Tam
EskidenYeniye
 

Fetöye bak Fetöye cambazlarına balyoz

Ankara'da, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Balyoz Planı davasında, Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç'a verilen beraat kararını oybirliği ile bozdu. Böylece, saatler süren ses kayıtları ve dönemin Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri komutanı Aytaç Yalman'ın birbirileriyle girdiği tartışmada kullandıkları ifadelerle kesinleşen darbe hazırlığı Yargıtay tarafından da kabul edilmiş oldu. Yargıtay'ın kararında bu iki delile de dikkat çekildi. Yargıtay ayrıca tanık olarak dinlenen ancak daha önce medyada açıkça darbe girişiminin varlığını itiraf ettikleri halde davada bunu yalanlamalarına karşın kendilerine sorulması gereken çok sayıda soruyu sormayan mahkemenin dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ı tekrar dinlemesini istedi. Medyada sadece web sitemizde yapılan ısrarlı haberlerde temyiz sürecinin yavaş seyretmesine tepki gösterilmiş, Fetöye bak fetöye cambazlığı ile dava örtülmeye mi çalışılıyor ya da ileri yaşlardaki sanıkların 12 Eylül davası ya da 27 Nisan muhtırası sanıkları gibi ölmesi mi bekleniyor endişesi paylaşılmıştı.

Önceki haber title=Sonraki haber

16.06.2021 16:24 Ankara'da, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Balyoz Planı davasında, Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç'a verilen beraat kararını oybirliği ile bozdu.

16 Haziran'da gündemi sarsan gelişmeye göre, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Balyoz Planı davasında 7 sanık yönünden yapılan temyiz incelemesini tamamladı.

Daire, davada, Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç'a verilen beraat kararını bozulmasına hükmetti.

Dairenin 14 Haziran 2021'de oy birliğiyle aldığı kararın 37 sayfalık gerekçesinin yazımı tamamlandı.

Sanıkların eylemlerinin, "teşebbüs aşamasına ulaşmayan hazırlık hareketleri kapsamında değerlendirileceği" belirtilen gerekçede, seminer çalışmasındaki konuşma içerikleri, plan seminerinin hukuki dayanağı ile icra şekline ilişkin kurumsal belgeler dikkate alındığında, sanıkların fikir birliği içinde gerçekleşen eylemlerinin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 316. maddesinde düzenlenen "suç için anlaşma" suçunu oluşturduğu belirtildi.

Gerekçede, çekildiklerine dair savunma, delil, somut olgu veya davranışı belirlenemeyen sanıklardan, ittifakın farkına varılması üzerine, bir kısmının emekliliğini istediği, bir kısmının da askeri şurada resen emekli edildiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında lehe-aleyhe yasa değerlendirmesi yapılarak hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdirinin gerektiği kaydedildi.

Balyoz seminerine ilişkin ses kayıtları karara girdi

Kararda, sanıklar tarafından da doğrulanan plan seminerine ilişkin ses kayıtlarının çözümlemelerine yer verildi. Çözümlemelerde, plana ilişkin olarak orgeneral Doğan'ın istekleri, dönemin komutanları tarafından yapılan çalışmalar ve verilen cevaplar yer aldı. Doğan'ın seminerde oynanmakta olan "Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo" içinde öngörülemeyen, "Milli Mutabakat Hükümeti" kurulmasından bahsettiğine de yer verilerek "Arkadaşlar, bu plan seminerini, plan çalışmasını kasıtlı olarak belli bir çerçeveye koyduğumuzu, günün şartlarımıza, günün konjonktürel gelişmelerine göre dikkatlerimizi nelerde yoğunlaştırmamız gerektiğini ortaya koymak için yaptığımı herhalde hepiniz anlamışsınızdır" beyanlarının olduğunun görüldüğü belirtildi.

Hukuk devleti vurgusu

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nce verilen kararın gerekçesinde, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun altı çizildi. Kararda, başarıya ulaşmış bir darbenin yargılanmasının ne denli güç ise icrasına başlanmış bir darbenin de başarılı olamama ihtimalinde bile, korunan değerlere, anayasal demokratik düzene verdiği zararların tecrübe edilmiş gerçekler olduğuna yer verildi.

O seminerde konuşulanlara demokratik bir toplumda katlanılamaz

Kararda, Doğan ve 1. Ordu Komutanlığı'nda görevli rütbeli diğer sanıklar ile haklarındaki beraat kararı kesinleşen bir kısım sanıkların "Olasılığı En Yüksek Senaryo Semineri" çerçevesinde yapılan toplantıda, iktidardaki AK Parti hükümeti yerine "Milli Mutabakat Hükümeti kurmak", somut yer ve isim belirtilmek suretiyle İstanbul büyükşehir ve diğer il, ilçe belediye başkanlıklarına atamalar yapmak, gözaltılar ve tutuklamalar gerçekleştirmek, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı dahil bürokrasinin üst kademelerine atamalarda bulunmak, Milli Güvenlik Kurulu aracılığıyla hükümeti uyararak ve hatta gidişatın kötü olduğuna dikte ederek bunun sonunun iyi olmayacağı şeklinde hükümeti tehdit etmek dahil demokratik bir toplumda kabullenilmesi ve katlanılması mümkün olmayan ve TSK'nın görev, yetki ve sorumlulukları ile bağdaşmayan, doğrudan hükümeti cebren ıskata yönelen içerikte konuştukları ve bunlara ilişkin planların hazırlandığına dair beyanlarda bulunarak hükümeti devirmeye yönelik hareket ettikleri ve bunu açıkça ifade ettikleri belirtildi. Söz konusu seminer çalışma metninin Genelkurmay Başkanlığınca da olağan dışı görülerek bu konuda inceleme yaptırıldığı ve daha sonrada Yüksek Askeri Şura'da sanık Çetin Doğan ve bir kısım sanıkların emekli edildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası

Hükümde, sanıklar tarafından da varlığı kabul edilen seminer çalışmasında, yine sanıklar tarafından gerçekleştirildiği kabul edilen ses kayıtlarının, özellikle somut yer ve kişiler belirtilmek suretiyle "Milli Mutabakat Hükümeti" kurulması, yönetimin devralınması, iktidar partisine mensup belediye başkanları, siyasetçiler ve bir kısım yöneticilerin bu çerçevede toplanıp gözaltına alınarak tutuklanacağına yönelik konuşma içerikleri, plan seminerinin hukuki dayanağı ile icra şekline ilişkin kurumsal belgeler dikkate alındığında, sanıkların fikir birliği içerisinde vukuu bulan eylemlerinin unsurları itibariyle Türk Ceza Kanununun ilgili maddesince "suç için anlaşma" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası düzenlenmesi suçunun nazara alındığı belirtildi.

Beraat kararı bozuldu

Daire, sanıklar Çetin Doğan, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, İhsan Balabanlı, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç hakkında verilen beraat kararını bozarak, sanıkların Ağustos 2003 yılı ve öncesinde işledikleri "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar cezalandırılmalarını istedi.

-Suçun icrasına başlayamadılar
-Suçtan çekilme hükmü uygulanamaz
-Dijital deliller tartışılsın
-Yalman öldü
-Kırılgan demokrasi aynı şansı bulamayabilir
-104 amiral bildirisine emsal
-Balyoz davasının geçmişi
-Çetin Doğan'dan veryansın: Bize değil Fetöye bakın
-Sanık avukatı Hüseyin Ersöz: İbret vesikası
-Sanık avukatı Celal Ülgen: Perdeleri indireceğiz
Bu başlıkların içeriğini görmek için tıklayın >>>

Yargıtay kararının detayları

Gerekçede, Çetin Doğan'ın arasında bulunduğu 7 sanığın eyleminin Türk Ceza Yasası'nın "suç için anlaşma" başlıklı 316. maddesi uyarınca 3 yıldan 12 yıla kadar hapisle yargılanmaları gerektiği belirtildi.

Kararda, sanıkların, plan seminerine ilişkin "olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo"nun içeriğinden ayrılarak demokratik seçimlerle iş başına gelmiş meşru AKP hükümetinin görevine cebren son vermek için 05-07 Mart 2003 tarihlerinde düzenli olarak toplandıkları savunuldu.

Sanıkların, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları vasıtasıyla hükümetin tehdit ettirilmesi, Milli Mutabakat Hükümeti kurulması, öncesi ve sonrasıyla bu neticeye ulaştıracak organizasyon ve planlamalar üzerinde anlaştıkları iddia edildi.

"Suçun icrasına başlayamadılar"

Fakat bu ittifakın farkına varılması üzerine bir kısmının emekliliğini istediği, bir kısmının da askeri şurada emekli edildiğini anlatılan kararda, hükümeti devirmeye teşebbüs suçu yönünden sanıkların kastının şüpheye yer bırakmayacak içimde ortaya çıktığı belirtildi. Buna karşın sanıkların davranışlarının, suçların "doğrudan doğruya icrasına başladıklarının kabulünü mümkün kılan aşamaya müncer olmadığı/olamadığı"nın açık olduğu savunulan kararda, bu nedenle amaç suçlar bakımından sanıkların eylemleri teşebbüs aşamasına ulaşmayan hazırlık hareketleri kapsamında değerlendirileceği kaydedildi.

Kararda, suçun nitelemesine ilişkin şu değerlendirme yapıldı:

"Fakat dosya kapsamı, sanıklar tarafından da varlığı kabul edilen mezkur seminer çalışmasında, yine sanıklar tarafından gerçekleştirildiği kabul edilen ses kayıtları, özellikle somut yer ve kişiler belirtilmek suretiyle milli mutabakat hükümeti kurulması, yönetimin devralınması, iktidar partisine mensup belediye başkanları, siyasetçiler ve bir kısım yöneticilerin bu çerçevede toplanıp gözaltına alınarak tutuklanacağına yönelik konuşma içerikleri, plan seminerinin hukuki dayanağı ile icra şekline ilişkin kurumsal belgeler dikkate alındığında sanıkların fikir birliği içerisinde vukuu bulan eylemlerinin unsurları itibariyle 765 sayılı Türk Ceza Kanunun 171. maddesinde ve bunun karşılığı olan 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 316. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu nazara alınmalıdır."

"Suçtan çekilme hükmü uygulanamaz"

Ancak kararda, sanıkların suçtan çekildiklerine dair "savunma, delil, somut olgu veya davranışı belirlenemeyen sanıklardan, ittifakın farkına varılması üzerine, bir kısmının emekliliğini istediği, bir kısmının da Askeri Şura'da re'sen emekli edildiğinin anlaşılması karşısında sanıklar hakkında TCK'nın 316/2. maddesindeki amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere ceza verilmez" hükmünün uygulanmayacağı belirtildi.

Kararda, "AYM'nin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin belirtilen kararına konu olmayan olasılığı en yüksek tehlikeli senaryonun esas itibariyle sübutunda tartışma bulunmadığı" iddia edildi. Duruşmada plan seminerine ilişkin ses kayıtlarının sanıklar tarafından doğrulandığı ve dosyaya plan seminerinin hukuki dayanağı ve icra şekline ilişkin kurumsal belgeler girdiğine işaret edilen kararda, "olgu ve içeriğinde tartışma bulunmayan bu somut delillerin maddi meselenin sübutu için yeterli, güvenilir ve denetlenebilir olduğunun kabulü gerekir" denildi.

"Dijital deliller tartışılsın"

Yargıtay, bozma kararında yerel mahkemenin "güvenilir bulmadığı" dijital verilerin hukuka aykırı üretilip üretilmediği konusunun denetlenmesini isterken "kategorik olarak delil değeri taşımadıkları yönündeki kabulde isabet olmadığını" savundu. Daire, bu konuda "Somut dava yönünden, soruşturma ve kovuşturma safahatında görev almış bir kısım şahısların özellikle dijital delillerle ilgili olarak tespit edilmişse sorumluluklarının gereğine tevessül edilmesi ne denli hukukun gereği ise, bu durumun sanıkların sorumluluklarını perdelemesine izin vermemek de aynı gerekliliğin sonucudur" değerlendirmesini yaptı.

Yalman öldü

Öte yandan Yargıtay, davada tanık olarak dinlenen ancak daha önce medyada açıkça darbe girişiminin varlığını itiraf ettikleri halde davada bunu yalanlamalarına karşın kendilerine sorulması gereken çok sayıda soruyu sormayan mahkemenin dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ı tekrar dinlemesini istedi. Ancak Aytaç Yalman 2020'de hayatını kaybetmişti.

"Kırılgan demokrasi"

Gerek terörle mücadelenin gerekse darbe yargılamalarının mahiyetinden kaynaklanan güçlüklerin olduğu belirtilen kararda, "Başarıya ulaşmış bir darbenin yargılanması ne denli güç ise icrasına başlanmış bir darbenin başarılı olamama ihtimalinde bile korunan değerlere, anayasal demokratik düzene verdiği zararlar tecrübe edilmiş gerçeklerdir. Bu nedenlerle kanun koyucu, temel ilkeden ayrılarak sayılı suçlar yönünden hazırlık hareketlerini de cezalandırma yoluna gitmiştir. Niteliği gereği cezalandırılan bu hareketlerle ilgili elde edilen hukuka uygun ve yeterli delillerin değerlendirilmesinde de aynı hassasiyetin korunması gerekir. Aksi halde yeterince kök salamayan kırılgan demokrasilerin, her defasında aynı şansı bulamayabileceği göz ardı edilmemelidir" ifadeleri kullanıldı.

104 AMİRAL

Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından verilen bu kararın, 4 Nisan tarihinde 104 emekli amiral tarafından yayımlanan "Montrö Bildirisi" ile ilgili başlatılan soruşturmada emsal olacağı dile getiriliyor.

BALYOZ DAVASININ GEÇMİŞİ

Türkiye, darbe planı olduğu iddia edilen "Balyoz" adını ilk kez Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010 tarihli haberiyle duydu.

Dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan liderliğinde, darbe zeminini hazırlama amaçlı "çarşaf", "sakal", "suga" ve "oraj" kod adlı eylem planlarından oluştuğu savunulan "balyoz harekat planı" ile ilgili belge, CD ve ses kayıtlarına ilişkin dosyaların 30 Ocak 2010'da savcılığa FETÖ üyeliğinden yargılanan Mehmet Baransu tarafından bavulla teslim edilmesinin ardından yargı süreci başlamıştı.

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kapatılmasının ardından yerine kurulan özel yetkili mahkemelerde yapılan yargılama sürecinde, 250'si tutuklu 365 sanık, Silivri Cezaevi içinde kurulan mahkemede savunma yaptı.

Özel yetkili savcıların incelemesinden sonra 22 Şubat 2010'da ilk gözaltılar yapıldı. İlk etapta, Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 194 kişi hakkında dava açıldı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava, Eskişehir'de ve Gölcük Donanma Komutanlığında ele geçirildiği iddia edilen belgelerle ilgili soruşturma sonucu açılan 2 davayla birleştirildi.

250'si tutuklu 365 muvazzaf ve emekli Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin yargılandığı davanın ilk duruşması 16 Aralık 2010'da başlamıştı.

AYM kararı sonrası beraat ettiler

Mahkeme, 21 Eylül 2012'de Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına'nın da aralarında bulunduğu 365 sanıktan 325'ini "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti ancak "eksik teşebbüs" nedeniyle cezalarda indirime gitti.

Kapatılan özel yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararı, FETÖ üyeliğinden hapis cezası alan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetince de oy birliğiyle onandı.

Yargıtay kararının ardından sanık avukatları Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu, Yüksek Mahkemenin verdiği ihlal ve yeniden yargılama kararının ardından yargılama süreci yeniden başladı.

Yeniden yargılamayla FETÖ'nün TSK'ye kurduğu kumpaslardan kabul edilen bu davanın sanıkları beraat etti.

Ancak, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 236 sanık hakkında verdiği beraat kararına, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı sanıklar Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç yönünden itiraz etti.

İtiraz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi.

Soruşturma ve davada görev alan 50 eski hakim ve savcı yargılanıyor

FETÖ'nün kumpaslarından sayılan "Balyoz"un soruşturması ve davasında görev alan 50 eski hakim ve savcının, FETÖ üyeliği, FETÖ yöneticiliği ile "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama", "görevi kötüye kullanma" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından yargılanmalarına devam ediliyor.

"Balyoz planı" davasında yargılanan bazı sanıklara kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin tutuklu sanık Mehmet Baransu'nun yargılanması da sürüyor.

ÇETİN DOĞAN'DAN VERYANSIN: BİZE DEĞİL FETÖYE BAKIN

Yargıtay’ın Balyoz davasında hakkında verilen beraat kararını bozduğu, 28 Şubat davasında müebbet hapis cezası bulunan emekli Orgeneral Çetin Doğan, Veryansın Tv’ye konuştu. 'Bu kadar insafsızlık olmaz. Bu çok edepsizce bir şey' diyen Doğan, 'Eğer bu karar doğruysa yargıya artık FETÖ elinin tekrar yerleştiğini söyleyebiliriz' ifadelerini kullandı.

Veryansın'ın haberine göre, haberi ilk iktidara yakın Sabah gazetesi duyurmuş. Balyoz davası avukatlarından Hüseyin Ersöz ise kararın kendilerine henüz tebliğ edilmediğine ve UYAP’ta hala ‘incelemede’ göründüğüne dikkat çekmiş.

Doğan, “UYAP’ta şu anda Yargıtay’da incelemede görünüyor. Ancak malum Sabah’ta çıkan bu tip ön yazılar doğru olabilir. Bizi hükümeti devirmeye teşebbüsten yargılamışlardı, şimdi ise suç için anlaşma yaptığımızı iddia ediyorlar. İlginç olan nokta şu ki; davanın kendisinin kumpas olduğu karar verilmiş durumda” dedi.

Ordu Komutanı olarak kendisi ile Ordu Karargahından olmayan 6 komutanın suç için anlaştığı iddiasının “gülünç” olduğunu vurgulayan Doğan, daha önce Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin beraat kararında da bunun bir jenerik senaryo olduğuna atıf yapıldığını söyledi.

Çetin Doğan’ın açıklamaları şöyle:

“Balyoz davasının iddianamesini hazırlayan savcı Bilal Bayraktar şu anda yargılanıyor. Yargılandığı ilk aşamada FETÖ üyesi olmaktan hüküm giydi. İkinci olarak da kumpas kurmaktan yargılanıyor. Bu kişinin, 2001 senesinden bu davanın açıldığı Ocak 2010 tarihine kadar bizim bütün internet konuşmamıza, her türlü medya ile iletişim kurduğumuz kişilere ilişkin ‘bir suç unsuru var mı’ diye resmi yazısı var. Fakat işine gelmediği için resmi yazısına gelen cevabı dosyaya koymuş değil. Bu arkadaşlarla nerede konuşmuşum, nerede anlaşmışım? Herkesin gözü önünde seminerde yapılan konuşmalar bunlar. Bu gülünç bir şey. Biz her türlü şeyi göğüslemeye hazırız ama bu kadar insafsızlık olmaz. Bu çok edepsizce bir şey. O arkadaşların hangisinin yaptığı konuşma diğer ‘suç için anlaşmaya girmeyen’ arkadaşlardan farklı? Bantlar var mukayese edin.

Benim davada ileri sürdüğüm bir konu vardı; Burada Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yapılan bir darbenin ötesinde, vatana ihanet suçu işleniyor. Çünkü gerçek planların irdelendiği bir seminer bu. Bunları ortaya koydular. Nitekim şimdi Yargıtay’daki iddianamede bu suçtan yargılanıyorlar. Gizli kalması gerekirken, o dönemde gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandı her şey. Yunan gazetelerine bakın, Türkiye’nin herhangi bir duruma karşı ne yapacağı irdelendi.”

Yargıtay’ın bu kararının FETÖ’cülere yarayacağına dikkat çeken Doğan, “At izi it izine karıştı zaten. Eğer bu karar doğruysa yargıya artık FETÖ elinin tekrar yerleştiğini söyleyebiliriz. Yahutta ittifak kurma çalışmalarının bir sonucu diyebiliriz” yorumunu yaptı.

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekse AKP’li Binali Yıldırım’ın “Balyoz sapına kadar gerçekti” sözlerini hatırlattığımız emekli Orgeneral Doğan, şöyle yanıt verdi:

“Ortaya koydukları belgelerden hangisi gerçek? Islak imzalı hiçbir belge yok. Seminerdeki konuşmada bunun bir jenerik senaryo olduğunu belirtiyoruz. Olasılıklara göre düzenlenmiş bir senaryo. Biz bu semineri planların irdelenmesi için düzenledik. Planlar neye karşı; TBMM’nin, hükümetin verdiği karar da var, Kırmızı Kitap’a girmiş karar da var. Yunanistan kara sularını 12 mile çıkardığı zaman harp sebebi, ‘casus belli’ diyoruz. İnceleyeceğimiz konu ise böyle bir olasılık var mı...

Bu davada gerçek olan ne? Bir jenerik senaryonun tartışmasından başka bir tek belge var mı? Camiye bomba atacaklardı vs. İmzalar ortaya çıktı… Hepsi sahte. Bu kadar sahteliğin olduğu yerde, bu kadar yozlaştığımız, bu kadar karanlığa gömüldüğümüzü beklemiyordum.

Biz kendimizden eminiz. Gerçekler şu veya bu şekilde çıkıyor ama bu yüz karası olacak. Bu konuya imza atacaklar, karar verecekler. Bizim en küçük bir endişemiz yok. Gerçeğin peşindeyiz ve gerçeğin ne olduğunu da biliyoruz."

Sanık avukatı Hüseyin Ersöz

Balyoz davası avukatlarından Hüseyin Ersöz, kararın UYAP sistemine düşmeden hükümet yanlısı Sabah gazetesinde yayımlanmasına tepki gösterdi. Ersöz gün içerisinde kendilerine ulaşan kararı, “Balyoz Davası Bozma Kararında yazan değerlendirmeler benim için tam bir ibret vesikası olsa da bu karara en çok sevinecek olanlar kesinlikle, Mehmet Baransu ile şu an Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde yargılanan Balyoz Davası’nın eski Hâkim ve Savcılarıdır” şeklinde değerlendirdi.

Sanık avukatı Celal Ülgen

Karara tepki gösteren bir diğer avukat Celal Ülgen, “Bundan amiraller bildirisi ile koşutluk kurulması ve TCK 316. maddenin uygulanabilirliğinin dile getirilmesi abesle iştigal olup Balyoz davasının kurmaca ve ABD ürünü bir komplo olduğunu görmezden gelmektir. Evet Balyoz davası, 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesinin intikamı olarak kökü dışarda örgütlerin işbirlikçi FETÖ’cülerle ürettiği bir davaydı. İnsan hafızası ile alay eden bu kararı irdelemeyi ve perdeleri, maskeleri indirmeyi sürdüreceğiz” dedi.

FETÖYE BAK FETÖYE CAMBAZLIĞI

Yargıtay'ın kararı ile, saatler süren ses kayıtları ve dönemin Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri komutanı Aytaç Yalman'ın birbirileriyle girdiği tartışmada kullandıkları ifadelerle kesinleşen darbe hazırlığı Yargıtay tarafından da kabul edilmiş oldu. Medyada sadece web sitemizde yapılan ısrarlı haberlerde temyiz sürecinin yavaş seyretmesine tepki göstermiş, "darbenin fetöcüsü de laik kemalisti de aynı yolun yolcusudur" demiş, 28 Şubat sürecinde darbecilerle fetöcülerin işbirliğini örnekleriyle dile getirmiştik.

Geçmişte yaşanan bazı detayları hatırlamakta fayda var.

AK Parti hükümetinin yeni işbaşına geldiği 2002 sonundan kısa süre sonra 2003 yılında Çetin Doğan liderliğindeki generaller 28 Şubat'ı 1000 yıl sürdürme hayali ile hükümeti devirmeye karar verdiler. Çetin Doğan'ın 2018'de sonuçlanan 28 Şubat davasında müebbet hapse mahkum edildiğini bu arada hatırlatalım. 28 Şubat darbesinde etkin şekilde rol almış bu generalin liderliğindeki oluşum, olağanüstü hallerde sıkıyönetime geçilecek olmasına dayanan bir plan hazırladı. 15 Temmuz akşamı köprülerin zırhlı araçlarla trafiğe kapatılması ve askeri araçların her yerde boy göstermeye başlaması sonrası yayılan sosyal medya mesajlarında "sıkıyönetim ilan edildi, büyük terör saldırıları yapılacakmış, önlem için jandarma yetkisi dahilinde harekete geçti" türü bahaneler, Balyoz Planı Seminerinde konuşulan "terör olayları nedeniyle sıkıyönetim ilan edilmeli, şu şu yetkililer gözaltına alınmalı" senaryosunu ne kadar da hatırlatıyor.

Ancak "Balyoz" kod ismi verilen darbe hazırlığına dönemin en üst düzey komutanları Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman destek vermedi. Yargıtay temyiz kararında da işaret edildiği gibi darbecilerden bir kısmı emekli edildi. Girişim böylece kamuoyuna da yansımadan sonuçsuz kaldı ve olay kapandı.

Bu gelişmeler ilerleyen süreçte Fetö'nün TSK'daki mensuplarınca öğrenildi. Örgüt, olayı TSK'ya geniş ölçüde sızabilmek için büyük bir fırsat gördü. Ses kayıtları ve diğer belgeler Taraf gazetesine sızdırılarak yayınlatıldı. İçine sahtelerinin de yerleştirildiği bir bavul dolusu delille sanık yapılan yüzlerce masum subay TSK'dan uzaklaştırıldı. Yerlerine Fetö mensupları geçirilerek TSK'nın kritik konumlarında hakimiyet sağlandı. 2010-2012 arası 3 yıl süren soruşturma ve dava süreci, sanıklara verilen müebbet hapis cezalarıyla sonuçlandı.

Fakat bir taraftan da tuhaf bazı olaylar yaşanmaya başladı. Önce eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın açıklamaları geldi. Fetullah Gülen cemaatinin polis ve yargıyı ele geçirdiğini Ergenekon ve Balyoz gibi davaları kurguladığını iddia etti.

O günlerde inanılması zor olan bu iddiaların ardından bu kez Başbakan Erdoğan tarafından MİT başına getirilen Hakan Fidan Taraf gazetesinde eleştirilmeye başlandı. Taraf hükümeti eleştiren yayınlarına da başladı.

Kafaların karıştığı bu yayın çizgisi değişikliği, Oslo görüşmelerinin basına sızdırılıp MİT ve Başbakan Erdoğan'ın terör yanlısı gösterilme çabası gibi olaylar çok geçmeden MİT müsteşarı Fidan ve diğer yöneticilerin Türkiye'de PKK ile birlikte terör eylemleri çıkardığı suçlamasına dayanan 7 Şubat (2012) tutuklama girişimine evrildi. İlerleyen süreçte Hakan Fidan üzerinden de Başbakan Erdoğan'ın terörle suçlanarak tutuklanmasının hedeflendiği, bir kaç yıl sonra açılan soruşturma ve davada elde edilen delillerle daha rahat söylenebiliyor. Başbakan Erdoğan'ın gireceği önemli bir ameliyatın başlama saatine denk getirilen bu tutuklama girişimi Erdoğan'ın son anda olayı haber alması üzerine akamete uğradı.

Bu olay üzerine tutuklama komplosunun cemaatin işi olduğu dillendirilmeye başlandı. Artık cemaatin Erdoğan'ı bir nedenle hedef aldığı giderek daha fazla konuşulur oldu.

Ardından 2013 yılında Gezi Olayları geldi. Cemaat mensuplarının yaygın şekilde olaylara medyadan destek verdiği, Erdoğan ve hükümetini hedef aldığı görüldü. Türkiye'yi sarsan olaylar hedefine ulaşamadan bastırıldı.

ERDOĞAN'DAN ALTIN VURUŞ

Beş ay sonrası olan Kasım ayı Erdoğan/AK Parti ile Gülen yapılanması arasında yaşandığı ileri sürülen savaşın örtülü olmaktan çıkarak alenileştiği ay oldu.

İlk hamle Başbakan Erdoğan'dan geldi. Kasım 2013 başında Kızılcahamam'da gerçekleşen yıllık AK Parti kampında Erdoğan'ın dershanelerin kapatılmasını istediği iddia edildi.

Erdoğan'ın bu hamlesi cemaat kanadında inanılmaz bir dalgalanmaya yol açtı. Vurulan darbe görünüşte çok küçüktü ancak etkisi muazzam oldu. Gülen cemaatinin yetkilileri ve kalemşörleri küçüğüyle büyüğüyle şaşırtıcı ölçüde tepki vermeye başladı. Bu öfkeyi gören, "yoksa düşmanlar Türkiye'yi işgal etti de bu insanlar ona mı tepki veriyor" diyebilirdi. Dershanelerin kapatılıp özel okullara çevrilmesi söz konusuydu alt tarafı.

Erdoğan'ın ufak görünen bu hamlesi Gülencileri çıldırttı, rayından çıkardı. Tüm denge kaybedildi, kontrolsüz bir karşı saldırı başladı.

Fetö'ye yönelik soruşturma/davalar süreci ilerledikçe varlığını açık eden bu organize tepkinin örgütün kendine olan aşırı güveninden kaynaklandığı anlaşıldı. Gerçekten de, 2013 sonunda başlayan Fetö ile mücadele sürecinin bugün hala hız kesmeden sürdüğüne, hemen hergün çoğu halen görev yapmakta olan muvazzaf subay ve diğer devlet görevlilerinin gözaltına alınıyor olmasına bakıldığında örgütün, başta TSK olmak üzere tüm devlet kademelerine yaygın şekilde sızdığının o dönem farkında olduğunu gösteriyor. Belki bu nedenle niyetlerini farkeden Erdoğan'a karşı adeta kaba bir cüretkarlıkla harekete geçtiler. Onun başbakanlık makam koltuğuna saygısızca oturup lahmacun yiyebildiler.

Güvendikleri bir diğer unsur 2013 Mart yerel seçimleri idi. 17/25 Aralık yolsuzluk kumpaslarının etkisini bir kaç ay sonraki seçimde göreceklerini, milletin yolsuzluğa inanacağını düşünerek seçimde siz göreceksiniz, kaybedecek ve yurt dışına kaçacaksınız tehditleri yöneltebildiler.

Başaramayınca bu kez şantajlarla baskı altına aldıkları yargı mensuplarını kullanarak HSYK seçimlerinde kazanacaklarını, hükümeti yolsuzluk görüntüsündeki soruşturma kumpaslarıyla devirebileceklerini düşündüler. Ancak kendi karanlık ve sinsi iç dünyalarında hissettikleri duyguları baskı altına almaya çalıştıkları yargı camiası hissetmeyince oradan da beklemedikleri büyük bir darbe aldılar.

Taşların altında karanlıkta yaşayan haşeratlarda olduğu gibi Erdoğan üzerlerindeki taşı kaldırınca güneş ışığında ne yapacaklarını şaşırdılar, bütün dengelerini kaybettiler. O kadar ki, medyaya yansıyan ses kaydında, örgüt mensubu bazı yargı üyelerinin diğer yargı mensuplarına söylediği şu sözlerdeki gibi "159 ülkedeki okullarımızı kaybetmemek, 44 yılda ördüğümüz hırkayı alın giyin dememek için gerekirse Türkiye'den vazgeçeriz. Güçlü olan ABD yanında yer almalıyız." diyebilecek noktaya geldiler.

Erdoğan'ın dershane hamlesi şu zincirleme reaksiyonu başlattı:

Örgütün merkez yayın organı Zaman gazetesi, 14 Kasım’da dershanelerin kapanmasına ilişkin yasal çalışma iddiasını “Eğitime Darbe Planı” manşeti ile verdi. Fetullah Gülen, bu manşetin ertesi günü devreye girdi: “Firavun aleyhinizdeyse, Karun aleyhinizdeyse isabetli bir yolda yürüyorsunuz demektir. Vallaha cennetin kapılarını bile, bunlar kapatmak isteyebilirler.”

Kapatma iddiasının medyada gündem olması üzerine 18 Kasım'da bir açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kapatmanın söz konusu olmadığını "Yüreğinizi soğutun. Bunu başkası söylese dikkate almayabilirsiniz, ama ben söylüyorum" diyerek belirtti.

İki gün sonra 20 Kasım'da canlı televizyon yayına katılan Başbakan Erdoğan hem açık açık kapatma olayını savundu hem buna dair Gülen medyasında çirkin yayınlar yapıldığını dile getirdi.

Erdoğan'ın bu açıklaması sonrasında cemaat medyasının yayınları, hem ana sayfa hem iç sayfalarda tamamen değişti. Daha önce tek tük köşe yazılarında Erdoğan'a ve hükümet icraatlarına gösterilen eleştiriler toplu ve aleni hale geldi. O günlerde Zaman, Bugün, Taraf gibi basılı, Samanyolu TV (STV) gibi görsel medyadaki yayınlara bakıldığında, Erdoğan'ın adeta yerden yere vurulduğu, diktatör ilan edildiği, dershanelerin kapatılmasıyla fakir ve yetenekli öğrencilerin eğitiminin engelleneceği tezinin işlendiği görülür.

Kamuoyunda, cemaate ait dershanelerin kayıt ücretinin piyasanın en yükseği olduğu bilinen bir gerçekti. Üstelik dershaneye kayıt yaptırabilmek için nüfuzlu kişilerin aracılığına dahi başvurulması gerekebiliyordu. Cemaat medyasının, kapatılma iddialarına böyle topyekün ve sert üslupla tepkiye başlaması, dershanelerin örgütün en önemli gelir ve yetenekli çocuk üye edinme kaynağı olduğu iddialarının dile getirilmesine yol açtı.

Zaman gazetesinin yayınları sürünce Erdoğan, 24 Kasım’da, tepkisini sertleştirdi: “Bu iş bitti. Ben bu makamda olduğum sürece kimse geri adım beklemesin.”

Tüm bu tartışmalar sürerken, Taraf gazetesi, 28 Kasım’da belgeleriyle “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’de alındı” manşetini attı.

Hükümetin savunmasına Taraf gazetesi 30 Kasım’da yeni bir belge ile yanıt verdi. Habere göre, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer imzasıyla tüm kurumlara gönderilen yazıda, MGK kararlarının uygulanması ve sonuçların rapor olarak Başbakanlık’a gönderilmesi istenmişti.

O hararetli günlerde sosyal medyaya yansıyan mesajlarda, cemaatin bir şekilde misillemede bulunacağı konuşuluyordu. İki hafta sonra 17 Aralık'ta bu misilleme geldi. Savcılığını Ergenekon soruşturmasını yürüten Zekeriya Öz'ün yaptığı 17 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında çok sayıda gözaltı yaşandı. Doğrudan hükümet üyesi üç bakanın yolsuzlukla suçlandığı girişimde bu bakanların oğulları, Halkbank Genel Müdürü, işadamları ve Fatih Belediye Başkanı dahil 89 kişi gözaltına alındı.

Başbakan Erdoğan 17 Aralık soruşturmasına sert karşılık verdi. Hemen yeni atamalar yapılarak Emniyet Müdürleri değiştirildi. İstanbul Emniyet Müdürü dahil yüzlerce Emniyet müdürü, müdür yardımcısı, şube müdürü ve yardımcısı pasif görevlere kaydırıldı. Mali, organize, terör, narkotik, siber, istihbarat ve asayiş şubelerinde görevli çok sayıda Emniyet amiri, başkomiser, komiser ve polis memuru görevden alındı. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından görevden alınan Emniyet mensubu sayısı 10 bine yaklaştı.

Cemaate ait önemli bir ismin 4 ay önceki sosyal medya mesajında bu hazırlığın yapıldığını dile getirmesine bizzat Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından dikkat çekildi. Ortaya çıkan bir başka detay da birbiri ile bağlantısız üç ayrı soruşturma dosyasının birleştirildiği, bu yolla yolsuzluğun her yanı sardığı izleniminin verilmesinin hedeflendiği oldu.

Bir hafta sonra 25 Aralık'taki bir başka ve daha büyük gözaltı dalgası girişimi yaşandı. Ancak başsavcı Turan Çolakkadı ile görevden alınan emniyet müdürlerinin yerine getirilen yenilerinin gözaltı talimatlarını uygulamamasıyla bu girişim başlangıçta engellenebildi.

Yolsuzluk gibi bir karalamayla AK Partiyi en hassas noktalardan biri ile vurmaya kalktılar. Bir kaç ay sonra yapılacak yerel seçimlere hükümetin karalanmasıyla girmek istedikleri çok açıktı.

Zaten son bir kaç yıldır gündemde olan Fetullah Gülen yapılanmasının adeta göstere göstere hükümete yönelik bu şok hamleleri kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı. Harekete geçen STK'lar yolsuzluğun bahane olduğunu dile getirdi. Cemaat yapılanmasının bir darbe yapmaya çalıştığı suçlamasıyla savcılıklara tüm illerde yapılan suç duyurularında adeta bir patlama yaşandı.

Yapılanmaya yönelik kamuoyuna yayılan tepki dalgası Fetö'ye yönelik savaşın daha kararlılıkla yürütülmesini sağladı. Açılan yüzlerce dava ile Fetö'nün varlığı, bir terör örgütü olduğu, yargı, emniyet ve diğer tüm devlet kurumlarında hakim şekilde kadrolaştığı, sahte delillerle masum insanları suçlu gösterdiği kanıtlandı. Kırklareli'de gazeteci Haydar Meriç'in Fetullah Gülen aleyhine yazmakta olduğu kitap nedeniyle örgüt mensubu çok sayıda polis tarafından sorgulandığı, işkence edilerek infaz edildiği ortaya çıktı. İstanbul Florya'da cemaate ait senetlerini ödemeyen isimlere karşı örgütün silahlı yaralama olayı gerçekleştirdiği mahkemelerce kanıtlandı. Hrant Dink'in öldürülmesinde örgütün rol aldığı yine mahkemece kanıtlandı. Fetullah Gülen'in amcası ve yeğeninin de karıştığı Erzurum'daki zihinsel engeli kıza toplu tecavüz olayında örgüt mensubu savcı ve polislerin olayı örtbas ettiği mahkemece ortaya çıkarıldı. İzmir askeri casusluk soruşturmasında gözaltına alınan isimlerin evleri ile cemaat karşıtı Tahşiye grubunun sohbet evine örgüt mensubu polislerin sahte delil yerleştirdiği kanıtlanan olaylardan diğer ikisi idi. 15 Temmuz darbe girişimi ise örgütün en korkunç yüzünü gösterdi. Halkın üzerine açılan yaylım ateşler, alçak uçuşlarla insanların evlerinde korkuya kapılmasını sağlama gayreti, polis merkezine atılan ısı bombası ile yapılan katliam, meclisin bombalanması olayları korkunçtu. Bu ülkeden nefret ettikleri bile söylenebilirdi. Bugün artık bu yapılanmanın bir cemaat ve hoşgörü topluluğu olmadığı, dünyanın en sinsi, kanlı ve geniş çaplı terör örgütü olduğu anlaşıldı.
 
İşte yaşanan bu süreçlerde dikkatler hep Fetö'ye çevrildi. Fetö'nün tüm davalara etki ettiğinin ortaya çıkması ile Ergenekon ve Balyoz gibi kritik davalar yeniden görüldü. Balyoz davası tüm sanıklar için beraat kararı ile sonuçlandı.

Ancak davanın çok önemli bir farkı vardı. Dava dosyasında gerçekliğinden şüphe edilemeyecek iki delil bulunuyordu: Darbe hazırlığı toplantılarının saatler süren ses kayıtları ve dönemin en üst düzey iki komutanının basın üzerinden atışmaları.

Mahkeme de zaten bu delillerin sahte olduğunu iddia etmedi. Ancak ilkini "darbe yapacak olsalar seslerini kayda almazlar" gibi tuhaf bir mantıkla devre dışı bıraktı. O kayıtlarda sarfedilen 'sıkıyönetim olunca şu yetkiliyi gözaltına alalım, şunu derdest edelim' ve benzeri detaylar beraat kararı veren mahkemece maksadını aşan sözler şeklinde yorumlanıp masum olarak değerlendirildi.

Mahkeme ikinci delil olan Hilmi Özkök - Aytaç Yalman kavgasını ise adeta hiç görmedi. Davada evet, bu iki ismi tanık olarak dinledi, ancak daha önce medyada açıkça darbe girişiminin varlığını itiraf ettikleri halde duruşmada bunu yalanlamalarına sessiz kaldı. Kendilerine sorulması gereken çok sayıda soruyu sormadı. Örneğin Hilmi Özkök'ün, 2012 yılında bir televizyon programında "Darbeyi ben önlemiştim" sözlerine yönelik olarak, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, "Darbeyi asıl ben önledim. Hilmi Paşa'nın kaç tane tankı tüfeği vardı?" ifadelerini kullanmıştı. Çarşaf çarşaf gazetelerde yayınlanan bu iddialara bir yalanlama da gelmemişti. Bu itiraflara yönelik olarak mahkemeden nasıl hiç soru gelmez, anlaşılır gibi değil. Ya da belki gayet iyi anlaşılabilir... Mahkemenin bu tavrı ilkinden daha sarsıcı bir körlüktü.

Adeta hazır bütün oklar Fetö'ye çevrilmişken "Fetö'ye bak Fetö'ye" cambazlığı ile darbe girişiminin üstüne örtü atıldı.

Soruşturmaya bakan Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığın 2013 Haziran'ında basına da yansıyan itirazı ise bütün planları bozdu. Yargıtay başsavcılığı itiraz üzerine beraat kararlarının kaldırılması için Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne itiraz başvurusu yaptı. Defalarca haber yapıp hala sonuçlanmamış olmasına tepki gösterdiğimiz başvuru nihayet 6 yıllık bir incelemenin ardından Haziran 2021'de sonuçlandı. Oybirliği ile sanıkların masum olmadığı, Balyoz darbe girişiminin yaşandığı belirtildi. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)

Balyoz: Kumpasa dava, gerçeğe örtbas
7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?
Balyoz örtbasında skandal detaylar
Skandal: Balyoz davası örtbasla bitti

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz
Balyoz'da Doğan'ı şok eden talep
Yeniden görülen Balyoz davası kapandı
Balyoz örtbasında skandal detaylar
Skandal: Balyoz davası örtbasla bitti
Yalan tanıklık suç duyurusu getirir
Balyoz davası sil baştan
Özkök ve Yalman'dan şok inkar
Balyoz'da 25 beraat
Balyoz'da 230 tahliye
AYM: Balyoz'da hak ihlali var
Yalman, Başbuğ'u suçladı
Keçisi Yalman da günah kimin?
Yalman mahalle baskısına öfkeli

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı
Paralel yapı-28 Şubat süreci
28 Şubat gerekçeli kararı açıklandı
28 Şubat sivillerine soruşturma
28 Şubat Darbesine 21 müebbet

Paralel yargıdan şok ses kaydı: Direneceğiz. ABD'yi Türkiye'ye tercih edelim!

(16 Haziran 2021, 15:40)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=15081    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.010.248