından açıklandı.
'Silahlı terör örgütü üyesi olma' suçundan açılan davada yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle CMK'nin 223/2-e maddesi uyarınca Sezgin'in beraatine hükmeden mahkeme heyeti, sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını da kararlaştırıldı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ALİ KARAGÜLMEZ'E 7 YIL HAPİS
27 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonunda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Ali Karagülmez ile avukatları katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Karagülmez, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü.
FETÖ tarafından Yargıtay üyeliğine seçildiğine yönelik tespitleri de reddeden Karagülmez, Yargıtay üyesi seçilebilmek için örgüte muhtaç olmadığını iddia etti.
Sanık Karagülmez ve avukatının savunmalarını tamamlaması üzerine duruşmaya karar için ara verildi.
Daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Ali Karagülmez'e 'FETÖ'ye üye olmak' suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince 6 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddesi uyarınca cezayı 9 yıla çıkardı.
TCK'nin 62. maddesindeki indirimi uygulayarak sanığın cezasını 7 yıl 6 aya indiren mahkeme heyeti, Karagülmez hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının da devamına hükmetti.
Bu karara karşı temyiz yolu açık bulunuyor. Temyize gidilmesi durumunda talebi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(08 Mart 2020, 10:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: