Cumhurbaşkanlığı sürecinde en büyük provokasyon Genelkurmay´dan geldi. Genelkurmay, 27 Nisan 2007 gece yarısı internet sitesinde yayınladığı basın duyurusuyla, seçim sürecinde laiklik konusunun tartışma odağı haline geldiğini ve gerektiğinde görevleri olan darbeyi yapacaklarını açıkça ilan etti.
28.04.2007 12:56 Cumhurbaşkanlığı sürecinde en büyük provokasyon Genelkurmay´dan geldi. Genelkurmay, 27 Nisan 2007 gece yarısı internet sitesinde yayınladığı basın duyurusuyla, seçim sürecinde laiklik konusunun tartışma odağı haline geldiğini ve gerektiğinde görevleri olan darbeyi yapacaklarını açıkça ilan etti. Beyfendilerin muhtıra gerekçesi neymiş, 23 Nisan´da Kuran okuma yarışması düzenlenmeye kalkışılmış, neymiş başka bir programda küçük kızlar başörtülü olarak çağdışı kıyafet içerisinde ilahiler okumuşmuş. Milli Eğitim Bakanı açıkladı, iddialar asılsız ya da hukuki işlemler zaten başlatılmış.
Bunlar her zaman oluyor Kuran okuma yarışmaları her zaman tertipleniyor küçük kızlara da anne babaları her zaman başörtüsü takabiliyor. Demokrasi yok mu özgürlük yok mu? Bale yapabilirler, manken olarak podyumda gezinebilirler ama başörtüsü takamazlar...mış! Hangi çağda yaşıyoruz? Zorla mı bizi değiştireceksiniz?! Derdiniz, coşkuyla kutlanan Kutludoğum haftası mı? Ayrıca niye tam anayasa mahkemesi ön plana çıkınca çığlık atıyorsunuz?
Yemezler beyler, bunların arkasına sığınmayın. Sizin asıl derdiniz artık kontrgerillanızın Şemdinli´de yakalanıyor olması. Size karşı seslerin gittikçe yükseliyor, otoritenizin, öcülüğünüzün azalıyor olması. MGK.dan ülkeyi yönetemiyor olmanız vs.vs. Açıkça AB´ye karşı çıkamıyorsunuz değil mi? Yönetme gücünün elinizden kayıyor olması sizin asıl derdiniz. Romanya Çavuşesku rejimi-Irak Saddam´ın Baas rejimi-Kırgızistan-Ukrayna eski kapalı rejimleri gibi Atatürkçülüğün arkasına sığınarak kapalı bir rejim sürdürmek istiyorsunuz. Atatürkçülüğü aşındırdığınızın farkında mısınız? Atatürkçülük gerçekten de bu mu? En büyük hortumlamalar 28 Şubat döneminde olmadı mı? Millet en ağır ekonomik buhranı bu süreçte yaşamadı mı?
Korkutamazsınız artık! Darbe de yapamazsınız, biraz sıkar. Çünkü yalama oldu. Öyle ikide bir çığlık atmanız kimseyi korkutmuyor. Piyasalar bile artık sizi iplemiyor! Birkaç ilerigerizekalınız kurumun şerefine leke süremez ve sürmemeli. Ordu milletin ordusudur. Siyaset yapmak isteyen kendine güveniyorsa buyursun sandığa. Ama yoksa seçmene güvenmiyor musunuz?
Şimdi şöyle bir geriye bakın, yapmaya çalıştığınız toplum mühendisliği ülkeyi istediğiniz yöne götürüyor mu? Bir yanda tartışan gelişen ve gittikçe birbiriyle kaynaşan diyaloğa giren açık bir dünya, diğer yanda sayısı gittikçe azalan baskıcı kapalı bir kaç rejim. Artık Rusya´daki komünistler, Romanya´daki çavuşeskucular, Irak´taki baasçılar, Kırgızistan ve Ukrayna´daki benzerleriniz sizi terketti! Şunu tartışamazsın şunu konuşamazsın şunu giyemezsin şunu teklif edemezsin. Bizim çizdiğimiz sınırlar içinde kalmak zorundasın yoksa görevimizi yaparız haa!
Muhtıranızın tek bir anlamı var, zamanlamasının çok ilginç oluşuyla: anayasa mahkemesine açık mesaj göndermek, AKP´ye karşı tavır almalarını emretmek! (Abdullah Harun)
(28 Nisan 2007, 12:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: