Ankara'da, Balyoz kumpası davasının soruşturma ve kovuşturmasını yapan hakim ve savcılar hakkında 'Devletin güvenliği ile siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından açılan 50 sanıklı davaya devam edildi. Duruşmada savunma yapan eski hakim Hüsnü Çalmuk, Balyoz kumpasıyla yüzlerce askerin terfisinin engellenip FETÖ'cüleri önünün açılmasını sağladıkları suçlamasına karşılık 'Karşınızda MGK mı var, YAŞ üyesi miyim? Bunları yerleştiren ben değilim. Siyasi iktidardır, bizzat Erdoğan'dır. Benim verdiğim kararlar hukukidir' dedi. Savunmasında Çalmuk'un Fetullah Gülen liderliğindeki örgütten hiç bahsetmemesi, bu isim ve yapılanmaya suçlama yöneltmemesi dikkat çekti. Çalmuk yargılandığı bir başka davada Fetö 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 10 yıl hapis ile cezalandırılmıştı.
21.12.2021 12:36 Ankara'da, Balyoz kumpası davasının soruşturma ve kovuşturmasını yapan hakim ve savcılar hakkında “Devletin güvenliği ile siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından açılan 50 sanıklı davaya devam edildi.
14 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde görülen davanın bugünkü celsesine Balyoz kumpası mağdurlarından Mustafa Önsel, Hanefi Yıldırım, Yusuf Ziya Toker, Ahmet Küçükşahin ile adalet şehidi Ali Tatar'ın ağabeyi ve KUMPASDER Başkanı Ahmet Tatar katıldı.
Duruşmada sanıklardan Ergenekon kumpasında da görev yapmış olan Hüsnü Çalmuk, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Balyoz sanıklarından 7 isim hakkındaki beraat kararını bozduğunu hatırlattı. Çalmuk “bu 7 kişinin ceza almasının kuvvetle muhtemel olduğunu” belirterek sözkonusu isimlerin yeniden yargılaması tamamlanana kadar bu davanın durdurulmasını istedi.
Çalmuk ayrıca, “Neyi savunmamız gerektiğini bilmeden savunma yapıyoruz. Hakkımızda FETÖ soruşturması olmasa, bu dava açılmayacaktı” iddiasında bulundu.
Hüsnü Çalmuk, Balyoz kumpasıyla yüzlerce askerin terfisinin engellenip FETÖ'cüleri önünün açılmasını sağladıkları suçlamasına karşılık olarak şunu söyledi: “Karşınızda MGK mı var, YAŞ üyesi miyim? Bunları yerleştiren ben değilim. Siyasi iktidardır, bizzat Erdoğan'dır. Benim verdiğim kararlar hukukidir.”
Balyoz kumpas davasında savcılık yapan Savaş Kırbaş ise halen İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde örgüt üyeliğinden yargılandığını, tek delilin de Balyoz davası olduğunu belirtip, bu iki davanın birleştirilmesini istedikten sonra şunları söyledi:
“Çetin Doğan, Cem Aziz Çakmak gibi sanıkların AİHM'e yaptığı başvuruya karşı Adalet Bakanlığı'nın gönderdiği savunmaya ulaşamıyorum. Bu savunmada imzası olanlar halen görevdeyken, Cumhurbaşkanı danışmanı olarak görev yaparken, ben terör örgütü üyeliğinden yargılanıyorum.”
Eski hakim Hüsnü Çalmuk ile eski savcı Savaş Kırbaş Fetö üyeliği suçlamasıyla yargılandıkları davalarda 10 yıl hapis ile cezalandırılmışlardı.
HÜSNÜ ÇALMUK FETÖ ÜYELİĞİNDEN 10 YIL HAPİS CEZASI ALMIŞTI
Duruşmada Fetullah Gülen liderliğindeki örgütten hiç bahsetmeyen aksine kendisinin ve örgütün suçlandığı kumpas için Tayyip Erdoğan'ı suçlayan Hüsnü Çalmuk yargılandığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 10 yıl hapis ile cezalandırılmıştı. Benzer şekilde İstanbul Emniyet istihbarat Şubesi Ali Fuat Yılmazer'de çok sayıda mahkemeden aldığı müebbet hapis cezalarını görmeyerek suçlamaya suçlamayla karşılık vermiş, Fetö'yü inkar ederek kumpaslardan Erdoğan'ı sorumlu tutmuştu.
İKİ KESİME GÖRE DE KENDİLERİ MASUM, SUÇLU KARŞI ÖRGÜT VE ERDOĞAN!
Hüsnü Çalmuk'un da duruşmada dile getirdiği gibi 16 Haziran 2021 tarihinde Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Balyoz Planı davasında, Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç'a verilen beraat kararını oybirliği ile bozmuştu.
Ancak bu karar aslında sahte delillerin ve buna dayanan Balyoz'da Fetö kumpasının varlığını inkar etmiyor. Dolayısıyla bu kumpasta yer alan örgüt mensubu yargıçların varlığı da inkar edilmiyor. Bahis konusu net bir şekilde, Balyoz darbe hazırlığının gerçek olduğu, ancak bunu TSK ve Emniyet istihbarattaki uzantılarıyla öğrenen Fetö'nün bunu altın bir fırsat görerek sahte delilleri işe kattığı, soruşturmaya çok sayıda masum subayı katarak açılan kadrolar yoluyla 40 yıldır yavaş yavaş sızmaya çalıştığı TSK'yı adeta ele geçirecek kadar geniş çaplı yerleşmeye cüret etmesi idi.
Geçmişte yaşanan bazı detayları bu açıdan hatırlamakta fayda var.
AK Parti hükümetinin yeni işbaşına geldiği 2002 sonundan kısa süre sonra 2003 yılında Çetin Doğan liderliğindeki generaller 28 Şubat'ı 1000 yıl sürdürme hayali ile hükümeti devirmeye karar verdiler. Çetin Doğan'ın 2018'de sonuçlanan 28 Şubat davasında müebbet hapse mahkum edildiğini bu arada hatırlatalım. 28 Şubat darbesinde etkin şekilde rol almış bu generalin liderliğindeki oluşum, olağanüstü hallerde sıkıyönetime geçilecek olmasına dayanan bir plan hazırladı. 15 Temmuz akşamı köprülerin zırhlı araçlarla trafiğe kapatılması ve askeri araçların her yerde boy göstermeye başlaması sonrası yayılan sosyal medya mesajlarında 'sıkıyönetim ilan edildi, büyük terör saldırıları yapılacakmış, önlem için jandarma yetkisi dahilinde harekete geçti' türü bahaneler, Balyoz Planı Seminerinde konuşulan 'terör olayları nedeniyle sıkıyönetim ilan edilmeli, şu şu yetkililer gözaltına alınmalı' senaryosunu ne kadar da hatırlatıyor.
Ancak 'Balyoz' kod ismi verilen darbe hazırlığına dönemin en üst düzey komutanları Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman destek vermedi. Yargıtay temyiz kararında da işaret edildiği gibi darbecilerden bir kısmı emekli edildi. Girişim böylece kamuoyuna da yansımadan sonuçsuz kaldı ve olay kapandı.
Bu gelişmeler ilerleyen süreçte Fetö'nün TSK'daki mensuplarınca öğrenildi. Örgüt, olayı TSK'ya geniş ölçüde sızabilmek için büyük bir fırsat gördü. Ses kayıtları ve diğer belgeler Taraf gazetesine sızdırılarak yayınlatıldı. İçine sahtelerinin de yerleştirildiği bir bavul dolusu delille sanık yapılan yüzlerce masum subay TSK'dan uzaklaştırıldı. Yerlerine Fetö mensupları geçirilerek TSK'nın kritik konumlarında hakimiyet sağlandı. 2010-2012 arası 3 yıl süren soruşturma ve dava süreci, sanıklara verilen müebbet hapis cezalarıyla sonuçlandı.
Fakat bir taraftan da tuhaf bazı olaylar yaşanmaya başladı. (...) Tamamını okumak için tıklayın (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Paralel Yapı-20.06.2019-İstanbul 50 sanık Balyoz davası hakim ve savcıları davası
Ergenekon Hakimi Çalmuk'a 10 Yıl Hapis
Balyoz Savcısı Kırbaş'a 10 Yıl Hapis
Paralel Yapı-10.05.2018-İstanbul 1 sanık Ergenekon hakimi Hüsnü Çalmuk davası (bitti)
Paralel yapı-17 Mayıs (2017) 'İstanbul Yargı Yapılanması/Balyoz Savcısı Savaş Kırbaş 1 sanık' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(21 Aralık 2021, 12:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: