Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın mahkeme kararıyla dinlenen telefon görüşmeleri, yargıdaki gizli ilişkileri ortaya çıkardı. Yargıtay seçimlerinde Oktay´ın, üye listesini HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek´e ilettiği kayıtlara girdi. Buna göre, seçilmek isteyen hakim ve savcılar, Oktay´dan ricacı oluyor. O da Özbek´le görüşerek bu kişiler lehine kulis yapıyor. İsmi iletilenler Yargıtay üyesi olmayı başarıyor.
Ergenekon´un yargıdaki bağlantıları biraz daha netleşti
Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın mahkeme kararıyla dinlenen telefon görüşmeleri, yargıdaki gizli ilişkileri ortaya çıkardı. Yargıtay seçimlerinde Oktay´ın, üye listesini HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek´e ilettiği kayıtlara girdi. Buna göre, seçilmek isteyen hakim ve savcılar, Oktay´dan ricacı oluyor. O da Özbek´le görüşerek bu kişiler lehine kulis yapıyor. İsmi iletilenler Yargıtay üyesi olmayı başarıyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında yargıyı etkilemeye teşebbüsten gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın, yargıdaki kadrolaşma ile yakından ilgilendiği ortaya çıktı. Yargıtay´da bir daire başkanlığı seçimi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun (HSYK) yüksek yargıya üye seçiminde Oktay´ın defalarca devreye girdiği teknik takibe takıldı. Mahkeme kararıyla dinlenen telefon görüşmeleri, DYP-SHP koalisyon hükümeti döneminde (1991) Adalet Bakanı olan Oktay´ın, aradan geçen 15 yıla rağmen yargıdaki nüfuzunu sürdürdüğünü gösteriyor. Kayıtlara göre, istediği isimleri seçtirmeyi başaran Seyfi Oktay, girişimlerini HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek üzerinden yürütüyor. HSYK´nın geçen yıl krize dönüşen Yargıtay üyeliği seçimlerinde Oktay´ın üye listesini Özbek´e ilettiği yönünde konuşmalar dikkat çekiyor. Hakim ve savcılar 34 kişinin seçildiği üyeler arasında bulunmak için Seyfi Oktay´dan ricacı oluyor. Oktay da Kadir Özbek´le görüşerek bu kişiler lehine kulis yapıyor. Oktay´la temas kuran ya da eski Adalet Bakanı´nın ismini ilettiği kişiler üye seçilmeyi başarıyor. Yargıdaki atamalarda liyakate bakılmadığını gözler önüne seren kayıtlara göre, 34 üyeden 4´ünün Oktay´ın desteğiyle seçildiği sabit. Oktay telefon görüşmelerinden birinde Yargıtay ve Danıştay´ın süzgeç görevi yaptığına işaret ediyor ve buraları tutmanın önemli olduğunu vurguluyor.
Oktay Özbek paslaşması
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, aralarında İşçi Partisi genel başkan yardımcısı, avukat Mehmet Cengiz´in de bulunduğu 6 kişiyle birlikte 1 Haziran´da ´Ergenekon´da yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiği´ iddiasıyla gözaltına alınmıştı. İsmi daha önce sürekli ´yargıda kadrolaşma´ iddialarıyla gündeme gelen Oktay´ın Ergenekon soruşturma ve yargı sürecinde yargıyı baskı altına aldığı ileri sürüldü. Seyfi Oktay´a ait telefon dökümleri de bu iddiayı doğrular nitelikte. Mahkeme kararıyla yapılan dinlemelerde, yargıdaki atamaların nasıl yapıldığı açık bir şekilde görülüyor. Adalet bakanlığı görevinin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen Oktay´ın yargı üzerinde hala etkili olduğu anlaşılıyor. Oktay´ın istediği isimler üst yargıya atanıyor. Oktay´ın bu süreçte Ergenekon´un Erzincan yapılanmasına yönelik operasyonda adı gündeme sık sık gelen HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek´le dirsek temasında olduğu görülüyor. Telefon dökümlerine göre, aynı soruşturma kapsamında tutuklanan avukatlarla sık sık görüşen Oktay, Yargıtay´a üye seçilmesini istediği hakim ve savcıların ismini Kadir Özbek´e iletiyor. Oktay´ın istediği isimlerin önemli bir bölümü Yargıtay üyesi seçiliyor. Soruşturmada tutuklanan avukat Tülay Bekar ise Yargıtay 8. Hukuk Dairesi başkanlık seçimiyle yakından ilgileniyor. Avukat Bekar´ın daire başkanlığına Y.U.