Emre Uslu: Ben başından beri Hanefi Avcı´nın yazdığı kitabın bir proje kitap olduğunu yazıyorum. Bu projeden amaç cemaatin bütün kurumları ele geçirdiğini göstermek ve bununla mücadele etmek değil. Avcı kurnaz bir şekilde önümüze cemaati atıyor ve kamuoyunun cemaati tartışmasını istiyor ama asıl amaç İstanbul´da Ankara´da ve değişik yerlerde sürdürülen Ergenekon operasyonlarını hedef alanları görevden aldırmak. Hapse girmesi de bu projenin ikinci ayağı. Tahliye talebini ret etmesi de bununla ilgili.
Hanefi Avcı Projesi´ni deşifre ediyorum
Emre Uslu: Ben başından beri Hanefi Avcı´nın yazdığı kitabın bir proje kitap olduğunu yazıyorum. Bu projeden amaç cemaatin bütün kurumları ele geçirdiğini göstermek ve bununla mücadele etmek değil. Avcı kurnaz bir şekilde önümüze cemaati atıyor ve kamuoyunun cemaati tartışmasını istiyor ama asıl amaç İstanbul´da Ankara´da ve değişik yerlerde sürdürülen Ergenekon operasyonlarını hedef alanları görevden aldırmak. Hapse girmesi de bu projenin ikinci ayağı. Tahliye talebini ret etmesi de bununla ilgili.
Hanefi Avcı olayına yeniden dönmemek üzere yazıları kapatmıştım. Önümüzdeki dönemde Hakkâri´de olması muhtemel devlet şiddetini yazacaktım ama gündem beni bir kez daha Avcı yazmaya zorladı. Hakkâri konusunu önümüzdeki günlerde ele alırız. Ben başından beri Hanefi Avcı´nın yazdığı kitabın bir proje kitap olduğunu yazıyorum. Bu projeden amaç cemaatin bütün kurumları ele geçirdiğini göstermek ve bununla mücadele etmek değil. Avcı kurnaz bir şekilde önümüze cemaati atıyor ve kamuoyunun cemaati tartışmasını istiyor ama asıl amaç İstanbul´da Ankara´da ve değişik yerlerde sürdürülen Ergenekon operasyonlarını hedef alanları görevden aldırmak. Hapse girmesi de bu projenin ikinci ayağı. Tahliye talebini ret etmesi de bununla ilgili. Şöyle anlatayım: Avcı son on yıldır 1. Sınıf emniyet müdürü. Emri altında görev yapan cemaatçilere bir soruşturma dahi açtırmamış bir adamın cemaatle mücadele kahramanı olması ilginç değil mi? Avcı eğer gerçekten cemaati tehlike görüyor ve onlarla mücadele edilmesini istiyor olsaydı fiilen bunu yapması mümkün olduğu dönemde yapardı. En azından 2010´da Eskişehir Emniyet Müdürlüğü döneminde, yeni kitabı yazarken bir soruşturma açardı. Ama Avcı bunların hiçbirini yapmadı. O halde Avcı´nın derdi cemaatin tümüyle olamaz.
Kitabında cemaatçi diye suçladığı polis ve savcıların ortak noktası ne? Ergenekon ve Balyoz operasyonları yapan birimlerin başında yer almaları. Ayrıca kendisiyle birlikte hareket ettikleri izlenimi edinilen küskün Emniyet müdürlerinin davalarına bakan polis ve savcılar. Yani Avcı cemaat tartışması yapıyor ama nokta hedeflere atışlar yapıyor. Bu nedenle Avcı´nın kitabı sonuçları bakımından bir proje kitabıdır. Kitabın hedefi Ergenekon savcıları ve o operasyonları yapan polisleri bertaraf etmek. Unutmayın bu hedef aynı zamanda Ergenekon örgütünün de hedefi. Yani Avcı ile Ergenekoncular arasında ortak hedefe vurmak bakımından bir oydaşma var. Bu Avcı´yı Ergenekoncu yapar mı? Hayır. Bu kadar bilgiyle bu iddiayı ileri sürmek haksızlık olur. Avcı Ergenekon örgütüne hizmet ediyor denebilir mi? Evet. İsteyerek ya da istemeyerek Ergenekon´un amaçlarına hizmet ediyor. Onların değirmenine su taşıyor ve elini güçlendiriyor. Zira Ergenekoncular da Avcı da biliyor ki Ergenekon operasyonlarını yapan birimler sıkı çalışıp delilleri mahkemeye sundukça bu örgütün kurtulma şansı zayıflıyor. O nedenle onlar delil akışını kesintiye uğratmak için Ergenekon operasyonu yapan birimleri ve savcıları hedefe koymuş durumdalar. Ergenekon operasyonlarını yapanlar aleyhine Adalet Bakanlığı´na verilen binlerce şikâyet dilekçesi, medya kampanyası, İçişleri´ne yapılan başvurularda temel amaç o ekiplerde çatlak yaparak mahkemeye gönderilen delillerle her geçen gün daha da umutsuzlaşan Ergenekon davasından kurtulmak ya da ucuz yırtmak.
Avcı´nın kitabı yeni bir kulvar açtı. Bu polislerin ve savcıların cemaatçi olduğu suçlamasıyla kamuoyunun etkilenmesi ve bunların arkasında duran hükümetin geri adım atarak o birimlerde görev yapanları etkisizleştirmek. Hiç olmazsa o kişileri baskı altına alarak Ergenekon´a karşı çalışma azimlerini kırmak. Yani Avcı Ergenekon çevrelerinin başta HSYK olmak üzere değişik birimlere yağdırdığı şikâyet dilekçelerine yeni malzemeler de sundu. Avcı da, arkadaşı Necdet Kılıç´ın ?dinleniyorum ne yapmalıyım? sorusuna ?HSYK, Adalet Bakanlığı ve değişik yerlere avukatın dilekçeler versin ortalığı ayağa kaldır? yanıtı veriyordu. Yani Avcı´nın Necdet Kılıç´a verdiği tavsiye aslında Ergenekon çevrelerinin iki yıldır yaptığı taktik ile örtüşüyor. Bu nedenle Avcı´nın kitabı bir projenin parçası.
Ancak kitapta çok çelişki olduğu için Avcı´nın beklediği sonuç gelmedi. Hedeflediği görevliler görevlerinde kalmaya devam edince, kamuoyu da Avcı´yı unutmaya başlayınca projenin ikinci ayağı devreye sokuldu. Avcı büyük bir medya kampanyasıyla hapse girdi. Avcı bence polisi ve savcıyı ters köşeye yatırarak, tutuklanması için âdeta savcıyı tahrik etti. Savcı ile ağız dalaşına girdiği, hakarete varan ifadeler kullanıldığı iddia ediliyor. Bana göre burada Avcı savcının kendini tutuklamasını istiyordu. Davetlere gitmemesi ve ifade vermemenin sonucunda mevcutlu getirileceğini en iyi Avcı biliyor. Bu hamlesinde başarılı oldu. Hapse girmesi sürecinde savcıyı hukuksuzluk yapmakla suçlayarak ifade vermemesi, tahliye talebinde bulunmayarak âdeta hukuk mücadelesi veriyormuş gibi yapması savcı ve Ergenekon operasyonu yapan polislerin üstüne baskı olarak dönecek. En azından Avcı böyle hesaplıyor olmalı. Bu, Avcı´nın kitapta isteyip sürekli kılamadığı bir hamleydi. Avcı kendisini hapiste unutturmayacak da. Her gün bir tanıdığı ziyaretine gidecek ve onun mesajlarını kamuoyuna taşıyacak. Uzun dönemde bu Avcı´nın hedefe koyduğu ve cemaatçilikle suçladığı polislerin ve savcıların üstüne baskı olarak dönecek. Avcı´nın hesabı bu yönde. Bu nedenle de Avcı bir sure mahkemeden tahliye talebinde bulunmayacak. Avcı, dışarıda düzenleyeceği onlarca basın toplantısıyla elde edemeyeceği baskıyı içerden göndereceği mesajlarla elde etmiş olacak.
Bu oyunun bozulması için bana göre Avcı´nın serbest kalması gerekiyor. Ama mahkeme de eldeki delile bakarak tutuklama veriyor. Mahkemeler kamuoyu ne der diye karar vermiyor Türkiye´de. Bu nedenle Avcı´nın içerde kalmasının toplumsal bir olaya dönmesi temelde mahkemeyi ilgilendirmiyor ama Ergenekon operasyonu yapan polisler ve savcıların üstüne baskı olarak dönüyor. Hesap da bunun üstüne kurulu. Bu süreçte Avcı´nın istemediği konu tartışmanın magazinleşmesi. Eğer Avcı´nın eşi ve sevgilisi arasındaki tartışma magazinleşirse Avcı amacına ulaşamaz. O da bu nedenle muhataplarına susmaları yönünde haber göndermiş. Avcı cemaatin tartışılmasını istiyor ama vurmak istediği cemaatin kendisi değil Ergenekon operasyonlarını yapanlar. Çok iddialı bulabilirsiniz ama bu yazı kamuoyunda yankılanırsa Hanefi Avcı mahkemeden tahliye talebinde bulunur. Çünkü Avcı´nın mahkemede kalarak elde etmek istediği sonuç anlamsız kalırsa onun için tutuklu kalmanın anlamı da olmayacak... ( Emre Uslu / Taraf)
Kezban Küçük´ün kocası: Evliyken 1,5 yıl beni aldatmış
Devrimci Karargâh örgütüne yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla tutuklanan eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın sevgilisi Kezban Küçük´ün, eski eşi Murat Kerman hukuk mücadelesi başlatacağı iddia edildi. Kezban Küçük´ten geçen haziranda boşanan Murat Kerman´ın, eski eşinin NTV´de canlı yayında yaptığı açıklamalarda Avcı ile iki yıldır ilişkisinin olduğunu anlatması üzerine önceki gün Ankara´dan İstanbul´a gelerek avukat Kezban Hatemi ile görüştüğü ileri sürülüyor. Kerman´ın 1.5 yıl boyunca kendisini aldattığını öne sürerek eski eşi ve Avcı´ya manevi tazminat davası açacağı belirtildi. Konuyla ilgili telefonla ulaştığımız Kerman ise iddiaları yalanlamazken, Konuşmak istemiyorum dedi. Küçük, Avcı ile aşk yaşadığı iddialarını önce yalanlasa da daha sonra canlı yayına çıkarak, ilişkilerini kabullenmişti.
Avcı ifade verdi
Avcı, dün yazdığı kitapla ilgili olarak Silivri Adliyesi´ne götürülerek müşteki sıfatıyla ifade verdi. Avcı´nın ifadesini Silivri Başsavcısı Orhan Usta aldı. Yaklaşık bir saat süreyle ifade veren Avcı, toplam iki saat adliyede kaldı. Daha sonra cezaevi aracıyla tutuklu bulunduğu koğuşa götürüldü. Avcı´nın hangi konuda ifade verdiği öğrenilemedi.
Şehit polis Hüsnü Uyan´ın ağabeyi: Devrimci Karargâh soruşturmasında sonuna kadar gidilmeli
Devrimci Karargâh örgütünün düzenlediği saldırıda yüzü parçalanan 28 yaşındaki polis memuru Hüsnü Uyan, haftalar sonra kaldırıldığı hastanede vefat etmişti. Hanefi Avcı´nın yardım ve yataklık yaptığı iddiasıyla tutuklandığı Devrimci Karargâh örgütü son iki yıldır birçok kanlı eylem gerçekleştirdi. Ama üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen AK Parti il binasına düzenlediği saldırının vahşet görüntüleri hafızalardaki yerini koruyor. Kargo ile il başkanlığına gönderilen bir paket içindeki parça tesirli bombanın patlaması sonucu 10 kişi ağır bir şekilde yaralanmıştı. Saldırıda yüzü parçalanan 28 yaşındaki polis memuru Hüsnü Uyan ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Devrimci Karargâh´ın tekrar gündeme gelmesiyle acıları tazelenen Hüsnü Uyan´ın ağabeyi Avni Uyan, yapılan saldırıların bir örgüt işi olduğuna işaret ediyor.
Yakın arkadaşlarını şehit eden örgüte yataklık eden kişi, Türkiye Cumhuriyeti´nin bir polisi olamaz
Kardeşinin öldürülmesinden sorumlu tutulan örgütün daha da derinlemesine araştırılması gerektiğini söyleyen Uyan, İki polisin öldürülmesinden ve çeşitli yerlerin bombalanmasından sorumlu tutulan kişilerin, herhangi bir örgüte mensup olmaması mümkün değildir. Devlet düzenini bozmak isteyenler, örgüt değil de nedir? diyor. Kardeşinin şehit olmasının ardından çok kötü günler geçirdiklerini kaydeden Uyan, Ben annemle birlikte yaşıyorum. Zavallı kadıncağız, her gün ağlıyor. Mezarı evimizin karşısında olan kardeşimi her gördüğünde kahroluyor. ifadelerini kullanıyor. Örgütün Hanefi Avcı ile ilişkisine de değinen Avni Uyan, Bir emniyet müdürünün, iki polis memurunun şehit edilmesi olayında adı geçen bir örgütle adının anılmasını nasıl değerlendirelim biz? sorusunu yöneltiyor. Avcı´yı 28 Şubat karşısında duran iyi biri olarak tanıdıklarını dile getiren Hüsnü Uyan, Avcı, bu örgüte yardım etmişse o, Türkiye Cumhuriyeti´ne bağlı bir emniyet müdürü olamaz. Yakın arkadaşlarını şehit eden örgüte yataklık eden bir kişi, Türkiye Cumhuriyeti´nin bir polisi olamaz. şeklinde konuşuyor. Uyan, doğruların ortaya çıkması için kendilerinin de yargılamanın sonucunu beklediklerini aktarıyor. ( Zaman)
(02 Ekim 2010, 15:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İşte Hanefi Avcı´nın Ergenekon planı
Hanefi Avcı´nın iddialarıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Islak imzalı belge de cemaatleri hedeflemişti
Ergenekon´un karşı hamlesi Avcı´dan
Flaş!!! Avcı´ya ´Devrimci Karargah´ gözaltısı
İşte Avcı´ya savcının yönelttiği sorular
Avcı´nın amacı soruşturmayı engellemek
Hanefi Avcı kuyuya bir taş attı
Devrimci Karargah operasyonundan Avcı çıktı
Devrimci Karargah Örgütü manşetlerimiz