Balyoz davasında 163 askerin tutukluluk kararına yaptıkları itiraz, İstanbul 11´inci Ağır Ceza Mahkemesi´nce reddedildi. Aynı talep davaya bakan 10. Ağır Ceza tarafından da reddedilmiş, başvuru görüşülmek üzere üst mahkeme olan 11. Ağır Ceza´ya gönderilmişti. Benzer bir durum geçen yıl yaşanmış, 10. Ağır Ceza´nın verdiği 102 yakalama kararı üst mahkeme olan 11. Ağır Ceza tarafından kaldırılmıştı.
FLAŞ!!! Balyoz´da üst mahkemeden ret
Balyoz davasında 163 askerin tutukluluk kararına yaptıkları itiraz, İstanbul 11´inci Ağır Ceza Mahkemesi´nce reddedildi. Aynı talep davaya bakan 10. Ağır Ceza tarafından da reddedilmiş, başvuru görüşülmek üzere üst mahkeme olan 11. Ağır Ceza´ya gönderilmişti. Benzer bir durum geçen yıl yaşanmış, 10. Ağır Ceza´nın verdiği 102 yakalama kararı üst mahkeme olan 11. Ağır Ceza tarafından kaldırılmıştı.
Emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneral Şükrü Sarışık, emekli Korgeneral Engin Alan´ın da aralarında bulunduğu 162 sanığın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Karar, Mahkeme Başkanı Şeref Akçay´ın karşı görüşüne rağmen oy çokluğuyla alındı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay muhalefetine karşın, üye hakimler Mehmet Ekinci ve Birol Bilen´in sanıkların itirazının reddedilmesi yönünde karar verdi.
Tahliye şu gerekçelerle talep edilmişti
Tahliye talepleri için belirtilen gerekçeler şöyleydi: Sanıkların kaçak olmadıkları ve kaçma şüphelerinin bulunmadığı ve yakalama koşullarının oluşmadığı, sanıkların çağırıldığında gelmiş olmaları dolayısıyla kaçma şüphelerinin bulunmadığı itirazı, bazı sanıkların sağlık durumları nedeniyle itiraz, tüm delillerin toplandığı ve delillerin karartma şüphesinin bulunmadığı yönündeki itiraz, tutuklama kararı öncesinde sanık ve sanık avukatlarına söz verilmediği nedenlerle yapılan itiraz..
Başkan: ´Hukuk burada lazımdır´
Karara şerh koyan Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, 5 sayfadan oluşan şerh gerekçesinde Netice darbe yapmaktır ancak bu meydana gelmemiştir. İhtiyarı ile vazgeçme denmez ise tam fiil diyemeyiz. Hukuk tam olarak burada lazım ifadelerine yer verdi. Demokrasilerde halkın seçtiği siyasi iktidarın yine bunun dışında hangi nedenlerle olursa olsun görevden uzaklaştırılması kabul edilebilir bir şey değildir ve sanıkların yargılanmaması gerektiğini kimse söyleyemez ifadeleriyle başlayan şerh gerekçesinde Akçay şu ifadelere yer verdi;
İddianameden de anlaşıldığı üzere sanıkların 2002 yılında 1. Ordu komutanı olarak görev yapan Çetin Doğan´ın komutasında girdikleri yapılanmayla demokratik olmayacak bir şekilde siyasi iktidarı uzaklaştırmak istemiş ve bu kapsamda Oraj, Suga, Sakal, Tırpan, Orak, Çarşaf, Yumruk, Kürek, Testere gibi eylem planlarını faaliyete geçirmek için 5-7 Mart 2003´te Çetin Doğan başkanlığında yasadışı bir toplantı yapıldığı ama eylemin faaliyete geçmediği belirtildi.
Sanıklar hakkında suça teşebbüsten dava açıldığını hatırlatan Akçay, iddianamede yer alan eylem planlarının devam ettirecek herhangi bir delile rastlanmamaktadır dedi. Gölcük´te ele geçirilen belgelerin dava dosyasında yer alan delilerin kopyası niteliğinde olduğunu ifade eden Başkan Akçay şerh gerekçesinde, Netice gerçekleşene kadar her aşamada failin suç yolundan dönmesine vazgeçmek olarak kabul etmek gerekir. Bu durumda; Netice nedir? Darbe yapmak. Meydana gelmiş midir? Gelmemiştir. İhtiyari ile vazgeçme denmez ise Tam fiil diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Hukuk işte burada lazımdır ifadelerini büyük harflerle karara yazdırdı.
Sanıkların suçlarının oluşup oluşmadığının davanın karara bağladığı zaman tartışılması gerektiğini ifade eden Akçay, Daha önce 102 sanık hakkında aynı kararın verildiği zamandan bugüne değişen bir şey olmamasına rağmen Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen belgelerin yeni delilmiş gibi tutuklama kararı verilmesinin doğru olup olmadığı tartışılmalıdır ifadelerini kullandı. Sanıkların konumları ayrı ayrı belirtilmeden tümüne aynı gerekçelerle sırf kanunda belirtilen cümlelerin yazılması suretiyle tutuklama kararı verilmesi doğru mudur? cümlelerine yer veren Akçay, gerekçesini şöyle tamamladı; Dolayısıyla sanıkların Adil yargılanması ortamının sağlanması gerekir. Savunmaları alınmadan dosyaya mevcut delillerin dışında planlarını ve toplantıdaki iradelerinin devam ettirdiğine dair yeni bir delil ortaya koymadan bu gerekçelerle yukarıda belirtilen suç vasfının değişme ihtimaline ilişkin konuların tartışılması yapılmadan ve bu değişme ihtimali mevcut iken yeniden sanıkların tutuklanmalarına ve yakalama kararı çıkartılmasına karar verilmesinin adil yargılama ilkeleri ile bağdaşmadığı bu nedenle itirazların kabul edilmesi görüşünde olduğum için sayın çokluğun görüşüne katılmıyorum.
Başkan Gölcük´ü yok saydı
Başkan Akçay´ın muhalefet şerhinde belirttiği görüşleri oldukça şaşırtıcı görünüyor. Gölcük belgelerini eski delillerin yeni bilgi içermeyen kopyası olarak niteleyen, ayrıca Balyoz darbe toplantısından sonra sanıkların icrai faaliyette bulunmadığını ve eylemlerinin devam etmediğini de iddia eden Akçay, bu nedenlerle tahliye taleplerinin kabul edilmesini istedi. Ancak diğer iki hakim bu görüşlere katılmadı. Hakimler, Gölcük´te ele geçen belgelerin delil karartmaya dair bir delil olduğunu vurgulayarak serbest bırakılmaları halinde benzer bir durumun tekrar yaşanabileceğini belirttiler. Gölcük belgelerinin sonradan ortaya çıkmış olmasının da delillerin tam olarak toplanmadığını ispatladığını belirten hakimler bu gerekçelerle tahliye taleplerini reddetti.
´Mahkemenin kararı ölçülü´
Kararda, ceza sürecine ve suç türüne göre İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nce verilen tutuklama ve yakalama kararının CMK´nın 100. maddesi gereğince ölçülü olduğu belirtildi.
Tutuklama nedeni kaçma şüphesi değil
Sanıkların çağırıldıklarında gelmiş olmaları dolayısıyla kaçma şüphelerinin bulunmadığı yönündeki itirazlarına ilişkin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nce 11 Şubat´ta verilen kararda kaçma şüphesinden bahsedilmemektedir. Tutuklama nedeni olarak bu husus yer almamaktadır. Mahkeme kararında yer almayan gerekçeyle itirazda bulunmanın yasal dayanağı yoktur dedi.
´Hasta olma tutuklamaya engel değil´
Bazı sanıkların sağlık durumları itibariyle itiraz ettiklerinin hatırlatıldığı kararda, CMK´nın 99, 100 ve 199 maddeleri hükümleri bakımından hasta olmanın tutuklamaya engel hal olarak düzenlenmediği kaydedildi. Kararda, sanıkların sağlık durumlarının tutukevinde kalmaya engel nitelikte olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin, buna ilişkin sağlık kurulu raporuyla birlikte yargılamayı sürdüren mahkemesine ait olduğu, bahsedilen nedenle de yasaya aykırı bir uygulamanın bulunmadığı belirtildi.
´Deliller tam olarak toplanmamış´
Avukatların tüm delillerin toplandığı, delil karartma şüphesinin bulunmadığı yönündeki itirazı ile ilgili olarak mahkeme, yargılama devam ederken Gölcük Donanma Komutanlığı´ndan daha önceden elde edilen delillere ek olarak gizlenmiş halde çok sayıda yeni delil elde edilmiş olması göz önüne alındığında, delillerin tam olarak toplanmış sayılamayacağına dikkat çekildi. Sanıkların bir kısmının halen görev yapmakta olması, bir kısmının da emekli olmalarına karşın emekli olmadan önceki görev mahalleri, konumları, görevlerinden kaynaklanan sosyal mecralarındaki iletişimleriyle görevde olanlara ve yargılamanın safahatına, yeni delillerin elde edilmesine, delillerin karartılmasına, halen dava dosyasında tanıkların dinlenmediği de gözetilerek, etki etme tehlikesinin devam ettiği kaydedildi.
´Delil karartma tehlikesi var´
Haklarında tutuklama ve yakalama kararı çıkarılan sanıkların tümü hakkında kuvvetli suç şüphesinin var olduğu, ayrıca sanıkların delil karartma, yeni delil elde edilmesine engel olma tehlikesinin bulunduğunun belirtildiği kararda, sanıklar hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ifade edildi.
Muhalif başkan: ´Sanıkların yargılanmaması gerektiğini kimse söyleyemez ancak...´
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nce verilen karara Mahkeme Başkanı Şeref Akçay muhalefet etti. Başkan Akçay, muhalefet şerhine ilişkin gerekçesinde Demokrasilerde halkın seçtiği siyasi iktidarın yine bunun dışında hangi nedenlerle olursa olsun, görevden uzaklaştırılması kabul edilir bir şey değildir ve sanıkların yargılanmaması gerektiğini kimse söyleyemez dedi.
Başkan, sanıkların darbe toplantısından sonra icrai faaliyette bulunmadığını iddia etti, yani ona göre girişim plan safhasında kaldı
Savcılık iddianamesinde, sanıkların eyleminin suça teşebbüs olduğu kabul edilerek bu maddeden dolayı kamu davası açılmıştır. diyen mahkeme başkanı Akçay,Burada cevaplandırılması gereken ve bize göre de bu davanın temelini oluşturan bir soru vardır ve bu soruya hukuken cevap verilmediği müddetçe bu dava sonuçlanamaz. İddianamede de bu soruya herhangi bir cevap verilmemiştir. Sorulması gereken soru sanıkların 5-7 Mart 2003 tarihindeki bu toplantıdan sonra bu eylemlerini devam ettirecek herhangi bir faaliyette, herhangi bir icrai faaliyette bulunmuşlar mıdır sorusudur ifadelerini kullandı.
Başkan Gölcük belgelerinin saklanmasını icrai faaliyet saymadı: ´Eylemlerin devam ettiğine dair delil yok!´
Gerek iddianamenin tümünde gerek iddianame açılana kadar dosyaya konulan CD´lerde, gerek iddianameden sonra Gölcük´te çıktığı belirtilen dosyalarda bu tarihten sonra sanıkların eylemleri devam ettirdiğine dair veya bu iradeyi taşıdıklarına dair herhangi bir delil yoktur diyen Başkan Akçay, şöyle dedi: Kaldı ki, o dönemde belli bir silah gücüne hükmeden komutanlar emekli olduktan sonra bu silahlı güç üzerindeki hakimiyeti sona ermiştir. İbrahim Fırtına, Özden Örnek gibi komutanlar ise planları yapıldığı tarihteki konumlarından daha güçlü olan kuvvet komutanlıklarına gelmiş ve daha büyük bir silahlı gücü hükmetme imkanına sahip olmuştur. Bu konumlarında iken bu tarihte yapılan planları devam ettirme konusunda herhangi bir faaliyet söylenebilir mi? Söylenemez. İddianamede de böyle bir iddia yoktur.
Başkan: ´Gölcük´teki belgeler eskilerinin birer kopyası´
Gölcük´te ele geçirilen delillerin, dava açıldığı zaman dosyada bulunan eski delillerin birer kopyası olduğuna vurgu yapan Akçay, yeni delillerin 2003 tarihinden sonra sanıkların yeni eylemlerini gösteren deliller olmadığını ifade etti. Akçay, mahkemenin tutuklama kararında belirttiği delillerin toplanmamış olması gerekçesi ile ilgili olarak Toplanacak hangi delil vardır dedi.
Gölcük belgeleri arasında, örneğin Poyrazköy´e silahların gömülmesi ve ıslak imza emri gibi, 2003 tarihi sonrasına ait çok sayıda belgenin çıktığı bilinirken başkan bunları dikkate almadı
Başkan: ´Tutuklama kararı verilmesi adil midir?´
Başkan Akçay muhalefet gerekçesini şöyle tamamladı: Daha önce aynı sanıkların 102 tanesi hakkında kaçma şüphesi var diye yakalama kararı çıkartılması ve o günden sonra değişen herhangi bir şey olmadan Gölcük´te yakalanan delillerin daha önceki delillerin bir örneği olmasına rağmen yeni delilmiş gibi kabul edilip bu kez tutuklama kararı verilmesi adil midir? Bunların hepsinin tartışılması gerekir. Dolayısıyla sanıkların adil yargılanması ortamının sağlanması gerekir. Bu nedenlerle, itirazların kabul edilmesi görüşünde olduğum için çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Tahliyesi reddedilen 162 sanık
Karara göre, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneral Şükrü Sarışık, emekli Orgeneral Ergin Saygun, emekli Korgeneral Engin Alan, Koramiral Kadir Sağdıç, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Korgeneral Yurdaer Olcan, Ergün Tümgeneral Gürbüz Kaya, Balaban, Turgay Erdağ, Levent Çehreli, Mücahit Erakyol , Cemalettin Bozdağan, Dursun Çiçek, Mustafa Kemal Tutkun, Hasan Hoşgit , Hüseyin Hoşgit, Ali Deniz Kutluk, Mustafa Aydın Gürül, Aytekin Can, Engin Alan, Ahmet Yavuz, Bülent Tunçay, Ahmet Necdet Doluer, İsmail Hakan Çelikcan, Mehmet Ferhat Çolpan, Şafak Duruer, Ali Aydın, Hasan Hakan Dereli, Suat Aytın, İzzet Ocak, Mehmet Kemal Gönültaş, Cemal Candan, Gökhan Murat Üstündağ, Harun Özdemir, Namık Koç, Ahmet Küçükşahin, Abdullah Gavremoğlu, Meftun Hıraca, Hasan Basri Aslan, Ahmet Türkmen, Bahtiyar Ersay, Hakan Akkoç, Yunus Nadi Erkut, İsmet Kışla, Nedim Ulusan, Mehmet Fatih Ilğar, Süha Tanyeri, Mehmet Fikri Karadağ, Muharrem Nuri Alacalı, Mehmet Alper Şengezer, Tayfun Duman, Ali Türkşen, İbrahim Koray Özyurt, Dora Sungunay, Mustafa Yuvanç , Özer Karabulut, Ahmet Feyyaz Öğütçü, Abdurrahman Başbuğ, Mehmet Ulutaş, Yusuf Ziya Toker, Barbaros Kasar, Abdullah Dalay, Erhan Koruner, Doğan Fatih Küçük, Hamdi Poyraz, Hasan Fehmi Canan, Mehmet Kaya, Soydan Görgülü, Ayhan Gedik, Mehmet Yoleri, Erdal Akyazan, Doğan Temel, Hayri Güner, Recep Rıfkı Durusoy, Yunus Nadi Erkurt, Kubilay Aktaş, Levent Erkek, Hüseyin Polatsoy, Memiş Yüksel Yalçın, Halil Kalkanlı, Emin Küçükkılıç, Faruk Oktay Memioğlu, Lütfi Sancar, Taner Balkız, Halil Yıldız, Dursun Tolga, Ümit Özcan, İlkay Nerat, Zafer Karataş, Orkun Gökalp, Refik Hakan Tuğan, Fuat Pakdil, Recai Elmas, Ahmet Topdağ, Mustafa Çalış, Hakan İsmail Çelik, Nuri Ali Karababa, Nihat Altınbulak, Levent Görgeç, Mustafa Koç, Recep Yıldız, Mustafa Aydın, Ahmet Şentürk, Engin Baykal, Taylan Çakır, Mümtaz Can, Yüksel Gürcan, Hanifi Yıldırım, Mustafa Önsel, Bekir Memiş, İhsan Balabanlı, Halil Helvacıoğlu, Nejat Bek, Hasan Nurgören, Ayhan Taş, Behçet Alper Güney, Nurettin Işık, Salim Erkal Bektaş, Veli Murat Tolga, Fatih Altın, Burhan Gökçe, Mustafa Erdal Hamzaoğlu, Nihat Özkan, Sırrı Yılmaz, Gökhan Çiloğlu, Kasım Erdem, Gökhan Gökay, Fatih Musa Çınar, Kemal Dinçer, Murat Ataç, İkrami Özturan, Metin Yavuz Yalçın, Behzat Balta, Tuncay Çakan, Ahmet Tuncer, Cemal Temizöz, Cengiz Köylü, Bulut Ömer Mimiroğlu, Ali Rıza Sözen, Ali Demir, Erdinç Atik, Yusuf Kelleli, Hakan Sargın, Hüseyin Özçoban, Hüseyin Topuz, Kahraman Dikmen, Murat Özçelik, Ali Semih Çetin, Bora Serdar, Cem Aziz Çakmak, Ramazan Cem Gürdeniz, Ercan İrençin, Fatip Uluçyeğin, Hasan Gülkaya, Kıvanç Kırmacı, Soner Polat, Taner Gül, Yaşar Barbaros Büyüksağanak, Faruk Doğan, Utku Arslan Mustafa Karasabun´un itirazları oy çokluğu ile reddedildi. ( DHA, Sabah)
(01 Mart 2011, 12:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Balyoz Planı manşetlerimiz
FLAŞ Flaş!!! Balyoz´da 163 tutuklama