Devrimci Karargah Terör Örgütü iddianamesinde, örgüte yardım ve yataklık suçuyla yargılanan Hanefi Avcı hakkında önemli iddialar yer alıyor. Avcı´nın evinde yapılan aramalarda bulunan silahların kullanım sürelerinin dolmasına rağmen teslim edilmemesinin yanı sıra, üzerinde Avcı´nın resimlerinin yer aldığı çok sayıda pasaport, sürücü belgesi ve kimliklerin, Avcı emniyet görevlisi olmasına rağmen, emniyetle bağlantılı hiç bir işte kullanılmadığı belirtiliyor.
Bir emniyet müdürü niçin sahte kimlik kullanır?
Devrimci Karargah Terör Örgütü iddianamesinde, örgüte yardım ve yataklık suçuyla yargılanan Hanefi Avcı hakkında önemli iddialar yer alıyor. Avcı´nın evinde yapılan aramalarda bulunan silahların kullanım sürelerinin dolmasına rağmen teslim edilmemesinin yanı sıra, üzerinde Avcı´nın resimlerinin yer aldığı çok sayıda pasaport, sürücü belgesi ve kimliklerin, Avcı emniyet görevlisi olmasına rağmen, emniyetle bağlantılı hiç bir işte kullanılmadığı belirtiliyor.
Söz konusu pasaport ve kimliklerin asıl sahiplerinin bazılarının öldüğü belirtilirken, bazı kimliklerin sahiplerinin ise hiç olmadığı kaydediliyor. İddianamede yer verilen Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı´nın 15 Kasım 2010 tarihinde hazırladığı raporda, kimliklerin hiçbir alanda kullanılmadığı belirtilerek, Silah ruhsatı, nüfus cüzdanı, pasaport ve sürücü belgelerinin mevcudiyetine ve görev gereği verildiğine ilişkin olarak kayıtlarında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı bildirilmiştir. ifadesine yer veriliyor.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Devrimci Karargah Terör Örgütü (DKÖ) iddianamesinin ayrıntılarında, Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hakkındaki iddialar dikkat çekiyor. İddianamede, 28 Eylül 2010 tarihinde Hanefi Avcı´nın Eskişehir Emniyet Müdürlüğü ve Polis Evi´ndeki lojmanında yapılan aramalarda bulunan silahlar, sahte kimlik, sürücü belgesi ve pasaportlar hakkında detaylı bilgilere yer veriliyor.
İddianamede, Avcı´nın Eskişehir´deki lojmanında bulunan silah, pasaport ve kimliklerin, Emniyetin bugüne kadarki hiç bir eyleminde kullanılmadığı raporlarla anlatılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı´nın 15 Kasım 2010 tarihinde hazırladığı ve iddianamede yer alan raporda, Avcı ile ilgili kimliklerin hiçbir alanda kullanılmadığı belirtiliyor. Raporda, ? silah ruhsatı, nüfus cüzdanı, pasaport ve sürücü belgelerinin mevcudiyetine ve görev gereği verildiğine ilişkin olarak kayıtlarında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı bildirilmiştir? ifadesine yer veriliyor.
Ayrıca iddianamede konuyla ilgili İstihbarat Daire Başkanlığı´nın raporu da yer alıyor. Bu raporda da çalışma görev ve yetkileri itibarıyla yapılan görevlendirmede ve faaliyetlerde, bahsedilen tarzda bir usul ve uygulamanın bulunmadığı anlatılıyor. Bu bağlamda Avcı´ya da üzerinde kendisinin resimlerinin bulunduğu başkaları adına düzenlenmiş sahte sürücü belgeleri, pasaportlar ve nüfus cüzdanlarının görev gereği çıkartılmadığı ve bunların kayıtlarda olmadığı belirtiliyor.
ÜZERİNDE AVCI´NIN RESMİNİN BULUNDUĞU KİMLİK SAHİPLERİNİN KİMİSİ ÖLMÜŞ, KİMİNİN HİÇ KAYDI BİLE YOK
Yapılan aramalarda Avcı´nın lojmanında çok sayıda nüfus cüzdanı, pasaport, sürücü belgesi ele geçirildiğinin anlatıldığı iddianamede, ilginç bilgiler yer alıyor. Üzerinde Avcı´nın resminin bulunduğu, Bilal Alkan adına tanzim edilmiş sürücü belgelerinin ise ayrı ayrı sicil numaralarıyla farklı illerden değişik kişilerin üzerine birkaç kez çıkarıldığı ancak, bu şahısların kayıtlarda yer almadığı kaydediliyor.
Buna göre üzerinde Avcı´nın resminin bulunduğu Bilal Alkan adına tanzim edilmiş 75868 sicil numaralı sürücü belgesinin 18 Ocak 1988 tarihinde Mehmet kızı Kilis 1949 doğumlu Necla Özkan adına düzenlendiği, Sabit Kabaklı adına tanzim edilmiş ve üzerinde Avcı´ya ait fotoğraf bulunan 78578 sicil numaralı sürücü belgesinin, 6 Nisan 1988 tarihinde Süleyman oğlu Mersin 1955 doğumlu Mustafa Toksöz adına düzenlendiği, ancak bilgisayar kayıtlarında, Bilal Alkan adına düzenlenmiş herhangi bir sürücü belge kaydının bulunmadığı ve bu şahıs adına tanzim edilmiş 75868 sicil numaralı sürücü belgesinin 18 Ocak 1988 tarihinde Mehmet kızı Kilis 1949 doğumlu Necla Özkan adına düzenlendiği vurgulanıyor.
Bu bağlamda, kayıtlarda Bilal Alkan adına düzenlenmiş herhangi bir sürücü belge kaydının bulunmadığı, üzerlerinde şüpheli Hanefi Avcı´nın fotoğrafları bulunan 1953 doğumlu Mehmet-Hamide oğlu Sabit Kabaklı kimlik bilgisi ile nüfus kayıtlarında herhangi bir kaydın bulunmadığı ancak, aynı kimlik bilgisi ile 1963 doğumlu olarak Sabit Kabaklı adına kaydın bulunduğu, bu kaydın da şahsın 15 Kasım 2006 tarihinde ölmesi nedeniyle kapatıldığı ifade ediliyor. Yapılan incelemelerde söz konusu sahte kimliklerin seri numaraları üzerinde oynamalar yapıldığının tespit edildiği anlatılıyor.
ÜZERİNDE AVCI´NIN RESİMLERİNİN YER ALDIĞI SAHTE PASAPORTLAR GİRİŞ-ÇIKIŞLARDA KULLANILMIŞ
İddianamede, Avcı´nın lojmanında ele geçirilen sahte pasaportların ise ülkeye giriş-çıkışlarda kullanıldığı tespit edildiği vurgulanıyor. İddianamede, sahte pasaportlarla ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Hudut İltica Daire Başkanlığı´nın 25 Ekim 2010 tarihli yazısına da yer veriliyor. Buna göre, Almanya uyruklu Arshaad Mahmood adına düzenlenmiş ve üzerinde Avcı´nın resminin bulunduğu sahte pasaportun, yapılan sorgulamada 1995 tarihinde Atatürk Havalimanı´ndan çıkış yaptığı kayıtlara geçmiş. Ayrıca, yine Almanya uyruklu S.Herta Selenga adına düzenlenmiş ve üzerinde Avcı´nın resminin yer aldığı sahte pasaportla da 19 Temmuz1992 tarihinde çıkış, 3 Ekim 1992 tarihinde Atatürk Havalimanı´ndan giriş yapıldığının tespit edildiği belirtiliyor. ( Cihan)
AVCI SAHTE PASAPORTLARI YURTDIŞI GÖREVLERDE Mİ KULLANDI?
Hanefi Avcı, mahkemedeki ifadesinde evinde çıkan sahte pasaport ve kimlikleri kendisinin düzenlediğini kabul etmişti. Avcı´nın mahkeme ifadesinde, Üzerinde benim resmim olan ancak farklı isme ait nüfus cüzdanı ehliyet ve pasaportu, 1991 yılında yurtdışı görevi ile ilgili olarak ben düzenledim. Hatta bu pasaportla Suriye´ye iki defa girip çıktığıma dair üzerinde kayıt vardır ifadelerine de yer verdi.
YURTDIŞINDA GÖREV YETKİSİ YOK
Ancak kaynaklar, Hanefi Avcı´nın o dönemde Diyarbakır İstihbarat Şubesi´nde görevli olduğunu ve görev yaptığı birimin sadece şehir merkezlerinde görev yapmakla yükümlü olduğunu, bırakın Suriye´ye yurt dışı göreve çıkmayı, Diyarbakır haricinde başka bir ilde bile görevli olamayacağına dikkat çekiyor. İstihbarat teşkilatları ile ilgili kanunlarda, yurt dışı istihbaratı için MİT, yurt içindeki şehir merkezlerinde Emniyet İstihbaratı ve yurtiçinde şehir merkezleri dışındaki yerleşim yerleri için de Jandarma Genel Komutanlığı´na bağlı istihbarat birimi görevlendirilmesi düzenlenmiş durumda. Hanefi Avcı´nın ?1991´de yurt dışına göreve gittim? açıklamasının hiçbir yasal ve resmi nedeninin bulunmadığı ifade ediliyor. Kanuna göre Emniyet İstihbarat görevlileri sadece eğitim, konferans ve toplantılara katılmak amacıyla yurt dışına çıkabiliyorlar. Belirtilen görevler için de yurt dışına çıkılırken Hizmet Pasaportu (Gri Pasaport-Görev pasaportu) düzenlenmesi gerekiyor. Avcı´nın Yurt dışına sahte pasaportlarla göreve gittim açıklamasının hiçbir yasal temelinin bulunmadığı ve yaptığı kamu görevinin niteliği nedeniyle de yurt dışına göreve çıkamayacağı belirtiliyor.
(10 Şubat 2011, 15:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Avcı´da ele geçen sahte pasaport ve kimliklerle ilgili manşetlerimiz
Devrimci Karargah Örgütü manşetlerimiz
Flaş!!! Avcı´ya ´Devrimci Karargah´ gözaltısı
Hanefi Avcı´nın iddiaları manşetlerimiz
Avcı´nın amacı soruşturmayı engellemek