´nun seçilmesi için Oktay´la birlikte hareket ettiği, destekledikleri ismin ilk turda başkan seçildiği kaydediliyor. Bekar ve Oktay´ın söz konusu daire başkanlığı seçimlerinde Y.U.´nun karşısına aday olarak çıkan Yargıtay üyesi S.İ.´ye ´irticacı´ yaftası yapıştırdıkları dinlemelere takılmış. Seçimlerden sonra ise Bekar, Y.U. için kutlama yemeği organize ediyor. HSYK´nın 34 kişilik listeye dahil ettiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi üyesi M.Ş.G., Yargıtay cumhuriyet savcıları arasından seçilen tek isimdi. Oktay´ın M.Ş.G.´nin seçilmesi için Kadir Özbek´le yaptığı yoğun temas dinleme kayıtlarına yansıdı. M.Ş.G.´nin Yargıtay seçimi için çalışmaların başladığı Mayıs 2009´da Seyfi Oktay´a Sayenizde olacak sayın bakanım, temmuz başı gibi bitirecekler. Yani işte Kadir Bey´in bizim için önemi. dediği görülüyor. Oktay´ın cevabı ise şöyle oluyor: Kadir Bey´in kaçış tarafı yok artık. Görüştüğümüzde de zaten artık bu sefer olur dedi. Eski Adalet Bakanı, bir konuşmasında da Muğla Ağır Ceza Mahkemesi başkanıyken Yargıtay´a atanan M.İ.Y.´yi de kendisinin seçtirdiğini anlatıyor. Kadir Özbek´le de görüştüğünü belirtiyor. Şöyle diyor: Ankara başsavcımız var. Yani bu şartlarda iyi sabahleyin şeyle görüştük. 4 kişilerini aldık onların çizgisinde 4 kişi getirttirebildik. Kadir Bey hepsini söyledi ama ben şey yapamadım.
Söz verdiler, o iş olacak...
HSYK, son seçimlerde Ankara Adliyesi´nde görev yapan hiçbir ağır ceza mahkemesi başkanını üye seçmemişti. Onun yerine Muğla Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsmet Yörük´ü seçmesi yargı kulislerinde garip karşılanmıştı. Seyfi Oktay, İstanbul 2. Ticaret Mahkemesi başkanıyken Yargıtay´a üye seçilen Ayşe Şentürk için de devreye girmiş. Başsavcı Vekili eşi M.Ş., eşinin seçilmesi için Aralık 2009´da Oktay´la görüşüyor. M.Ş.´nin Bu salı günü muhtemelen seçim var. Bizim hanım da aday. 3 kişi okey vermiş, ciddi şekilde destekliyor. Özellikle Danıştaycılar tamam mı? sözlerine karşılık Oktay, HSYK üyeleri Kadir Özbek ve Musa Tekin´le görüşmesini de istiyor. Oktay, Büyük ihtimalle olacak. En başta köstek olmazsalar yani. Söz verdiler ama gene de siz biliyorsunuz orası biraz politik. şeklinde konuşuyor.
Seyfi Oktay: Yargıtay ve Danıştay´ı sağlam tutalım
Yargıtay 10. Ceza Dairesi üyeliğine seçilen İ.Y.´nin Yargıtay üyeliği seçimlerinden önce H.D. isimli kişi aracılığıyla Oktay´a ulaştığı görülüyor. Oktay, görüşmede Yörük´ün ismini söyleyen H.D.´ye HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek´le görüşeceğini ve ismini ileteceğini anlatıyor. Daha sonra Yörük ile de görüşen Seyfi Oktay, şu ifadeleri kullanıyor: Akşam başkan vekilimizle beraberdim. Sizin konuyu açtım, önceden yazdığım bir not vardı, onu kendine verdim. Onu görünce diyebilirim ki gözleri güldü, çok olumlu bakıyorlar. Ben gereken her şeyi söyledim.... Hiç olmazsa Yargıtay ve Danıştay bir süzgeç görevi yaptığına göre hiç olmazsa oraları sağlıklı tutma imkanı olursa. Hiç olmazsa belli bir süre cumhuriyetimizi hukuk devletimizi biraz daha koruyup kollama imkanı olur diye çok olumlu görüyorum. Ve benim konuşmamdan da çok mutlu oldu Kadir Bey.
Onlar benim ekipten
Seyfi Oktay, kendisiyle birlikte gözaltına alınan ve ardından tutuklanan avukat Ali Hadi Emre´ye, Yargıtay üyeliği seçimlerinde istediği 3-4 ismin seçildiğini söylüyor. Ocak 2009´da yapılan görüşmede seçimlerin sonuçlandığını bildiren Oktay, Üzerinde durduğum üç dört kişi vardı, onlar seçildiler. diyor. Telefon görüşmelerinde bazı hakimler için O benim ekiptendir. ifadesini de kullanıyor: Metin Ş.´nin hanımı var. O benim ekiptendir. Ayşe Hanım onun şeyi Şebnem Hanım var. Şey de yine benim kadrodan. Bakanlıkta idi, şeye geçti. ( Star, Zaman)
HSYK Başkanvekili ile eski Adalet Bakanı´nın mezhep kardeşliği
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile HSYK Başkanvekili Kadir Özbek´in alevi mezhebinden olduğu biliniyor. Bu ikili arasındaki paslaşma ile yargıdaki kadrolara yapılan atamalarda mezhep faktörünün ne kadar etkili olduğu bilinmiyor. Ancak savcıların soruşturma konusu bu değil. Savcılar bu atamalarla Ergenekon davalarına baskı uygulanmaya çalışıldığına dair somut bulgulara ulaşmış bulunuyorlar. Soruşturma konusu işte bu. Ancak bu vesileyle yargıdaki kadrolaşma iddialarının bir kez daha tartışmaya açılacağına da şüphe yok. Anayasa değişiklikleriyle ortadan kaldırılması amaçlanan yargı krizini doğru anlamak için 18 Ağustos 1995 tarihli CHP İstanbul il kongresine uzanmak gerekiyor. Ne diyordu o günkü CHP´li Adalet Bakanı Mehmet Moğultay: ´Evet. Hükümetten sınavlı 5 bin kişilik kadro çıkarttım. Doğu´dan Güneydoğu´dan gelen insanlar aç mı kalsın, işsiz mi kalsın? Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verseydim? Seyfi Oktay ve benim dönemimde de 2 bin hakim aldık.´ Yargıdaki CHP kadrolaşması 1991 seçimlerinden sonra oluşturulan DYP-SHP ve DYP-CHP koalisyonlarında göstere göstere yapıldı. 91-94 arasında adalet bakanlığı yapan Seyfi Oktay yaptı. Daha sonra da Moğultay bu görevi üstlendi ve korkunç bir kadrolaşma gerçekleştirildi.
Telefon görüşmesi yargının HSYK vesayeti altında olduğunu ispatlıyor
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya, Oktay´ın telefon dinlemelerinin, yargının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun (HSYK) vesayeti altında olduğunu ispatladığını söyledi. Kılıçkaya, Eski Adalet Bakanı Oktay´ın mahkeme kanalıyla telefonunun dinlenmesi ile Yargıtay üyeliği atamalarında liyakate bakılmadığı ve ´ahbap çavuş ilişkisi´ içerisinde, ideolojik sebeplerle hareket edildiğinin anlaşıldığını vurguladı. Kılıçkaya, bu şekilde ideolojik sebeplerle ve ahbap çavuş ilişkileriyle seçilen yüksek yargı üyelerinin de HSYK üyelerini seçtiğini, böylece bir çeşit ´al gülüm ver gülüm´ ilişkisi kurulduğunu savundu. Yargının iflas etmiş olduğu ve bunun da HSYK eliyle gerçekleştirildiğini dile getiren Kılıçkaya, şöyle dedi: Bugün itibariyle yargı HSYK´nın vesayeti altındadır. Ortaya çıkan ses kaydı da bu durumu ispatlamıştır. Sorun bununla da sınırlı değildir. Anayasa ile güvence altına alınan yargı bağımsızlığı, hakim savcı teminatı HSYK tarafından ihlal edilmiştir. Yakın zamanda HSYK´nın, kararını beğenmediği hakim ve savcıları teamüllere aykırı olarak yerlerini değiştirmek suretiyle dosyadan el çektirmeye çalıştıklarına şahit olduk. Aynı şekilde iddianamesini beğenmedikleri savcıyı meslekten çıkarılma ile cezalandırdılar. Maalesef HSYK´nın yapısı keyfiliği de beraberinde getirmektedir. HSYK bu vesayet kalkmasın diye direnmektedir. Kurulun hakim ve savcılardan atanan üyelerinin yargı reformuna ve bu konudaki anayasa değişikliğine, neden bu kadar şiddetle karşı durmaya çalıştıkları, ortaya çıkan telefon kayıtlarındaki konuşmalar ile anlaşılmıştır. HSYK´nın, Anayasa değişikliğini istemediğine ve karşı durduğuna dikkat çeken Kılıçkaya, çünkü bu düzenin. bu kast sisteminin bozulmasını istemediğini belirtti. Kılıçkaya, Anayasa değişikliği gerçekleşir de HSYK üyeleri tüm hakim ve savcılarca seçilirse yargının demokratikleşeceği, tüm yargı atamalarında liyakat esas alınacağı, keyfi uygulamaların son bulacağı ve böylece yargı üyelerinin üzerindeki vesayetin de ortadan kalkacağı kanaatindeyiz. diye konuştu. ( Cihan)
(08 Haziran 2010, 10:25)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: