Ankara'da, 18 Aralık 2002'de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturması kapsamında cinayet şüphelisi Nuri Gökhan Bozkır, Ukrayna'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi. İlerleyen günlerde 6 kişi daha gözaltına alındı. Peşpeşe yaşanan bu gelişmeler doğrudan Fetö tarafından işlendiği şüphesi bulunan cinayete dair soruşturmada somut deliller ele geçirildiğini gösteriyor.
07.02.2022 13:48 Ankara'da, 18 Aralık 2002'de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturması kapsamında peş peşe iki önemli gelişme yaşandı.
27 Ocak'taki ilk gelişme olarak, suikastın katil zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır, bulunduğu Ukrayna'da Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından yakalanarak Türkiye'ye getirildi. Silahlı saldırının kilit isimlerinden Nuri Gökhan Bozkır, 2019'da Ukrayna'da yakalanmıştı. Ukrayna makamlarınca mahkemeye çıkarılan Bozkır sığınma talebinde bulunmuştu. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Bozkır'dan uzun süredir haber alınamıyordu. Bozkır'ın Türkiye'ye getirildiğini ilk kez Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 'MİT uzunca süredir bu suikastın katil zanlılarından olan Nuri Gökhan Bozkır'ın izini sürüyordu. İstihbaratımız Ukrayna'da saklandığını tespit etti' diyerek duyurdu. Bozkır'ın Ukrayna dışına kaçmaya çalıştığını tespit eden MİT Ukrayna makamlarıyla işbirliği yaparak şahsı bir restoranda yakaladı.
3 Şubat'taki ikinci gelişme ise soruşturma kapsamında Bozkır ile irtibatlı olduğu öğrenilen 6 kişinin gözaltına alınması oldu. Bozkır'ın emniyetteki işlemleri sürerken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında 6 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Bunun üzerine harekete geçen polis, 3 Şubat Perşembe günü 6 kişiyi gözaltına aldı. Nuri Gökhan Bozkır ile irtibatlı olduğu öğrenilen şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi.
Foto: Gökhan Bozkır
PARALEL YAPIYI 2002'DE DEŞİFRE ETTİ: ADETA BUGÜNLERİ ANLATTI
Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi olan Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı profesyonel bir suikast sonucu yaşamını yitirmişti. Hablemitoğlu öldürülmeden kısa süre önce Gülen cemaati hakkında hazırladığı raporlarla gündeme gelmişti. Hablemitoğlu'nun tehdit edildiği öne sürülmüş ancak herhangi bir ciddi soruşturma yapılmamıştı. Hablemitoğlu öldürüldüğü günlerde tamamlamaya çalıştığı 'Köstebek' kitabı ise suikasttan sonra 2003'te basılmıştı.
FETULLAHÇILAR RAPORU
Hablemitoğlu, hazırladığı 'Etki Ajanları-Nüfuz Casusları ve Fetullahçılar' isimli raporda, Gülen'in CIA'ya gönüllü ajanlık yaptığını belirtmiş ve devleti ele geçirme çalışmalarını anlatmıştı. Gülen'in çarpık ilişkilerinin MİT ve TSK tarafından fark edildiğini ifade eden Hablemitoğlu, Fetullahçılar'ın, Humeyni bir gün nasıl İran'a dönmüşse, hoca efendilerinin de öyle dönüp Çankaya'ya oturacağına inandığını aktarmıştı.
Necip Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi'nde İnkılap Tarihi dersleri veriyordu. Paralel yapıyı “casusluk' ekseninde inceleyen ilk kişiydi. Bir başka konu olarak da mesaisinin büyük bölümünü Alman vakıflarını izlemeye ayırmıştı. Bu vakıfların Türkiye'de kirli işler çevirdiğini yazıp duruyordu. Görünürde hiç istihbaratçı geçmişi olmamasına rağmen, kendisine MİT Müsteşarlığının vaat edildiği söyleniyordu. 18 Aralık 2002'de Çankaya'daki evinin önünde oldukça profesyonel bir suikastla öldürüldü. Aradan 17 yıl geçti. Yakın zamana kadar polisin elinde kayda değer bir şüpheli bile yoktu ve dosya artık kapanmıştı.
'Köstebek' yazılamadan öldürüldü
Derin yapının belki de ilk güç gösterisi yaptığı suikast olarak değerlendirilen suikast Hablemitoğlu'nun piyasaya çıkarmak üzere olduğu kitabının arefesine denk geldi. Öldürülmeden hemen önce bazı Alman vakıflarının Türkiye'de illegal faaliyetler içerisinde olduklarına dair tezleri ve Fetullah Gülen cemaatinin CIA destekli Moon tarikatı benzeri bir yapılanmayla tüm devlet kurumlarını kendi gizli gündemi doğrultusunda ele geçirmeye çalıştığı, önüne geçen isimleri de ezip geçtiğini anlatan çalışmaları ulaşılan bilgiler arasında… Bu konuyu “Köstebek' isimli kitabında yayınlamak üzere yazmaya başlamıştı ki suikast gerçekleştirildi. Kitap tamamlanmamış haliyle suikasttan sonra yayınlandı. 'Köstebek' paralel yapıyı casusluk çerçevesinde ele alan ilk kitap olması sebebiyle suikastın neden sümenaltı edildiğini anlatmaya yetiyor.
Hablemitoğlu'nun Fetö ile ilgili yazdıkları o kadar önemlidir ki, aşağıda linkleri de verilen iki çalışması okunduğunda 2013'ten beri Fetö ile mücadele sürecinde karşımıza çıkan detayların adeta 2002'de Hablemitoğlu tarafından anlatıldığı görülür. Yine Hablemitoğlu'nun verdiği bilgiler o kadar önemlidir ki, 2000 yılında Fetullah Gülen aleyhine DGM'de açılan ilk davanın da delilleri arasına girmiştir raporları. Ve bu dava açılmadan kısa süre önce Gülen'in tedavisini gerekçe göstererek ABD'ye gittiği de hatırlandığında Hablemitoğlu'nun adeta arı kovanına çomak soktuğu anlaşılacaktır.
Bu bulguların ışığında geriye dönüp bakıldığında Fetö açısından en acil şekilde ortadan kaldırılması gereken hedefin o dönem için Hablemitoğlu olacağı izahtan varestedir. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Köstebek
Etki Ajanları-Nüfuz Casusları ve Fetullahçılar
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
(07 Şubat 2022, 13:48)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: