Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahındaki eylemlerine ilişkin 132 sanıklı davaya devam edildi. Duruşmalar sonunda davanın karar duruşmasının 30 Aralık'ta görüleceği açıklandı.
17.12.2020 10:50 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahındaki eylemlerine ilişkin 132 sanıklı davaya devam edildi.
23.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişiminin bastırılmasının ardından sivil kıyafetlerle Kara Kuvvetleri Komutanlığından kaçmaya çalışırken görüntülenen eski Kara Kuvvetleri Tayin Daire Başkanlığı Subay-Astsubay Özlük Şube Müdürü albay Erkan Erol, esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yaptı.
Darbe girişimi akşamı saat 20.30'a kadar çalıştıklarını, kışladan ayrılmak üzereyken koridorlarda hareketlilik olduğunu savunan Erol, eski tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun "Herkes nizamiyeye gidiyor. Sen de git" demesi üzerine nizamiyeye geçtiğini, kamuflaj giydiğini, fakat teçhizat kuşanmadığını söyledi.
Sanık Erol, terör saldırısı ihbarı nedeniyle kışlada kaldığını, darbe girişimiyle ilgisinin bulunmadığını, Kara Kuvvetleri kışlasının emniyetini almaktan başka faaliyetinin de bulunmadığını iddia etti.
FETÖ üyesi olmadığını, Anayasa'yı ihlal suçunu işlemediğini savunan Erol, "Darbecilerle uzaktan yakından bir bağlantım, emir komuta bağım yok. Kara Kuvvetleri Komutanlığında hiçbir olay meydana gelmedi. Ben kışladan dahi ayrılmadım. Kimseyle ortak hareket etmedim, fikir ve eylem birliği içinde bulunmadım. Hakkımda aleyhte bir tanık ifadesi veya herhangi bir delil yok. Darbe girişimine katılmak söz konusu değil." diye konuştu.
Olay günü personele silah almaları talimatı verdiğini kabul eden Erkan Erol, bunun kışlanın güvenliğini sağlamaya yönelik bir emir olduğunu, askerin silahsız düşünülemeyeceğini söyledi.
Suçsuz olduğunu savunan sanık Erol, beraatını istedi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
24.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada, eski KKK Plan Harekat Dairesi Başkanlığı Plan Şube Müdürü albay Mahmut Gündoğdu, esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yaptı.
Daha önce dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın alıkonulmasına ilişkin davada yargılandığını, fakat hakkındaki kararın Yargıtayca bozulduğunu aktaran Gündoğdu, suç teşkil edecek eyleminin bulunmadığını, darbe girişimi ve FETÖ ile bağlantısının olmadığını öne sürdü.
Başında bulunduğu şubenin sınır ötesi de dahil Kara Kuvvetleri Komutanlığının harekat planlarının tümünü koordine ettiğini belirten Gündoğdu, bu nedenle oldukça yoğun çalıştıklarını ifade etti.
"Benim burada bulunmamın sebebi o gece geç saatte kimseden emir almaksızın karargaha gitmiş olmamdır." diyen Gündoğdu, Kara Kuvvetlere Komutanlığının yurt içi ve dışında önemli operasyonlar gerçekleştirdiğini, söz konusu operasyonlar sırasında da tıpkı 15 Temmuz'daki gibi kimseden emir almadan karargahtaki görevinin başında bulunduğunu savundu.
Olay tarihinde büyük bir terör saldırısına ilişkin haberler üzerine saat 00.15'te sivil kıyafetleriyle kışlaya gittiğini, bunun görüntülerle de sabit olduğunu ifade eden Gündoğdu, "Karargaha darbe girişimi olduğunu bilmeden, tamamen görevim gereği, herhangi bir eyleme iştirak etme düşünesi ve iradesi olmadan, o güne kadar görevimin gereği ne yaptıysam o gün de aynı şeyi yapma düşüncesiyle, herhangi bir planın parçası olarak değil de görev bilinciyle gittiğimi belirtmek istiyorum." diye konuştu.
Darbe faaliyetinin başladığı kritik saatlerde kendisinin kışla dışında olduğunu aktaran Gündoğdu, 16 Temmuz günü saat 11.27 civarında Daire Başkanına bilgi vererek karargahtan ayrıldığını, kışlada herhangi bir eyleminin olmadığını öne sürdü.
Gözaltına alındığı 21 Temmuz'a kadar normal faaliyetine devam ettiğini belirten Mahmut Gündoğdu, suçsuz olduğunu savunup, tahliye ve beraat istedi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
25.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski KKK Eğitim ve Şube Müdürü kurmay yarbay Ahmet Ejder, darbe girişiminden kısa bir süre önce hudut birliğinden Kara Kuvvetleri Komutanlığına tayin edildiğini, orduevinde kaldığını söyledi.
Suç tarihinde eğitim faaliyeti için kışlada bulunduğunu ve saat 22.05'te mesaiden ayrıldığını öne süren Ejder, saat 22.11'de aracıyla kışladan çıktıktan sonra alçak uçuş yapan uçakları gördüğünü, bunun üzerine tekrar görev yerine döndüğünü iddia etti.
Ejder, havadaki hareketliliğe bir anlam veremediğini, ilk başta yabancı bir devletten Türkiye'ye saldırı olduğu düşündüğünü, daha sonra amirlerini aradığını fakat ulaşamadığını, bunun üzerine kışla emniyetini alıp, bir süre beklediğini savundu.
Silah ve teçhizat kuşanmadığını öne süren Ejder, bir süre sonra kışlayı terk ettiğini öne sürdü.
21 Temmuz'da gözaltına alındığını aktaran Ahmet Ejder, ajandasındaki "Hainlere dikkat etmeliyiz." notunu darbe girişiminin ardından gerçekleşen bir toplantıda yazdığını öne sürdü.
Ejder'in avukatının savunmasının ardından heyet, duruşmayı tamamladı.
27.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada, 21 Ekim'de esasa ilişkin savunma yapan eski tuğgeneral Adem Boduroğlu ek savunma yaptı.
Darbe girişiminde şehit olanlara rahmet, gazilere şifa dileyen Boduroğlu, 15 Temmuz'un önceden planlanmış bir darbe olmadığını savundu. Boduroğlu, olay günü Kara Kuvvetleri Komutanlığına başka bir kuvvet komutanlığından irtibat personelinin gelmemesinin de bunu doğruladığını ileri sürdü.
Olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı olarak görev yaptığını hatırlatan Boduroğlu, darbe girişimi sırasında kendi görev yerinde bulunduğunu ve bu bölgeyi işgal etmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.
Darbe girişimi sırasında eline silah almadığını, kimseye ateş etmediğini savunan Boduroğlu, "Harekat merkezinde hiçbir yerden kanunsuz emir alınmamış ve kanunsuz emir verilmemiştir." diye konuştu.
Boduroğlu, 15 Temmuz'da evinden görev yerine gitmesi için kendisine makam aracının dahi gönderilmediğini belirterek, darbe girişiminde yer almadığını iddia etti.
Sanık Boduroğlu, olay günü Kara Kuvvetlerine bağlı birliklerden hiçbirinde kendisi tarafından çekilmiş darbe içerikli bir mesajın bulunamadığını söyledi.
Boduroğlu, örgütsel amaçlı patates hat kullandığına dair tespiti de kabul etmedi.
Eski tuğgeneral Boduroğlu, "Allah hiç kimseyi adaletten ayırmasın." diyerek savunmasını tamamladı.
Davanın 22 Kasım 2019'daki duruşmasında açıklanan esasa ilişkin mütalaada, Boduroğlu'nun, "Anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi talep edilmişti.
Esasa ilişkin savunma yapan sanık eski albay Adnan Akdemir, suçsuz olduğunu öne sürerek, konuşmasının "savunma" değil "beyan" olarak kabul edilmesini talep etti.
Hakkında somut bir delil olmadan esasa ilişkin mütalaada cezalandırılmasının istendiğini bildiren Akdemir, kanunlar kapsamında suç unsuru içeren bir eyleminin bulunmadığını savundu.
Darbe girişimi sırasında, KKK Karargahı'nda görev yaptığını aktaran Akdemir, 15 Temmuz saat 19.24'te amirinin kendisinden bir rapor hazırlamasını istediğini, bunun üzerine raporu tamamlamak için mesaiye devam ettiğini dile getirdi. Çalışmasını saat 22.22'de tamamlayarak amirinin bilgisayarına gönderdiğini ifade eden Akdemir, mesaiden ayrılmak üzereyken firari eski albay Nuh Altunsoy'un aradığını ve kendisini Özel Kalem Müdürlüğüne çağırdığını anlattı.
İddianamedeki anlatıma göre, bu saatlerde karargahın darbeciler tarafından ele geçirilmiş olduğunu bildiren Akdemir, söz konusu zamana kadar kimseyle bir görüşmesinin bulunmadığını ve "terör saldırısı", "tatbikat", "sıkıyönetim ilanı" gibi konulardan habersiz olduğunu ileri sürdü.
Özel Kalem Müdürlüğüne doğru giderken, sivil giyimli bir şahsın ellerinin bağlanmış halde gördüğünü belirten Akdemir, bundan sonra odaların boşaltıldığını, karargahtaki ışıkların söndürüldüğünü aktardı.
Özel Kalem Müdürlüğü odasında girdikten sonra Altunsoy'a komutanların nerede olduğunu sorduğunu, "Emniyetteler. Giriş çıkışlar yasaklandı, buradan ayrılma." cevabını aldığını dile getiren Akdemir, gece ilerleyen saatlerde televizyonda, "Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grubun askeri kalkışma yaptığı" haberlerini gördüğünü ama kimin kalkışmada yer aldığına dair bir bilgiye sahip olmadığını ifade etti.
Yaşananlardan şüphelenmesi üzerine odasına gitmek istediğini ancak Altunsoy'un buna izin vermediğini söyleyen Akdemir, sabah saatlerinde odasına geçebildiğini, bir süre sonra da kışladan ayrılarak evine gittiğini söyledi.
İlerleyen saatlerde amiri ile görüşmesinden sonra karargaha döndüğünü ve yaşadıklarını anlattığını bildiren Akdemir, 15 Temmuz'da suç işleme kastıyla hareket etmediğini savundu.
Akdemir, üzerine atılı "FETÖ üyeliği" suçlamasını da kabul etmediğini kaydetti.
Davanın 22 Kasım 2019'daki duruşmasında açıklanan esasa ilişkin mütalaada, Akdemir'in, "Anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi talep edilmişti.
Davanın görülmesine gelecek hafta devam edilecek.
30.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen duruşmada, ifadesine başvurulacak sanık ile avukatı hazır bulundu. Diğer sanıklar ile bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlantı kuruldu.
Duruşmada, eski KKK Plan ve Koordinasyon Şube Müdürü kurmay albay Eşref Mert, esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yaptı.
Üzerine atılı suçu reddeden Mert, darbe girişimiyle ilgisinin bulunmadığını savundu.
Darbe girişiminden önce senelik iznini kullandığını belirten Eşref Mert, pazartesi günü başlayacak mesaisine hazırlık yapmak üzere 15 Temmuz Cuma günü öğle saatlerinde kışlaya gittiğini öne sürdü.
Mert, "Yıllık izinde olmama rağmen 15 Temmuz günü kışlaya gelip mesaiye başladığım iddiası yalan. O gün iznimin son günüydü. Kışlaya öğle saatlerinde kısa süreli kişisel maksatlı, saç tıraşı olmak için gittim. Berberden çıktıktan sonra ertesi gün göreve başlayacağım için evrak almak üzere odama geçtim. Kendi şubemden 1, 2 kişi dışında kimseyle görüşmeden kışladan ayrıldım." ifadesini kullandı.
Odasında yaklaşık 45 dakika durduğunu, kışladaki zamanının büyük kısmını berberde sıra beklerken geçirdiğini iddia eden Eşref Mert, yaklaşık 2 saat kaldıktan sonra kışladan ayrıldığını, akşama kadar da kışlaya dönmediğini savundu.
Akşam görev bilinciyle Kara Kuvvetleri kışlasına gittiğini iddia eden Mert, o gece tabanca taşıdığı yönündeki suçlamayı kabul etmedi ve giydiği kamuflajda boş tabanca kılıfı olduğunu öne sürdü.
Eşref Mert, darbe girişimi olduğunu öğrenince kamuflajını çıkardığını da söyledi.
Aynı birimde görev yaptığı Adnan Karakuş'un aleyhindeki beyanını da kabul etmeyen Mert, Karakuş ile aralarında husumet bulunduğunu, bu kişinin kendisine iftira attığını iddia etti.
Eşref Mert, "Bu kişi iftiracıdır ve yalancı tanıktır. Beyanları husumete dayalı, akla, mantığa, askerliğin doğasına ve hayatın doğal akışına aykırı." dedi.
Mahkeme Başkanı, Mert'in savunmasının ardından yarın devam edilmek üzere duruşmayı tamamladı.
01.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, ifadesine başvurulacak sanık ile avukatı hazır bulundu. Diğer sanıklarla bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlantı kuruldu.
Duruşmada, eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Sekreteri albay Hüseyin Öztürk, esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yaptı.
15 Temmuz'da Kara Kuvvetleri Komutanlığında mesaide olduğunu belirten Öztürk, yoğun geçen evrak işlemlerini sürdürdüğü sırada koridordan "Tatbikat var." şeklinde sözler işittiğini iddia etti.
Öztürk, koridora çıktığında kimseyi görmediğini, daha fazla bilgi edinebileceği düşüncesiyle mesaide olduğunu tahmin ettiği kişileri aradığını, ancak çoğuna ulaşamadığını, ulaştıklarının ise bir şey bilmediklerini söylediğini bildirdi.
Odasında beklemeye koyulduğunu, bu sırada alçaktan geçen uçakları duymaya başladığını anlatan Öztürk, daha sonra karargah binasının iç cepheye bakan tarafına indiğini savundu.
Öztürk, gün ağarmaya yakın 2 No'lu nizamiyeden çıkmak istediğini, ancak silah ve kalabalık insan sesleri üzerine vazgeçerek döndüğünü öne sürdü.
Silah sesleri kesilince evine gittiğini anlatan Öztürk, pazartesi gün mesaide gözaltına alındığını aktardı.
Gece boyunca karargahın darbe girişimine dahil olduğuna dair kendisinde bir kanaat oluşmadığını ifade eden Öztürk, normalde ilk görmesi gereken kişi olmasına rağmen sıkıyönetim emirlerinde de haberinin olmadığını öne sürdü.
Hüseyin Öztürk, "Gece boyunca kışlada bir hareketlilik olmadı. Halkın bize yönelik bir tepkisini görmedim. İnternetten küçük bir grubun kalkışma yaptığını gördük. Bunu bizim dışımızda bir grup olarak değerlendirdik." dedi.
Suçlu olmadığını savunan Öztürk, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
02.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen duruşmada ifadesine başvurulacak sanık ile avukatı hazır bulundu. Diğer sanıklarla bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlantı kuruldu.
Duruşmada esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Dairesinde görevli eski albay Mehmet Aydın, üzerine atılı suçlamayı reddetti, darbe girişimiyle ilgisinin bulunmadığını savundu.
15 Temmuz günü uçak seslerini duymasının ardından terör saldırısı ihbarıyla evden aceleyle çıktığını, karargahta herkes eğitim elbiseli olduğu için eğitim elbisesi giydiğini öne süren Aydın, astlarını arayıp karargaha gelmelerini istediği iddiasını da kabul etmedi. Aydın, iddia edilenin aksine astlarının kendisini aradığını söyledi.
Saat 24.00 sularında kışlaya geldiğini, gece boyu Tayin Daire Başkanlığında kaldığını, bulduğu ilk fırsatta da karargahtan ayrıldığını öne süren Aydın, kendisine kumpas kurulduğunu öne sürüp beraat istedi.
Mehmet Aydın'ın savunmasını tamamlamasıyla sanıkların tamamı esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapmış oldu. Mahkemenin cuma günü sanıkların son sözlerini dinlemesi, ardından karar duruşması için tarih vermesi bekleniyor.
04.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen duruşmada, sanıkların bir bölümü salonda hazır edildi. Bazı sanıklar ise koronavirüs tedbirleri kapsamında bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı.
Duruşmada son sözü dinlenen sanıklardan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Dairesinde görevli şube müdürü eski yarbay Sinan Şimşek, 15 Temmuz günü yaşadıklarının mesleki reflekslerle kontrolsüz geliştiğini, suç işleme niyetinin bulunmadığını savundu ve beraatını talep etti.
Eski KKK Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı tuğgeneral Erhan Caha, 15 Temmuz'da Kara Kuvvetleri Komutanlığında yaşananların kanunlara uygun olduğunu, kışladaki durumun darbeyle ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını savundu. Darbe girişimini "sözde darbe" olarak nitelendiren Caha, mahkemenin adil yargılama yapmadığını iddia etti. Suç işlemediğini öne süren Caha, beraat istedi.
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı eski tuğgeneral Adem Boduroğlu, Kara Kuvvetleri Komutanlığının ele geçirilmediğini, buradan kimseye emir verilip emir alınmadığını savundu. Kara Kuvvetlerinin yönetim merkezindeki hiçbir komuta kontrol sisteminin de kullanılmadığını iddia eden Boduroğlu, silahlı terör örgütü üyesi olmaktan yargılandıklarını ancak silah kullanmadıklarını öne sürdü.
"Bu insanların hiçbiri darbeci değil"
Boduroğlu, "Biz kimseden emir almadık. Kara Kuvvetleri Komutanlığı kışlası darbe girişimine katılmadı. Bu insanların hiçbiri darbeci değil. Beraatımı istiyorum." dedi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harbe Hazırlık ve Eğitim Daire Başkanı eski tuğgeneral Ali Rıza Çağlar da savcılıktan beri tüm ifadelerinin aynı olduğunu belirterek, "Tüm deliller gösteriyor ki ben suç işlemedim. Şahsıma yönelik haksızlığa son verilmesini talep ediyorum." diye konuştu.
Eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Sekreteri albay Hüseyin Öztürk, mahkemeye kolaylıklar dilerken, Dinçer Özcan, hakkında iftiradan ibaret tüm iddiaları delillerle çürüttüğünü öne sürüp, beraat talebinde bulundu.
Eski KKK Terörle Mücadele Harekat Subayı yarbay Tanju Aydıncık, Kara Kuvvetleri idari tahkikat raporu ve tanıkların suçsuz olduğunu ortaya koyduğunu savundu.
Eski albay Erkan Erol, üzerine atılı suçları reddettiğini söyledi ve beraat talebinde bulundu. Eski binbaşı Mesut Şahan, darbe girişimi sırasında 1 nolu nizamiye kapısında bulunan herkesin tanık olarak dinlenmesini istediğini, tanıkların suçsuzluğunu ortaya koyduğunu öne sürüp beraat istedi.
Diğer sanıklar da beraat talep etti.
Sanıkların tamamımın son sözlerinin dinlenilmesinin ardından ara kararı açıklayan mahkeme, tutuklu sanıkların bu halinin devamına hükmedip, davanın karar duruşmasının 30 Aralık 2020 Çarşamba günü saat 10.00'da yapılacağını bildirdi.
Davanın geçmişi
Darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 150 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve mahkemenin iddianameyi kabulü sonrası 150 sanığın yargılanmasına 6 Temmuz 2017'de başlanmıştı.
Yargılama devam ederken aralarında dönemin KKK Lojistik Başkanı olarak görev yapan eski korgeneral Yıldırım Güvenç'in de bulunduğu 8 sanığın dosyaları ayrılmış, sanık sayısı 142'ye düşmüştü.
Davanın 22 Kasım 2019'daki celsesinde ise cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü açıklamış, aralarında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı olan eski tuğgeneral Adem Boduroğlu ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harbe Hazırlık ve Eğitim Daire Başkanı eski tuğgeneral Ali Rıza Çağlar'ın da bulunduğu 94 sanığın "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesini istemişti.
Sanıkların 17'sinin "darbeye yardım" suçundan 20 yıla, 2'sinin ise FETÖ üyeliği suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Savcı mütalaasında 12 sanık hakkında beraat, firari 12 sanığın dosyalarının ayrılmasını, daha önce "Anayasa'yı ihlal" suçundan başka davalarda ceza alan 5 sanığın ise "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "kasten adam öldürmeye teşebbüs" suçlarından cezalandırılmalarını istemişti.
Mahkeme, 19 Ağustos'taki ara kararında aralarında eski albaylar Uğur Karaca ve Nuh Altınsoy'un da bulunduğu 12 firari sanığın dosyalarının mevcut davadan ayrılarak yargılanmalarının başka dava dosyasından sürdürülmesini kararlaştırmıştı.
Dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın darbeciler tarafından alıkonulmasına ilişkin davada yargılanan ve Yargıtay tarafından dosyaları bozulan eski albaylar Erkan Erol ile Mahmut Gündoğdu'nun dosyalarının mevcut dava ile birleştirilmesi kararı sonrası davadaki sanık sayısı 132 olmuştu. Sanıkların 107'si tutuklu, 25'i tutuksuz yargılanıyor.
Paralel Yapı-15.07.2016-Ankara 132 sanık (ilk 150) Darbe/Kara Kuvvetleri Kom. davası
(17 Aralık 2020, 10:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: