Ankara'da, Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'de silahlı saldırıda öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 9 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Eski özel kuvvetler mensuplarına yönelik operasyonun, savcılık ve emniyet istihbarat birimlerinin desteği, çok detaylı inceleme, alınan ifade ve analizleri sonrasında gerçekleştirdiği öğrenildi. Suikastın Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki MAK'ta yuvalanan FETÖ yöneticileriyle bağlantılı isimler tarafından planlandığı ileri sürülüyor. 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikasta giden saldırı timi de aynı birimde görevliydi. Gözaltı listesindeki isimlerden ikisi şaşırtıcı: Ergenekon davasında yargılanan emekli askerler Levent Göktaş ve Fikret Emek. Ergenekon sürecinde Fetö kumpasına uğradığı iddia edilen bu iki ismin Hablemitoğlu suikastinde rol aldığı belirlendi. Göktaş hariç diğer 8 isim yakalandı. Göktaş'ın adı bir kaç ay önce de bu suikastle gündeme gelmişti. Gözaltına alınacağını tahmin eden Göktaş'ın yurtdışına kaçtığı ileri sürülüyor. Levent Göktaş'ın o dönemde Hablemitoğlu'nun MİT müsteşarı olmasının önüne geçmek amacıyla suikast talimatını verdiği iddiasının soruşturma dosyada yer aldığı ileri sürülüyor.
09.06.2022 17:28 Ankara'da, Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'de silahlı saldırıda öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 9 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
8 Haziran'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Hablemitoğlu'na yönelik suikastı gerçekleştirdiği iddia edilen isimlere yönelik şafak vakti operasyon düzenledi.
Suikast FETÖ'cülerin yoğun olarak yuvalandığı ve 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki MAK (Muharebe Arama Kurtarma) Alay Komutanlığında organize edildi. Operasyon kapsamında gözaltına alınacak isimler arasında 2002 yılında MAK Alay Komutanı olan Levent Göktaş da bulunuyor. Savcılığın, eski özel kuvvetler mensuplarına yönelik operasyonu emniyetin istihbarat birimlerinin desteğiyle, çok detaylı inceleme, alınan ifade ve analizler sonrasında gerçekleştirdiği öğrenildi. Suikast eyleminin Galatasaray-Ankaragücü Türkiye Kupası 3. Tur maç saatinde yapıldığı, şehrin sakin olması nedeniyle özellikle bu saatin seçildiği öğrenildi. Zanlıların gözaltına alınmasının ardından tetiği kimin çektiğinin netlik kazanması bekleniyor.
FETÖ'nün Türkiye için büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade eden ve örgütün devlet içerisindeki kadrolaşmalarını anlatan kitabını yayınlayamadan 20 yıl önce Ankara'daki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu suikastinin kilit ismi Nuri Gökhan Bozkır MİT operasyonuyla Türkiye'ye getirilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Zafer Ergün tarafından yürütülen soruşturmada Bozkır, detaylı ifadesi alındıktan sonra tutuklandı. Suikast öncesi Hablemitoğlu'nu takip ettiği ortaya çıkan eski Özel Kuvvetler mensubu Bozkır'ın ifadeleri doğrultusunda İrfan Birkan, Birol Ercan, Aydın Köstem, Nizamettin Avşar ve Mehmet Narin gözaltına alınmıştı. Hem Nuri Gökhan Bozkır, hem de diğer şüphelilerin verdiği bilgiler doğrultusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından derinlemesine çalışma yapıldı.
İSTİHBARAT BİRİMLERİ DETAYLI ANALİZ YAPTI
Soruşturma kapsamında istihbarat birimlerinin hazırladığı raporlar ve analizler sonrasında Necip Hablemitoğlu'nun suikastının hazırlanması ve gerçekleştirilmesinde aktif rol oynayan isimler tek tek belirlendi. Soruşturma süresince alınan ifadeler kapsamında şüphelilerin yakalanması için Ankara polisi 8 Haziran sabahı şafak vakti eş zamanlı operasyonlar düzenledi.
SUİKAST, FETÖ'CÜLERİN YUVALANDIĞI BİRİMDEN
Zanlılar hakkında verilen gözaltı kararında, suikastın Özel Kuvvetler Komutanlığı içerisinde yuvalanan FETÖ yöneticileriyle bağlantılı isimler tarafından planlandığı belirtiliyor. Bu doğrultuda 2001 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı'na (ÖKK) bağlı MAK Alay Komutanı olan Levent Göktaş'ın da aralarında olduğu şüpheliler hakkında gözaltı kararı verildi. Kararda, Nuri Gökhan Bozkır'ın Necip Hablemitoğlu suikasta kurban gittiği dönemde aynı birimde çalıştığı, gayri resmi organizasyonun bu birimde planlanmış olduğuyla ilgili bilgiler yer alıyor. O dönem ÖKK'da MAK Alay Komutanı olan Levent Göktaş, birimde çalışan Tarkan Mumcuoğlu, İstihbarat Şube Müdürü Fikret Emek, Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal, Kamil Metin, Memiş Aytekin ve Osman Tuncer hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
KEŞİF, TAKİP, İZLEME VE SUİKAST
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından şafak vakti düzenlenen operasyonla zanlıların belirlenen adreslerine baskın yapıldı. Soruşturma dosyasında yer alan bilgilere göre, Nuri Gökhan Bozkır, suikast öncesinde yaptığı keşfin detaylarını ifadesinde anlattı. Hurdacı kılığında Portakal Çiçeği sokakta keşif yaptığını, ajandasına keşifle ilgili notlar tuttuğunu anlatan Bozkır, suikast yapacak kişiyi de olay yerine götürdüğünü anlattı.
GALATASARAY-ANKARAGÜCÜ MAÇI OLDUĞU GÜN SEÇİLDİ
Suikast talimatının Levent Göktaş tarafından verildiğinin kaydedildiği dosya kapsamında, zanlıların başkası adına kayıtlı cep telefonu hatlarıyla görüşmeler yaptığı, suikastin 2002-2003 Sezonu Türkiye Kupası Galatasaray-Ankaragücü 3. tur maç saatinde gerçekleştirilmesi kararının alındığı bilgisi var. Zanlıların eylem sonrasında kullandıkları telefonları ve sim kartları imha ettiği öğrenilirken, gözaltına alınan askerlerin ifadeleri doğrultusunda tetiği kimin çektiğinin netlik kazanması bekleniyor.
9 ZANLIDAN 5'İ GÖZALTINDA
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri MAK Alay Komutanı Levent Göktaş, Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal, Kamil Metin, Memiş Aytekin ve Osman Tuncer'in yakalanması için eş zamanlı baskınlar yaptı. Levent Göktaş'ın İstanbul, Ankara ve Bodrum'daki adreslerine gidildi. Dijital materyallere el konulurken, Levent Göktaş bulunamadı.
Operasyon kapsamında Göktaş dışında tüm zanlılar ilerleyen saatlerde yakalandı.
'ONURLU SUBAYIM' DEMİŞTİ, YURTDIŞINA KAÇTI
Levent Göktaş'ın adı aslında Hablemitoğlu suikastinde daha önce de geçmişti. Ukrayna'da yakalanarak Türkiye'ye getirilen Gökhan Bozkır'ın, Hablemitoğlu'nun “ölüm emrini” emekli Albay Mustafa Levent Göktaş'ın verdiğini söylediği iddia ediliyordu. Bu iddialar üzerine medyaya açıklama yapan Göktaş, Hablemitoğlu'nu tanımadığını, kim olduğunu cinayetten sonra öğrendiği belirtmişti. Levent Göktaş şunları söylemişti:
“Bu olayın uzak yakın benle hiç ama hiç bir ilgisi yok. Ben kendisinin kim olduğunu bile öldükten sonra öğrendim. Ben şerefli onurlu bir Türk subayıyım bunu herkes bilir. Bunu yapacak ya da yaptıracak kişi şerefsiz onursuz biri ya da birileridir. FETÖ işi olduğu aşikardır. Yakın zamanda gerçek ortaya çıkar.”
Soruşturma kapsamında tutuklanan ÖKK'da görevli Mehmet Narin'in “emir astsubayı” olmadığını ifade eden Levent Göktaş, “Albayların emir subayı olmaz” demişti. Levent Göktaş, “Mehmet Narin çok sağlam, çok iyi bir Astsubaydır” diyerek, Narin'in bahsettiği Konya ve Antalya gezisini şöyle anlatmıştı:
“17 Aralık'ta hava çok kötüydü ve karlıydı. Onu yanıma hem şoförlük yapsın hem yanımda dursun diye aldım. Konya'da kaldığımız otelde Sayın Abdullah Gül'ün de olacağını söylediler. O zaman da MİT Müsteşar Yardımcılığı boştu ya da yeni birisi atanacaktı. Kendisine vermek üzere CV hazırladım. Beni kendisiyle görüştüreceklerdi. Ama sabah acil işi çıkmış hemen Ankara'ya dönmek zorunda kalmış. O yüzden görüşemedik, sonra ben Konya'dan Antalya, Antalya'da kaldım ya da kalmadım hatırlamıyorum ama Antalya'dan da Ankara'ya döndüm.”
ŞENGÜL HABLEMİTOĞLU'DAN ÜLGEN'E AYAR: KUMPAS FALAN YOK!
Bu gelişmeler üzerine Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu sosyal medya hesabından açıklama yapmış, “kumpas yok” diyerek suçu Fetö'ye atarak birilerinin dikkatleri kendilerinden kaçırmaya çalıştığını ima etmişti. Şengül Hablemitoğlu mesajında, “Kumpas falan yok!.. Her şey gün gibi ortada gün kurusu kayısı gibi…” diye yazmıştı.
CELAL ÜLGEN: MÜVEKKİLİM ÖYLE ŞEYLER YAPMAZ, KESİN KUMPASTIR!
Cinayet şüphelisi Nuri Gökhan Bozkır'ın Levent Göktaş'ın adını verdiğinin iddia edilmesinden sonra Levent Göktaş'ın avukatı Celal Ülgen “kumpas” açıklamasında bulunmuştu. Şengül Hablemitoğlu'nun “Kumpas falan yok” çıkışıyla işte bu açıklamayı yapan Celal Ülgen'i işaret ettiği öne sürülüyordu.
Celal Ülgen, “Kumpas falan yok” çıkışına ve buna gelen tepkilere ilişkin açıklamasında şunları söylemişti:
“Hablemitoğlu cinayetinin aydınlanması ve sanıklarının kim olursa olsun yakalanması ve ceza görmesi benim de tüm içtenliğimle beklediğim ve geç kaldığına inandığım bir özlemdir. Yeni bir kumpas derken bugüne değin özenle kurgulanan kumpas davalarını bilen ve çözümlenmesi için uğraşan biri olarak söylüyorum. Levent Göktaş şu anda büyük bir sıkıntı içerisinde. Eşinin kanser nedeniyle ameliyatta olması nedeniyle çok kısa sürede görüşme olanağı bulduk. Cep telefonları hastane içinde kapalı. Böyle bir suçun içinde olmasının mümkün olmadığını söyledi. Levent'e inanıyorum. Kimse sonradan mahcup olacağı savların peşine düşmemeli.”
İKİNCİ KRİTİK İSİM: BİNBAŞI FİKRET EMEK
Gözaltına alınan sürpriz isimlerden bir diğeri, Ergenekon soruşturmaları sırasında büyük tartışmalara yol açan emekli binbaşı Fikret Emek oldu.
Göktaş ile aynı dönemde ÖKK İstihbarat Şube Müdürlüğü yapan Emek de Ergenekon davasının sanıkları arasındaydı. 2007 yılında Eskişehir'de gözaltına alınan ve annesinin evinde yapılan aramada 11 kilo C-4 patlayıcı ile çok sayıda silah bulunan Emek, dava kapsamında verdiği ifadesinde “bombaları evde unuttuğunu ve görevde kullanmak için aldığını” söylemişti.
Alman vakıfları belgeleri
Emek'in bilgisayarından ise Hablemitoğlu'nun üzerinde çalışma yaptığı bilinen Alman Vakıflarına ilişkin belgeler çıkmıştı. Emek bu belgelerin kendisine ait olmadığını söylemişti. 2014'te tahliye edilen ve yargılama kapsamında 41 yıl 4 ay hapse mahkum edilen Emek, Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında tüm suçlamalardan beraat etmişti.
2019 yılında basına yansıyan bir iddia ise, Fetö Çatı 2 soruşturmasında ifadesi alınan Ç.A. isimli eski örgüt üyesinin Fikret Emek'e yönelik sözleriydi. Ç.A. ifadesinde şunları dile getiriyordu:
'Örgüt içerisinde Binbaşı Fikret Emek'e ağabeylik yapan Metin Çetiner, Kara Harp Okulu'ndan atılma, 1983-85 dönemi olabilir, bir şahıstır. 1988 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi'nde eğitim görürken Kuleli Askeri Lisesi imamlığını yapmıştır. Bu şahıs Sait kod adlı Sürmeli Aksoy'a bağlı olarak faaliyet yürütmekteydi. Metin Çetiner, 2005-2007 yıllarında Romanya'da örgüte bağlı International School Müdürlüğü ile daha sonraki dönemlerde ABD'de okul müdürlükleri yapmıştır. En son Örgüte ait Kimse Yok Mu Derneği'nde çalışıyordu. Ben kendisine Mavi Marmara hadisesi ile ilgili olarak 'Fetullah Gülen'e hakkımı helal etmiyorum' dedikten sonra benimle irtibatını kesti.'
Ergenekon davasında tutuklanan Binbaşı Fikret Emek'in Fetö örgütü mensubu olduğunu net olarak bildiğini söyleyen Ç.A., 'Bu şahsın üst sorumlusu Metin Çetiner'dir. Metin Çetiner bu konuyu kendisi bana anlatmıştır' dedi. Çetiner'in FETÖ elebaşı Gülen'le yakın ilişkisi olduğunu ifade eden Ç.A., 'Metin Çetiner'in babasının ikametinde Harp Okulundan mezun olan öğrenciler için rütbe takma töreni düzenlendiğini, bu törene Fetullah Gülen'in bizzat katıldığını anlattı. Mezun olan öğrencilerin apoletleri Gülen'in takkesinin içerisine konularak okutulmuş, yıldızları bizzat kendisi takmış' dedi.
Ergenekon soruşturması, 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda 27 el bombasının bulunmasıyla başlamış, soruşturmanın seyri 27 Haziran 2007'de Emine Emek'in evinde bomba ve silah bulununca değişmişti. Emek, 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 41 yıl 4 ay hapse çarptırılmıştı. Ergenekon davasının çökmesinin ardından 2014'te İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildi.
Foto: Gökhan Bozkır
HABLEMİTOĞLU PARALEL YAPIYI 2002'DE DEŞİFRE ETTİ: ADETA BUGÜNLERİ ANLATTI
Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi olan Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı profesyonel bir suikast sonucu yaşamını yitirmişti. Hablemitoğlu öldürülmeden kısa süre önce Gülen cemaati hakkında hazırladığı raporlarla gündeme gelmişti. Hablemitoğlu'nun tehdit edildiği öne sürülmüş ancak herhangi bir ciddi soruşturma yapılmamıştı. Hablemitoğlu'nun öldürüldüğü günlerde tamamlamaya çalıştığı 'Köstebek' kitabı ise suikasttan sonra 2003'te basılmıştı.
FETULLAHÇILAR RAPORU
Hablemitoğlu, hazırladığı 'Etki Ajanları-Nüfuz Casusları ve Fetullahçılar' isimli raporda, Gülen'in CIA'ya gönüllü ajanlık yaptığını belirtmiş ve devleti ele geçirme çalışmalarını anlatmıştı. Gülen'in çarpık ilişkilerinin MİT ve TSK tarafından fark edildiğini ifade eden Hablemitoğlu, Fetullahçılar'ın, Humeyni bir gün nasıl İran'a dönmüşse, hoca efendilerinin de öyle dönüp Çankaya'ya oturacağına inandığını aktarmıştı.
Necip Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi'nde İnkılap Tarihi dersleri veriyordu. Paralel yapıyı “casusluk' ekseninde inceleyen ilk kişiydi. Bir başka konu olarak da mesaisinin büyük bölümünü Alman vakıflarını izlemeye ayırmıştı. Bu vakıfların Türkiye'de kirli işler çevirdiğini yazıp duruyordu. Görünürde hiç istihbaratçı geçmişi olmamasına rağmen, kendisine MİT Müsteşarlığının vaat edildiği söyleniyordu. 18 Aralık 2002'de Çankaya'daki evinin önünde oldukça profesyonel bir suikastla öldürüldü. Aradan 17 yıl geçti. Yakın zamana kadar polisin elinde kayda değer bir şüpheli bile yoktu ve dosya artık kapanmıştı.
'Köstebek' yazılamadan öldürüldü
Fetullah Gülen terör örgütünün belki de ilk güç gösterisi yaptığı suikast olarak değerlendirilebilecek suikast Hablemitoğlu'nun piyasaya çıkarmak üzere olduğu kitabının arefesine denk geldi. Öldürülmeden hemen önce bazı Alman vakıflarının Türkiye'de illegal faaliyetler içerisinde olduklarına dair tezleri ve Fetullah Gülen cemaatinin CIA destekli Moon tarikatı benzeri bir yapılanmayla tüm devlet kurumlarını kendi gizli gündemi doğrultusunda ele geçirmeye çalıştığı, önüne geçen isimleri de ezip geçtiğini anlatan çalışmaları ulaşılan bilgiler arasında… Bu konuyu “Köstebek' isimli kitabında yayınlamak üzere yazmaya başlamıştı ki suikast gerçekleştirildi. Kitap tamamlanmamış haliyle suikasttan sonra yayınlandı. 'Köstebek' paralel yapıyı casusluk çerçevesinde ele alan ilk kitap olması sebebiyle suikastın neden sümenaltı edildiğini anlatmaya yetiyor.
Hablemitoğlu'nun Fetö ile ilgili yazdıkları o kadar önemlidir ki, aşağıda linkleri de verilen bu yazdıkları okunduğunda 2013'ten beri Fetö ile mücadele sürecinde karşımıza çıkan detayları adeta 2002'de anlattığı görülür. Onun verdiği bilgiler o kadar önemlidir ki, 2000 yılında Fetullah Gülen aleyhine DGM'de açılan ilk davanın da delilleri arasına girmiştir. Ve bu dava açılmadan kısa süre önce Gülen'in tedavi gerekçesiyle ABD'ye kaçtığı da hatırlandığında Hablemitoğlu'nun adeta arı kovanına çomak soktuğu anlaşılacaktır.
Ergenekon'da gözaltına alınan zanlıların burada ne işi var?
Aslında bunun çok mantıklı bir cevabı artık var. 2013 sonunda başlayan Fetö soruşturmalarının dosyalarına ve kesinleşen yüzlerce dava kararına da detaylarıyla girdiği gibi Fetö örgüt yapısında birbirinden haberi olmayan departmanlar bulunuyor. Örgütün geliştirdiği bu çok katmanlı gizlenme teknikleri istihbarat örgütlerine bile parmak ısırtacak cinsten. Bu detaylı önlemlerin Fetullah Gülen ve yanındaki birkaç yönetici tarafından akıl edildiğini söylemek saflık olur. Örneğin 'arama tarama mesulleri' adı verilen özel bir birim mevcut. Bu birim özel program ve yöntemler ile örgüt bünyesindeki tüm kişilerin evinde, iş yerinde, üstünde, aracında, kişisel eşyalarında arama yapar. Ayrıca FETÖ yapılanmasına ait okul, kolej, yurt, dershane, vakıf, dernek gibi tüm müesseselerde zamanlı ve zamansız arama yapabilir. Arama sırasında sınırsız yetkiye sahiptir. En üst düzey imamlar dahi bu kişiler tarafından aranabilir. Şahısların yatak odalarına bile girebilir, erkek olmalarına rağmen bayanları bile kişisel eşyalarına ve özel eşyalarına kadar arayabilir. Amaç deşifre olmayı engellemek, iz bırakılıyorsa silmek ve uyarmaktır.'
Örgüt içinde daha gizli kripto birimler ve üyeler de var. Bunların sadece Fetullah Gülen ile bağlantı kurdukları ileri sürülüyor.
Deşifre olmamak için hücre yapılanmasına giden Fetö 2013'ten beri 9 yıldır süren operasyonlara rağmen bu gizlilik nedeniyle bitirilememektedir. Dolayısıyla Fetö'cünün diğer bir Fetöcüyü gözaltına almış, tutuklamış ve yargılamış olması şaşırtıcı sayılmamalı. Özellikle Levent Göktaş'ın adının MİT Müsteşarlığı için geçecek seviyeye kadar gelmiş olması, 'bu kişi Ergenekoncudur, öyleyse Fetö düşmanıdır' anlayışının ne kadar hatalı olduğuna, böyle kategorik yaklaşımların yanıltıcı olabileceğine kanıt gösterilebilir.
Hablemitoğlu'nun 'hoşgörü cemaati' denilen bu örgüt için o dönem yazdıklarına bakıldığında bugün çok çeşitli soruşturma ve davalarla ancak kanıtlanan karanlık örgütü o günlerde deşifre ettiği tartışmasız kabul edilecektir. Bu açıdan Hablemitoğlu yaşadığı sürece örgütün sürekli baskı altında olacağı, en büyük düşmanının ve acil ortadan kaldırılması gereken hedefinin o günlerde Hablemitoğlu olduğuna şüphe duyulamaz. Ayrıca Hablemitoğlu'nun adının o dönem MİT müsteşarı olarak geçtiği de hatırlanmalı. Bu iddia son gözaltıların yaşandığı soruşturma dosyasında var. Buna göre, Levent Göktaş'ın o dönemde Hablemitoğlu'nun MİT müsteşarı olmasının önüne geçmek amacıyla suikast talimatını verdiği belirtiliyor. Örgütün ele geçiremediği tek kurum MİT oldu. Bunu ele geçirebilmek için elemanlarından bazılarını Ergenekon soruşturmalarında mazlum rolüne büründürmekten ve gerekirse harcamaktan çekinmeyecekleri söylenebilir.
Baş düşman için baş birim devreye girdi
Tekrar etmek gerekirse, 9 zanlı hakkında başlatılan son gözaltı operasyonuyla ilgili gelen bilgilerde, suikastın Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki MAK'ta yuvalanan FETÖ bağlantılı isimler tarafından planlandığı ileri sürülüyor. Bu birim, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikaste giden darbecilerin de yuvalandığı birim idi. Göktaş'la birlikte aynı birimde çalışan Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal, Kamil Metin, Memiş Aytekin ve Osman Tuncer gözaltı listesindeki isimler. Göktaş dışındaki 8 isim yakalanırken o hala aranıyor. 27 Ocak'ta Bozkır ve 3 Şubat'ta 6 ismin yakalanmasıyla birlikte soruşturma listesindeki gözaltı sayısı 16'ya çıkmış oldu. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Köstebek
Etki Ajanları-Nüfuz Casusları ve Fetullahçılar
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
(09 Haziran 2022, 17:28), son güncel.: (10 Haziran 2022)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: